DÜNYA - 16 Nisan 2024 Salı 18:35 | Son Güncelleme : 16 Nisan 2024 Salı 18:37

Karadeniz’deki en büyük NATO tatbikatı, 13 ülkenin katılımıyla devam ediyor

A
A
A
Karadeniz’deki en büyük NATO tatbikatı, 13 ülkenin katılımıyla devam ediyor

NATO’nun Karadeniz’deki en büyük tatbikatı “Deniz Kalkanı”, 13 ülkeden onlarca savaş gemisi ve binlerce askerin katılımıyla 8 Nisan’dan bu yana devam ediyor.

NATO’nun Karadeniz’deki en büyük tatbikatı “Deniz Kalkanı” devam ediyor. 13 ülkeden onlarca savaş gemisi ve binlerce askerin katılımıyla 8 Nisan’da başlayan tatbikat, 21 Nisan’da sona erecek. Bu yıl Karadeniz’deki güncel risk ve güvenlik tehditleri göz önünde bulundurularak güncellenen “Deniz Kalkanı” tatbikatı, Karadeniz’de, Romanya’nın kıyı bölgesinde, Tuna nehrinde ve Tuna Deltası’nda gerçekleştiriliyor.

Romanya Savunma Bakanlığı, tarafından yapılan açıklamada, tatbikata 400’ü yabancı 2200’den fazla askeri personelin katıldığı belirtilerek, “Tatbikatın senaryosu, NATO standartlarına uygun olarak ve bölgedeki mevcut güvenlik tehditleri bağlamında deniz ve nehirdeki yasa dışı faaliyetlerle mücadele, deniz ve nehir trafiğinin kontrolünü sağlama ve denizde arama ve kurtarma faaliyetlerini planlama ve yürütme hedeflerine ulaşmayı amaçlamaktadır” denildi.

Romanya Deniz Kuvvetleri tarafından tertiplenen en karmaşık tatbikat olarak tanımlanan askeri manevralara Romanya’nın yanı sıra Bulgaristan, Fransa, Gürcistan, Yunanistan, İtalya, İngiltere, Moldova, Hollanda, Polonya, Portekiz, Türkiye ve ABD de katılıyor.

NATO, Rusya’nın 2022 yılı şubat ayında Ukrayna’ya saldırısı sonrasında Avrupa’nın doğusundaki varlığını artırmış ve Romanya, Macaristan, Bulgaristan ve Slovakya’da kapasitesini artırma kararı almıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TFF’den yeni sezon için yabancı sayısı açıklaması Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), yeni sezonda takımların 14 yabancı oyuncu bulundurabileceğini, 12’si için yaş kriteri aranmayacağını açıkladı. TFF, yeni sezon için yabancı oyuncu oynatma kriterleri hakkında açıklamalarda bulundu. Federasyondan yapılan açıklama şöyle: Madde 1 - Süper Lig futbolcu uygunluğu (1) Kulüpler A Takım Listesinde Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğu bulunmayan ("yabancı futbolcu") en fazla 14 futbolcu bulundurabilirler. A Takım Listesine yazılabilecek 14 yabancı futbolcunun 12’si için herhangi bir yaş kriteri aranmaz. A Takım Listesine 14 yabancı futbolcu yazılması halinde bu futbolculardan 2025-2026 sezonunda en az 2’sinin 01.01.2003 veya daha sonraki tarihte doğmuş olması zorunludur. A Takım Listesine yazılabilecek 14 yabancı futbolcu hakkının bir kısmının veya tamamının kullanılmaması, Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğuna sahip futbolcu sayısının fazla yazılmasına engel teşkil etmez. 2026 - 2027 sezonunda ise 14 yabancı futbolcunun en az 4’ünün 01.01.2004 veya daha sonraki tarihte doğmuş olması zorunludur. (2) 14’ten fazla sayıda yabancı futbolcu ile sözleşmesi bulunan Süper Lig Kulüpleri, A Takım Listesine yazılmamış yabancı futbolcuları A Takım müsabakalarında oynatamazlar. (3) Kulüpler birinci fıkrada öngörülen A Takım Listesine yazılan Türkiye A Milli Futbol Takımı’nda oynama uygunluğu bulunmayan futbolculara ilaveten; 2023 - 2024 sezonunda Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan ülkelerinin vatandaşı olarak A Takım Listesine yazılan 1 futbolcuyu ve Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğu bulunmamakla birlikte Türk Vatandaşlığı veya mavi kart sahibi olarak A Takım Listesine yazdıkları 1 futbolcuyu sözleşme süreleri sonuna kadar müktesep hakları sebebiyle Madde 2’nin e fıkrası kapsamında A Takım Listesine yazabilirler. Bu futbolcuların sözleşmelerinin sona ermesi halinde; uzatma, sözleşme yenileme ve diğer kulüplerle imzalayacakları sözleşmeler A Milli Takımda oynama uygunluğu bulunmayan futbolcu kapsamında tescil edilecek ve A Takım Listesine bu doğrultuda yazılacaktır. (4) Kulüpler, 01.01.2005 veya daha sonraki tarihte doğmuş ve Türkiye A Milli Takımında oynama uygunluğu bulunan tescilli profesyonel futbolcularını A Takım Listesine yazma zorunluluğu olmaksızın müsabakalarda oynatabilirler. Bu futbolcuların son 6 ay süreyle kulübüne tescilli olması ve 15 yaşını tamamlamış olmaları kaydı ile profesyonel futbolcu olmaları koşulu aranmaz. Madde 2 - A takım listesi (1) Kulüpler aşağıda belirtilen esaslar çerçevesinde resmi müsabakalara iştirak edecek profesyonel futbolcularının A Takım Listesini Federasyona ibraz etmek zorundadır: a) A Takım Listesi en fazla 28 futbolcudan oluşur. b) A Takım Listesinde yer alacak en az 14 futbolcunun, Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğuna sahip futbolcu olması zorunludur. Bununla birlikte listeye yazılmasına izin verilen yabancı futbolcular dışında A Takım Listesine yazılacak tüm futbolcuların yukarıdaki 1 nci maddenin 3. fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğuna sahip olması zorunludur. Yukarıda belirtilen futbolcular açısından 15 Haziran 2015 tarihinden önce başka ülke A Milli Futbol Takımlarını tercih etmiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı futbolcular bakımından Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğu şartı aranmaz. Türk vatandaşlığına sonradan geçen yabancılar ise, başka ülkelerin A Milli Futbol Takımında oynamamış olmaları kaydı ile vatandaşlığa kabul için yapmış oldukları ilk müracaat tarihinden itibaren beş yıl geçtikten sonra ve Türkiye Genç Milli Takımlarının herhangi bir yaş kategorisinin en az bir resmi müsabakasında oynamış olmaları koşulu ile bu kapsamda listeye yazılabilirler. c) Yukarıdaki "b" bendinde bahsi geçen 14 futbolcudan 2025 - 2026 sezonunda en az 2’sinin 01.01.2003 veya daha sonraki tarihte doğmuş olması zorunludur. 2026 - 2027 sezonunda ise bu futbolcuların en az 4’ünün 01.01.2004 veya daha sonraki tarihte doğmuş olması zorunludur. d) Kulüpler A Takım Listesinde en fazla 3 kaleci bulundurabilir. Bu kalecilerden en az ikisinin "b" bendinde belirtilen Türkiye A Milli Takımında oynama uygunluğu bulunan futbolcu olması zorunludur. e) Kulübün "b", "c", "d" bentlerinde öngörülen kriterlere uygun futbolcuları bildirmemesi durumunda A Takım Listesi, bildirilmeyen futbolcu sayısı kadar eksik oluşturulur; ayrıca ilgili kulüpler hakkında talimatlara aykırılık sebebiyle disiplin işlemi yapılır. f) Yukarıda "b", "c", "d" ve "e" bentlerinde yer alan futbolculardan, son listelerin TFF’ye ibrazından sonra Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğunu kaybedenler, takip eden ilk transfer ve tescil döneminin başında bu kapsamda oynama uygunluğuna sahip futbolcu statüsünü yitirir. Transfer ve Tescil Dönemleri içerisinde Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğunu kaybeden futbolcular ise derhal listedeki Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğuna sahip futbolcu statüsünden çıkarılırlar. Madde 3 - A takı listesinin TFF’ye sunulması (1) Kulüpler, ilk resmi müsabakalarından 24 saat öncesine kadar A Takım Listesini TFF’ye ibraz etmek zorundadır. (2) A Takım Listesi birinci transfer ve tescil dönemi içerisinde kulübün resmi müsabakalarından 24 saat önce kulüpler tarafından revize edilebilir. (3) A Takım Listesinin, ikinci transfer ve tescil dönemine kadar geçerli olacak şekilde, birinci transfer ve tescil döneminin bitimini takip eden üç gün içerisinde TFF’ye ibraz edilmesi zorunludur. (4) İkinci Transfer ve Tescil Döneminin başlangıcından itibaren kulüpler A Takım Listelerini kulübün resmi müsabakalarından 24 saat öncesine kadar revize edebilirler. (5) İkinci Transfer ve Tescil Döneminin bitimini takip eden üç gün içerisinde sezonun sonuna kadar geçerli olacak A Takım Listesinin TFF’ye ibraz edilmesi zorunludur. (6) A Takım Listesine yazılacak olan futbolcuların kulüp adına TFF tarafından tescillerinin yapılmış olması zorunludur. Ancak, uluslararası transferlerde Uluslararası Transfer Sertifikası talep edilmiş olmasına rağmen sertifikası gelmeyen futbolcular A Takım Listesine yazılabilir. Bu durum listede kulüp tarafından açıkça belirtilecektir. Bu durumda olan futbolcular TFF tarafından tescil edilmedikçe müsabakalarda oynama uygunluğunu kazanamazlar. Bu futbolcuların tescilinin gerçekleşmemesi halinde revize dönemleri dışında bu futbolcuların yerine başka futbolcuların ilave edilmesine izin verilmez. (7) A Takım Listesini süresinde TFF’ye ibraz etmeyen kulüplerin müsabakalara katılmalarına izin verilmez. Madde 4 - Müsabaka isim listesi (1) Müsabaka İsim Listesi en fazla 21 futbolcudan oluşur. (2) Kulüpler, 2025 - 2026 sezonunda Müsabaka İsim Listesine ; a) A Takım Listelerinde yazılı futbolcularını, b) A Takım Listesine yazmadıkları 01.01.2005 veya daha sonraki tarihte doğmuş Türkiye A Milli Takımında oynama uygunluğu bulunmaları koşulu ile, tescilli profesyonel futbolcuları ile, aynı şartlara sahip son 6 ay süreyle kulübüne tescilli olması ve 15 yaşını tamamlamış olmaları kaydı ile amatör futbolcularını, c) 01.01.2005 veya daha sonraki tarihte doğmuş olmaları koşuluyla 15 yaşından itibaren kesintili veya kesintisiz en az 3 sezon veya 36 ay süreyle kulüpte tescili bulunan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan ülkelerinin vatandaşı profesyonel futbolcularını yazabilirler. (3) Yukarıdaki düzenlemelerin ihlali halinde Futbol Müsabaka Talimatı hükümleri uygulanır.
İstanbul Öz babası ve üvey annesinin işkence ederek öldürüp göle attığı Melike Eşiyok cinayetine ilişkin davaya başlandı Arnavutköy Sazlıbosna Barajı’nda 6 yıl önce cesedi bulunan 4 yaşındaki Melike Eşiyok cinayetine ilişkin öz baba ve anne ile üvey annenin yargılandığı davanın görülmesine başlandı. Duruşmada beyanda bulunan Melike Eşiyok’un kardeşi E. Eşiyok, "Babam zincir aldı Melike’nin ellerine taktı. Balta ile öldürdü. Üvey annem de sürekli buz götürüyordu odaya. İlk başlarda cinsellik yaptılar sonra öldürdüler balta ile. Kolları bacakları yere düştü. Damarları tutuyordu sadece Melike’nin" dedi. H. Eşiyok ise "Biz rehber öğretmenimize her şeyi anlattık. Üvey annem Zehra çekiçle vuruyordu. Zehra bizi soyup tazyikli suyu üzerimize sıkıyordu. Babam Melike’yi öldürmeden önce kalorifer peteğine zincirledi. Bizi de tekmeleyerek dövüyordu" ifadelerini kullandı. Arnavutköy Sazlıbosna Barajı’nda 6 yıl önce cesedi bulunan 4 yaşındaki Melike Eşiyok cinayetine ilişkin öz baba ve anne ile üvey annenin yargılandığı davanın görülmesine başlandı. Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar baba Cahit Eşiyok ile üvey anne Zehra Öztürker SEGBİS sistemi ile hazır edildi. Tutuklu bir diğer sanık öz anne Meryem Ataman ile taraf avukatları da duruşmaya katıldı. Cesedi ortadan kaldırmaya çalışmışlar Duruşmada savunma yapan Melike Eşiyok’un öz annesi tutuklu sanık Meryem Ataman, "Biz olaydan önce Cahit ile boşandık. 3 çocuğumuzun velayeti babalarında kaldı. Zehra ile eşim yaşamaya başladı. Ardından onlar ayrıldı ve biz birlikte yaşamaya başladık. Melike’nin ölümünü 2018 yılında öğrendim. Birlikte yaşamaya başladığımız ilk an Melike’nin olmadığını fark ettim. Cahit bana öldüğünü söyledi. Zehra’yla birlikte cesedi ortadan kaldırmaya çalışmışlar. Zehra ve Cahit çocuklarıma eziyet etmiş. Aç, susuz bırakmışlar. Ben kızımın öldüğünü öğrendiğimde polise gitmek istedim. Ancak Cahit beni ve çocuklarımı öldürmekle tehdit etti. Korktuğum için polise gidemedim. Çocuklar olanları okulda öğretmenlerine anlatmış" şeklinde konuştu. "Denize atalım, hastaneye götürürsek bizi cezaevine atarlar" Tutuklu sanık baba Cahit Eşiyok ise, "Ben işteydim Zehra beni aradı çocuğun fenalaştığını söyledi. Zehra’yi eve gelirken tekrar aradım. ’Nefes almıyor çabuk gel’ dedi. Eve vardığımda Melike’nin yattığı odaya gittim. Seslendim bir tepki vermedi. Bana Zehra ’sakin ol hastaneye götürsek de geri gelmeyecek çocuk’ dedi. Olayın nasıl olduğunu Zehra’ya sordum. Bana ’kahvaltı için odasına gittim benden su istedi, su içerken öksürdü. Genzine su kaçtığı düşüncesi ile sırtına vurdum. Nefes almadı sonra’ diye olayı anlattı. Nasıl yapacağız diye konuşurken ’denize atalım, hastaneye götürürsek bizi cezaevine atarlar bizim öldürdüğümüzü düşünürler’ dedi. Ben ’asla öyle bir şey yapmam bir mezarlığa defnedeceğiz’ dedim" şeklinde savunma yaptı. "Cesedi poşetin içerisine taş koyup suya bıraktım orada duasını yaptım" Baba Cahit Eşiyok savunmasının devamında, "Melike’yi yıkadım. Kefen niyetine yatak çarşafına sardım. Büyük bir poşet vardı ona koyduk sonra. Biz Zehra ile araç kiraladık. Akşam havanın kararmasını bekledik. Mezarlığa defnedecektik. Mezarlığa gittik. Dolu bir mezarı kazmaya çalıştım. Kazamadım mezarı sinirim bozuldu. Hava kararınca Sazlıbosna Barajı’na gittik. Cesedi arabadan çıkardım. Poşetin içerisine 2 taş koydum. Suya bıraktım. Poşet su üstüne çıktı ama Melike çıkmadı. Orada duasını yaptım. Araca binip eve geldim. Ben biraz kendime gelince çok pişman oldum. Zehra 2 hafta sonra beni arayarak Melike’nin cesedinin bulunduğunu söyledi. Ben eve geldiğimde haberleri izletti. Haberi izleyince hem üzüldüm hem de çocuğumun bir mezarı olacak diye sevindim" dedi. "Çocuklarım üvey annelerinin tuvaleti elleri ile temizletip yalatmaya çalıştığını söyledi" Cahit Eşiyok, "Zehra ve ben tedirgin olmaya başladık. Zaman geçtikçe Zehra’nın çocuğumu öldürebileceğini düşündüm. Çocuklarım H. ve E. bana Zehra’nın kendilerine tazyikli su sıktığını, tıraş ettiğini ve tuvaleti elleri ile temizletip yalatmaya çalıştığını söyledi. Sonra Zehra ile ayrılarak eski eşim Meryem’i aldım. Meryem’e her şeyi anlattım. O da üzüldü ağladı. Beni teselli etti. Meryem bana ’olan olmuş geri gelmeyecek çocuk biz kalan çocuklarımıza sahip çıkalım’ dedi. Çocuklarıma odaklandım ondan sonra. Beraber yaşamaya başladık gözaltına alınana kadar. Daha sonra Meryem yeniden hamile kaldı. Sonra boşandık. Çocuklar eşim Meryem’e ’babamız balta aldı muşamba aldı Melike’yi parçaladı’ demiş. Meryem bu nedenle boşanmak istediğini söyledi. Çocuklarımın anlattıkları doğru değildir. Melike’nin ölümüne ilişkim bilgileri yoktur" ifadelerini kullandı. "Melike babasının darp etmesi sonucu öldü" Tutuklu sanık Zehra Öztürker ise savunmasında, "Çocuklar sürekli altına yapıyordu. Ben de gitmek istedim. Cahit beni bırakmadı. Altınlarımı bozdurdu. Mal varlığımdan yararlandı. Beni tehditlerle tuttu. Beni ölümle tehdit etti. Çocuklara eziyet etmedim. Melike’nin ölümüyle alakam yok. Cahit çocukları çok dövüyordu. Çocuklara oklavayla vuruyordu. Tekme atıp duvara çarpıyordu. Ben çocuklara hiç vurmadım. Sadece çarşafları değiştirirken tek ayak üstünde durmalarını söyledim. Melike babasının darbetmesi sonucu öldü. Ben cesetle arabaya binmedim. Cahit götürüp bıraktı. Yapma dedim" şeklinde konuştu. Öte yandan, duruşmada tanık sıfatıyla Melike Eşiyok’un kardeşleri H. ve E. Eşiyok, Adli Görüşme Odası’nda pedagog eşliğinde beyanda bulundu. "Babam Melike’yi öldürmeden önce kalorifer peteğine zincirledi" H. Eşiyok beyanında "Biz kapı arkasından gördük kardeşim Melike yatıyordu ayağında kesik vardı. Başında da kesik vardı. Babamın bacağının yanında da çekiç naylon vardı. Zehra da babama buz götürüyordu sürekli. Sanırım cesedin kokmaması için. Sonra da baraja atıldığını öğrendik. Biz rehber öğretmenimize her şeyi anlattık. Üvey annem Zehra çekiçle vuruyordu. Kardeşim E.’yi soydu yağmurda çıkardı çocuğu. Zehra bizi soyup tazyikli suyu üzerimize sıkıyordu. Tuvalete gitmemize izin yoktu altımıza yapınca da bizi dövüyorlardı. Babam Melike’yi öldürmeden önce kalorifer peteğine zincirledi. Bizi de tekmeleyerek dövüyordu. Babam Melike’ye sürekli vuruyordu. Zehra da çekiçle vuruyordu. Aralarında en çok dayak yiyen Melike idi. Melike’yi zincirlediler biz dışarı çıktık" dedi. "Cinsellik yaptılar sonra öldürdüler baltayla, kolları bacakları yere düştü" E. Eşiyok ise "Babam zincir aldı. Melike’yi sırtüstü yatırdı babam. Balta ile öldürdü. Zehra da sürekli buz götürüyordu odaya. Biz ağabeyim ile beraber kapı aralığından gördük. Kapı aralığından alkol aldığını kahkaha attığını gördük. Cinsellik yapıyordu Melike’ye üvey annem de babam da. İlk başlarda cinsellik yaptılar sonra öldürdüler balta ile. Kolları bacakları yere düştü. Damarları tutuyordu sadece Melike’nin. Üvey annem bazen sinirlenip bizi çırılçıplak yapıyordu. Tuvalette soğuk su ile yıkıyorlardı. Melike nerede diye soramadık cesaretimiz yoktu. Babam bize de aynı şeyi yapar diye korktuk. Korkudan bir şey soramadık" ifadelerini kullandı. Duruşmada mütaalasını açıklayan cumhuriyet savcısı, Cahit Eşiyok ve Zehra Öztürker’in ’çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep etti. Öz anne Meryem Ataman’ın ise ’suçluyu kayırma’ suçundan mütalaada beraati istendi. Öte yandan savcı, sanıklar Cahit Eşiyok ve Zehra Öztürker yönünden ’eziyet’ suçundan suç duyurusunda bulunulması da talep edildi. Mütalaanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, öz anne Meryem Ataman’ın tahliyesine karar verdi. Duruşma sanık ve avukatlarının mütalaaya karşı savunma yapması için ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 15 Nisan 2018’de Sazlıbosna Baraj Gölü’nde çarşafa sarılı çıplak bir kız çocuğu cesedinin balıkçılar tarafından bulunduğu ancak cesedin kimliğinin belirlenememesi nedeniyle soruşturmanın Daimi Arama Bürosuna devredildiği aktarıldı. Cansız bedeni gölde bulunan 4 yaşındaki Melike Eşiyok’un ölümünden 6 yıl sonra kardeşleri E. ve H.’nin okulda öğretmenlerine Melike’yi babası ve ilişki yaşadığı kadının öldürdüğünü anlattığına iddianamede yer verildi. Öte yandan çocuklar H. ve E. Eşiyok’un Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde koruma altına alındıkları da iddianamede belirtildi. Sanık baba Cahit Eşiyok ve üvey anne Zehra Öztürker’in ’çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ’çocuğa ya da beden ve ya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı eziyet’ suçundan ise 3 yıldan 8 yıla kadar hapisleri istendi. Sanık anne Meryem Ataman’ın ise ’suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapsi talep edildi.
İstanbul Ulusal Kan ve Kemik İliği Nakli Kongresi KKTC’de gerçekleşti Ulusal Kan ve Kemik İliği Nakli Kongresi, 10-12 Nisan tarihlerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleşti. Ulusal Kan ve Kemik İliği Nakli Kongresi, 10-12 Nisan tarihlerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleşti. 217’si sağlık uzmanı olmak üzere toplam 256 katılımın gerçekleştiği kongrede, 3 gün boyunca 21 oturum ve çeşitli paneller düzenlendi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Kemik İliği Nakli Derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Göker, kan ve kemik iliği nakli ile ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Hakan Göker, "2015 yılında hematoloji alanının önde gelen isimleri tarafından kurulan derneğimiz, geçtiğimiz 10 sene içerisinde bu alanda ülkemizin önde gelen kurumu olmuştur. Bu zaman zarfında onlarca genç hematolog eğitim faaliyetlerine katılmış, ulusal ve uluslararası dergilerde bilimsel makalelerini yayınlatma şansına kavuşmuştur. Derneğimiz uluslararası toplantıları da her sene takip etmiş ve alanındaki gelişme ve yenilikleri Türk hematologlarına hızla aktarmıştır. Özellikle Güney Kore Kan ve Kemik İliği Nakli Derneği ile her sene karşılıklı olarak ortak oturum düzenlenmiş ve bilimsel verilerin paylaşılması ve değerlendirilmesi sağlanmıştır" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Hakan Göker, şöyle devam etti: "Sosyal projelere de önem veren derneğimiz özellikle TEMA bağışları ile ülkemizin zümrüt yeşilliklerine katkıda bulunmuş, fotoğraf yarışmaları ile hayata hekim gözünden bakılmasını estetik bir şekilde yansıtmıştır." Kan ve kemik iliği naklinin hangi hastalıkların tedavisinde kullanılacağına ilişkin konuşan Prof. Dr. Hakan Göker, "Kök hücre nakli başlıca kan kanserleri dediğimiz akut myeloblastik lösemi (AML), akut lenfoblastik lösemi (ALL), lenf bezi kanserleri dediğimiz non-Hodgkin lenfoma (NHL), Hodgkin lenfoma, kemik iliği kanserleri dediğimiz multiple myeloma, kronik myelositik lösemi (KML), kronik lenfositik lösemi (KLL) ve myelodisplastik sendrom (MDS) tedavisinde kullanılmaktadır. Bu hastalıkların dışında, kansızlık yapan hastalıklar olan aplastik anemi, paroksismal noktural hemoglobinüri (PNH), hemoglobinopatiler (talasemi, orak hücreli anemi), primer amiloidoz, immün yetmezlik durumları ve kalıtsal metabolik hastalıklar kök hücre naklinin kullanılabileceği diğer durumlardır" diye konuştu. Derneğin özellikle yeni ve gelişen bir tedavi yöntemi olan Car-T tedavilerinde dünyanın önde gelen isimlerini 2024 yılında olduğu gibi bu sene de ağırladığını söyleyen Prof. Dr. Hakan Göker, "Güney Kore Kan ve Kemik İliği Nakli Derneği ile ortaklaşa bir panel düzenlendi. Panele Seul, Kore Catholic Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. Jae-Ho Yoon ve Doç. Dr. Gi June Min değerli deneyimlerini aktarmışlar ve katılımcıların farklı pratikleri gözlemleme şansını sunmuşlardır" dedi.
Kocaeli Sağlık turizmine dev yatırım Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde sağlık turizmine büyük katkı sunması beklenen Başiskele Yeniköy Termal Tesisleri’nde inşaat çalışmaları devam ediyor. Başiskele Yeniköy Mahallesi’nde arama faaliyetleri yürüten Başiskele Belediyesi, 2017 yılında Yeniköy Deresi mevkisinde 930 metre derinlikte 57 derece sıcaklıkta jeotermal suya ulaştı. Doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve yaşam kalitesiyle Kocaeli’nin cazibe merkezi olan ilçesi Başiskele’de, her türlü hastalığa şifa kaynağı olması öngörülen jeotermal su için 2021 yılında çalışmalar başlatıldı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Başiskele Belediyesi iş birliğinde, jeotermal suyun bulunduğu bölgeye yapılan tesisteki çalışmalarda sona yaklaşılıyor. 10 bin 621 metrekare alan üzerine inşa edilen proje, 3 bloktan oluşuyor. Asma tavan imalatı, mermer döşeme, dış cephe kaplama, alt yapı, mekanik ve elektrik, seramik kaplama, havalandırma, patlatma taş imalatı, çatı kaplama, profil kör kasa ve duvar örme iş ve imalatları tamamlandı. Yerin 930 metre altından, 57 derece sıcaklıkta çıkan jeotermal suyun bulunduğu bölgede inşa edilen termal tesis, Kocaeli’nin yanı sıra Marmara Bölgesi’ne de hizmet verecek. Estetik ve geleneksel mimariyle tasarlanan tesiste termal havuzlar, hamam, sauna, aile banyoları, dinlenme, eğlence ve etkinlik alanları yer alacak. Tesisin 3. bodrum katında havuz denge tankları, mekanik odalar, teknik depolar, 2. bodrum katta ise bay sıcak termal havuz, soğuk havuz, hamam, sauna, spa alanı, soyunma odaları ile 3 aile spa alanı ve kafeterya hizmet verecek. Tesisin 1. bodrum katında 2 aile spa alanı, personel için dinleme, giyinme, çamaşır-ütü odası, kazan dairesi tesisi bulunacak. Zemin katta ise bayan sıcak termal havuz, soğuk havuz, hamam, sauna, spa alanı, soyunma alanları, vitamin kafe, idari ofisler, bay-bayan mescit, 69 araçlık otopark ve çok amaçlı salon misafirlere hizmet verecek. Tesisin 1. katında 8 masaj odası, 3 fizik tedavi odası, jimnastik salonu, 3 hidroterapi odası, doktor odası ve 2 toplantı salonu bulunacak.