ASAYİŞ - 26 Eylül 2021 Pazar 17:04

İstiklal Caddesi'nde yangın paniği

A
A
A
İstiklal Caddesi'nde yangın paniği

Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde bulunan bir lokantada jeneratörden kaynaklı yangın çıktı. Olayda ölen veya yaralanan olmadı.

Yangın, saat 16.00 sularında Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde yaşandı. Edinilen bilgilere göre İstiklal Caddesi Büyük Parmakkapı Sokak’ta bulunan bir lokantanın jeneratöründen bilinmeyen bir sebeple dumanlar çıkmaya başladı.

Çevredeki vatandaşlar çıkan dumanı fark ettiklerinde durumu hemen itfaiye ve polis ekiplerine haber verdi. Ekipler hızlı bir şekilde olay yerine gelerek dumanlara müdahale edip, olası bir facianın önüne geçti.

İstiklal Caddesi'nde yangın paniği

Dumanlar sebebiyle lokantanın yanında bulunan binadaki vatandaşlar da tedirgin olup aşağı indi. Dumanlar kısa süre içerisinde kontrol altına alındı.

Olay sonucu ölü veya yaralı olmazken, maddi hasar meydana geldi. Ekipler dumanları kontrol altına aldıktan sonra olay yerinden ayrılırken, vatandaşlar da normale döndü.

İstiklal Caddesi'nde yangın paniği

Sümer Avcı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Balıkesir’de mühimmat fabrikasındaki patlamaya ilişkin ilk dava görüldü Balıkesir’de 11 kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin yaralandığı mühimmat fabrikasındaki patlamaya ilişkin davada 3’ü tutuklu 4 sanığın yargılanmasına başlandı. Balıkesir’de 24 Aralık 2024’te meydana gelen ve 11 kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin yaralandığı mühimmat fabrikasındaki patlamaya ilişkin Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Cem Y., Serkan B. ile Hulusi Yağız A., tutuksuz sanık Murad B., olayda hayatını kaybedenlerin yakınları, yaralananlar ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada, ilk kez hakim karşısına çıkan sanıkların kimlik tespitleri yapıldı. İddianame kapsamında alınan raporda asli kusurlu bulunan Cem Y., ilgili fabrikada operasyon direktörü olarak sözleşmeli çalıştığını ve herhangi bir şekilde yönetim adına yetkisi bulunmadığını öne sürdü. Olay tarihinde ilgili birimin yöneticisinin patlamada hayatını kaybeden Özlem Özçakır olduğunu aktaran sanık, fabrikada rutin olarak tüm denetim ve bakımların yapıldığını söyledi. Sanık Cem Y., görev tanımı gereği ilgili alandaki tüm makine ve tesisatın kontrolü, iş güvenliği ve sorunsuz çalışmasından yükümlü olduğunu, alınan raporda olayın makine kaynaklı gerçekleşmesi ihtimalinin düşük olduğunun belirtildiğini söyleyerek, "Ben kendime haiz tüm sorumluluğumu yerine getirdiğimi, kusurlu olmadığımı düşünüyorum ve beraatime karar verilmesini istiyorum" ifadelerini kullandı. Sanık Serkan B. de olay tarihinde şirket sorumlu müdürü ve İş Güvenliği Müdürlüğüne bağlı uzman olarak görev yaptığından bahsetti. Servisle fabrikaya girmek üzereyken patlamayı duyduklarını ve araçtan indiklerini anlatan sanık, yangın aracıyla bölgeye intikal ettiklerini ve kimya deposunda yanan kimyasallara müdahale ettiklerini kaydetti. Fabrikada iş sağlığı ve güvenliği müdürü olarak görev yapan Hulusi Yağız A. ise fabrikada yüksek güvenlikli çalışma ortamı bulunduğunu, çalışanlarla sürekli toplantılar yapıldığını, onlara eğitimler verildiğini dile getirdi. Yağız A., devreye aldıkları bazı uygulamalarla iş sağlığı ve güvenliği ile bakım konularında bildirilen uygunsuzluklara hemen müdahale ettiğini öne sürdü. Olay günü fabrikada bulunmadığı sırada bir anda sarsıldıklarını anlatan sanık, "Bir patlama olduğunu düşündüm ama bizim fabrika olduğu aklıma gelmedi" dedi. Hayatını kaybedenlerin yakınları konuştu Olayda hayatını kaybeden kimya mühendisi Özlem Özçakır’ın annesi Nagehan Özçakır, şikayetçi olduklarını belirterek, "Kızım öldükten sonra biz de yaşamıyoruz. Adeta ölüyüz" dedi. Maktul Çetin Karamüftüoğlu’nun annesi Fidan Yılmaz da oğlunun olaydan önceki gün 16 saat mesai yaptığını ileri sürerek, "Türk adaletinden suçlunun tespit edilmesini istiyorum" dedi. Mahkeme heyeti, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan bir heyetten olaya ilişkin yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına, Hulusi Yağız A’nın yurtdışına çıkış yasağıyla birlikte tahliyesine, Cem Y. ve Serkan B’nin ise tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı mayıs ayına erteledi. Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan ve tahliye kararına tepki gösteren bazı müştekiler ve avukatları, davanın takipçisi olacaklarını ifade etti.
Kocaeli Kocaelispor-Sakaryaspor maçı biletleri karaborsaya düştü! Trendyol 1. Lig’in 31. haftasında oynanacak Kocaelispor-Sakaryaspor karşılaşmasının biletleri büyük oranda tükendi. Kulüpten karaborsa uyarısı geldi. Trendyol 1. Lig’in 31. haftasında Kocaelispor evinde Sakaryaspor’u ağırlayacak. Lider Kocaelispor’da taraftarlar mücadeleye yoğun ilgi gösterirken, maraton alt, maraton üst, numaralı VIP üst ve numaralı VIP alt tribünlerinin biletleri tükendi. Kocaelispor Kulübü’nden ise karaborsa uyarısı geldi. Yeşil-siyahlı kulüpten yapılan açıklamada, "Sakaryaspor ile oynayacağımız lig müsabakası için satışa sunulan müsabaka biletleri maraton alt, maraton üst, numaralı VIP üst ve numaralı VIP alt tribünlerinin biletleri taraftarlarımızdan gelen yoğun ilgiyle birlikte tükenmiştir. Bahse konu tribünlerde satışa çıkarılan tüm biletleri tüketen arma sevdalısı taraftarlarımıza teşekkürü bir borç biliriz. Özellikle yukarıdaki paragrafta belirtmiş olduğumuz tribünlerimizden müsabaka bileti bulamayan taraftarlarımızın sayısının oldukça fazla olduğunu bilen fırsatçı şahıslar tarafından bahse konu tribünlerimizden bilet alınıp, bu biletlerin fahiş rakamlara sosyal medya aracılığıyla satıldığına dair çok ciddi şikayetler almaktayız. Kulübümüz, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü ile koordineli olarak çalışıp bu nevi kişilerin tespit edilmesi hususunda gerekli özveriyi göstermektedir. Değerli taraftarlarımızdan talebimiz; bu nevi paylaşımlara rastlanıldığında ya da tarafınıza ihbar edildiğinde ivedilikle bu kişilerin tespit edilmesi adına satış yapan sosyal medya hesabının fotoğraflanıp kulübümüze ait ebilet@kocaelispor.com.tr e posta adresine yapılacak bir ileti ile tarafımıza bildirilmesidir" denildi.
Burdur Burdur Geleneksel El Sanatları Festivali başladı Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü ve Kültürel Diplomasi Derneği işbirliğinde geleneksel el sanatları ve sanatçıların desteklenmesi, yaşatılması ve gelecek kuşaklara taşınması amacıyla yapılan Geleneksel El Sanatları Festivali başladı. Festivalde 11 ilden 18 farklı sanat dalında 24 somut olmayan kültürel miras taşıyıcısının atölye çalışmaları bulunuyor. Burdur Valiliği ile Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü ve Kültürel Diplomasi Derneği işbirliğinde gerçekleştirilen Geleneksel El Sanatları Festivali Burdur Kültür Merkezinde düzenlenen tören ile başladı. Açılışa Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi, Vali Tülay Baydar Bilgihan ve protokol üyeleri ile öğrenciler katıldı. 11 ilden katılan ve geleneksel sanat dallarında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanını almış birbirinden kıymetli 20 sanatçının katıldığı festivalde, çalgı yapımı, sipsi, çoban kavalı, iki telli Kozağaç curası, ahşap oymacılığı, kabak kemane, Burdur bez dokuma, Alaca dokuma, deri işlemeciliği, ebru, yazmacılık, ahşap basmacılık, gümüş kazaz işçiliği, hüsn-i hat, cam üfleme, geleneksel okçuluk, iğne oyası, sim sırma, ipek koza çiçek yapımı, keçe, geleneksel giysili bebek, çini, naht sanatı ve körüklü çizme yapımı gibi el sanatlarından oluşan stantlar sergileniyor. Açılışta konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi, "Bugün Geleneksel El Sanatları festivalimiz için Burdur’dayız. Bu yıl ilkini düzenleyeceğimiz bu festivali Bakanımızın da direktifleri ile Türkiye’de inşallah en az 10 şehrimizde Yaşayan Miras Festivalleri adı altında yapmayı hedefliyoruz. Açıkçası somut olmayan kültürel mirasımızı önce bugüne sonra da gelecek kuşaklara, çocuklarımıza aktarmak bizim için çok kıymetli. Bakanlığımız Türkiye’de 20 şehirde Türkiye kültür yolu festivallerini organize ediyor onun haricinde de az önce söylediğim gibi 10 şehrimizde de inşallah Geleneksel Sanatlarla vatandaşlarımızı hemşerilerimizi ve belki de yurt dışından gelen misafirlerimizi buluşturmayı hedefliyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçlerde farklı şehirlerimizde bu geleneksel festivallerimizi tanıtacağız" dedi. Vali Tülay Baydar Bilgihan ise, "Burdur folklorik değerler açısından son derece önemli bir şehir. Bugün Geleneksel Kültür Festivali noktasında El Sanatları Festivali’nde farklı şehirlerden gelen el sanatları, zanaatkarları ve sanatkarların hepsine hoş geldiniz diyorum. Bunun içerisinde Burdurlu El Sanatkarlarımız da var Burdur kendi sazını, kendi sözünü üretmiştir. Dolayısıyla gittiğiniz zaman coğrafyadaki bu güzellik gönül teline dokunmuştur. Dolayısıyla sazıyla, curasıyla, kabak kemanesi ile sanatçının aynı zamanda bu enstrümanı da yaptığı bir şehirdir. Bu pek çok yerde rastladığımız bir durum değil ve bu anlamda 100’den fazla halk kültürüne eser kazandırmış bir şehir. Dirmil dediğimiz Altınyayla ilçesinin sipsisi de, türküleri de, Kozağaç’ın türküleri ve özellikle Kozağaç curası herhalde sanat dünyasına en önemli enstrümanlarındandır. Be bu eserlerin de Burdur’dan çıkması ayrıca son derece anlamlı bizim için. 10 ilçesinde inanılmaz bir insani ve değer potansiyeliyle de Burdur son derece güzel ve görülmeye değer bir şehir. O yüzden biz her gördüğümüzü her vesileyle, herkesi Burdur’u görmeye, tanımaya, keşfetmeye bekliyoruz" dedi. Festival 23 Mart günü 18.00’a kadar Kültür Merkezi’nde devam edecek.
Sakarya Çiftçinin korkulu rüyası olan kokarca istilasına karşı yerli buluş: ‘tutSAK’ Avrupa’nın tamamına yayıldıktan sonra ilk olarak Artvin ile İstanbul’da görülen korkulu rüyası olan kahverengi kokarca böceği için dünyada Amerika ve Kosta Rika’da geliştirilen feromonların üçüncüsü Sakarya Üniversitesi’nde geliştirildi. Laboratuvarda sentezleyerek cezbedici ve toplanma feromonları olarak geliştiren ve "tutSAK" adı verilen ürünler, düzenlenen törenle tanıtıldı. Ana vatanı Çin, Japonya, Tayvan olan istilacı kahverengi kokarca böceği Amerika, daha sonrasında Avrupa’nın tamamına yayıldıktan sonra 2017’de ilk olarak Artvin ve İstanbul’da tespit edildi. Türkiye’de 17 ilde görülen bu canlı, saldığı kokuyla etrafına türünü çağırarak çoğalabiliyor. Kahverengi kokarca böceği, fındık başta olmak üzere yüzlerce bitki türüne büyük zarar verirken, önemli ölçüde verim ve kalite kayıplarına sebep oluyor. Kokarca sebebiyle 2024 yılında rekoltede yüzde 30-35 oranında düşüş yaşanırken, küflü ve çürük fındık oranlarında yüzde 40’a varan bir artış görüldü. Bu durum, birçok üreticinin fındığını satamamasına da sebep oldu. Üreticilerin kabusu haline gelen kahverengi kokarca böceğinin 2025 yılında vereceği zararın yüzde 50 ila yüzde 75 arasında olabileceği öngörülüyor. Kahverengi kokarca istilasına son verecek yerli buluş: ‘tutSAK’ Kahverengi kokarca böceğinin tehdidine karşı etkili bir mücadele yürütmek için Sakarya Üniversitesi (SAÜ) bünyesinde uzun süredir devam eden araştırmalar başarıyla tamamlandı. Amerika ve Kosta Rika’dan sonra dünyada üçüncü olarak geliştirilen bu çalışma, uzmanların "tarım pandemisi" olarak nitelendirdiği kahverengi kokarca istilasına karşı önemli bir adım olarak dikkat çekiyor. Bugüne kadar yalnızca yurt dışından ithal edilen ’Feromon Tuzak’ sistemi ilk kez Türkiye’de üretildi. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un destekleriyle SAÜ’lü bilim insanları tarafından "tutSAK" adıyla tamamen yerli ve milli bir ’feromon tuzak’ olan bu ürün üniversitenin kongre merkezinde görücüye çıktı. Seri üretimine geçilen tutSAK, Nisan’ın son haftası 60 bin adet, Mayıs ayı ortasında 200 bin adet piyasaya verilecek. "Kahverengi kokarcayı mantar veya küfle öldürme şansımız yok" Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Zengin, "Kahverengi kokarcayı mantar veya küfle öldürme şansımız yok. Biz yumurtalara odaklandık ve yumurta üzerindeki bakteri türünü belirledik ve ürettik. Şuan 4 ayrı bakteri, 2 ayrı mantarla biz bu mücadeleye hazırlığımızı yapıyoruz. Nisan ayının 20’inde sonuncu denemelere gelebilirsek ürünü piyasaya süreceğiz. İnsan ve çevreye zararı olmayan sadece kokarca böceğine zararı olan ürünü yakın zaman da takdim etmeyi düşünüyoruz" dedi. "Bizim işimiz sadece yol, asfalt ve park yapmak değil" Lansmanda konuşan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, "Bir bilim insanı değilim ama bir çiftçi, sokağı bilen ve bir yeşilin kuruma ve bozulma sürecini anlayabilecek birisi olarak bunu hissettim ve çare üretmemiz gerektiğini düşündüm. Arayışlarımız devam ederken hocalarımızın bir çalışma içinde olduğunu duyunca arkadaşlarımızla konuyu paylaştık. Bizim işimiz sadece yol, asfalt ve park yapmak olamadığını geleceğimizin ve yarınlarımızı düşünmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Onun için tarımda da üretimden yana olduğumuzu, üreten çiftçimizin üretirken emeğinin karşılığını alabilmesini takip ediyoruz. Bu açıdan bugüne kadar olduğu gibi he üreticinin hem de tüketicini yanındayız" diye konuştu. "Bizim için gurur verici" Sakarya Valisi Rahmi Doğan, projenin önemine dikkat çekerek, "Ortada bir ürün var. BU mücadele yöntemlerinden bir tanesidir. Fındık bizim için ekonomik değeri olan bir ürün dolayasıyla bundan vazgeçmemiz, buradaki haşeratla mücadele etmememiz mümkün değil ve bunun yolunu bulmuş olmak bizim için gurur verici. Feromonların ithalatını yaptığımızda tablet başına 10 dolar gibi bir rakam ve bu ülkemiz için önemli bir rakam. Bunu yerli ve milli şekilde üretmiş olmak bizim için çok kıymetli" şeklinde konuştu. Öte yandan, lansman törenine Vali Rahmi Doğan, AK Parti Milletvekili Ertuğrul Kocacık, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Cumhuriyet Başsavcı Hasan Uğurlu, SAÜ Rektörü Prof. Dr. Hamza Al, SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, İl Tarım Müdürü Ulvi Özerdem, İl Sağlık Müdürü Kayhan Özdemir, İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş, ilçe belediye başkanları, STK temsilcileri, akademisyenler, muhtarlar, çiftçiler katıldı.