Irak Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Caferi, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Evi Konferans Salonu’nda gerçekleşen “Bölgesel Gelişmeler Işığında Türkiye-Irak İlişkileri” konferansına katıldı. Konferansta bir konuşma yapan Caferi Türkiye’ye yapmakta olduğum ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine pekiştirilmesine fayda sağlayacağını belirterek, Türk ve Irak toplumları arasında benzerliklerin söz konusu olduğunu anlattı.
“IRAK HÜKÜMETİ CİDDİ BİR ŞEKİLDE TERÖRİZME KARŞI SAVAŞACAKTIR”
Stratejik düzeyde de Türkiye ile ilişkilerin söz konusu olduğunu bildiren Caferi, şunları kaydetti:
“Özellikle de güvenlik tehlikesi. Bilindiği üzere IŞİD hali hazırda Irak toprakları üzerinde güvenlik stratejisi de Irak’ın stratejisi arasında yer almaya başladı. Ondan dolayı da bütün dünya ülkeleriyle ilişkilerimiz yapmış olduğumuz görüşmelerde stratejik sabit olan hususların yanı sıra güvenlik konusunun da buna eklenmesi ön görüldü. Irak Hükümeti ciddi bir şekilde terörizme karşı savaşacaktır. Egemenliği çiğnenmiş bulunmaktadır. Bundan dolayı da bugün terörizme karşı bayrak yükselmektedir. Bizim kendi oğullarımız IŞİD’e karşı savaşmaktadırlar. Bütün illerde özellikle de Musul’da olsun, Embar’da olsun. Biz dünya ülkelerinden yardım isterken kendi oğullarını bizim oğullarımız yerine savaşmak üzere göndermelerini istememekteyiz. Sadece bize askeri düzeyde ve hava düzeyinde gerekli donatı destek vermelerini ve aynı zamanda istihbarat bilgilerini bize temin etmelerini ve aynı zamanda eğitim alanında bize de yardımcı olmalarını dilemekteyiz. Irak topraklarında ancak Iraklılar savaşacaklardır. Hali hazırdaki IŞİD’e karşı savaşan operasyon yürütenler Irak Silahlı Kuvvetleridir. Bizim hiçbir şekilde kara savaşında başka savaşçılara ihtiyacımız yoktur. Sadece Iraklılar bu savaşı yürüteceklerdir.”
“BİZ AYNI ZAMANDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE STRATEJİK İLİŞKİLER OLUŞTURMAK İSTİYORUZ”
“Güvenlikle ilgili olan olaylar aynı zamanda hizmetler alanında ve aynı zamanda insanlık alanında büyük ihtiyaçlar doğurdu” diyen Caferi, Irak’lıların göç etmek zorunda kaldıklarını anlattı. Dünyanın bütün ülkeleriyle ilişki içinde olduklarını ifade eden Caferi, “Türkiye’nin tecrübesi bizim için saygıya değer bir tecrübedir. Bundan yararlanılabilir. Sadece politik düzeyde değil, kalkınma ve ekonomik düzeyde de bunu göz önünde bulunduruyoruz. Biz aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti ile stratejik ilişkiler oluşturmak istiyoruz” dedi.
“TOPLUMUN BELLİ BİR KESİMİNİN TEMSİL EDİLMESİ, DİĞERİNİN TEMSİL EDİLMEMESİ SÖZ KONUSU OLACAK”
Toplantıda soruları da cevaplayan Caferi, IŞİD gibi terör örgütünün Irak’ta ve Suriye’de güçlenecek ortamı bulmasının her iki ülkede yaşayan Sünni Irak vatandaşların ve Sünni Suriye vatandaşlarının dışlanmışlık algısının olduğu iddialarını ve bunun için de neler yapılacağının sorulması üzerine şunları kaydetti:
“Güvenlik alanında bir ilişki söz konusudur. Vatandaşlar kendilerinin siyasi düzeyden dışlanmış olduklarını hissederlerse o zaman gerçekten Irak’ın düşmanları IŞİD olsun diğerleri olsun… Hali hazırda Irak hükümeti Irak’ı oluşturan bütün kesimlerden Başbakanlığı, Parlamento Başkanlığı Irak’taki bütün kesimler istinasız olarak yer almaktadır. Toplumun belli bir kesiminin temsil edilmesi, diğerinin temsil edilmemesi söz konusu olacak. Belli bir oran sağlanacaktır.”
“HER İLDE YEREL DÜZEYDE GÜÇLER OLUŞTURACAĞIZ”
IŞİD’e karşı olan savaşta mezhepsel bazı ayrılmaların göründüğünü ve yer altında savaşan Sünnilere yönelik ne yapmayı düşündüklerinin sorulması üzerine Caferi, “Bütün illerden en büyük katılımı sağlamaya çalışıyoruz. Irak Silahlı Kuvvetleri’nin aynı çadır altında olmaları için çaba harcamaktayız. Musul’un kendi güvenlik güçleri olması gerekiyor. Irak ulusal halk güçleri olsaydı Türk Silahlı Kuvvetlerinin yanı sıra o zaman IŞİD kuvvetleri kolay bir şekilde Musul’a giriş yapamazdı. Şimdiden şöyle bir niyetimiz var. Irak’taki güvenlik güçlerini ve ulusal güçleri, peşmergelerin tamamını hepsini destekleyeceğiz ve her il de yerel düzeyde güçler oluşturacağız. IŞİD bir sistemli savaş değildir. Çete savaşına benzemektedir. Ondan dolayı da iç mukavemet çok önemlidir” karşılığını verdi.
Sünni ve Şiilerin ilişkilerine değinen Caferi, yüzde 26,9 oranında Sünni ve Şiiler arasında evliliklerin olduğunu ve parlamento başkanının, cumhurbaşkanının Sünni olduğunu ifade ederek, “Hali hazırdaki durumu göz önünde bulundurmanızı rica ediyorum. Kardeşlik ve sevgi, Sünni ve Şiiler arasında çok güzel bir yaşam söz konusudur. Bazı basın organları bunu karalamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
“IRAK’TA YAŞAYAN 400 BİN TÜRKMEN KASITLI OLARAK İHMAL EDİLMEDİ”
IŞİD’in Türkmen bölgelerini işgal ettiğini ve yeni hükümetin Türkmenlerle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Caferi, “Türkmenlerde Irak’ta geniş kapsamlı bir demografik varlıkları söz konusudur. Irak’ta yaşayan 400 bin Türkmen kasıtlı olarak ihmal edilmedi. Hatta bir Türkmen kardeşimi 2005’te ben bakan yaptım. Ayrıca Türkmenlerin arasında iyi eğitimli kardeşlerimiz de var" şeklinde konuştu.
Irak’ta 2007’de nüfus sayımı ve ardından referandum yapılmasının planlandığına değinen Caferi, 2014 yılına gelinmesine rağmen henüz bu nüfus sayımının yapılamadığını, Türkmenlere ilişkin sorunların anayasal çerçevede çözülmesini ve Türkmenlerin haklarını alabilmesini istediklerini anlattı.
Bir soru üzerine Caferi, Türkiye’nin hiçbir şekilde IŞİD’e destek vermediğini ifade etti.
Irak petrollerinin satışında yeni bir stratejilerinin olup olmadığı sorusuna Caferi, anayasada petrolün bütün Irak’ın ortak serveti olduğunun belirtildiğini, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bütçeden yüzde 17 pay aldığını söyledi.
“BİZLER HİÇBİR DÜNYA ÜLKESİNDEN ÜLKEMİZE KARA KUVVETLERİ GÖNDERMESİ TALEBİNDE BULUNMADIK”
Güvenlik güçlerinin oluşturulmasında Türkiye’den taleplerine ilişkin sorulan soruya Caferi, kardeş ve komşu ülke olan Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesini istediklerini, güvenlik, ekonomi ve hizmetler konusundaki desteklerin siyasi ilişkilerin de gelişmesine katkı sağlayacağını kaydederek, “Bizler hiçbir dünya ülkesinden ülkemize kara kuvvetleri göndermesi talebinde bulunmadık. Ancak Iraklılar, Irak Silahlı Kuvvetleri bu görevi üstleneceklerdir. Tabi eğitim olsun, donanım olsun, istihbarat bilgileri bu egemenliğimize hiçbir zarar vermez destek verir ancak” diye konuştu.