GÜNDEM - 02 Eylül 2020 Çarşamba 16:35

Hastalanan İngiliz vatandaşının kızı ve damadı: 'İngiliz sigorta şirketi ve konsolosluk bizi yüz üstü bıraktı'

A
A
A
Hastalanan İngiliz vatandaşının kızı ve damadı: 'İngiliz sigorta şirketi ve konsolosluk bizi yüz üstü bıraktı'

Bodrum'da tatil yapan 67 yaşındaki Carole Fleming rahatsızlandı ve hastaneye kaldırıldı. Fleming'in kızı ve damadı, annelerinin yurt dışı seyahat sigortası olmasına rağmen hem İngiliz sigorta şirketi hem de İngiltere konsoloslukları tarafından yüz üstü bırakıldığını söylerken, kendileriyle yakından ilgilenen Türk doktorlara ve yetkililere ise teşekkür etti.

İngiltere’nin Manchester kentinde yaşayan 67 yaşındaki Carole Fleming, 18 Ağustos’ta rahatsızlanarak Bodrum Devlet Hastanesine başvurdu. Ardından da Covid-19 şüphesi ile Muğla Sıtkı Koçman Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Hastanede yapılan test sonucu İngiliz hastanın Covid-19 olmadığı, kanındaki trombosit oranının düştüğü tespit edildi.

Sigorta şirketi masrafları karşılamadı
Muğla’da tedavisi başlayan İngiliz hastanın 20 yıllık seyahat sigortası bulunması nedeniyle hastane masraflarının karşılanması yönünde yapılan görüşmede, önce onay verildiği, ardından ise İngiltere’de daha önce tedavi gördüğü meme kanserinin tekrar nüksettiği iddiasıyla masraflarının karşılanmayacağı bilgisinin verildiği kaydedildi.

Hastalanan İngiliz vatandaşının kızı ve damadı: 'İngiliz sigorta şirketi ve konsolosluk bizi yüz üstü bıraktı'

Konsolosluklar da ilgilenmedi
İngiliz hastanın Türk damadı Alper Uyar ve eşi Stephanie, sigorta şirketinden aldıkları cevap sonrası Bodrum, İstanbul, Londra ve Manchester konsolosluklarını arayarak yardım talep etti. Konsolosluklardan aldıkları cevap karşısında hayal kırıklığına uğradıklarını belirten çift, Türkiye’de bulundukları süre içinde hem doktorların hem de hastanenin kendilerine ellerinden geldiği ölçüde yardımcı olduklarını açıkladı.

“Sigorta şirketi ve konsolosluklar ile ilgili girişim yapacağım”
Carole Fleming’in kızı Stephanie Uyar, “Bodrum’a tatile gelmişti. İki hafta durumu çok iyiydi. Bir rahatsızlığı yoktu. Denize gidebiliyordu. İkinci haftadan sonra kendini iyi hissetmedi. Gözünde kanlanma, dudağında uçuklama oldu. Biz de Bodrum Devlet Hastanesine götürdük. Burada Covid semptomları gösterdiği için Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk ettiler. Yapılan tetkiklerde Covid testi negatif çıktı. Kan değerlerinin düşük olduğu görününce hastaneye yatırdılar. İlk sigorta şirketi ile konuştuğumda sigorta şirketi masrafları karşılayacağını söyledi. Tedavileri başladıktan sonra sigorta şirketinin bu tedavileri karşılamayacağını, daha önceki rahatsızlığı olan meme kanseri teşhisinin tekrar tekerrür ettiğini ileri sürerek kapsam dışı olduğunu söylediler. Bodrum, İstanbul, Londra ve Manchester konsolosluklarını aradık. Onlar da bize 'tanıdık, eş ve dostun yardımcı olmaları' gibi cümleler kullandılar ve biz burada müşkül durumda kaldık. Öncelikle annemin sağlıklı bir şekilde İngiltere’ye dönmesini istiyorum. Sigorta şirketi ve konsolosluklar ile ilgili girişimlerimi daha sonra yapacağım” dedi.

“Türkiye’de herkes yardımcı oldu”

Türkiye’de başta Türk eşinin ailesinin ve hastanede herkesin elinden gelen yardımı yaptığını belirten Stephanie Uyar, “Yardım kampanyasından dolayı İngiliz vatandaşlarına teşekkür ediyorum. Onlara minnettarım. Türkiye’de olduğumuz süre içinde hastanede herkes bize yardımcı oldu. Herkes elinden geleni yapmak için çalıştı. Eşimin Türkiye’de olan ailesi de bize maddi ve manevi olarak destek oldu” dedi.

Hastalanan İngiliz vatandaşının kızı ve damadı: 'İngiliz sigorta şirketi ve konsolosluk bizi yüz üstü bıraktı'

“Medeniyetin beşiği İngiltere vatandaşını çaresiz bıraktı”

İngiliz hasta Carole Fleming’in Türk damadı Alper Uyar, 'medeniyetin beşiği' denilen İngiltere gibi bir ülkenin kendi vatandaşını bu kadar çaresiz bırakmasını eleştirdi. Uyar, “Kayınvalidemin durumu halen kritik. Normal insanda bulunması gereken kan sayısı 150 bin olması gerekirken kayınvalidemde bin oranında. Bundan dolayı doktorlar her an beyin kanaması geçirebileceğini, mide kanaması, kalp krizi geçirebilir dedi. Çünkü vücudundaki trombosit oranı yetersiz olduğu için pıhtı yapmıyor. Şu an durumu kritik. Biz her şeyi denedik ve elimizden geleni yapıyoruz. Yardım kampanyası başlattık İngiltere’de. Şunu söyleyeyim. İngiltere gibi medeniyetin beşiği olarak tanımladığımız bir ülkenin kendi vatandaşını bu kadar çaresiz bırakması, abeste iştigal bilgiler vermesi, mesela Konsolosluğu aradığımızda bize ‘Orada bir aileniz ve arkadaşlarınız varsa yardımcı olur’ gibi cümleler bizi daha da üzdü. Sigorta şirketi hastanın masrafını karşılamıyor. Orada kanser tedavisi gördüğü için burada kanser yeniden nüksederse karşılamayacağını söylüyorlar. İngiliz vatandaşları kendi aralarında oluşturdukları bir fon ile bize yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ben kendi adıma ve ülkem adına doktorumuz ve hastanemizin ellerinden geleni yaptıklarını düşünüyorum. Sadece sigorta şirketi ve konsolosluğun dışında herkesin ellerinden gelini yaptıklarını düşünüyorum” dedi.

Bekir Tosun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MHP’li vekil Feti Yıldız, Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki şikayetinden vazgeçti Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "suç ve suçluyu övme" suçunu işlemesi iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na yaptığı şikayetten vazgeçtiğini açıkladı. Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "suç ve suçluyu övme" suçunu işlemesi iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na şikayet dilekçesi vermişti. 28. Yasama Dönemi Milletvekili Genel Seçimleri ile Milletvekili sıfatının sona ermesiyle birlikte sanık Kemal Kılıçdaroğlu hakkında iddianame düzenlenmişti. Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama başlarken, duruşması 10 Nisan 2025 tarihine bırakılmıştı. Feti Yıldız, tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, ‘Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı politikaya’ paralel olarak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında sözlü olarak dile getirdiğimiz şikayetten vazgeçme hususunun bir dilekçeyle mahkemesine sunulması talimatını vermiştir" denildi. Yıldız tarafından Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçede şunlar kaydedildi: "Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı duruşa paralel olarak sanık hakkında yapmış olduğumuz şikayetten vazgeçiyoruz. Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaatımız üzerine, biçimsel nitelikte bir tehlike suçu olan, ‘Suç ve suçluyu övme’ suçunu aleni ve genel suç kastıyla işlemesi nedeniyle sanık hakkında Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır. İnsan Haklarının başında yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü aynı zamanda kapsamlı bir sorumluluk alanıdır. Demokratik Ülkelerin Yasama Meclislerinde, evrensel ilkelerin yanında milli takdir alanlarının da korunarak düzenlemeler yapılması kamu düzeni gereğidir. Ceza Hukuku yalnız insan hareketinden bilfiil doğan sonuçlarla değil doğabilecek sonuçlarla da ilgilenir. Bu noktada tehlike kavramı karşımıza çıkar. Çağdaş hukukta, tehlike olasılıktan başka bir şey değildir, zarar doğurmaya elverişli tehlike, korunan hukuksal değeri bozabilecek nitelikte bulunduğu takdirde tehlike doğmuş ve buna bağlı olarak da suç oluşmuş bulunacaktır. Kuşkusuz her rejim gibi, demokratik rejimde varlığına yöneltilecek tehlikeler karşısında kendini koruma hakkına sahiptir. Öte yandan ‘açık ve yakın tehlike’ oluşturan, milli güvenliği bozan ifadelerin takibe uğraması hukuk devletinin bir gereğidir. Gerek milli ve gerekse evrensel hukukta düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak, ‘hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi’ için ayrıntılı düzenlemeler bulunmaktadır. Mandacıların milli ürünleri boykot çağrısı yaparak yönetilemezlik algısı oluşturulma gayretleri, bu çağrı sonucu meydana gelen saldırılar, asılsız isnatlar ifade özgürlüğü kavramının arkasına saklanamaz. 05.02.2020 tarihli şikayet dilekçesinde kısmen belirttiğimiz gibi, bu süreçte CHP vahim bir şekilde savrulmuş, tüm geçmişini inkar eden bir yapıya dönüşmüş, millete aidiyet bilincinden uzaklaşmış, Türk Milletinin egemenlik ve tarihsel haklarıyla temelden ve bütünüyle çatışmaya girmiştir. Kısaca izah ettiğimiz nedenlerle CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında şikayetten vazgeçiyoruz. Gereğinin yapılmasını saygıyla talep ederiz."
Diyarbakır Diyarbakır 9 günlük bayram tatilinde 300 bine yakın ziyaretçi ağırladı Diyarbakır, 9 günlük bayram tatilini fırsat bilen yaklaşık 300 bin yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı. 33 medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi asırlık surları, İçkale Müze Kompleksi, İslam aleminin 5. Harem-i Şerif’i kabul edilen Ulu Cami, Ongözlü Köprü, Hasanpaşa Hanı, Meryem Ana Kilisesi, Zerzevan Kalesi, Sülüklü Han, Deliler Hanı gibi, çok sayıda tescilli yapı, gıda ve ürünleriyle yerli ve yabancı turist çekiyor. 9 günlük Ramazan Bayramı tatilini fırsat bilen yaklaşık 300 bin ziyaretçi, kentte gelerek tarihi atmosferi görme fırsatı buldu. Diyarbakir Kültür, Turizm ve Musiki Derneği (DİKTUM-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Aksu, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine, Diyarbakır’ın hak ettiği yerde olmadığını, yavaş yavaş istedikleri rakamlara ulaştıklarını söyledi. Aksu, 9 gün sürede 300 bin kişinin gelmesi çok sevindirici olduğunu belirterek, "Diyarbakır, keşfedilmemiş bir hazine. Sur içi başlı başına açık tarih stüdyosu. İnsanlar gezdikleri zaman görüyorlar. 900’e yakın tescilli yapı var. Dünyada böyle bir şehir yok. Herkes her geldiğinde hayran kalıyor. Diyorlar, ‘biz, Diyarbakır’ı gezdiğimiz zaman tarihi yaşıyoruz.’ Burada kültür, tarih, ruh her şey var. Biz, bu rakamların çok ilerisini istiyoruz. Hanlar, hamamlar, camiler, medreseler, kiliseler, her tarafında tarihin yazıldığı surlar. Her tarafından tarih ve kültür var" dedi. Eskişehir’den gelen ziyaretçi Oğulcan Ertal, eşi ve arkadaşlarıyla geldiğini ifade ederek, "Diyarbakır’ı çok beğendik. Hem tarih, hem kültür olarak hem de yemekleri gerçekten çok güzel. Bugün döneceğiz, 4 günden beri buradayız. Bu süre zarfında Ongözlü Köprü, Sur içi, Diyarbakır’ı gezdik" şeklinde konuştu.