SPOR - 22 Mayıs 2023 Pazartesi 16:27

Gabar Dağı 'roket' sesi yerine 'raket' sesiyle yankılandı

A
A
A
Gabar Dağı 'roket' sesi yerine 'raket' sesiyle yankılandı

Şırnak’ta 22-27 Mayıs tarihlerinde 7 ülkeden 150 sporcunun katıldığı 2. Uluslararası Cudi Cup Tenis Turnuvası’nın gösteri maçı terörden temizlenip petrol çıkartılan Gabar Dağı'nda yapıldı.

Günlük 100 bin varil petrol üretimi yapan ve adını şehit öğretmen Aybüke Yalçın'dan alan bölgede, “2. Uluslararası Cudi Cup Tenis Turnuvası’nın” gösteri maçı yapıldı. Terör örgütünün en önemli barınma alanı olan Gabar Dağı'nda güvenlik güçlerinin kararlı terörle mücadele operasyonları sonucundan bölge terörden temizlendikten sonra yer altındaki zenginlik yeryüzüne çıkarıldı. Bu başarılı buluşun ardında ise Gabar Dağının 2 bin rakımlı zirvesi ise artık sosyal etkinlikler ile gündeme gelmeye başladı. Bir zamanlar roket sesiyle yankılanan dağda, raket sesiyle yankılandı. Gençlik ve Spor Bakanlığı himayesinde Türkiye Tenis Federasyonu, valilik, belediye ile Şırnak Üniversitesi koordinasyon ve iş birliği ile 22-27 Mayıs'ta düzenlenecek olan turnuvanın gösteri maçı için sporcular ve vatandaşlar Gabar Dağı'na akın etti. Gabar Dağı zirvesinde yapılan tenis kortunda raket sesleri yükseldi.

Osman Bilgin: "Milli sporcularımız ile burada gösteri maçı ile başlatıyoruz"

Gabar Dağı Aybüke Yalçın petrol kuyusunda düzenlenen gösteri maçına konuşan Şırnak Valisi Osman Bilgin, şu anda 2 bin rakımda ülkenin en önemli petrol rezervlerin bulunduğu alanda olduklarını söyleyerek, "Bulunan rezerv ülkemiz için çok önemlidir. Ülkemizin ihtiyacının yüzde 10’unu karşılıyor. Bu gün burayı daha anlamlı kılan Cudi Cup tenis turnuvası ve 2.'sini yaptığımız uluslararası tenis turnuvasının ilk ayağını milli sporcularımız ile burada gösteri maçı ile başlatıyoruz. Şırnak’ımızın her yönüyle milli olan bu çalışmasını halkımıza anlatmak istiyoruz" dedi.

Gabar Dağı 'roket' sesi yerine 'raket' sesiyle yankılandı

"Artık devletimiz tamamen bu dağlara hakim"

Ülkenin en önemli ihtiyaç kalemlerinden biri olan petrol de dışa bağımlılığı azaltmak için burada verilen mücadeleye dikkat çekmek istediklerini belirten Vali Bilgin, "Burada öylesine bir mücadele verilmiyor. Burası düz bir ova değil, buraya eskiden maalesef terör hakimdi. Ama şimdi artık devletimiz tamamen bu dağlara hakimdir. Cudi Gabar, Bestler Dereler eskiden bu dağların adlarını duyunca 20 yaşın üzerindeki bütün vatandaşlarımız terör dağları olarak bu dağları biliyorlardı. Artık terör dağları değil, petrol dağları, aynı zamanda Cudi Dağı'nda çok büyük kömür rezervleri de var. Bu yılda yeni keşifler de yapıldı. Özellikle bulunduğumuz şehit Aybüke Yalçın sahasının ülkemizin ihtiyacının yüzde 10’unu karşılıyor. Dünya standartlarının üstünde petrol kalitesiyle ülkemizde ilk defa bu standartlarda petrol keşfi yapıldı. Sadece bu kuyuda bin 250 varil günlük üretim yapılıyor" diye konuştu.

"Burada 22 köyü de yerleşime ve ulaşıma açıyoruz"

Büyük mücadele ile bu güne gelindiğini vurgulayan Vali Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada jandarmamız, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, istihbarat birimlerimiz, güvenlik korucularımız, gece gündüz demeden mücadele vererek bunu sağladılar. Buralarda bırakın petrol keşfi yapmayı köyleri boşaltılmış, vatandaşları köylerinden edinmiş topraklardı burası. Biz şimdi burada 22 köyü de yerleşime ve ulaşıma açıyoruz. Petrol sahaları ile yeni istihdam alanları oluşturuyoruz. Gençlerimiz artık umutsuz bir şekilde başka illere gitmek zorunda değildir. Burası Türkiye’nin en önemli petrol ve kimya şehri olacak. Burada raket seslerini inlettik. Eskiden burada roket sesleri maalesef inliyordu. Ama çok şükür her yönüyle sağladığımız bu güven ortamıyla milli sporcularımız, Türkiye Tenis Federasyonu'muzla birlikte gösteri maçı da yaptık.”

Gabar Dağı 'roket' sesi yerine 'raket' sesiyle yankılandı

Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş ise, Türkiye Tenis Federasyonu olarak tenisin her zaman her yerde oynanması gerektiğine inandıklarını kaydetti. Hedeflerinin dünya en iyi sporcusunu yetiştirmek olduğunu aktaran Durmuş, "Tabi dünyanın en iyi sporcusunu yetiştirmek için bekleyerek, durarak sadece belirli bölgelerde oynayarak yapamazsınız. Ülkesini tanıyan, ülkesinin zenginliklerini bilen, gençlerini tanıyan, genç yeteneklerine inanan birisi olarak ben, Türkiye’nin her noktasında tenis oynanması gerektiğini inanır ve buna göre de stratejilerde planlayan bir federasyonun yöneticisiyim" diye konuştu.

Cengiz Durmuş: "Artık Şırnak’ta yaşayıp doğmuş birçok yeteneğimizin gelecekte bir şansı var"

Bundan iki sene önce Şırnak’ta ulusal bir turnuva müracaatları olduğunda Avrupa’nın da şaşkınlıkla karşıladığı ve birçok Avrupa ülkesinin kırmızı bölge Şırnak, 'orada turnuva olabilir mi?' gibi birçok soru ile karşılaştıklarına dikkat çeken Durmuş, "Önce gönül hatır ilişkilerimiz ile ilk turnuvamız verildi. Ama geçen sene yaptığımız turnuva, bu sene de tereddütsüz ülkemize Şırnak’a Cudi Cup adı ile verilmiş olmasının aslında Şırnak’ın daha doğrusu Avrupa’nın Güneydoğu'sunun sınırlarının Şırnak’tan başladığının bir göstergesidir. Uluslararası turnuvanın gençlerimize, çocuklarımıza, Artık Şırnak’ta yaşayıp doğmuş birçok yeteneğimizin gelecekte bir şansı var" ifadelerinde bulundu.

Melih Yiğit

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İsrail Konsolosluğu önünde hareketli dakikalar: Pompalı tüfekle havaya ateş ederek eylem yaptı Beşiktaş’ta bulunan İsrail Konsolosluğu önünde kimliği belirlenemeyen bir kişi, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için pompalı tüfekle havaya ateş açtı. Uzun süre direnen eylemci, özel harekat polislerinin uyarı ateşi sonrası teslim oldu. Gözaltına alınan eylemci, Beşiktaş Güvenlik Büro Amirliği’ne götürüldü. Olay, saat 00.20 sıralarında Beşiktaş Levent Mahallesi Talatpaşa Caddesi İsrail Konsolosluğu’nun bulunduğu binanın önünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek isteyen ismi belirlenemeyen bir kişi, konsolosluk binasının önünde pompalı tüfekle havaya 5-6 el ateş açarak silahlı eylem yaptı. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Direnen şahsa özel harekat polisi operasyon düzenledi Polis ekiplerine uzun süre direnen şahıs, teslim olmayınca özel harekat polisleri, eylemciyi yakalamak için operasyon düzenledi. Özel harekat polisinin havaya ateş etmesiyle şahıs, silahını bırakarak polislere teslim oldu. Polislere teslim olan eylemci gözaltına alınarak Beşiktaş Güvenlik Büro Amirliği’ne götürüldü. Olay yeri inceleme ekipleri, olay sonrası çevrede incelemelerde bulundu. Yaşanan olayda ölü ve yaralının olmadığı öğrenildi.
İzmir İzmir’de ilaçlama yapılan binada 1 bebek hayatını kaybetti İzmir’in Konak ilçesinde haşere ilaçlaması yapılan binada yaşayan 1 yaşındaki bebek hayatını kaybetti. Meydana gelen acı olayda bebeğin anne ve babası ile birlikte bir apartman sakini de hastaneye kaldırılırken, ilaçlama firması çalışanı 3 kişi gözaltına alındı; olayın yaşandığı apartman ve yandaki 2 apartman da tahliye edildi. 12 Kasım Salı günü ilçeye bağlı Kahramanlar Mahallesi 1413 Sokak’ta bulunan bir apartmanda ilaçlama çalışması yapıldı. Binanın ilaçlanmasının ardından bazı apartman sakinleri dün öğle saatlerinde rahatsızlanarak durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Sağlık ekipleri tarafından yapılan araştırmada apartman sakinlerinden 1 yaşındaki erkek bebek T.A.K.’nin zehirlenerek hayatını kaybettiği tespit edildi. Bebeğin annesi R.K., babası R.K. ve apartman sakinlerinden G.U. da sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. İlaçlamadan etkilenen apartman sakini G.U.’nun tedavisine Alsancak Devlet Hastanesinde devam edildiği, vefat eden bebeğin babası R.K. ve annesi R.K.’nin de tedavilerinin ardından taburcu olduğu öğrenildi. Çevre binalar tahliye edildi İzmir Valiliği tarafından olayla ilgili yapılan açıklamada, söz konusu apartman ile yandaki 2 apartman tahliye edilerek, tahliye edilen vatandaşlara valilik tarafından geçici barınma imkanı sunulduğu, ayrıca AFAD Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer (KBRN) ekiplerince ilaçlama yapılan bölgede havalandırma çalışmalarına başlandığı bildirildi. Olayın yaşandığı apartmanı ilaçlayan firmanın 3 personelinin gözaltına alındığı öğrenilirken olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Ankara Bakan Tekin: “(Mülakat puanları) Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere ilişkin “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) ve üniversitelerin 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifleri ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifleri, 2023 Yılı Sayıştay Raporu görüşüldü. Bütçe görüşmelerinin ardından Bakan Tekin, komisyonda yer alan milletvekilleri tarafından kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Bütçe görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin şahsına yönelik kullandıkları ‘kepazelik, ikiyüzlülük, sefalet, otoriter rejim, talimatla hareket eden Bakan’ gibi ifadeleri tek tek not aldığını ifade eden Tekin, “Bizler de burada bu tür ifadelerden etkileniyoruz ve doğal olarak tepki koymuş olabiliriz. O yüzden biz de orantısız cevap verdiğimiz arkadaşlar varsa ben de onlardan özür diliyorum ama bu ifadeler normal ifadeler değil” ifadelerini kullandı. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce CHP’liler değerlendirsin” Tekin, yine bütçe görüşmeleri sırasında mülakatla ilgili eleştiriler geldiğini kaydederek, “Kabul ediyorum, ‘Mülakatla ilgili ben öğretmenliği çok önemsiyorum ve vatandaşlarımızın çocuklarını emanet edecekleri öğretmenleri mülakatla almak istiyorum’ dedim. Kamuoyuna da şu açıklamayı yaptım; bu mülakat komisyonlarında alacağımız tedbirleri sıralıyorum. Kamera kaydından tutanağa kadar bir sürü başlıkta tedbir aldık. CHP’liler itiraz ediyorlar, bir taraftan mülakata karşıyız diyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce siz bir değerlendirin. Eğer, ‘İtfaiye memurluğu, öğretmenlikten daha önemlidir’ diyorsanız, bir şey demeyeceğim. Benim öğretmenlik mülakatı ile ilgili yaptığım budur” ifadelerini kullandı. CHP’lilerin mülakat konusunda geçmişlerinden dolayı endişeli olduklarını söyleyen Tekin, “Ben 1994 yılı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Mezun olur olmaz girdiğim ilk iş sınavı, Adalet Bakanlığı’nın açtığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı yazılısıydı. İstanbul’da bir kongrede CHP’nin Adalet Bakanı ‘Bu kadroyu örgütüme vermeyip de milliyetçileri mi verseydim? Yaptığım suçsa suç işlemeye devam edeceğiz’ dedi” şeklinde konuştu. “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere de değinerek, şu cevabı verdi: “Benim elimde bütün komisyonların raporları var. Benim elimdeki rakamlar, 3-5 arkadaşın bir araya getirdiği toplam rakam içerisinde istatistiksel anlamı olmayan veya doğru analiz sağlayacak rakamlar değiller. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği ile ilgili konuşuldu. Mesela bir komisyonda 193 kişi mülakata girmiş, 3 kişinin yeri değişmiş. Bir başka ilimizde 682 kişi girmiş, 11 kişinin yeri değişmiş. Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş.” Bakan Tekin, muhalefet vekillerinden 5 bin kişinin yerinin değişti iddiasının dile getirilmesi üzerine “Yanlış, benim elimde il bazlı rakam” diye karşılık verdi. “KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl gerçekleştirilen TBMM Plan Bütçe Komisyonu toplantısını hatırlatan Bakan Tekin, “KPSS puanı ile değil mülakatla öğretmen ataması yapacağız. Bunun kavgasını verdik, tartışmasını yaptık. Geçen yıl burada adaletsizlik ve torpilin olmayacağı bir mülakat taahhüt etmiştim. Şimdi size ‘Bu ülkede hiç kimsenin verdiği herhangi bir isimle ilgili mülakatta torpilin olmadığı bir sistem kuruldu’ dedim. Söylediğiniz doğru şeyler var. Bir ildeki öğretmenimiz yüksek not almış, mülakata girmiş. Başka bir öğretmenimiz ‘Ben yüksek aldım ama bir başkası benden daha yüksek aldı. Dolayısıyla, ben sıralamanın dışında kaldım’ diyor ama ben zaten KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” dedi. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mülakatlarına değinen Tekin, “Bursa’da 197 kişi, İstanbul’da 688 kişi girmiş. Bursa’da mülakata girip sıralamanın dışında kalan kişi 23 kişi, İstanbul’da ise 51 kişi sıralamanın dışında kalmış” ifadelerini kullandı. “Tüzel kişiliği olmayan cemaat ve tarikatlarla hukuken protokol imzalama şansımız yok” Cemaat ve tarikatlarla protokol yapıldığı eleştirilerine de cevap veren Bakan Tekin, “Hukuki olarak cemaat ya da tarikat diye bir tüzel kişilik var mı? Tüzel kişilik olmayınca bakanlık olarak ya gerçek kişiyle ya da tüzel kişilikle protokol imzalayabilirim. Hukuken başka kimseyle protokol imzalama şansımız yok. Bizim 5 bin civarında bu türden protokolümüz var. Burada isimlerini saymak istemediğim çok farklı sivil toplum örgütleri ile protokolümüz var. Bunların hiçbirisiyle de protokol imzalarken siyasi ya da ideolojik hiçbir şeye bakmıyoruz. Bir tek İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası tarafından legal olarak kabul edilmiş bir sivil toplum kuruluşu mudur? Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış bir vakıf mıdır, diye bakıyoruz. Onun dışındaki konular beni ilgilendirmez. Herhangi bir sivil toplum örgütüyle, dernek, vakıf ya da meslek örgütü olmak üzere imzaladığımız protokolde tüzel kişiliğe ödenmiş tek bir kuruş kamu kaynağı yoktur” açıklamasında bulundu. “Protokollerin tek taraflı fesih hakkı bakanlıkta” Protokollerin tek taraflı fesih hakkının bakanlıkta olduğunun altını çizen Bakan Tekin, “Protokolde yazılan ilkelere aykırı davranan sivil toplum örgütü varsa protokolümüzü hemen iptal ederiz. Protokol kapsamında protokol yaptığımız kuruluşlar eğer okullarımıza bir eğitim verecekse, bu eğitim kimin vereceği, hangi diplomaya sahip kişilerin vereceği ve hangi içerikte eğitim verecekleri bizim protokolümüzde tanımlanmıştır” dedi. “ABB 2 bin 300 okuldan 13’ünü sadece bir kere temizliyor sonra bütün okulları temizledim diyor, bu olmaz” Türkiye’de 65 bin civarında okul olduğunu ve 55 bin civarında kadrolu temizlik elemanının olduğunu söyleyen Bakan Tekin, “Kadrolu temizlik elemanlarımız, bu okullardaki temizlik açısından yeterli olmadığından biz her yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Toplum Yararına Programlar (TYP) diye tanımladığı istihdam türü ile bakanlığımızda temizlik ve güvenlik personeli istihdam ediyorduk. Yaz aylarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TYP kapsamındaki istihdam türü ile ilgili dünyada özellikle kovidden sonra gelişen istihdam türleri açısından farklı bir model deneyeceklerini ifade etti. Biz de bu konuda kendisiyle konuştuk ve bize ‘kısmi zamanlı çalışma usulü getireceğiz ve bu çalışmayla da size 120 bin kadro vereceğiz, haftada 3 gün çalışacaklar’ dedi. Biz de kendileriyle uzlaştık. Biz hangi belediye olursa olsun kaç okul temizleyeceğini, kimlerle yapacağını ve hangi tür malzeme kullanacağını öğrenmek ve bilmek zorundayız. Bunun yolu şudur; gidersiniz valiliklere biz böyle bir protokol yapmak istiyoruz dersiniz. Nobran bir tavırla, ‘Ben geldim, okulu temizleyeceğim beni içeri alın’ derse ve benim görevlilerim de alırsa bunun karşılığı olur. Bir büyükşehir belediye başkanı çıkıyor. Yaklaşık 2 bin 300 tane okulumuz var. Bu okullardan 13 tanesini sadece bir gün temizliyor. Sonra çıkıyor ekrana ve ‘Ben Ankara’daki bütün okulları temizledim’ diyor. Bu olmaz, bu iyi niyetli değil” değerlendirmesinde bulundu. “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe” Bazı muhalefet vekillerinin çocukların anadil öğrenmesiyle ilgili beyanlarına katıldığını söyleyen Tekin, şu ifadeleri kullandı: “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe, çocuklarımız Türkçe’nin dışında bir dil öğrenmek istiyorsa bizim devlet olarak üstümüze düşen vazife çocuklara bu alanın sağlanmasıdır. Bu AK Parti iktidarıyla sağlandı. 2003 yılında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızın aldığı bir kararla, özel anlamda kursların açılmasının önü açıldı. Biz MEB olarak üstümüze düşeni yapıyoruz.”