EĞİTİM - 20 Ekim 2022 Perşembe 23:40

Eğitim-Bir-Sen: 'Öğretmenlik Meslek Kanunu beklentileri karşılayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir'

A
A
A
Eğitim-Bir-Sen: 'Öğretmenlik Meslek Kanunu beklentileri karşılayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir'

Eğitimciler Birliği Sendikası'ndan (Eğitim-Bir-Sen) tarafından yapılan açıklamada, “Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak bir içerikle yeniden düzenlenmelidir” denildi.

Memur Sendikaları Konfederasyonu'na (Memur-Sen) bağlı Eğitim-Bir-Sen tarafından yapılan yazılı açıklamada, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtildi. Daha önce sendika tarafından kanunun ilave düzenlemelere ihtiyacı olduğunun hatırlatıldığı ifade edilen açıklamada, Eğitim-Bir-Sen tarafından hazırlanan, Mili Eğitim Bakanlığı’na, TBMM Başkanlığı’na ve Meclis’te grubu bulunan partilerin yöneticilerine sunulacak kanun taslağındaki önerilere yer verildi. Öğretmenliğin ‘özel bir ihtisas mesleği’ olarak ele alınması, resmi eğitim kurumları ile diğer kamu kurumlarında öğretmenlik, öğretmen kadro unvanındaki kadrolu memurların eliyle yürütülmesi gerektiği belirtilen kanun taslağında, öğretmen kadrosuna yapılacak atamalarda, sadece KPSS puan üstünlüğünün esas alınması gerektiği, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almış olmanın adaylığa son verme şartları arasından çıkarılmasının lazım olduğu kaydedildi.

Eğitim-Bir-Sen: 'Öğretmenlik Meslek Kanunu beklentileri karşılayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir'

Kariyer basamaklarında ilerlemenin sadece öğretmenlikteki hizmet süresi ile eğitim programı ve mesleki çalışmaya dayalı olarak tasarlanmasının gerekliliğine vurgu yapılan kanun taslağında, öğretmenlikte 8 yılını tamamlamış olanların uzman öğretmenlik, 12 yılını tamamlamış olanlarınsa başöğretmenlik unvanının alması gerektiği dile getirildi.

“Öğretmenlikte en az 8 yıl hizmeti bulunanlardan doktora eğitimini tamamlayanlar başöğretmen unvanı alabilmelidir”

Açıklamada, hazırlanan kanun taslağına ilişkin şu ifadelere yer verildi:

“Yüksek lisans eğitimini tamamlayanlar uzman öğretmen unvanı için öngörülen eğitim programından, doktora eğitimini tamamlayanlar ise uzman öğretmen ve başöğretmen unvanı için öngörülen eğitim programından muaf tutulmalıdır. Öğretmenlikte en az 8 yıl hizmeti bulunanlardan doktora eğitimini tamamlayanlar başöğretmen unvanı alabilmelidir. Öğretmen unvanlı kadrolarda bulunmakta iken, fiilen öğretmenlik yapmayanlar veya sonrasında öğretmen kadrosu dışındaki kadrolara atananlara da uzman/başöğretmenlik için başvuru hakkı tanınmalıdır. Eğitim kurumu müdürlüğü, eğitim kurumu müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığı öğretmenliğin yanında ikinci görev çerçevesinde yürütülmeli; ancak dört yıl veya daha fazla süreli görevlendirmeler, özlük hakları, atama ve terfi yönünden şube müdürü kadrosunda geçirilmiş sürelerden sayılmalıdır.”

Eğitim kurumu yöneticiliğine görevlendirilmek için Milli Eğitim Bakanlığınca yapılacak yazılı sınavda başarılı olma şartı aranmasının yeterli görülmesi, yazılı sınavda 100 üzerinden 60 ve üzerinde puan alanların eğitim kurumu müdürü, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı olarak görevlendirilmek üzere başvuruda bulunabilmesi gerektiği not düşülen kanun taslağında, “Eğitim kurumu yöneticisi olarak görevlendirilenler, isteğe, mazeret durumuna veya hizmetin gereğine dayalı olarak unvanları üzerinde kalmak üzere il içinde veya iller arasında yer değiştirme suretiyle bir başka eğitim kurumuna görevlendirilebilmelidir” önerisine yer verildi.

“Haftalık 40 saati aşan çalıştırma veya görevlendirme yapılmamalıdır”

Eğitim-Bir-Sen tarafından, hazırlanan kanun taslağına ilişkin yapılan açıklamaya şöyle devam edildi:
“Eğitim kurumu yöneticileri ile öğretmenlerin haftalık çalışma süresi 40 saat olmalı; eğitim kurumlarının ve eğitim-öğretim hizmetlerinin özellikleri dikkate alınmak suretiyle haftalık 40 saati aşmamak üzere farklı çalışma süreleri tespit olunabilmesinin yanı sıra ücret ödenmeksizin haftalık 40 saati aşan çalıştırma veya görevlendirme yapılmamalıdır. Eğitim kurumu yöneticileri ile öğretmenlere, 1500 puan karşılığında yan ödeme yapılmalıdır. Eğitim kurumu müdürlerine yüzde 200, eğitim kurumu müdür başyardımcılarına yüzde 185, eğitim kurumu müdür yardımcılarına yüzde 175, öğretmenlerden; 1 ve 2. derecelerden aylık alanlara yüzde 150, 3 ve 4. derecelerden aylık alanlara yüzde 125, diğer derecelerden aylık alanlara yüzde 100 oranında eğitim-öğretim tazminatı ödenmelidir.”

Uzman ve başöğretmenlik unvanı kazananlara tazminat önerisi

Kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan yönetici ve öğretmenlere; görev yapılan yere göre yüzde 10 ila yüzde 90 arasında değişen oranlarda ilave tazminat ödemesinin yapılması tavsiye edilen kanun taslağında, “Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında görev yapanlardan fiilen eğitim kurumu yöneticiliği veya öğretmenlik yapıyor olmak ya da yapmış olmak kaydıyla, uzman öğretmen unvanını kazanmış olanlara yüzde 60, başöğretmen unvanını kazanmış olanlara yüzde 120 oranında eğitim-öğretim tazminatı ödenmelidir. Eğitim kurumu yöneticileri ile öğretmenlere, ek gösterge dahil en yüksek devlet memuru aylığına; eğitim kurumu müdürlerine yüzde 200, eğitim kurumu müdür başyardımcılarına yüzde 185, eğitim kurumu müdür yardımcılarına yüzde 175, öğretmenlere yüzde 150 oranlarının uygulanması suretiyle hesaplanan tutarda ek ödeme yapılmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliğine vekaleten veya geçici görevlendirilen yönetici ve öğretmenlere, asaleten görevlendirmede Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacak yazılı sınava girebilme hakkını elde etmiş olması dahil tüm şartları taşımaları kaydıyla, eğitim-öğretim tazminatı ve ek ödeme farkı, vekaleten veya geçici görevlendirme suretiyle göreve başlanıldığı tarihten itibaren ve bu görev fiilen yapıldığı sürece ödenmelidir” önerilerine yer verildi.

“Ek ders ücreti karşılığında yapılacak ders, ders niteliğinde veya ders dışı görevlendirmelerde, ders saati başına 200 gösterge rakamının devlet memurları için belirlenen aylık katsayısı ile çarpımından oluşan miktar üzerinden ödenmelidir” denilen Eğitim-Bir-Sen'in kanun taslağında, öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ek gösterge dahil en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 165’i oranında ödenmesi gerektiği kaydedildi.

“Eğitim ve öğretim hizmeti sunumu esansında verilen hizmetten kaynaklanan nedenle eğitim çalışanlarına şiddete hapis cezası verilmeli”

Kanun taslağının anlatıldığı açıklamaya şöyle devam edildi:

“Öğretmenlerin görev, hak, yetki ve sorumlulukları mesleki özerklik ve akademik özgürlük ekseninde kurgulanarak ayrıntılı bir şekilde düzenlenmelidir. Eğitim ve öğretim hizmeti sunumu esnasında veya verilen eğitim ve öğretim hizmetinden kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere yönelik hapis cezası verilmesi; eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması; eğitim ve öğretim hizmetinin sunumu sırasında veya bu görevlerden dolayı eğitim kurumlarında çalışan personele karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku çerçevesinde yürütülmekte olan işlemler ve davalarda personelin talebi üzerine bakanlıkça hukuki yardım yapılması noktasında düzenlemeler yapılmalıdır. Özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim kurumu yöneticileri ile öğretmenlere ödenecek net aylık ücret ile ek ders ücreti, bu kişilerin dengi olan resmi okullarda görevli yönetici ve öğretmenler için tespit edilen miktardan az olmamalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı dışındaki resmi kurumlarda görev yapan öğretmenlere de aranan şartları sağlamak kaydıyla uzman öğretmen ve başöğretmen sertifikası düzenlenebilmelidir. Sözleşmeli öğretmenler şartsız ve doğrudan öğretmen kadrolarına geçirilmeli ve sözleşmelilikte geçen süreleri hizmet sürelerinden sayılmalıdır. Ücretli öğretmenlere ödenecek aylık net ücret tutarı, aylık net asgari ücretten az olmamalı; bu kişilerin sigorta prim ödeme gün sayıları aylık 30 gün üzerinden hesaplanmalıdır. Eğitim kurumu yöneticilerine ve öğretmenlere ilave bir derece verilmelidir.”

Huzeyfe Tarık Yaman

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Soma Termik Santrali’nin filtrasyon sistemi yenilenmeli Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, filtrasyon sistemi olmadığı için hava kirliliğine yol açan Konya Şeker’e bağlı Soma Termik Santrali’nin önünde basın açıklaması yaptı. İşletmeye tepki gösteren Başkan Zeyrek, "Demiştik ki filtrasyon sistemlerinizi yenileyin, artık Soma’nın havasını kirletmekten vazgeçin ama maalesef bu sözlerimiz daha öncekiler gibi havada kaldı. Bugün artık daha güçlüyüz, bugün hepimiz buradayız ve artık Soma’da biz kirli hava istemiyoruz” dedi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Konya Şeker’e bağlı Soma Termik Santrali’nin önünde 10 Eylül’de yaptığı basın açıklamanın ardından bir kez daha basın açıklaması yaptı. Soma Belediye Başkanı Sercan Okur ve kalabalık grupla birlikte basın açıklaması yapan Başkan Zeyrek, Soma’nın havasını kirletenlere karşı yurttaşların yanında olmaya devam edeceklerinin altını çizdi. Başkan Zeyrek, “Bugün, Soma termik santralinin önündeyiz. Geçtiğimiz aylarda yine buradaydık. Buradan Soma Termik Santraline şöyle bir uyarıda bulunmuştuk. Demiştik ki filtrasyon sistemlerinizi yenileyin, artık Soma’nın havasını kirletmekten vazgeçin ama maalesef bu sözlerimiz daha öncekiler gibi havada kaldı. Bugün artık daha güçlüyüz, bugün hepimiz buradayız ve artık Soma’da biz kirli hava istemiyoruz” dedi. “Bu kirli havayı solutan herkesin karşısında dimdik duracağız” Başkan Zeyrek, “Yüksek sesle bağırıyoruz. Karaelmasımız artık tabut olmasın. Yüksek sesle bağırıyoruz. Somamız artık kirli hava solumasın. Somalı hemşehrilerimizin temiz hava hakkını elinden alan, onlara bu kirli havayı yaşatan herkesin karşısında dimdik duracağız" açıklamasını yaptı. "Burada Torku yetkilileri diyor ki ‘Biz para kazanamıyoruz’. Para kazanamaması hemşerilerimin havasını kirletebilmesi anlamına gelmez. Eğer ki gerekli koşulları sağlamazsa ilerleyen günlerde bu eylemimiz daha farklı bir şekilde devam edecektir" diyen Başkan Zeyrek, "Manisa’mda yaşayan herkesin hak ettiği hayat şartlarının sağlanabilmesi için, bu tür çevre felaketlerinin önüne geçmek adına her zaman alanlarda olacağım. Hep şunu söyledik. Sermaye mi, insan mı? Her zaman için insan. Ama bunlar sağlanmazsa da bizim yaptırımlarımız da artık çok daha sert bir şekilde olacaktır. Ben, her zaman için Somalı hemşehrilerimin yanındayım. Onların bu haklarını elinden alanların da her zaman için karşısında olduğumu yüksek sesle bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi. Konya Şeker’e bağlı Soma Termik Santralinin tehlike saçtığını belirten Soma Belediye Başkanı Sercan Okur, “Bir tarafta ısınma yani sıcak su hizmeti, diğer tarafta temiz hava hakkı. Termik Santral bizden bir tercih yapmamızı istiyor. Ya ısınacaksınız ya da zehirleneceksiniz. Ancak, biz diyoruz ki bunun ikisi de mümkün. Biz, daha temiz hava soluyarak, gerekli koşullar sağlandıktan sonra daha temiz ve sağlıklı hava soluyarak ısınabiliriz. Temiz hava hakkı Soma’da yaşayan her bireyin hatta her canlının en temel hakkıdır. Bu nedenle, bu eylemlerden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.