VOLEYBOL - 18 Eylül 2012 Salı 12:27

Eczacıbaşı Vitra yeni sezona hazırlanıyor

A
A
A
Eczacıbaşı Vitra yeni sezona hazırlanıyor

Eczacıbaşı VitrA Voleybol Takımı, 2012-2013 sezonu hazırlıklarını, teknik kadrosu ve tüm sporcularıyla yoğun olarak sürdürüyor.

İSTANBUL

Antrenmanlar; Teknik Direktör Lorenzo Micelli ve Nalan Ural yönetiminde; Esra Gümüş, Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu, Neslihan Darnel, Senna Usic, Büşra Cansu, Maja Poljak, Asuman Karakoyun, Buse Kayacan, Gözde Yılmaz, Melis Durul, altyapısından A Takım kadrosuna kattığı Ceylan Arısan, yeni transferler; Liubov Shashkova Sokolova, Özge Kırdar Çemberci, Aleksandra Petrovic ile teknik kadroda yer alan yardımcı antrenörler Suphi Doğancı, Stefano Micoli (aynı zamanda kondisyoner), Ömer Ertik, Ayhan Arın, istatistik sorumlusu Yunus Öçal ve fizyoterapist Daniela Salami ile yapılıyor.

Geçen sezonu üç kupayla bitiren Eczacıbaşı VitrA Voleybol Takımı'nın, yeni sezona tam kadro olarak Eylül'de başlayabildiğini belirten Menajer Nalan Ural, "17 Ekim'de Ankara'daki Süper Kupa maçına kadar olan süreyi çok iyi değerlendirip, sezona en iyi şekilde hazırlanmayı hedefliyoruz. Bu hazırlık döneminde, 21-23 Eylül tarihlerinde, Polonya Pila’da düzenlenecek olan bir turnuvaya katılacağız ve bugün (18 Eylül Salı) gideceğiz.

Ekim başında hazırlık maçları ile de çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Zor ve yoğun geçecek olan ve sezonun ilk sekiz gününde, Süper Kupa ile birlikte, Türkiye Ligi ve Avrupa Şampiyonlar Ligi olmak üzere 2012-2013 sezonuna üç maçla, hızlı bir giriş yapacağız. Kulüp olarak, yoğun programa karşın güzel bir sezon geçireceğimize inanıyor ve başta Avrupa Şampiyonlar Ligi kupası olmak üzere tüm kupaların sahibi olmak istiyoruz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Üreticiye 6 yılda 1 milyar TL’lik destek Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, 6 yılda üreticiye 1 milyar TL değerinde kaynak sağladıklarını ifade ederek, "Topraktan kopmayın. Biz yanınızdayız, yeter ki üretin" dedi. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, İzmit Kullar yolu üzerindeki Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı’na bağlı üretim fidanlığında katıldığı törende açıklamalarda bulundu. Büyükakın, çiftçilerin üretim maliyetlerini azaltmak ve kazançlarını artırmak için çeşitli destek programları yürüttüklerini, bu desteklerin artarak devam edeceğini ifade etti. Başkan Büyükakın, bu kaynakları nasıl oluşturduklarına dikkat çekerek, "Milletin parasını kendi paramızdan daha özenli harcamamız lazım. Mali olarak güçlenmenin bir yolu da bütçeyi doğru yönetmek ve bu sayede elde ettiğiniz tasarrufu doğru alanlara yöneltmek. Bu alanda (fidanlık alanı) toplamda 400 milyon liralık bir tasarruf var. Yetiştirilmiş olan ağaçlara ve diğer türdeki bitkilerin toplam ekonomik değeri 400 milyon lira. Onların içinde ürettiğimiz ‘torf’ mesela. Onu doğru yöneterek 160 milyon lira da oradan tasarruf sağlıyoruz. Çiftçimize toplam verdiğimiz destek de 1 milyar lira. Buraları doğru yönettiğinizde o zaman çiftçiye verilecek kaynak da ortaya çıkmış oluyor. ’Maliyetleri nereden azaltabiliriz?’, ’harcamaları nasıl daha tasarruflu yapabiliriz?’, ’sonraya bırakacağımız işler nedir?’, bunların sıralamasını sürekli gözden geçiriyoruz. Bunun neticesinde de bu bereket ortaya çıkıyor" dedi. Çiftçiyi ayakta tutacak, onlara nefes aldıracak tedbirler aldıklarını hatırlatan Büyükakın, "Küçükbaş hayvanından büyükbaş hayvanına kadar çiftçiye her türlü desteği veriyoruz. Seracılık desteğini veriyoruz. Bu desteklerimizi artırarak devam ettireceğiz. Emek veren tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum ama asıl teşekkürü her şeye rağmen, bütün zorluklara rağmen topraktan kopmayan, buradaki mücadelesini devam ettiren çiftçilerimize ediyorum. Özellikle kadın çiftçilerimize teşekkür ediyorum. Onları tebrik ediyorum. Gençlere de yeniden bir çağrı yapıyorum; toprakla buluşmanın, toprağın bereketini elde etmenin ve bu berekete bereket katmanın yollarını kolaylaştırmak için her türlü çözüm ortaklığına Büyükşehir Belediyesi olarak, ilçe belediyelerimizle birlikte destek olmaya hazırız. Yeter ki siz gayret edin, emek verin" diye konuştu.
Van Van kedilerinin neslini kurtarmak için evinin kapılarını açtı Van’ın İpekyolu ilçesinde yaşayan Fatih Binici isimli vatandaş, Van kedilerinin neslini kurtarmak için evinin kapılarını açtı. İpekyolu ilçesinde ikamet eden Fatih Binici isimli vatandaş, yaklaşık 12 yıldır Van kedilerinin neslini kurtarmak için mücadele ediyor. Daha önce Kale Yolu üzerindeki kedi evinde yıllarca çalışan Binici, kedi evinin kapanması nedeniyle Van kedilerini evine aldı. Burada aylardır kedilere bakan Binici, yavruları ise bilinçli ailelere sahiplendirdi. Kediler için kaldığı evin kapısını açan Binici, sokakta kalan kediler için ise bahçesinde bir konteyner kurdurdu. Van kedilerinin neslini kurtarmak için yapılan projenin fikir babalarından biri olduğuna vurgu yapan Binici, “Van kedi evinin kurulması ve neslinin çoğaltılması konusunda yapılan projeye 2000 yıllarında başladım. O zamanlarda Van kedilerinin sayıları çok azdı. Van ve çevresinde yani Doğu Anadolu Bölgesinde sayıları 50 ila 100 arasındaydı. Kritik bir sayıydı ve nesilleri bitmek üzereydi. O zamanlar bir proje ortaya attım. Projede amacım; Van kedilerinin neslini çoğaltmak, turizme destek olmak, insanların Van kedilerini gelip görmelerini sağlamak ve onlarla içli dışlı olmasını, onlarla temas olmasını sağlamaktı. Proje işe yaradı. İlk olarak 15-20 metrelik bir yerde kurduk. Sonra zamanla inanılmaz bir ilgi odağı haline döndü ve alanı genişletmeye başladık. Artık kedilerin sayıları da artmaya başladı ve yaklaşık 600 metrekarelik bir alan yapıldı. O alanda da 4 yıl görev aldım. Van kedilerinin sayısı 150 adede kadar çıktı. Tabi bu sadece Van Kedi Evinde olan sayıydı. Her yıl yaklaşık 50-100 arasında olan doğumlarda elde edilen yavrular, gerek Van içi gerekse Van dışı güzel ailelere sahiplendirildi” dedi. "Eve getirdiğim kedilerden 42 yavru elde ettim" Kale Yolu üzerindeki kedi evinin yaklaşık 4 ay önce kapandığını belirten Binici, “Oranın yetkilileri bu işi devralmak istediler. ‘İşi, ehline bırakın’ diye bir söz var. Maalesef onlar yürütemediler ve sonuç alamadılar. Sonuç alamayınca orada bir sıkıntı oluştu ve şuan ziyaretçiye kapalı. Ama orada hala Van kedileri var. Bende orada şahsıma ait olan 18 Van kedisini de evime getirdim. Bunlar dişi ve hamile olan kedilerdi. Orada kalmalarına müsaade edemezdim. Çünkü doğum esnasında doğacak olan yavrulara titizlikle bakmak gerekiyor. Büyük bir tecrübe istiyordu. Eve getirdiğim kedilerden yaklaşık 42 yavru elde ettim. Bu yavrular büyüdü ve 3 aylık oldu. Yavrular, çok güzel ailelere verildi. Çok güzel takip ediyorum ve hepsinin durumu çok iyi. Bu da o yavrulardan biri. Adı Kont. Kont sağır bir kedi olduğu için ona özel bir ilgi alaka gerektiriyor. Normal bir aileye veremezdim. Ömür boyu bende kalacak. Kısırlaştıracağım. İlerde eşleşmesine izin veremem. Çünkü yavrularının da sağır olmasını istemem” ifadelerini kullandı. "Van kedileri hiperaktif kedilerdir" Van kedilerinin diğer kediler gibi pasif bir kedi olmadığına ve bu nedenle bakımının zor olduğuna dikkat çeken Binici, “Van kedisi, British ve Scottish gibi değil. British, Scottish veya Persler, günde 20-22 saat uyuyan pasif kedilerdir. Çok fazla aktif değillerdir. Bundan dolayı onların bakamı daha kolaydır ama Van kedileri hiperaktif ve aktif kedilerdir. Günde 6-7 saatten faza uyumazlar. Bundan dolayı bakımı biraz daha zor. Ama Van kedileri kadar eğlenceli, hareketli oyuncu ve avcı hayvanlar yoktur. Onunda keyfi ayrı bir şeydir” diye konuştu. "Projem, Van’ın turizmine çok büyük katkı sağlayacak" Van kedileri için bir proje hazırladığını ve bu projenin aynı zamanda turizm anlamında da Van’a katma değer katacağına vurgu yapan Binici, sözlerini şöyle sürdürdü: “Van kedileri diye bir projem var. Bunun için devlet yetkililerinden destek istedim ama maalesef olumlu bir sonuç elde edemedim. Projem, inanılmaz derecede güzel bir proje. İçerisinde doğumhanesi, karantinası, bakım ünitesi, yavru ve yetişkin bölümleri, havuzları, dinlenme alanları ve oyun alanları gibi kedilerin ihtiyaçlarını karşılamak için var olan büyük bir tesis olacak. Bu proje eğer Van’a yapılırsa, gerçekten turizm anlamında kente çok büyük bir değer katacağına inanıyorum. Çünkü Kale Yolu üzerinde kurulan Van Kedi Evinde bir günde yaklaşık 7-8 bin ziyaretçinin geldiğine şahit olduk. Bunlar İranlı, Amerikalı, Avrupalı ve Asyalı turistler oluyordu. Bu proje, Van’ın turizmine çok büyük katkı sağlayacak bir proje. Bu nedenle yetkililerin destek olmalarını istiyorum.” "Kedileri sahiplendirmeden önce aileyi araştırıyoruz" Üzerine kayıtlı 57 Van kedisinin olduğunu da sözlerine ekleyen Binici, “Şu an evimde 16 Van kedisi var ama üzerime kayıtlı 57 Van kedisi var. Onların hayatı benim hayatım, benim hayatım onların hayatı. Öyle birbirimize endeksleşmişiz. Maalesef herkese veremiyoruz. Sahiplendirmeden önce aileyi araştırıyoruz. Ailenin daha önceden kedi sahiplenmiş olup olmadığını, kedi bakımından anlayıp anlamadığını ve Van kedisinin karakteristik özelliğini bilip bilmediğini muhakkak araştırmam lazım. Çünkü insanlar kedi gördüğünde, kediye süt veriyorlar. Halbuki bu süt kedinin bağırsak sistemini tamamen yok eden, tamamen bağırsak sistemini çökerten bir maddedir. Anne sütü dışındaki bütün sütlerde maalesef laktöl vardır. Laktöl de kedilerin bağırsak sistemini enzimlemediği için kedilerin hayatlarına mal olabiliyor. Tecrübesiz bir insana kedi vermek, o kedinin hayatına mal olabilir. Bundan dolayı aileyi çok iyi seçiyorum ve sahiplendirmeden önce bazen aylarca araştırıyorum” dedi. Kedilere Ahu, Kraliçe, Fiyona, Nazlı, Peliş, Koku, Kont, Mavi, Blu gibi isimler verdiğini ifade eden Binici, kedileri isimleriyle çağırdığını söyledi.