ÇEVRE - 13 Temmuz 2021 Salı 13:18

'Dünyadaki 600-700 fok sayısının dörtte üçü Yunanistan ile Türkiye kıyılarında yaşıyor'

A
A
A
'Dünyadaki 600-700 fok sayısının dörtte üçü Yunanistan ile Türkiye kıyılarında yaşıyor'

Dünyada nesli koruma altındaki Akdeniz foku yavrusunun Antalya kıyılarına çıkması, dalgaların arasında oynaması eğlenceli görüntüler oluşturdu. Akdeniz Üniversitesi(AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, fokların temiz sahilleri tercih ettiğini belirterek, insanların video çekmek için bile olsa bu canlıların yaşam alanlarına girmemeleri noktasında uyardı.

AÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, son dönemde Antalya kıyılarında ve plajlarda insanlar tarafından görüntülenen nesli koruma altındaki Akdeniz fokları hakkında açıklamalarda bulundu. Fokların deniz memelilerinden olduğunu belirten Gökoğlu, Akdeniz fokunun ise Akdeniz’e özgü endemik bir tür olduğunun altını çizdi. Mehmet Gökoğlu, bilimsel ismi "monachus monachus" olan Akdeniz foklarının, Türkiye kıyılarında Samsun, Marmara Adası civarı, İzmir Foça, Fethiye kıyıları, Gökova Körfezi, Antalya ve Mersin kıyılarında varlığının tespit edildiğini belirtti.

Akdeniz fokunun dünyada sayısının 500 ile 700 arasında değiştiğini aktaran Gökoğlu, “Kırmızı listede yer alan memelilerden biridir. Akdeniz fokunun en büyük özelliği temiz bölgelerde yaşamasıdır. O bölgede kirliliğin olmadığının göstergesidir bu açıdan içinde bulunduğumuz durum sevindirici. Fokların halen Antalya falezlerde doğal hayatları halen devam ediyor. Son zamanlarda ülkemizdeki fok popülasyonlarda bir toparlanma var. Dünyadaki 600-700 fok sayısının dörtte üçü Yunanistan ile Türkiye kıyılarında yaşıyor. Koruma bunda etkili” dedi.

"Çocuk fok dalgalar arasında oynuyor"

Fokların çok fazla yavru veren canlılar olmadığını işaret eden Gökoğlu, “Özellikle eylül, ekim kasım aylarında yavrulayıp, bu aylarda yavruyu sütten keserler. Yaklaşık 4-5 ay emzirip yavruyu sütten kesiyor. Bu yavruların da sahillerimizde güzel görüntülerini görüyoruz. Yavru sütten kesilen çocuk fok, dalgalar arasında oynuyor. Ya da plajda insanlara yaklaşıyor. Ya da kıyıya çıktığında görüntülendiğini görüyoruz” diye konuştu.

"Foklara yaklaşılmamalı"

Foklara yaklaşılmaması ve rahatsız edilmemesi noktasında bir kez daha insanları uyaran Gökoğlu, "Bir fok görüldüğü zaman yanına yaklaşılmaması gerekiyor. Çünkü foklar insanlarla çok çabuk bağ kuran canlılardır. Onların doğal yaşamına girmemek gerekir. Görüntü uzaktan alınabilir ama yanına kadar yaklaşıp video çekmek doğru değil. Bize alıştığı zaman aramızda dolaşır. Balıkçıya yaklaşır ağına girer ölür. Bunlar yabani hayvanlar, insanların arasında girdiği zaman ısırabilir. En güzeli bu canlıya yaklaşmamak ve doğal hallerine bırakmak gerekir” ifadelerine yer verdi.

"Güzel görüntüler"

Gökoğlu, sütten kesilen, avlanmayı yeni öğrenen fokların kıyıya çıkıp güneşlendiğini ve dalgalar arasında oynamasının çok güzel görüntüler olduğunu belirtti. Foklarla ilgili bazen üzücü durumlarla da karşılaştıklarının altını çizen Gökoğlu, bazen fırtına da bazen de ağa yakalanma gibi olaylarla ölümlerinin olabildiğini belirtti. Fokların gezgin canlılar olduğuna değinen Mehmet Gökoğlu, Antalya falezlerdeki foku, Manavgat’ta Kemer’de, Gelidonya’da görülebileceğini sözlerine ekledi.

"Caretta caretta uyarısı"

Akdeniz kıyılarında bugünlerde tatlı bir telaş daha olduğuna dikkat çeken Gökoğlu, “İlk yumurta bırakan caretta carettaların yavruları çıkmaya başladı. Ama halen yumurta bırakma işlemine devam edenler de var. Bu canlı karaya çıkıp yumurta bırakacağı esnada video çekmeye çalışan vatandaşlarımız var. Bu canlılar rahatsız edilmesin. Bunun yapılmaması gerekir. Ayrıca yeşil kaplumbağaya turistler tarafından eziyet görüntüleri vardı. Buda yanlış, biz onların yaşam alanına giriyoruz” ifadelerini kullandı.
İsa Akar-Akif Yılmaz

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da 25 bin hasta evde sağlık hizmetinden yararlandı Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmet veren Evde Sağlık Birimi, 2024 yılı boyunca 25 bin hastaya evde sağlık hizmeti sundu. SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Evde Sağlık Birimi, kentte yatağa bağlı hastaların ayağına kadar hizmet götürüyor. Birim, yatağa bağlı yaşlılar, obezite, felç, engelli ve alzheimer gibi kronik rahatsızlıkları olan hastalar ile ameliyat sonrası hemşirelik hizmetine ihtiyaç duyanlara evlerinde gerekli tedaviyi sağlıyor. Doktor, hemşire ve sağlık teknikerlerinden oluşan 8 ayrı ekip, 2024 yılı boyunca toplamda 25 bin hastaya ulaştı. Ayrıca birim, tedavi hizmetlerinin yanı sıra hasta ve hasta yakınlarına eğitim ve manevi destek de veriyor. “Amacımız daha fazla hastaya ulaşmak” Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Hastane Başhekim Yardımcısı Uzman Dr. Abdurrahman Biçer, kent merkezi ve kırsal mahallelere evde sağlık hizmeti sunduklarını belirtti. Halihazırda kayıtlı 4 bin hastalarının bulunduğunu ifade eden Biçer, “Bu 4 bin hasta içinde çocuklar, yaşlılar, gençler, bulunmaktadır. Bir kısmını yaşlı hastalarımız oluşturmaktadır. Hastalarımız genelde yatağa bağlı olan hastalardır. Dönemsel olarak 6 ay ya da 12 ay gibi sürelerde yatağa bağlı hastalarımız da var. 8 ekibimiz mevcuttur. Ekiplerimizde doktor, hemşire, evde sağlık teknikeri var. Bazı durumlarda psikolog ve fizyoterapistler de ekibe dahil oluyor. 2024 yılı itibari ile toplam 25 bin hastaya hizmet verdik. Hastanemizin bütün imkanlarını kullanıyoruz. Amacımız ekip sayısını arttırarak bu hastaların hastaneye gelmeden daha iyi hizmet vereceğiz” dedi. “Hastaneye gitmeden sağlık kontrollerimiz yapıldı” İki yıldır evde sağlık hizmeti aldıklarını belirten hasta yakını Ayşe Akkoyun ise uygulamadan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Ekipleri aradığımızda hem eşim hem de kaynanam için eve geliyorlar. Evde sağlık ekipleri sayesinde hastaneye gitmeden sağlık kontrollerimiz yapıldı. Sağlık memurları evimize gelip tansiyon, şeker ölçümleri ve iğne gibi işlemleri yapıyorlar. Sağlık çalışanlarından çok memnunuz. Emeklerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
İstanbul Beyoğlu’nda ’Adil-i Mutlak Hat Eserleri Sergisi’ sanatseverlerle buluştu Beyoğlu’nda 13 usta hattatın adalet ayetlerini kaleme alarak hazırladığı ’Adil-i Mutlak Hat Eserleri Sergisi’ ziyarete açıldı. Albayrak Grubu’nun Adil-i Mutlak Hat Eserleri Sergisi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde sanatseverlerle buluştu. Barbaros Hayrettin Paşa Camii İmamı Alpcan Çelik’in Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, konuşmaların ardından kurdele kesildi ve katılımcılar sergiyi gezdi. Tezhip ve dijital sanat eserlerinden oluşan sergide; 13 usta hattatın Kur’an-ı Kerim’de yer alan adalet temalı ayetleri kaleme aldıkları 13 eser, 12 tezhip eseri, Savaş Çevik’in, “Hat, Kübizm ve Yeni Tasarımlar” adlı yepyeni eserleri ve Savaş Çevik’in, "De ki: Rabbim adaleti emretti" buyruğunu içeren enstalasyon eseri ve dijital eserler yer alıyor. “Temamız ‘adalet’ konulu ayetler” Hattat İbrahim Şengül, “11 yıldır üzerinde hassasiyetle geliştirdiğimiz Albayrak Ramazan yazıları Takvim sergisindeyiz. Bu yıl temamız adalet konulu ayet-i kerimelerdi. 13 adet farklı hattatın levhalarından oluşan eserleri sergiliyoruz. Birbirinden farklı kompozisyonlardan oluşan, adaletle ilgili farklı ibarelerden oluşan ve farklı yazı çeşitlerini barındıran bir sergideyiz. Bu sergimizin yanında yine İslam sanatlarından tezhip sanatından olan 12 çalışma görmekteyiz. Savaş Çevik hocamızın kendine has üslubu ile hazırladığı “Hat, Kübizm ve Yeni Tasarımlar” adlı levhaları sergilemekteyiz. Bütün sanatseverleri Tophane-i Amire Sanat Merkezi’ne davet ediyorum. Adalet temasının belirlenmesinin birçok sebebi var ama bunlardan en önemlilerinden bir tanesi şu anda Filistin’de yaşanan soykırım neticesinde Müslümanların üzerine uygulanan adaletsizlik. Bu zulmü yansıtabilecek bir kavram seçmek istedik. Bunun en iyi konu başlığı adaletti. Aslında geçmişten günümüze ve geleceği de kapsayan bir konu. Sanat eserleri de evrensel olduğu ve daima yaşadığı için inanıyorum ki sonsuza dek bu eserlerimiz görevini icra edecektir” dedi. “Yepyeni bir kompozisyon biçimini hat sanatına kazandırdığım için bahtiyarım” Hat sanatına yeni bir yaklaşım ve form getirerek üç boyutlu tasarımlar yapan Hattat Savaş Çevik, “Sergide gördüğünüz makili yazı, yepyeni bir tasarım biçimi. Aradaki boşlukları kaybettim, makili yazı 90 derece dik açılarla yazılan tamamen geometrik bir yazıdır. Boşlukları kaybederek harfleri birbiri ile birleştirdim. O zaman harf formları kayboluyor tabii. Bunu ortaya çıkarabilmek için 3 boyutlu düşünmem gerekiyordu. Kübizm aklıma geldi. 20. yüzyılda resim sanatında kübizm formların kübik hareketlerle anlatımı söz konusu. Ben de burada tam olarak kübizmin hatta taşınmasını değil ama ondan etkilendim. Işık ve gölge esprisinden yararlanarak bir rengin dört tonuyla piramidal düzeni boyadığım zaman harfler ortaya çıkmış oldu. Çok değişik teknik espriler de var. Bazı çalışmalarımda bir rengin dört tonunu değil, sadece tek bir renk kullandım. Klasik hatta kullanılan tek renk esprisini orada da yaptım. Tamamen gölge, ışık ve ışığın yansımalarını esas alarak harflerin formlarını ortaya koydum. Yepyeni bir kompozisyon biçimini hat sanatına kazandırdığım için bahtiyarım. Sergi, Albayrak grubunun her yıl düzenlediği geleneksel Takvim projesi sergisi. Bu yıl adalet konusu işlendi. Her sene klasiğin dışında daha yeni açılımlarla farklı çalışmaları esas alan bir sergi oldu. Hat sanatımıza oldukça güzel şeyler kazandıran bir sergi çünkü hattatların yeni çalışmalar yapmasına vesile oluyor” ifadelerini kullandı. “Hattatların eserlerini ilk başta takvime daha sonra bu şekilde sergiye dönüştürüyoruz” Albayrak Grubu Kurumsal İletişim Koordinatörü Esad Sivri, “Bu yıl 11’ncisini gerçekleştirdiğimiz Albayrak Hat Eserleri Sergisi’nin açılışındayız. Her sene birbirinden farklı temada hattatların eserlerini ilk başta takvime daha sonra bu şekilde sergiye dönüştürüyoruz. Bu sergiler onlarca il, onlarca ülke geziyorlar. Bu senenin konusu adalet. Kuran-ı Kerim’de geçen adalet ayetlerinden oluşan eserleri sergilemeye burada başladık ve Türkiye’yi de gezecekler. Şu anda Londra, Fas ve Kıbrıs şubat programımız ama devamı sonra belli olacak” şeklinde konuştu. Serginin açılışına; AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, İstanbul Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Keskin, Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi ve Albayrak Grubu Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Sergi 9-27 Ocak tarihlerinde ziyarete açık olacak.
Denizli Denizli’de suyun geleceği ve kuraklıkla mücadele konuşuldu Denizli Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen Sürdürülebilir Su Yönetimi ve Kuraklıkla Mücadele toplantısında kentin su geleceği ele alındı. Toplantıda konuşan Başkan Çavuşoğlu, “Dünya bize babamızdan miras değil, çocuklarımızın emanetidir” dedi. Denizli Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen Sürdürülebilir Su Yönetimi ve Kuraklıkla Mücadele toplantısı, su kaynaklarının geleceğini korumak adına kritik çözüm önerilerinin münazara edilmesine sahne oldu. Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıya Denizli Büyükşehir Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Genel Sekreter Bülent Bozbaş, DESKİ Genel Müdürü Egemen Emre Beşli, ilçe belediye başkanları, su yönetimi konusunda çalışan kurumların temsilcileri ve akademisyenler katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan DESKİ Genel Müdürü Egemen Emre Beşli, iklim değişikliği ve kuraklık sonucu tüm dünya ve Türkiye’nin yanı sıra, Denizli’nin de bu durumdan ciddi bir şekilde etkilendiğini söyledi. Beşli, “DESKİ olarak geçtiğimiz yaz suyun yönetimiyle ilgili şunu fark ettik. Su yönetimi denilince sadece DESKİ’nin sorumlu olmadığı tüm paydaşların, odaların, muhtarlıkların, kurum ve kuruluşların, üniversitenin ve aslında hepimizin sorumlu olduğunu gördük. Yaşam kaynağı olan suyun sürdürülebilirliğinin çözümünde el birliğiyle hareket etmemiz inancıyla bu toplantıyı organize ettik. Güzel sonuçların ortaya çıkacağı bir toplantı olmasını diliyor, hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Başkan Çavuşoğlu geçtiğimiz yaz yaşanan su krizine dikkati çekti Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ise, ikim değişikliği ve kuraklık tehlikesinin farkında olduklarını ve sürdürülebilir su yönetimi sürecinin birlikte yönetilmesinin çok kıymetli olduğunu ifade ederek, tüm katılımcılara teşekkür etti. Başkan Bülent Nuri Çavuşoğlu, “Göreve geldiğimizden bu yana su konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Geçen sene yaz sonuna doğru barajımızdaki suyu kullanamaz hale geldik. Aynı zamanda tarımsal sulama nedeniyle de Honaz’da büyük bir sıkıntının içine düştük. O dönemde başta çiftçilerimizin fedakarca gayretleri ile Honaz Belediye Başkanımız ve DESKİ Genel Müdürümüzün çabalarıyla bu sorunu kangren haline gelmeden çözdük” diye konuştu. Kurakçıl peyzaj dönemi başladı Suyu doğru yönetmek için özel bir çaba gösterilmesi gerektiğine dikkati çeken Başkan Çavuşoğlu, “Özellikle peyzaj konusunda bir yol aldık. Yolda giderken görüyorsunuz orta refüjlerden başlayarak daha az su isteyen ve belli bir süre sonra su istemeyen bitki dönemine başladık, kurak peyzaj dönemine geçtik. Kentin pek çok noktasında yer alan yamaçlarımızda aşırı su tüketimine yol açan çimlik alanlarımızda yapay çime geçiyoruz. Şehri tasarrufa davet ediyoruz. Sondaj konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Aşırı tüketimin önüne geçmek için bazı uygulamalar başlattık” dedi. Başkan Çavuşoğlu konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Sizlerin öneri ve fikirleri bizim için çok değerli. Daha doğru, daha düzgün ve geleceğe bırakabileceğimiz su politikasının olmasını çok önemsiyoruz. Bu dünya bizim babamızın mirası değil, çocuklarımızın emaneti olduğunu biliyoruz. Ortak, güzel bir çalışmayı başaracağımıza inanıyorum, katkı ve görüşleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. İlk oturumda iklim değişikliği ele alındı Toplantının ilk oturumu, moderatörlüğünü Prof. Dr. Halil Kumsar’ın üstlendiği "İklim Değişikliğinin Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi ve Sürdürülebilir Su Yönetimi" başlığı altında gerçekleştirildi. Oturumda, DESKİ İçme Suyu ve Kanalizasyon Dairesi Başkanı Tuncay Koca, Denizli’nin mevcut su yönetimi üzerine detaylı bir sunum yaptı. Mevcut durum üzerine yapılan tartışmalar, uzmanların görüş ve önerileri ile zenginleşti. Çözüm önerileri masaya yatırıldı Programın ikinci oturumunda ise kuraklıkla mücadele yöntemleri ve su yönetimi üzerine çözüm önerileri konuşuldu. Kuraklığın su kaynaklarına etkisi konusunda yeni yöntemler ve yenilikçi uygulamalar değerlendirildi. Son bölümde, Denizli için sürdürülebilir su yönetimi kapsamında alternatif çözüm önerileri masaya yatırıldı. Katılımcılar, uzun vadede Denizli’nin su kaynaklarını koruma ve kullanma stratejileri üzerine önemli fikirler sundu.