Derneğin açıklamasında, “Deniz kazalarının yüzde 85 oranda insan unsuru kaynaklı olduğu bu unsurda da yüzde 28 oranında yorgunluğun etkili olduğu pek çok çalışmayla desteklenmiştir. Denizde çalışanların büyük çoğunluğu da yorgunluğun deniz emniyetini olumsuz etkileyen önemli bir faktör olarak görmektedir.” denildi.
"Gece çalışması yorgunluğu öne çıkarıyor"
Sektörde görev yapan gemi mürettebatı, zabitler, gemi kaptanları, kılavuz kaptanlar gemi trafik hizmetleri operatörleri ve römorkör kaptanlarının vardiyalı sistemde 24 saat esasına göre gece de çalıştıklarına değinilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Denizcilerde akut ve kümülatif yorgunluğun başlıca nedeni, vücut saati olarak bilinen sirkadiyen ritmin bozulmasıdır. Bireyin çevreye uyumuna yardımcı ve uyku/uyanıklık düzeninin ayarlanmasından sorumlu bu sirkadiyen ritmin sağlıklı işlemesinde en önemli olgu uyku döngüsü ve ihtiyaç duyulan uyku miktarıdır. Vardiyalı iş düzeni ve gece çalışma yorgunluk, uykusuzluğu beraberinde getirdiğinden denizcilerde sirkadiyen ritm bozukluğu ve buna bağlı rahatsızlıklar çok görülmektedir. Yoğun konsantrasyon ile yüksek riskli işleri yapan kılavuz kaptanlar başta olmak üzere denizde çalışanlarda iş sırasında salgılanan yüksek adrenalin vücudun stres faktörünü artırmaktadır. Yüksek adrenalin ve bozulmuş ritm kan basınç kontrolünün kaybı ile tansiyon, kalp hastalıkları ve düzensiz/ yanlış sirkadiyen zamanda beslenmeye bağlı diyabet ve şişmanlık gibi pek çok fizyolojik rahatsızlığı da beraberinde getirmektedir. Bu hastalıkların çoğunun kendinde olduğunu bile bilmeden görev başında sıklıkla kalp krizi ile hayatını kaybetmiş pek çok denizci görev şehidi bulunmaktadır. Uluslararası Denizcilik Örgütü sektörün bu kademelerinde çalışan denizciler için özel yorgunluk modülleri hazırlamıştır. Doğru veya neredeyse hiç uygulanmayan yorgunluk modülleri kronik yorgunluk, konstrasyon eksikliği, dikkat toplayamama, duygusal dalgalanmalar, gastrointestinal problemler şeklinde vardiya sonrasında da denizde çalışan personelin hayat kalitesini düşürmektedir. Korona virüs salgını ile uzun süre denizde kalan denizciler yakınlarının durumlarından duydukları endişe ile vardiyalı çalışmaya devam edenler ise hastalık kapma, yakınlarına hastalık bulaştırma kaygısı ile iş stres üzerine ayrıca stres yüklenmektedirler."
"Kılavuz kaptanlar daha riskli"
Yorgunluğun uzun süreli etkileri olarak kardiyovasküler hastalıklar, gastrointestinal hastalıklar, psikiyatrik sorunlar ve stresin ortaya çıktığına değinilen açıklamada, geminin seyirdeki en kritik bölümlerinde görev alan kılavuz kaptanların özellikle yorgunluğa karşı önlemler almaları gerektiği belirtildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Özellikle sirkadiyen ritmin dip yaptığı 03.00-06.00 saatleri arasında çalışmak zorunda kalan kılavuz kaptanlar için yüksek riskli operasyonlar ile yüklenen stres ile birlikte daha yüksek yorgunluğa maruz kalmaktadırlar. Vardiya sonrası zaman denizciler için eksik kalan uyku boşluğunu doldurmada ve vücut ritmini düzene sokmada çoğunlukla yeterli olmamaktadır."
"Mikro uykuya dikkat"
Yorgunluğun en endişe verici sonuçlarından birinin, sadece birkaç saniye ila birkaç dakika sürebilen kontrol edilemeyen mikro uyku olduğu vurgulanan Deniz Emniyet Derneği açıklamasında, "Mikro uyku ile ilgili sorunun, kişinin meydana geldiğinden habersiz olmasıdır. Mikro uyku geçişlerinin deniz kazalarının yorgunluk kaynaklı sebeplerinden birisi olduğu kanıtlanmıştır." ifadelerine yer verildi.
"Yorgunluk yönetimi yapılmalı"
Açıklamada, Yorgunluk Yönetim Programları ile yorgunlukla ilişkili risklerin yönetilmesine yardımcı olacağı kaydedildi. Açıklamada ayrıca bu programların, yorgunluk nedenlerini ortadan kaldırmak veya minimize etmek üzere çalışma programını, dinlenme saatleri ve çalışma sıklığını düzenlediğine ve aşırı yorgunluktan doğacak operasyonel risklerin azaltılmasında etkili olacağına değinildi.
"Koronavirüs döneminde özellikle önemli"
Koronavirüs önlemleri kapsamında denizcilik sektöründe 60 yaş üstü ve kronik hastalığı olan personelin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca hizmetten çekilmesi ile birlikte bir iş gücü açığının da ortaya çıktığına dikkat çeken Deniz Emniyet Derneği, bu iş gücü açığının kalan çalışan personelce doldurulmasının da yorgunluk ve buna bağlı sorunları artırdığını belirtti. Dernek açıklamasında şöyle denildi:
"Gemilerde personel değişiminin yapılamaması ve sözleşmesi biten denizcilerin gemilerden dönememesi sonucunda çalışmaya devam etmeleri, kronikleşmiş yorgunluğun hastalık kapma veya hastalık taşıma kaygısı ile birlikte daha da derinleşmesine neden olmaktadır. Bu dönem, denizciler bu psikolojik ortam ve eksik uyku borcu nedeniyle daha fazla fiziksel ve ruhsal yıpranmaya maruz kalmaktadırlar. Bu durum deniz emniyetini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle sektörün tüm alanlarında bu kronik yorgunluğun yönetim /işveren tarafından 'Yorgunluk Yönetim Sistemi' ile kontrol altına alınmalı ve iyileştirilmelidir. Çalışanların beden ve zihin sağlığını korumak, üretken ve verimli kaliteli yaşam sürdürebilmeleri için stres yönetimi konusunda etkili adımlar atılmalıdır."