Belediye meydanında düzenlenen mitingde konuşan Davutoğlu, Muş’a olan muhabbetinin ezeli ve ebedi olduğunu vurgulayarak, “Selam olsun selam olsun selam olsun. Bereketli Muş ovasına selam olsun. Muş ovasının yiğit insanlarına selam olsun. Muş’u ve bütün bu diyarı Dâr-ül İslam kılan Sultan Alparslan’a selam olsun. Muş’un her bir köşesine selam olsun” ifadelerini kullandı.
Büyük bir hikâyenin 1071’de Muş’ta, Malazgirt’te başladığını belirten Başbakan Davutoğlu, “Sultan Alparslan’ın ordusunda Türk-Kürt omuz omuza veren kardeşlerim ebedi kardeşliği ebedi kılalım. Orada bin yıl süren kardeşliği ebedi kılalım. Biz çözüm süreci derken kardeşlikten geleceğe uzanan bir kuşaktan yeni bir Türkiye’yi kast ediyoruz. Özgürlükler Türkiye’sine hep birlikte ulaşalım. 7 Haziran’da sandık başına gidelim ve 3’te 3 yapalım. Alparslan’ın ordularından bu yana omuz omuza vermiş Türkler, Kürtler Sünniler, Şiiler, Araplar ile milletimizin arasında nifak sokmaya çalışmış değişik ideolojiler emellerine ulaşamayacaklardır" dedi.
CHP’nin Türk milliyetçiliği ile HDP’nin Kürt milliyetçiliği arasında hiçbir fark olmadığını anlatan Davutoğlu, şunları söyledi: "Ama bu millet bu tarihten kopmaz. Biz bu davanın neferleri olarak CHP’nin tek parti zihniyetine karşı sizin özlediğiniz Türkiye’de, başörtüsü zulmüne ve 28 Şubat zihniyetine asla izin vermeyeceğiz. İmam Hatip Liselerinin kapatılmasına izin vermeyeceğiz.”
“HDP BU MİLLETİ İMANINDAN KOPARMAK İSTİYOR”
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) bu milleti imanından koparmak istediğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün meseleleri bu milleti tarihinden imanından koparmaktır. Şimdi HDP, Kürt kardeşlerimizi kendi tarihinden ve imanından koparmak için Kürt ulusalcılığı yapıyor. İşte Diyanet teşkilatı ile uğraşıyorlar. Diyanetle uğraşmakla aslında Malazgirt’ten gelen bütün o birlikteliği yıkmak istiyorlar. Bu milleti bir ve aziz kılan bütün ortak değerlere yabancılaştırmak istiyorlar. 12 Eylül zihniyetine kadar yanlışsa HDP’nin getirdiği zihniyette aynı ölçüde yanlıştır. Biz 2002’de yola çıkarken Malazgirt’ten beri devam eden o birlik ve beraberliği sürdürmek için yola çıktık. Muş ayaktaysa Türkiye ve Malazgirt ruhu ayakta demektir.”
“DAĞDAN İNİP BARIŞI KONUŞSUNLAR”
CHP ile HDP zihniyeti ve onların arkasındaki üst akılın bugün Türkiye’de yeni bir plan kurma peşinde olduğunu kaydeden Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: “2002’ye kadar bu bölgede OHAL vardı olağanüstü hali AK Parti kaldırdı. Türkiye’de anadil ile halay çekmek türkü söylemek yasaktı. Bunları kim kaldırdı. Onlar konuşur Ak Parti yapar. HDP hiçbir çaba içerisinde yer almadı. Bizim iktidarımız döneminde faili meçhul cinayetler olmadı. Analar hapishaneye gittiğinde kendi dilleri ile konuşamıyorlardı. Şimdi bu yasaklar kalktı. TRT Şeş’i kim kurdu. Çünkü bizim için güzel Kürtçemiz ve güzel Türkçemiz bizim dillerimizdir. Bizim dilimizi de ortak değerlerimizi de savunacağız. Anadilde eğitim konusu da Kürtçenin seçmeli ders olmasını biz sağladık. Bunlar olursa Türkiye bölünür dediler. Bölündü mü? Türk ve Kürt kardeşler arasına nifak sokmak için sürekli şiddeti kullananlara Kürtler ve Türkler izin vermez. HDP’nin silah ve şiddet kullanarak bu bölgede uygulamak istediği şiddete karşı bizim en büyük teminatımız sizlersiniz. Demokrasi silahla olmaz. Terörle barış bir yanda olmaz. Türkiye artık bir özgürlükler ülkesidir. Dağdan insinler, her yerde barışı konuşsunlar ama silaha ve şiddete başvururlarsa buna ne biz ne de Muşlular izin vermez”
“MUŞ LALELERİ BARIŞIN SİMGESİ OLSUN”
Çıktıkları bu yolun çözüm sürecine giden yol olduğunu ifade eden Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Bu yol aynı zamanda çözüm süreci yoludur. Kim ne yaparsa yapsın biz yola çıktık mı çıktığımız yolu tamama, nihayete erdiririz. Seçim sonuçları ne olursa olsun AK Parti iktidarları olarak Alparslan’ın ve Selahaddin-i Eyyubi’lerin diktiği fidanları bir çınar gibi büyüteceğiz inşallah. Bu çınarın dallarını kesmek isteyenleri de biz engelleyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti demokratik ve özgür bir ülke olacaktır. 90’lı yılların acılarını en iyi siz bilirsiniz. Failimeçhuller, yol kontrolleri, mera terkleri bütün bunları kim kaldırdı. Muş ovasının lalelerini barış laleleri olarak toplayabiliyorsak bunları bizim iktidarımız yapmıştır. Muş'un lalesini barış simgesi olarak kullanalım. Buna kim engel olmaya kalkışıyorsa onları engelleyelim. Çözüm süreci yoluna kararlı şekilde devam ettik. 2014 yılında çıkan yasa çerçevesinde adım attık. Tam sonuç alalım derken birileri 6-7 Ekim olaylarını çıkardı. Kobani’de dökülen Kürt kanı bizim kanımızdır. Kobani’de ölen Kürt kardeşim benim kardeşimdir.”
200 bin üzerinde Suriyeli Kürtlere kucak açtıklarını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “6-7 Ekimde biz 200 bin Suriyeli Kürt kardeşimize kucak açarken onlar sorun çıkardı. Kılıçdaroğlu, 'Suriyelileri geri göndereceğim' diyor. Türkmenlerin temsilcisi olduğunu söyleyen Bahçeli ve Kürtlerin temsilcisi olduğunu söyleyen Demirtaş’ın sesi çıkmıyor. Bir tek bizim sesimiz çıkıyor. Diyoruz ki onların başımızın gözümüzün üstünde yeri var. Bize sığınan mazlum kardeşlerimizi biz geri verir miyiz? Zalime teslim eder miyiz? Etmeyiz. Çünkü bizim için önemli olan insanlıktır. Bizim için insan onuru esastır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın devleti ancak insanla inşa edileceğini bütün dünyaya haykıracağız. Biz tek millet derken Sultan Alparslan ile Sultan Selahaddin’in orduları ile kurulan bir devleti ve milleti kast ediyoruz. Biz millet derken milleti İbrahim’i kast ediyoruz. Tarihi beraberliği kast ediyoruz. Bu milleti bölmek isteyenlere değerlerimizin arasına nifak sokmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bizim için kimsenin üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva ve güzel ahlakla olur. İster Muş ovası ister Iğdır ovası ister Konya ovası hepsi bizimdir. Hepsi sizindir.”
“BÖLGE HALKINA BASKI UYGULUYORLAR”
Halka baskı uygulandığını belirten Davutoğlu, şunları söyledi: “Doğuda baskı uyguluyorlar. Milletvekili adaylarımıza saldırıyorlar. Baskıyı yoğunlaştırıyorlar. Batıda da demokrasi türküsü söylüyorlar. Buraya da gelip müftü efendiyi milletvekili adayı yapıyorlar. İnşallah 7 Haziran da sandıklara sahip çıkacağız."
Çözüm sürecinin sadece demokrasi için değil ekonomi için de önemli olduğunu anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "90'lı yıllarda terör şimdi de HDP ve onun arkasındaki güçlerin yaptıkları sayesinde özellikle bu bölgede istediğimiz istikrarı yakalayamadık. 2002 yılında Muş’ta sadece üç ambulans vardı. Şimdi 29 ambulans var. Her ilçeye 6 ambulans verildi. Bu ambulansların 6'sı kar paletli ambulans. Biz tek vatan derken bile bunu kast ediyoruz. Bu bayrağın altında yaşayan herkes bizim devletimizin şefkat elinin himayesindedir. Biz iktidara geldiğimiz de Muş’ta 2 bin 345 derslik vardı. Biz iktidara geldiğimizde 2 bin 950 derslik yaptık. Ne dağdaki gencin ne askerlik yapan gencin annelerinden ayrılmamaları bizim için önemlidir. Biz çözüm sürecini bunun için başlattık. Silahlı mücadele ile bir şey elde etmek mümkün değil. Niçin silahı bırakmıyorlar. İşte seçime gidiyoruz. Gelin özgürce yarışalım. Konuşun söyleyin ama şu silahı bırakın. Diyarbakırlı annelerin acısını ben yüreğimde hissediyorum. Buradan bütün partilere sesleniyorum. Çözüm süreci partilerin değil milletin meselesidir.”
Başbakan Davutoğlu, konuşmasının ardından milletvekili adayları ile birlikte halkı selamladı.
Öte yandan Davutoğlu’na, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker de eşlik etti.