GÜNDEM - 10 Kasım 2024 Pazar 17:48 | Son Güncelleme : 10 Kasım 2024 Pazar 21:31

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Türkiye, Kandil'deki terör baronlarının körüklediği kanlı ve kalleş ölüm tezgahını darmadağın etmekte kararlıdır, bundan da geri adım atmayacaktır. Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Cumhuriyetin Türkiye'sinin bu topraklardaki ilk değil son devlet olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Daha önemlisi Türkiye'nin Edirne'den Kars'a, Trabzon'dan Hatay'a uzanan vatan topraklarından ibaret olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bu gerçeğe her yurt dışı seyahatimizde tekrar tekrar şahitlik ediyoruz. Türkiye, gelişen ekonomisi, artan itibarı, güçlenen askeri ve savunma yetenekleri, tarihinin ve kadim değerlerinin rehberliğinde takip ettiği ilkeli dış politikasıyla bölgesinin güven kaynağı olarak bir yıldız gibi parlıyor. Türkiye yüzyılı ülkümüzün sadece milletimizin fertleri arasında değil, gönül coğrafyamızda da beklentilerin çıtasını yükselttiğini görüyoruz. Ülkemize ve milletimize yönelik umutları Allah'ın izni ve yardımıyla boşa çıkarmayacağız” dedi.
Türkiye'ye hizmet yolculuğunda 3 Kasım 2024 tarihi itibarıyla 22 seneyi geride bıraktıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hükümeti devraldığımız günden bu yana her seneyi bir önceki yıldan daha ileri bir seviyede tamamladık. İktidardaki her yeni yaşımıza daha büyük umutlarla, daha büyük hedeflerle girdik. Son 22 yılda saymakla bitiremeyeceğimiz sayısız projeyi, tesisi, hizmeti, yatırımı ve icraatı Türkiye'ye kazandırmanın bahtiyarlığını yaşadık. Vesayetle mamul bir demokrasi yerine milli iradenin üstünde hiçbir gücün, hiçbir odağın olmadığı gerçek demokrasiyi ülkemizde egemen kıldık. Yönetime istikrar getirmek suretiyle Türkiye'ye güç ve enerji kaybettiren oligarşik yapıların vesayet heveslerini kamçılayan, özellikle ömrü 1-2 seneyi dahi bulmayan yamalı koalisyonlar dönemine biz son verdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek yönetimde istikrarın kurumsallaşmasını, kalıcı ve sürekli hale gelmesini sağladık” değerlendirmesini yaptı.

"2002 ila 2024 arasında geçen 22 yıl Cumhuriyet tarihimizin en parlak, en görkemli hizmet, eser, yatırım, reform ve refah noktasında en velut yıllar olarak hafızalara kazanmıştır"
“Türkiye, hükümetlerimiz döneminde tartışmasız bütün alanlarda rekordan rekora koşmuş, tarihe altın harflerle yazılacak başarılara imza atmıştır” diyen Erdoğan, ”2002 ila 2024 arasında geçen 22 yıl Cumhuriyet tarihimizin en parlak, en görkemli hizmet, eser, yatırım, reform ve refah noktasında en velut yıllar olarak hafızalara kazanmıştır. Siz bakmayın birilerinin eski Türkiye güzellemesi yaptığına, onların derdi milletin eski Türkiye'de yaşadığı mahrumiyetler ve zulümler değil, kendi şahsi ve zümrevi çıkarlarıdır. Ülkemizin son 22 yılının önemli bir kazanımı da milletin ortak değerlerini, bu süfli gayeleri için kullananların yüzlerindeki maskeleri indirmemizdir. Tam 22 yıldır milletin emanetine layıkıyla sahip çıkmanın, milletin teveccühüne ve güvenine mazhar olmanın, Türkiye'ye hizmet sancağını şanla, şerefle, iftiharla taşımanın, yani insanımıza olan şükran borcumuzu en güzel şekilde ödemenin derdindeyiz, bunun hasbi mücadelesini veriyoruz. Elbette bugünlere kolay gelmedik, vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine, teröre kadar nice ihanetlere maruz kaldık, nice sinsi saldırıyı püskürttük. Tek başına 15 Temmuz gecesinde istiklalimize ve istikbalimize kasteden bir alçak saldırıyı, bir alçak planı içerideki ve dışardaki planlayıcılarının başlarına geçirmiş olmamız bile tarihi bir başarıdır. İktidar ve ittifak olarak milletin emanetine sıkı sıkıya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Rabbim ömür, milletimiz de onay verdikçe Türkiye'ye ve Türk milletine hizmete devam edeceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu vesileyle 3 Kasım 2002'den bugüne kadar hükümetlerimizde görev almış, büyük ve güçlü Türkiye davamıza omuz vermiş, ülkemizin kalkınması için taş üstüne taş koymuş her bir arkadaşıma, Bakanlar Kurulu ve Kabine üyelerimizin tamamına buradan teşekkür ediyorum. Beraber çalıştığımız, beraber mücadele ettiğimiz arkadaşlarımızdan vefat edenlere Rabbimden rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Aynı şekilde 15 Temmuz'da meydanlarda kurduğumuz ittifakımızdaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanına ve mensuplarına da teşekkürlerimi iletiyorum. Şüphesiz en büyük şükranımız aziz milletimizedir. Hizmetkarı olmaktan daima şeref duyduğumuz necip milletimize bize olan güvenlerinden, bize olan teveccühlerinden dolayı özellikle şükranlarımı sunuyor, Allah razı olsun diyor, Mevla dayanışmamızı ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum” dedi.

"Yılsonuna kadar 2 adet Gökbey daha jandarmamıza teslim edilecek”

Son Kabine Toplantısı'ndan bugüne dek yurt içinde ve yurt dışında yoğun programları olduğunu aktaran Erdoğan, ”Cumhuriyetimizin ilanının 101. yıl dönümünü 81 ilimizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ve yurt dışı temsilciliklerimizde coşkuyla kutladık. TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki tesislerini ziyaret ederek TUSAŞ çalışanlarına terör saldırısından dolayı geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Bu vesileyle yerli ve milli imkanlarla geliştirilen Gökbey helikopterlerimizden ilkinin Jandarma Genel Komutanlığımıza teslimini de gerçekleştirdik. Yılsonuna kadar 2 adet Gökbey daha jandarmamıza teslim edilecek” diye konuştu.

"Gelişmeleri tribünden seyretme gibi bir lüksümüz bulunmuyor"

AK Parti Grup Toplantısı'nda gündemdeki meselelere dair duruş ve fikirlerini kamuoyuyla paylaştıklarını belirten Erdoğan, ”Grup konuşmamızda detaylıca çizdiğimiz çerçeveye önümüzdeki dönem siyasetinin yol haritası olarak bakılmalıdır. Cumhuriyetimizin 101. yılını 85 milyon olarak büyük bir kucaklaşmanın vesilesi haline dönüştürmek arzusundayız. Terörün olmadığı, bölücü örgütün karanlık gölgesinin siyasetin ve toplumun üzerinden tamamen çekildiği müreffeh, huzurlu ve güvenli bir iklimi ülkemiz genelinde mutlaka tesis ve tahkim edeceğiz. Grup toplantımızda da belirttiğim üzere Türkiye'nin geleceğinde terörizme yer olmadığı gibi, terör destekli siyasete de yer yoktur. Türkiye, Kandil'deki terör baronlarının körüklediği bu kanlı ve kalleş ölüm tezgahını darmadağın etmekte kararlıdır, bundan da geri adım atmayacaktır. Mücadelemiz sadece askerimize, polisimize, güvenlik korucularımıza ve sivil vatandaşlarımıza kurşun sıkanlarla sınırlı değildir. Bizim asıl mücadelemiz, teröristler yanında bunları üzerimize salanlarla, terör belasını 40 yıldır bu milletin başına musallat edenlerledir. Bakınız, üzerine basa basa ifade ediyorum, bölgemizde sınırlar kanla, bombalarla, siyasi suikastlarla yeniden çizilmeye çalışılırken devlet ve millet olarak yolumuza eski tas eski hamam devam etmeyeceğiz. Küresel sistem Soğuk Savaş'tan beri en büyük değişimini yaşarken, bizim gelişmeleri tribünden seyretme gibi bir lüksümüz bulunmuyor. Ya bu süreci cesur adımlarla bir şekilde kendi lehimize çevireceğiz ya da Allah korusun istikbalimizi ipotek alacak bu sorunlarla karşılaşacağız. Bunun önündeki engellerin en başında bölücü terör belası vardır. Uhdemizde bulunan tüm imkan ve araçlardan istifade etmek suretiyle bu terör kamburundan ülkemizi inşallah ebediyen kurtaracağız. Bu konuda hem iktidarımızın hem de partimizin ve Cumhur İttifakı'nın iradesi, azmi, kararlığı, dayanışması en üst düzeydedir” açıklamasını yaptı.

"2 haftadır ortalığı ayağı kaldıranlar maalesef Kandil'den yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir"

Demokrasiyle şiddetin, sivil siyaset ile terörün aynı kapta bir arada bulunamayacağının altını bir kez daha çizen Erdoğan, ”Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde sırtını terör örgütüne dayayarak siyaset yapılmasına müsaade edilmez. Avrupa dahil dünyanın her yerinde böyle bir tavır siyasi partiler için kapatma, bu siyaseti yapanlar için cezai takip sebebidir. Çünkü demokrasinin ilk ve öncelikli şartı şiddeti reddetmek, terörle araya kalın duvarlar örmektir. Ülkemizde sivil siyasetin meşru kapıları ardına kadar açıkken, hileli yöntemlerle bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha gösterilmesi asla beklenemez. Şu tutarsızlık bizim gibi milletimizin de gözünden kaçmıyor: Yargının ve idarenin bazı belediyelerle ilgili aldığı hukuki ve idari tedbirler konusunda 2 haftadır ortalığı ayağı kaldıranlar maalesef Kandil'den yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir” şeklinde konuştu.

"İnanıyorum ki, böyle bir tabloya bizim gibi akıl ve vicdan sahibi hiç kimse rıza göstermez, hiç kimse kayıtsız kalamaz, bunu tasvip edemez"

Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı ne idiğü belirsiz tipler tarafından yönetilen belediyelerin şehirleri yerine terör örgütüne hizmet edeceğinin izahtan vareste olduğunu söyleyen Erdoğan, ”Milletin boğazından kısarak ödediği vergilerden belediyelere tahsis edilen helal kaynağın bölücü haramzadelere aktarılmasına asla izin vermeyiz. Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız. Bölücü örgüt komiserlerinin belediye binalarının mahzenlerinde başkan tokatladığı, belediye araç-gereçlerinin hizmet için değil çukur kazmak için kullanıldığı bir manzarayı bu ülkeye ve şehirlerimize kesinlikle yaşatmayacağız. İnanıyorum ki, böyle bir tabloya bizim gibi akıl ve vicdan sahibi hiç kimse rıza göstermez, hiç kimse kayıtsız kalamaz, bunu tasvip edemez. Görevden alınan tüm belediyelerde olan işte budur. Esenyurt Belediye Başkanının kağıt üzerinde bir başka partinin mensubu gözükmesi bu hakikati değiştirmiyor. Asıl üzüntü verici olan ise, devletin bu çerçevede hayata geçirdiği meşru tasarrufları karşısında adeta aslan kesilenlerin polisimize, jandarmamıza atılan taşlar, bombalar karşısında süt dökmüş kediye dönmeleridir. Kürsüden savcıları, kaymakamları, valileri pervasızca tehdit edenlerin bölücü örgütün şehirdeki uzantılarının estirdikleri terör karşısında tek bir cümle dahi kurmadıklarını, daha doğrusu kuramadıklarını ibretle takip ediyoruz. Bunun adı korkaklıktır, ikiyüzlülüktür” açıklamasını yaptı.
Teröre teslim olmanın kendi çıkarları için koskoca bir milletin geleceğini tehlikeye atmak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
“Meselenin daha vahim tarafı, ülkenin ikinci büyük partisinin dümeni kırılmış gemi gibi misali sürekli sağa-sola savrulmasıdır. Bakıyorsunuz bir gün bu partinin Sayın Genel Başkanı Ankara'da vatan, millet, bayrak, Cumhuriyet edebiyatı yapıyor, aynı kişi ertesi gün bakıyorsunuz ülkenin bir başka köşesinde Türkiye'yi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle ve şehir eşkıyalarıyla aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor. Esasında tüm bu yaşananlar bize şunu gösteriyor: Ülkenin en eski partisinin birilerinin kişisel kariyeri uğruna kurduğu ittifakın müttefiklerini özellikle Türkiyelileştirmek yerine ana muhalefetin kendisini enfekte etmekte, zehirlemekte, kurucu değerlerinden saptırmaktadır. Görüyoruz ki artık ana muhalefet yok tabi, muhalefet var, bu parti giderek ittifak ortaklarının rengini alıyor. Nitekim bu benzerlik siyaset diline ve üslubuna da yansımıştır, yani ataların deyimiyle üzüm üzüme bakarak kararıyor. Bu dejenerasyona söz konusu partinin kendi bünyesinden de haklı itirazların yükseldiğini duyuyoruz, okuyoruz.”
“Hangi siyasi partiye mensup olursa olsun milletten sandıkta aldığı yetkiyi millet için kullananlarla hiç kimsenin bir sorunu olamaz” diyen Erdoğan, ”Teröre, teröristlere ve Kandil'in komiserlerine iradesini teslim etmeyenlere devlet olarak gereken desteği sağlamaktan imtina etmeyiz. Nitekim bu doğrultuda irade gösteren belediye başkanlarına seçildiği yere bakmaksızın devletimiz tüm imkanlarıyla sahip çıkmakta, destek vermektedir. Ama milletin emanetinin, ülkenin ve milletin imkanlarının terör baronlarına peşkeş çekilmesine de yine partisine bakmaksızın kusura bakmasınlar eyvallah edemeyiz. Bugüne kadar tüm adımlarımızı hukuk ve demokrasi çerçevesinde attık, yargı ve mahkeme kararları çerçevesinde attık, bundan sonra da hukukun üstünlüğü ve milli iradenin hakimiyeti ilkesine göre hareket edeceğiz” dedi.

"Yakın dostumuz olan Irak'la dayanışmamız, terörle mücadele, enerji, ulaştırma ve ticaret başta olmak üzere her alanda güçleniyor"

Grup toplantıntısından hemen sonra bu sene 9'uncusu düzenlenen Uluslararası Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması'nda dereceye girenlere ödüllerini takdim ettiklerini hatırlatan Erdoğan, "Yarışmaya katılan 54 ülkeden 94 hafız ve karinin tamamını tebrik ediyor, yarışmanın tertiplenmesinde emeği geçenleri ayrıca tebrik ediyorum. Senegal Cumhurbaşkanının ülkemize gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaret oldukça başarılı ve verimli geçti. Senegal ile Türkiye arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi kurulmasını kararlaştırdık. Ortak bildiri dahil imzalanan 5 anlaşmayla ilişkilerimizi ileriye taşıdık. Kasım ayının ilk günü İstanbul'da kabul ettiğimiz Irak Başbakanı Sayın Sudani'yle olan istişarelerimiz de aynı şekilde kritik öneme sahipti. Komşumuz, kardeşimiz, yakın dostumuz olan Irak'la dayanışmamız, terörle mücadele, enerji, ulaştırma ve ticaret başta olmak üzere her alanda güçleniyor. Bugüne kadar en zor zamanında yanında olduğumuz Irak'ı bundan sonra da tüm imkanlarımızla destekleyeceğiz. İslam dünyasının en önemli ekonomik ve ticari iş birliği platformu olan İSEDAK'ın 40. Bakanlar Toplantısı'na İstanbul'umuzda ev sahipliği yaptık. Türkiye olarak İSEDAK'tan İslam ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik iş birliğimizi ilerletmenin çabasındayız. Hedeflerimize ulaşana kadar da gayretlerimizi artırarak sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

"Türk dünyasının birlik ve bütünlüğüne büyük önem veriyoruz"

Türk dünyasının birlik ve bütünlüğüne büyük önem verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Nitekim Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurulmasıyla bu yönde tarihi bir adım attık. Teşkilatın 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ni Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te Sayın Caparov'un ev sahipliğinde başarıyla icra ettik. Zirve vesilesiyle 8 yeni anlaşma imzalandı. Kırgızistan'la Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi 6. Toplantısı'nı da zirvenin bir gün öncesinde gerçekleştirdik. Bu toplantıda Kırgızistan'la ilişkilerimizi kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükselterek 19 belgeye imza attık. Manas Üniversitemizde tamamlanan projelerin toplu açılışıyla 150 yataklı Türk-Kırgız Dostluk Hastanesi'nin resmi açılışını da bu ziyaret vesilesiyle yaptık. Bişkek'ten Macaristan'ın başkenti Budapeşte'ye geçerek Avrupa Siyasi Topluluğu'nun 5. Zirvesi'ne iştirak ettik. Budapeşte'de aralarında Fransa, Hollanda, Danimarka'nın da olduğu çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla ikili görüşmelerimiz oldu. Görüşmelerimizin tamamında Gazze ve Lübnan'da devam eden katliama dikkat çektik. Avrupalı dostlarımızın güncel siyasi gelişmelerin de baskısıyla Türkiye'yle ilişkileri ilerletme noktasında çok istekli olduklarını gördük. Biz de kazan-kazan ve karşılıklı saygı temelinde Avrupa Birliği ve ülkeleriyle iş birliğimizi güçlendirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Önümüzdeki dönemde bunun yansımalarını göreceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.

"Teknolojinin hayatımızın her alanını kuşattığı günümüzde yapay zekanın mevcut adaletsizlikleri derinleştirmesinin önüne geçilmesi gerektiği anlaşılıyor"

KADEM'in düzenlediği uluslararası zirvelerin kadınlarla ilgili çok kritik meselelerin etraflıca irdelenmesini sağladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu sene 6'ncısı tertiplenen zirvenin ana teması 'Kadın ve Yapay Zeka'ydı. Teknolojinin hayatımızın her alanını kuşattığı günümüzde yapay zekanın mevcut adaletsizlikleri derinleştirmesinin önüne geçilmesi gerektiği anlaşılıyor. KADEM'in böyle güncel bir konuyu gündemine almasını takdirle karşılıyor, zirvenin tekrar tüm kadınlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu sabah Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nun yeni binasını hizmete açtık” değerlendirmesini yaptı.

"Çankaya Köşkü'nü de, milletin evi ve kıvanç kaynağı olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni de en verimli şekilde kullanmaya devam edeceğiz”

Kabine Toplantısı öncesinde Gazi Paşa'nın 1921-1932 yılları arasında Ankara'da ikamet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk resmi konutu da olan Atatürk Müze Köşkü'nün restorasyon sonrası açılışını gerçekleştirdiklerini bildiren Erdoğan, ”Burada bir üzüntümü de ifade etmek isterim, ülkemizde bir kesim Cumhuriyetin özüne ve asli kimliğine dönmesinden ciddi manada rahatsızlık duymaktadır. Bizim gardırop Atatürkçüleri ve son dönemde de sosyal medya Atatürkçüleri olarak tarif ettiğimiz bu malum çevreler imtiyazlarını kaybetmemek uğruna ellerine geçirdikleri her fırsatı istismar ediyorlar. Rahatsızlıklarının sebebini açıkça söylemek yerine saçma sapan ikilikler ihdas ederek, Türkiye'nin sembolleri arasında zıtlık çıkarmaya, daha doğru bir ifadeyle fitne çıkarmaya gayret ediyorlar. Bunun en son örneği Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'yle Çankaya Köşkü'dür. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçaklar tarafından hedef alınan, etrafında 29 insanımızın şehit olduğu gazi bir mekanla Gazi'nin emaneti olan Çankaya Köşkü'nü karşı karşıya getirmek, nifak tüccarlığından başka bir şey değildir. Külliye milletin evidir, Köşk ise Gazi Mustafa Kemal'in ve bizden önce görev yapan cumhurbaşkanlarının hatırasının olduğu Cumhuriyetin anıt yapılarından birisidir. Biz, birini diğeriyle tokuşturmak, birini diğerinin karşısına konumlandırmak yerine her ikisine de hak ettiği değeri veriyoruz, vereceğiz. İşte bugün tüm bu senaryoları yırtıp attığımız bir toplantıyı, Kabinemizin 28. toplantısını burada gerçekleştirdik. Çankaya Köşkü'nü de, milletin evi ve kıvanç kaynağı olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni de en verimli şekilde kullanmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

"Ekim ayında da gelen rekor ile son 15 ayın 10'unda o ayın ihracat rekoru kırıldı"

Son toplantıdan bu yana ekonomiyle ilgili sevindirici haberleri arka arkaya aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Kasım ayının ilk cumartesi günü ihracat rakamları açıklandı. Ekonomimizin lokomotifi olarak gördüğümüz ihracatımızdaki yükseliş kesintisiz sürüyor. Ekim ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artış ile 23,6 milyar dolara çıktı. Ekim ayında da gelen rekor ile son 15 ayın 10'unda o ayın ihracat rekoru kırıldı. Yıllıklandırılmış ihracatımız ise yüzde 3,1 artışla toplam 262,3 milyar doları buldu. Ekim ayı itibarıyla son 12 ayda yıllıklandırılmış dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre 35,1 milyar dolar azaldı. Mal ihracatına bağlı olarak dünya hizmet ihracatında da payımızı istikrarlı bir şekilde artırıyoruz. Yılın ilk 8 ayında hizmet ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,3 artışla toplam 74 milyar dolara yükseldi. Ekim ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 9-10 milyar aralığına kadar gerilemesini öngörüyoruz. Merkez Bankamızın brüt rezervlerinin 159 milyar dolarla tarihimizin en yüksek seviyesine çıktığının müjdesini bugün sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye, gerek uyguladığı program, gerekse sahip olduğu potansiyelle gelişmekte olan ülkeler içinde pozitif yönde ayrışmaktadır. Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu 2'şer kademe artırılan tek ülke olmamız elbette tesadüf değildir. Ekonomi programımızı kararlı bir şekilde uyguladıkça daha pek çok alanda olumlu neticeler almaya devam edeceğiz” dedi.

"İlk 9 ayda toplam 47 milyar dolar turizm gelirine ulaşarak, bu alanda da rekor kırdık"

Turizmin yine bu dönemde başarı hikayesi yazılan bir başka alan olduğunu söyleyen Erdoğan, ”Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılının 3 çeyrek turizm rakamları burada da çok ciddi bir ivme yakaladığımızı gösteriyor. Buna göre temmuz-ağustos-eylül dönemini kapsayan üçüncü çeyrek turizm gelirimiz, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,9 oranında artarak 23,2 milyar dolara çıktı. Böylelikle bir çeyrekte elde edilen en yüksek turizm gelirine ulaştık. Ziyaretçi sayısı yine aynı dönemde 2023'ün aynı çeyreğine göre yüzde 3,5 artarak 23,2 milyon kişiye yükseldi. İlk 9 ayda toplam 47 milyar dolar turizm gelirine ulaşarak, bu alanda da rekor kırdık. Turizmde 2024 sonu hedefimiz 61 milyon turist ve 60 milyar dolar turizm geliridir. Bölgesel krizlere rağmen inşallah bu rakamları yakalayacağız. Buradan tüm bu başarılara imza atan turizmcilerimize ve ihracatçılarımıza ülkem ve milletim adına kalpten teşekkür ediyorum. Kasım ayını yurt dışı toplantılar bağlamında oldukça yoğun geçiriyoruz. İnşallah yarın sabah İslam İş Birliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi için Riyad'a gidiyoruz. Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin toprakları ve Lübnan'daki katliamları görüşeceğimiz toplantının hemen ardından salı günü Dünya İklim Eylem Zirvesi'ne katılmak üzere Bakü'ye geçeceğiz, yani COP, orada olacağız. Hafta sonu ise G-20'nin Rio'da yapılacak liderler zirvesine iştirak etmek için Brezilya'ya hareket edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Tanfer, Kent Konseyleri çalıştayında Erzurum’u temsil etti Erzurum Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Tanfer, Kocaeli’de düzenlenen Kent Konseyleri Mevzuat Çalıştayı’na katıldı. Başkan Tanfer, çalıştayda yaptığı değerlendirmede, “Zor günlerde kenetlenmesini bilen bir hikâyenin ortak kahramanları olduk.” dedi. Kocaeli’de 11-13 Kasım 2024 tarihlerinde Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nin organizasyonunda, yerel yönetimler, akademisyenler ve kent konseyi temsilcilerinin katılımıyla önemli bir çalıştaya ev sahipliği yaptı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı ile Kocaeli Kent Konseyi’nin dönem başkanlığında düzenlenen "Türkiye Kent Konseyleri Mevzuat Çalıştayı" yerel demokrasinin güçlendirilmesi ve kent konseylerinin geleceği üzerine kapsamlı tartışmaların yapıldığı bir platforma dönüştü. Çalıştaya yoğun katılım oldu Türkiye Kent Konseyi Birliği Başkanı Sedat Köse’nin konuşması ile başlayan açılış törenine, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü Mevzuat Daire Başkanı Yasin Yıldırım, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanvekili Berna Abiş, Türkiye Belediyeler Birliğini temsilen Av. Ali Muhammet Mermerlioğlu, M.B.B. Genel Sekreteri M. Cemil Aslan, KBB Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanı Dr. Talha Hülagü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığından İbrahim Halil Altıntop, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mutlu Kaya, Konya Büyükşehir Belediyesini temsilen BeytullahŞivetoğlu, Buca Belediyesi Başkan Yardımcısı Halit Kurt, Uclg-Mewa Genel Sekreteri Dr. Mehmet Duman, Erzurum Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Tanfer, Kocaeli Kent Konseyi Başkanı Kadir Çetin, Türkiye Kent Konseyleri Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri, akademisyenler ve kent konseyi temsilcileri katıldı. “Şehirler, insanlığın en büyük eseri ve medeniyet merkezidir” Çalıştayın açılışına Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanı Sedat Köse, Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü Mevzuat Daire Başkanı Yasin Yıldırım, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanvekili Berna Abiş ve çok sayıda yerel yönetim yetkilisi katıldı. Sedat Köse, kent konseylerinin, iş birliği ve dayanışmayı teşvik eden, yerel yönetimlerle vatandaşlar arasında güçlü bir köprü kuran önemli organlar olduğunu belirterek, "Şehirler, insanlığın en büyük eseri ve medeniyet merkezidir. Bu süreçte iş birliği, gönüllülük ve katılım kültürüne olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Şehirleri bir medeniyet merkezi olarak düşündüğümüzde; yönetim ve ilişkiler çerçevesinde ‘şehir hukuku’ ile karşı karşıya kalıyoruz. Böyle bir süreci bir kurum ya da bir liderin tek başına gerçekleştirebilmesine imkân yok. Bunun için gönüllü olmaya, katılım kültürüne, iş birliği ve dayanışmaya ihtiyacımız var. " dedi. Çalıştay için rapor hazırlanacak Kent Konseyleri Başkanları, belediye yetkilileri ve akademisyenler, kent konseylerinin mevzuatına yönelik düzenlemeler üzerine derinlemesine görüşler sunulurken, Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilsen Bilgili’nin moderatörlüğünde yapılan özel oturumlar, katılımcılara kent konseylerinin yönetmeliği ve 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 76. maddesi çerçevesinde yapılabilecek iyileştirmeleri tartışma fırsatı sundu. Çalıştayın ikinci gününde, yerel yönetimler ve vatandaş katılımı konularında önemli öneriler gündeme gelirken, katılımcılar, mevcut mevzuatın güçlendirilmesi ve daha etkili hale getirilmesi için çeşitli düzenlemeler önerdiler. Üçüncü günün sonunda ise, çalıştayda elde edilen sonuçlar, düzenleme kurulu tarafından bir rapor haline getirildi ve bakanlık ile ilgili kurumlara sunulmak üzere katılımcıların onayına sunuldu. Yerel Yönetimler Arasında Dayanışma Vurgusu Kocaeli Belediye Başkanvekili Berna Abiş, "Gelişen ve değişen şartlara uyum sağlamak adına, bu önemli çalıştayın Kocaeli’nde gerçekleşmesinden büyük mutluluk duyuyoruz" diyerek, yerel yönetimlerin kent konseyleriyle daha güçlü bir iş birliği yapması gerektiğine vurgu yaptı. Tanfer, “Zor günlerde kenetlenmesini bilen bir hikâyenin ortak kahramanları olduk” Erzurum Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Tanfer, ise çalıştay değerlendirmesinin olumlu sonuçlar verdiğini ifade ederek, Cumhuriyet’in 101’nci yılına, milli birlik ve bütünlüğe vurgu yaptı. Başkan Tanfer, yaptığı değerlendirmede, “Zor günlerde kenetlenmesini bilen bir hikâyenin ortak kahramanları olduk. Kent kenetlendiği zaman ayağa kalkarsınız. Cumhuriyetimizin 101’nci Yılını kutlama onurunu yaşadığımız 2024 yılı sona ererken, Vatan uğruna, bayrak uğruna toprağa düşen kahramanlarımızı asla unutmayacağız. Aziz şehitlerimiz vatan size minnettardır. Ruhunuz şad, makamınız cennet olsun. Şunu ifade etmek isterim, hayatın tüm alanlarında, geçmişin birikimini geleceğe taşıma azim ve kararlılığındaki genç ve dinamik bir Türkiye umuduyla, yeni bir yıla daha merhaba demeye hazırlanıyoruz. Takvimlerimizden çıkmak üzere olan bu yılda, kolayca unutulamayacak acılar karşısında, Milletçe katılımcılığın katma değerini idrak ettiğimiz pek çok deneyime tanık olduk. 2024 yılında yaşadığımız tüm olumsuzluklara karşın yarınlara, gençlere ve çocuklara umut olabilmek adına, zor günlerde kenetlenmesini bilen bir hikâyenin ortak kahramanları olduk. Gençlik Konseylerimizin varlığı Kent Konseylerimizin sürdürülebilirliği için çok önemli. Siz gençler ile geleceğe yürüyeceğiz. Erzurum’da Kadın kanserleri günümüzdeki en büyük problem, o nedenle hastaneye gidemeyen hanımlara özenle muayene ve erken tanı imkânları sağladık. Erzurum Kent Konseyi olarak her faaliyetimizde kent aidiyetini arttırmak, Erzurum’un marka değerini yükseltmek, ’Yurtta Barış Dünyada Barış’ şiarıyla tüm Dünyamıza barış ve huzur getirmesini; yeniden kendine yeten bir memleket hayaliyle, Ülkemiz, milletimiz, çocuk ve kadınlarımız, sokak hayvanları ve doğamız için sağlıklı ve eşit, genç işsizliğin olmadığı, istihdamın arttığı, adil ve refah içinde, bereket ve huzurla, üretim iklimin hakim olduğu kentlerde kamplaşmadan yaşama umudunda geçmesini temennisinde bulunuyorum. Erzurum Kent Konseyini Temsilen TKKB heyetinin ev sahibliğinde Kocaeli’nde birlik, beraberlik içerisinde kıymetli başkanalrımızla bir araya gelmekten büyük mutluluk duydum. İlimizin değerli yöneticilerine hüsnü kabullerinden ve ilgilerinden dolayı teşekkür ediyor, çalışmalarında üstün başarılar diliyoruz” diye konuştu. Başkan Tanfer çalıştay sonrası, Kent Konseyleri Birliği Genel Başkanı Sedat Köse’ye bakır işlemeli ’Erzurum Çaydanlık’ seti hediye etti.
Rize Doktoradan ve öğretmenlikten vazgeçti, arıcılığa başladı Rizeli matematik öğretmeni, hem eğitimcilikten hem de doktora yapmaktan vazgeçti, çocukluk sevdası olana arıcılığa başladı. Rize’nin Pazar ilçesinde yaşayan 40 yaşındaki Murat Memoğlu, lise eğitimini tamamladıktan sonra Matematik Öğretmenliği okudu. Okulunu başarıyla bitiren Memoğlu sonrasında alanında yüksek lisansını bile yaptı. Daha sonra doktoraya başlayan Memoğlu aynı zamanda özel bir okulda matematik öğretmeni olarak da çalışmaya başladı. Bunların hepsi gerçekleşirken onun aklı ise çocukluktan beri hayali olan arıcılıktaydı. Dededen, babadan gördüğü arıcılığa sevdalı olduğunu söyleyen Memoğlu, artık eğitimciliği, hatta doktora eğitimini bile bırakarak arıcılık yapmaya başladı. 400 adet kovanı olduğunu ifade eden Memoğlu, insanların hobi olarak yaptığı arıcılığı artık profesyonel olarak yapmaya başladı. Çocuk yaşlarda tanıştığı arıcılığa çok hevesli olduğunu ifade eden Memoğlu, “Çocukluğumdan beri arıların içinde büyüdüm. Dedem bu işi yapıyordu ilk başta. Dedemden sonra babam da aynı şekilde bu işi yapıyordu. Hatta o geleneksel yöntemlerle karakovancılık yapıyor. Ben matematik öğretmeniyim. Yüksek lisansımı yaptım, sonrasında doktoraya başladım. Doktora yaparken bir yandan aracılık yapıyordum. Bir yandan da yine doktora mı yaparken özel okulda öğretmenlik yapıyordum. Öğretmenlik çok kutsal bir meslek. Yani öğrencilerin rehberi oluyorsun, onlara ışık oluyorsun. Bunu yapmak çok güzel ama bir yandan arıcılık da aynı şekilde güzel bir meslek ve benim çocukluk sevdam. Bir tercih yapmak zorunda kaldım ve ben aracılığı tercih ettim. Yani olan bir hevesti hobi olarak yapıyordum ‘Bunu meslek olarak niye yapmayayım?’ dedim. Yaklaşık 4 yıldır bunu profesyonel bir şekilde meslek olarak yapmaya başladım” dedi. Arıcılığın kendisini ekonomik olarak da mutlu ettiğini sözlerine ekleyen Memoğlu, arıcılığın genç yaşta yapılabilecek kadar zor bir meslek olduğunun da altını çizerek, “400 civarında kovanım var. Çocukluğumdan beri heves ettiğim, sevdası olduğum arıcılığı yapıyorum. Beni ekonomik olarak tatmin ediyor. Gençler bu mesleği yapabilirler. Hatta bu gençlikte yapılacak bir iştir. Evet, çok hevesli olarak yapıyorum ama zahmeti de çoktur. Kolay bir iş değil yani. İşe giriştiğin zaman bunu anlıyorsun. Zahmetlidir ama aynı zamanda çoğu insanın hobi olarak yaptığı bir meslektir. Gençler bu işi yaparsa çok daha başarılı olur. Hem ekonomik olarak tatmin eder. Yani insanların geçimini sağlaması için alternatif bir gelir kaynağıdır, yapılabilir” ifadelerini kullandı. Matematik öğretmenliğini, hatta doktorayı bıraktığını duyanların çok şaşırdığını ama kendisinin sevdiği mesleği yaptığını dile getiren Memoğlu, “Tepkiler oluyor ama yani insan meraklı olduğu şeyi yapmalı. Aslında ben matematiği de seviyordum. Yani matematikte doktora yapmak benim için keyifli bir şeydi. Araştırma yapmak. Ama çocukluktan beri bir hayran olduğum için ben arıcılığı tercih ettim” şeklinde konuştu.