DÜNYA - 24 Eylül 2024 Salı 07:04 | Son Güncelleme : 24 Eylül 2024 Salı 07:08

Cumhurbaşkanı Erdoğan: F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtık

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Savunma sanayi alanındaki işbirliğimiz, son yıllarda kısıtlamalar nedeniyle maalesef potansiyelinin çok gerisinde kaldı. F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtığımızı temenni ediyor, bu alandaki ihracat engellerinin kalıcı şekilde kaldırılmasını bekliyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 15. Türkiye Yatırım Konferansı çerçevesinde Amerikalı ve Türk iş adamları ile bir araya geldi.

Bir gelenek haline gelen bu buluşmanın iki ülke iş çevrelerine yeni işbirlikleri ve ortaklıklar için önemli bir imkan sunduğuna inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik ve ticari konuların Amerika'yla münasebetlerin en önemli boyutlarından birini teşkil ettiğini ifade etti.

Amerika’nın son iki senedir Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ikinci, en fazla ithalat yaptığı beşinci ülke olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikili ticaret hacminin geçtiğimiz yıl 30 milyar doları aştığını söyledi. Erdoğan, “Pek çok defa ifade ettiğim üzere ikili ticaret göstergelerini istikrarlı şekilde arttırmak için büyük bir potansiyele sahibiz” dedi.

Ticarette 100 milyar dolarlık ortak hedefe iyi bir planlamayla ulaşabileceğine bütün samimiyetiyle inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için demir çelik ve alüminyum sektöründeki ilave gümrük vergileri, soruşturmalar ve CAATSA yaptırımları gibi tek taraflı uygulamaların artık terk edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin büyük, güçlü ve potansiyeli son derece yüksek bir ekonomiye sahip olduğunu, bugün dünyada hem nüfusu 85 milyon hem de kişi başına geliri 13 bin doların üzerinde olan ABD, Japonya, Rusya, Meksika ile 5 ülkeden biri olduğunu belirterek, Türkiye'nin son 20 yılda ortalama yüzde 5,4 oranında büyüdüğünü, son 20 yılda altyapıya 270 milyar dolardan fazla yatırım yaptıklarını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanı sayısını 2 katından fazla artırdıklarını, ihracatın 20 yılda 20 kattan fazla arttığını bildirdi. Dünya ihracatından alınan payı ikiye katladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma ve havacılık sanayinde ilk sıralardayız. Dünyanın en büyük SİHA tedarikçisiyiz. Şeffaf, öngörülebilir ve yatırımcı dostu politikalarımız sayesinde son 20 yılda 270 milyar dolara yakın uluslararası doğrudan yatırım çektik” ifadelerini kullandı.
2024'te kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'deki yabancı sermayeli şirket sahibi sayısının 6 binden 83 bine çıktığını, bölgede yaşanan sıkıntılara rağmen ihracatta, istihdamda, üretimde, turizmde büyümeyi sürdürdüklerini söyledi.

"Güçlü bir şekilde desteklediğimiz ve son bir yıldır uygulamakta olduğumuz ekonomi programının meyvelerini topluyoruz.” diyen Erdoğan, tüm dünya ile birlikte ülkemizin de sorunu olan enflasyonda kalıcı ve belirgin bir düşüş sürecine girdik. İşsizlik oranı hedeflerimiz ötesinde iyileşti. Depremin etkilerine rağmen kamu maliyesini hızla toparladık. Rezervleri artık bir endişe kaynağı olmaktan çıkardık. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının tamamı bu gelişmelere kayıtsız kalmadı” şeklinde konuştu.

2024 yılında kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatan Erdoğan, makro finansal istikrarı kalıcı hale getirmek suretiyle Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler ligine çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek katma değerli, sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen, ileri teknolojiye dayalı ve nitelikli istihdam sağlayan yatırımları Türkiye'ye daha fazla çekmek istediklerini, bu amaçla yeni uluslararası doğrudan yatırım stratejisini hazırladıklarını belirterek, “Böylece ülkemizin küresel yatırım pastasından aldığı mevcut yüzde 1'lik payı 2028 yılı itibarıyla yüzde 1,5'e çıkaracağız. Yenilenebilir enerji, savunma sanayi, biyoteknoloji ve otomotiv sektörleri keza özel ilgi gösterdiğimiz ve Amerikan firmalarıyla müşterek çalışmalara imza atabileceğimiz alanlar olarak öne çıkıyor” dedi

Türkiye'nin 2030 yılına kadar yüksek teknoloji yatırımlarının odak noktası haline gelmesini hedeflediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu maksatla yarı iletkenler, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, haberleşme ve uzay gibi 30'un üzerindeki başlıkta yapılacak yatırımlara nitelikli destekler sağlayacağız” dedi

Amerika ile gerek karşılıklı iş heyetleri ziyaretleri, gerek resmi temaslar açısından verimli bir yıl geçirdiklerini ifade eden Erdoğan, "Bu temaslarda Orta Asya ve Afrika gibi coğrafyalar başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde de ortak iş yapabilme fırsatları öne çıktı. Bu potansiyeli Eximbank, IFC gibi kuruluşlarında aktif desteğiyle hayata geçirebiliriz. 2016 yılında Amerika'dan LNG ithalatına başlamamızın ardından enerji alanında da işbirliğimizin gelişiyor olması memnuniyet vericidir. Bugün Amerika bu alandaki en büyük tedarikçimiz haline gelmiş olup bu ilişkiyi uzun vadeli bir sözleşmeyle taçlandırmak arzusundayız. Mayıs ayında enerji şirketimiz BOTAŞ ile Amerikalı enerji şirketi Exxon Mobil arasında imzalanan niyet mektubu önemli bir adımdı” değerlendirmesinde bulundu.

Savunma sanayi alanındaki işbirliğinin son yıllarda kısıtlamalar nedeniyle maalesef potansiyelinin çok gerisinde kaldığını ifade eden Erdoğan, “F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtığımızı temenni ediyor, bu alandaki ihracat engellerinin kalıcı şekilde kaldırılmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Türk savunma sanayinin dinamizminin küresel tedarik zincirleri bakımından da rakipsiz bir fırsat sunduğunu dile getiren Erdoğan, 155 milimetre kalibrelik top mermilerinin üretim ve tedarikinde tesis edilen işbirliğinin bunun en somut örneklerinden olduğunu, firmaların Teksas'ta faaliyete geçirecekleri üretim tesislerinin bu alandaki tedarik süreçlerine seviye atlatacağını, mevcut projeleri ilerletmek, müşterek güvenliğe katkı sağlayacak yeni ortaklıklar kurmak için iş insanlarının desteğinin mühim olduğunu kaydetti. Amerikan iş dünyasının gayretleri desteklenmesi noktasında daha etkin roller üstlenebileceği kanaatinde olduğunu belirten Erdoğan şunları söyledi:

"Sizlerle birlikte yeni yatırımcıları da Türkiye'de görmekten mutluluk duyacağımızı bilmenizi isterim. Türk firmalarının da Amerikan pazarına girişleri noktasında vize başta olmak üzere gerekli kolaylıkların sağlanmasında aktif desteğinizi bekliyorum."

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Binlerce yıldır uygulanan tedaviler, GETAT Ünitesinde devam ediyor Konya Numune Hastanesi bünyesinde Tarihi Hemşirelik Binasında hizmet veren Geleneksel Tamamlayıcı Tıp Ünitesi (GETAT), binlerce yıldır uygulanan tedavi yöntemleri ile hastalara şifa olmaya devam ediyor. Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi tarafından restorasyonu tamamlanan Tarihi Hemşirelik Binasında hizmet vermeye başlayan Geleneksel Tamamlayıcı Tıp Ünitesi’nde binlerce yıllık tedavi yöntemleri uygulanmaya devam ediyor. Birçok hastalığın iyileşme sürecine yardımcı olan GETAT ünitesinde, bir çok hastalıkla ilgili tedavi yöntemleri de uygulanıyor. Bu ünitede hacamat, akupunktur, sülük, fitoterapi ve mezoterapi gibi uygulamalar yapılırken, gelen hastalar tedavi yöntemlerinden memnun olduklarını ifade etti. "Normal tıp dışında alternatif bir tıp değildir" Konya Numune Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Halil Ekrem Akkurt, GETAT ünitesi önem verdikleri bir ünite olduğunu belirterek, "GETAT ünitesinde hacamat, akupunktur, sülük, fitoterapi ve mezoterapi uygulamalarımız yapılmaktadır. GETAT ünitesinde uygulanan tedaviler, binlerce yıldır insanlar tarafından uygulanan klinik bilgi içeren tedavi yöntemleridir. Bu tedavi yöntemleri dışarıda bahsedildiği gibi normal tıpımızın dışında alternatif bir tıp değildir. Tıpta uygulanan ameliyat olsun, ilaç olsun ve yöntemlere katkıda bulunan, destek olan tamamlayıcı bir tedavi yöntemidir. Keşke bütün doktorlarımız GETAT uygulamalarını hepsini bilse yeri geldiğinde ameliyatlarını yapsa yeri geldiğinde ilaçlarını verse destekleyici olarak da bu uygulamaları kullansalar. Bu durum istediğimiz gibi olursa hastaneye başvuru süreleri azalır, başvuru sayıları azalabilir, kullanılan ilaç miktarları azalabilir" dedi. "Doktor tarafından uygulamaların yapılmasına dikkat etsinler" Merdiven altından bu uygulamaların yaptırılmaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Halil Ekrem Akkurt, "Bu ünitemizde çalışan doktorlarımız bakanlık tarafından sertifikasyonu yapılan eğitimler sonucu burada çalışabilmekte. Her hekim burada çalışamıyor. Maalesef dışarıda merdiven altı tabir ettiğimiz hekim ve sağlık çalışanı olmayan kişilerin GETAT uygulamalarının olumsuz sonuçlarını görmekteyiz. Tüm halkımıza GETAT ünitesinde doktor tarafından uygulamaların yapılmasına dikkat etmelerini önermekteyiz" şeklinde konuştu. GETAT ünitesinde yapılan uygulamalar GETAT Ünitesi Sorumlusu Aile Hekimi Beyhan Oğuz da yapılan uygulamaları anlattı. Oğuz, "Mezoterapi tekniğini uyguluyoruz. Bu teknik ise geleneksel ve tamamlayıcı tıpın en önemli tedavi ve bölümlerinden bir tanesi. Mezoterapide mikro enjeksiyonlarla mikro dozlarla hedef doku ya da organa küçük dozlarda ilaç uygulayarak yaptığımız bir tedavi yöntemidir. Aslında ağzından yapılan tüm tedavi yöntemlerinin daha az oranda ilaç kullanılarak yapılan bir tedavi yöntemi. Hacamat ise dolaşım sistemi, boşaltım sistemi, karaciğer, dalak yoluyla atılamayan toksinlerin bağ dokusunda birikmesi sonucunda bizim vakumlama tekniği ile alıp dışarıya attığımız bir tedavi yöntemidir. Aslında bizim ata tedavi yöntemimizdir. Hacamat sadece Türkiye’de değil, dünyada uygulanan bir tamamlayıcı tıp yöntemidir. PRP uygulamamızda ise hastalar çeşitli hastalıklarla bize geliyor. Bunların en önemlisi ise çağımızın hastalığı dediğimiz saç dökülmelerinde etkili. Güzelliğine düşkün olan hastalarımız için bu uygulamayı yapıyoruz. Bunların dışında da orta yaş ve ileri yaş hastalarımız var. Eklem rahatsızlığı, tendon, kas yırtılması olan hastalarımız var. Yani eklem kas hastalıklarından tutun da saç dökülmesi ve cildin kalitesinin artırılmasına kadar her alanda kullanıyoruz" diye konuştu. "Yorgun olan herkese tavsiye ediyorum" Fransa’dan Konya’ya gelen ve ozon tedavisi olan Sedat Öz ise "Konya Numune Hastanesinde ozon tedavisini duydum. Altıncı seansım oldu. Bel ağrısı, yorgunluk, uykusuzluk ve çeşitli ağrılarım vardı onlar için tedavi olmaya geldim. Ozon tedavisini aldıktan sonra kendimi dinç hissediyorum. Yorgun olan herkese tavsiye ediyorum" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Kemal Sunal’dan esinlenerek ’Meraklı köfteci’ açtı Diyarbakır’da 1994 yılından beri köfte işiyle uğraşan Sedat Kılıç, Kemal Sunal’ın filmlerinden ilham alarak nostaljik bir atmosferde film replikleriyle müşterilerini karşılıyor. Kemal Sunal’ın bütün filmlerinde köftenin en güzelini yaptığını ve ona özenerek iş yerine ‘Meraklı Köfteci’ ismini verdiğini söyleyen Kılıç, Sunal’ın fotoğraflarını sergileyerek onun anısını sevenleriyle beraber devam ettiriyor. Kemal Sunal’dan esinlenerek Sur ilçesi Saray Kapı mevkiinde ’Meraklı köfteci’ adını verdiği büfede geçimini idame ettiren Sedat Kılıç, köftelerini de esprilerini de sanatçıya özenerek yapıyor. Kemal Sunal’ın köftelerine çivi bıraktığını söyleyen Kılıç, kendisinin de çivi yerine kürdan kullandığını dile getirdi. Kılıç, çivinin dişe zarar vermemesi adına köftelerine kürdan bıraktığını ifade ederek günde en az 4-5 kişiye kürdan çıktığını söyledi. Müşterilerinin bu durumdan memnun olduğunu ifade eden Kılıç, bu işi severek yaptığını kaydetti. Meraklı köftecide köfte yemeye gelen müşterilerden Rojhat Arı, burayı sık sık tercih ettiklerini söyledi. Arı, "Kemal Sunal’ın filmindeki esprileri burada da duyuyoruz. Buraya yönelmemizin nedeni, gerçekten sıcak bir ortam olması" dedi. Arı köftede tek sorunun ise filmdeki gibi maydanoz olmaması olduğunu sözlerine ekledi.
Manisa Başkan Zeyrek: “Manisa için tarihi bir gün” Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Dünya Bankası Sürdürülebilir Şehirler Projesi görevlilerini makamında ağırladı. Ziyarette, Dünya Bankası Kredisi ile yapılacak olan projelerin finansmanı için görüşüldü. Başkan Zeyrek, Dünya Bankası Kredisi ile Muradiye ve çevresindeki mahalleleri kapsayan altyapı imalatları ile atıksu arıtma tesisi, Kırkağaç Gelenbe Mahallesi kanalizasyon hattı ve Gördes ilçe merkezi içme suyu iletim hattı projesinin hayata geçirileceğini ifade etti. Dünya Bankası Sürdürülebilir Şehirler Projesi görevlileri, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek’i, ziyaret etti. Dünya Bankası Kredisi ile yapılacak projelerin finansmanı ile ilgili olarak gerçekleşen ziyarette, Kıdemli Afet Uzmanları Xueman Wang ile Yondela Silimela, Kentsel Afet Uzmanı Tuğkan Tanır, Su ve Atıksu Uzmanı Cenk Yılmazer, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Deste, MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Özgür Avşar, daire başkanları ve İLBANK temsilcileri yer aldı. Başkan Zeyrek’in makamında gerçekleşen görüşmede, Yunusemre ilçesi Muradiye ve çevresindeki Karaali, Evrenos, Akgedik ve Yağcılar Mahallesinde 224 kilometrelik altyapı imalatları ile atıksu arıtma tesisi, Kırkağaç Gelenbe Mahallesi kanalizasyon hattı ve Gördes ilçe merkezi içme suyu iletim hattı ile ilgili son durum değerlendirildi. Makamda yapılan görüşmenin ardından MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı ve beraberindeki heyet çalışma yapılacak alanlarda incelemelerde bulundu. “Bu projenin hayata geçmesi için gerçekten çok çaba sarf ettik” Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, ziyarette yaptığı açıklamada sözlerine şöyle başladı: “Dünya Bankası ile birlikte yapacağımız proje maalesef sahipsiz kalmış bir proje. Ve biz göreve geldikten sonra bu projenin hayata geçmesi için gerçekten çok çaba sarf ettik. Bu çerçevede, en hızlı şekilde hareket edip, bu projenin hayata geçirilmesi için Dünya Bankası ve sizlerle temaslarımızı çok hızlandırdık. Bu süreçte de projenin artık başlamış olması gerekiyordu. İhale sürecini de bir an önce başlatacağız. Hedefimiz; 2024 bitmeden önce projenin ihalesine çıkabilmek. Bu proje kapsamında olan Kırkağaç Gelenbe Mahallesi, Karaali, Muradiye mahalleleri bir de Gördes ilçemizin altyapı projeleri var” dedi. “Müşavir firmayla bu hafta sözleşme imzalıyoruz” Başkan Zeyrek açıklamasının devamında, “Müşavir firmayla bu hafta sözleşme imzalıyoruz. Proje aşamasını müşavir firma ile birlikte yürüteceğiz ve hızlandıracağız. İhale şartlarında, ihaleyi alan firmanın çift mesai yaparak, imalatını hızlandırmasını sağlayacağız. Bu da bizim ön şartımız olacak. Kaybedilen zamanı yapım aşamasında kazanacağız. Ama sizden tek ricam belki kullanmayacağız ama 12 aylık bir imtiyaz istiyorum” ifadelerini kullandı. “Ben, bu projenin şehrim için ne kadar gerekli olduğunu biliyorum” Başkan Zeyrek, konuşmasının son bölümünde, “Ben, bu projenin şehrim için ne kadar gerekli olduğunu biliyorum. Bir an önce hayata geçmesi için de çok özverili çalışacağız. Bu Manisa için olmazsa olmaz. Bugün Manisa için tarihi bir gün. İlk başlangıcı birlikte yaptık. Projenin finalinde de yine burada aynı duygu ve düşüncelerle sizi tekrardan misafir etmek isterim” dedi. “Açıkçası bugüne kadar projelere böyle hakim bir başkan ile karşılaşmamıştım” Dünya Bankası Xueman Wang ise yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Öncelikle bizi buraya davet ettiğiniz ve ağırladığınız için çok teşekkür ediyorum. Çok güzel bir şehirde de yaşadığınızı söylemem gerekiyor. Bu sabah çok verimli bir toplantı yaptık. Ekibiniz hem bize ilham kaynağı oldu hem de çalışmalarından oldukça etkilendik. Sizin de her bir projenin teknik bir detayını bilmenizden etkilendiğimi söylemek istiyorum. Özellikle Muradiye ve Karaali bölgelerinin sizin için önemli olduğunun farkındayız. Bu nedenle; hem oradaki altyapının çok eski olması hem de nüfusun fazla olması itibarıyla önem atfedilmesi gereken yerler arasında. Biz de bölgenin yerel halk ve sizin için de ne kadar önemli olduğunu, buralarda yapılacak çalışmaların ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Bizim bu aşamada yapmaya çalıştığımız şey projenin hedeflerine ulaşabilmesi için çalışmalarımızı mümkün olduğunca hızlandırmak. Bazı zorluklarla karşı karşıyayız. Çünkü projenin kapanmasına 1,5 yıl gibi bir süre kalmış durumda. Ancak süre uzatımı konusunda da yapabileceklerimiz olduğunu düşünüyoruz. Ben Manisa’dan ayrılırken bu projeye tam bir güvenle ayrılmış olacağım. Hem bu sabah yaptığımız toplantıda Genel Müdür ve ekibiyle yaptığım görüşmeden aldığım enerji hem de sizden aldığım enerji çok olumlu yönde. Açıkçası bugüne kadar projelere böyle hakim bir Belediye Başkanı ile karşılaşmamıştım. Dünya Bankası üst yönetimine doğrudan Belediye Başkanının süpervizörlüğünü yürüttüğü, yakından takip ettiği bir proje olduğunu ve projeye inandığımızı ileteceğim”
Erzurum Ehram bu kez şapkalarda sanatla buluştu Erzurum ve çevresinde yörenin kadınları tarafından günlük dış giysi olarak kullanılan ehram, şimdilerde özgün tasarımlarıyla yeniden gün yüzüne çıktı. Zeynep Kırkıncıoğlu ve Sibel Özdemir’in ehramdan şapka tasarımları bunun son örneği oldu. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Dr. Öğr. Ü. Zeynep Kırkıncıoğlu ve Öğrencisi Sibel Özdemir tarafından yapılan, tasarım tescili alınan, Tübitak 2209-A proje kapsamında yer alan, kadın ve erkek olmak üzere 32 ehram şapka/başlık görücüye çıktı. Erzurum Resim Heykel Müzesi ve Galerisinde (Erzurum Kongre Binası) 23-29 Eylül 2024 tarihleri arasında halkın beğenisine sunuldu. “Yöreye uygun bir çalışma yaptık” Dr. Öğr. Ü. Zeynep Kırkıncıoğlu , Erzurum ve çevresinde yörenin kadınları tarafından günlük dış giysi olarak kullanılan ehramın, günümüz kadınları tarafından artık eski kullanım şekliyle tercih edilmediğini belirterek, “Çalışmamızın amacı kültürel bir değerimiz olan ehramı modern dünyada insanların tercihleri arasında yer alacak bir tasarıma dönüştürerek sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Günümüzde ehramın sürdürülebilirliğine yönelik birçok çalışma yapılmıştır ancak yörenin insanlarının soğuk iklim şartları dolayısıyla yılın büyük bir bölümünde kullanma ihtiyacı duyduğu şapka alanında ehramla ilgili bir çalışma yapılmamıştır." dedi. “Somut kültürel mirası doğallığını bozmadık” Gerek iklimsel şartlar sebebiyle kullanma ihtiyacı duyulması bakımından, gerekse özellikle gençlerin bir tamamlayıcı olarak kullanmayı tercih etmeleri açısından şapka kullanımı insanlar için bir vazgeçilmez olduğunu ifade eden Kırkıncıoğlu, “Soğuğa karşı koruyucu nitelikte olan koyun yününden dokunan ehramı kullanarak her yaşa hitap edecek, özellikle gençlerin tercihleri arasında yer alacak modern ve gelenekselin bir arada olduğu şapka tasarımları yaparak bu alanda ki eksikliği gidermeyi ve ehrama yeni bir alanda yaşama şansı verme hedeflenmektedir. Bu somut kültürel mirası doğallığını bozmadan günümüz insanlarının severek kullandığı, bir tamamlayıcı olarak özgün tasarım şapka modellerinde kullanarak gelecek nesillere aktarmak üretimini sağlamak çalışmamızın temel amacıdır” şeklinde konuştu.