Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından basın açıklamasında bulundu. Erdoğan, 15 Temmuz'un unutulmaması gerektiğini belirterek, "15 Temmuz ihanetinin asırlar boyunca hatırlanmasını sağlamak hepimizin boynunun borcudur. Sinsi bir senaryoyu ülkemize teşmil etmek isteyenlerin heveslerini canlarını pahasına gün doğmadan kursaklarında bırakan milletimin her bir ferdine şükranları sunuyorum. Rabbim ülkemizi böyle bir ihanetle karşı karşıya bırakmasın diyorum. Dünyadaki siyasi ve ekonomik dengelerin yeniden inşa edildiği şu kritik dönemde birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sarılarak inşallah ülkemizi hak ettiği seviyeye hep birlikte getireceğiz. Türkiye'nin tökezlemesini, Türk milletinin pes etmesini, kazanımlarımızın heba olmasını, hedeflerimizden vazgeçmemizi bekleyenlere cevabımızı işte bu şekilde vereceğiz" dedi.
Son kabine toplantısından bu yana yurt içinde ve yurt dışında pek çok programa katıldığını söyleyen Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO sürecine ilişkin de açıklamada bulundu. Erdoğan, "Yürütülen çalışmaları yakından takip ettik. Ülkemize eser kazandırmak, insanımıza hizmet etmek için gece gündüz demeden çalışmayı sürdürdük. 27 Haziran’daki kabine toplantımızın ertesi günü NATO Liderler Zirvesi’nde ülkemizi temsil etmek üzere İspanya’ya gittik. Ukrayna-Rusya savaşı sebebiyle önemli bir dönemde yapılan NATO Madrid Zirvesi'nde ülkemizin küresel ve bölgesel krizler konusundaki yaklaşımlarını en üst düzeyde dile getirdik. NATO’nun genişleme politikasının ülkemizin hassasiyetleri çerçevesinde yürümesi konusunda gayet açık ve kesin bir tavır ortaya koyduk. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri sürecinin başlaması için masaya getirdiğimiz şartların kabulü üzerine şartlı onayımızı üye ülkelerle paylaştık" diye konuştu.
"Bizim Türkiye olarak bu konuda duruşumuz çok nettir, gerisini kendileri bilir"
İsveç ve Finlandiya'nın gereken adımları atmaması halinde sürecin durdurulacağının bir kez daha altını çizen Erdoğan, "Ana muhalefetin, yavru muhalefetin öyle veya böyle değişik bir şeyler söylemesi biz bu ülkede iktidarda olduğumuz sürece bizi bağlamaz. Özellikle İsveç’in bu konuda iyi bir görüntü vermediğini görüyoruz. Bizim Türkiye olarak bu konuda duruşumuz çok nettir, gerisini kendileri bilir" dedi.
Milli Savunma Üniversitesi'nin diploma töreninde yeni sistemin gayet verimli şekilde çalıştığını, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerine iyi yetişmiş subaylar kazandırdığını görmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu tablo karşısında FETÖ'cü alçakların tasfiyesinin hemen ardından en zor döneminde Türkiye’nin en kritik ve başarılı sınır ötesi harekatlarını gerçekleştiren ordumuza olan güvenimiz bir kat daha artmıştır" diye konuştu.
Bursa programına sağlık sorunları nedeniyle katılamadığını ifade eden Erdoğan, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen programlarını anımsattı. Erdoğan, bu süreçte birçok devlet ve hükümet başkanıyla telefon görüşmeleri de gerçekleştirdiğini aktardı. Ege ve Akdeniz’de yaşanan yangınları yakından takip ederek görevlendirilen bakanlardan her aşamada süreçle ilgili bilgi aldığını ifade eden Erdoğan, ”Milletimizin şanlı direnişinin sembol mekanlarından biri olan Saraçhane’de düzenlenen 15 Temmuz mitinginde vatandaşlarımızla kucaklaşarak şehitlerimizi yad ettik. Gazilerimize şükranlarımızı sunduk. O gün Cumhur İttifakı’nın diğer kanadı olan Sayın Devlet Bahçeli ile beraber Saraçhane Meydanı’nda bulunduk" dedi.
Yarın yapılacak üçlü zirve ve Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi’nin 7. toplantısı nedeniyle Tahran’a hareket edeceği bilgisini paylaşan Erdoğan, "Perşembe günü MGK toplantımız var. Cuma günü İstanbul’da çeşitli açılışlara katılacak, cumartesi günü de Kayseri programlarımızı gerçekleştireceğiz. Durmak yok yola devam. Türkiye'yi büyütmeye, itibarını artırmaya, içeride ve dışarıda milletimizin çıkarlarını savunmaya devam edeceğiz. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkartacak, milletimizi hak ettiği refah seviyesine kavuşturacak projelerimizi planlıyor, inşa ediyor ve kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm insanlığın hizmetine sunuyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat odaklı büyüme stratejimize uygun biçimde hayata geçirdiğimiz eser ve hizmetlerin meyvelerini almanın mutluğunu şu anda yaşayan ülkelerin başında geliyoruz" ifadelerini kullandı.
İzmit Körfezi’ni mevcut yolu kullanarak geçmenin 1,5-2 saat, feribotla geçmenin ise sadece deniz kısmı ile neredeyse 1 saat sürdüğünü söyleyen Erdoğan, "Yoğun günlerde çok uzun saatlerde ancak kat edilebilen İzmit Körfez geçişi, artık Osmangazi Köprüsü ile 5 dakikada tamamlanabiliyor. Osmangazi Köprüsü'nden sadece 8 Temmuz günü tam 80 bin 624 araç geçti Bay Kemal. Bu öyle herkesin karı değil. Bu, inanmış kadroların karıdır. Şayet bu köprü olmasaydı, bu kadar aracın feribotla taşınması mümkün olmayacak, karayolu kilitlenecek, seyahatler kesintiye uğrayacak, ulaşım çileye dönüşecekti. İzmir-İstanbul Otoyolu senin milletvekili olduğun yer Bay Kemal. İzmir-İstanbul Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü sayesinde bu güzergahta yapılan yolculuk çile olmaktan çıkmış, artık keyif halini almıştır. Nitekim 5 Temmuz ile 16 Temmuz tarihleri arasında Osmangazi Köprüsü’nü günlük ortalama 54 bin araç kullanmıştır. Böylece araç başı ortalama 6,5 saat ve toplamda 4,2 milyon saat ve 2,5 milyon litre yakıt tasarrufu elde edilmiştir. Sadece bu tarihlerde İzmir-İstanbul Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü sayesinde ülkemiz yakıttan, zamandan ve emisyondan 140 milyon liralık bir kazanç sağlamıştır. Osmangazi Köprüsü ve İzmir-İstanbul Otoyolu garanti karşılama oranları yüzde 36’dan yüzde 116'ya çıkmıştır. Bu durum devlet kasasından tek kuruş harcanmadan inşa edilen projenin devlete üste kazanç sağlamaya başladığını gösteriyor" dedi.
Çanakkale Boğazı’nda tarihte ilk kez kesintisiz karayolu bağlantısını sağlayan 1915 Çanakkale Köprüsü ile boğazın bu güzergahındaki geçiş sürecinin 6 dakikaya indiğini söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:
"Bunlarla birlikte Türkiye gerçekten çağını farklı bir şekilde yaşamaya başlamıştır. Devletin kasasından tek kuruş çıkmadan 2 milyar 545 milyon euro maliyetle inşa edilen 1915 Çanakkale Köprüsü’nü 8 Temmuz günü 14 bin 275 araç kullanmıştır. Bu arada köprüden geçecek araç sayısı tahmini ile araç garanti sayısı arasındaki farkı bilmeyenlere de hakikatleri anlatmaya devam edeceğiz. İstanbul Boğazı geçiş trafiğine rahat bir nefes aldıran Yavuz Sultan Selim Köprüsü ise 8 Temmuz’daki 132 bin 377 araç ve günlük ortalama 60 binden fazla araç geçişi ile kamu özel işbirliğinin en güzel örneklerinden."
Hülya Keklik