GÜNDEM - 22 Şubat 2016 Pazartesi 18:26

Çanakkale şehidine duygusal anma

A
A
A
Çanakkale şehidine duygusal anma

"Türkiye Şehitlerini Anıyor" etkinliğinde Çanakkale şehitlerinden Piyade Üsteğmen Ali Tahsin'i anlatan Albay Erhan Altunok'un sözleri duygusal anlar yaşattı.

Altunok'un yüz yıl önce Çanakkale'de şehadete eren şehidin, oğlu Naci'yi hiç göremediğini dile getirdiği sırada salonda bulunanlar gözyaşlarına hakim olamadı. 

Genelkurmay Başkanlığı'nın başlattığı "Türkiye Şehitlerini Anıyor" etkinliği kapsamında, İstanbul Harbiye Askeri Müzesi ve Kültür Sitesi Komutanlığı'nda Birinci Dünya Savaşı şehitlerinden Piyade Üsteğmen Ali Tahsin için anma töreni düzenlendi. Albay Erhan Altunok'un sunumuyla 17 Şubat'ta gerçekleştirilen törene şehidin yakınları, askeri yetkililer, gaziler, müze ziyaretçileri ve öğrenciler katıldı. Tören sancağın yerini alması, Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı'na çelenklerin bırakılması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

"YEŞİL CENNET BOLU'DA 'MERHABA' DEDİ KISACIK HAYATINA"
"Şehit Piyade Üsteğmen Ali Tahsin, şanlı destanımıza mübarek kanıyla oluk oluk akan yiğitlerimizdendir" sözüyle sunumuna başlayan Albay Erhan Altunok, "Yeşil cennet Bolu'da 'merhaba' dedi kısacık hayatına. İlk gençlik çağlarında komşunun oğlunu üniformayla görüp özendiği o ilk andan itibaren aklı fikri askerlik oldu. Nihayet girdi askeri mektebe. Zabit Mektebi, arkadaşlarıyla kardeş olduğu, yiğitliği öğrendiği, paylaşmayı, vatanı, bayrağı öğrendiği yer oldu. Hasretlikti onun için en zor yan. Sonunda o da bitti çünkü çakı gibi bir teğmendi artık" dedi.

"BİR OĞLAN ÇOCUĞU OLDUĞUNU HİÇBİR ZAMAN ÖĞRENMEDİ"
İlk amacını gerçekleştiren şehidin, eşi Fatma Ferhunde Hanım'la evliliğe giden yaşam hikayesini şöyle anlattı:
"Annesi, 'Yan mahallede bir kız var oğlum, ben çok sevdim onu. Şirin mi şirin bir şey; sen de bir gör, için alırsa eğer, kalbin de severse o da seni isterse ben sizleri birbirinize çok yakıştırdım' dedi. 'Olur anne' dedi şehidimiz Ali Tahsin. Kızı görür görmez de daha onunla iki çift laf etmeden bile vuruldu delikanlı. Evlendiler Fatma Ferhunde Hanım'la. Naci ve Ferhunde adlarında da iki çocukları oldu. Bu arada pek çok farklı yerde, savaş hengamesinde savaşıyordu yiğit subayımız. Üsteğmenliğe terfi etti ve İstanbul'a atandı. Yıldız Sarayı Muhafız Bölük Komutanıydı artık. 'Nihayet eşime ve çocuklarıma biraz da olsa zaman ayırabileceğim' dedi. Ama öyle olmadı, sadece birkaç hafta geçti, eşi hamileydi ve dedi ki 'Fatma, bu pek fazla haylaz gibi sanki, erkek olacak galiba. Onu babası gibi asker yapacağım.' O çocuğun doğduğunu ve onun da bir oğlan çocuğu olduğunu hiçbir zaman öğrenemedi Ali Tahsin. Çünkü Çanakkale Cephesi'ne görevlendirildiğini öğrendi, vatan hizmet bekliyordu ve o da görevlendirildiğinin daha ertesi günü yollara düştü."

"MUSTAFA KEMAL'İN EMİR KOMUTASINDA ASLANLAR GİBİ SAVAŞTI"
Şehidin kısa bir süre sonra Çanakkale Cephesi'ne gittiğini dile getiren Altunok, "Yiğit komutanımız, Çanakkale'de görev yapmaya başladı. Birkaç mektuptan sonra o ateş tufanında başka bir haber de alamadı evinden. Kendisi de siperden sipere koştururken mektup yazacak fırsatı bulduysa da yazdığı mektupları gönderme fırsatı bulamadı.
Kanlısırt'ta, Arıburnu'nda Mustafa Kemal'in emir komutasında olmanın verdiği haklı gururla aslanlar gibi savaşıyor, Mehmetçiklerinin her zaman en önünde düşmana saldırıyordu" dedi.

"RUHU ŞAD OLSUN"
Albay Altunok, Piyade Üsteğmen Ali Tahsin'in Türk milli tarihinin kilit noktası olan Çanakkale'de şehitliğe giden hikayesini şu sözlerle noktaladı:
"Bir kuşluk vakti kör bir kurşun saplandı göğsüne ve çözdü dizlerinin bağını. 'Vatan sağ olsun' dedi, kendisine yardım koşan askerlerine emir verdi, 'Bırakın beni bırakın, ileri.' Kelime-i şehadet getirirken ve aziz ruhunu Allah'ına bedenini de toprağa teslim ederken aklına bir şey takıldı, 'Çocuğum dünyaya geldi mi ola? Kız mı, oğlan mı ola?' Ruhu şad olsun."

"DEDEMİ GÖRMÜŞÜM' GİBİ BİR HİSSE KAPILDIM"
Törene katılan Şehit Piyade Üsteğmen Ali Tahsin'in Torunu Leman Mehvar Farahi Rad, "Bütün Çanakkale şehitlerimizi başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere hepsini andık. Beni en çok etkileyen, komutanımız vatan ve millet sevgisini bilhassa gençleri uyararak onlara o kadar güzel anlatması oldu ki gözlerim yaşardı. Bu kadar duygulanacağımı, bu kadar güzel bir etkinlik olacağını düşünmemiştim. 'Dedemi yaşamışım, görmüşüm' gibi bir hisse kapıldım" diye konuştu.

"MEHMETÇİKLER HİÇBİR ZAMAN ÖLMEZ"
Şehit Piyade Üsteğmen Ali Tahsin'in Torunu Fatma Canan Yücel ise duygularını, "Mehmetçikler hiçbir zaman ölmez. Çanakkale şehidi dedemin ruhu şad olsun. Çanakkale'yi geçilmez kılan bütün askerlerimize, şehitlerimize Allah rahmet eylesin" ifadeleriyle dile getirdi.
Törene katılan öğrencilerden Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi Öğrencisi Bengisu Savran, "Bu vatanın ne kadar değerli olduğunu, bu vatan için çok fazla şey yapıldığını, vatanımızı aslında ne kadar korumamız gerektiğini bize tekrar öğreten bir törendi" şeklinde konuştu.

"NEFER ŞEHİT, ORDU GAZİ OLACAK' DİYEREK GİTTİLER CEPHEYE VE DÖNMEYİ HİÇ DÜŞÜNMEDİLER"
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Mehteran Birliği Mehterbaşı Bando Binbaşı Deniz Ergün de "Henüz 15'ine girmiş, elleri yeni yeni silah tutarken siper kazan yiğitlerin evlatlarıyız biz. 'Nefer şehit, ordu gazi olacak' diyerek gittiler cepheye ve dönmeyi düşünmediler" dedi.

Tören, şehit yakınlarına onur belgesi ve rozet takdim edilmesinin ardından hatıra fotoğrafı çektirilmesi ile sona erdi. 24 Şubat saat 14.00'da, Birinci Dünya Savaşı şehitlerinden Piyade Er Emin, Harbiye Askeri Müzesi ve Kültür Sitesi Komutanlığı'nda anılacak. 

SİNAN USLU

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Üstat’ın uğruna ömrünü adadığı gençlik, Kızılelma’ya uzanacaktır" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11. Necip Fazıl Kısakürek Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, "Üstadın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır. Davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır. Üstat’ın uğruna ömrünü adadığı gençlik, Kızılelma’ya uzanacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl 11’incisi düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri Töreni’ne katıldı. Beyoğlu Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, eski Başbakan Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Valisi Davut Gül, ödül alan yazar ve şairler ile çok sayıda davetli katıldı. Necip Fazıl Kısakürek’e rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu millete mensup olmak bize bir lütuftur. Mücadele azmiyle üstat Necip Fazıl davamızın abide isimlerinden biriydi, kitlelere yol gösterdi. Necip Fazıl hakkı ve hakikati savunmaktan asla geri durmadı. Necip Fazıl’ın şiirleri medeniyetimize düşülmüş birer dipnot niteliğindedir. Üstat ‘Ayasofya bir gün açılacak’ diyordu. Hamdolsun açmak da bize nasip oldu. Bizim kuşağımızı uyandıran üstadın yaktığı o meşale bugün ve yarın bize yolu göstermeye devam edecektir. Necip Fazıl, fikirleriyle kendisinden sonraki nesilleri peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olmuştur. Necip Fazıl siyasi ve tarihi konulara dair yazdığı eserleriyle yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir" dedi. “Necip Fazıl davamızı, ülkümüzü anlatır” Necip Fazıl’ın şiirlerinin toplumun yaşadığı acıları ve çileleri anlattığını belirten Erdoğan, "Üstadın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır. Davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır. Necip Fazıl’ın şiirlerini okuyan bir yabancı dahi bizi ve tarihimizi net bir şekilde görür. Yaşadığımız acıları, çektiğimiz çileleri anlatır. Necip Fazıl şiirleriyle, fikirleriyle, idealleriyle önder olan, kendisinden sonraki nesilleri bile peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olabilmiştir. Çünkü üstat, bentleri yıkıp atan şiirleriyle milletin yüreğine ayna tutabilmiş, gerçek bize samimi bir kalple seslenebilmiştir. Necip Fazıl’ın en büyük kavgası, bu milletin geleceğine kast edip toplum mühendisliğine soyunanlarla olmuştur. Üstat, tek parti zihniyetinin köklerinden koparılmış, gençlik projesine karşı çıkmış, kim olduğunu, nereden geldiğini, neler yapabileceğini bilen bir neslin yetişmesi için son nefesine kadar emek vermiştir” dedi. “Üstat’ın işaret ettiği gençlik Kızıl Elmay’a uzanacak” Necip Fazıl’ın gençliğe yol gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üstat’ın ideal gençliği, zaman ve mekan bana emanettir, şuurunda olan bir gençlik. Gerçek hürriyeti Hakk’a kullukta gören bir gençlik, kökleri ezele, dalları ebede uzanan bir gençlik, dilinin, dininin, ilminin, kininin davacısı bir gençlik, bütün insanlığa model teşkil edecek bir gençlik. Kim var diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diye ortaya çıkacak bir gençliktir. Üstadın uğruna ömrünü adadığı gençlik, binlerce yıllık, kadim tarihimizden süzülüp gelen ecdadın cevherini, maneviyatını, imanını, ahlakını, kahramanlığını ve hayalini, benliğini harç etmiş, hıfz etmiş bir gençliktir. İşte bu gençliktir ki, modern zamanlarda milli benliğini ve öz değerlerini koruyarak, evvela kendisini yükseltecek, sonra da milletini yüceltecek ve kızıl elmaya uzanacaktır” diye konuştu. "Üstadın yaktığı meşale bize yön göstermeye devam edecektir" Necip Fazıl’ın hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasletlerine seslendiğini ve o hasletleri söz ile fikir haline getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yönüyle üstadın ideal gençliği bizim de idealimizdeki gençliktir. Türkiye Yüzyılı hedeflerine kilitlendiğimiz bu tarihi dönemeç, Üstat Necip Fazıl’ın Büyük Doğu ismiyle kavramlaştırdığı hedefe aittir. Bugünkü klavye kahramanlarının ve sosyal medya şovmenlerinin bunu anlaması elbette zordur. Sınır ötelerinden okyanus ötelerinden esen rüzgarlarla yelkenlerini şişirenler, milletinin duygularına tercüman olmuş Necip Fazıl’ın zaman geçtikçe daha da büyüyen mirasını kavrayamazlar. Çünkü üstat, hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasletlerine seslenmiş, o hasletleri söz ve fikir sancağı haline getirmiştir. Şiirleriyle milletimizin yüreğindeki konuları dışarı çıkarmış, hepimizin takip ettiği, yarınlarda da takip edilecek işaret fişeklerine dönüştürmüştür. Bizim kuşağımızı uyandıran üstadın yaktığı bu meşale, bugün de yarın da yolumuzu aydınlatmaya, bize yön göstermeye devam edecektir” şeklinde konuştu. “Üstat dönemin ‘şiirlerin sultanı’ unvanına layık görüldü” Üstadı yakinen tanıyanlar, onu herkesten farklı kılan 3 önemli hasletinden söz ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan ilki, yaşadığı çalkantılı hayata, girdiği polemiklere, maruz kaldığı siyasi baskılara, adli takibata, yargılamalara, hapis cezalarına ve yakasını bir türlü bırakmayan şeker hastalığına rağmen dinç bir vücut ve kafa yapısını muhafaza edebilmiş olmasıdır. Onun her şeye rağmen pes etmeyen, eğilmeyen, yıkılmayan kişiliği daima takdir ve hayranlıkla yad edilmiştir. Üstad’ın ikinci mümeyyiz vasfı, emsalsiz sanatkarlığıdır. Necip Fazıl, şiirden tiyatroya, edebiyatın her sahasına mührünü vurduğu gibi siyasi, içtimai, tarihi konulara dair yazdığı kütüphane dolusu eserleriyle de yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir. Bir müellif için sanatın, edebiyatın veya ilmin pek çok dalında yetkinleşip farklı eserlere hayat vermek elbette takdire şayan bir meziyettir. Bilhassa şiirdeki mevkiini anlamamız için ona layık görülen Sultan-ı Şüvera, yani şairlerin sultanı. Üstada bu layık görüldü. Bunu hatırlamamız kafidir. Üstat maveranın, metafiziğin, ötelerin ve sezişlerin insanıydı” ifadelerini kullandı. Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, dereceye girip ödül alanlara ödüllerini verdi. Şiir ödülüne Furkan Çalışkan, Hikaye-Roman ödülüne Naime Erkovan, Fikir-Araştırma ödülüne Dr. Mustafa Merter, İlk Eserler ödülüne Gülşen Funda, Uluslararası Kültür Sanat ödülüne Süleyman Mansur, Çocuk Edebiyatı ödülüne Nehir Aydın Gökduman, Müzik ödülüne Muzaffer Ertürk ve Saygı ödülüne ise Hasan Çelebi layık görüldü.
Antalya Trendyol Süper Lig: Alanyaspor: 2 - Konyaspor: 1 (Maç sonucu) Trendyol Süper Lig’in 18. haftasında Corendon Alanyaspor sahasında Konyaspor’u 2-1 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 54. dakikada sağ kanattan Richard’ın ortasında ceza sahası içinde Janvier vuruşunda top direkten döndü. Dönen topu Cordova kafayla ağlara gönderdi. 2-0 57. dakikada ceza sahası sol çaprazdan Yusuf Özdemir sert şutunda top yandan auta çıktı. 63. dakikada Yusuf Erdoğan’ın kaleci Ertuğrul ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda Ertuğrul gole izin vermedi. 80. dakikada sağ kanattan Lopes’in pasında ceza sahası içinde Cordovanın sert şutunu kaleci Slowik son anda kornere çeldi. 90+6. dakikada Yusuf Erdoğan’ın sol kanattan ortasında ceza sahası içinde Kramer kafayla topu filelerle buluşturdu. 2-1 Hakemler: Zorbay Küçük, Murat Tuğberk Curbay, Bilal Gölen Alanyaspor: Ertuğrul Taşkıran, Hadergjonaj, Lima, Aliti, Yusuf Özdemir, Richard, Makouta (Buluthan Bulut dk. 85), Efecan Karaca, Janvier (Fatih Aksoy dk. 72), Hwang (Lopes dk. 72), Cordova (Serdar Dursun dk. 90+1) Yedekler: Furkan Bayram, Yusuf Karagöz, Arda Usluoğlu, Bera Çeken, Balkovec, Juan Teknik Direktör: Sami Uğurlu Konyaspor: Slowik, Oğulcan Ülgün, Adil Demirbağ, Uğurcan Yazğılı (Bazoer dk. 60), Guilherme, Jevtovic, Ndao (Yusuf Erdoğan dk. 60), Aleksic (Melih İbrahimoğlu dk. 60), Pedrinho (Kramer dk. 76), Prip (Tunahan Taşçı dk. 60), Umut Nayir Yedekler: Deniz Ertaş, Yasir Subaşı,Ufuk Akyol, Boranijasevic, Ketya Teknik Direktör: Recep Uçar Goller: Makouta (dk. 8), Cordova (dk. 54) (Alanyaspor), Kramer (dk. 90+6) (Konyaspor) Sarı Kartlar: Yusuf Özdemir, Hwang, Cordova (Alanyaspor), Oğulcan Ülgün, Adil Demirbağ, Jevtovic, Tuanahan Taşçı (Konyaspor)
Rize Trendyol Süper Lig: Çaykur Rizespor: 1 - Beşiktaş: 1 (Maç sonucu) Trendyol Süper Lig’in 18. haftasında Çaykur Rizespor, sahasında karşılaştığı Beşiktaş ile 1-1 berabere kaldı. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 62. dakikada sol kanattan Akintola’nın pasında ceza sahası dışından Alikulov’un şutunda top auta çıktı. 72. dakikada ceza sahası içinde Alikulov’un kafayla indirdiği topa Akintola’nın şutunda meşin yuvarlak dışarı gitti. 90+3. dakikada orta sahada topla buluşan Mithat Pala’nın ceza sahası dışı sağ çaprazından şutunda meşin yuvarlak kaleyi bulmadı. 90+5. dakikada topa ceza sahasına sokulan Vaclav Jurecka’nın şutunda meşin yuvarlak filelerle buluştu ancak gol ofsayt nedeniyle geçerlilik kazanmadı. Hakemler: Ozan Ergün, İbrahim Bozbey, Candaş Elbil Çaykur Rizespor: Tarık, Taha, Mocsi, Alikulov, Mithat, Hadziahmetovic (Casper Hojer dk. 83), Varesanovic (Muhammed Buljubasic dk. 76), Ghezzal, Olawoyin (Papanikolaou dk. 51), Akintola (Emrecan Bulut dk. 83), Sowe (Vaclav Jurecka dk. 83) Yedekler: Canberk Yurdakul, Papanikolaou, Benhur Keser, Eray Korkmaz, Ayberk Karapo, Altin Zeqiri Teknik Direktör: İlhan Palut Beşiktaş: Mert, Svensson (Onur Bulut dk. 86), Uduokhai, Tayyip Talha Sanuç (Emirhan Topçu dk. 41), Zainutdinov, Al-Musrati, Gedson, Salih (Ndour dk. 74), Muçi (Chamberlain dk. 74), Rafa, Immobile (Semih Kılıçsoy dk. 74) Yedekler: Ersin Destanoğlu, Joao Mario, Masuaku, Can Keleş, Mustafa Hekimoğlu Teknik Sorumlu: Serdar Topraktepe Goller: Alikulov (dk. 39) (Çaykur Rizespor), Muçi (dk. 45+3) (Beşiktaş) Sarı kartlar: Hadziahmetovic, Mithat, Alikulov, Ghezzal (Çaykur Rizzespor), Uduokhai, Svensson (Beşiktaş)
Muğla Başkan Aras: "Bu karar, yerel yönetimlerin yetkilerine ve demokratik değerlere yönelik bir tehdittir" Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kaçak yapı ilan edilen Knidos Antik Kenti’ndeki restoranın yıkım kararına tepki gösteren Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Bu karar yalnızca bir yıkım değil, aynı zamanda yerel yönetimlerin yetkilerine ve demokratik değerlere yönelik bir tehdittir" dedi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Kültür ve Turizm Bakanlığının kaçak yapı ilan ederek yıkım kararı aldığı Datça Knidos Antik Kenti’ndeki restoranın önünde basın açıklaması düzenledi. Alınan kararı, ekonomik ve demokratik bir sorun olarak değerlendiren Başkan Aras, "Bu karar yalnızca bir yıkım değil, aynı zamanda yerel yönetimlerin yetkilerine ve demokratik değerlere yönelik bir tehdittir" dedi. Knidos’un, demokrasinin temellerinin atıldığı bir yer olduğuna dikkat çekerek bölgenin tarihi önemine vurgu yapan Başkan Aras, "Bugün burada halkın ve yerel yönetimlerin iradesi yok sayılarak alınan kararlar, hem geçmişimize hem de geleceğimize zarar veriyor” dedi. Aras, yıkım kararının ardından bölgede belirsizlik olduğunu belirterek, alanda gelir getirici bir işletme açılıp açılmayacağı ve Datça Belediyesi’nin yeniden gelir elde edip edemeyeceği gibi konularda net bir bilgi verilmediğini ifade etti. Aras, Kültür ve Turizm Bakanlığının, restoranın kaldırılmasının ardından bölgeye dair planlarını net bir şekilde açıklamadığını vurguladı. Aras, "Biz, halkımızın iradesini ve belediyelerimizin haklarını korumaya kararlıyız. Tüm halkımızı bu haksızlığa karşı ses çıkarmaya davet ediyorum” çağrısında bulundu.
Gaziantep Depremde 51 kişinin öldüğü binaların müteahhidi tahliye edildi, ölenlerin aileleri tepki gösterdi Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde yıkılarak 51 kişinin ölümüne sebep olan Güven ve Akar apartmanlarının sanığı müteahhit hakkında tahliye kararı verildi. Sanık müteahhidin serbest bırakılması ölenlerin yakınları ve avukatlarının tepkisine neden oldu. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Gaziantep’in Nurdağı ilçesindeki Güven ve Akar apartmanları da yıkılmıştı. Yıkılan binaların enkazında kalan 51 kişi hayatını kaybederken çok sayıda kişi de yaralanmıştı. Depremden sonra savcılık tarafından binanın çürük olduğu, zeminin etüdünün yapılmadı ve ruhsatsız olarak inşa edildiği gerekçesiyle İslahiye Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı. Dava kapsamında her iki binanın da Karadeniz Teknik Üniversitesinden teknik rapor alınmış ve raporda Güven ve Akar apartmanının yıkılmasında müteahhit Mesut A.’nın ağır, tam ve asli kusurlu olduğu tespit edilmişti. Müteahhit başka birine ait kimlik ile yakalandı Savcılık tarafından açılan soruşturma kapsamında her iki apartmanın da müteahhidi olan Mesut A. hakkında tutuklama kararı çıktı. Emniyet güçleri, müteahhidi 19 Mart 2023 tarihinde Oğuzeli ilçesi havaalanı bulvarında yol araması esnasında başkasına ait kimlik ile yakalamış ve çıkartıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Güven ve Akar apartmanlarının sanık müteahhidine tahliye kararı Sanık müteahhit Mesut A. hakkında, 2 apartmanla ilgili tutuklu olarak ayrı ayrı yargılandığı İslahiye Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmalar sonucunda tahliye kararı verdi. Tahliye kararları sonrası Akar Apartmanı’nın bir sonraki duruşması 14 Şubat 2025’e, Güven Apartmanı’nın bir sonraki duruşması ise 24 Şubat 2025 tarihine ertelendi. Tahliye kararlarıyla birlikte 51 kişinin yaşamını yitirdiği binalarla ilgili davalarda tutuklu sanık kalmazken ölenlerin yakınları ve avukatları tahliye kararına tepki gösterdi. “Sanık müteahhit uzun süre kaçmıştır” Davanın avukatı Abdullah Yalçın, "6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen Kahramanmaraş İli merkezli depremler sonucu şuan yıkıntıları üzerinde bulunduğumuz Akar Apartmanı ve az ileride bulunan Güven Apartmanı yıkılmıştır. Bu binaların yıkılması sebebiyle 51 kişi göçük altında kalarak vefat etmiştir. Daha sonra İslahiye Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmalar başlatılmıştır. İş bu soruşturma dosyaları nezdinde bahse konu binalarda ivedi olarak bilirkişiler ile keşif ve delil tespiti yapılmış, bilirkişiler tarafından ivedi olarak ön bilirkişi rapor düzenlenmiştir. Ön bilirkişi raporlarında binaların inşası aşamasında usulsüzlükler olduğu tespit edilmiştir. Bu durum üzerine Mesut A. hakkında yakalama kararı çıkartılmıştır. Mesut A. uzun süre kaçmıştır. Daha sonra Gaziantep ili İslahiye ilçesinde ikamet eden Mesut A., Gaziantep ili Oğuzeli ilçesinde kolluk görevlileri tarafından üzerinde başkasına ait kimlik ile yakalanmış ve tutuklanmıştır. Mesut A. uzun bir süre kaçmış ve yakalanmamak, tespit edilmemek için başkasına ait kimliği kullanmıştır” dedi. “Müteahhit Mesut A. hakkında verilen tahliye kararı hukuka ve hakkaniyete aykırıdır” Avukat Yalçın, “Soruşturma dosyaları nezdinde soruşturma devam ederken Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden teknik rapor alınmış ve raporlarda müteahhidin ağır, tam ve asli kusurlu olduğu tespit ve beyan edilmiştir. Soruşturma aşmasının bitmesinin ardından Akar Apartmanı için İslahiye Ağır Ceza Mahkemesi 2024/23 E. Sayılı dosya nezdinde, Güven Apartmanı için ise İslahiye Ağır Ceza Mahkemesi 2024/24 E. Sayılı dosya nezdinde davalar açılmıştır. Fakat, ’Akar Apartmanı’ ve ’Güven Apartmanı’ isimli binaların yıkılmasında müteahhit Mesut A.’nın tam, ağır ve asli kusurlu bulunmasına rağmen, müteahhit Mesut A.’nın daha önce firar etmesine rağmen, bahse konu apartmanların yıkılması sebebiyle 51 kişinin vefat etmesine rağmen ve savcılık makamının sanık müteahhit Mesut A’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde mütalaada bulunmasına rağmen Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada sanık Mesut A. tahliye edilmiştir. Müteahhit Mesut A. hakkında verilen tahliye kararı hukuka ve hakkaniyete aykırıdır” ifadelerine yer verdi. “Mesut A. para kazanma hırsıyla hareket ederek binaları çürük olarak inşa etmiş” Avukat Yalçın, “Müteahhit hakkında verilen tahliye kararı şuan burada bulunan, aile fertlerini kaybeden tüm müştekileri derinden üzmüş ve müştekilerin hukuka ve adalete olan güvenini sarsmıştır. Zira sanık Mesut A. para kazanma hırsıyla hareket ederek binaları çürük olarak inşa etmiş ve 51 kişinin vefat etmesine sebep olmuştur. Bu binalarda göçük altında kalarak yaralanan müştekilerin hala tedavisi devam ederken ağır ve asli kusuru ile müştekilerin yaralanmasına sebep olan müteahhidin tahliye edilmesi müştekileri derinden üzmüştür. Müteahhidin kötü niyetli hareket ederek 51 kişinin vefat etmesine sebep olmasına rağmen müteahhit hakkında verilen tahliye kararı kamuoyu vicdanını derinden üzmüş ve kamuoyu nezdinde hukuka ve adalete olan güveni sarsmıştır. Güven Apartmanında ve Akar Apartmanında toplam 51 kişinin göçük altında kalarak vefat etmesine sebep olan müteahhit Mesut A. hakkında tahliye kararı verilmesi kamuoyunun hak arama hürriyetini zedelemiş ve kamuoyu nezdinde ’cezasızlık’ algısının pekişmesine sebebiyet vermiştir. Tahliye kararı hukuka, adalete ve hakkaniyete olan güveni sarsmıştır” ifadelerini kullandı. “Çocuklarıma mezar almışım” Akar Apartmanı’nda iki çocuğunu kaybeden Emine Cihangir isimli depremzede, “Üç yıl önce bu binayı almıştım. Güvenilir olur, çoluk çocuğuma iyi bir hayat yaşatırım diye aldım. Fakat çocuklarıma mezar almışım. Çürük bir binaymış. İki yavrum gitti. Saniye ile depremin altında kaldık. Ben adalet istiyorum, o kadar delil olmasına rağmen müteahhidin çıkmasına biz çok üzülüyoruz, adalet istiyoruz” şeklinde konuştu. “Bu binada ağabeyim, yengem ve 4 de yeğenimi kaybettim” Akar Apartmanı’nda ağabey ve ailesini kaybeden Mahmut Cihangir ise, “Bu binada ağabeyim, yengem ve 4 de yeğenimi kaybettim. Enkaza ilk gelenlerden biri de bendim. 3 gün enkazındaydım. Bu kadar delil olmasına rağmen, binanın bu kadar kötü olmasına rağmen müteahhit serbest. Biz burada 12 kişi falan çıkardık. Bunların 8-9 tanesi halen yataktaydı. Hiç kimse yataktan kalkamamıştı” diye konuştu.
Kayseri 8 kilometrelik kanal, Guinness’e aday Kayseri’de 8 kilometre uzunluğunda, bazı bölgelerde 3 metre derinliğe ve 7 metre genişliğe ulaşan su kanalının ’dünyanın en uzun havuzu’ olarak kayda geçmesi için Guinness Dünya Rekorları Kitabı’na başvuruda bulunuldu. Kayseri’nin Melikgazi ilçesine bağlı Sarımsaklı Mahallesi’nin sınırında sona eren ve kimin açtığı belirlenemeyen 8 kilometre uzunluğunda, 3 metre derinliğinde ve 7 metre genişliğindeki su kanalı gizemini korurken, Tüketiciler Birliği kanal ile ilgili yeni bir adım attı. Kanalın henüz ne amaçla açıldığı belirlenemezken, Tüketiciler Birliği kanalı ’dünyanın en büyük havuzu’ olduğunu söyleyerek, Guinness Dünya Rekorları Kitabı’na başvuruda bulundu. "Rekorlar Kitabı’na girerse dünyanın en uzun havuzu olarak Kayseri bir rekora imza atacak" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, “Kayseri’nin çıkışında kanal açılıyor diye haber olmuştu. Orada 8 kilometre uzunluğunda kanal açıldığı iddia ediliyor. Buranın kanal olması için bir tarafa dökülmesi gerekiyor ama bunun iki tarafı da kapalı. 8 kilometre uzunluğunda, 7 metre genişliğinde, 3 metre derinliğinde bir kanaldan bahsediliyor. İki tarafı kapalı olduğu için kanal vasfını kaybediyor ve 8 kilometrelik bir havuz oluyor. DSİ, tarım il müdürlüğünün mera arazisinin tam ortasında böyle bir çukur açıyor. Biz de Guiness Rekorlar Kitabı’na başvurduk ve ‘dünyanın en uzun havuzu’ dedik. Şiddetli bir yağmur yağsa taşacağı yer olmadığı için suyla dolar. Henüz cevap alamadığımız için hangi mantıkla yapıldığını bilmiyoruz. Rekorlar kitabına girerse dünyanın en uzun havuzu olarak Kayseri bir rekora imza atacak" ifadelerini kullandı.