ASAYİŞ - 14 Haziran 2022 Salı 14:41

Büyükada’da kaçak inşaatı görüntülemek isteyen gazeteciye kazma kürek ile saldırdılar

A
A
A
Büyükada’da kaçak inşaatı görüntülemek isteyen gazeteciye kazma kürek ile saldırdılar

Büyükada’da kaçak yapılaşma bilgisi üzerine inşaata giden ve kaçak kat çıkıldığı iddia edilen alanı fotoğraf çekmek isteyen gazeteci Serkan Güngör, inşaattaki yaklaşık 7 kişilik grubun saldırısına uğradı. Başına kürek ve mala ile vurulan ve baygınlık geçiren Güngör, hastanedeki tedavisinin ardından taburcu oldu.

Yerel gazetecilik yapan, Adalar Belediyesi'ndeki yolsuzluklar ve belediyenin usulsüzlüklerini sosyal medya paylaşım sitesindeki hesabı üzerinden aktararak Adalar Belediyesi aleyhinde paylaşımlarda bulunan Serkan Güngör, Pazartesi günü saat 16.30 sıralarında yaşanan olayda, aldığı ‘kaçak yapılaşma’ bilgisi üzerine Büyükada’da bulunan inşaat alanına gitti. Kaçak kat çıkıldığı iddia edilen inşaatın son halini fotoğraflamak isteyen Güngör, inşaattaki yaklaşık 7 kişilik grubun saldırısına uğradı. Kafasına mala ve inşat kürekleri ile darbe alan Güngör olay yerinde baygınlık geçirdi. Başında yarık olan, 8 dikiş atılan, Güngör, Kartal'daki Dr. Lüfti Kırdar Şehir Hastanesinde kırmızı alanda bir süre müşahede altında tutuldu. Güngör’e saldıran ve gözaltına alınan şahıslar ise adliyedeki işlemlerinin ardında serbest bırakıldı.

Büyükada’da kaçak inşaatı görüntülemek isteyen gazeteciye kazma kürek ile saldırdılar

“Önce inşaat küreğiyle sonra büyük el aletleriyle öldüresiye bir şekilde saldırıya uğradım”

Olay hakkında konuşan Serkan Güngör, “Büyükada'da, çok ciddi anlamda ihbar alan bir kaçak inşaat faaliyeti olduğunu öğrendim. Şikayetçiler varmış ama herhangi bir müdahale edilmiyormuş. Buranın eski halinin fotoğrafı elimizde, daha önceden yaptığımız haberlerde mevcuttu. Buraya içeriden yeni bir kaçak kat yapıldığını söylediler. Sadece güncel halini görmek ve gazetemizde haber yapmak için tek bir fotoğraf almaya gittim. Fotoğrafı almaya gittiğimde burada çalışan, belli bir siyasi kitleye mensup olan, açık konuşmam gerekirse terör sempatizanı olan kişiler tarafından, oradaki inşaat işçileri tarafından önce inşaat küreğiyle sonra büyük, mala diye tabir ettikleri el aletleriyle öldüresiye bir şekilde saldırıya uğradım. Kısmi bir felç gelişti.

Büyükada’da kaçak inşaatı görüntülemek isteyen gazeteciye kazma kürek ile saldırdılar

Sol tarafta bir problem olduğunu gördüler ve acilen Kartal Lütfi Kırdar Hastanesi'ne getirildim. Burada ilk müdahalem yapıldı, kırmızı alana alındım. Hayati risk var dendi. Kafama o an sekiz dikiş atıldı. Şimdi tekrar hastaneye kontroller için gireceğim zaten. Kolumda da çatlak varmış.

Bunu da sonradan öğrendim. Vücudumun çeşitli yerlerinde darplar var. Ve ben bu olay yaşanırken yerde baygınlık geçiriyorum. Çünkü kafama on altı, on yedi kez şiddetli darbe aldım. Bu darbelerden sonra ben baygınlık geçiriyorum. O anı hatırlamıyorum. Ve o an beni yerde küreklerle ve tekmelerle dövmeye devam etmişler. Sadece tek yapacağım şey, yerel basın olarak tek bir kare fotoğraf almaktı. Kaldı ki buranın hiçbir inşaat izni yok. Hiçbir ruhsatı yok. Belediyeye ödenmiş hiçbir harcı vergisi vesairesi yok. İlginç taraf da şu, buranın sahibi CHP Adalar ilçe teşkilatının sekreterliğini yapan bir bayan. Kendisiyle buranın resmini çekmeden önce de telefonda görüştüm. ‘Aman haber yapmayın ben sizi beş dakikaya arayacağım’ dedi.

Bu saldırı da tam bunu altı yedi dakika sonrasında gerçekleşti. Çok enteresan. Bunu da yapanın CHP olması bana çok saçma geliyor. Çünkü her türlü haksızlığa, her türlü yolsuzluğa, hukuksuzluğa karşıyım mı diyorsunuz?. Ama kalkıyorsunuz böyle bir torpille, inşaat sezonu bile bitmişken, bu şekilde bir kaçağı kendi CHP İlçe Sekreteriniz diye göz yumuyorsunuz. Adalarda böyle sayısız yer var. Adalar’ı talan ediyorlar” dedi.

Büyükada’da kaçak inşaatı görüntülemek isteyen gazeteciye kazma kürek ile saldırdılar

Güngör, “Ben Adalar'da ne zaman AK Parti'yle ilgili bir eleştiri yapsam beni orada gören ilçe başkanı olsun veya meclis üyeleri olsun, yetkililer olsun ‘Serkan Bey yine bizi yerden yere vurmuşunuz, gelin şu olayın aslını biz size anlatalım, bir çayımızı için’ derlerken, benim kendi partilim dediğim insanlar, aileden kendi görüşümde olduğunu savunduğum insanlar, bir grup terör yanlısı terör sempatizanıyla bir araya geliyorlar, üstüme salıyorlar. Olay buradaki inşaat olayı değil. Aslına bakarsanız şöyle bir durum var. Çoğu kişi hatırlayacaktır. Belediyelerde Erkan Karaaslan'ın bir FETÖ operasyonu oldu.

Ben normalde bilgisayar yüksek mühendisiyim. Erkan Karaaslan'ın FETÖ yazılımlarını belediyelere sızdırmasını ortaya çıkaran kişiyim. Çünkü orada çok ciddi bir güvenlik açığı vardı. Bu tüm Türkiye için çok ciddi bir sorundu. Bunu ortaya çıkardıktan sonra benim başıma gelmeyen kalmadı. Bunu yapan da ne hükümet tarafı ne başka taraf. Çünkü Ben Atatürkçüyüm deyip CHP’den dışarıya aforoz edilmiş o kadar çok insan var ki. Ki ben atılmadım, istifa ettim, devlet memuriyetine geçtim çünkü” dedi.

Öte yandan, saldırıya uğrayan Serkan Güngör’ün ambulans sedyesinde yaralı halde yattığı anlar cep telefonu kamerasına yansıdı.

Halit Arslan - Şükrü Abanoz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sosyal medya ile uyuşturucu madde ‘tek tıkla kapıda’: “Mutlaka ihbar edin” İstanbul Esenyurt Üniversitesi’nde ilki düzenlenen Uluslararası Kriminoloji Sempozyumu ile ‘değişen suç ve suçlu profili’ alanında uzman kişiler tarafından ele alındı. Sempozyum’da yaptığı konuşmada, dünyada internet ve sosyal medya aracılığıyla uyuşturucu kaçakçılığının giderek arttığını belirten Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Bu mecralarda uyuşturucu satıcılarının yaptığı tanıtım reklamları var. Reklamları üzerinden doğrudan mesaj ile karşıdakiyle iletişim kurulabiliyor. Böylelikle ‘tek tıkla kapıda’ şeklinde uyuşturucu maddeye ulaşabiliyorlar” diyerek böyle bir durumla karşılaşıldığında hemen ihbar edilmesi gerektiği konusunda uyardı. Açılış konuşması, İstanbul Esenyurt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Özdemir ve Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Sait Yılmaz tarafından gerçekleştirildi. İki gün süren sempozyuma, farklı ülkelerden alanlarında uzman kişiler ilk gün yüz yüze, ikinci gün online katılım sağladı. Onur konuğu olan Emekli Emniyet Mensubu Hanefi Avcı ‘Devlet Güvenliği ve Terörle Mücadele’ konusunu ele alırken, Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy ‘İnternet ve Sosyal Medyanın Uyuşturucu Kaçakçılığı ve Kullanımına Etkisi’ konusu hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Atasoy: “Birçoğumuzun bilmediği ama gençlerin bildiği yeni nesil ödeme araçları var” Prof. Dr. Sevil Atasoy, “İnternet ve sosyal medya aracılığıyla uyuşturucu kaçakçılığı ve uyuşturucu kullanımına doğru giden bir dünya var. Türkiye de bunların arasında, çünkü Türkiye dünyada en fazla internet kullanan ülkelerden biri. Sosyal medya kullanıcısı oranlarımız da yüksek, özellikle genç kuşak kullanıyor. Bu mecralarda uyuşturucu satıcılarının yaptığı tanıtım reklamları var. Bu reklamlar üzerinden doğrudan mesaj ile karşıdakiyle iletişim kurabiliyorlar. Böylelikle tek tıkla kapıda şeklinde uyuşturucu maddeye ulaşabiliyorlar. Birçoğumuzun bilmediği ama gençlerin bildiği yeni nesil ödeme araçları var. Bu yüzden anonim bir biçimde kapılarına kadar gelen uyuşturucu madde var” açıklaması yaptı. Prof. Dr. Atasoy: “Uyuşturucu kullananların yüzde 15’i sosyal medya üzerinden satın almış” Bu durumun bütün dünyada giderek arttığına işaret eden Prof. Dr. Sevil Atasoy şu uyarılarda bulundu: “Geçen yıl Avrupa Birliği ülkelerinde uyuşturucu kullananların yüzde 15’i sosyal medya üzerinden satın almış. Bu oran giderek artacak. Ülkemizde bunun sayısını bilmiyoruz. Ama çok fazla sosyal medya kullanıcısı var. Dolayısıyla büyük tehlike. Biz bu konuda vatandaş, toplum olarak önlem alabiliriz. Bunların başında ihbar hatları geliyor. Türkiye’nin dört bir yanında emniyet müdürlüklerinin kurduğu ihbar hatları var. Dolayısıyla kişiler internet ortamında böyle bur durumla karşılaştığında mutlaka ihbar etmeli.” Hanefi Avcı: “Terör başarılı olduğumuz bir konu değil” “Terörle mücadele konusu oldukça uzun bakılması gereken bir konu” diyen Hanefi Avcı, “Bu konuda çok şey yapılıyor, gayret gösteriliyor. Ama başarılı olduğumuz bir konu değil. Ben mesleğe başlarken bu olaylar vardı, ayrıldım hala devam ediyor. Birçok etken var ama bizim bunları en azından azaltmamız, bugün bu sorunları çıkarmamız gerekirdi. Dünyada terörle etkin mücadele eden ülkelere baktığımızda bu konuda geri olduğumuzu görüyoruz. Çok şey yapmamıza rağmen yeterli değiliz. Bu konuda çok yönlü, büyük bilimsel araştırmalar yapılmalı, yeni yöntem arayışları olmalı. Maalesef Türkiye’de terör ve güvenlik konusunda üniversitelerin araştırmaları düşük oranlı. Olduktan sonra mücadele etmek değil, olmasına mani olunmalıdır. Olmaması gereken ortamı oluşturmalı” şeklinde konuştu. Hanefi Avcı: “Asayiş ve güvenlik konusu da Türkiye’de ciddi sorun” Bunun yanında yeni oluşan suç, suçlu tipleri olduğuna da işaret eden Hanefi Avcı, “Yani toplumu rahatsız eden, kamu düzenini, asayişi bozan, sıradan insanların günlük hayatını etkileyen adli olaylar. Organik suç çeteleri, uyuşturucu çeteleri var. Bunların oluşturduğu sorunlar var. Bu artık Türkiye’de birinci meseleye dönüştü. Asayiş ve güvenlik konusu da Türkiye’de ciddi sorun. O açıdan sadece devlet güvenliği değil, artı asayiş de bir ciddi sorun. Kısaca halkın güvenlik sorunu önemli” dedi. Prof. Dr. Özdemir: “Sempozyum Esenyurt açısından önemli” Türkiye’de belki de bu alanda ilklerden birini gerçekleştirdiklerini belirten Rektör Prof. Dr. Süleyman Özdemir ise şunları söyledi: “Alanında önemli isimlerle sempozyumu gerçekleştiriyoruz. Özellikle uluslararası olduğuna dikkat çekmek isterim. İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerden katılım var. Kriminoloji; suçun doğuşundan gelişimine, anlaşılmasından, suçun önlenmesine yönelik yani birçok konunun incelendiği, disiplinler arası bir konu. Sadece bir alanı ilgilendirmez. Çok disiplinli, çok boyutludur. Esenyurt olarak özellikle böyle bir çalışmaya ev sahipliği yapmamız da önemli. Biliyorsunuz Esenyurt sadece İstanbul’un değil, ülkenin de en büyük ilçesi. Nüfusunun 1 buçuk milyona vardığı ifade ediliyor. Böyle bir yapıda suçun da özellikle konuşulması, tartışılması ilçemiz açısından önemli.”
Elazığ Elazığspor’a 84 bin lira ceza Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Elazığspor’a Diyarbekirspor ile oynanan maçta çıkan olaylardan ötürü toplam 84 bin lira para cezası verdi. esine 2. Lig Kırmızı Grubun 12. haftasında Elazığ Atatürk Stadyumunda oynanan ve golsüz eşitlikle sona eren Diyarbekirspor maçında çıkan olaylardan ötürü Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu Elazığspor’a toplam 84 bin lira para cezası verdi. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunun 21 Kasım 2024 tarih ve 22 sayılı toplantısında almış olduğu kararlar şöyle: ’’Çimentaş Elazığspor Kulübünün, 17 Kasım 2024 tarihinde oynanan Çimentaş Elazığspor-Diyarbekirspor Nesine 2. Lig Kırmızı Grup müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle 42.000 lira para cezası ile cezalandırılmasına, aynı müsabakada Çimentaş Elazığspor Kulübünün, taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle ve bu eylemin aynı sezon içinde ev sahibi kulüp olduğu müsabakada 3. kez gerçekleştirilmesinden dolayı 42.000 lira para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.’’ Öte yandan PFDK, Nesine 3. Lig 1. Grupta mücadele eden 23 Elazığ FK’nın Belediye Kütahyaspor deplasmanında kazanmasına rağmen, hatalı oyuncu değişikliği nedeniyle hükmen yenilgi iddialarını da karara bağladı. 23 Elazığ FK’ya olayla ilgili herhangi bir yaptırım uygulanmazken, olayı fark etmeyen görevlilerden savunma istendi. Yapılan açıklama şöyle: ’’Müsabakada esame listesinde ismi yer almayan futbolcunun müsabaka süresince yedek kulübesinde oturması, müsabakanın 81. dakikasında oyuna girişine müsaade edilmesi, bu değişikliğin hakem raporlarında yer almaması ve talimatlara aykırı diğer hususlarda ihmali-ihlali bulunan görevliler hakkında FDT’nın 85/5. maddesi uyarınca gereğinin takdir ve ifası için kararın bir örneğinin TFF Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.’’