ASAYİŞ - 09 Eylül 2022 Cuma 18:57

Avcılar’da metrobüsler kafa kafaya çarpıştı: 99 yaralı

A
A
A
Avcılar’da metrobüsler kafa kafaya çarpıştı: 99 yaralı

Avcılar Şükrübey Metrobüs durağı yakınlarında 2 metrobüsün kafa kafaya çarpıştığı kazada 99 kişi yaralandı. Kaza nedeniyle durdurulan metrobüs seferleri, ekiplerin çalışmalarının ardından Küçükçekmece istikametine kontrollü bir şekilde başladı.

Kaza, saat 18.30 sıralarında Avcılar Şükrübey Metrobüs durağı yakınlarında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Şükrübey Metrobüs durağı yakınlarında henüz bilinmeyen bir nedenle 2 metrobüs kafa kafaya çarpıştı. Kazada iki metrobüs içinde bulunan toplam 99 kişi yaralanırken, kaza yerine çok sayıda polis, itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri yol üzerinde önlem alırken, sağlık ekipleri ise yaralılara müdahale etti. Yapılan ilk müdahalenin ardından yaralılar çevrede bulunan hastanelere sevk edildi.

Avcılar’da metrobüsler kafa kafaya çarpıştı: 99 yaralı

Metrobüs seferleri durdu, vatandaşlar metrobüs yolundan yürüdü

Yaşanan metrobüs kazası nedeniyle, diğer bölgelerdeki metrobüslerde güzergah üzerinde beklemek zorunda kaldı. Bunun üzerine metrobüslerde bulunan vatandaşlar, metrobüslerden inerek, güzergah üzerinde yürüyüp duraklara ulaştı. Metrobüsün durması nedeniyle, vatandaşlar duraklarda yoğunluk oluşmasına neden oldu.

Avcılar’da metrobüsler kafa kafaya çarpıştı: 99 yaralı

Metrobüs seferleri araçların kaldırılmasıyla tekrar başladı

Ekiplerin yaptığı çalışmaların ardından, kazaya karışan metrobüsler bölgeden kaldırıldı. Metrobüs güzergahında yapılan temizleme çalışmasıyla birlikte metrobüs seferleri Küçükçekmece yönüne kontrollü bir şekilde tekrardan başlatıldı. Öte yandan, kaza bölgesi ve ekiplerin yaptığı çalışmalar ise dron ile havadan görüntülendi.

Avcılar’da metrobüsler kafa kafaya çarpıştı: 99 yaralı

Burak Uğur - Ensar Kıranlıoğlu - Hakan Polat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Büyükçekmece’de Engelliler Günü’nde farkındalık oluşturan etkinlik Büyükçekmece’de 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde engelli bireylerin toplumsal yaşama katılımını artırmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla etkinlik düzenledi. Büyükçekmece Belediyesi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde engelli bireylerin toplumsal yaşama katılımını artırmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla anlamlı bir etkinlik düzenledi. Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen “Engelsiz Büyükçekmece İçin” etkinliğinde, Büyükçekmece Gökkuşağı Dezavantajlılar İzcilik Kulübü’nün renkli dans gösterileri ve Türk Halk Müziği sanatçısı Huri Sapan ile Kadir Batuhan Çakır’ın eşsiz müzik dinletisiyle unutulmaz bir gece yaşandı. ‘’Engelsiz bir Büyükçekmece’ye kavuşmuş olacağız’’ Etkinlikte konuşma yapan Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Murat Erçağ, engelleri ortadan kaldırarak, çocukların yolunun açılması gerektiğini belirtti ve şunları söyledi: “3 Aralık aslında bir Engelliler Günü olarak gözükse de bu bir farkındalık günü. Biz bu farkındalık noktasında neler yapıyoruz, neler yapmamız gerekir, bireysel olarak neler yapmamız gerekir, kamu olarak, belediye olarak neler yapmamız gerekir tekrar hatırlayıp, birbirimize eksikliklerimizden bahsedip bunlar üzerine kafa yormamız gereken bir dönemdeyiz. Bedriye Hanıma yıllardır vermiş olduğu emeklerden dolayı teşekkür ediyorum. Bedriye Hocamın da dediği gibi engelli dememek lazım. Engelleri kaldırıyor olmak lazım. Bizler, ben, siz birer engelli adayı olarak elimizden geleni yapıp aslında bu çocuklarımıza değer kattığımızda, onların yolunu açtığımızda neler yapabildiğini hep birlikte gözlemleyebiliyoruz. Muhteşem resimler yapmışlar. Gerçekten sanat eserleri ortaya koymuşlar. Arka tarafa geçtiğimizde el işleri ve sanatla alakalı bir sürü çalışmalar var. Aileler destek olmuş. Bizler de belediye başkanımızın bize kattığı vizyon gereği tüm müdürlüklerimiz olarak bu noktada bu farkındalığı geliştirme çabası içerisindeyiz. Tüm müdürlüklerimiz aslında ne yapabiliriz diye tartışıyoruz. Eğitim hepimizin konusu. Bizler bu farkındalığı önce kendimizden başlayarak, ufak detayları bir araya getirerek çözebileceğimizi düşünüyorum. Bu noktada hep birlikte sizlerden ricamız sorunlarınızı bizlere ileterek, biz de bu duyarlılıkla bunları çözme noktasında elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bu bilince ulaştıktan sonra engelli-engelsiz ayrımı ortadan kalkmış olacak. Engelsiz bir Büyükçekmece’ye kavuşmuş olacağız.’’ ‘’Sanat hayatımın son ayağını burada engelli çocuklarımızla yaptım’’ 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Atatürk Kültür Merkezi’nde engelli çocuklarla birlikte sahne alan Türk Halk Müziği sanatçısı Huri Sapan, çok mutlu olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: ‘’Sanat hayatım tam 55 sene. Bir ayağını bu akşam burada yaptım engelli çocuklarımızla. Çok mutluyum. Onları gördüm çok üzüldüm. Allah sağlık versin bütün annelerin çocuklarına. Herkese Allah sağlık versin. Kimseyi, hiçbir anneyi evladıyla sınamasın. Pazar günü de 55 seneyi noktalıyorum. 80 yaşındayım, bitiriyorum.’’ Engelli çocukların dans gösterileri unutulmaz anlar yaşattı Büyükçekmece Belediyesi’nin engelli bireylerin toplumsal yaşama daha aktif katılımını teşvik etmek ve farkındalık oluşturmak için düzenlediği anlamlı etkinlikte, engelli çocuklarla birlikte sahne alan Türk Halk Müziği sanatçısı Huri Sapan ve Kadir Batuhan Çakır’ın eşsiz müzik dinletisi izleyenlerden büyük beğeni topladı. Büyükçekmece Gökkuşağı Dezavantajlılar İzcilik Kulübü’nün muhteşem dans gösterileri izleyenlere unutulmaz anlar yaşatırken, enerjik ve uyumlu danslarıyla engelli bireylerin sanatsal ve kültürel alanda ne kadar yetenekli olabileceklerini bir kez daha gözler önüne serdiler. Etkinlik finalinde Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün adına Türk Halk Müziği sanatçısı Huri Sapan ve Kadir Batuhan Çakır’a Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Murat Erçağ tarafından çiçek takdim edildi.
Samsun Tıp dünyasında tek vaka Samsun’da yaşayan 15 yaşındaki bir kız çocuğu, dünyada nadir görülen hastalığın sadece kendisinde görülen farklı durumları nedeniyle "tıpta bir ilk" oldu. Hastanın köprücük kemiği ile kürek kemiğini birleştiren eklemde kendiliğinden çıkık meydana gelen tek vaka olduğunu söyleyen Prof. Dr. İlker İlhanlı, bu durumun kayda geçmesi için çalışma başlattı. Atakum ilçesinde ikamet eden lise öğrencisi 15 yaşındaki Asel Sena Tengiz, tıpta nadir görülen bir hastalığa yakalandı. ’Spontan bilateral sternoklavikular eklem dislokasyonu’ yaşayan Asel’in 1 yıl önce hiçbir neden yokken köprücük kemiğinin göğüs kemiğine bağlandığı eklemde ve köprücük kemiği ile kürek kemiğini birleştiren ekleminde çıkık meydana geldi. Hastalığından dolayı hastane hastane dolaşan Asel Sena Tengiz, bir çare bulamadı. Sosyal hayatında sürekli eklemlerinin çıkmasından dolayı yaşam kalitesi düşen Asel, akabinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Havza Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne giderek fizik tedaviye başladı. "Dünyada tek vaka" Asel Sena Tengiz’in tedavisiyle ilgilenen OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Havza Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. İlker İlhanlı, köprücük kemiği ile kürek kemiğini birbirine birleştiren eklemde kendiliğinden çıkık meydana gelen hastanın dünyada tek vaka olduğunu açıkladı. Prof. Dr. İlhanlı, "Hastamız çok nadir görülen bir vakadır. Dünya üzerinde 1979 yılından bu yana 60 tane rapor edilmiş bir hastalığa sahiptir. ’Köprücük kemiğinin göğüs kemiğine bağlandığı eklemin iki taraflı olarak kendiliğinden çıkığı’ durumu söz konusudur. Bu 1979 yılından bugüne kadar 60 vaka aslında ‘tek taraflı veya iki taraflı’ olanları içeriyor. Kızımızın farkı şu; iki taraflı olarak çıkığının olmasıdır. O tarihten bu yana rapor edilen vaka sayısı ise sadece 10’dur. Ekstradan bir durumumuz daha var. O da özellikli hale getiriyor. Bu nedenle de dünyada tek vaka haline geliyor. Ayrıca köprücük kemiği ile kürek kemiğini birbirine birleştiren eklemde de yine kendiliğinden çıkık meydana gelmiş olan dünyada tek vakadır. Kişiye özel tedavi ve rehabilitasyon uygulaması gerçekleştirdik. Neticesinde de tamamen başarılı sonuçlarla karşı karşıyayız. Artık herhangi bir çıkık hadisesi meydana gelmiyor. Duruşu oldukça düzelmiş vaziyettedir. Eklemle alakalı sıkıntılarını toparlamış durumdayız. Dünyada tek olması sebebiyle vaka takdiminde bulunacağız. İlgi çekecektir. Böyle bir vakayla karşılaşacak birçok hekim açısından yol gösterici olacağına inanıyoruz” dedi. "Durduk yere ve sebepsiz bir şekilde oldu" Yaşadığı zorlukları anlatan Asel Sena Tengiz, "Bu durumu, bir sene önce kolumu kaldırdığımda fark ettim. O zaman durduk yere ve sebepsiz bir şekilde oldu. Aslında sebepsiz olması sıkıntıydı. Çok fazla hastaneye, doktora başvurduk. Genel olarak önerdikleri şey, cerrahiydi. Yaptığımız araştırmada, cerrahi operasyonun bizim için ileride bazı sıkıntılar oluşturabileceğini öğrendik. Son olarak İlker Hocama başvurduk. Bir yıldır uygulanan fizik tedavi sonuç verdi. Dünyada tek vaka olmamdan dolayı akademik araştırmalar yapıldı. Yapılan her şey deneyseldi fakat ona rağmen yine de büyük bir gelişme sağlandı” diye konuştu. "Çok güzel ilerlemeler kaydettik" Merkezde fizyoterapist olan Elif Ulukan, "Tamamen Asel’e özgü bir tedavi programı uyguladık. Solunum egzersizlerini tedavi programına ekledik. Bantlama tedavisi uyguladık. Asel dünyada iki tarafı da hiçbir neden göstermeksizin çıkan tek vakadır. Çok güzel ilerlemeler kaydettik” şeklinde konuştu. Tedavilerine devam eden Asel, her geçen gün daha iyiye gidiyor.
Ordu Kentten köye dönüş artıyor İstanbul gibi büyükşehirlerden memleketlerine dönenlerin sayısı giderek artıyor. Bunlardan birisi de Ordulu Emrah Muammer Özer oldu. Uzun yıllar İstanbul’da otomotiv sektöründe çalışan 35 yaşındaki Emrah Muammer Özer, 2023 yılında memleketi Ordu’nun Mesudiye ilçesine bağlı Kale Mahallesine dönüş yaptı. Burada bir süre hayvancılık ile uğraşan Özer, kullanılmayan âtıl arazileri ekmeye başlayarak tarıma yöneldi. Tarlaların ekilmesinde sorunlar yaşayan Özer, Ordu Büyükşehir Belediyesinin tarım makineleri parkından aldığı araçlar ve yine Büyükşehir Belediyesinden aldığı tohum destekleri ile 200 dönüm kullanılmayan âtıl araziyi tarıma açtı. Komşu mahallerde de âtıl arazileri değerlendiren Özer, bu desteklerle üretimini arttırmayı hedefliyor. “200 dönüm alanda üretim yapıyorum” Yeni sezon öncesi Büyükşehir Belediyesinden aldığı siyez buğdayı tohumlarını yine belediyenin tarım makineleri ile toprak ile buluşturan Emrah Özer, Büyükşehir Belediyesine tüm destekleri dolayısıyla teşekkür etti. İstanbul’dan dönüş sürecini ve desteklerle ekim alanlarını genişlettiğini aktaran Özer, “Uzun yıllar İstanbul’da otomotiv sektöründe çalıştıktan sonra 2023 yılında Ordu’ya geri döndüm. Burada tarım ve hayvancılık ile uğraşmaya başladım. Bu süreçte Ordu Büyükşehir Belediyemizin desteklerinden yararlandım. Hem tohum desteği hem de tarım makinalarını kullanarak siyez buğdayı başta olmak üzere birçok ürün ekiyoruz. Şu anda 200 dönüm arazi işliyoruz. Tüm desteklerinden dolayı Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Mehmet Hilmi Güler’e ve ekibine teşekkür ederim” dedi.
Konya On günde geçmeyen bel ağrısına dikkat Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Sertdemir, "Her bel ağrısı tehlikeli değildir ama geçmeyen, 1 hafta, 10 gün veyahut yaklaşık 2 hafta medikal tedaviye rağmen bel ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda var. Sonuç olarak kas spazmı, basit ağrılar süreçte kendiliğinden geçmekle beraber inat eden, sebat eden ağrılarda doktora başvurulmasını öneririz” dedi. Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Sertdemir, yaşam kalitesini düşüren bel ağrısı şikayetlerinde vatandaşların farklı yöntemler aradığına dikkat çekerek, “Bel ağrısı en basit kas spazmı, bel fıtığı, kanal daralması gibi sebeplerle görülebilir. Yine az da olsa tümörel nedenlerden romatizmal hastalıklara bağlı bel ağrısı oluşabilir. Burada öncelikle detaylı muayene yapılıp şikayetler dinlenmeli. Yapılan tetkikler sonrasında ağrının kaynağı tespit edilebilir. Eğer bu ağrının kaynağı bel fıtığı, kanal daralması ise ona göre önlemlerimizi alıyoruz” dedi. “Her bel fıtığını ameliyat etmiyoruz” En çok merak edilen soruların başında gelen ‘her bel fıtığı ameliyat edilir mi, riskli mi’ sorusunun cevabını veren Dr. Öğr.Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bu sorunun cevabı ’hayır değil’, biz her bel fıtığını ameliyat etmiyoruz. Genel itibariyle hastalar ilaçlar ve iyi bir istirahatle kendine dikkat ederek rahatlayabiliyor ama bazı hastalara da ekseri olarak fizik tedavi öneriyoruz. Fizik tedaviyle geçen hastalar oluyor. Biz kimlere ameliyat öneriyoruz dersek; hastanın bel ağrısı var, altta yatan nedenler bel fıtığı, bel kayması, kanal daralması olabilir ama hastanın şikayetlerini biz dinliyoruz. Burada eğer hastanın kalçasından topuğuna, başparmağına kadar inen siyatalji dediğimiz bir siyatik ağrı var ise bu bizim için önemli bir kriter. Muayenelerinde bir güç kaybı tespit edersek MR’la da uyumlu ise onlara ameliyat önerebiliyoruz. Tabii burada ameliyattan önce hastayla iyi bir iletişim kurmakta fayda var çünkü hastaların korkuları oluyor; bel fıtığı ameliyatlarından sonra eski hayatıma dönebilir miyim, her işi yapabilir miyim. Yahut işte bel fıtığı ameliyatlarında hep halk arasında platin mi konuluyor -vida dediğimiz uygulama- hayır, biz her bel ameliyatında vida uygulaması yapmıyoruz ve şu an dünyada altın standart mikrocerrahi dediğimiz ameliyat. Bu ameliyatların ardından hasta istirahatten sonra özellikle 2-3 ay sonra normal hayatına dönebiliyor. Zaten ameliyatlardan sonra ertesi gün mobilize olabiliyorlar. Günümüzde yine gelişmekte olan full endoskopik tam kapalı bel ameliyatları da artık altın standart kabul edilmekte. Bu ameliyat sonrasında hasta 4 saat sonra taburcu olabiliyor. Bu da günümüz açısından çok mutlu edici bir gelişme bizim açımızdan" ifadelerini kullandı. “Ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda var” Vatandaşların merdiven altı yöntemlerini kullanması durumunda daha fazla sağlık problemlerinin ortaya çıkabileceğine değinen Sertdemir, “Bel çektirme yöntemini kullanan merdiven altı diye tabir ettiğimiz bel çekenlere yönelimler mevcut. Sonrasında ise maalesef tarafımıza ilerlemiş bel fıtığıyla başvuran, sedyede gelen hastalarımız oldu. Bunun için öncelikle şikayetleri devam ediyorsa, medikal tedaviyle geçmiyorsa, bir uzmana başvurmaları, en azından bir MR tetkikiyle bel fıtığının olup olmadığı veya ileri evre mi değil mi bunu öğrenmesi gerekiyor. Çünkü ileri evre bel fıtıklarında bu yapılan ters hareketler fıtığın daha da ilerlemesine yol açabilir. Bu da bacakta, ayaklarda güç kaybı, yine fıtığın olduğu seviyeye göre idrar tutamama, büyük abdestini yapamama, bacaklarda güç kaybı gibi durumlara yol açabilir. Bundan dolayı öncelikle bir doktor muayenesi gerekir. Tetkiklerden sonra zaten hasta uygunsa biz fizik tedaviye, fizyoterapistlere yönlendiriyoruz. Her bel ağrısı tehlikeli değildir ama geçmeyen, 1 hafta, 10 gün veyahut yaklaşık 2 hafta medikal tedaviye rağmen herhangi bel ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda var. Sonuç olarak kas spazmı, basit ağrılar süreçte kendiliğinden geçmekle beraber inat eden, sebat eden ağrılarda doktora başvurulmasını öneririz” diye konuştu.