SAĞLIK - 25 Temmuz 2013 Perşembe 11:06

Anne adayları oruç tutabilir

A
A
A
Anne adayları oruç tutabilir

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Deniz Güleryüz Çakmak, anne adaylarının oruç tutmasında sakınca olmadığını söyledi.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Deniz Güleryüz Çakmak, anne ve bebeğin sağlıklı bir gelişim süreci izlemesi ve günlük alınması gereken besin öğelerinin sahur ve iftar vaktine bölünerek tüketilmesi halinde orucun gebeliği etkilemeyeceğini ifade etti. Çakmak, şeker ve tansiyon gibi herhangi bir sistemik hastalığı bulunan anne adaylarının ise oruç tutmaması gerektiğine dikkat çekti. Hamile olduğunu yeni öğrenen kadınların pek çoğunda en çok ilgi çeken konulardan birisinin beslenme şeklinin nasıl olması gerektiği olduğunu belirten Çakmak, "Çoğu kadın bebeğinin gelişimi için doğru ve dengeli beslenemediğini düşünür. Hatta ilk aylarında kilo alamayan gebeler endişelenebilirler. Aslında tüm bu endişeler çoğu zaman gereksizdir.

Çünkü bulantı ve kusmalar ile iştahsızlık problemleri ilk aylarda kilo almayı doğal olarak engelleyebilir. Unutulmamalıdır ki bebeğin büyümesi, sağlıklı olması, ruhsal, fiziksel, zihinsel yönden iyi gelişmesi annenin sağlığı ve dengeli beslenmesiyle orantılıdır. Annenin gebelik öncesi fiziksel gelişimini tamamlamış olması, besin depolarının yeterli olması ve yaşı, hem bebeğin hem de annenin sağlığını koruyacak en önemli etkenlerdir. Çünkü bebek, annenin besin yedeklerinden ve gebelik boyunca tükettiklerinden kendisi için gerekeni seçip alarak beslenir. Normal bir gebelik sürecinde annenin kendi gereksinimine ek olarak tükettiklerinin bebeğe aktarılması için annenin yaklaşık 10-12 kilo alması yeterlidir. Bu artışı sağlayabilmek için gebelik öncesine göre bir gebe ek olarak günlük 20 gram protein, 15-20 miligram demir, 500 miligram kalsiyum ve ortalama 300 kalorilik enerji alması gereklidir" dedi.

"15 BARDAK SU İÇİN"

Kalsiyumun bebeğin gebeliğin 8’inci haftasından itibaren oluşmaya başlayan kemik ve dişlerinin gelişimi için gerekli bir mineral olduğunu anlatan Çakmak, gebelikte normalde gerek duyulan miktarın iki katı kadar kalsiyum gerekli olduğunu dile getirdi. Gebelik boyunca diş ve kemiklerden sürekli bir kalsiyum eksilmesi olduğunu hatırlatan Dr. Çakmak, gebelikte demirden zengin gıdaların tüketilmesi ve özellikle de 4-4.5 aylardan sonra folik asitli demir ilaçlarının kullanımının önemli olduğunu söyledi. Anne adaylarının beslenmesine yönelik de tavsiyelerde bulunan Dr. Çakmak, "Aldığınız gıdaların taze olmasına dikkat edin. Konserve, beklemiş gıdalar ve içinde katkı maddeleri bulunarak saklanan gıdalar yerine taze ve doğal maddeleri tüketmeye özen gösterin. Yediğiniz gıdalarda çeşitliliğe önem verin. Bu şekilde pek çok vitamin ve minerali almanız mümkün olacaktır. Aşırı yağlı, tatlı, baharatlı ve kalorili gıdalar yerine protein ve karbonhidrattan zengin, yağ oranı düşük besin öğelerine yönelin. Unutmayın ki önemli olan sizin kilo almanız değil, bebeğin içeride yeterli şekilde beslenebilmesidir. Beslenmede suyu asla ihmal etmeyin. Günde en az 8-10 bardak su için.

Yaz aylarında bu miktar 15 bardağa kadar çıkılabilir. Özellikle ileri aylarda kabızlık şikayeti varsa bol su içerek, kabuğu ile yenen meyveleri tüketerek, her öğünde sebze ile salataya yer vererek ve yürüyüş yaparak bu sorunun önüne geçebilirsiniz. Günde 1-2 bardak süt içmeniz gebelikte ortaya çıkan kalsiyum kayıplarını yerine koymak içindir. Süt içemiyorsanız yoğurt veya ayran tüketiniz. Peynir veya çökelek de tüketebilirsiniz. Süt ve süt ürünlerinin pastörize olmasına dikkat edin. Yemeklerde iyotlu tuz kullanınız. Yüksek tansiyon varsa yemekleri az tuzlu pişirin" diye konuştu.

SÜLEYMAN AYDIN
BURSA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Gülnar’da öğrenciler için sessiz ve konforlu okuma salonu Mersin Büyükşehir Belediyesinin Gülnar ilçesinde hayata geçirdiği okuma salonu, özellikle sınavlara hazırlanan öğrenciler için ideal bir çalışma ortamı sunuyor. Haftanın 6 günü sabah 08.00 ile akşam 17.00 saatleri arasında hizmet veren salon, gençlerin yoğun ilgisini görüyor. Mersin Büyükşehir Belediyesinin Gülnar ilçesinde hayata geçirdiği Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığına bağlı okuma salonu, özellikle sınavlara hazırlanan öğrenciler için ideal bir çalışma ortamı sunuyor. Salon içerisinde ücretsiz internet erişimi, çay ve kahve ikramı ile öğrencilere destek olunurken, salon sessiz, ferah ve motive edici yapısıyla öne çıkıyor. Kütüphanede, gençlerin faydalanabileceği yaklaşık 250 kitap bulunuyor. Gülnar’daki öğrencilerin daha iyi şartlarda ders çalışabilmesi için oluşturulan bu alan, gençlerin sınav sürecine katkı sağlarken, öğrencilerin ilgisi de her geçen gün artıyor. "İlçemiz küçük, ama okuma oranı oldukça yüksek" Okuma Salonunda görev yapan Fatma Cingöz, salonun sunduğu imkânlara değinerek, "Öğrencilerimize sessiz ve sakin bir ortam sunuyoruz. Ayrıca ücretsiz çay, kahve ve sınırsız internet gibi imkanlarda yararlanabiliyorlar. İlçemiz küçük olabilir ama okuma oranı oldukça yüksek. Öğrencilerimiz için haftanın 6 günü hizmet veriyoruz" dedi. Öğrenciler konforlu bir ortamda geleceğe hazırlanmanın keyfini yaşıyor Salonun müdavimi olan öğrencilerden Mehmet Ay, okuma salonunun öğrenciler için büyük bir ihtiyaç olduğunu belirterek, "Okuma salonuna sıklıkla geliyorum. Ev ortamında ders çalışma olanağımız çok olmadığı için okuma salonları bize bu avantajı sağlıyor. Aynı zamanda bilgisayar ve internet gibi, öğrencilerin verim alabileceği araçlar mevcut. Burada bize çay ve kahve ikramında da bulunuluyor. Öğrenci dostu olan Başkanımız Vahap Seçer’e çok teşekkür ederim" şeklinde konuştu.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi, KBRN projesiyle afet müdahalesine bilimsel katkı sunacak Kastamonu Üniversitesi, hazırladığı KBRN projesiyle afet ve acil durumlarda sahada görev yapan ilk müdahale ekiplerinin koruyucu donanımları kullanımına bağlı olarak karşılaştıkları fizyolojik yükler ve kalp hızındaki parasempatik yanıt değişikliklerini araştıracak. Kastamonu Üniversitesi Bozkurt Meslek Yüksekokulu Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programı Dr. Öğretim Üyesi Nuray Demiralp’in yürütücülüğündeki Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer (KBRN) Kişisel Koruyucu Donanımların İlk Müdahale Ekiplerinde Kardiyak Parasempatik Yanıtlar ve Fizyolojik Adaptasyon Etkisi" başlıklı proje, TÜBİTAK 1002-B Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Projede, afet ve acil durumlarda sahada görev yapan ilk müdahale ekiplerinin KBRN kişisel koruyucu donanımları (KKD) kullanımına bağlı olarak karşılaştıkları fizyolojik yükler ve kalp hızındaki parasempatik yanıt değişiklikleri bilimsel olarak incelenecek. Proje ile ayrıca bu donanımların fizyolojik adaptasyon üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi ve operasyonel performansı etkileyen temel sağlık parametrelerinin belirlenmesi amaçlanıyor. Proje ekibinde, Dr. Öğretim Üyesi Serdar Akyel ve Prof. Dr. Hürmüz Koç araştırmacı olarak yer alırken, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Kenar ise danışman olarak projeye katkı sunuyor. Ayrıca projede bir lisans öğrencisi de bursiyer olarak görev alacak. Proje çıktılarının, KBRN olaylarında görev alan personelin iş sağlığı ve güvenliği standartlarının geliştirilmesine, eğitim programlarının yeniden yapılandırılmasına ve KKD kullanımına bağlı fizyolojik etkilerin azaltılmasına katkı sağlaması bekleniyor. Bu yönüyle proje, afet yönetimi kapasitesinin bilimsel temelde güçlendirilmesine yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, proje ekibini tebrik ederek, "Üniversitemizin bilimsel araştırma potansiyeline sağladıkları katkılardan dolayı araştırmacılara teşekkür ediyorum" dedi.
Diyarbakır Diyarbakır’da başıboş sokak köpeği saldırıları güvenlik kamerasında: 12 saldırgan köpek belediye tarafından toplatıldı Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde sokak köpeklerinin saldırıları ve toplanıp tedirginlik oluşturmaları kameralara yansıdı. Vatandaşların şikayet üzerine saldırgan 12 başıboş köpek, Büyükşehir Belediyesi ekiplerince toplatılıp barınağa alındı. İlçenin Talaytepe Mahallesi’nde başıboş sokak köpeklerinin saldırıları ve toplanıp tedirginlik oluşturması mahalle sakinlerinde korku ve endişeye neden oldu. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde bir kadını yere düşüren çok sayıda köpeğe, son anda güvenlik görevlisince müdahale edildi. Bir diğer görüntüde ise markete gitmek isteyen anne ve oğluna sokak köpekleri saldırıda bulunarak paniğe neden oldu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ekipleri ise, 26 Mart-14 Nisan tarihlerinde 12 saldırgan köpeği toplayarak barınağa götürdü. Site sakinlerinden Ferhat Ateş, uzun zamandır bu çevrede çok fazla köpeğin olduğunu ve çocuklara saldırdığını söyledi. Çocukları markete gönderemediklerini, misafir ağırlayamadıklarını, gece karanlıkta veya gündüz vaktinde sürekli burada 10-15 köpeğin insanlara saldırır hale gelmeye başladığını belirten Ateş, yetkililerden bir çözüm beklediklerini ifade etti. Ateş, "Biz, bu hayvanlara zarar verilsin istemiyoruz. Barınaklara bir şekilde götürülüp ıslah edilebilir, barınaklarda tutulabilir. Bu hayvanların kontrol altına alınması ve halka, çocuklara zarar gelmemesi adına bir önlem alınmasını istiyoruz. Çocuklarımız sabah erken saatte okula gidiyor, akşam vaktinde okuldan dönüyor. Biz aile olarak tedirgin oluyoruz. Akşam inip burada saatlerce servisi bekliyoruz, çocuklar servisten inince bir saldırıya maruz kalmasın" ifadelerinde bulundu. Eşine ve oğluna köpeklerin saldırdığını söyleyen Fikri Yıldırım, defalarca şikâyet etmelerine rağmen sadece birkaç tane köpeğin toplatıldığını öne sürdü. Yıldırım, "Ben belediyeye 3 aydır mesaj atıyorum ama mesajları hiç dikkate almıyorlar. 1 veya 2 kişi gelip bir tur atıyor. Burada 30 taneden fazla köpek var ve belediye yetkilileri zaten hiç ilgilenmiyor, CİMER‘e de yazdık. Oğlum 20 yaşından büyük, askerliği bitirmiş. Gece geldiği zaman peşine takıldılar, caddeye fırladı. Allah’tan araba son anda fren yaptı çarpmadı. Başka bir gün de küçük oğlum annesiyle markete gitti aniden otların içinden köpekler çıkıp saldırdı. Kendilerini direkt caddeye attılar. Çocuk annesinin elini bıraktı, şans eseri araba o esnada geçmedi. Yardımlarına son anda kurye yetişti. Şanlıurfa’da olanları gördük. İlla birisinin başına bir şey gelmesi mi lazım, ondan sonra mı müdahale edeceksiniz?" dedi. Site sakinlerinden Süleyman Toprak ise, eşinin çığlık atmasıyla uyandığını ve sabah saatlerinde küçük bir çocuğa sitenin altında köpeklerin saldırdığını dile getirdi. Toprak, "Kız kardeşim, bu köpeklerin korkusundan sabah işe gidemiyor. CİMER‘e şikâyet dilekçesinde bulunduk, belediyeyi defalarca aradık hiçbir sonuç alamıyoruz. Geçenlerde de bir tane ablaya burada tekrar köpekler saldırıda bulunmuş. Geçen işe gidiyordum bir abla yine köşede bekliyordu. ’Ağabey, seninle beraber durağa gelebilir miyim? Köpeklerin korkusundan işe gidemiyorum’ diyor. Gerçekten çok zor durumdayız ve hiçbir yetkili de el atmıyor, hiçbir sonuç alamıyoruz. Çocuklarımız okula gidemiyor. Çağrımız sonuçsuz kalıyor. Belediyeyi aradım, belediye bir ekip göndermiş. Ekip zaten 1-2 tane genç şahıs. Bir iki köpeği alıp ondan sonra gittiler" diye konuştu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nce konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklama, "Sağlık İşleri Daire Başkanlığı Veteriner İşleri Şube Müdürlüğü Hayvan Barınağı Birimimiz olarak çalışmalarımıza aralıksız devam etmekteyiz. Vatandaşlarımızdan gelen şikayetler doğrultusunda, ALO 153 hattına bildirilen Talaytepe Mahallesi -Winston AVM çevresi - 4015. Sokak civarında yaşanan hayvan saldırısı vakaları üzerine bölgede ekiplerimiz tarafından kapsamlı bir çalışma yürütülmüştür. Gerçekleştirilen müdahaleler sonucunda, 26 Mart-14 Nisan arasında toplam 12 yetişkin saldırgan köpek, ekiplerimiz tarafından güvenli bir şekilde bölgeden alınarak Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezimize nakledilmiştir. Saldırgan hayvanlarla ilgili şikayetlere büyük bir hassasiyetle yaklaşmakta, vatandaşlarımızın can güvenliğini öncelikli olarak gözetmekteyiz. Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi olarak 7/24 vatandaşlarımızdan gelen her türlü talep ve şikâyeti değerlendirmeye devam etmekteyiz" denildi.
Ordu Başkan Güler: "Kaz kuluçkahanesinde yıllık 10 bin civciv üretimi yapmayı hedefliyoruz" Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, tarım ve hayvancılığa büyük önem verdiklerini, bu kapsamda hayata geçirdikleri kaz kuluçkahanesinde yıllık 10 bin civciv üretimi yapmayı hedeflediklerini söyledi. Başkan Güler’in 2019 yılında göreve gelmesi ile başlayan tarım ve hayvancılık hamlesi ile yeni bir soluk kazandırdı. Sayısız projenin gerçekleştirildiği Ordu’da farklı alanlarda yapılan üretimlerle Ordu ekonomisine yeni girdiler eklendi. Bu projelerden bir tanesi olan ve ilgi gören kaz yetiştiriciliği, Büyükşehir Belediyesinin ‘alım garantisi’ ile üreticilerin güvenini kazandı. Kaz etinin restoran menülerine eklendiği Ordu’da yetiştirilen kazlar için yine Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından kanatlı kesimhanesi kurulurken, tesis yetiştiricilere ücretsiz hizmet verdi. "Kars’a kaz satışı yaptık" Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Fatsa ilçesindeki kaz kuluçkahanesini ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. Burada kaz yetiştiriciliği ile ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Güler, Ordu’dan Kars’a kaz satışı yapıldığını söyledi. Büyükşehir Belediyesi’nin alım garantisinin yetiştiricilere güven verdiğinin altını çizen Başkan Güler, "Göreve geldiğimiz ilk günden beri hep söyledik; ‘siz üretin, satamazsanız ben alacağım.’ Bu söze sadık kalarak geçtiğimiz yıl alım garantili kaz yetiştiriciliği sürecini yeniden başlattık. Alım garantisi üreticilerimizden yoğun ilgi gördü. Yıl sonunda, Belediyemizin kanatlı hayvan kesimhanesinde herhangi bir ücret almadan kesimleri tamamlanan kazlardan 860 adedi Kars iline toplu olarak satıldı. Geri kalanlar ise ilimiz sınırlarında ve restoranlarımıza doğrudan satış ile tüketildi" dedi. "Yılda 10 binden fazla kaz civcivi üretmeyi hedefliyoruz" Kaz yetiştiricilerinin en önemli sorunlarından olan civciv tedariği konusunda çalışmalar başlatarak, kaz kuluçkahanesini kurduklarını aktaran Başkan Güler, şunları kaydetti: "Kaz yetiştiriciliği için ülkemizde merkez olarak gösterilen birçok ilden çok daha fazla yeşil alana sahip olan ve yayla sezonları daha uzun süren Ordu’da bu avantajları değerlendiriyor, hayvansal üretim modellerini destekleyerek büyütmeye devam ediyoruz. Ancak üreticilerimizin en büyük sıkıntılarından biri, kaz civcivlerinin başka illerden yüksek maliyetlerle ve zaman zaman tedarik zorluklarıyla temin edilmesi oldu. İşte tam da bu sebeple hem maliyeti düşürmek hem de erişimi kolaylaştırmak amacıyla Fatsa’da modern bir kaz kuluçkahanesi kurduk. Kuluçka dolapları, çıkım makineleri ve ana kucağı makinelerinden oluşan bu merkezde yılda yaklaşık 5 bin adet kaz civcivi üretim kapasitesi bulunuyor. Bu yıl birlikte yol yürüyeceğimiz üreticilerimizle birlikte önümüzdeki yıl 10 binden fazla civciv üretimini rahatlıkla gerçekleştirecek altyapıya sahip olacağız. Kaz yetiştiriciliğini yerinde görmek, öğrenmek ve üretmek isteyen herkese kapımız açık. Bu projeyle sadece üreticimizi değil, Ordu ekonomisini ve Türkiye’nin tarım geleceğini destekliyoruz."