AK PARTİ - 21 Nisan 2015 Salı 12:41

AK Parti Seçim Beyannamesi‘ne çözüm süreci eklendi

A
A
A
AK Parti Seçim Beyannamesi‘ne çözüm süreci eklendi

AK Parti’nin Seçim Beyannamesi'ne çözüm süreciyle ilgili bölüm eklendi. Beyannamede, "Silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız" denildi.

 

Beyannamenin “Temel Hak ve Hürriyetler” başlığı altında yer alan bölümü şöyle:

“AK Parti, bireysel hak ve özgürlükler ile insan onurunu yüceltmeyi yeni anayasanın temel ahlaki referansı olarak kabul etmektedir. Bu referansla, vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini garanti altına almayı ve bunların kullanımını kısıtlayan engelleri ortadan kaldırmayı temel bir vazife olarak görmeyi sürdürüyoruz. Tüm toplumsal kesimlere eşit mesafede durma anlayışımızla, milletimizin temel değerlerine dayalı birlikteliğimizi ve vatandaşlık bağını benimsiyoruz. Devlet ile vatandaş ilişkilerinin adalet ölçüsünde ve demokratik bir temelde sağlanması gerektiğini düşünüyor ve tüm vatandaşlarımızı çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam ediyoruz.

Tarihi tecrübemiz, kadim medeniyet birikimimiz, insanı yücelten manevi değerlerimiz bugünün dünyasında temel hak ve hürriyetleri sağlam bir zeminde inşa etmemizin de güvencesidir. Yeni Türkiye’de şiarımız; etnik kimliği, mezhebi ve inancı ne olursa olsun herkesi bağrına basan, onları eşit vatandaşlık ile evrensel ilke ve değerler temelinde demokratik bir ortak yaşam bilincine ulaştıran bir anlayışı, daha güçlü bir şekilde hayata geçirmektir.

İfade, inanç ve teşebbüs hürriyetlerinin önündeki tüm engellerin kaldırılması AK Parti’nin temel prensibidir. Bu anlayış çerçevesinde, temel hak ve özgürlükler alanında adeta “sessiz devrim” yaşanmış, bir çok adım atılmış ve temel reformlar hayata geçirilmiştir. Attığımız adımlarla ülkemizde kronikleşmiş sorunları giderdik. Toplumsal ve siyasal hayatı normalleştirdik ve yeniden toplum sözleşmesinin yapılabilmesinin önündeki engelleri kaldırdık. 12 yıllık iktidarımız döneminde, mevzuatın önemli bir kısmını gözden geçirdik ve antidemokratik olanların pek çoğunu değiştirdik. Özellikle darbe dönemlerinde topluma dayatılan temel kanunların büyük bir kısmını yeniledik.

Düşünceyi ifade etmenin önündeki engelleri kaldırdık ve basın özgürlüğünü genişlettik. İfade hürriyetiyle ilgili suçların tamamına, “eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” kuralını koyduk ve eleştiri hürriyetini teminat altına
aldık. Basımevi ve eklentileri ile basın araçlarının, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemeyeceği veya işletmeden alıkonulamayacağını anayasal kural haline getirdik. Geçmişte alınmış binlerce yayın yasaklama, toplama ve el koyma emirlerini kaldırdık. Yasaklanmış, toplanmış ve el konulmuş eserleri hürriyetine kavuşturduk.

Her farklılığı kendi tarihsel ve kültürel derinliği içinde, Türkiye’nin dinamizmine dönüştüren Partimiz, uzun geçmişe dayalı, pek çok sorunu aşma yolunda önemli projelere de imza attı. Bunların arasında; vatandaşlarımızın inanç, mezhep, kültürel kimlik gibi tabii haklarını kullanabilmelerinin önünün açılması ile çözüm sürecinin başlatılması bulunmaktadır. İktidarlarımız döneminde bu alanda yaptığımız reformlarla toplumsal restorasyonun en önemli dinamiklerini harekete geçirdik. İnsan hakları alanında önemli reformlar yaptık ve Türkiye’nin insan hakları karnesini olumlu anlamda değiştirdik.İktidarlarımız döneminde işkenceye sıfır tolerans politikasını hayata geçirdik. Türkiye’nin artık işkence diye bir gündemi kalmamıştır. İşkence suçlarına uygulanan cezaları arttırdık, bu suçları işleyenler bakımından zaman aşımını kaldırdık. “İşkenceye Karşı BM Sözleşmesine Ek İhtiyari Protokol”ü onaylayarak iç hukuka dahil ettik. Faili meçhul cinayetler dönemine son verdik, mafya ve çeteleri ülke gündeminden çıkardık. AİHM ihlal kararlarını; adli, cezai ve idari yargıda yargılamanın yenilenme nedeni haline getirdik. Bilgi edinme hakkını kabul ederek, vatandaşlarımızın bilgi edinmesini imkânsızlaştıran uygulamaları ortadan kaldırdık. İnsan hakları alanında evrensel nitelikteki en önemli belgelerden olan 1966 tarihli “BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme” ile “BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme”yi onayladık. 28 Şubat döneminde mağdur edilenlerin mesleklerine geri dönmelerini sağladık. İnsan haklarını koruma ve geliştirmeye yönelik çalışmalarda bulunmak üzere idari ve mali özerkliğe sahip Türkiye İnsan Hakları Kurumunu oluşturduk. Uzun yargılamalardan kaynaklanan AİHM önündeki derdest başvuruları çözmek için, iç hukukumuzda tazmin komisyonu kurduk. 2013 yılı Şubat ayından bu yana faaliyet gösteren İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, vatandaşlarımızın mağduriyetlerini önleyecek çok sayıda karar aldı. İnsan hakları konusundaki sorunları tek tek ele alarak belirli bir takvim içerisinde çözmek için, AİHM içtihatları çerçevesinde, “İnsan Hakları İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı”nı hazırladık ve hayata geçirdik. Vatandaşlarımızın idare karşısında uğradıkları haksızlıkları gidermek ve şikâyetlerini mahkemeye gitmeden sonuçlandırmak amacıyla Kamu Denetçiliği Kurumunu kurduk. Konjonktürel gelişmelerden bağımsız olarak, 2001 tarihli Parti Programımızda öngördüğümüz üzere, daha fazla demokratikleşmeyi sağlamak için önemli adımlar attık. İktidara gelir gelmez, OHAL uygulamasını kaldırarak normalleşme sürecini hızlandırdık. Kültürel hakların genişletilmesi ve eğitim sisteminin daha demokratik ve çoğulcu bir yapıya kavuşturulması için adımlar attık.

Farklı dil ve lehçelerde devletin resmi kanallarında yayın imkânı sağladık. Tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla anadillerinde görüşebilmesi, vatandaşlarımızın çocuklarına arzu ettikleri isimleri verebilmesi, üniversitelerde farklı dil ve lehçelerle akademik çalışmaların yapılabilmesi ve enstitülerin kurulması, bunların orta öğretim kurumlarında seçmeli ders olarak okutulabilmesi ve nihayetinde farklı dil ve lehçelerde eğitim yapan özel okulların açılmasını mümkün hale getirdik. Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda, sinema, video ve müzik eserlerine yönelik yasakları kaldırdık. Bu çerçevedeki kültürel faaliyetlere destek verdik. Korkuların, tabuların, yasakların aşılması, toplumun ve devletin kendi sorunları ile yüzleşmesi, yıllardır konuşulamadığı için daha da büyüyen sorunların açıklıkla konuşulup tartışılabilmesini sağladık. Kürt kökenli vatandaşlarımız dahil olmak üzere, tüm vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlükler alanında sorunlarını aşma iradesini ortaya koyarak, aidiyet duygusunu güçlendirdik ve toplumsal restorasyon için önemli adımlar attık.

Vatandaşlıktan çıkarılanlara haklarını ve yerleşim birimlerine eski isimlerini iade ettik. Bütün bu ve benzeri değişimleri, Partimizin kuruluş belgelerinde de ortaya koyduğumuz üzere, vatandaşlarımızın sahip olması gereken haklar olarak gördüğümüz ve buna inandığımız için gerçekleştirdik. Farklı dillerin yanı sıra, farklı inanç ve mezhepler
konusunda da cesur adımlar attık. İlk defa “Alevi Çalıştayları” düzenleyerek, İslam inancının farklı yorumlarının daha özgür bir ortamda tartışılmasına ve sorunlarının demokratik bir ortamda aşılmasına zemin hazırladık. Roman vatandaşlarımızın Cumhuriyet tarihi boyunca biriken toplumsal sorunlarını çözmek için çalıştaylar düzenledik. Yeni İskân Kanunu ile Romanlara yönelik ayrımcı hükümleri ortadan kaldırdık. İktidarımızın atmış olduğu adımlardan cesaretle yola çıkan Roman vatandaşlarımızın kurduğu dernek ve federasyonların sayısında büyük bir artış yaşandı. TBMM bünyesinde darbeleri araştırmak üzere, bir Meclis Araştırma Komisyonu ve Dilekçe Komisyonu bünyesinde de “Dersim Alt Komisyonu”nu kurduk. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde, milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınmasını anayasal kural haline getirdik.

Örgütlü toplumun bir gereği olarak, özgürlükçü bir Dernekler Kanunu ile Sendika ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununu çıkardık. Toplantı ve gösteri hakkının kullanılması imkânlarını genişlettik, azınlıklara ait cemaat vakıflarının mülk edinmelerinin kolaylaştırılması ve özgürlük alanlarının genişletilmesi konusunda esaslı değişikliklere gittik. Anayasamızdaki aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz hükmünü kaldırarak sendika özgürlüğünü geliştirdik. Kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı getirerek kamu çalışanlarının sendikal haklarını geliştirdik. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını getirdik. YAŞ ve HSYK kararlarını kısmen yargısal denetime açtık, yıllarca vesayet altında kalmış siyaset kurumuna, itibarının iadesi ve özgüveninin yeniden kazandırılmasını sağladık. BM Çocuk Hakları Sözleşmesini göz önüne alarak, mevzuatta esaslı değişiklikler yaptık. Anayasada, çocuklar konusunda pozitif ayrımcılık esasını benimsedik.

Kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu anayasal hükme dönüştürdük. BM nezdinde, “İnsan Ticaretinin Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol”ü onaylandık. İş Kanununda yaptığımız değişiklikle kadınlar lehine hükümler getirilmesini sağladık. Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunu kurduk. Ceza kanunlarında kadın haklarını güçlendirici değişiklikler yaptık. Kız öğrenciler, kadın kamu çalışanları ile milletvekillerinin kıyafetlerine ilişkin kısıtlamaları kaldırdık. Bu çerçevede, başörtüsü ile sair kısıtlayıcı düzenlemeler artık tarihe karışmıştır. Böylece, yıllardır süregelen ve toplumumuzda gereksiz yere gerilim oluşturan bir sorunu, temel haklar ve milletimizin beklentileri doğrultusunda köklü bir çözüme
kavuşturduk. Kişi güvenliği konusunda, orantısız güç kullanımının cezasını arttırdık. Gözaltı koşullarını iyileştirdik. BM ve Avrupa Konseyi standartlarını karşılayamayan cezaevlerini kapattık. Tutuklu ve hükümlülere yakınlarının cenazesine katılma ve ağır hastalık durumlarında ziyaret imkânını getirdik, anadilde savunma yapma imkânını tanıdık. Kişisel kaygılara son vermek için vatandaşlarımızın kişisel verilerinin korunmasını anayasal bir hak olarak ilk defa düzenledik. Daha fazla siyasi partinin devlet yardımı alması için, siyasi partilere devlet yardımının kapsamını genişlettik. İktidarlarımız döneminde Türkiye’de aktif bir sivil toplumun gelişmesine özel önem verdik. Sivil Toplum Kuruluşlarına (STK) yönelik önemli idari ve yasal düzenlemeler yaparak, örgütlenme hak ve özgürlüğüne daha fazla imkân sağlayan bir ortam oluşturduk. Dernek ve vakıfları ilgilendiren mevzuatı iyileştirerek,

kamu kesimi ile STK’lar arasındaki işbirliğinin gelişmesine ve etkinliğinin artırılmasına yönelik adımlar attık. Önemli reformların hazırlanması aşamasında, sivil toplum aktörleri ile istişarelerde bulunduk. AB-Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu Programlarını başlattık; sivil toplumun gelişmesine ve sivil toplum kuruluşlarının yerel düzeyde daha fazla tanınmasına katkıda bulunduk. STK’lara; kamu yararı ve vergi muafiyeti çerçevesinde, vergisel ayrıcalıklar tanıdık ve kamu kaynağı aktarılmasını sağladık. Kamu-STK işbirliklerinin kurulmasının önünü açtık. Bu kapsamda, Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı, Sosyal Destek Programı (SODES), Kalkınma Ajansları ve çeşitli Bakanlıklarca yürütülen hibe programlarıyla STK’lara kaynak kullandırmakta ve ortak projeler gerçekleştirilmesini sağlamaktayız. 2014 yılı itibarıyla ülkemizde dernek sayısı toplam 104.317’ye, vakıf sayısı ise 4.757’ye ulaşmıştır.
AK Parti olarak önümüzdeki dönemde, temel hak ve hürriyetler alanında geçmişte sağladığımız kazanımları kararlılıkla koruyacağız. Yaptığımız düzenlemelerin zihniyet dönüşümü ve etkin bir uygulamayla birlikte hayatın bir parçası haline gelmesi ve düzenlemelerimizin kalitesinin yükseltilmesi önümüzdeki dönem için temel önceliğimiz olacaktır. Geçmişte olduğu gibi ikinci atılım döneminde de topluma kimlik ve yaşam tarzı dayatılmasının karşısında olacağız. Bütün vatandaşlarımızın birinci sınıf olarak muamele gördüğü ve özgür fertler olarak yaşadığı bir ortamı tesis etmeye devam edeceğiz.

Kapsayıcı ve evrensel değerlere dayalı bir vatandaşlık anlayışı içerisinde, birliğimizi ve bütünlüğümüzü pekiştirmeyi sürdüreceğiz. Bütün etnik, mezhebi ve dini kesimlere, başörtülü veya başı açık, köylü veya şehirli, kadın veya erkek, yoksul veya zengin, şu veya bu siyasi görüşten tüm vatandaşlarımıza eşit mesafede duruyor; her bir bireyin temel hak ve özgürlüklerden en ileri derecede yararlanacağı bir Türkiye’yi hedefliyoruz. Etnik, dini ve mezhepsel aidiyetlerden önce, milletimizin temel değerlerinin yoğrulduğu tarihi yolculuktaki birlikteliğimizi ve eşit vatandaşlık anlayışını benimsiyoruz. Bu anlayışla, devletin, bütün toplumsal kesimlerle hakkaniyet ölçüsünde, eşitlik temelinde ve demokratik bir ilişki geliştirmesini sağlayacak; toplumsal zenginliğimizin tüm unsurlarını çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam edeceğiz.
Toplumdaki her bireyin yaşam tarzına gösterdiğimiz saygıyı, bundan sonra da özenle devam ettireceğiz.Cemevleri, eğitim sisteminde sağlıklı bilgilendirme,üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız.Önümüzdeki dönemde de, başta istihdam, iskan veeğitim sorunları olmak üzere Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne hız vererek her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız.Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan azınlıkların herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmaksızın onurlu bir hayat sürdürebilmeleri için gereken bütün hukuki ve fiili tedbirleri
almaya devam edeceğiz. Çoğulcu, eşitlikçi ve katılımcı demokrasi hedefimiz, Türkiye’yi dünya demokrasileri liginde daha da üst sıralara taşıyacaktır. Temel hak ve özgürlükler alanında uluslar arası normlar, bundan sonra da tüm politikalarımıza temel teşkil edecektir.

Temel hak ve özgürlükler konusunda eksiklikleri gidereceğiz. Yeni anayasanın temel haklara ilişkin kısmını bu esaslara göre tanzim edeceğiz. Devletin siyasi, idari, yargısal ve ekonomik düzenini, insan onurunu ve temel hakları merkeze alacak şekilde tasarlayacağız.

Bu çerçevede, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumunu etkinleştireceğiz. Bu kurumların, AİHM ve BM kapsamında Türkiye’nin üstlendiği sorumlulukları hayata geçirmesi için gerekli tedbirleri alacağız. Ceza ve tutukevlerini etkin bir şekilde denetleyecek, kolluğa yönelik şikâyetlerin üzerine kararlı bir şekilde gideceğiz. Siyasi etiğe yönelik kuralları belirleyerek hayata geçireceğiz.

AİHM, Venedik Komisyonu ve diğer uluslararası temel hak mekanizmaları ile mevzuat ve uygulama uyum düzeyini yükselteceğiz. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslar arası sözleşmelerin iç hukuka dahil edilmesine devam edecek, özgürlükçü demokratik düzen mantığıyla bağdaşmayan şerhleri kaldıracağız. Önümüzdeki dönemde çerçeve bir mevzuat hazırlayarak, bütüncül ve demokratik bir yaklaşımla; sivil toplum kurumlarının hukuki statüleri, kurumsal yapıları, faaliyetleri, kamu kurumları ile ilişkileri, mali kaynakları gibi alanları düzenleyeceğiz. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için ayrı finansal raporlama standartları getireceğiz. STK’ların ve kamu yetkililerinin karşılıklı rollerinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak eğitim seminerleri ve STK’ların uluslararası değişim programları gerçekleştirmesini sağlayacağız. Ekonomik ve Sosyal Konseyi etkin bir biçimde çalıştıracağız. Çözüm süreci, ülkemizin demokratikleşmesinde, milli birlik ve kardeşliğinde ve refahında tarihi bir çabaya karşılık gelmektedir. İktidara geldiğimiz ilk günden itibaren, milli birlik ve kardeşlik perspektifi ile siyasetimizi şekillendirdik. Vatandaşlarımızın devletimize aidiyetini zedeleyen, milletimizin farklılıklarını zenginlik yerine tehdit gören anlayışların, ülkemize ve devletimize yakışmadığını açık bir şekilde ifade eden bir siyasi anlayışı benimsedik. AK Parti olarak, milli birlik ve kardeşlik perspektifini pasif bir yaklaşım olmaktan çıkararak, geçmişin ihmalleriyle kronik hale gelmiş sorunlara aktif bir şekilde yaklaştık. Yakın tarihimiz boyunca, hiç bir seçilmiş hükümetin gösteremediği cesaret ve kararlılıkla sorunların üzerine gittik. Cumhuriyet tarihinin temel sorunlarından biri olan Kürt sorununun dönüm noktası Kurucu Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakan olarak, 2005 yılında Diyarbakır’da yaptığı konuşma olmuştur. Bu konuşma ile tabular yıkılmış, soruna demokratik süreç içerisinde çözüm bulunacağı dile getirilmiştir. İlk kez bir hükümet, sorunla açıkça yüzleşme cesaretini göstermiştir. AK Parti’nin bu cesur adımı, çeşitli terör saldırıları ve provokatif eylemler ile sekteye uğratılmaya çalışılmış, buna rağmen ülkemizin bu temel ve tarihi sorununun çözümü için kararlılık devam ettirilmiştir. Terör ve anti-demokratik uygulamaların nihayete ermesi adına, bir dizi idari ve hukuki reformu hayata geçirdik. Terörün sona erdirilmesi ve demokratikleşme süreçlerini bir arada yürütme kararlılığıyla, 2009 yılında sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve siyasi parti temsilcilerinin görüşlerini alarak “Demokratik Açılım”ı ilan ettik. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi olarak da adlandırılan bu çalışma ile bir taraftan terörün kaynağını kurutmaya dönük çalışmalar yaparken diğer taraftan atılacak demokratik adımların çerçevesini ortaya koyduk. 2013 yılında, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesini daha da olgunlaştırıp, çok boyutlu bir perspektif içinde, “Çözüm Süreci” ismiyle sürdürdük. Bu süre zarfında, eski Türkiye’nin ağır maliyet üretmiş olan sorunlu devlet-vatandaş ilişkileri tamir ettik, mağduriyet üreten bir çok anti-demokratik uygulamayı ortadan kaldırdık.
AK Parti olarak, eski Türkiye’de telaffuz bile edilmeye çekinilen sorunlarla açık bir şekilde yüzleşerek demokrasimizin derinleşmesini sağladık. Ret, inkar ve asimilasyon politikalarına son verdik. Nisan 2013’te Hükümet tarafından belirlenen 63 kişilik Akil İnsanlar Heyeti Türkiye genelinde çalışmalarda bulunmuş, bunun yanı sıra TBMM’de “Toplumsal Barış Yollarının Araştırılması ve Çözüm Sürecinin Değerlendirilmesi” amacıyla kurulan Komisyon da ayrı bir çalışma yürütmüştür. Meclis Komisyonu 2 Aralık 2013’te çözüm süreciyle ilgili 450 sayfalık bir rapor açıklamıştır. 1 Ekim 2013’te Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi’nin yanı sıra, 2014 yılında seçimlerde Türkçe dışındaki dillerde kampanya yapmasına imkân veren değişiklikler gibi düzenlemelerle çözüm sürecinde ilerleme sürdürülmüştür.
10 Temmuz 2014’te ise kamuoyunda “Çözüm Süreci Yasası” olarak tanımlanan, “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” yürürlüğe girmiştir. Kanun ile çözüm sürecine ilişkin usul ve esasları düzenledik. 1 Ekim 2014’te ise “Çözüm Süreci Kurulu ile Kurumlar Arası İzleme ve Koordinasyon Komisyonlarının Kurulması”na ilişkin Bakanlar Kurulu Kararını çıkardık. AK Parti olarak, esas itibarıyla tüm vatandaşlarımızın faydalanacağı bir özgürlük ortamını tesis etmek için demokratikleşme konusunda adımlar attık. Bu adımları atarken, her seferinde, açık bir şekilde siyasi partilerimizi, milli birlik ve kardeşlik sürecimize destek vermeleri için davet ettik. Partimiz, demokratik adımlar için anayasal değişimin şart olduğunun altını çizmiş, Meclis çatısı altında, yeni bir toplumsal sözleşme için çağrıda bulunmuştur. Muhalefet partileri bu çağrılara kulak tıkamasına rağmen, AK Parti olarak anayasa değişikliği gerektirmeyen demokratikleşme adımlarının kahir ekseriyetini atmaktan geri durmadık. Vatandaşlarımız bu adımlara büyük bir teveccüh göstererek, Çözüm Süreci’ni güçlü bir şekilde sahiplenmiştir.

20. yüzyıl Türkiye’sinin en maliyetli sorununun Türkiye’nin 21. Yüzyılını da esir alarak milletimizin ağır faturalar ödemesine müsaade etmeyeceğimizi Çözüm Süreci’yle açık bir şekilde ilan ettik. Gelinen noktada Çözüm Süreci, sadece ülkemizde değil, bölgemizdeki huzur ve barış ortamının da reçetesi haline gelmiştir. Bölgemizde ‘kanlı süreçlerin’ derinleştiği bir dönemde, ülkemizin ‘barış süreçleriyle’ anılmasını sağladık. Bu yönüyle Çözüm Süreci, sadece Türkiye’nin demokratikleşmesi ve acıların dinmesi için değil, bölgemiz için de birlik ve kardeşlik modelidir. Çözüm Süreci, milletimizin esenlik projesidir. Çözüm Süreci, yüzüncü yılını idrak ettiğimiz, I. Dünya Savaşı’ndaki ve Balkan Harbi’ndeki acılarımızın bir daha yaşanmamasının teminatıdır. Çözüm Süreci, Türkiye’nin normalleşmesinin yol haritasıdır. Çözüm Süreci, eski Türkiye’nin anti-demokratik uygulamalarının bir daha tekerrür etmemesinin garantisidir. Çözüm Süreci, insan onurunu merkeze alan AK Parti’nin insani kalkınma ve 2023 hedeflerine ulaşmasının önemli dinamiklerinden birisidir. Çözüm süreci, Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere, tüm ülkemiz için aynı zamanda bir refah sürecidir. Çözüm Süreci, milletimizin ve devletimizin ayaklarına pranga vurmak isteyenlerin, maliyet ödetmek isteyenlerin, oyunlarını bozma hamlesidir. Çözüm Süreci, adaletin tesisi, kalkınmanın devamlılığı için hayata geçirilen insan hakları ve demokrasi odaklı yerli bir girişimdir. AK Parti olarak, 7 Haziran’dan sonra da ülkede birlik ve kardeşliği tesis etmeyi amaçlayan ve dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız Çözüm Sürecini kararlıkla sürdüreceğiz. Demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasını yeni anayasa ile güvence altına alacağız. Özgürlükleri geliştirmeye ve genişletmeye devam edeceğiz. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz.

Çözüm Sürecini güvence altına almak ve nihayete erdirmek, kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız “6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Turgutlu Gazeteciler Cemiyeti’nden lokma hayrı Turgutlu Gazeteciler Cemiyeti 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle ebediyete intikal etmiş tüm gazeteciler adına lokma hayrında bulundu. Cemiyet merkezi yanında bulunan Turgutlu Manşet Gazetesi önünde düzenlenen lokma hayrına Turgutlu Kaymakamı Selami Kapankaya, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Sercan Karaçalı, İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Dursun, Denetimli Serbestlik Müdürü Abdullah Yılmaz, Gençlik ve Spor İlçe Müdürü İsmail Eksür, Turgutlu Belediyesi meclis üyeleri, MASKİ Turgutlu Koordinatörü Tekin Çakmak, AK Parti İlçe Başkanı Ömercan Temizel, CHP İlçe Başkanı Hasan Ayma, MHP İlçe Başkanı Halil Konuş, Yeniden Refah Partisi İlçe Başkanı Necmettin Bulut, Yenilik Partisi Manisa İl Başkanı Ayşegül Yalçın Bulut, siyasi partilerin yönetim kurulu üyeleri, esnaf oda başkanları, hemşehri dernekleri başkanları, Turgutlu ilçesi mahalle muhtarları, dernek başkanları, gazeteciler ve vatandaşlar katıldı. "Minnetle anıyoruz" Turgutlu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Serkan Tatlı, lokma hayrına katılım gösteren herkese teşekkür ederken yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Öncelikle mesleğini icra ederken yada farklı şekilde hayatını kaybederek aramızda bulunmayan tüm gazetecilere Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle düzenlediğimiz lokma hayrına katılan herkese çok teşekkür ediyoruz. Genel itibariyle kabul edildiği üzere gazetecilik mesleği belki de en zor mesleklerden biridir, herkes evinde uyurken gecenin bir vakti yatağından kalkıp son dakika haberine gitmek, bayramın birinci günü herkes ailesiyle bayramlaşırken alelacele evden çıkıp bayramlaşma haberi yakalamak, yılbaşı gecesi çocuklarınla küçükte olsa bir kutlamaya hazırlanırken gelen telefonla yılbaşı gecesi haberine gitmek, bütün gün haber peşinde koştuktan sonra tam dinleneyim derken itfaiye, ambulans sesleriyle yola koyulmak, bu zorluklardan sadece bir kaç tanesi. 10 Ocak gibi özel günlerde gazetecilerin önemsendiğini hissetmesi açısından önemlidir. Bugün bizlerde düzenlediğimiz bu lokma hayrı vesilesiyle hem vefat etmiş meslektaşlarımızı andık hem de bizleri önemseyen değer veren ilçe yöneticilerini ve vatandaşlarımız ağırladık. Allah hayrımızı kabul etsin." Kaymakam Kapankaya: "Gazetecilik mesleğini sıradan bir meslek olarak göremeyiz." 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle merhum gazeteciler için düzenlenen mevlid-şerif ve lokma hayrı programına katılan Kaymakam Kapankaya, gazeteciliğin sıradan bir meslek olmadığını söyledi. Vefat eden gazetecilerin yaptığı hizmetlerin asla unutulmayacağının altını çizen Kaymakam Kapankaya, “Gazetecilik, kamu hizmeti gören bir meslektir. Bu sebeple gazetecilik mesleğini sıradan bir meslek olarak göremeyiz. Bu doğrultuda bizler de vefamızı göstermek zorundayız. Bugün, dua etmek üzere rahmetli olan, hakka kavuşan, basın mensupları için buradayız. Yaptıkları hizmetler asla unutulmayacaktır ve hayırla yad edilecektir. Bu önemli işe emek ve gönül veren tüm basın mensuplarımıza sağlık, mutluluk ve başarılarla dolu uzun bir meslek yaşamı diliyor, ebediyete intikal eden basın mensuplarını rahmetle anıyor; 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.” dedi.
Çorum Serkan Özbalta: “Hedefimiz her müsabakadan galip gelmek” Çorum FK Teknik Direktörü Serkan Özbalta, Konyaspor maçının ardından yaptığı açıklamada, “Mücadele gücü yüksek müsabakalar oynanacak. Hedefimiz her müsabakadan galip gelmek” dedi. Ziraat Türkiye Kupası C Grubu karşılaşmasında Çorum FK, konuk ettiği Konyaspor’a 1-0 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından açıklamalarda bulunan Çorum FK Teknik Direktörü Serkan Özbalta, mücadelede genç oyunculara yer vermek istediklerini belirtti. Her maça kazanma parolası ile çıktıklarını belirten Özbalta, “Maç her takım için kazanılması gereken bir oyun. Bizler de bugün sahaya çıktığımız kadro ile rakibimiz kim olursa olsun kazanmak istiyorduk. Ama bugün bunda muhafvak olamadık. Bizim için sevindirici tarafı, 2008 doğumlu oyuncumuz olan Hasan Ege ve Talha İbrahim’i oynatmak. Bunu skor ne olursa olsun onları 90 dakika oynatıp, oyundan çıkartmayacaktık. Aynı Erzincan müsabakasından olduğu gibi bunu yaptık. Çünkü kulüplerin hayatta kalması gerekiyor. Takımların öz kaynaklarına dönüş yapması gerekiyor. Maliyetler korkunç yüksek. O açıdan kulüplerin bu tarzda değerli oyuncuları bulup, yetiştirip, rekabet edebilecekleri seviyeye getirip sahaya atmaları gerekiyor diye düşünüyorum. İkisi de beni iki maçtır yanıltmadı, bundan dolayı çok mutluyum” ifadelerini kullandı. "Elimizde biraz daha derin kadro olması gerekiyor ki sıkıntı yaşamayalım" Kadronun derinleştirilmesi için çalışmalar yürüttüklerini belirten Özbalta, “Farklı bir oyunun beklentisine kadro ile birlikte bizler de girebilirdik. Urfa maçında iki kanat oyuncumuzun sakatlanması, Erzincan maçında Atilla’nın kart görmesi sebebiyle bu maç olmaması, Zargo Toure’nin sakat olması ve bu tarz 5-6 oyuncumuzu bugün kullanamamak bazı oyuncularımıza yük olmasına sebep olabiliyor. Bunu da dengelemeye çalışıyoruz. Pazartesi de maçımız var. Bu sakatlıklar kadromuzun derinleşmesi açısından da bize ciddi mesajlar veriyor. İçeriye alacağımız 3-4 tane kaliteli, iş ahlakı olan, Çorum taraftarına aidiyet duyan, kulübe bağlılık duyan oyuncuları aramıza kattıktan sonra ikinci yarıda ligde daha farklı oynayacağımızı bizler de sizler de biliyorsunuz. Mücadele gücü yüksek müsabakalar oynanacak. Hedefimiz her müsabakadan galip gelmek. Dengelerimizi bozacak şekilde sakatlıklar olmaması için elimizde biraz daha derin kadro olması gerekiyor ki sıkıntı yaşamayalım. Hem biz hem kulüp bunun bilincindeyiz. Bu anlamda çalışmalar yapılıyor” diye konuştu.
İstanbul Bağcılar’ın yeni belediye başkanı Yasin Yıldız oldu Abdullah Özdemir’in AK Parti İstanbul İl Başkanı adayı gösterilmesiyle boşalan Bağcılar Belediye Başkanlığı için seçim yapıldı. Bağcılar Belediyesi’nin yeni belediye başkanı 30 oy alarak Yasin Yıldız oldu. Abdullah Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla AK Parti İstanbul İl Başkanı adayı olarak gösterilmesinin ardından Bağcılar Belediye Başkanlığı görevinden istifa etmişti. Özdemir’in il başkanlığına adayı gösterilmesiyle boşalan Bağcılar Belediye Başkanlığı koltuğu için belediye meclisinde seçim yapıldı. Belediye Meclisi, belediye başkanı seçimi için Başkanvekili Sibel Betül Birer’in başkanlığında toplandı. Mecliste yapılan gizli oylamada 30 oy alan AK Parti’nin adayı Yasin Yıldız, ilçenin yeni belediye başkanı oldu. Devir teslim töreni yapıldı Meclisteki oylamanın ardından Bağcılar Belediye Başkanlığı makamında görev teslim töreni yapıldı. Özdemir, Yıldız’ı tebrik edip yeni görevinde başarılar diledi. Özdemir, daha sonra mührü Yıldız’a teslim etti. Oylama ve görev teslimi törenine AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz , meclis üyeleri, birim müdürleri ve teşkilat mensupları katıldı. Öte yandan, devir teslim töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’yi aradı. Konuşmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldız’ı telefonda tebrik etti. Tören bittikten sonra Bağcılar Belediyesi çalışanları Abdullah Özdemir’e veda programı düzenledi. Programda belediye çalışanlarına yönelik konuşma gerçekleştiren Özdemir, daha sonra hüzünlü şarkılarla uğurlandı. "Elimizi taşın altına koymaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğiz" AK Parti İstanbul İl Başkanı adayı Abdullah Özdemir, "Yapılabilecek en güzel devir teslim töreninden bir tanesindeyiz. Görevi devir aldığımızda da hep şöyle dua etmiştik; ’İnşallah aldığımız gibi bu emaneti tertemiz teslim edebilmeyi bizlere nasip eyle’ demiştik. Çok sevdiğimiz bir kardeşimize, güzel bir programla emaneti teslim ediyoruz. Öncelikle şahsımıza 3 sene önce bu görevi layık gören, bugün de İl Başkan Adayı olarak layık gören Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum. Tabii Bağcılarımızın kurumsal bir belediye, kuruluşundan bu tarafa görev yapan, belediyemizi büyüten kıymetli geçmiş dönem belediye başkanlarımıza ve ekiplerine de şükranlarımı sunuyorum. Görev aldığımız yaklaşık 3 yıl süre içerisinde gecesiyle gündüzüyle bize destek olan kıymetli yakın çalışma arkadaşlarımıza, belediyemizin tüm çalışanlarına, emekçi kardeşlerimize özellikle şükranlarımı sunuyorum. Çünkü kardeşlik hukuku içerisinde, çok güzel bir çalışma ortamında Bağcılarımızdaki başarıyı hamd olsun sağlamış olduk. Tabii 3 yıllık süre içerisinde kentsel dönüşümden kütüphanelerimize, yeşil alanlarımızdan sosyal tesislerimize Bağcılarımıza birçok eser kazandırdık. Fakat girmiş olduğumuz seçimde de bir çok vaatte bulunduk. Kıymetli Yasin kardeşimiz ve çalışma arkadaşlarımızla birlikte hazırladık bu vaatleri. Bugüne kadar 8 aylık dönem içerisinde bir kısmını hamd olsun gerçekleştirdik. Bir kısmının temelini attık, başlattık. İnşallah Yasin kardeşimiz vermiş olduğumuz vaatlerin hepsini gerçekleştirecek. Bizde inşallah nasip olursa İl Başkanı olarak sonuna kadar kardeşimizin, ekibimizin ve Bağcılarımızın her daim yardımcısı olacağız. Elimizi taşın altına koymaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğiz" dedi. "Birlikte yol yürüyoruz" Bağcılar Belediye Başkanı seçilen Yasin Yıldız, "2,5 yıllık süreçte Bağcılar halkının gönlünün en müstesna köşesinde kendine yer buldu. Çok büyük sevgisini kazandı. Hangi siyasi partiye mensup olursa olsun gencinden yaşlısına, engellisinden orta yaşlısına, hangi cinsiyet grubuna ait olursa olsun herkesin sevgisini kazandı. Çok büyük hizmetlerde bulundu. Sayın Başkanımla 8 ay çalışma fırsatım oldu. Geçen dönem İl Yönetiminde Osman Nuri Başkanımla birlikte çalıştık. Başkanımla 20 yıllık siyasi yürüyüşümüz var. Siyasete AK Parti Gençlik Kollarında başladık. 20 yıldır birlikte yol arkadaşlığı yapıyoruz. Biz 2007 tarihinde bir gün arayla başkanımla gençlik kolları başkanı olmuştuk. O tarihten bu yana hiç ayrılmadık. Birlikte yol yürüyoruz. Başkanımın İl Başkanı olduğunda İstanbul’a büyük hizmetleri olacağından hiç şüphem yok" şeklinde konuştu.
İstanbul Bağcılar’ın yeni belediye başkanı Yasin Yıldız oldu Abdullah Özdemir’in AK Parti İstanbul İl Başkanı adayı gösterilmesiyle boşalan Bağcılar Belediye Başkanlığı için seçim yapıldı. Bağcılar Belediyesi’nin yeni belediye başkanı 30 oy alarak Yasin Yıldız oldu. Abdullah Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla AK Parti İstanbul İl Başkanı adayı olarak gösterilmesinin ardından Bağcılar Belediye Başkanlığı görevinden istifa etmişti. Özdemir’in il başkanlığına adayı gösterilmesiyle boşalan Bağcılar Belediye Başkanlığı koltuğu için belediye meclisinde seçim yapıldı. Belediye Meclisi, belediye başkanı seçimi için Başkanvekili Sibel Betül Birer’in başkanlığında toplandı. Mecliste yapılan gizli oylamada 30 oy alan AK Parti’nin adayı Yasin Yıldız, ilçenin yeni belediye başkanı oldu. Devir teslim töreni yapıldı Meclisteki oylamanın ardından Bağcılar Belediye Başkanlığı makamında görev teslim töreni yapıldı. Özdemir, Yıldız’ı tebrik edip yeni görevinde başarılar diledi. Özdemir, daha sonra mührü Yıldız’a teslim etti. Oylama ve görev teslimi törenine AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz , meclis üyeleri, birim müdürleri ve teşkilat mensupları katıldı. Öte yandan, devir teslim töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’yi aradı. Konuşmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldız’ı telefonda tebrik etti. Tören bittikten sonra Bağcılar Belediyesi çalışanları Abdullah Özdemir’e veda programı düzenledi. Programda belediye çalışanlarına yönelik konuşma gerçekleştiren Özdemir, daha sonra hüzünlü şarkılarla uğurlandı. "Elimizi taşın altına koymaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğiz" AK Parti İstanbul İl Başkanı adayı Abdullah Özdemir, "Yapılabilecek en güzel devir teslim töreninden bir tanesindeyiz. Görevi devir aldığımızda da hep şöyle dua etmiştik; ’İnşallah aldığımız gibi bu emaneti tertemiz teslim edebilmeyi bizlere nasip eyle’ demiştik. Çok sevdiğimiz bir kardeşimize, güzel bir programla emaneti teslim ediyoruz. Öncelikle şahsımıza 3 sene önce bu görevi layık gören, bugün de İl Başkan Adayı olarak layık gören Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum. Tabii Bağcılarımızın kurumsal bir belediye, kuruluşundan bu tarafa görev yapan, belediyemizi büyüten kıymetli geçmiş dönem belediye başkanlarımıza ve ekiplerine de şükranlarımı sunuyorum. Görev aldığımız yaklaşık 3 yıl süre içerisinde gecesiyle gündüzüyle bize destek olan kıymetli yakın çalışma arkadaşlarımıza, belediyemizin tüm çalışanlarına, emekçi kardeşlerimize özellikle şükranlarımı sunuyorum. Çünkü kardeşlik hukuku içerisinde, çok güzel bir çalışma ortamında Bağcılarımızdaki başarıyı hamd olsun sağlamış olduk. Tabii 3 yıllık süre içerisinde kentsel dönüşümden kütüphanelerimize, yeşil alanlarımızdan sosyal tesislerimize Bağcılarımıza birçok eser kazandırdık. Fakat girmiş olduğumuz seçimde de bir çok vaatte bulunduk. Kıymetli Yasin kardeşimiz ve çalışma arkadaşlarımızla birlikte hazırladık bu vaatleri. Bugüne kadar 8 aylık dönem içerisinde bir kısmını hamd olsun gerçekleştirdik. Bir kısmının temelini attık, başlattık. İnşallah Yasin kardeşimiz vermiş olduğumuz vaatlerin hepsini gerçekleştirecek. Bizde inşallah nasip olursa İl Başkanı olarak sonuna kadar kardeşimizin, ekibimizin ve Bağcılarımızın her daim yardımcısı olacağız. Elimizi taşın altına koymaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğiz" dedi. "Birlikte yol yürüyoruz" Bağcılar Belediye Başkanı olarak seçilen Yasin Yıldız, "2,5 yıllık süreçte Bağcılar halkının gönlünün en müstesna köşesinde kendine yer buldu. Çok büyük sevgisini kazandı. Hangi siyasi partiye mensup olursa olsun gencinden yaşlısına, engellisinden orta yaşlısına, hangi cinsiyet grubuna ait olursa olsun herkesin sevgisini kazandı. Çok büyük hizmetlerde bulundu. Sayın Başkanımla 8 ay çalışma fırsatım oldu. Geçen dönem İl Yönetiminde Osman Nuri Başkanımla birlikte çalıştık. Başkanımla 20 yıllık siyasi yürüyüşümüz var. Siyasete AK Parti Gençlik Kollarında başladık. 20 yıldır birlikte yol arkadaşlığı yapıyoruz. Biz 2007 tarihinde bir gün arayla başkanımla gençlik kolları başkanı olmuştuk. O tarihten bu yana hiç ayrılmadık. Birlikte yol yürüyoruz. Başkanımın İl Başkanı olduğunda İstanbul’a büyük hizmetleri olacağından hiç şüphem yok" şeklinde konuştu.
Gaziantep Ziraat Türkiye Kupası: Gaziantep FK: 1 - İstanbulspor: 0 (İlk yarı) Gaziantep Futbol Kulübü, Ziraat Türkiye Kupası B Grubu ilk karşılaşmasında İstanbulspor’u konuk ediyor. Karşılaşmanın ilk yarısı ev sahibi ekibin 1-0 üstünlüğüyle sona erdi. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 1. dakikada Furkan’ın ara pasında savunma arkasında topla buluşan Sorescu’nun bekletmeden yaptığı filelerle buluştu ancak gol ofsayt nedeniyle geçerli sayılmadı. 9. dakikada sağ çaprazdan ceza sahasına gönderilen topa Kenan Kodro’nun vuruşunda kaleci son anda meşin yuvarlağı çeldi. 15. dakikada Sorescu’nun penaltı noktasına attığı pasa Lungoyi’nin vuruşunda top kaleci Mücahit’te kaldı. 19. dakikada Gaziantep FK’nın sol köşeden kullandığı kornerde topa iyi yükselen Kenan Kodro’nun kafa vuruşunda kaleci gole izin vermedi. 23. dakikada ceza sahası dışı sağ çaprazından Lungoyi’nin sert şutunda top üst direkten oyun alanına geri döndü. 24. dakikada sağ kanattan Ömürcan Artan’ın ortasında Kenan Kodro’nun yaptığı kafa vuruşunda top filelerle buluştu. 1-0 30. dakikada Sambissa’nın yerden penaltı noktasına pasında Dijlan Aydın’ın bekletmeden yaptığı volesinde top üstten dışarı gitti. 39. dakikada ceza sahası dışı sağ çaprazında topla buluşan Sambissa’nın şutunda kaleci Mustafa Burak meşin yuvarlağı iki hamlede kontrol etti. Hakemler: Adnan Deniz Kayatepe, Hüseyin Kıvanç Duymaz, Salih Burak Demirel Gaziantep FK: Mustafa Burak Bozan, Ömürcan Artan, Bruno Viana, Cyril Mandouki, Deian Sorescu, Qentin Duabin, Ogün Özçiçek, Furkan Soyalp, Mirza Cihan, Christopher Lungoyi, Kenan Kodro Yedekler: Halil Bağcı, Arda Kızıldağ, Ertuğrul Ersoy, Halil Dervişoğlu, Ali Ablak, Salem Mbakata, Eren Erdoğan, Maxim, Çağan Taş, Eren Çakır Teknik Direktör: Selçuk İnan İstanbulspor: Mücahit Serbest, Yunus Bahadır, Michael Ologo, Fatih Tultak, Duhan Aksu, Muammer Sarıkaya, Dijlan Aydın, David Sambissa, Kerem Şen, Jackson, Yusuf Ali Özer Yedekler: İsa Doğan, Modestas Vorobjovas, Emir Kaan Gültekin, Racine Coly, Kubilay Sönmez, Diarra, Özcan Şahan, Okan Erdoğan, Florian Loshaj, Demir Memmerci Teknik Direktör: Osman Zeki Korkmaz Gol: Kenan Kodro (dk. 24) (Gaziantep FK) Sarı kart: Jackson (İstanbulspor)