ÇEVRE - 31 Ağustos 2020 Pazartesi 09:13

3 bin yıllık kaya mezarlarında yaşamlarını sürdüren yarasalar koruma altına alındı

A
A
A
3 bin yıllık kaya mezarlarında yaşamlarını sürdüren yarasalar koruma altına alındı

Muş’un Varto ilçesinde bulunan Urartulara ait 3 bin yıllık kaya mezarında yaşamlarını devam ettiren yarasalar koruma altına alındı. Yarasalardan alınan örneklerle korona virüs gibi yarasaların taşıyıcı olduğu hastalıklara ilgili çalışma yapılacak.

Hitit Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Ömer Halis Demir Üniversitesi’nde görevli bilim insanları tarafından Murat Nehri üzerine inşa edilen Alparslan 2 Barajı’nda su tutulmasıyla birlikte oluşan adacıklarda mahsur kalan yaban hayvanlarının tahliyesine ve koruma altına alınmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.

Alpaslan 1 ve 2 barajlarında su tutulmaya başlanmasıyla birlikte Urartulara ait olan 3 bin yıllık kaya mezarı baraj gölünde oluşan ada içerisinde kalacak. Kaya mezarında yaşamlarını sürdüren yarasalar koruma altına alına alınırken, Prof. Dr. Ahmet Karataş ve Hitit Üniversitesi Biyolojik Çeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Şafak Bulut koordinesinde Arş. Gör. Kadir Ulusoy ve Süreyya İsfendiyaroğlu yürütülen proje kapsamında yarasalardan alınan örnekler üzerinde korona virüs gibi yarasaların taşıyıcı olduğu hastalıklarla ilgili çalışma yapılacak.

3 farklı türde 2 bin yarasa yaşıyor

Hitit Üniversitesi Biyolojik Çeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Şafak Bulut, Urartulara ait kaya mezarında 3 farklı türde 2 bin birey yarasanın yaşadığını açıkladı.

Bu tür mekanları yarasaların sığınma alanı olarak kullandığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Bulut, “Sığınakta 3 ayrı yarasa türü kaydettik. Burayı yarasalar tüneme ve üreme amaçlı kullanıyor. Mezar içerisinde bir odada 2 bin birey yarasa var. Genç birey yarasalarda görüyoruz. Aşağıdaki bölümlerlerdeki yarasa sayısının varlığını bilemiyoruz. Ülkemizdeki ve Avrupa’daki tüm yarasa türleri koruma altında. Bu ve buna benzer mağaralar turizme açıldığından ve insanlarda merak uyandırdığından yarasaların yaşam alanları tahrip edilmekte. Definecilerin verdiği tahribatlarla da yarasa tüneklerine zarar verilmekte.Bu kaya mezarı baraj gölünün içerisinde bir ada olacak. Sadece botla erişilebilecek. İnsanların kolaylıkla ulaşamadığı bir yer olacak. Bu yüzden de yarasalar için iyi bir sığınma alanı olacak. Yarasalar artık rahatsız edilmeyecek” dedi.

3 bin yıllık kaya mezarlarında yaşamlarını sürdüren yarasalar koruma altına alındı

“Yarasalardan alınan örnekler yarasaların taşıyıcı olduğu hastalıklara ilgili çalışma yapılacak”

Hitit Üniversitesi’nda görevli Araştırma Görevlisi Kadir Ulusoy ise, kaya mezarında yaşamlarını sürdüren yarasalardan topladıkları örneklerin yarasaların taşıyıcı olduğu hastalıklara karşı çalışmalarda kullanılacağını dile getirdi.

Kaya mezarında bulunan mağarayı insan aktivitelerinin bitmesiyle birlikte yarasaların kullanmaya başladığını kaydeden Ulusoy, “Uzun yıllardır yarasalar burayı kullanmaya devam ediyor. İçeride yaklaşık 3 bin civarında yarasa olduğunu tahmin ediyoruz. Yarasalar kışın geldiğimizde uyku, şimdi ise üreme davranışları sergiliyorlar. İçerisinde bulunduğumuz kısım ada olmaya devam edecek. Burası doğal bir koruma alanı olacak. İnsanlar bu tür mağaraları gerek define gerek yarasa gübresi için çok fazla talan ediyor. Bu yüzdende canlıları da rahatsız ediyorlar. Burası koruma alanı olduğu için içerideki yarasalar da yaşamlarına kolaylıkla devam edecek. İçeride yarasalardan topladığımız örnekleri de yarasaların taşıyıcı olduğu hastalıklar ile ilgili çalışmalarda kullanacağız” ifadelerini kullandı.

“Alpaslan 2 barajı binlerce su kuşuna ev sahipliği yapacak”

Muş Ovasına hayat verecek olan Alpaslan 2 barajı aynı zamanda ekosisteme de katkı sağlayacak. Su tutulmaya başlanan barajda önümüzdeki yıllardan itibaren binlerce su kışının kışın baraj gölünde kışlayacağı ifade ediliyor.

Alpaslan 2 baraj gölünde su tutulmaya başlandığını hatırlatan Ulusoy, “Su tutma işlemi devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda baraj gölünün binlerce su kuşu bireyine ev sahipliği yapmasını bekliyoruz. Baraj gölleri oluşturduğu sulak alanlarla bir sürü kuş türüne ev sahipliği yapmakta. Yeni ekosistemler oluşturuyor. Alpaslan 2 barajı gölünde önümüzdeki kış mevsiminde onlarca farklı türden binlerce kuşun burada kışlamasını beklemekteyiz”

Muhammed Muttalip Yalçın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Serik protokolü, şehit polisin kızını ziyaret etti Antalya’nın Serik ilçesinde Türk Polis Teşkilatının kuruluşunun 180. yıl dönümü ve Polis Haftası dolayısıyla Serik Kaymakamı Dr. Cemal Şahin ve protokol üyeleri, şehidin kızı Deniz Eskitürk ile eşi Uzman jandarma Çavuş Bayram Ali Eskitürk’ü ziyaret etti. Ziyaret sırasında Tuzcuoğlu Cami Müezzin Kayyumu Serhat Çınar’ın Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından dua edildi. Şehidin kızı Deniz Eskitürk, zaman zaman duygusal anlar yaşadı. Ziyaret sırasında gazetecilere açıklama yapan Kaymakam Şahin, "Kaymakamlık olarak bizler önemli günlerimizde şehit ailelerimizi ve gazilerimizi ziyaret ediyoruz. Öte yandan köy ve mahalle ziyaretlerimizde de şehit yakınlarımızı ve gazilerimizde unutmuyoruz. 10 Nisan nedeniyle şehit polis kızımızı ziyaret ettik. Kaymakamlık olarak her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini isteriz" dedi. 1989 yılında Şırnak’ın Cizre ilçesinde bölücü terör örgütü mensupları ile girilen silahlı çatışmada şehit olan polis Memuru Necip Un’un kızı Deniz Eskitürk, "1989 yılında daha 4 yaşındayken babamı kaybettim. Babamı hayal meyal hatırlıyorum. Babasız çok zor günler yaşadım. Babam gibi ailemin de yarısı polis. Amcalarım, kuzenlerin polis. Eşim de jandarma personeli. Çok duygulandım" dedi. Deniz Eskitürk’ün eşi Uzman Jandarma Çavuş Bayram Ali Eskitürk de, "Bu anlamlı günde bizi yalnız bırakmayan Kaymakamımıza teşekkür ediyoruz. Kayınbabama Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun" dedi.
Aydın Aydın’da "Türkiye Yüzyılında Dış Politika Vizyonu ve Geleceğimiz" Konferansı Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) bünyesindeki öğrenci topluluklarının iş birliğiyle düzenlenen ’Türkiye Yüzyılında Dış Politika Vizyonu ve Geleceğimiz’ konulu konferansta öğrencilerle bir araya gelen Star Gazetesi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, "Bugün gelinen süreçte Türkiye, savunma sanayinde yerlilik oranını hem kamu hem de özel yatırımlar sayesinde yüzde 80 civarına çıkarttı" dedi. Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, ADÜ’deki ’Türkiye Yüzyılında Dış Politika Vizyonu ve Geleceğimiz’ konulu konferansta konuşmacı olarak katıldı. Albayrak, Türkiye’nin dış politika vizyonu çerçevesinde yürütülen stratejik yaklaşımları ve küresel diplomatik ilişkilerdeki konumunu detaylı bir şekilde değerlendirdi. Konuşmasında, Türkiye’nin uluslararası arenadaki artan etkinliğine vurgu yapan Albayrak, dış politika dinamiklerinin yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte şekillendiğine dikkat çekti. Türkiye’nin dünyada önemli bir yere sahip olduğunu belirten Nuh Albayrak, "Türkiye, bütün emperyalist güçlerin, siyonistlerin menfaatlerinin kesiştiği bir bölgede. Ortadoğu’ya hakimiyet için mutlaka yanında olunması gereken bir ülke. Dolayısıyla Türkiye önemli bir konumda. Bu durum aynı zamanda Türkiye’de yaşayan bizlerin bu vatana sahip çıkmamızın da kolay olmadığı anlamı gözler önüne seriyor. Eğer siz tam bağımsızlık iddiasındaysanız, gerek ülkenizde yaşayan halkınızın güvenliğini sağlama konusunda, gerekse sınır güvenliğinizi, vatan bağımsızlığı güvenliğinizi koruma konusunda kendi kendinize ne kadar yetebildiğiniz ile alakalı bir şey bu güvenliği sağlamak. Çünkü savunma meselesi dediğimiz veya toplum güvenliği dediğimiz mesele diğer hizmetler gibi parasını verir alırız gibi bir hizmet olmadığını geçmişte gördük, görmeye de devam ediyoruz. Amerika, Almanya gibi devletler silah üretiyor. Peki bu silahları kim verirse ona veriyorlar mı? parasıyla değil mi sonuçta ama vermiyorlar. ’Kongreden karar çıkmadı, kongre izin vermedi’ diyorlar. Bu silahları da aynı zamanda kendi ulusal çıkarları için bir silah olarak kullanıyorlar. Savunma sanayiniz dışa bağımlı ise sizin kendi ülkenizi tam anlamıyla savunmanız mümkün değil. Mutlaka birilerinin vesayeti altında olmuş oluyorsunuz" dedi. Türkiye’nin savunma sanayisindeki artan güçlülük oranının diplomasideki gücünü de arttırdığını vurgulayan Albayrak, "Türkiye’de ASELSAN ve TUSAŞ ile başlayan, sonra özel sektörün devreye girdiği bir süreçte savunma sanayisi konularında yoğun bir faaliyet görüyoruz. ASELSAN cinayetleri bir ara çok yoğundu. Gazeteci olarak bu konu çok dikkatimizi çekmişti. ASELSAN’da çok kritik görevler yapan mühendisler peş peşe ölmüştü. İntihar ettikleri söylendi ama sonrasında öldürüldükleri ortaya çıktı. Mesela halen daha aydınlanmayan Isparta’da bir uçak kazası var. Sizin gerçekten kendi savunma ihtiyacınızı karşılar noktaya gelmenizi o güçler bunu ciddi anlamda engellemeye çalışıyor. Neden? Çünkü kendilerine mahkum olmanızı istiyorlar. Bunu anlamak çok zor değil. Ben Selçuk Bayraktar’ın öncülüğünde BAYKAR Tesisleri’ni ziyaret ettiğim sırada kendisinden dinlediğim bir konu çok dikkatimi çekmişti. İlk yerli İHA üretim sürecinde tüm zorlu testler tamamlandıktan sonra TSK envanterine geçirilmesi konusunda prosedürlerin tamamlanıp ilk başlangıcın yapılması konusunda bir talep oluyor ancak bu gerçekleşmiyor. O sürecin ardından bugünkü noktaya geliniyor. Bugün Türkiye savunma savunma sanayinde yerlilik oranını hem kamu hem de özel yatırımlar sayesinde yüzde 80 civarına çıkarttı. Türkiye’nin savunma sanayindeki güçlülük ortanı aynı zamanda Türkiye’nin diplomasideki gücünü de arttırdı" diye konuştu. Konferans, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Kent’in, katkılarından dolayı Nuh Albayrak’a plaket ve hediye takdim etmesiyle sona erdi. ADÜ Atatürk Kongre Merkezi Aydın Bey Salonu’nda düzenlenen konferansa; ADÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Kent, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erkan Salan, Genel Sekreter V. Prof. Dr. Bertan Akyol, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Kemal Ramazan Haykıran, AK Parti Aydın Gençlik Kolları İl Başkanı Ömür Özipek, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.