28 Şubat sürecinin üzerinden geçen 25 yılın ardından 14 emekli askere kesilen müebbet hapis cezalarının onanması, mağdurları umutlandırdı. Antalya’da yaşayan ve 1998 yılında 28 Şubat sürecinde Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yaparken irtica ile mücadele adı altında ordudan ihraç edilmiş ve 2011 yılında çıkan 6191 sayılı kanun ile araştırmacı olarak memuriyete geri dönmüş 28 Şubat mağduru eski astsubay Hakan Şimşek ise bu mağdurlardan sadece biri. Karar ile birlikte mağduriyetlerinin giderilmesi adına umutlandıklarını belirlen Şimşek, 28 Şubat’ı sadece 14 askerin yönetmediğini bu konu ile ilgili yargılanması gereken birçok kişinin olduğunu söyledi. Şimşek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu mağdurlardan biri olduğunu ve bu noktada kendilerini en iyi Erdoğan’ın anlayacağının altını çizdi.
“Onların da yargılanıp hesap vermesini istiyoruz”
28 Şubat mağduru Hakan Şimşek, “28 Şubat’ta çok sevdiğim askerlik görevinden, disiplinsizlik gerekçesi ile ordudan ihraç edildim. Bu disiplinsizliğin altında da eşimin başörtülü olması, benim İslami yaşam tarzı ile yaşıyor olmam vardı. Hukuksuz bir şekilde Silahlı Kuvvetlerden o dönemde ihraç edilerek sine-i millete döndük. Bugün geldiğimiz noktada 28 Şubat BÇG davasının asker hükümlülerinin ceza almış ve tutuklanmış olmaları biz mağdurlar açısından umut verici bir gelişme oldu. Biz, 28 Şubat sürecinin faili olarak 14 asker ya da askerleri görmüyoruz. Bunun diğer aktörlerinin de hesap vermesi gerektiğini düşünüyoruz. İrtica ile mücadele adı altında inançlarından dolayı birçok kesimi mağdur ettiklerine hep birlikte şahit olduk. İnşallah bunlar için de adaletin tecelli etmesini, onların da yargılanıp hesap vermesini istiyoruz” dedi.
“Bizi bu noktada en iyi anlayacak Erdoğan’dır”
Mağdurları anlayacak en iyi kişinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Şimşek, "Bu dava süreci ve bu karar, bir darbeyi kesinlikle tescil etmiştir. Böyle bir darbenin gerçek olduğu artık tartışmasızdır. Bunu da en iyi bilen kendisi de bir 28 Şubat mağduru olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. O dönemde kendi çocukları, kendi ülkesinde eğitim hakkından mahrum olmuştur. Kendi siyasi hayatı da kesintiye uğramıştır. Bizi bu noktada en iyi anlayacak odur. 25 yıldır, 28 Şubat sürecinden dolayı hala enkazın altında kalmış, ezilmiş, yaraları sarılmamış çok büyük bir kesim vardır. Bu gelişen yargı kararlarıyla bize yeni bir umut ışığı doğdu. Cumhurbaşkanımızdan bu mağduriyeti en iyi bilen bir irade olarak, mağduriyetlerin giderilmesi için bir irade ortaya konmasını bekliyoruz. Umutlarımız bu yönde. 25 yıldır hep sabrettik. Birçok asker hala çözüm bekliyor” diye konuştu.
“25 yıldır umudumu hiç yitirmedim”
Umudunu yitirmediğini söyleyen Şimşek, “28 Şubat sürecinde atılanlar, şunu unutmamalı. Türkiye’deki vesayet sisteminin ortadan kalkmasında sivil direnişin mayası olmuş ve bu uğurda mücadele vermiş kimselerdir. Aynı şekilde bu mağdur kesim, 15 Temmuz darbe girişiminde de yine direnişin omurgasını teşkil etmişlerdir. Her zaman için darbenin ve vesayetin karşısında olmuşlardır. 25 yıllık bu bekleyiş, bu umut ışığı, söndürülmemeli. İlişiğimin kesildiği, kimliğimi ve silahımı personel şubeye teslim edip kapıdan çıkarken içimden gelen bir içgüdü ile geri dönüp ilişiğimi kesen binbaşıya, 'komutanım bir gün ben döneceğim ama beni atanlar burada olmayacaklar, ben haksız yere sevdiğim mesleğimden, görevimden uzaklaşıyorum ama bir gün mutlaka hak tecelli edecek' demiştim. 25 yıldır bu umudumu hiç yitirmedim” şeklinde konuştu.
"Hamdolsun 2011 yılında kısmen haklarımızın geri verilmesi ve araştırmacı olarak memuriyete dönmememize izin verilmesi bu umudun birinci aşamasıydı" diyen Şimşek, "Şimdi bu haberi görünce, bizi atanların hapse girdiğini görünce, rütbelerinin ellerinden alındığını tıpkı bizden aldıkları gibi rütbelerinin alındığını görünce, benim o aradan geçmiş 13 yıllık kaybımın ki daha çok süre kaybeden niceleri var. Birçok trajedi yaşandı. Bunlar tek tek gözümde canlandı, umut ışığı doğdu. İnanın her gün mağdurların rüyalarında müjdeci bir kişiyi görür gibi Cumhurbaşkanımızı gördüklerini ve müjde verdiklerini anlatıyorlar. Mağduriyetlerimizin giderilmesi rüyalarımızı süslüyor. Artık bu rüyaların gerçek olmasını istiyoruz. Tutuklamalar yeterli değil. Bu olayların sivil toplum, medya, siyasi gibi birçok ayağı var. Türkiye’de darbecilerin yeniden darbeye cesaret bulmaması için bunların hesabının sorulması gerekiyor. Biz darbenin her zaman karşısındayız. O yüzden devletimizden adil, kapsayıcı ve tamamen sorunları giderici bir çözüm bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Elifnaz Altürk - Akif Yılmaz