EĞİTİM - 19 Ekim 2024 Cumartesi 11:44

GAÜN’de ’Siyonizm Düzeninin Teolojik Sosyolojik Kökenleri ve Yahudi Barbarlığı’ konferansı

A
A
A
GAÜN’de ’Siyonizm Düzeninin Teolojik Sosyolojik Kökenleri ve Yahudi Barbarlığı’ konferansı

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) İlahiyat Fakültesi öğrencileri tarafından “Siyonizm Düzeninin Teolojik Sosyolojik Kökenleri ve Yahudi Barbarlığı” konferansı düzenledi.


GAÜN İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta konuşmacı olarak Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergün Yıldırım yer aldı.


Siyonizmin siyasi, teolojik ve sosyolojik boyutlarının ele alındığı konferansta konuşan Prof. Dr. Ergün Yıldırım, “Siyonizmi derinlemesine anlamamız gereken bir olgu olarak ele almak önemli. Bu yalnızca tarihini incelemekle kalmayıp aynı zamanda sahip olduğu teolojik ve sosyolojik yönleri de anlamayı gerektirir. Ayrıca Yahudi toplumu içinde nasıl bir barbarlık anlayışının ortaya çıktığını sorgulamak da kritik öneme sahip. Bu ideoloji, Gazze, Filistin ve Batı Şeria’da yaşayan insanlara büyük acılar yaşatmakta, Orta Doğu’yu sürekli iç çatışmalar ve gerginlikler içinde tutmakta, tüm dünyayı kendine bağımlı kılmaya yönelik bir yapı geliştirmektedir. Dolayısıyla bu mesele yalnızca Filistin, Gazze veya Araplarla sınırlı değil, tüm Orta Doğu’yu etkileyen bir durum. Siyonizm’i bilmek, tanımak ve bunlarla yüzleşmek zorundayız” dedi.


Prof. Dr. Yıldırım, Siyonizme karşı bir arada durmanın önemine dikkat çekerek, kendi içimizde bölünmememiz gerektiğini, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimizde daha güçlü bir ses çıkarabileceğimizi vurguladı. Konuşmasının devamında Yıldırım, "Her Müslüman toplumun sınırlarında birbiriyle kavga edecek bir mesele, iç çatışma var. Bu iç kavgalar bizi birbirimizle uğraştırmak için çıkarılıyor. Herkes İslamcı, solcu, ülkücü olmak zorunda değil. Ortak vatanımız, milletimiz ve dilimiz var. Bu unsurlar bizim ortak anlam dünyamız. Bu ortaklıkları yok edersek ne İslamcısı ne solcusu ne de ülkücüsü kalır" diye konuştu.



GAÜN’de ’Siyonizm Düzeninin Teolojik Sosyolojik Kökenleri ve Yahudi Barbarlığı’ konferansı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Alaşehir’in içme suyu altyapısına 200 milyon TL’lik yatırım MASKİ Genel Müdürlüğü, 200 milyon TL yatırımla Alaşehir ilçe merkezinde yaşanan su kesintilerine son vermek için 17 kilometre çelik içme suyu isale hattında çalışmalara başladı. Dev yatırım ile hem su kesintileri son bulacak hem de eski asbestli borular tarihe karışacak. Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü, altyapı seferberliği kapsamında 17 ilçedeki yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. 200 milyon TL yatırımla Alaşehir ilçe merkezinde su kesintilerine son verecek altyapı yatırımına başlandı. Yatırım ve İnşaat Dairesi Başkanlığı bünyesinde yürütülen proje kapsamında eski asbestli isale hattı 17 kilometrelik çelik hat ile yenilenecek. Proje kapsamında, 7 bin 500 tonluk içme suyu deposu da inşa edilecek. Ayrıca, hat SCADA sistemine bağlanarak, uzaktan da takip edilebilecek. “Bu işi hızlandıran Ferdi Başkanımı bir kere daha yürekten tebrik ediyorum” Alaşehirli vatandaşlardan Yıldırım Esentürk, “Yıllardır Alaşehir’de yaşıyorum. Alaşehir’in temel sorunu su sorunudur. Biz yıllardır asbestli borulardan su içiyoruz. Ferdi Başkanın bu çalışmaları hızlandırdığını da biliyorum. Hattın döşenmeye başlandığını biliyorum. Ferdi Başkan başta olmak üzere emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Bu işi hızlandıran Ferdi Başkanımı bir kere daha yürekten tebrik ediyorum. Altyapı yatırımları belediyeleri her zaman için sıkıntıya sokar. Birçok belediye buna bulaşmak istemez. Ama Ferdi Başkanın bunu hızlandırması, bizim için, Alaşehir için, Alaşehirliler için büyük bir kazanımdır.” derken, Mustafa Duymaz ise, “Sık sık sular kesiliyordu. Bu konulardan çok rahatsızdık. İnşallah artık halkımız su sıkıntısı çekmeyecek. Eski borular sağlıklı değildi. Çelik boru hattında suları daha sağlıklı, daha temiz bir şekilde kullanacağız. Alaşehir halkına hayırlısı olsun diyorum.” dedi. “Vatandaşlarımız, halkımız için çok önemli bir şey” Sürekli su kesintisinin yaşandığını dile getiren Sadık Gürcan isimli vatandaş, “Sularımız zamanlı, zamansız kesiliyordu. Bu da bizi sıkıntılara sokuyordu. Sadece biz değil, bütün vatandaşlarımız bunu çekiyordu. Bu işin olması bizi çok sevindirdi. Vatandaşlarımız, halkımız için çok önemli bir şey.” şeklinde konuşurken, Mustafa Çetil de şunları söyledi: “Alaşehir çok su sıkıntısı çekti. 3 gün geldi, 2 gün gelmedi. Yollarda bir sürü patlaklar oldu. Hiç kimse ilgilenmedi. Ama şimdi yeni bir proje varmış, duyduk. Ferdi Bey’i tebrik ediyorum. Allah ona uzun uzun ömür versin. Büyük dua alacak. Yeni getireceği suyu Alaşehir’e kazandırmakla çok büyük dua alacak.” “Bu hatlar, asbest hatlar olduğu için artık ekonomik ömrünü tamamladı” Yapılan çalışma hakkında bilgi veren MASKİ İnşaat Mühendisi Hakan Yaşar, “Avşar’da bulunan mevcut sondajlarımız vardı. Asbest borularla Alaşehir ilçe merkezine iletiliyordu. Bu hatlar, asbest hatlar olduğu için artık ekonomik ömrünü tamamladı. Yenilenme gereği duyuldu. Genel Müdürlüğümüz de bu işi ihale ederek, 17 kilometre 450’lik çelik içme suyu isale hattı ve 7 bin 500 tonluk içme suyu deposu imalatımıza başladık. Alaşehir’deki su kesintilerinin önüne geçmek için bu proje önemli bir projeydi. Hayata geçirebildiğimiz için mutluyuz.” şeklinde konuştu.
Erzurum Dünya prematüre gününe özel program düzenlendi Her yıl dünya genelinde prematüre doğumlara dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanan 17 Kasım Dünya Prematüre Günü kapsamında, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi tarafından anlamlı bir program düzenlendi. Etkinlik, prematüre bebeklerin hayata tutunma süreçlerine ve ailelerin bu zorlu yolculukta karşılaştıkları deneyimlere vurgu yaptı. Prematüre doğumun önemi ve güncel yaklaşımlar paylaşıldı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Şerafettin Tekgündüz ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kara’nın katılımıyla gerçekleşen programda, prematüre doğumların tıbbi ve sosyal boyutları ele alındı. Etkinlik boyunca, bu hassas süreçte hem ailelerin hem de sağlık profesyonellerinin üstlendiği kritik roller detaylı bir şekilde değerlendirildi. Prof. Dr. Tekgündüz, prematüre bebeklerin özel bakıma ihtiyaç duyduklarını ve bu konuda farkındalığın artırılmasının hayati önem taşıdığını ifade etti. Doç. Dr. Kara ise prematüre doğum oranlarının dünya genelindeki artışına dikkat çekerek bu konuda toplumda bilinç oluşturulmasının gerekliliğini vurguladı. Taburcu edilen bebekler ve aileleri programın neşe kaynağı oldu Etkinlikte; Yenidoğan Kliniğinden taburcu edilen bebekler ve aileleri de yer aldı. Bebeklerin sağlıkla büyüdüklerini görmek, etkinliğe katılan sağlık çalışanları için moral kaynağı oldu. Ailelerin yaşadığı zorlu süreçleri paylaşması ve bebeklerin sağlıklı gelişim hikayeleri, programa anlamlı bir derinlik kattı. Program sonunda, katılımcılara çeşitli ikramlar sunulurken, geleneksel pasta kesimi gerçekleştirildi. Etkinlik, prematüre doğumlara ilişkin farkındalığın artırılmasına yönelik önemli bir adım olarak katılımcılar tarafından büyük takdir topladı.
Denizli Osmanlı motifleri ve Türk İslam sanatının ihtişamı görücüye çıktı Denizli’de akademisyenler tarafından hazırlanan ‘Osmanlı Motifleri ile Türk İslam Sanatının Zarif Dokusu’ temalı sergi büyük beğeni topladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “Dijital Dönüşüm ve Ekonomi Politikaları Işığında Gelecek Perspektifi” başlıklı ilk dersi anlattığı törenin ardından Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Tekstil Moda Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şöhret Aktepe Dal tarafından hazırlanan ve 30 parçadan oluşan ‘Osmanlı Motifleri ile Türk İslam Sanatının Zarif Dokusu’ temalı sergi ziyarete açıldı. İhtişamın izlerine ter verilen sergi, ziyaretçilerin büyük beğenisini topladı. Sergi ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Şöhret Aktepe Dal, “Osmanlı ve Türk İslam sanatı, Osmanlı motifleri çok önemlidir. Çok köklü bir geçmişe sahiptir. Bu sanatı modernize ederek günümüze ve yeni nesillere ulaştırmak çok önemlidir. Böyle çalışmaları başka arkadaşlardan da görmek isteriz. Türk sanatımız çok çok önemlidir. Klasik Osmanlı saray kumaşları Osmanlı motifleri her birisi alfabenin bir kelimesi gibidir. Her biri bir harf gibidir. Bunlar değiştirilemez. Ama bunlar yan yana getirilerek tıpkı alfabeden harfleri yan yana getirerek sayısız kelime ve cümle ürettiğimiz gibi, sayısız desen kompozisyonları üretilir. Buda klasik Osmanlı motiflerinden oluşan, modernize edilmiş desen olarak sergide buluştu. Sergi 30 parçadan oluşuyor. Klasik Osmanlı renkleri ve Osmanlı motiflerinden desen kompozisyonlarıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Vali Ömer Faruk Coşkun da sergiyi gezerek, sergilenen renkler, desenler ve motiflerle ilgili bilgiler aldı.