SAĞLIK - 16 Aralık 2024 Pazartesi 16:47

Doç. Dr. Sayiner, SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde

A
A
A
Doç. Dr. Sayiner, SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Zeynel Abidin Sayiner, SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde hasta kabulüne başladı.


Doç. Dr. Zeynel Abidin Sayiner, 1983 yılında Ankara’da doğdu. Liseyi Gaziantep Kolej Vakfı’nda bitirdi. 2009 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 2009-2014 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini, 2015-2018 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları yan dal uzmanlık eğitimini tamamladı.


Doç. Dr. Sayiner, eğitim süreci devam ederken kazandığı burs ile Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. ABD’nin Baltimore kentinde bulunan Johns Hopkins Üniversitesi’nde araştırmacı olarak bulundu. 2018-2020 yılları arasında Niğde Ömer Halisdemir Eğitim Araştırma Hastanesi’nde Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları yan dal mecburi hizmetini tamamladı.


2020 yılında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ‘Doktor Öğretim Üyesi’ olarak görev yapmaya başladı. 2021 yılında ‘Doçent’ unvanı aldı. 2020-2024 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Ana Bilim Dalı’nda klinisyen olarak görev yaptı.


Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları ve Endocrine Society Dernekleri üyesidir. Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği’nin en iyi bilimsel araştırma alanında 2022 yılında birincilik, 2024 yıllında üçüncülük ödüllerini aldı. Tiroit nodülleri ve tiroit hastalıkları özel ilgi alanı olan Doç. Dr. Sayiner’in tedavi ettiği hastalık gruplarından bazıları şunlardır: Tiroit bezi büyümesi (Guatr), Tiroit nodülleri,Tiroit bezi çalışma bozuklukları (Hipertiroidi, Hipotiroidi),Hashimoto hastalığı, Diabetes Mellitus (Şeker hastalığı), Metabolik sendrom (İnsülin direnci), Gebelikte görülen endokrinolojik hastalıklar (Gebelik şekeri, gebelikte guatr),Paratiroit hastalıkları (Hiperparatiroidi, Hipoparatiroidi), Hipofiz bezi hastalıkları, Böbrek üstü bezi hastalıkları, Polikistik over sendromu, Hormonal infertilite (Hormona bağlı kısırlık), Kalıtımsal metabolik hastalıklar (Nadir görülen metabolik kalıtımsal hastalıklar), Osteoporoz (Kemik erimesi), Hipertansiyon, Hiperlipidemi (Kan yağlarında yükseklik).


Evli ve iki çocuk babası olan Doç. Dr. Sayiner, iyi derecede İngilizce bilmektedir.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Balıkesir’de bin 133 muhtarla güçlü koordinasyon Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, il genelindeki toplam bin 133 muhtarla birebir çalışarak mahallelerin sorunlarını çözüyor. Muhtarlık İşleri Daire Başkanlığı öncülüğünde tüm ilçelerde muhtarlar tek tek ziyaret ediliyor. Katılımcı yönetim anlayışıyla hareket eden Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, demokrasinin en temel unsurlarından olan muhtarlarla yakın diyaloğunu sürdürüyor. Balıkesir’in merkez mahallelerinin yanı sıra en ücra kırsal mahallelerine kadar ulaşan Büyükşehir Belediyesi, Muhtarlık İşleri Daire Başkanlığı öncülüğünde il genelindeki tüm muhtarlarla birebir çalışıyor. Altıeylül ve Karesi merkez ilçelerinin yanı sıra Balya, Havran ve Sındırgı’da mahalle muhtarlarıyla bir araya gelen Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Erkan Uzun, Balıkesir’in 20 ilçesinde de ziyaretlerin süreceğini dile getirdi. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın muhtarlara selamlarını ileten Uzun, mahallelerin talep ve sorunlarını da muhtarla istişare etti. “Muhtarlarımıza gidiyoruz” Her mahallenin sorununu ve isteğini yerinde tespit edebilmek adına ilçelerde muhtarlarla buluştuğunu söyleyen Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Erkan Uzun “İlçelerimizde mahalle muhtarlarımızla bir araya geldik. Onların istek ve taleplerini kendilerinden dinledik. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Akın’ın selamlarını ilettik. Başkanımızın da söylediği gibi muhtarlarımızın bizim yanımıza gelmesini beklemeden biz onların yanına gidiyoruz. Herhangi bir talepleri, sıkıntıları olup olmadığını soruyoruz. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak muhtarlarımızla güçlü bir koordinasyon ve daha yakın bir çalışma ortamına sahibiz” dedi.
Samsun Profesörden aşı açıklaması: "Sadece kızamık aşısı yapılarak yılda 14 bin çocuğun ölümü engelleniyor" Samsun’da düzenlenen "Sıfırdan 100’e Bağışıklama" panelinde konuşan Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, "Türkiye’de sadece kızamık aşısıyla yılda 14 bin çocuğun ölümü engelleniyor" dedi. Sağlık Bakanlığına bağlı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından düzenlenen, Samsun İl Sağlık Müdürlüğü tarafından organize edilen "Sıfırdan 100’e Bağışıklama" paneli Samsun Büyükşehir Belediye Çok Amaçlı Salon’da gerçekleşti. Panelde aşılarla ilgi bilgi veren Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, "20 tane çocuk kızamık olduğunda birisi mutlaka zatürre olur. Bu zatürre çok dirençlidir. Artık gerçekten yoğun bakım ihtiyacı duyarsınız. Bin çocuktan birini kaybederiz. Biz bugün aşı yapmayalım desek ülkemizde her yıl doğan 1 milyon çocuk var. 1 milyon çocukta yılda 14 bin çocuğun ölümü engelleniyor. Sadece kızamık aşısı yapılarak. Bu kadar hayat kurtaran bir müdahale varken ortada, çocuklarımızı artık kızamıktan koruma noktasına gelmiş, kızamık görmez hale gelmişken bir takım sorunlar çıkmaya başladı. İnsanlar aşıyı sorgulamaya başladılar. Aşı en önemli halk sağlığı uygulamasıdır. Hayat kurtarmak, hem yoğun bakım yatışlarını hem de sakatlıkları önlemek için en etkili yöntemdir. Aşı maalesef başarısının kurbanı olmuş durumdadır. Biz hastalıkları görmedikçe, aşının gerekliliği konusunda bir takım soru işaretleri oluşmaya başlıyor. Bazı insanları aşıyı reddetme eğiliminde oluyorlar. Halbuki bizim amacımız ve niyetimiz insanları aşı ile buluşturmaktır. O hastalıkların kendisini yaşamadan hastalıkların önlenmesini sağlamaktır. Bunun için çok ciddi bir ordu görev alıyor. Sağlık personelimiz aşıyı halkımızı ulaştırmak için çok uğraşıyorlar. Bir yandan kovid-19 virüsü geçirdik ve bununla ilgili pek çok soru gündeme geldi. Bir yandan dediğim gibi artık hastalıkları görmüyoruz. Bu hengame içerisinde çok fazla bilgi kirliliği oluşuyor. Bizler aşı hakkında daha fazla bilgi verebilir miyiz diye Samsun’dayız" şeklinde konuştu. "Aşı reddi konusunda artış var" Yıllara göre insanların aşıyı daha fazla reddettiğini ifade eden Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, "Günlük pratik uygulamalarda sağlık personelimizin fark ettiği ret konusunda bir artış söz konusudur. Tabii ki hala aşı çok güvenilir ve pek çok aile çocuklarını aşılatma yoluna gidiyorlar. Onlar sayesinde biz kızamık, kabakulak, boğmaca, tetanos gibi hastalıkları onlar sayesinde görmüyoruz. Kovid döneminde yaşanan bir takım akıl karışıkları nedeniyle maalesef artışta olduğunu biliyoruz. 2017 yılında 43 bin civarındaydı, şu anda sayını daha da arttığını tahmin ediyoruz. Kızamıkla birlikte özellikle Avrupa bölgesinde ülkemizde de son dönemde özellikle 2-3 yılda bir, daha da sayıları artacak şekilde maalesef kızamık vakaları görüyoruz. Aşılama hızınız yükseldiği zaman bu vakalarda da tabii ki azalma bekliyoruz. Şu an için kızamık daha düz seyirdedir. Son 2-3 yıldır biraz daha belli rakamlarda seyrediyor. Aşılanma hızı düştükçe, kişiler aşılarını daha az yaptırdıkça maalesef bizde daha fazla kızamık görmeye başlıyoruz. Sadece kızamık değil özellikle 2 aydan küçük bebeklerimizde boğmaca ölümlerini görebiliyoruz. Tetanos gebelerimizde çok önemsediğimiz bir aşıdır" diye konuştu. "Kovid aşıları sonrası kalp krizi vakalarında artış söz konusu değil" Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Kovid geçirenlerde kalp krizi, damar tıkanıklığı, beyni pıhtı atması gibi riskleri zaten gördük. Aşılar uygulanmaya başladıktan sonra ilk olarak sağlık personelinde yapıldı. Sağlık personelindeki ölümler ve hastaneye yatışlar ciddi şekilde azalmıştı. Sadece 25- 34 yaş grubu erkeklerde 1.1 kat risk artışı olduğuna dair bilgi yayılmıştı. Önemli dergilerde de yayınlandı. 11 milyon aşısız, 10 milyon aşılı insanın Avrupa’da karşılaştırıldığı çalışma sonuçlarına sahibiz. Bu çalışma hem bacakta hem diğer organlarda, tıkanmalar, kalp krizi gibi durumları araştıran bir araştırmadır. Bunun sonucunda da aşılı grupta aşısızlara göre çok daha az gördüğümüzü gördük. Bu süreçte eğer siz aşı olmadıysanız ve kovid geçirdiyseniz 1-2 ile 7-8 kat fazla kalp krizi ya da trombüs, diğer organ hasarı görebildiniz. Başlı başına kovid bir sorunken kovid geçirme aşılı insanlarda da söz konusuyken böyle bir çalışma daha da önem kazanıyor. Net bir şekilde söylüyoruz ki aşı ile böyle bir artış söz konusu değildir. Asıl aşı olunmadığında ve hastalık geçirildiğinde bu riskin çok faza olduğunu biliyoruz." Panelde ayrıca aşıların koruyucu özelliğini anlatmak amacıyla sağlık personellerine “Sıfırdan 100’e Bağışıklama” konusunda eğitim verildi. Panele Sağlık Bakanlığında görevli Dr. Osman Topaç, panelde konuşmacı olarak yer aldı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde görevli Prof. Dr. Ateş Kara da panele online olarak bağlandı. Panel katılanlara belge sunumu ile son buldu. (FAU-
Ankara TİKA’dan Pakistan’da afet eğitimi için destek Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Pakistan’ın Lahor şehrinde Alkhidmat Vakfı tarafından düzenlenen afet yönetimi eğitimine malzeme desteği sağladı. Pakistan’ın Lahor şehrinde afet ve acil durumlarda hazırlık ve müdahale yeteneklerini geliştirmeyi amaçlayan afet yönetimi eğitim programında kullanılan ekipman ve malzemeler TİKA tarafından temin edildi. Programa katılan 42 gönüllüye temel yaşam desteği, sel acil durum müdahalesi, iple kurtarma operasyonları ve ilkyardım gibi hayati öneme sahip konularda eğitim verildi. İki gün süren eğitimlerde artan sel ve deprem gibi doğal afetlere karşı teorik bilgi ve pratik uygulamalar üzerinde yoğunlaşıldı. Eğitim sonunda düzenlenen sertifika törenine Türkiye’nin Lahor Başkonsolosluk Vekili Ali Erbaş, TİKA İslamabad Koordinatörü Muhsin Balcı, Alkhidmat Vakfı yöneticileri, Türk kurumlarının temsilcileri, eğiticiler ve kursiyerler katıldı. Programda konuşan Lahor Başkonsolosluk Vekili Ali Erbaş, doğal afetlere hazırlıklı olmanın önemini vurgulayarak, yüksek riskli bir sismik bölgede yer alan ve sık sık yıkıcı sellere maruz kalan Pakistan’ın acil durumlarda harekete geçmeye hazır eğitimli profesyonellerden oluşan bir topluluğa ihtiyaç duyduğunu belirtti. TİKA İslamabad Koordinatörü Balcı da, Alkhimat Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının afetlerde etkili görev almasının önemine değinerek, afet yönetiminin sadece kamu kurumlarının değil, aynı zamanda vatandaşların da sorumluluğu olduğunu belirterek, Pakistan’ın doğal afetler karşısındaki kırılganlığının bu tarz afete hazırlık ve müdahale eğitimlerinin önemini vurguladı.