SAĞLIK - 19 Ekim 2024 Cumartesi 11:00

Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil: “Osteoporoz, kemik gücünün bozulması ve kırık riski artışına yol açar”

A
A
A
Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil: “Osteoporoz, kemik gücünün bozulması ve kırık riski artışına yol açar”

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emre Kurtgil, düşük kemik kütlesi ve kemik yapısının bozulmasıyla karakterize olan osteoporozun, kemik gücünün bozulmasına ve kırık riski artışına yol açtığını söyledi.


20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü nedeniyle bir açıklama yapan Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, osteoporoz ve osteoporozla ilişkili kırıkların yaşlı yetişkinlerde yaygın sakatlık ve yaşam kaybı nedenlerinden olduğunu belirtti.


Osteoporozun dünya genelinde yıllık 8,9 milyonun üzerinde kırığa neden olduğunu ve her 3 saniyede bir osteoporoza bağlı kırık meydana geldiğini hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, “Dünya genelinde 200 milyon kadını etkilediği öngörülen osteoporozdan 60 yaşındaki kadınların yaklaşık onda biri, 70 yaşındaki kadınların beşte biri, 80 yaşındaki kadınların beşte ikisi, 90 yaşındaki kadınların ise üçte ikisi etkilenmektedir” dedi.


Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, 50 yaş üzeri her 3 kadından biri, 50 yaşın üzerindeki her 5 erkekten birinin osteoporotik kırıklar yaşayacağına dikkat çekti. “Osteoporoz ya kemik yapımında azalma ya da kemik yıkımında artmaya bağlı veya her iki durum birlikte görüldüğünde ortaya çıkmaktadır” diyen Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, yaşlı hastalarda daha çok kemik yapımında azalmaya bağlı osteoporoz görülürken; menopoz sonrası kadınlarda kemik yıkımında artmaya bağlı osteoporoz görüldüğünü bildirdi.


Osteoporoz riskini artıran durumlar hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, şunları kaydetti: “Kadın cinsiyet, ileri yaş, menopoz, ailede osteoporoz varlığı, boya oranla kilonun çok düşük olması, düşük kalsiyum ve D vitamini içeren beslenme, başta kortizon olmak üzere bazı ilaçların uzun süreli kullanımı, hareketsiz bir yaşam tarzı veya uzun süreli yatak istirahati, alkol-sigara kullanımı, kronik hastalıklar, romatizmal hastalıklar ve kanser hastalığı osteoporoz riskini artıran durumlardır”.



Osteoporoz belirtileri


İlk kırık meydana gelene kadar genellikle hiçbir belirti vermediği için osteoporozun sessiz hastalık kabul edildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, şöyle devam etti: “Kırıklar kronik ağrıya, sakatlığa, depresyona, yaşam kalitesinin düşmesine ve yaşam kayıplarının görülme sıklığının artmasına neden olabilir. Sırt ve bel ağrısı, boyda kısalma, kemiklerin kolay kırılması, kamburluk başta olmak üzere omurganın şekil bozuklukları osteoporoz belirtileridir. Osteoporoza bağlı kırıklar en sık omurgada, ikinci sırada kalçada ve üçüncü sırada el bileğinde olmak üzere çeşitli bölgelerde görülmektedir. Omurga kırıkları gelecekteki kırık riskinin habercisidir. Kalça kırıkları ise genellikle düşme sonrasında meydana gelir. Sırt bölgesindeki omurga kırıkları, restriktif akciğer hastalığına ve önceden akciğer hastalığı olanlarda akciğer fonksiyonunun kötüleşmesine neden olabilir. Bel bölgesindeki omurga kırıkları erken doyma, iştah azalması, karın ağrısı, kabızlık ve şişkinlik gibi gastrointestinal semptomlara neden olabilir”.



Tanı-tarama


Dünya Sağlık Örgütü’nün osteoporozu, kemik mineral yoğunluğu ve T skorunu kullanarak tanımladığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, şöyle konuştu: “Kemik mineral yoğunluğu ölçümü kalça ve omurgada çift enerjili x-ışını absorpsiyometri (DXA) kullanılarak yapılmaktadır. Kemik mineral yoğunluğu ölçümü menopoza giren tüm kadınlara ve 65 yaş üzeri tüm kadınlara önerilmektedir. Osteoporoz açısından risk faktörü olan tüm gençlerde ve erkeklerde de kemik mineral yoğunluğu ölçümü tavsiye edilmektedir. Kemik mineral yoğunluğu ölçümü düşük çıkanlarda ve tedavi görenlerde yılda bir kez, risk faktörü yok ve kemik mineral yoğunluğu normal ise 2-3 yılda bir kez ölçüm yapılması önerilir”.



Tedavi


Osteoporozun tedavi edilebilir ve önlenmesi mümkün hastalık olduğunu anlatan Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, “Tedavide amacımız kemik kalitesini artırarak ve kemiği güçlendirerek kırık oluşumunu önlemektir. Osteoporozda beslenme, egzersiz, risklerin azaltılması ve ilaç tedavileri kullanılmaktadır” ifadelerini kullandı.



Önleme


Sağlıklı yetişkinlere osteoporozu önlemek için danışmanlık yapılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, önleme stratejilerinin ise beslenme, egzersiz ve yaşam tarzı faktörlerini içerdiğini ifade etti. Beslenmede yeteri kadar kalsiyum ve D vitamini alımının gerekli olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, “Süt ve süt ürünleri olan yoğurt ve peynir tüketimi gibi kalsiyum içeriği zengin beslenme önemlidir. Sardalya, somon balığı, mercimek, fasulye, badem, fındık, fıstık, yeşil yapraklı sebzeler, susam, kurutulmuş meyveler de yüksek kalsiyum içeren besinler arasındadır. Menopoz sonrası kadınlar ve 70 yaşın üzerindeki erkekler için önerilen kalsiyum alımı 1200 mg/gündür. D vitamini için en önemli kaynak güneştir. 11.00 -15.00 saatleri arasında 15 dakika güneşlenmek gereklidir. Fakat güneşten yeterince yararlanılamıyorsa D vitamini takviyesi almak gerekebilir. Önerilen D vitamini alımı günlük 600 ila 800 IU’dur. Pek çok yaşlı yetişkin, özellikle de diyetle alımı düşük olanlar veya D vitamini eksikliği riski taşıyanlar (Örneğin evden dışarı çıkmayan hastalar) takviyeden faydalanır” açıklamasında bulundu.



Egzersiz


Özellikle yer çekimine karşı yapılan ve yük bindiren egzersizler yapılması gerektiğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Kurtgil, “Haftada en az 3 gün 30 dakika düz zeminde yürüyüş osteoporoz açısından ideal egzersizlerden biridir. Ayrıca sırt ve bel için kas güçlendirici egzersizler, denge egzersizleri egzersiz programına eklenebilir” diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı 19 Ekim Muhtarlar Günü’nde muhtarlar ve aileleriyle bir araya geldi Esenyurt Belediyesi, 19 Ekim Muhtarlar Günü dolayısıyla muhtarlar ve ailelerine yönelik özel bir yemek programı düzenledi. Programda konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Belediye olarak mahallelerin sorunlarını çözmeye odaklanıyoruz çünkü her mahalle Esenyurt’un bir parçasıdır. Esenyurt’un sorunlarını çözmek, bütün şehri ileriye taşımak demektir” dedi. Esenyurt Belediyesi, 19 Ekim Muhtarlar Günü dolayısıyla muhtarlar ve ailelerine yönelik özel bir yemek programı düzenledi. Esenyurt Nikah Sarayı’nda gerçekleşen etkinliğe, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin, CHP Esenyurt Kadın Kolları Başkanı Semra Kahraman, CHP Esenyurt Gençlik Kolları Başkanı İsmail Araç, Esenyurt Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Kuzğun, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinden Prof. Dr. Şükrü Aslan, Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. Ruşen Keleş, Sarıyer Belediyesi CHP Meclis Üyesi Zana Gümüş ve 43 mahalle muhtarı ve aileleri katıldı. “Kadınların yönetimde aktif rol alması gurur kaynağı oldu” Etkinlikte konuşan Başkan Özer, muhtarların mahallelerdeki önemli rollerine dikkat çekerek, “Bir toplumun en küçük yapı birimi ailedir, aile bozulursa toplum bozulur. Aynı şekilde, demokrasinin en küçük yapı taşı muhtarlardır. Muhtarlık işlemezse, demokrasi de işlemez. Bu yüzden muhtarlarımızı çok önemsiyoruz. Esenyurt’taki 43 muhtardan yedisinin kadın. Kadın muhtarların hizmetlerine özel olarak teşekkür ediyoruz. Kadınlara muhtarlık seçme ve seçilme hakkının 1933’te verildi. Kadınların yönetimde aktif rol alması gurur kaynağı oldu” şeklinde konuştu. “Mahallelerin sorunlarını birlikte değerlendiriyoruz” Konuşmasında, muhtarların mahallelerin sorunlarını çözmek için büyük bir özveriyle çalıştıklarına değinen Özer, “Biz de yerel yönetim olarak onlara gereken desteği veriyoruz. Görevde olduğumuz altı aylık dönemde, muhtarlarımızın elektrik, su, doğal gaz, internet ve telefon gibi giderlerini belediye meclisimizde aldığımız kararla biz karşılıyoruz. Ayrıca, muhtarlarımızla düzenli toplantılar yaparak mahallelerin sorunlarını birlikte değerlendiriyoruz” dedi. “Her mahalle, Esenyurt’un ayrılmaz bir parçası” Belediye olarak mahallelerin sorunlarını çözmeye odaklandıklarını belirten Özer, başlatılan Mahalle Buluşmaları projesinin önemine değinerek, “Bu buluşmalar sayesinde muhtarların mahallelerindeki sorunları doğrudan belediyeye iletebildiklerini ve halkla birlikte çözüm yolları üretiyoruz. Her mahalle, Esenyurt’un ayrılmaz bir parçası. Esenyurt’un sorunlarını çözmek, bütün şehri ileriye taşımak demektir. Muhtarlar Günü vesilesiyle kadın muhtarlar başta olmak üzere tüm muhtarları tebrik ederim” şeklinde konuştu. Destek teşekkürü Esenyurt Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Kuzğun da tüm muhtarlar adına Başkan Özer’e teşekkür ederek belediyenin verdiği desteğin önemini vurguladı. Programda, Esenyurt Belediyesi tarafından muhtarlara ve ailelerine hazırlanan hediyeler de takdim edildi.
Manisa Demirci Yiğitler’de 30 yıllık su sorunu çözüldü MASKİ Genel Müdürlüğü, Demirci ilçesine bağlı kırsal yerleşim yerlerinden Yiğitler Mahallesi’nde 2 bin 600 metre içme suyu terfi hattı döşedi. 30 yıldır tankerle su verilen mahalle yapılan çalışma ile yeterli suya kavuştu. Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü, yıllardır su sıkıntısı çeken mahalleleri suya kavuşturuyor. Bu kapsamda, İçme Suyu Dairesi Başkanlığı bünyesinde Demirci’nin Yiğitler Mahallesi’nde de önemli bir çalışmaya imza atıldı. Mahallede yıllardır devam eden su sorunu döşenen 2 bin 600 metrelik içme suyu terfi hattı ile giderildi. Mahalle Muhtarı Hayrettin Karakaya ve mahalle sakinleri yapılan çalışma için Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e teşekkür etti. Mahalle Muhtarı Hayrettin Karakaya, yapılan çalışmadan dolayı çok memnun olduklarını ifade ederek, “Anlatamayacağım birçok duyguyu aynı anda yaşıyorum. Çünkü, yıllardır çok susuzluk çektik. Onun için bu su bizim için çok önemliydi. 2 bin 600 metrelik sondaj hattında bir ilerleme sağlayamamıştık. Geçtiğimiz ay, değerli Başkanım, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanım Ferdi Zeyrek, ilçemizi ziyaret etti. Bu ziyarette, kendilerine bu durumu arz ettim. Köyümün nasıl bir su sıkıntısı çektiğini, çok ihtiyacımız olduğunu ilettim. Sağ olsunlar, ekipler 15 gün içerisinde müdahale ettiler” dedi. Mahallede ikamet eden Dilek Korukmaz, “Çok büyük sıkıntılar yaşıyorduk. Hayvancılık yapıyoruz. Harmandan geliyoruz. Evde su yok. Duş almaya su yok. Eşim nerede su varsa alıp, geliyordu. İhtiyacımızı böyle gideriyorduk. Başkanımız da bizi yarı yolda bırakmadı. Allah razı olsun. Yıllardır bizde kanayan bir yara bu” dedi. Bir diğer vatandaş Nuray Karakaya ise “Çeşmelerimizden su akmıyordu. Susuz kalıyorduk. Başkanımız sayesinde inşallah suya kavuşacağız. Onun için çok mutluyuz. Allah razı olsun. Bir Kurban Bayramı’nda hiç suyumuz yoktu. Biz, Demirci’ye duş almaya gittik. Elimizi yıkayacak suyumuz bile yoktu. O kadar çok sıkıntılar çektik ki. Güzel günler bizi bekliyor artık. Bizi suya kavuşturdu. Allah bir değil bin kere razı olsun başkanımızdan” diye konuştu.