GÜNDEM - 19 Ekim 2024 Cumartesi 13:08

Demirci Yiğitler’de 30 yıllık su sorunu çözüldü

A
A
A
Demirci Yiğitler’de 30 yıllık su sorunu çözüldü

MASKİ Genel Müdürlüğü, Demirci ilçesine bağlı kırsal yerleşim yerlerinden Yiğitler Mahallesi’nde 2 bin 600 metre içme suyu terfi hattı döşedi. 30 yıldır tankerle su verilen mahalle yapılan çalışma ile yeterli suya kavuştu.


Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü, yıllardır su sıkıntısı çeken mahalleleri suya kavuşturuyor. Bu kapsamda, İçme Suyu Dairesi Başkanlığı bünyesinde Demirci’nin Yiğitler Mahallesi’nde de önemli bir çalışmaya imza atıldı. Mahallede yıllardır devam eden su sorunu döşenen 2 bin 600 metrelik içme suyu terfi hattı ile giderildi. Mahalle Muhtarı Hayrettin Karakaya ve mahalle sakinleri yapılan çalışma için Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e teşekkür etti. Mahalle Muhtarı Hayrettin Karakaya, yapılan çalışmadan dolayı çok memnun olduklarını ifade ederek, “Anlatamayacağım birçok duyguyu aynı anda yaşıyorum. Çünkü, yıllardır çok susuzluk çektik. Onun için bu su bizim için çok önemliydi. 2 bin 600 metrelik sondaj hattında bir ilerleme sağlayamamıştık. Geçtiğimiz ay, değerli Başkanım, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanım Ferdi Zeyrek, ilçemizi ziyaret etti. Bu ziyarette, kendilerine bu durumu arz ettim. Köyümün nasıl bir su sıkıntısı çektiğini, çok ihtiyacımız olduğunu ilettim. Sağ olsunlar, ekipler 15 gün içerisinde müdahale ettiler” dedi.


Mahallede ikamet eden Dilek Korukmaz, “Çok büyük sıkıntılar yaşıyorduk. Hayvancılık yapıyoruz. Harmandan geliyoruz. Evde su yok. Duş almaya su yok. Eşim nerede su varsa alıp, geliyordu. İhtiyacımızı böyle gideriyorduk. Başkanımız da bizi yarı yolda bırakmadı. Allah razı olsun. Yıllardır bizde kanayan bir yara bu” dedi.


Bir diğer vatandaş Nuray Karakaya ise “Çeşmelerimizden su akmıyordu. Susuz kalıyorduk. Başkanımız sayesinde inşallah suya kavuşacağız. Onun için çok mutluyuz. Allah razı olsun. Bir Kurban Bayramı’nda hiç suyumuz yoktu. Biz, Demirci’ye duş almaya gittik. Elimizi yıkayacak suyumuz bile yoktu. O kadar çok sıkıntılar çektik ki. Güzel günler bizi bekliyor artık. Bizi suya kavuşturdu. Allah bir değil bin kere razı olsun başkanımızdan” diye konuştu.



Demirci Yiğitler’de 30 yıllık su sorunu çözüldü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Sakarya’da ona ‘elmas’ deniliyor: Coğrafi işaretli kabağın tarladan sofraya yolculuğu başladı Türkiye’de kabak denilince ilk akla gelen Sakarya’nın coğrafi işaret tescilli beyaz kestane kabağının hasadı başladı. Lezzetiyle yiyenleri büyüleyen ve sofraları süslemek üzere römorklara yüklenen kabaklar, satış noktalarında yerini almaya başladı. Kabak denilince ilk akla gelen ve ‘kabak tatlısı’nın da coğrafi işaret tescili bulunan Sakarya’da beyaz kestane kabağının tarladan, sofraya yolculuğu başladı. Ekimi Mart-Nisan aylarında özenle seçilmiş çekirdeklerden yapılan beyaz kestane kabakları yaklaşık 7 aylık sürecin ardından toplanmaya başlanıyor. Binbir zahmetle yetiştirilen kabaklar römorklara yüklenerek önce depolara, daha sonrasında da satış yerlerine ulaşıyor. Usta ellerden geçtikten sonra tatlısıyla damakları şenlendiren; çorba, lokum, marmelat ve reçel çeşitleri ile de sofraları süsleyen kabaklar, yurt dışına da ihraç ediliyor. Tarlada 6 ila 8 lira arasında değişen fiyatlar marketlerde ise 15-20 lira arasında satışa sunuluyor. “Sakarya’nın coğrafi işaretli kabağının lezzeti toprağından geliyor” Kabak ekimi ve hasadından bahseden çiftçi İslam Aksoy, “Kabak, Mart ayının 15’inden Nisan ayının 20’ine kadar ekilir. Toplama zamanı da Eylül ayının 20’sinde başlayıp Ekim ayının sonlarına kadar devam eder. Şu anda da hasadımız sürüyor. Sakarya’nın coğrafi işaretli kabağının lezzeti toprağından geliyor. İlk önce tarlalarımızı hazırlıyoruz, ekeceğimiz yere hayvan gübresini koyarız ve ondan sonra toprak altı gübresi ekilir. Ardından kabak çıkıp 3-4 yaprak olduktan sonra ilk çapası yapılır. Devamında da üst gübresi atılır ve boğazlama yapılır. Tarladaki fiyatlar 6 ila 8 lira arasında değişiyor. Marketlerde ise 15-20 lira arasında satılıyor. Bu sene kabağın tarlalara ekilme oranı daha fazla. Hava şartları ve kuraklık sebebi ile kabağın olmadığı yerler var. Geçen seneye göre rekolte daha yüksek. Vatandaşın sofrasına daha bol kabak gelebilir bu sene” dedi. “Tarladan sofraya serüveni başladı” Kabak ihracatından söz eden Aksoy, “Ülkenin birçok bölgesine kabağımızı gönderiyoruz. İstanbul, Ankara, Antalya ve Afyon gibi illerimiz başta olmak üzere yurt dışına da gönderiyoruz hasadına başladığımız kabaklarımızı. Sakarya kabağımız özellikle tatlı olarak kullanılıyor. Çorba ve farklı ürünlerde de kullanılıyor kabağımız. Bu sene kabak daha fazla olduğu için vatandaşlar daha rahat alıp tüketecek. Tabii vatandaşın daha fazla kabak tüketmesi bizim de satışlarımızı etkiler ve seneye tarlalara ekeceğimiz kabak sayısını artırır. İyi bir kabak; parlaklığı ve sap kısmının kalınlığı gibi yerlerden belli olabilir. Yani görüntüsünden kabağın güzelliğini anlayabiliriz. Hasadı devam eden kabağımızın, tarladan sofraya serüveni başladı” diye konuştu. “Kabak tatlımıza biz elmas diyoruz” Lezzeti damaklarda kalan kabak tatlısının sofraları süslediğini aktaran restoran işletmecisi Musa Kocaoğlu, “Kabağın hasadı başladı. Tarlada toplanan kabak tatlılarımız sofraları süslüyor. Sakarya’da yetişen kestane kabaklarımızı en güzel haliyle hazırlayarak elmas haline getiriyoruz. Kabak tatlımıza biz elmas diyoruz, Sakarya’mızın coğrafi işaretli lezzetini elmas haline getirerek kıymetli misafirlerimizin masalarını süslüyor ve damaklarını şenlendiriyoruz. Sakarya harici birçok şehirden bu lezzeti tatmak için gelen misafirlerimiz oluyor. Bunun yanı sıra yurt dışından sadece bu kabak tatlısını yemek için gelen misafirlerimiz bile oluyor. Bu eşsiz lezzeti tadan bir daha dükkanımıza geliyor” şeklinde konuştu.
Adana Ömer Çelik’ten ‘Yenidoğan çetesi’ açıklaması AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye’nin günlerdir konuştuğu yenidoğan bebek çetesiyle ilgili, “Her ne olursa olsun cinayet şebekesi sağda, solda tehditler savurmaya da devam ediyor. Bunların hiçbirine biz taviz verecek kadro değiliz. Bu çetenin hak ettiği cezayı alabilmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi. Çelik, partisinin Sarıçam 6. Olağan Kongresi’ne katıldı. “Kongre sürecinin tarihi bir ana denk gelmesi son derece önemli” Burada konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, kongrelerin öneminden bahsederek, “Kongreler bizim için demokrasi bayramlarımızın en güzel adresleri ve duraklarıdır. Bu kongreleri yaparken ilk yola çıktığımız arkadaşların aramızda olması bizlerin ne büyük kadrolara sahip olduğunu gösteriyor. Kongre sürecinin tarihi bir ana denk gelmesi son derece önemli. Dünyanın içerisinden geçtiği tabloya baktığımızda bu yolu birlikte yürümemizin ne kadar Türkiye için kıymetli olduğu son derece önemli” ifadelerini kullandı. “Netanyahu hükumetinin bir katil sürüsüdür” Türkiye’nin etrafında birçok istikrarsızlığın olduğuna vurgu yapan Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’in soykırımlarına karşı en net duruşu sergileyen tek lider olduğunu belirterek şunları söyledi: “Türkiye haritasını önümüze aldığımızda yukarımızda Rusya-Ukrayna savaşı. Aşağıya baktığımızda maalesef İsrail’in gerçekleştirdiği bir soykırım ve cinayet silsilesi devam ediyor. Doğumuzda İran-İsrail arasında her an bir çatışma riski bulunuyor ve batımızda Balkanlar’daki istikrarsızlığı takip etmeye devam ediyoruz. Tam bunun ortasında Akdeniz’de neredeyse balıkçı kayığı girecek nokta kalmamış. Akdeniz’in neredeyse tamamında savaş gemileri dolmuş durumda. Karadeniz’de aynı şekilde istikrarsızlık devam ediyor. Tam bu tablonun ortasında istikrarın adresi olarak Türkiye’nin yoluna tavizsiz bir şekilde devam etmesi son derece önemli. Her türlü istikrarsızlığa ve kaosa rağmen Türkiye’nin yoluna güçlü bir şekilde devam etmesi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü duruşuyla gerçekleşiyor. Biz 2002’de hangi inanca, hangi azme ve enerjiye sahipsek aynı inanca ve kararlılığa bugün sahibiz. Yeni ufukların peşinden koşmaya devam ediyoruz. Bugün Cumhurbaşkanımız insanlık cephesinin üstünde bütün insanlık adına en net ve kararlı sözleri söyleyen tek liderdir. Gazze’de gerçekleşen soykırım ve cinayetlere bütün dünya sessiz kalırken ve buradaki cinayet şebekesi olan Netanyahu hükumeti her gün yeni bir soykırıma imza atarken ilk baştan itibaren en üst düzeyde insanlık değerlerini savunan ve Netanyahu hükumetinin bir katil sürüsü olduğunu ifade eden, bununla kararlılıkla mücadele etmek için bütün dünyayı davet eden tek lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.” “Bedeli ne olursa olsun Gazze’nin yanında olacağız” AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak Gazze’nin yanında olacaklarını yineleyen Ömer Çelik, “Dün yine bir kere daha İsrail’in Nazi ve katil İsrail Dışişleri Bakanı Katz Cumhurbaşkanımıza saldırdı. İsrail Dışişleri Bakanı Katz bir katildir, bir cinayet şebekesi üyesidir, bir canidir, bir soykırım şebekesinin tetikçisidir. Cumhurbaşkanımız ise insanlık değerleri savunucusudur. Onun için her ne olursa olsun insanlık cephesi kazanacak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sözü kazanacak. Katiller mahkum olacak, soykırım şebekesi mahkum olacak, Gazze kazanacak, insanlık kazanacak. Cumhurbaşkanımız karşısında cinayet sözü söyleyenlerin, soykırım sözü söyleyenlerin eninde sonunda insanlık mahkemesinde yargılandığını göreceğiz. Netanyahu ve İsrail Dışişleri Bakanı Katz insanlığın lanetlileri listesinin en başında yer alacaklar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ise insanlığın şeref listesinin en başında yer alacak. Biz buradan bir kere daha söz veriyoruz, biz AK Partiyiz, biz cumhur ittifakıyız. Bedeli ne olursa olsun bu yolu cumhurbaşkanımız ile yürüyeceğiz ve bedeli ne olursa olsun Gazze’nin yanında duracağız. Gazze’nin şehitlerinin yanında duracağız” dedi. “Zalimin karşısında, mazlumdan yana olacağız” Muhalefetin ‘Hamas teröristtir’ sözlerine de tepki gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Cumhurbaşkanımız Gazze için onlar bir Kurtuluş Savaşı veriyor derken karşımızdaki muhalefetten bazıları Hamas’a terörist diyordu. Hamas’a terörist diyenler Netanyahu’dur, İsrail Dışişleri Bakanı nazi olan Katz’dır. Cumhurbaşkanımız ilk günden bu yana Hamas bir terör örgütü değildir, kendi topraklarını savunan Kurtuluş Savaşçılarıdır demişti. Bir sürü kişiye suikast düzenlediler. Anneleri çocuklarından ayırdılar. Bu Gazze’de her gün ölümle burun buruna gelmelerine rağmen dimdik ayakta duruyorlar. İsrail her yer işgal etmeye kalktı. İsrail, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni, pek çok batılı ülkenin hükumet üyelerini işgal etti ama İsrail Gazze’yi işgal edemeyip onlara diz çöktüremedi. Biz, bu büyük siyasi okulda cumhurbaşkanımızdan, ‘Zulmün karşısında diz çökmemeyi’ öğrendik. Ne olursa olsun zalimin karşısında, mazlumdan yana olacağız. Zalimler her gün mazlumları öldürürken bizler Gazze’ye sahip çıkmaya, cumhur ittifakını güçlendirmeye ve Gazze’nin şehitlerinin yanında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “İsrail’in ölüm makineleri Birleşmiş Milletler’e saldırıyor” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün bölgelerdeki istikrarsızlığı önlemek için çaba harcadığını anlatan Çelik, “Balkanlar’daki istikrarsızlığın çatışmaya dönüşmemesi için yegane ağırlık koyan lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bugün, birileri Lübnan’ı işgal etmeye kalkarken, İsrail’in ölüm makineleri Birleşmiş Milletlere’e saldırırken Birleşmiş Milletler’e ‘Kendi askerlerine sahip çık’ diyen lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. İsrail, Suriye ve Lübnan’ı işgal etmeye kalkarak bütün bir bölgeyi yutmaya çalışırken, etrafımıza daha çok kan ve zulüm getirmeye kalkarken bunun karşısında yegane gür ses, yegane insanlık sesi cumhurbaşkanımızdan geliyor. Bu salonlarda, meydanlarda, sokaklarda birliğimizi güçlendireceğiz” ifadelerini kullandı. “Cephemiz, insanlık cephesidir” İsrail’in ‘Büyük İsrail’i eninde sonunda kuracağız’ sözleri karşısında da Lübnan, Suudi Arabistan, Gazze ve Ürdün’ün yanında olduklarını dile getiren Ömer Çelik, “Son zamanlarda üzerimize 2 noktadan geliyorlar. Birincisi terör örgütlerini besleyerek Türkiye’ye saldırtmaya çalışıyorlar. İkincisi iç cephemizi parçalamaya çalışıyorlar. Bizi içeride birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. O yüzden cumhurbaşkanımız, ‘İç cepheye sahip çıkalım’ diyor. Bu yolu sonuna kadar yürüyeceğiz. İlk gün ki heyecanımızdan daha çok enerjiye sahibiz. Cephemiz, insanlık cephesidir. Bundan 1 sene önce bu olaylar başladığında İsrail’in katil başbakanı Netanyahu, ‘Bölgedeki bütün haritalar değişecek’ dedi. Daha olaylar başlar başlamaz ilk beyanatın bu olması son derece ilginç. Arkasından İsrail’den Suriye ve Irak’a uzanan ‘David koridorunu kuracağız’ açıklamasını yaptı. Geçenlerde İsrail Maliye Bakanı Smotrich çıktı ve ‘İçine Suriye’yi, Lübnan’ı, Suudi Arabistan ve Ürdün’ü alan büyük İsrail’i eninde sonunda kuracağız’ dedi. Burada kimsenin sesi çıkmazken buna karşı çıkan tek lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunun bizim içinde tehdit oluşturduğu en net şekilde ortaya konulmuştur. Halen çıkıp muhalefet sözcülerinden ‘Böyle bir tehdit yok’ açıklaması gelirken bundan 1 gün sonra İsrail kabinesinin 2 üyesi, ‘Büyük İsrail kurmak istiyoruz’ dedi. Bunlara müsaade etmeyeceğiz. Suudi Arabistan’ın, Lübnan’ın, Ürdün’ün ve sonuna kadar Gazze’nin yanında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “İsrail’e her türlü yardımı yapmak isteyenler var” Amerika’nın İsrail’e desteklerinin sürdürdüğünü dile getiren Ömer Çelik, “Geçmişte bir sürü cinayet şebekesiyle uğraşıp onları hezeyana uğratıp mağlup ettik. Bunları da mağlup edeceğiz. Eninde sonunda bu cinayet şebekesinin üyeleri insanlık mahkemesinde yargılanıp birer soykırım suçlusu olarak cezalarını alıp çekecekler. Bugün kimin nerede durduğu yarın kayıtlara daha güçlü bir şekilde geçecek. Bugün bu meseleyi durdurmak yerine İsrail’e savaş gemileri gönderenler, İsrail’e her türlü yardımı yapmak isteyenler var. İsrail gıda ve ilaç yardımlarını engellese bile ona destek vermeye devam edeceğiz diyenler var. Bu sözün üstüne onlara destek vermeye devam edeceğiz demek İsrail’e daha çok çocuk, kadın öldür demektir. Türkiye, bu zulme direnen ülke olmaya devam edecek” dedi. “Kaybettiğimiz bebekler için çok üzgünüz” Türkiye’nin günlerdir konuştuğu yenidoğan bebek çetesine yönelik yürütülen soruşturma hakkında da açıklama yapan Çelik, daha sonra şu ifadeleri kullandı: “Bazı hastanelerin yenidoğan servislerinde bir cinayet çetesinin çıkar elde etmek için yenidoğan bebekleri öldürdükleri, ölümlerine sebebiyet verdikleri haberlerini hassasiyetle takip ediyoruz. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’mız bu süreci takip ediyor. Parti olarak biz de konunun son derece yakından takipçisiyiz. Bizi son derece üzen, birkaç gündür uyutmayan ve ortaya çıkan tablo, cinayet şebekesinin diyalogları, ortaya çıkan konuşmaları herkeste bir şok etkisi oluşturmuştur. Her ne olursa olsun cinayet şebekesi sağda, solda tehditler savurmaya da devam ediyor. Bunların hiçbirine biz taviz verecek kadro değiliz. Bu cinayet şebekesinin bütün uzantılarını ortaya çıkartırız ve bu cinayet şebekesini hak ettikleri cezayla karşılaşmaları için her türlü mücadeleyi veririz. Vatandaşlarımız gibi üzgünüz ve bu konunun her yönüyle araştırıldığını ifade etmek isterim. Kaybettiğimiz bebekler için çok üzgünüz. Hepsine Allah rahmet eylesin. Bakanlıklarımız ile birlikte parti olarak konunun takipçisiyiz. Bu çetenin hak ettiği cezayı alabilmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” Konuşmanın ardından kongre düzenlendi.
Sakarya Sakarya’da ona ‘elmas’ deniliyor: Coğrafi işaretli kabağın tarladan sofraya yolculuğu başladı Türkiye’de kabak denilince ilk akla gelen Sakarya’nın coğrafi işaret tescilli beyaz kestane kabağının hasadı başladı. Lezzetiyle yiyenleri büyüleyen ve sofraları süslemek üzere römorklara yüklenen kabaklar, satış noktalarında yerini almaya başladı. Kabak denilince ilk akla gelen ve ‘kabak tatlısı’nın da coğrafi işaret tescili bulunan Sakarya’da beyaz kestane kabağının tarladan, sofraya yolculuğu başladı. Ekimi Mart-Nisan aylarında özenle seçilmiş çekirdeklerden yapılan beyaz kestane kabakları yaklaşık 7 aylık sürecin ardından toplanılmaya başlanılıyor. Binbir zahmetle yetiştirilen kabaklar römorklara yüklenerek önce depolara, daha sonrasında da satış yerlerine ulaşıyor. Usta ellerden geçtikten sonra tatlısıyla damakları şenlendiren; çorba, lokum, marmelat ve reçel çeşitleri ile de sofraları süsleyen kabaklar, yurt dışına da ihraç ediliyor. Tarlada 6 ila 8 lira arasında değişen fiyatlar marketlerde ise 15-20 lira arasında satışa sunuluyor. “Sakarya’nın coğrafi işaretli kabağının lezzeti toprağından geliyor” Kabak ekimi ve hasadından bahseden çiftçi İslam Aksoy, “Kabak, Mart ayının 15’inden Nisan ayının 20’ine kadar ekilir. Toplama zamanı da Eylül ayının 20’sinde başlayıp Ekim ayının sonlarına kadar devam eder. Şu anda da hasadımız sürüyor. Sakarya’nın coğrafi işaretli kabağının lezzeti toprağından geliyor. İlk önce tarlalarımızı hazırlıyoruz, ekeceğimiz yere hayvan gübresini koyarız ve ondan sonra toprak altı gübresi ekilir. Ardından kabak çıkıp 3-4 yaprak olduktan sonra ilk çapası yapılır. Devamında da üst gübresi atılır ve boğazlama yapılır. Tarladaki fiyatlar 6 ila 8 lira arasında değişiyor. Marketlerde ise 15-20 lira arasında satılıyor. Bu sene kabağın tarlalara ekilme oranı daha fazla. Hava şartları ve kuraklık sebebi ile kabağın olmadığı yerler var. Geçen seneye göre rekolte daha yüksek. Vatandaşın sofrasına daha bol kabak gelebilir bu sene” dedi. “Tarladan sofraya serüveni başladı” Kabak ihracatından söz eden Aksoy, “Ülkenin birçok bölgesine kabağımızı gönderiyoruz. İstanbul, Ankara, Antalya ve Afyon gibi illerimiz başta olmak üzere yurt dışına da gönderiyoruz hasadına başladığımız kabaklarımızı. Sakarya kabağımız özellikle tatlı olarak kullanılıyor. Çorba ve farklı ürünlerde de kullanılıyor kabağımız. Bu sene kabak daha fazla olduğu için vatandaşlar daha rahat alıp tüketecek. Tabi vatandaşın daha fazla kabak tüketmesi bizim de satışlarımızı etkiler ve seneye tarlalara ekeceğimiz kabak sayısını artırır. İyi bir kabak; parlaklığı ve sap kısmının kalınlığı gibi yerlerden belli olabilir. Yani görüntüsünden kabağın güzelliğini anlayabiliriz. Hasadı devam eden kabağımızın, tarladan sofraya serüveni başladı” diye konuştu. “Kabak tatlımıza biz elmas diyoruz” Lezzeti damaklarda kalan kabak tatlısının sofraları süslediğini aktaran restoran işletmecisi Musa Kocaoğlu, “Kabağın hasadı başladı. Tarlada toplanan kabak tatlılarımız sofraları süslüyor. Sakarya’da yetişen kestane kabaklarımızı en güzel haliyle hazırlayarak elmas haline getiriyoruz. Kabak tatlımıza biz elmas diyoruz, Sakarya’mızın coğrafi işaretli lezzetini elmas haline getirerek kıymetli misafirlerimizin masalarını süslüyor ve damaklarını şenlendiriyoruz. Sakarya harici birçok şehirden bu lezzeti tatmak için gelen misafirlerimiz oluyor. Bunun yanı sıra yurt dışından sadece bu kabak tatlısını yemek için gelen misafirlerimiz bile oluyor. Bu eşsiz lezzeti tadan bir daha dükkanımıza geliyor” şeklinde konuştu. (OK-BCT-
Sakarya Başkan Alemdar: “ADARAY 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda hizmete başlayacak” Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, AK Parti Arifiye 6. Olağan İlçe Kongresi’nde partililerle buluştu. ‘Teşkilat bizim ruhumuzdur’ vurgusu yapan Başkan Alemdar, ADARAY’la ilgili müjdeli haberi paylaştı. Alemdar, “ADARAY’ı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda hizmete alacağımızın müjdesini paylaşmak istiyorum. Ulaşımda maksimum memnuniyet için çok çalışıyoruz. Planladığımız adımları süratle attığımızda hizmetteki kalite artışını da hep birlikte inşallah görmüş olacağız” dedi. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, AK Parti Arifiye 6. Olağan İlçe Kongresi’ne katılarak teşkilat yöneticileri ve partililerle bir araya geldi. Kongreye ayrıca AK Parti Sakarya İl Başkanı Yunus Tever, önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, ilçe belediye başkanları, parti temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda partili katıldı. AK Parti Teşkilatlarının bu işin ‘ruhu’ olduğuna dikkat çeken Alemdar, "Teşkilatlar bizim evimiz, ruhumuzdur" sözlerine dikkat çekti. ADARAY’la ilgili beklenen müjdeyi paylaşan Alemdar, “Arifiye’de alt yapı ve üstyapıda hummalı bir çalışma yapıyoruz. Hanlı’dan geçen güzergahı yılbaşından itibaren inşallah hizmete alacağız. Atatürk Caddesi’ni sil baştan yeniliyoruz. Ayrıca beklediğimiz ADARAY hattımızı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda hizmete alacağımızın müjdesini vermek istiyorum. Güzergahını inşallah Sapanca’ya kadar uzatma hedefindeyiz” dedi. Metrobüs hamlesinin toplu taşımada önemli bir adım olacağını aktaran Başkan Alemdar, “Metrobüslerin de toplu taşımada ihtiyacın olduğu Yenikent bölgesine kazandırılacağını ifade edelim. Şehrin ulaşım alt yapısını bir an evvel güçlendirmek ve vatandaşımızın ulaşımı en güvenli, huzurlu şekilde yapmasını sağlamak için ciddi bir mücadele ortaya koyuyoruz. Planladığımız adımları süratle attığımızda hizmetteki kalite artışını da hep birlikte inşallah görmüş olacağız” diye konuştu. Başkan Alemdar, ayrıca kongrede yine ‘kentsel dönüşüm’ vurgusu yaptı, ulaşım ve suda yapılan indirimle ilgili güzel dönüşleri paylaştı ve Arifiye sınırlarında yer alan Sapanca Gölü’nün korunmasıyla ilgili atılacak adımlardan söz etti.
Kocaeli İzmit Körfezi’ne uzun menzilli hava savunma sistemi yerleştirildi ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, milli olarak geliştirilen uzun menzilli hava sahası radarlarından ilkini İzmit Körfezi’ne kurduklarını açıkladı. Kocaeli’ye gelen ASELSAN’ın Genel Müdürü Ahmet Akyol, yaptıkları çalışmalara ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Savunma sanayisine Türkiye’nin ciddi kaynak ayırdığını söyleyen ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, "Türkiye, önemli devlet iradesi ortaya kondu. Özellikle son 15 yılda dünyada gittiğimiz her yerde teşekkür edilen, gıptayla bakılan, sadece bizim değil dünyadaki herkesin kabul ettiği bir başarı sağlandı. ASELSAN bu savunma sanayindeki amiral gemisi. ASELSAN’ın dünyanın en büyük 42’nci savunma sanayisi şirketi. ASELSAN’ın geçen yıl dünyanın en hızlı büyüyen 10’uncu savunma sanayisi şirketi oldu" dedi. "Ambargo varsa sözlü cevap yerine daha iyi ürünü yapıyoruz" Ambargolara değinen Akyol, "Ambargo sebebiyle geçmiş dönemde alt bileşenlerine kadar yerleştiriyoruz. Bizim özellikle dünyadaki savunma firmalarından ayrıştığımız konulardan biri bu. Dünyada genelde herkes bu işlemleri karşılıklı paylaşırken bizim özellikle müttefik olduğunu bildiğimiz ülkelerden çok stratejik ve kritik zamanlarda kısıtlamalarla karşılaşıyoruz. İHA’larımızın Karabağ’da Türk kardeşlerimizin kendi vatanlarını savunmak, hakkı olan topraklarını geri almak için başlattığı operasyonda yabancı bir kameranın bulunması üzerine bize ambargo uygulanmıştı. Ambargonun bileğini bükmek için o tarihte yerli kamerayı yaptık. Rakiplerden daha iyisini yapmak hedefimiz. O tarihte aynı anda daha üstün bir kameraya başladık ve onu da geçen sene bitirdik. Bütün testleri yapıldı. Bize satmadıkları kamera, bütün senaryolarda ve bütün ortamlarda bizim kameramızdan geride kaldı. Anlamlı olsun diye de ilk büyük ihracatını Azerbaycan’da Azeri kardeşlerimizle imzaladık. Bize ambargo koyanlara verilecek en iyi cevap oydu. Bundan sonra da ambargo varsa sözlü cevap yerine daha iyi ürünü yapıyoruz" diye konuştu. "Biz onun yerlisini yaptık" Yakın zamanda helikopterlerin kamerasında da ambargo olduğunu dile getiren Akyol, "Orada da yine Avrupalı bir müttefikimiz helikopterlerin içinde kullanılan kameranın içindeki bir bileşeni Suriye’de bizim terörle mücadelede kullandığımız operasyonları gerekçe göstererek içindeki en kritik parçayı bize vermeyeceğini bildirmişti. Onda da yeniden sıfırdan yerli kamera yaptık. İçindekindeki bileşenleri de yaptık. Atak helikopterimizi taktık. Türk ordusuna verdik. Yurt dışına da ihraç ettik. Dün de aradan geçen 3-4 yıla rağmen ilgili ülkeden heyet geliyor ‘Böyle bir talebiniz varmış. Bu talebiniz geçer mi’ diyor. Hayır geçerli değil. Biz onun yerlisini yaptık" ifadelerini kullandı. "Milli olarak geliştirilen uzun menzil hava sahası radarlarından ilkini İzmit Körfezi’ne kurduk" Son 20 yıldır hava savunmaya ASELSAN liderliğinde yatırım yapıldığını dile getiren ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, "Bugün geldiğimiz nokta Türkiye hava savunma sistemlerinde alçak, orta ve yüksek irtifa bütün sistemlerini envantere 2024 sonu itibariyle sokmuş oldu. Bugün Hisar’ından siperine, Korkut’undan diğer sistemlerine, Gökdeniz’ine bütün hava savunma sistemlerini geliştirdik. Onların daha etkin çalışmasını gerektiren, onun ayrılmaz bir parçası olan milli radarları da geliştirdik. Hatta ilk radarı İzmit Körfezi’ne kurduk. Milli olarak geliştirilen uzun menzil hava sahası radarlarından ilkini İzmit Körfezi’ne kurduk. Dolayısıyla milli radarımızı yaptık. Bu sene envantere girdi, daha fazlası giriyor. Siperimizi, hisarımızı yaptık. Bunu yöneten komuta kontrol sistemimizi yaptık. Bu alanda da devletimiz onu artık Çelik Kubbe diye isimlendirdi. Bugün bu alanda geldiğimiz nokta bunları bundan sonra çoklu adetlerde üretip yaygınlaştırma safhasındayız" dedi. "Kısıtlamaları getirenlerin Türk milletinin evlatları tarafından daha iyisiyle mukabil bulacaklarını herkes artık anladı" Kimsenin ambargo koymasını istemediğini dile getiren Akyol, "Bu bizim tercih ettiğimiz bir şey değil. Anlaşmalara, dostluğa uygun değil. Ama herkes şunu artık biliyor. Türkiye’ye bu konuda hava savunma örneğinde, kamera örneğinde olduğu gibi kısıtlamaları getirenlerin Türk milletinin evlatları tarafından daha iyisiyle mukabil bulacaklarını herkes artık anladı. Ambargo olduğunda yeni bir ürünü sahaya sokacağımız zaman ambargoların birer birer kalktığını da görüyorum. Kalksa da kalkmasa da biz bunları yerli olarak yapmaya devam edeceğiz. Milletimiz bundan emin olsun" diye konuştu.
Kars Google Haber İnisiyatifi’nden Kars’taki gazetecilere eğitim Google Haber İnisiyatifi tarafından “Dijital Habercilik” konulu eğitim düzenlendi. Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) Toplantı Salonu’nda düzenlenen eğitime yerel ve ulusal basın temsilcileri katıldı. Kentte görev yapan yerel ve ulusal gazetecilere yönelik olarak Google Türkiye Eğitim Danışmanı Özgür Mehmet Kütküt tarafından eğitim verildi ve katılımcıların dijital dünyada etkili habercilik yapma becerileri kazanmaları amaçlandı. 3 oturumda gerçekleştirilen eğitimde, katılımcılara Google araçlarının tanıtımı yapıldı ve bu araçların nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceği konusunda bilgiler verildi. Özellikle, yanlış bilgiyle mücadele yöntemlerinde yeni yollar ve hikaye anlatıcılığı konuları üzerinde duruldu. Bu oturumlar sayesinde gazetecilere, dijital ortamda doğru ve güvenilir haber üretmenin yolları gösterildi. Eğitimin sonunda katılımcılara sertifika verileceği belirtildi. Bu sertifika, gazetecilerin medyayı daha kapsamlı ve etkin bir şekilde kullanmalarını sağlayacak önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Eğitimle ilgili açıklama yapan eğitmen Özgür Mehmet Kütküt, “Dijital dönüşüm, gazeteciliğin geleceğini şekillendiriyor. Yerel gazetecilerin bu değişime ayak uydurması, hem kariyerleri hem de toplum için son derece önemli. Amacımız, onların dijital araçları kullanarak daha etkili ve doğru haberler üretmelerini sağlamak” dedi. Bu tür eğitimlerin, yerel medya mensuplarının dijital becerilerini artırarak daha bilinçli ve etkili bir habercilik yapmalarına katkı sağlayacağı ifade ediliyor.