GENEL - 17 Aralık 2018 Pazartesi 18:42

Savaş mağduru 400 yetim çocuğa bot ve mont dağıtıldı

A
A
A
Savaş mağduru 400 yetim çocuğa bot ve mont dağıtıldı

Gaziantep ve El Bab’da yaşayan ve savaş mağduru 400 Suriyeli yetim çocuğa kışlık bot ve mont dağıtıldı.

Gaziantep ve El Bab’da yaşayan ve savaş mağduru 400 Suriyeli yetim çocuğa kışlık bot ve mont dağıtıldı.


Suriye’deki iç savaşta anne veya babalarını kaybeden ve Gaziantep ile El Bab’da yaşayan Suriyeli çocuklara, İnsanı Müdafa ve Kardeşlik Derneği (İMKANDER) tarafından yaklaşan bot, mont, kaban gibi kışlık kıyafetler dağıtıldı. 400 yetim çocuk ve ailesine 400 adet bot ve mont dağıtıldı. Yardımlar hakkında bilgi veren İMKANDER Gaziantep Şubesi Başkanı Sait Gökdere, "Soğuk kış günlerinde yetim çocuklara elbise vererek onları sevindirmek istedik. İmkander olarak bu yardımları yılın belirli zamanlarında ve özellikle bayramlarda yapmaya çalışıyoruz. Amacımız bir nebze de olsa yetim çocukların yalnız olmadığını hissettirip, onların ve ailelerin duasını almaktır. Bu çocukların ve ailelerin yaşadığı sevinç, heyecan gönüllülerimizin ve destekçilerimizin çektiği her sıkıntı için yeterli oluyor" diye konuştu.


Gökdere, ayrıca Gaziantep’te yaşayan 400 yetim çocuk ve ailesine yemek dağıtımı gerçekleştirdiklerini 30 yetim ailesine de kömür yardımı yaptıklarını kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Tanfer, Kent Konseyleri çalıştayında Erzurum’u temsil etti Erzurum Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Tanfer, Kocaeli’de düzenlenen Kent Konseyleri Mevzuat Çalıştayı’na katıldı. Başkan Tanfer, çalıştayda yaptığı değerlendirmede, “Zor günlerde kenetlenmesini bilen bir hikâyenin ortak kahramanları olduk.” dedi. Kocaeli’de 11-13 Kasım 2024 tarihlerinde Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nin organizasyonunda, yerel yönetimler, akademisyenler ve kent konseyi temsilcilerinin katılımıyla önemli bir çalıştaya ev sahipliği yaptı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı ile Kocaeli Kent Konseyi’nin dönem başkanlığında düzenlenen "Türkiye Kent Konseyleri Mevzuat Çalıştayı" yerel demokrasinin güçlendirilmesi ve kent konseylerinin geleceği üzerine kapsamlı tartışmaların yapıldığı bir platforma dönüştü. Çalıştaya yoğun katılım oldu Türkiye Kent Konseyi Birliği Başkanı Sedat Köse’nin konuşması ile başlayan açılış törenine, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü Mevzuat Daire Başkanı Yasin Yıldırım, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanvekili Berna Abiş, Türkiye Belediyeler Birliğini temsilen Av. Ali Muhammet Mermerlioğlu, M.B.B. Genel Sekreteri M. Cemil Aslan, KBB Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanı Dr. Talha Hülagü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığından İbrahim Halil Altıntop, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mutlu Kaya, Konya Büyükşehir Belediyesini temsilen BeytullahŞivetoğlu, Buca Belediyesi Başkan Yardımcısı Halit Kurt, Uclg-Mewa Genel Sekreteri Dr. Mehmet Duman, Erzurum Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Tanfer, Kocaeli Kent Konseyi Başkanı Kadir Çetin, Türkiye Kent Konseyleri Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri, akademisyenler ve kent konseyi temsilcileri katıldı. “Şehirler, insanlığın en büyük eseri ve medeniyet merkezidir” Çalıştayın açılışına Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanı Sedat Köse, Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü Mevzuat Daire Başkanı Yasin Yıldırım, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanvekili Berna Abiş ve çok sayıda yerel yönetim yetkilisi katıldı. Sedat Köse, kent konseylerinin, iş birliği ve dayanışmayı teşvik eden, yerel yönetimlerle vatandaşlar arasında güçlü bir köprü kuran önemli organlar olduğunu belirterek, "Şehirler, insanlığın en büyük eseri ve medeniyet merkezidir. Bu süreçte iş birliği, gönüllülük ve katılım kültürüne olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Şehirleri bir medeniyet merkezi olarak düşündüğümüzde; yönetim ve ilişkiler çerçevesinde ‘şehir hukuku’ ile karşı karşıya kalıyoruz. Böyle bir süreci bir kurum ya da bir liderin tek başına gerçekleştirebilmesine imkân yok. Bunun için gönüllü olmaya, katılım kültürüne, iş birliği ve dayanışmaya ihtiyacımız var. " dedi. Çalıştay için rapor hazırlanacak Kent Konseyleri Başkanları, belediye yetkilileri ve akademisyenler, kent konseylerinin mevzuatına yönelik düzenlemeler üzerine derinlemesine görüşler sunulurken, Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilsen Bilgili’nin moderatörlüğünde yapılan özel oturumlar, katılımcılara kent konseylerinin yönetmeliği ve 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 76. maddesi çerçevesinde yapılabilecek iyileştirmeleri tartışma fırsatı sundu. Çalıştayın ikinci gününde, yerel yönetimler ve vatandaş katılımı konularında önemli öneriler gündeme gelirken, katılımcılar, mevcut mevzuatın güçlendirilmesi ve daha etkili hale getirilmesi için çeşitli düzenlemeler önerdiler. Üçüncü günün sonunda ise, çalıştayda elde edilen sonuçlar, düzenleme kurulu tarafından bir rapor haline getirildi ve bakanlık ile ilgili kurumlara sunulmak üzere katılımcıların onayına sunuldu. Yerel Yönetimler Arasında Dayanışma Vurgusu Kocaeli Belediye Başkanvekili Berna Abiş, "Gelişen ve değişen şartlara uyum sağlamak adına, bu önemli çalıştayın Kocaeli’nde gerçekleşmesinden büyük mutluluk duyuyoruz" diyerek, yerel yönetimlerin kent konseyleriyle daha güçlü bir iş birliği yapması gerektiğine vurgu yaptı. Tanfer, “Zor günlerde kenetlenmesini bilen bir hikâyenin ortak kahramanları olduk” Erzurum Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Tanfer, ise çalıştay değerlendirmesinin olumlu sonuçlar verdiğini ifade ederek, Cumhuriyet’in 101’nci yılına, milli birlik ve bütünlüğe vurgu yaptı. Başkan Tanfer, yaptığı değerlendirmede, “Zor günlerde kenetlenmesini bilen bir hikâyenin ortak kahramanları olduk. Kent kenetlendiği zaman ayağa kalkarsınız. Cumhuriyetimizin 101’nci Yılını kutlama onurunu yaşadığımız 2024 yılı sona ererken, Vatan uğruna, bayrak uğruna toprağa düşen kahramanlarımızı asla unutmayacağız. Aziz şehitlerimiz vatan size minnettardır. Ruhunuz şad, makamınız cennet olsun. Şunu ifade etmek isterim, hayatın tüm alanlarında, geçmişin birikimini geleceğe taşıma azim ve kararlılığındaki genç ve dinamik bir Türkiye umuduyla, yeni bir yıla daha merhaba demeye hazırlanıyoruz. Takvimlerimizden çıkmak üzere olan bu yılda, kolayca unutulamayacak acılar karşısında, Milletçe katılımcılığın katma değerini idrak ettiğimiz pek çok deneyime tanık olduk. 2024 yılında yaşadığımız tüm olumsuzluklara karşın yarınlara, gençlere ve çocuklara umut olabilmek adına, zor günlerde kenetlenmesini bilen bir hikâyenin ortak kahramanları olduk. Gençlik Konseylerimizin varlığı Kent Konseylerimizin sürdürülebilirliği için çok önemli. Siz gençler ile geleceğe yürüyeceğiz. Erzurum’da Kadın kanserleri günümüzdeki en büyük problem, o nedenle hastaneye gidemeyen hanımlara özenle muayene ve erken tanı imkânları sağladık. Erzurum Kent Konseyi olarak her faaliyetimizde kent aidiyetini arttırmak, Erzurum’un marka değerini yükseltmek, ’Yurtta Barış Dünyada Barış’ şiarıyla tüm Dünyamıza barış ve huzur getirmesini; yeniden kendine yeten bir memleket hayaliyle, Ülkemiz, milletimiz, çocuk ve kadınlarımız, sokak hayvanları ve doğamız için sağlıklı ve eşit, genç işsizliğin olmadığı, istihdamın arttığı, adil ve refah içinde, bereket ve huzurla, üretim iklimin hakim olduğu kentlerde kamplaşmadan yaşama umudunda geçmesini temennisinde bulunuyorum. Erzurum Kent Konseyini Temsilen TKKB heyetinin ev sahibliğinde Kocaeli’nde birlik, beraberlik içerisinde kıymetli başkanalrımızla bir araya gelmekten büyük mutluluk duydum. İlimizin değerli yöneticilerine hüsnü kabullerinden ve ilgilerinden dolayı teşekkür ediyor, çalışmalarında üstün başarılar diliyoruz” diye konuştu. Başkan Tanfer çalıştay sonrası, Kent Konseyleri Birliği Genel Başkanı Sedat Köse’ye bakır işlemeli ’Erzurum Çaydanlık’ seti hediye etti.
Rize Doktoradan ve öğretmenlikten vazgeçti, arıcılığa başladı Rizeli matematik öğretmeni, hem eğitimcilikten hem de doktora yapmaktan vazgeçti, çocukluk sevdası olana arıcılığa başladı. Rize’nin Pazar ilçesinde yaşayan 40 yaşındaki Murat Memoğlu, lise eğitimini tamamladıktan sonra Matematik Öğretmenliği okudu. Okulunu başarıyla bitiren Memoğlu sonrasında alanında yüksek lisansını bile yaptı. Daha sonra doktoraya başlayan Memoğlu aynı zamanda özel bir okulda matematik öğretmeni olarak da çalışmaya başladı. Bunların hepsi gerçekleşirken onun aklı ise çocukluktan beri hayali olan arıcılıktaydı. Dededen, babadan gördüğü arıcılığa sevdalı olduğunu söyleyen Memoğlu, artık eğitimciliği, hatta doktora eğitimini bile bırakarak arıcılık yapmaya başladı. 400 adet kovanı olduğunu ifade eden Memoğlu, insanların hobi olarak yaptığı arıcılığı artık profesyonel olarak yapmaya başladı. Çocuk yaşlarda tanıştığı arıcılığa çok hevesli olduğunu ifade eden Memoğlu, “Çocukluğumdan beri arıların içinde büyüdüm. Dedem bu işi yapıyordu ilk başta. Dedemden sonra babam da aynı şekilde bu işi yapıyordu. Hatta o geleneksel yöntemlerle karakovancılık yapıyor. Ben matematik öğretmeniyim. Yüksek lisansımı yaptım, sonrasında doktoraya başladım. Doktora yaparken bir yandan aracılık yapıyordum. Bir yandan da yine doktora mı yaparken özel okulda öğretmenlik yapıyordum. Öğretmenlik çok kutsal bir meslek. Yani öğrencilerin rehberi oluyorsun, onlara ışık oluyorsun. Bunu yapmak çok güzel ama bir yandan arıcılık da aynı şekilde güzel bir meslek ve benim çocukluk sevdam. Bir tercih yapmak zorunda kaldım ve ben aracılığı tercih ettim. Yani olan bir hevesti hobi olarak yapıyordum ‘Bunu meslek olarak niye yapmayayım?’ dedim. Yaklaşık 4 yıldır bunu profesyonel bir şekilde meslek olarak yapmaya başladım” dedi. Arıcılığın kendisini ekonomik olarak da mutlu ettiğini sözlerine ekleyen Memoğlu, arıcılığın genç yaşta yapılabilecek kadar zor bir meslek olduğunun da altını çizerek, “400 civarında kovanım var. Çocukluğumdan beri heves ettiğim, sevdası olduğum arıcılığı yapıyorum. Beni ekonomik olarak tatmin ediyor. Gençler bu mesleği yapabilirler. Hatta bu gençlikte yapılacak bir iştir. Evet, çok hevesli olarak yapıyorum ama zahmeti de çoktur. Kolay bir iş değil yani. İşe giriştiğin zaman bunu anlıyorsun. Zahmetlidir ama aynı zamanda çoğu insanın hobi olarak yaptığı bir meslektir. Gençler bu işi yaparsa çok daha başarılı olur. Hem ekonomik olarak tatmin eder. Yani insanların geçimini sağlaması için alternatif bir gelir kaynağıdır, yapılabilir” ifadelerini kullandı. Matematik öğretmenliğini, hatta doktorayı bıraktığını duyanların çok şaşırdığını ama kendisinin sevdiği mesleği yaptığını dile getiren Memoğlu, “Tepkiler oluyor ama yani insan meraklı olduğu şeyi yapmalı. Aslında ben matematiği de seviyordum. Yani matematikte doktora yapmak benim için keyifli bir şeydi. Araştırma yapmak. Ama çocukluktan beri bir hayran olduğum için ben arıcılığı tercih ettim” şeklinde konuştu.