ASAYİŞ - 07 Ekim 2024 Pazartesi 14:56

Trafik kazasında hayatını kaybeden 3 aile ferdi son yolculuklarına uğurlandı

A
A
A
Trafik kazasında hayatını kaybeden 3 aile ferdi son yolculuklarına uğurlandı

Afyonkarahisar’da geçirdikleri trafik kazası sonrası hayatlarını kaybeden Nurcan Belyurt, annesi Gülüzar Belyurt ve dedesi Fethi Belyurt’un cenazeleri Eskişehir’de kılınan cenaze namazı sonrası son yolculuklarına uğurlandı.


Dün, Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinde H.A. (56) idaresindeki 03 AAC 933 plakalı tır, Salihler köyü yakınlarında, karşı yönden gelen Nurcan Belyurt (30) yönetmenindeki 26 PY 170 otomobil ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada, otomobil sürücüsü ile araçta yolcu olarak bulunan dedesi Fethi Belyurt (84) olay yerinde, ağır yaralı olan annesi Gülüzar Belyurt’un (48) ise kaldırıldığı Emirdağ Devlet Hastanesi’nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Kazada ağır yaralanan Gülüzar Belyurt’un kardeşi L.B.’nin (40) ise Emirdağ Devlet Hastanesi’nde ise tedavisinin devam ettiği öğrenildi.



Cenaze törenine çok sayıda insan katıldı


Kazada hayatını kaybeden Nurcan Belyurt, annesi Gülüzar Belyurt ve dedesi Fethi Belyurt cenazeleri Eskişehir’e getirildi. Emek Mahallesi’nde bulunan Zümrüt Camii’ne getirilen aile fertlerinin cenazeleri başında yakınlarının güçlükle ayakta durabildiği ve taziyeleri kabul ettiği görüldü. Cenaze namazına katılan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, aileye taziyede bulundu.


Öğle namazından sonra alınan helallikler ve kılınan cenaze namazının ardından aile fertlerinin tabutları Asri Mezarlık’a defnedilmek üzere götürüldü.



Trafik kazasında hayatını kaybeden 3 aile ferdi son yolculuklarına uğurlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Ünye’de Tarihi Meydan Hamamı’nda çalışmalar başladı Ordu’nun Ünye ilçesinde, Hat Sanatları ile Kent Müzesi olarak turizme kazandırılacak olan Tarihi Meydan Hamamı’nda restorasyon çalışmaları başladı. 2 Ekim tarihinde sözleşmesi imzalanan ve Hat Sanatları ile Kent Müzesi olarak turizme kazandırılacak olan Tarihi Meydan Hamamı’nda restorasyon çalışmaları başladı. Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, çalışmaları yerinde inceleyerek yüklenici firma yetkililerinden bilgi aldı. 360 gün teslim süresi bulunan hamam tamamlandığında şehrin tarihine ışık tutacak turizm destinasyonlarından biri daha ilçeye kazandırılmış olacak. Projenin bir yılda tamamlanacağını belirten Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, “Karadeniz’in en önemli meydanlarında biri olan Ünye Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Tarihi Meydan Hamamı metruk vaziyette durmaktaydı. Yapım tarihi 1600’lü yıllara dayanan ancak 18’ncü yüzyıl itibariyle hamam olarak kullanılan bu yapının artık bir turizm destinasyonu olmasının daha doğru olacağını düşündük. Bu minvalde ilçemizin bir değeri olan ve dünyaya mal olmuş hat sanatları ustası Mustafa Rakım Efendi’nin hat eserlerinin olacağı, aynı zamanda minyatür öğelerle kentimizin tarihine ışık tutacak bir müze konseptinin uygun olacağı fikrinde birleştik. 2 Ekim’de sözleşmesini imzaladığımız projemizde çalışmalar hızla başladı. 360 gün teslim süresi bulunan projemiz ile birlikte Ünye’miz çok değerli bir esere daha kavuşmuş olacak. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Kırklareli AK Parti Kırklareli İl Teşkilatı’ndan Filistin’e destek açıklaması AK Parti Kırklareli İl Teşkilatı, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının birinci yılında, Filistin halkına yönelik zulmü kınadı. İsrail’in Filistin’e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırının birinci yılı vesilesiyle AK Parti Kırklareli İl Teşkilatı açıklama yaptı. İl Özel İdaresi Cazibe Merkezi’nde İl Başkanı Yunus Ercan Dağtaş yaptı. Dağtaş, Filistin halkının maruz kaldığı zulme karşı duyulan derin üzüntü belirtilerek, Filistin davasının her zaman savunulacağı vurguladı. Dağtaş, “Bugün, İsrail’in Filistin’e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırının birinci yılında bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle, Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılar ile Filistinli savunmasız sivilleri hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır” dedi. 42 binden fazla Filistinli şehit düştü Yaşanan saldırılarda 42 binden fazla Filistinli’nin şehit olduğunu ifade ederek “İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim’i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz: 7 Ekim’i, meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil İsrail’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü” diye konuştu. "Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadı, süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı" İşgalin 77 yıllık bir zulüm ve katliam olduğunu anlatan Dağtas, “Topraklarından edilmiş, hakları ve malları gasp edilmiş, öldürülmüş; katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenebilir. İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı’nın çifte standardını, iki yüzlülüğünü ve ikircikli tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim’den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır” şeklinde konuştu. “Tüm gücümüzle haykırıyoruz: İsrail durdurulmalıdır! Netanyahu hesap vermelidir” Dağtaş, “İsrail 1930’ların Nazi Almanyası’ndan farksızdır. Tıpkı Nazi Almanyası gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanyası gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail bugün Ortadoğu’da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanyası’nın durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir. Bu nedenle tüm gücümüzle haykırıyoruz: İsrail durdurulmalıdır! Netanyahu hesap vermelidir” dedi. Konuşmanın ardından video gösterimi yapıldı.
Kayseri HAK-İŞ emekçileri şehitler için dua ederek mesaiye başladı Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı Hizmet-İş Sendikası üyesi işçiler terör devleti katil İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinde başlattığı soy kırımı lanetleyerek tüm şehitler için dua ederek mesaiye başladı. Kocasinan Belediye atölyesinde sabah mesaiye başlamadan bir araya gelen işçiler Siyonist İsrail tarafından Filistin’e yapılan ve 7 Ekim’den bu yana şiddetini artırarak devam eden katliamların yıldönümünde Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarını bir kez daha yineleyerek basın açıklaması yaptı. HAK-İŞ Konfederasyonu Kayseri İl Başkanı ve Hizmet-İş Sendikası Kayseri Şube Başkanı Serhat Çelik yaptığı açıklamada, "HAK-İŞ olarak, Filistin davasını tarihimizin ve inancımızın bize yüklediği önemli bir sorumluluk olarak görmekle birlikte aynı zamanda bir insan hakları örgütü olmamız dolayısıyla da Filistinli ve Gazzeli kardeşlerimizin onurlu mücadelesinde yanlarında olduk. Filistin’de özellikle Gazze’de yüzyılın trajedisi ve insanlık tarihinin en acımasız katliamlarından biri yaşanmaktadır. Siyonist İsrail, Gazze’yi bir açık hava hapishanesine dönüştürmüş, uluslararası hukuku hiçe sayarak, sistematik bir şekilde tüm dünyanın gözü önünde ciddi insan hakları ihlalleri yaparak soykırım gerçekleştirmektedir. Siyonist İsrail’in saldırıları sonucu, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana, 42 bine yakın Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetmiş, 10 binden fazla Gazze’li kaybolmuş ve 100 bine yakın insan yaralanmış ya da sakat kalmıştır. Bu süreçte, 172 gazeteci, 500’ü aşkın sağlık görevlisi ve 210’dan fazla Birleşmiş Milletler personeli hayatını kaybetmiştir. 820 cami ve 3 kilise vurulmuş, onlarca hastane, yüzlerce okul ve 130’dan fazla ambulans saldırıya uğramıştır. İsrail’in acımasız saldırıları sonucunda, 17 binden fazla çocuk kurşunlar ve bombalarla hunharca katledilmiştir. Terör devleti İsrail’in Gazze’ye uyguladığı katliam devam ederken işgal alanını genişleterek, Lübnan’a yönelik saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 600’ü aşmış, yaralıların sayısı ise 1.800’ün üzerine çıkmıştır. HAK-İŞ olarak Siyonist İsrail’in tarihe kara bir leke olarak yazdığı, 7 Ekim 2023 tarihinin yıldönümünde bir kez daha Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu güçlü bir şekilde ifade ediyor, en güçlü şekilde kınıyor ve lanetliyoruz. Sesimizi yükselterek bu zulme karşı duruyoruz. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere; uluslararası kuruluşları, İslam İş birliği Teşkilatını, Avrupa Birliğini, Arap Birliğini, bölge ülkelerini ve insan hakları kuruluşlarını Siyonist İsrail Devleti’nin, Netanyahu başta olmak üzere bütün yöneticilerinin uluslararası savaş suçluları mahkemesinde yargılanması için harekete geçmeye, katliamları durdurmak için acilen İsrail’e her türlü müeyyidenin uygulanmasını talep ediyoruz. ITUC ve ETUC başta olmak üzere bütün Dünya Sendikal Hareketine, tüm imkanları zorlayarak Filistin halkı ile dayanışma içinde olması konusunda çağrıda bulunuyoruz. Başkenti Kudüs olan özgür ve bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının sağlanmasını, Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı ekonomik ve insani sıkıntılarının acilen giderilmesini, Gazze’deki insanlık dışı abluka, yasadışı yerleşim faaliyetlerine, Kudüs’ün tarihi ve hukuki statüsüne yönelik saldırılarından ve insanlığın tüm değerlerini yok sayan tutumundan vazgeçmesini, işgalci İsrail’in Filistinlilere uyguladığı zorla yerleşim, yer değiştirme ve yıkım çalışmalarını, İsrail güçlerinin Mescid-i Aksâ’ya karşı saldırılarını ve Kudüs şehrindeki tarihi yapıları tahrip etmesini şiddetle kınıyor ve durdurulmasını istiyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararı gereğince: İsrail güçlerinin Gazze’nin tamamından geri çekilmesini, tüm rehinelerin ve tutukluların karşılıklı olarak serbest bırakılmasını, yerlerinden edilen Filistinli sivillerin evlerine geri dönmesini, Gazze genelinde insani yardımların güvenli, kesintisiz ve yeterli düzeyde ulaştırılmasını, Gazze’nin yeniden imarı için bir inşa planının başlatılmasını ve hâlen Gazze’de bulunan, hayatını kaybetmiş rehinelerin kalıntılarının ailelerine iade edilmesini talep ediyor; bu kararın acilen uygulanması ve İsrail’e karşı gerekli tedbirlerin alınması konusunda uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırıyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, başkenti Kudüs olan özgür ve bağımsız Filistin Devleti kuruluncaya kadar mücadeleye devam edecektir. Kudüs, yeniden bir barış kenti olarak, asli sahipleri olan Filistinlilere bırakılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Ankara Bakan Bayraktar: "2026 yılında Karadeniz’deki doğal gaz üretimimizi 20 milyon metreküp güne çıkaracağız" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "2026 yılında Karadeniz’deki doğal gaz üretimimizi 20 milyon metreküp güne çıkaracağız" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin Somali görevi, Karadeniz gazı ve Gabar petrolündeki son durum başta olmak üzere güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Medya temsilcilerinin ve basın mensuplarının katıldığı programda konuşan Bayraktar, "Türkiye’nin bu artan talebini karşılamak, ülkenin bu dışa bağımlılığını düşürmekle alakalı biz petrol ve doğal gaz aramalarında neler yapabiliriz noktasına aslında son 22 yıldır bütün AK Parti iktidarları döneminde yoğunlaşmış durumdayız. Böyle baktığımızda da geçmişi şöyle bir ele aldığımızda, 1954’te kurulmuş Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı var. Yani bizim milli petrol şirketimiz, bugün 70’inci yılında yani milli petrol şirketimiz var. Ama özellikle AK Parti’nin ilk döneminde, bu dönüşüm sürecinin ilk kısmında şunu söyleyebiliriz, yabancı ortaklıklarda, özellikle Karadeniz’deki aramalara baktığımız zaman, Karadeniz’de Sakarya gaz geçişine kadar 6 tane derin deniz sondajımız var" diye konuştu. 2016 yılında enerji ve maden politikası olarak nitelendirilen bir dönüşüm süreci olduğunu ifade eden Bayraktar, "Bu süreçte biz Türkiye’deki petrolcülükte ve doğal gaz aramacılığında neyi farklı yapabiliriz konusuna eğildik. İlk yaptığımız şeylerden bir tanesi Türkiye Petrolleri’nin bir yeniden yapılandırma süreci oldu. Türkiye Petrolleri uluslararası anlamda petrol doğal gaz ve aramacılığı yapan arama odaklı bir şirket olsun istedik. Ondan sonraki aşamada mutlaka Türkiye’de denizlerimizde gidilmemiş coğrafyaların, bölgelerin, lokasyonların aranması. Stratejilerimizden bir tanesi buydu. Bir diğeri, kendi sondaj gemilerimizle, sismik gemilerimizle ve yetişmiş insanımızla o aramaları yapalım anlayışımız vardı. Dolayısıyla bütün bunlarla birlikte yeni bir sürece girdik, Türkiye’deki petrol ve doğal gaz aramacılığı. 2017 yılı cumartesi günü uğurladığımız, filomuza katıldığı tarih. O tümüyle Türkiye’deki tersanelerde tasarlanmış, üretilmiş bir gemi. Bizim kendi imalatımız. O gemi 2017 yılında filomuza katıldı. Bugün Türkiye dünyadaki en kaliteli, en modern gemi filosuna sahip, deniz aramacılığında kullanılan filoya ait bir ülke haline geldi" şeklinde konuştu. "2026 yılında Karadeniz’deki doğal gaz üretimimizi 20 milyon metreküp güne çıkaracağız" Karadeniz aramaları, Şırnak keşfi, daha önce gidilmemiş türlü vesilelerle gidilemeyen yerlerde petrol ve doğal gaz aradıklarını belirten Bayraktar, "Tam pandeminin ortasında 2020 yılının Ağustos ayında Karadeniz’de doğal gaz keşfimiz gerçekleşti. Sonuçlarını yavaş yavaş yavaş artık görmeye başladığımız bir sürece girdik. Türkiye’nin 2016 yılında günlük petrol üretimi sadece 49 bin varildi. Bugün bu rakam 110 bin varillere gelmiş durumda. Bugün gelinen noktada Karadeniz gazında bizim üretimimiz 6 milyon metreküpü geçti. Kasım ayı aralık gibi 7.5 milyon metreküp üretim ve ilk fazla hedeflendiğimiz 10 milyon metreküp üretimi 2025 yılının ilk çeyreğinde ulaşmış olacağız. Konutlarda meskenlerdeki talebin artacağını öngörüyoruz. Karadeniz’deki üretimimizi artırmamız lazım. Çanakkale’de şu anda aktivasyon çalışmaları ve yenileme çalışmaları devam eden yüzer platformumuz var. Ülkemizin envanterine kattık. 2026 yılında Karadeniz’deki üretimimizi 20 milyon metreküp güne çıkaracağız. O da yine yoğun arama ve üretim stratejimizin önemli bir parçası. Bizim elbette ki Türkiye’de aranmamış coğrafyaları, lokasyonları aramamız lazım. Orada üretmemiz lazım. Türkiye’nin 2 milyon varili bulan günlük doğal gaz ve petrol ihtiyacını tümüyle kendi ülkemizdeki kaynaklardan karşılayamayabiliriz. Türkiye mutlaka farklı coğrafyalarda petrol, doğal gaz aramalarında ortak olarak bulunması lazım. Irak’ta çok daha farklı projelerin içerisinde olmak istiyoruz. Kuzey Irak’ta 3 petrol sahasında ortaklığımız var. Basra’da daha aktif olmak istiyoruz. Libya denizlerinde daha aktif olmak istiyoruz. Farklı coğrafyalarda arayışımız devam ediyor. Somali denizindeki arama bizim için tarihi bir dönemi açıyor. Kendi gemilerimizle operatör olarak arama yapabilir bir ülke haline geldik. Çok kısa bir süre içerisinde 2016’dan bugüne kadar Türkiye stratejisini değiştirdi" dedi.
Bursa Kazı ruhsatları artık Karacabey Belediyesi’nden alınacak Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, "Artık Karacabey’de şehir içindeki elektrik, doğalgaz, su gibi alanlarda yapılacak tüm kazıların ruhsatları Karacabey Belediyesi tarafından verilecek” dedi. Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, ilçedeki altyapı çalışmalarına yönelik geçtiğimiz ay belediye meclisinde onaylanan önemli bir adımı kamuoyuna duyurdu. Büyükşehir yasasıyla birlikte ilçelerde yapılan altyapı kazılarıyla ilgili izin verme yetkisi Büyükşehir Belediyelerine verilmişti. Vatandaşlar önceden bu işlemler için Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne müracaatta bulunurken yeni gelişme ile birlikte bu işlemleri artık Karacabey Belediyesi’nde gerçekleştirebilecek. Başkan Karabatı, bu kararın vatandaşlara daha hızlı ve pratik bir hizmet sunmayı hedeflendiğini vurgulayarak, “Önceden bu tür işlemler Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden alınan izinle yapılabiliyordu. Şimdi ise vatandaşımızın Bursa’ya gitmesine gerek kalmadan belediyemiz bu süreci doğrudan yürütecek. Böylece kazı izinleri için vatandaşlarımızın iş yükü azalacak ve işlemler çok daha hızlı hale gelecek” ifadelerini kullandı. “Belediyemizin gelir kaynakları güçlenecek” Bu düzenleme ile birlikte kazı ruhsatlarından alınacak harçların doğrudan Karacabey Belediyesi’ne aktarılacağını belirten Karabatı, “Bu sayede belediyemizin gelir kaynakları güçlenecek. Elde edeceğimiz bu gelirler, ilçemize daha fazla yatırım yapmamızı sağlayacak. Belediye olarak, bu kaynakları halkımıza hizmet etmek, projelerimizi hızlandırmak ve Karacabey’imizin gelişimini desteklemek için en verimli şekilde kullanacağız. Her zaman söylediğimiz gibi, Karacabey’imizin gelişimi ve vatandaşlarımızın refahı için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Bu yeni düzenlemenin hem belediyemize hem de halkımıza hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.