ASAYİŞ - 23 Aralık 2024 Pazartesi 10:37

Aydoğdu ailesi 25 yaşında kaybettikleri kızları ve 72 kişi için adalet istiyor

A
A
A

Adıyaman’da 6 Şubat depreminde otelde hayatını kaybeden 72 kişiden 25 yaşındaki İmran Aydoğdu’nun ailesi, sorumluların cezalandırılmasını istiyor. Kızlarının hatıralarını yaşatmak için kiraladıkları evi satın alan ve kızlarının odasındaki eşyaları aynı şekilde muhafaza eden Zehra ve Kadir Aydoğdu çifti, önceden korktukları evlatlarının köpeklerine ve kedilerine gözü gibi bakıyor.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde ilki saat 04.17’de 7,7 büyüklüğünde, ikincisi ise saat 13.24’te 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremlerde, tur rehberliği yapan 25 yaşındaki İmran Aydoğdu ve beraberindeki 30 meslektaşı, şoförleri ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gelen 26’sı çocuk, 9’u öğretmen olmak üzere 72 kişi, Adıyaman’da kaldıkları otelin yıkılması sonucu enkazda can verdi.

Kızlarına dair her şeyi saklıyorlar

Anne Zehra ve baba Kadir Aydoğdu, depremde vefat eden evlatları için Bolu’dan Eskişehir’e taşınırken kirada oturdukları evi, kızlarının hatıralarının silinmemesi için satın aldılar. Geçmişte köpekten korkan anne ve baba kızlarının baktığı ’Aşa’ ve ’Daryus’ isimli köpeklere gözü gibi bakıyor. Yine İmran Aydoğdu’nun sokakta beslediği ’Panço’, ’Tombik’, ’H-Man’ ve ’Bella’ isimli kedileri de evine alan aile, kızlarının hatırasını yaşatmaya çalışıyor. Evde kızlarının fotoğraflarını her yere asan anne ve baba, İmran Aydoğdu’nun odasını bozmamaya özen gösteriyor. Kızlarının şampuanından yastığına kadar bütün eşyaları özenle muhafaza eden aile, evlat acısını taze bir şekilde yaşıyor.

Aydoğdu ailesi 25 yaşında kaybettikleri kızları ve 72 kişi için adalet istiyor

“Biz oraya vardık, 15 dakika sonra çocuğumun bedenini çıkartıp önümüze koydular”

Depremi haber alır almaz Adıyaman’a hareket ettiğini belirten Zehra Aydoğdu, kızının cansız bedenini uzun uğraşları sonucunda bulduğunu şöyle anlattı:

“Biz oraya 2’nci gün gittiğimizde hastanenin bodrum katı tamamen ceset doluydu. Oraya atmışlar, bazılarının ismi yazıyordu. Çocuğum orada mı diye hepsinin yüzünü açtım, tek tek baktım. ’Burada yok, beni otele götürün. Benim çocuğum orada’ dedim. Otele vardığımızda, orayı gördüğümde zaten ’burada kimse yaşamaz’ dedim. 11 katlı otel tamamen 1 ya da 1 buçuk kata kum gibi olduğu gibi göçmüş, hiçbir yaşam alanı yok. Oraya kadar gittiğimizde yaşam alanları vardı. Binaların sadece duvarı patlamış ama sağlam duruyor. Enkaz başına Kıbrıslılar gelmişti. Oraya gittiğimizde tek çalışılan bina bu oteldi. Tarif ettim, ’Benim çocuğum 25 yaşında, 2 kız çocuğu aynı odada kalıyor. Çıkartabildiniz mi’ dedim. ’Şu anda 13-14 yaşında 2 kız çocuğuna ulaşmak üzereyiz’ dediler. Benim çocuğum 25 yaşında ama onlar küçük görmüşler. Biz oraya vardık, 15 dakika sonra çocuğumun bedenini çıkartıp önümüze koydular. Ben o sırada ailelerle görüşürken çocuğumu çıkartıp yere koymuşlar. Ablasına göstermişler, ’senin kardeşin mi’ diye sormuşlar. O da sadece kafasına bakmış, ’hayır, kardeşim değil’ demiş. Çünkü ölmesini istemiyor. Sonra oradan birisi, ’sizin çocuğunuzda piercing var mıydı’ dedi. ’yavrumda piercing vardı, evet’ dedim. ’O çıkarılan çocukta piercing vardı, o sizin çocuğunuz o zaman’ dediler. Ben hemen koşa koşa gidip baktım, yavrum ölmüş. Arkadaşını da 5 dakika sonra getirdiler, o da ölmüş. Aynı odada 2’si birlikte çıktılar. Orada 72 can vefat etti.”

“72 can için, öldürdükleri her 1 can için 3 ay bile etmiyor”

Dava sürecini anlatan ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırmasını istediklerini dile getiren baba Kadir Aydoğdu ise, “Davada bilirkişi raporu geldi. Rapor bizim lehimize olacak diye bekliyoruz. Bütün hepsini suçluyor, yapı 1998’e bile uygun değil, kaçak kat yapılmış, onlar yıktı diyor, 11 sanığın hepsini de suçlu buluyor. Fakat savcı girişte mütalaa veriyor. Daha o rapor üzerinde konuşulmadan, bizim avukatlar da konuşmadan bunu yapıyor. Karşı tarafın avukatları da savcının direkt mütalaa vermesine şaşırmış. Mütalaada, ’Bu adam arada sırada burada ailesiyle kaldığı için muhtemel kast değil, bilinçli taksirli, en üst taksirli ceza alması için’ diyor. Yani o da 72 can için, öldürdükleri her 1 can için 3 ay bile etmiyor. Muhtemel kast olsaydı o alacakları ceza 72 ile çarpılacaklardı, yani ömür boyu çıkamayacaklardı. Beklentimiz muhtemel kast olmasıydı. O olmazsa da daha yüksek mahkemelere gidilecek, bu bitmeyecek. Biz bitirmeyeceğiz. Ben ilkokul öğretmeniyim. Depremde kenara yat, sağlam bir yerde kafanı koru sağlam diye çocuklara öğretiyoruz. O otelde öyle bir imkan da yok. Yani yatağın yanına yatsaydı boğularak ölecekti. Kum yığınına dönmüş, yerdeki kitap bile ezilmiş. Çocuğumun cüzdanı geldi, onun bile pestili çıkmış” dedi.

Aydoğdu ailesi 25 yaşında kaybettikleri kızları ve 72 kişi için adalet istiyor

Aile, otel sahibi ve oğlunun ağır şekilde ceza almasını istiyor

Aydoğdu’nun annesi ve babası, otel sahibi ve oğlunun tutuklu yargılandığı davanın devam ettiğini, sorumluların en ağır biçimde ceza almasını istediklerini dile getirdi. Aile mahkeme için Adıyaman’a gideceklerini de belirttiler.

Bahadır Turgut - Emir Erten

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Kavaklıdere’de Cennet Elması fidanı dağıtımı Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, üreticilere katma değeri yüksek ürün yetiştiriciliği konusunda desteklerini sürdürüyor. İl Müdürlüğü ekipleri, Kavaklıdere ilçesi Çayboyu Mahallesinde üreticilere cennet elması fidan dağıtımını gerçekleştirdi. 100 dekarlık bir alanda 34 üretici ile yürütülecek projede toplam 5 bin adet cennet elması fidanının toprakla buluşturulması hedefleniyor. Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün başlattığı ve Muğla Valiliği YİKOB tarafından da desteklenen ‘Cennet Elmasının Yaygınlaştırılması Projesi’ kapsamında Kavaklıdere’deki üreticilere fidan dağıtımı yapıldı. Etkinliğe Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak ve Kavaklıdere Belediye Başkanı Mehmet Demir’in yanı sıra, muhtarlar, üreticiler ve vatandaşlar katıldı. Törende konuşan Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak Trabzon hurması olarak da bilinen ve subtropik bir meyve olan cennet elmasının, Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde yetiştirildiğini ve Muğla’da da üretiminin artırılması için harekete geçtiklerini belirterek, “Kavaklıdere ilçemizin coğrafi şartları ve iklim özellikleri, cennet elmasının üretimi için uygundur. Bu nedenle, ilçede cennet elmasının üretiminin artırılması ve ticari anlamda pazarda yer edinmesini hedefledik ve projemizi hayata geçirdik. Projemize işbirlikleri ile destek olan Kavaklıdere Belediyemize ve Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne şükranlarımızı sunuyoruz. Kavaklıdere bundan böyle cennet elması ile de pazarda adından söz ettirecek” dedi. Projenin 100 dekarlık bir alanda ve başlangıç itibariyle toplam 34 üretici ile yürütüleceğini kaydeden İl Müdürü Saylak, toplam 400 bin TL bütçeli çalışma kapsamında üreticilere dağıtılacak 5 bin adet fidanın yüzde 90 hibeli olarak sağlandığını belirtti. Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün yine aynı işbirliği çerçevesinde Kavaklıdere’de bir başka proje daha sürdürdüğünü söyleyen Saylak, "Yerli Çayboyu Fasulyesi Çeşidinin Yaygınlaştırılması Projesi kapsamında 200 kg Çayboyu fasulye tohumu, 10 dekar alanda 200 üreticiye dağıtılacak. Projenin toplam bütçesi 134 bin 200 TL olarak belirlendi. Her iki ürün de yeni tarım destekleme modeli planlı üretim kapsamında bulunması sebebiyle çiftçilerimize ilave destekler sağlayacaktır. Üreticilerimize ve ilçemize hayırlı olsun” diye konuştu.
Bitlis Öğrenciler soflarını eğitim camiasıyla paylaştı Bitlis’in Tatvan ilçesinde, fen lisesi öğrencileri sofralarını eğitim camiasıyla paylaştı. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş ile İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür, öğle yemeğinde öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrencilerle yemek kuyruğuna giren BEÜ Rektörü Elmastaş ile İl Milli Eğitim Müdürü Gür, birlik ve beraberliğe vurgu yaptılar. Öğrencilere yönelik bir konuşmaya yapan Gür, öğrencilerle sofralarını paylaşmanın mutluluk duyduğunu ifade etti. Gür, “Bugün sizlerle birlikte bu sofrayı paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bir araya gelerek birlikte yemek yemek, sadece bedenlerimizi değil, aynı zamanda ruhlarımızı da doyurur. Bu tür anlar, bizlere birlik ve beraberliğin, dostluğun ve kardeşliğin ne kadar değerli olduğunu hatırlatır. Bu sofrada bir arada olmanın verdiği huzur ve mutlulukla, sizlerle paylaştığımız her anın kıymetini bilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sizler, geleceğimizin teminatı ve en büyük umudumuzsunuz. Eğitiminiz ve başarılarınızla gurur duyuyoruz ve her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Birlikte başardığımız her şey, geleceğe umutla bakmamıza vesile olur. Her birinizin içinde büyük bir potansiyel var ve bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendireceğinize inancım tamdır. Bugün burada, bu sofrada, birlikte olmanın ve paylaşmanın güzelliğini yaşadık. Her birinize teşekkür ediyor, başarılarınızın ve mutluluğunuzun daim olmasını diliyorum. Yolunuz her zaman açık, başarınız daim olsun” dedi. Yemekhanede incelemelerde bulunan ve öğrencilerin en iyi hizmeti alması için çalışmaya devam edeceklerini belirten Gür, öğretmenlere eğitim hayatlarında kolaylıklar, öğrencilere de başarılar diledi.
İstanbul Eyüpsultan Belediyesi’ne 90 milyon liralık icra şoku Eyüpsultan Belediyesi, çöp toplama hizmeti veren bir şirketin 90 milyon liralık alacağı nedeniyle icralık oldu. Sabah saatlerinde belediye binasına gelen avukat ve icra memurları, haciz işlemi başlattı. Eyüpsultan Belediyesi, çöp toplama hizmeti veren bir şirketin 90 milyon liralık alacağı nedeniyle icra işlemiyle karşı karşıya kaldı. İş bitiminin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen belediyeden herhangi bir ödeme planı sunulmaması, alacaklı şirketin avukatlarını ve icra memurlarını harekete geçirdi. Belediyeye hizmet ağırlıklı çöp toplama araçları kiralayan şirket, alacaklarını tahsil edebilmek için hukuki süreç başlattı. Sabah saatlerinde belediye binasına giden ekipler, haciz işlemini başlattı. Belediye binası içeresinde haciz işleminin sürdüğü öğrenildi. "Ödeme planı sunulmadı, haciz başlatıldı" Belediyenin icra takibine verdiği yanıtta haczedilecek mal varlıkları arasında park alanlarını bildirdiğini söyleyen şirket avukatı Erdal Avcı, “Müvekkilim, Eyüpsultan Belediyesi’ne çöp toplama hizmeti sağladı ancak 90-95 milyon liralık alacağımızı tahsil edemedik. Belediyeden defalarca toplantı talep ettik, fakat olumlu bir sonuç alamadık. Bunun üzerine icra takibi başlattık. Vatandaşların kullanımında olması gereken park alanlarını satışa sunmayı tercih etmedik. Bunun yerine, belediye binasında muhafazalı haciz işlemiyle taşınabilir malları yediemin depolarına taşımaya geldik. Biz cüzi bir miktarı peşin almak ve kalanını taksitlendirmek kaydıyla makul bir çözüm önerdik ancak teklifimiz reddedildi. Müdürlerle görüşmeler yaptık, başkan ve başkan yardımcılarıyla da bu konuyu çözmeye çalıştık ama bir sonuç alamadık. Bu nedenle haciz hakkımızı kullanıyoruz” diye konuştu. “20 yıllık hizmetimize rağmen ciddi haksızlık yapılıyor” Şirketin Eyüpsultan Belediyesi’nde yıllardır hizmet verdiğini belirten Avcı, “Son ihalede araç sayısını yüzde 30 azaltarak maliyeti artırdılar. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Genelgesi’ne aykırı. Buna rağmen biz ihaleye katıldık ve hizmete devam etmek istedik ancak 20 yıllık tecrübemize rağmen hak ettiğimiz ücretin ödenmemesi kabul edilemez. Belediyenin bu tutumu müvekkilimi ekonomik olarak zor duruma soktu. Belediye kanunu gereği tüm mal varlıklarına haciz uygulayamadıklarını ancak hak ettikleri miktarı tahsil edebilmek için her türlü hukuki mücadeleyi sürdüreceğiz. Burada çok ciddi bir haksızlık var. Belediyenin, personel maaşlarını ödememesi gibi bir durumla karşı karşıyayız. Hakkımız olan ne varsa alacağız ve hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Denizli Denizli’de su ürünleri denetimleri aralıksız ve kararlılıkla devam ediyor Denizli’de su ürünleri kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için denetimler aralıksız devam ediyor. Denizli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince yapılan denetimlerde kanuna aykırılık tespit edilen 43 kişi tespit edilirken iş yerlerine ise 527 bin 673 TL idari para cezası kesildi. Denizli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince, tüm nakil güzergâhları, işleme ve değerlendirme tesisleri, soğuk hava depoları, toptan ve perakende satış yerlerinde, göl, gölet, akarsularda; boy, zaman, tür, yer, mesafe ve av araçlarına yönelik ve yasa dışı balık avcılığı ile mücadele kapsamında su ürünleri kontrol ve denetimler aralıksız devam ediyor. Yapılan denetimler esnasında “1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu’na aykırılık tespit edilen 43 kişi ve iş yerine 527 bin 673 TL idari para cezası işlemi uygulanırken 127 bin metre kaçak balık ağına ve yasak olan 2 adet elektroşok cihazına el konulduğu belirtildi. Denetimlerin aralıksız bir şekilde yapıldığını ve aralıksız devam edeceğini belirten Denizli İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir Çınar, “Sürdürebilir avcılığın sağlanması, ekosistemin koruması, her balığa en az bir kere üreme hakkı verilmesinin gerektiğini, denetimlerin aralıksız bir şekilde yapıldığını ve yapılmaya devam edileceğini, İlimizde güvenlik birimleri ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içinde, kaçak ve yasa dışı avlanmaya karşı kararlı bir mücadele yürütüldüğünü, Su ekosistemi sadece insanlara değil, aynı zamanda su ürünleri ve birçok endemik canlıya yaşam alanı sağladığını, bu ekosistemin korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için bizlere büyük bir sorumluk düştüğünü, denetimlerin aralıksız sürdürülecektir” dedi. Su ürünlerine av yasağı denetimleri İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerindeki ekipler, Emniyet ve Jandarma personeller tarafından yapıldığını belirten Çınar, “Ticari ve Amatör su ürünleri avcılığı yapan vatandaşlarımızın su ürünleri av yasaklarına uymaları hem kendi menfaatleri hem de su ürünleri kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.