EĞİTİM - 04 Mayıs 2024 Cumartesi 14:39

Anadolu Üniversitesi’nde kültür söyleşilerine Prof. Dr. Halil Berktay konuk oldu

A
A
A
Anadolu Üniversitesi’nde kültür söyleşilerine Prof. Dr. Halil Berktay konuk oldu

Eskişehir’de ‘Kültür Söyleşileri’ kapsamında düzenlenen ’Tarih ve İdeoloji’ başlıklı söyleşi Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi (İBF) Şener Şen Salonu’nda gerçekleştirildi.


Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÜDAM) Müdürü Prof. Dr. Haşim Şahin’in moderatörlüğünü yaptığı etkinliğe İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Berktay konuk oldu. Söyleşiye İBF Dekanı Prof. Dr. Bülend Aydın Ertekin başta olmak üzere çok sayıda akademisyen ve öğrenci de katılım gösterdi.


“Tarihçilik ve tarih yazıcılığı bugün ile geçmiş arasında sürekli bir ilişkidir”


Tarihçinin özelliklerinden ve tarihi ideolojilerden kurtarmanın mümkün olup olmadığına değinen İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Berktay konuşmasında şunlara yer verdi:


“Bilimde objektiflik apriori değildir aposteoridir. İyi bilim insanı ise sadece yanıldığını kabul etmekle kalmaz, yanıldığının düzeltilmesinden sevinç duyar. Kendisini aşağılanmış hissetmez gerçeğe daha fazla yaklaşmak uğruna hatasının düzeltilmesinden sevinç duyar. Sadece gerçeği bilmek söz konusu değildir. Tarihte niyet ve bağlayıcı meslek etiği önemlidir. Tarihçilik ve tarih yazıcılığı bugün ile geçmiş arasında sürekli bir ilişkidir; geçmişin nötr bir şekilde incelenmesi yerine bugün ile geçmiş arasında sürekli diyalogdur ve bu ilişki bugünden kurulur. Günümüz olayları, ideolojik politik cereyanları tarihi belirli bir ortamla kuşatır ve ona bazı fikirleri, konuları, temaları ilham eder. Duyarlılıklar doğrultusunda her nesil kendi tarihine ilişkin sorular sorar. 1960-1968 Paris Vietnam savaşı ve protestoları birer dalgalanma örnekleri. 1950’lerin sonundan itibaren birçok İlkçağ Tarihine yönelen genç araştırmacılar, kölelik ve köle isyanını çalışıyor çünkü 1960’ların, o dönemin solcu terminolojisi, aşağıdan yukarı patlak veren isyanları, özellikle klasik Atina’nın ve Roma’nın kölelik düzeni ve köleleri ile zihinsel ve duygusal bir bağlantı kuruyorlar. Böylelikle İlkçağ Tarihçiliğinde yoksulluk, sınıflar, sınıfsallaşma, köylü isyanları gibi konular öne çıkar. Sovyetler Birliği çökünce ve bütün Doğu Avrupa’daki komünist tek partili rejimleri de transformasyona uğratınca demokrasiye geri dönüş gerçekleşti. Bunun sonucunda İlkçağ Tarihçiliğinde, ilkçağ demokrasisi yeniden değer kazandı.”


‘Tarih ve İdeoloji’ söyleşisi soru-cevap kısmının ardından İBF Dekanı Prof. Dr. Bülend Aydın Ertekin’in Prof. Dr. Halil Berktay’a teşekkür belgesi ve hediye takdim etmesiyle sona erdi.



Anadolu Üniversitesi’nde kültür söyleşilerine Prof. Dr. Halil Berktay konuk oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Başkan Yalım’dan sıfır maliyetli festival UŞAK (İHA) – Uşak Belediyesi tarafından hazırlanan Gençlik Festivali, sponsorlar ve alınan destekler ile hiçbir maliyet olmadan yapıldı. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında Uşak Belediyesi bünyesinde hazırlanan Atapark’ta Gençlik Festivali’nin açılışı yapıldı. Belediye Başkanı Özkan Yalım, 18 Mayıs itibariyle festivalde yer alan sanatçıların, sıfır maliyetle sahne alacaklarını belirtti. Başkan Yalım, sözlerine şöyle devam etti: "Uşak Belediye Başkanı seçilmeden önce nasıl sanatçılara verilen gereksiz paraları eleştirdiysem, şimdi de aynı noktadayım. Değişen hiçbir şey olmadı" Alınan destekler ve sponsorlarla gerçekleştirilen festivalin, belediyeden tek bir lira alınmadan yapıldığına dikkat çeken Başkan Yalım, eleştirenlere de cevap verdi. "Birkaç kişi bizleri eleştirmiş" diye konuşan Başkan Yalım; "Başkan değişti, fikir değişmedi diye sanatçı getirmeye, festival yapmaya devam demişler. Biz festivalleri yapmayacağız, kutlamalara katılmayacağız demedik" diyerek yapılacak olan Tarhana Festivali ile ilgili detayları da paylaştı. "Mayısın ilk haftası meclis ile yaptığımız toplantıda alınan kararla her yıl Temmuz’un üçüncü haftası Tarhana Festivali’ni kutlayarak yerel ürünleri sergileyeceğiz" diyen Yalım, "O festivalde de aynı şekilde yerel sanatçılarımızı sıfır maliyetle, sponsorlarımızla yapacağız. Hem Uşak’ın tanıtımıyla ilgili hem de Uşağın tanıtımıyla gereken çalışmaları yapıyoruz”
Denizli İş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimleri etkin çalışmalı Denizli İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Derneği (DİSGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akköse, “İş sağlığı ve güvenliği alanındaki yeterliliğin sağlanması için iş güvenliği uzmanları ile iş yeri hekimleri etkin ve verimli çalışmasına bağlıdır” dedi. DİSGDER 5. Dönem olağan genel kurulu yapıldı. Seçimler sonucunda derneğin 5. çalışma döneminin yönetim kurulu, denetleme kurulu ve federasyon üst kurulunda temsil edecek üyeler seçildi. İSG çalışanlarının başta eğitim olmak üzere mali, yasalar ve uygulamaları, statü, işveren kaynaklı ve cinsiyet ayrımına yönelik sorunlar yaşamakta olduğuna işaret eden Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akköse, “Eğitim konusunda en önemli sıkıntı çalışanlarda İSG kültürünün oluşmamış olmasıdır. Çünkü İSG kültürü oluşmamış bir toplumda hem işverenler hem de çalışanlar eğitimlerin gerekliliği konusunda yeterli bilince sahip değiller. Ancak işyerinde yürütülecek korunma uygulamalarının ilk aşamasını eğitimler oluşturmaktadır. Bu nedenle İSG kültürünün toplumun her kademesinde ve çalışma yaşamında yer alan tüm kişilerde oluşturulabilmesi için ilköğretimden başlayarak ilerleyen kademelerde de devam eden iş sağlığı ve güvenliğine yönelik bir dersin okul müfredatlarına yerleştirilmesi yerinde bir karar olacaktır. İş güvenliği uzmanlarının yaşadığı önemli bir sorun mali kaynaklı olduğudur. İş sağlığı ve güvenliği alanında mevcut uzman sayıları ve bu alanı meslek olarak seçecek yeni mezunlar düşünüldüğünde bu sayının bir hayli fazla olduğu ve iş güvenliği uzmanlığı mesleğinde bir yığılma olacağı aşikârdır. Bu durum uzmanları düşük ücretlerle çalışmaya zorlamakta ve iş güvenliği uzmanlığı mesleğini değersizleşmektedir. Aynı zamanda işsizlik korkusu kişileri çok düşük maaşlarda çalışmaya zorlarken yapılan işlerin de kalitesini düşürmektedir” dedi. “İşveren kaynaklı mali sıkıntıların azalması ve özellikle iş güvenliği uzmanlarının ücretlerinin ödenmesi, ücret dengesizliği ve aşırı çalışma saatlerinin düzenlenmesi için devlet destekli bir yapıya geçilmesi gerekmektedir” diyen Akköse, şöyle konuştu: “İş güvenliği uzmanları, yaşanan iş kazalarında savcılar açısından tek sorumlu olarak görülüp gözaltı/denetimli serbestlik gibi süreçlerle yüz yüze kalmaktadır. Uzmanların iş güvencesi konusunda sorunlarla karşılaştığını ve görevlerini eksiksiz yapabilmeleri için ekstra iş güvencesinin gerekliliği vardır. Yasalardaki ertelemeler, çalışan sayılarına bağlı dakika uygulamaları, uzmanların yetkilerinin sınırlılığı, kazalarda öncelikli uzmanın sorumlu tutulması, uzmana karşı yasal yaptırımların fazla olması, denetimlerin azlığı konularına ağırlık verilerek yaşanan sıkıntıların giderilmesi adına bir an önce yeni yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ülkemiz açısından iş sağlığı ve güvenliği alanında önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Ancak bu gelişmeler olumlu olmakla birlikte yeterli değildir. Bu yeterliliğin sağlanması da iş güvenliği uzmanları ile iş yeri hekimleri etkin ve verimli çalışmasına bağlıdır. Uzman ve hekimlerin kendilerinden beklenen bu verimliliği gerçekleştirebilmeleri yaşadıkları sorunların en aza indirilmesi ile mümkün olabilecektir”