KÜLTÜR SANAT - 21 Eylül 2024 Cumartesi 11:13

Erzurum’daki arkeolojik kazılarda 6 bin yıl öncesine dair izler ortaya çıkarılıyor

A
A
A
Erzurum’daki arkeolojik kazılarda 6 bin yıl öncesine dair izler ortaya çıkarılıyor

Erzurum Ovası’nda yapılan kazılarda 6 bin yıl eskiye dayanan yerleşim alanlarına ve yaşama dair izler tespit edildi.


Yakutiye ilçesine bağlı Değirmenler Mahallesi’nde bulunan höyükte, Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü izni ve desteğiyle Erzurum Müze Müdürlüğü başkanlığında başlatılan "Değirmenler Höyük Kazı" projesi 1 Temmuz 2024 tarihinde kurtarma kazısı şeklinde başladı. Alanda yapılan kazılarda tespit edilen yerleşim tabakalarındaki insan ve hayvan kemikleri ile seramikler, ait olduğu dönemlere göre değerlendiriliyor. Değirmenler Höyük’te yapılan kazılar sonunda yerleşim yerinin arkeopark alanına dönüştürülmesi planlanıyor.



“Beklediğimizden çok fazla bir mimari dolgu çıktı”


Erzurum Müzesi arkeologlarından kazı yürütücüsü Doç. Dr. Gülşah Altunkaynak, “Şimdiye kadar yaptığımız çalışmada öncelikle yaklaşık 1,5 metrelik dolguda Orta Çağ mezarlığı açtık, akabinde Demir Çağ tabakası başladı. Bu tabakayı çeşitli yapı evreleriyle birlikte çıkarmaya başladık ve beklediğimizden çok fazla bir mimari emare ile karşılaştık. Aslında bu tip kazılarda daha çok seramik ya da küçük buluntular zengin örnekleri ile açığa çıkarılmakta iken burada mimari de ağırlıklı. Demir Çağ tabakasından sonra Karaz evresine inmiş durumdayız. Karaz, bölgemizde en çok bilinen Erken Tunç Çağına ait bir kültür. Değirmenler Höyük’te biz bu Erken Tunç Çağ’ın oldukça derin bir dolgusuyla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.



Her basamak bir çağın şahidi


Mevsimin elverdiği süre içinde kazılara devam edeceklerini ifade eden Altunkaynak, “’Değirmenler Höyük Kazı’ projemizin bilimsel danışmanlığını Prof. Dr. Mehmet Işıklı gerçekleştirmekte. Küçük bir ekiple çalışıyoruz ama buradaki çalışmamızın temel prensibi, buranın kronolojik tablosunu ortaya çıkarabilmektir. Bunun için bu step trench (basamaklı açma) yöntemini benimsedik. Her dönem için bir basamak koyarak devam ediyoruz. Üstten başladık. Burası yaklaşık 20 yıldır kazmayı planladığımız ve çok büyük beklentiler içerisinde olduğumuz bir alandı. Ve nihayet gerçekleşti bu hayalimiz. Bu alanın önemli bir kısmı yol yapımı sırasında zaten tahrip edilmiş durumdaydı ve baktığınızda biz burada pek çok uygarlığın izlerini zaten görebiliyorduk. Önce bir kesit temizliği yaptık, bu kesit temizliğini bir röntgen gibi düşünün. Orada tabakaları belirledik. O tabakalardan numuneler alındı. Bu kesitin yan tarafında 7 m genişlik 4 m derinlikte bir kazı alanını belirledik ve bugüne değin yaklaşık altı metre kadar da inmiş bulunuyoruz” dedi.



“Alanımız küçük ama kazanımlarımız kıymetli”


Kazı alanı içerisinde öncelikli bir Orta Çağ mezarlığı ortaya çıkardıklarını vurgulayan Erzurum Müzesi Arkeologlarından Doç. Dr. Gülşah Altunkaynak, “Orta Çağ mezarlığının hemen altında Demir Çağ başlamakta. Oldukça kalın bir Demir Çağı dolgusu açığa çıkardık. Aslında bizim buradaki hedeflerimizden birisi, bu bölgede daha çok Van merkezli olarak bildiğimiz ve Doğu Anadolu’nun en önemli krallığını kuran Urartular, öncesinde neler yaşandığına dair izler elde edebilmek. Çünkü bölge arkeolojisinde bir Erken Demir Çağ problemimiz var ve bu erken Demir Çağ’da Bölgede gerçekten nasıl bir yaşam biçimi olduğunu henüz tam olarak bilmiyoruz. Sadece Erzurum özelinde değil, Doğu Anadolu özelinde net biçimde ortaya koyabilmiş değiliz. Yine Geç Tunç ve Orta Tunç Çağlar da biraz sıkıntılı bu anlamda. Bu dönemlerle ilgili çalışmalarımızı daha sonra malzemeler üzerinde çalışırken de yürüteceğiz. Şimdi Demir Çağı da bitirdik ve net olarak Erken Tunç Çağı kazmaya devam ediyoruz. Erken Tunç Çağı tabakası içerisinde güzel bir mimari açığa çıkardık. Aslında çok küçük bir alanda çalışmamıza rağmen Demir Çağı tabakasında da güzel hatta oldukça büyük ölçülere sahip bir Demir Çağ mekanını ortaya çıkarmıştık” şeklinde konuştu.



“Tarihte yaşama dair izler arıyoruz”


Kazı çalışmalarında geldikleri noktada, Erken Tunç Çağı’nın bölgede bilinen o en kadim kültürü olan Karaz’a ait farklı özellikler de yakalamaya çalıştıklarını belirten Altunkaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Değirmenler Höyük’ten bulduğumuz Karaz kap formlarındaki farklılıklar ilgi çekmekte. Bu durum Karaz seramiği ile ilgili olarak bizim bildiklerimizin dışında değişik sonuçlar olabilir mi sorularını aklımıza getiriyor. Erken Tunç Çağ’ın hangi evreleri yaşandı onu görmeye çalışıyoruz. Biz zaten 5500-6000 bin yıl öncesine kadar gitmiş olacağız. Bu bilgilerimiz bu aşamada kesitten de anlaşılmakta. Bizim hedefimiz daha öncesinde burada nasıl bir yerleşim vardı? Ya da var mıydı? Onu ortaya çıkarabilmek. İnşallah sezon sonuna kadar da bu dönemleri de ortaya çıkarırsak, en erken yerleşimden en geç yerleşime kadar Değirmenler Höyük’te dolayısıyla Erzurum Ovası’nda hangi yerleşimler olduğunu, hangi dönemlerde yerleşimler kurulduğunu, hangi dönemlerde doğa olaylarıyla burada farklılıklar yaşadığını ortaya koymaya çalışacağız."



Erzurum’daki arkeolojik kazılarda 6 bin yıl öncesine dair izler ortaya çıkarılıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Medipol Sağlık Grubu’ndan Dünya Alzheimer Günü’nde zaman kazandıran adım Medipol Sağlık Grubu, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü kapsamında Hafıza Merkezi’nin tanıtımını yaptı. Beyin fonksiyon bozuklukları ve bilişsel sorunlara odaklanan merkez, özellikle Alzheimer hastalığına yönelik tedavi yöntemleri ile hastaların yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor. Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde Nöroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu, “Uyguladığımız her tedavi yöntemiyle zamanı da geciktirmiş oluyoruz” dedi. Medipol Sağlık Grubu, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü kapsamında anlamlı bir farkındalık çalışmasına ev sahipliği yaptı. Beyin fonksiyon bozuklukları ve bilişsel sorunların tedavisinde kullanılacak Hafıza Merkezi’nin tanıtımı yoğun katılımla yapıldı. Hafıza Merkezi, hastalığın ilerleyişini yavaşlatıp hastalara daha fazla zaman kazandırarak yenilikçi tedavi yaklaşımları sunuyor. Multidisipliner bir ekip tarafından yürütülen bu süreç, Alzheimer gibi nörolojik hastalıklarda modern tedavi yöntemlerinin uygulanmasıyla, hastaların hayatlarını daha kaliteli bir şekilde sürdürebilmelerine olanak sağlıyor. “Zamanı geciktiriyoruz” Açılış konuşmasını yapan Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde Nöroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu, Hafıza Merkezi’nde uygulanan tedavi ve rehabilitasyon yöntemlerini anlattı. Hafıza Merkezi’nde beyin sistemini detaylı bir şekilde incelediklerini ifade eden Prof. Dr. Hanoğlu, “Hastalıkların neden kaynaklandığını bu merkezde belirlemiş oluyoruz. Yapacağımız değerlendirmelerle tedavi yöntemlerimizi belirliyoruz. Böylece, beyindeki bozulmayı çok daha rahat bir şekilde tespit ediyoruz. Rehabilitasyon süreçlerimizde uygulayacağımız sistemin yol haritası da böylece şekillenmiş oluyor. Burada temel hedef bilişsel becerilerin güçlendirilmesidir. Rehabilitasyon süreci uzun solukludur. Uyguladığımız her tedavi yöntemiyle zamanı da geciktirmiş oluyoruz” diye konuştu. Demans, epilepsi, felç, beyin damar hastalıkları Merkezin sunduğu hizmetler ve çalışma alanları arasında; demans ve diğer nörodejeneratif hastalıklar, afazi, amnezi, agnozi ve apraksi gibi nörolojik bozukluklar, epilepsi, felç, beyin damar hastalıkları gibi nörolojik rahatsızlıkların yol açtığı bilişsel bozukluklar, nöromodülasyon, bilişsel rehabilitasyon, beslenme ve yaşam tarzı düzenlemeleri yer alıyor. Katılımcılar bilgilendirdi Medipol Sağlık Grubu’ndan Uzm. Psk. Suat Yılmaz, Dr. Öğr. Üyesi Eren Toplutaş, Diyetisyen Beyza Tağraf ve Dr. Öğr. Üyesi Özden Oğul da hafıza ve bilişsel sorunlara yönelik güncel tedavi yaklaşımları ve yaşam tarzı düzenlemeleri üzerine katılımcıları bilgilendirdi. Etkinlik kapsamında TMS (Transkraniyal Manyetik Stimülasyon), TES (Transkraniyal Elektrik Stimülasyonu) ve bilişsel rehabilitasyon gibi nöromodülasyon cihazları ve rehabilitasyon uygulamalarının tanıtımı yapılarak katılımcılara bu cihazlarla ilgili uygulamalı workshoplar düzenlendi. Elektriksel uyarım cihazları Hafıza Merkezi’nde elektriksel uyarım cihazlarından sorumlu olan Ergo Terapist Seda Avcı ise, “Burada gördükleriniz de elektriksel ürün cihazları. Bunlar iki veya daha fazla elektrot aracılığıyla ve bu elektrotların iletken bir sıvıyla ıslatılarak kafa derisi üzerine yerleştirilmesiyle o bölgedeki nöronlar dediğimiz sinir hücrelerinin uyarılması veya baskılanması aracılığıyla bir tedavi gerçekleştiriyor” dedi.
Balıkesir Manyas Ovası’nda çeltik hasadı başladı Balıkesir’in Manyas ilçesinde 80 bin dekarlık alanda çeltik hasadı başladı. Ülkemizin önemli çeltik üretim merkezlerinden biri olan Manyas’ta, mayıs ayında ekimi yapılan çeltiklerin 120 günlük yetişme sürecinin ardından hasada başlandı. Verimlerin üreticiyi sevindirdiği bölgede, fiyat dengesinin sağlanması ve üreticinin mağdur olmaması için Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım yapması bekleniyor. Geçen yıl 70 bin dekarda ekim yapıldığını belirten Manyas Ziraat Odası Başkanı ve çeltik üreticisi Kudret Özden, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Verimlerimiz oldukça iyi. Kendim de 500-600 dekarlık bir alanda çeltik ekimi yapıyorum. İki çeşit çeltik ektik; orta taneli (Osmancık) ve iri taneli (Baldo) çeşitleri. Ortalama verim, biçtiğim alanlarda dekara 850-900 kilogram arasında değişiyor. Şu anda tüccarlar, orta taneli çeltiği 22-23 lira, iri taneli baldo türünü ise 28 liradan alıyorlar. Fiyatlar 2-3 lira daha yüksek olsa daha iyi olurdu. İlçemizde sulama alanları arttıkça çeltik ekimi de buna paralel olarak artıyor. Ancak maliyetlerimiz çok yüksek; bir dekarlık maliyet 13-14 bin lira arasında. Tarla kira bedelleri ise dekar başına yıllık 4 bin ile 8 bin lira arasında değişiyor. Bu yıl biçerdöver ücretini de dekar başına 800 lira olarak belirledik" dedi. Üretici Ekrem Erdoğan ise, "Efe cinsi çeltik biçiyoruz, verimler güzel, 800-900 kilogram arasında verim alıyoruz, Allah bereket versin. Ancak maliyetlerimiz çok yüksek; bir dönümün maliyeti 15 bin lirayı buluyor. Fakat fiyatlar beklentimizin altında kaldı. 25 liradan aşağı düşmez diyorduk, şu anda 22,5 liradan alıyorlar. Ofisin açılmasını bekliyoruz. Geçen yıl zaten 22 liradan satış yapmıştık" dedi.