EKONOMİ - 20 Eylül 2024 Cuma 10:23 | Son Güncelleme : 20 Eylül 2024 Cuma 10:29

Dolandırıcılıkta yeni yöntem 'IBAN' dolandırıcılığı

A
A
A
Dolandırıcılıkta yeni yöntem 'IBAN' dolandırıcılığı

İkici el satışlarında yaşanan durgunluk dolandırıcıların iştahını kabarttı, birçok satıcı ise IBAN dolandırıcılığının mağduru oldu. Avukat Kürşat Hardal, vatandaşlara güvenli ödeme sistemi kullanmayı tavsiye etti.

Son dönemlerde ikinci el araç satışlarında gözlemlenen durgunluk, dolandırıcıların iştahını kabarttı. Vatandaşlar, 'sazan sarmalı' ve 'change' gibi bilinen dolandırıcılık yöntemlerinin yanı sıra, yeni bir hile olan 'IBAN dolandırıcılığı' ile karşı karşıya kaldı. Dolandırıcıların alıcı kişinin aile üyesiymiş gibi yakınlık kurduğunu belirten Av. Hardal, "IBAN isteme konusunda başka bir kişinin IBAN'ı isteniyor ve para oraya gönderilsin deniliyor. Ancak bu durumdan ne alıcının ne de satıcının haberi var. Ortada üçüncü bir kişi var. Alıcı diyor ki ben para gönderdim satıcı diyor ki hayır göndermedin. Dolandırıcılıklar böyle meydana geliyor. Bu durum nitelikli dolandırıcılığa giriyor" şeklinde konuştu.

Dolandırıcılıkta yeni yöntem 'IBAN' dolandırıcılığı

"Güvenli ödeme sistemi kullanılmalı"

2. el araç piyasasının durgunluğundan dolayı çeşitli dolandırıcılıklar ortaya çıktığını ifade eden Avukat Kürşat Hardal, "Genellikle IBAN dolandırıcılığı dediğimiz bir husus söz konusu. Araç satım ilan sitelerinde verilen ilanlar üzerinden ilana verenin hiç haberi olmaksızın başka bir kişi ilanı görüyor ilan numarasıyla bir aracılık yapmak için satıcıya ulaşıyor. Satıcı komisyon karşılığında almasına tamam diyor. Alıcıyı buluyor. Aslında bu üçüncü kişi ne alıcıyı ne de satıcıyı tanıyor. Fakat aile üyesi olduğunu belirterek yakınlık kuruyor. Bu şekilde notere devir için gittiğinde fiyat noktasında anlaştırıyor. IBAN isteme konusunda başka bir kişinin IBAN'ı isteniyor ve para oraya gönderilsin deniliyor. Ancak bu durumdan ne alıcının ne de satıcının haberi var. Alıcı diyor ki 'ben para gönderdim', satıcı diyor ki 'hayır göndermedin.' Dolandırıcılıklar böyle meydana geliyor. Bu 'nitelikli dolandırıcılık' oluyor. Dikkat edilmesi gereken konu şu alıcı alacağı aracın satıcısına göndermelidir parayı. Noterin güvenli ödeme sistemi kullanılmalıdır. Ruhsat sahibinin dışında üçüncü bir kişiye kesinlikle ödeme yapılmamalı. Bu tarz durumlarda şikâyetler üzerine olay soruşturulmaya başlanır. Fakat dolandırıcılar bu parayı sanal paraya çevirdikleri için bu paranın geri dönüşü çok zor oluyor" dedi.

Dolandırıcılıkta yeni yöntem 'IBAN' dolandırıcılığı

"Alıcı ve satıcı yüz yüze alışveriş yapmalı"

Mağdur insanların durumlarıyla vatandaşları dolandırmaya çalışan çok insan olduğunu belirten galerici Erdil Bulmuş, "Kredilerin verdiği faiz oranlarıyla birlikte satışlar durgunlaştı. Halk inanmaya ve ucuz mal almaya çok müsait bir hale geldi. Ucuz etin yahnisi nasıl yenmezse ucuz malın da pek hayrı olmuyor. Bu nedenle kişi alacağı aracın piyasasını bilmeli. Ruhsat sahibi ile iletişime geçilmeli. Ruhsatta kim yazıyorsa sahibi odur. Ödeme konusunda güvenilir ödeme satış sistemi geldi. Bu kullanılmalı. En azından dolandırıcıların önünü kesiyor. Artık mağdur insanların durumlarını kullanarak vatandaşları dolandırmaya çalışan çok insan var. Vekâletle satış yapmakta çok sıkıntılı bir hal aldı. Bu nedenle alıcı ve satıcı kendileri bir araya gelip yüz yüze alışveriş yapmalı" şeklinde konuştu.

"Dolandırıcı, araç kendisininmiş gibi satıyor"

İnternet sitelerinde dolandırıcılığın çok olduğunu söyleyen galerici Mustafa Kuruçay ise, "Dolandırıcılık internet sitelerinde çok oluyor. Dolandırıcı, kendinin olmayan aracı kendisininmiş gibi satıyor. Örneğin Sivas'ta bir araç buluyor. Araç sahibinden fotoğraflarını istiyor. Kapora gönderip ilandan kaldırıyor. Daha sonra kendisi farklı bir fiyatla aynı arabayı internete koyuyor. Vatandaşlar araç sahibinden ruhsatı istemeli. Eğer kapora gönderecekse ruhsattaki isimle verilen IBAN adresindeki isim uyuşuyor mu bunlara dikkat edilmeli" ifadelerine yer verdi.

Fatmanur Akkişi - Rahmi Meyveci

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’yı film üretim merkezi haline getirmek için imzalar atıldı Akdeniz Üniversitesi ve Akdeniz Film Yapım ve Tanıtım Derneği ile Antalya’nın film yapım şehri olması amacıyla iş birliği protokolü imzalandı. Protokol kapsamında düzenlenecek Akdeniz Film Yapım Festivali ile Antalya’nın, Akdeniz’in sinema sektöründeki potansiyelinin gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor. Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu Salonunda yapılan protokol imza törenine Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seçil Deren Van Het Hof, İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ayşad Güdekli, Akdeniz Film Yapım ve Tanıtım Derneği Doğacan Aktaş katıldı. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Akdeniz Film Yapım ve Tanıtım Derneği Doğacan Aktaş’ın imzaladığı protokol ile Akdeniz Bölgesinde film endüstrisini geliştirmek, bölgenin kapsamlı bir film üretimi merkezi olarak değerlendirilmesi açısından gerekli ekibin yetiştirilmesi, Akdeniz Bölgesinin doğal platolarını tanıtmak, ulusal ve uluslararası film projelerinin bölgede çekilmesini sağlamak amaçlanıyor. “Antalya açık hava platosu” Protokol imza töreninde konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Bugün imzaladığımız iş birliği protokolü, bölgemizin ve ülkemizin sinema sektöründe yeni bir sayfa açması adına atılmış önemli bir adım olacak. Şehrimiz, sahip olduğu eşsiz doğal güzellikler, tarihi dokusu ve çeşitli coğrafi yapısıyla adeta bir açık hava platosu. Bu özellikleriyle yerli ve yabancı yapımcılar için cazip bir çekim alanı olma potansiyeline sahip. Ayrıca, kapalı film platoları gibi altyapı çalışmalarını da hızlandırarak, bölgeye film ekiplerini, ekipmanlarını ve yeni yatırımları çekmek için çalışmalar yapmayı hedefliyoruz” dedi. “Küresel düzeyde tanınıyor” Filmlerin çekildikleri bölgelerin uluslararası boyutta tanıtılmasına ve turizme katkı sağladığına vurgu yapan Rektör Özkan, “Sinemanın kültürel ve ekonomik etkileri yadsınamaz bir gerçek. Filmler, çekildikleri bölgelerin uluslararası platformda tanıtılmasını sağlarken, aynı zamanda çekim yapılan şehirlerin turist çekme potansiyelini de büyük ölçüde artırıyor. Bugün birçok şehir, film prodüksiyonları sayesinde küresel düzeyde tanınır hale geliyor ve film turizmiyle önemli ekonomik faydalar sağlıyor. Sadece ekonomik değil, sosyal olarak da sinema sektörünün bir şehre kazandırdığı katkılar çok büyük” şeklinde konuştu. “Altın Portakal Film Festivaline alternatif değil” Üniversitelerin görevinin bulunduğu şehre yeni vizyonlar kazandırmak olduğunu belirten Rektör Özkan, Akdeniz Üniversitesi olarak şehrin sinema endüstrisindeki potansiyelini hayata geçirerek, Antalya’yı sadece Türkiye’nin değil, dünyanın film üretim merkezlerinden biri haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Protokol kapsamında düzenlenecek Akdeniz Film Yapım Festivali için de bilgi veren Rektör Özkan, “Düzenlenecek festival Altın Portakal Film Festivaline alternatif değil. Bununla amacımız turizm yanında sinema sektörünün Antalya’da canlanıp büyümesi, bir marka haline getirmek aslında. Antalya bunun için çok güzel ve açık bir platform” dedi. “Amaç, Antalya’yı film üretim merkezi yapmak” Antalya’yı yeni bir film üretim merkezi yapmak istediklerini söyleyen Akdeniz Film Yapım ve Tanıtım Derneği Doğacan Aktaş, “Bugün Antalya ve Akdeniz Bölgesi için sinema sektörü için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Protokolümüz şehrimizde uluslararası ve ulusal büyük sinema projeleri ağı, bir alt yapı kurmak için üniversitemizle bir protokol imzaladık. Bu protokol ile uluslararası film şirketlerinin bölgemizde film çekmesi üzerine bir stratejik geliştirme programından bahsediyoruz. Bunun ilk adımı Akdeniz Film Yapım Festivali. Film üretim üzerine projelerin yarıştığı ve en alt kategoriden başlayarak ilk adımının üniversite öğrencilerinin olduğu ulusal kategorilerin olduğu film yapımcılarının bölgemizde film çektiği bir adımdır bu. Şehrimize önümüzdeki yıllarda uluslararası projelerin daha fazla proje gelmesi için bir çok teşvikin, yerel kaynakların entegre halde çalışarak sinema endüstrisinin bu bölgede İstanbul’dan sonra yeni bir film üretim merkezi olarak ülkemize kazandırmak en temel amaçlarımız arasında” diye konuştu. Protokol imza töreni imzaların atılmasıyla sona erdi.
Kırşehir Bakan Memişoğlu: "Kadro ilanından sonra KPSS puanı ile dağıtım yapacağız" KIRŞEHİR (İHA) – Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Kongre ve Tıp Merkezi’nde Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi açılış dersine konuk olan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Kadro ilanından sonra KPSS puanı ile dağıtım yapacağız" dedi. Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi inşaat alanında yaptığı inceleme sonrasında Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi açılış dersine geçen Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na bir Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri öğrencisi sağlık alanında yapılacak atamaları sordu. Bakan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Kadro ilan edilecek ve KPSS puanına göre de dağıtım yapacağız. Hemşireliğe inanılmaz ihtiyaçlarımız var. Türkiye, Avrupa ortalamasının yaklaşık 3’te birine kadar hemşire ihtiyacı var. Sen iyi hemşireysen Türkiye’de her yerde sana iş var ve ihtiyaç var” yanıtını verdi. "Etik değerler ve çalışkanlık korunmalı" Kırşehir’de, öğrencilere hitap eden ve ilk dersi veren Bakan Memişoğlu, etik değerler ve çalışkanlığın korunması gerektiğini belirtti. Öğrencilere anlatımda bulunan Bakan Memişoğlu açıklamasında, “Hacı Bektaşi Veli, Mevlana, Yunus Emre bilgisi kadar etik değerlerini, çalışkanlığını insaniyetliğini dünyaya hüküm sürecek hale getirmek sizin ve sizin çocuklarının kuşaklarının yapabileceği bir şey. Bizler; bu duruma sadece öncülük etmeye çalışıyoruz. Bugün 40 bin insanı herkesin gözü önünde vahşi bir medeniyet yok ediyorsa bu bizim çalışmamamız ve üretmememizin sebebidir” dedi. Öte yandan programda konuşan Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Mustafa Kasım Karahocagil de, üniversitede yaşanan kalite süreçleri hakkında bilgiler aktardı.