GÜNDEM - 22 Mart 2025 Cumartesi 13:41

Atatürk Üniversitesinden kadim bir miras: İşfe’lena duası belgeseli

A
A
A
Atatürk Üniversitesinden kadim bir miras: İşfe’lena duası belgeseli

Atatürk Üniversitesi, Erzurum kültürünün önemli unsurlarından biri olan ve Ramazan aylarında Teravih namazı sonrası icra edilen İşfe’Lena duasını konu alan kapsamlı bir belgesel çalışmasına imza attı. Üniversitenin titizlikle hazırladığı bu belgesel, unutulmaya yüz tutmuş bu manevi mirası kayıt altına alarak gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor.


Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun proje koordinatörlüğünü üstlendiği belgeselin yönetmenliğini İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Yurdigül, konsept danışmanlığını ise İlahiyat Fakültesi Öğr. Gör. Mustafa Özfidan gerçekleştirdi. Çalışma kapsamında, alanında uzman 18 isim ve İşfe’Lena duasını seslendiren kişilerle röportajlar yapılarak bu geleneğin tarihçesi, anlamı ve toplum üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde ele alındı. Ayrıca, belgeselin çekimleri için 10’dan fazla farklı mekânda çalışmalar yürütüldü.


Üniversitenin ev sahipliğinde düzenlenen gala gösterimine Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun yanı sıra, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Bingül, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve İlahiyat Fakültesi Musiki Korosunun ilahileriyle başladı.


Rektör Hacımüftüoğlu: "Bu kültürel mirası korumak en büyük sorumluluğumuzdur"


Açılış konuşmasını yapan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Erzurum’a özgü bu manevi mirasa sahip çıkmanın önemine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: "Kültürel mirasımızın en derin ve anlamlı yansımalarından biri, ibadet hayatımıza sirayet etmiş geleneksel formlarımızdır. Camilerimizde yankılanan dualar, yüzyıllardır toplumsal birlikteliğimizin harcını oluşturmuştur. İşfe’Lena duası da, yalnızca bir ibadet formu değil, halkımızın hafızasında yer etmiş, şehrimizin kimliğine derinlik kazandırmış önemli bir değerdir. Ne yazık ki unutulma riskiyle karşı karşıya kalan bu kıymetli geleneği belgesel aracılığıyla kayıt altına almak, bizim için büyük bir sorumluluktu. Bu vesileyle, emeği geçen herkese teşekkür ediyor, bu kültürel mirasın hak ettiği ilgiyi görmesini temenni ediyorum."


Program, belgeselin gösterimiyle devam etti ve emeği geçenlere plaket ve belge takdim edilmesiyle sona erdi. Atatürk Üniversitesi, bu değerli belgeselle birlikte, Erzurum’un kültürel hazinelerinden birini gelecek nesillere aktarma noktasında önemli bir adım atmış oldu.



Atatürk Üniversitesinden kadim bir miras: İşfe’lena duası belgeseli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Adalet Bakanı Tunç: "Milletimizin tahammül sınırlarını aşan bu vandallık asla kabul edilemez" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Cumhurbaşkanımıza ve merhum annesine yönelik ağza alınmayacak hakaretlerde bulunulmasını, alçakça sözler sarf edilmesini lanetliyorum. Milletimizin tahammül sınırlarını aşan bu vandallık, asla kabul edilemez" dedi. Bakan Tunç sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımında, "İstanbul Saraçhane’de Sayın Cumhurbaşkanımıza ve merhum annesine yönelik ağza alınmayacak hakaretlerde bulunulmasını, alçakça sözler sarf edilmesini lanetliyorum. Milletimizin tahammül sınırlarını aşan bu vandallık, asla kabul edilemez. Ortak değerlerimizi hedef alan çirkin saldırılar hukuk önünde karşılığını mutlaka bulacaktır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı temel bir haktır. Ancak devam eden adli soruşturmaları hedef alarak sokakları terörize etmek, kamu düzenini bozmaya dönük şiddet eylemlerinde bulunmak suçtur" ifadelerini kullandı. Özel’in son günlerde yaptığı açıklamaları ile tehlikeli bir provokasyona giriştiğini söyleyen Tunç, "Ana muhalefet partisinin genel başkanı günlerdir yalan ve iftiralar üretmekte, devam eden soruşturmalar üzerinden bağımsız ve tarafsız Türk yargısına hayasızca saldırmakta, kamu düzenini bozma pahasına güvenlik güçlerimizi, polisimizi kalabalık gruplara hedef göstererek çok tehlikeli bir provokasyona girişmektedir. İbadet yerleri başta olmak üzere ortak milli ve manevi değerlerimize yönelik çirkin eylemlerin sorumlusu da bu saldırgan ve provokatif dildir. Ana muhalefet partisi genel başkanı, kullandığı bu zehirli dilden bir an önce vazgeçmelidir" açıklamasında bulundu. Hukuk devletinde bir suç işlendiğine dair iddialar varsa, bunun savunma yerinin sokaklar değil yargı makamları olduğunu hatırlatan Tunç, "Hukuk devletinde, suç işlendiğine dair bir iddia varsa, savunmanın yapılacağı yer sokaklar değil yargı makamlarıdır. Suç işlendiğine dair bir delil varsa, bununla ilgili gerekli soruşturma yetkili yargı makamlarınca yapılır. Millet adına yargı görevini yapan hakimler ve savcıları hiç kimse baskı ve tehditle korkutamaz, sindiremez. Yargı mensuplarımız sokak çağrılarından, yalan ve çarpıtmalardan etkilenmez, kararını dosyaya bakarak verir. Devam eden soruşturmalar üzerinden dezenformasyon yapmaktan, kamuoyunu yanıltmaya yönelik söylemlerde bulunmaktan herkes uzak durmalıdır. Suç teşkil eden eylemlerin hesabının millet adına karar veren tarafsız ve bağımsız yargı tarafından sorulacağından hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır" dedi.