EĞİTİM - 18 Ağustos 2021 Çarşamba 14:54

EBYÜ’de her yıl yabancı öğrenci sayısında artış

A
A
A
EBYÜ’de her yıl yabancı öğrenci sayısında artış

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde (EBYÜ) her yıl yabancı uyruklu öğrenci sayısında artış yaşanırken bu sayının bu seneki eğitim öğretim döneminde bin-bin 100 bandında olacağı öngörülüyor.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde (EBYÜ) her yıl yabancı uyruklu öğrenci sayısında artış yaşanırken bu sayının bu seneki eğitim öğretim döneminde bin-bin 100 bandında olacağı öngörülüyor.


EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, online olarak katıldığı bir televizyon programında üniversiteye dair bilgilendirmede bulundu.


Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nin avantajlarından ve olanaklarından bahseden Rektör Levent, “Üniversitemizde hali hazırda 24 bin civarında öğrenci mevcudu var. Bunların yüzde 48,3’ü kız öğrenciler oluşturuyor. 2019 yılında üniversitemizde 76 olan yabancı öğrenci sayısı 2021-2022 yılında 575’e yükseldi ve bu sene ise bin- bin 100 bantlarında olacağını öngörüyoruz. Ülkemizin kültür elçisi olacak yabancı öğrencileri başta Cumhurbaşkanımız ve Yüksek Öğretim Kurumu olmak üzere herkes önemsiyor.” dedi.


“Eğer şu an öğrenci olsaydım ben de EBYÜ’de okumak isterdim” diyen Rektör Levent, “Üniversitemizin bir kampüs üniversitesi olması, şehrin küçük, ulaşımı kolay, öğrenci yanlısı, sempatik ve güvenilir bir yer olmasından dolayı EBYÜ’de öğrenci olmanın güzel bir şey. Erzincan büyük bir sanayi şehri olmamasına rağmen öğrencilerimiz Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan fabrikalarda kolaylıkla staj yapma imkânları bulabiliyor. Ayrıca hem üniversitemizin hem de şehrin sağladığı olanaklarla öğrencilerimizin oldukça fazla sportif, sosyal ve kültürel faaliyetler yapma imkânları elde ediyorlar. Mezunlarımız KPSS’de önemli derecede başarı elde etti. EBYÜ istihdam konusunda öğrencilerimize büyük avantajlar sağlıyor.” diye konuştu.


EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, ayrıca Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’ni kazanacak öğrencilere, ilk tercihleri olması kriterine göre üniversitedeki öğrencilik hayatı boyunca Erzincan Kültür Eğitim Vakfı (EKEV) tarafından burs verileceğini müjdeleyerek, tercih yaparken öncelikle puanlarına göre değil de kendilerine uygun mesleklere ve bölümlere, sonra puanlarına uygun bölümlerin olduğu bölümlerde yer alan akademik kadrolara bakarak ve en son olarak da bölümlerinin olduğu üniversitelere, şehirlere ve üniversitelerde daha önce okumuş kişilerden görüş alarak değerlendirme yapmalarını önerdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Karaciğer nakli yapan ilk Türk doktor Prof. Dr. Münci Kalayoğlu son yolculuğuna uğurlandı Karaciğer naklini ilk gerçekleştiren 84 yaşındaki Türk doktor Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Ağustos ayında beyin kanaması geçiren ve bir süredir demans tedavisi gören 84 yaşındaki Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, İstanbul’daki evinde hayatını kaybetmişti. Karaciğer nakli yapan ilk Türk doktor Kalayoğlu için ikindi namazına müteakip Zincirlikuyu Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Cenaze namazı sonrası alınan helalliğin ardından Kalayoğlu, Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. Taziyeleri aile adına eşi Belkıs Kalayoğlu, oğulları Murat ve Sinan kabul etti. Cenazeye Eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Kerem Alışık ve tıp dünyasının önde gelen isimleri katıldı. “Sonunda tükendi” Prof. Dr. Münci Kalayoğlu’nun eşi Belkıs Kalayoğlu, "Şu anda insan ne diyeceğini bilemiyor, 52 senelik eşim. Bazen 48 saat görmezdim. Karaciğeri alır gelirdi, 48 saat sürerdi. Ondan sonra gelirdi, 3 saat sonra tekrar hazır olurdu. Müthiş bir aşkla çalışırdı. Sonra Türkiye’ye dönme kararı aldı. Jane’i Hans’ı o kadar ameliyat ettim, şimdi sırada Ahmet, Mehmet, Hatice’yi ameliyat edeceğim. 2006’da senesinde kesin dönüş yaptık ve çok mutlu oldu. Çok severek yaptığı bir meslekti, sonunda tükendi. Yazın bir beyin kanaması geçirmişti ondan sonra yavaş yavaş tükendi ama çok mutlu yaşadı. Benim için en büyük teselli de bu” diye konuştu. "Beyin kanaması geçirdi ve sonra ebediyete intikal etti” Tıp dünyasının büyük bir cerrahı kaybettiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Kalayoğlu ise, “Ben tıbbiyede 2. sınıftayken Münci abi son sınıftaydı. Sonunda herkesin bir kaderi var. Çalışmalarına devam edecekti ama yazın bir beyin kanaması geçirdi ve sonra ebediyete intikal etti. Ruhu şad olsun, ışıklar içinde uyusun.” diye konuştu.
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyesi: "Poliklinik yapan çocuk doktorları vardı ama acil durumlara müdahale etmezlerdi" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine ikinci gününde devam ediliyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Hüseyin Günerhan, "Poliklinik yapan çocuk doktorları vardı ama acil durumlara müdahale etmezlerdi" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 2. gününde devam ediyor. Sanık Hasan Basri Gök’ün savunmasının alınmasının ardından mahkeme heyeti tarafından duruşmaya 45 dakikalık ara verilmişti. Verilen aranın ardından duruşma, tutuklu sanık Hüseyin Günerhan’ın savunması ile devam ediyor. "Alınan ilaçları imha ediyorduk, ilaçları imha edince kullanım oranları artıyordu" Savunma yapan sanık Günerhan, savcılıkta verdiği ifadeyi kabul etmediğini belirterek, "Üzerime atılı suçlamaları ve böyle bir örgütün olabileceğini reddediyorum. Hepimiz farklı hastanelerde çalışan ve birbirini tanımayan insanlarız. Ben hemşireyim. Bir hastanede aklınıza gelebileceğiniz her bölümde çalıştım. 2020 yılında Reyap Hastanesi’nde sonrasında Güney Hastanesi’nde çalıştım son olarak evde sağlık hizmeti alanında çalıştım. Fırat Sarı’yla çalıştığım zaman ihtiyacı olan hastanelerin yoğun bakımlarında görevli olarak çalıştım. Çalıştığım tüm hastanelerin şartları gayet güzeldi ve çocukların ihtiyaçları karşılanıyordu. Alınan ilaçları imha ediyorduk, ilaçları imha edince kullanım oranları artıyordu. Biz de bu atılan ilaçları doktora söylüyorduk ve doktor imzalıyordu. Beni Doğukan gece aradı ve yabancı uyruklu bebek hastanın durumunun kötü olduğunu söyledi. Hastaneye gittim bebek sabah öldü. Kaya bebeğin ailesi hastaneye teşekkür mektubu yazmıştı" diye konuştu. "Kimseye hizmet etmedim ve kimseyi öldürmedim" 2022 yılında bağlı olduğu kurumdan ayrıldığını belirten Günerhan, "Herhangi bir örgütün üyesi değilim. İfademden dolayı cinayetle suçlandım. Ben ölen bebekler hakkında savcılığa ifade verdim. Beni bebek cinayetiyle suçladılar bunu savcıya söylediğimde ’Pardon’ dedi. Hiçbir dosyada sahtekarlık yapmadım. Olay neyse onu uyguladım. Benim imzamla benim ismimle sahtekarlık yapılmışsa getirilsin, kanıtlansın, imzamla karşılaştırma yapılsın. Hasan Basri Gök, benim çalıştığım Güney Hastanesinin önünden bile geçmedi. Nasıl bu kadar biliyormuş gibi konuşuluyor? Ben hastaneden ayrıldıktan sonra iş arıyordum. Fırat Sarı bana Güney Hastanesi’nde çalışabileceğimi söyledi. Fırat Sarı bana hastanedeki sistemi anlatırken, bir hastanın sevk süreci üç dört saati bulabileceğini, bir hastanede birçok doktorun olabileceğini ve doktorların her yere bakabileceğini söyledi. Hastanede doktor bulunmuyorsa, bunun sorumlusu hastane değil başhekimdir. Fırat Sarı, çalıştığım hastaneyle anlaşma yaptıktan sonra hastaneye çok nadir uğrardı. Çalıştığım süre boyunca bir örgüte üye olmadım, kimseye hizmet etmedim ve kimseyi öldürmedim" diye konuştu. "Elime geçen paraları Fırat Sarı’ya veriyordum" Cumhuriyet Savcısı sanığa, eline gelen paraları ne yapıyordun diye sordu. Sanık, "Fırat Sarı’ya veriyordum. O da çalışanlara mesai ücreti olarak dağıtıyordu, para transferi içinde bu da var. Dışarıdan gelen hemşirelere de bu paralar veriliyordu" cevabını verdi. Sanık, "Poliklinik yapan çocuk doktorları vardı ama acil durumlara müdahale etmezlerdi" diye konuştu. Sanıkların yargılanmasına devam ediliyor