ASAYİŞ - 22 Mart 2012 Perşembe 12:52

ÖLMEDEN ADINI SÖYLEDİĞžİ KATİLİ 13 YIL 4 AY CEZA ALDI

A
A
A
ÖLMEDEN ADINI SÖYLEDİĞžİ KATİLİ 13 YIL 4 AY CEZA ALDI

Konya`da vurulan köfteci Mehmet Işık`ın ölmeden katilinin adını söylemesi üzerine yakalanan zanlı, 13 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Olay, 11 Ocak 2011 tarihinde merkez Karatay ilçesi Saraçoğlu Kavşağı`nda meydana gelmişti. Kavşakta köfte satan Mehmet Işık (23), bir otomobilden tüfekle ateş açılması sonucu ağır yaralanmış, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Işık ölmeden saniyeler önce polise, "Beni Mustafa Özcan" vurdu demiş ve katil yakalanmıştı. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen cinayet davasının karar duruşmasına tutuklu sanıklar Mustafa Özcan ile öldürülen Mehmet Işık`ın yakınları ve taraf avukatları katıldı. Tüm
delillerin toplandığını belirten mahkeme, savcıdan esasa ilişkin mütalaasını istedi. Savcı mütalaasında sanık Özcan`ın kasten adam öldürme suçundan cezalandırılmasını ve TCK 29. maddesi gereğince haksız tahrik koşullarını uygulanmasını istedi. Son sözü sorulan sanık Mustafa Özcan ise, "Takdir mahkemenin" dedi. Mahkeme heyeti de sanık Mustafa Özcan hakkında kasten adam öldürme suçundan önce müebbet hapis cezası verdiklerini, bu cezayı iyi hal ve haksız tahrik maddesi gereğince 12 yıl 6 aya indirdiklerini
açıkladı. Heyet, mala zarar verme suçundan dolayı da 10 ay hapis cezası verdiklerini açıkladı. Özcan, toplam 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılırken, diğer sanıklar C.Y. ve İ.E. hakkında beraat kararı verildi.
Mustafa Özcan cinayeti itiraf ederken şöyle demişti:
"Eşimin yanında beni Mehmet arkadaşları ile birlikte dövmüştü. Bu olayın uzamaması için sonraki günlerde görüşmeye gittiğimde Mehmet bana silah çekti. Ben de arabadaki tüfeği alarak ateş ettim, öldürme kastım yoktu."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Çolakoğlu Metalurji’nin yeni web sitesine uluslararası ödül Çolakoğlu Metalurji, dijital dönüşüm vizyonunun bir parçası olarak yenilediği web sitesiyle uluslararası arenada önemli bir başarıya imza attı. Şirketin yeni web sitesi, ’MUSE Creative Awards 2025’ kapsamında web sitesi kategorisinin üretim alt kategorisinde altın ödüle layık görüldü. Her yıl dünya çapında binlerce başvurunun değerlendirildiği, dijital dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen ve bu yıl 10. yıl dönümünü kutlayan MUSE Creative Awards’ten Çolakoğlu Metalurji’ye önemli bir ödül geldi. Türkiye’nin önde gelen çelik üreticisi Çolakoğlu Metalurji’nin "Hayatın Merkezinde Çelik, Çeliğin Merkezinde Çolakoğlu Var’’ mottosuyla yeni tasarlanan web sitesi; kullanıcı odaklı, modern ve sade tasarımı, güçlü görselleri ile jüri tarafından beğeniyle karşılandı. Çolakoğlu Metalurji’nin ödüllü web sitesi tasarlanırken, farklı departmanlardan uzmanlarla atölyeler yapılarak içerik ve kullanıcı deneyiminde yüksek verim sağlandı. Şirketin, sektördeki güçlü konumunu ve müşteri odaklı yaklaşımını dijital platformda da en iyi şekilde yansıtmaya devam edeceklerinin altını çizen Çolakoğlu Metalurji İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Direktörü Kazım Selim Özkan, "Dijitalleşme alanındaki yatırımlarımızın uluslararası çapta ödüllendirilmesi bizim için gurur verici ve doğru yolda ilerlediğimizin bir göstergesi. Çeliğin hayatın her alanındaki kritik rolünü ve markamızın sektördeki liderliğini en iyi şekilde yansıtan bir web sitesi oluşturduk. Görsel anlatım, web tasarımında öne çıkan unsurlardan biri oldu. Arayüz tasarımı, bilgi mimarisi ve görsel unsurlar, kullanıcı yolculuğunu destekleyecek özellikte. Tasarım ve geliştirme süreci Gricreative tarafından gerçekleştirilen web sitemizin, global düzeyde takdir edilmesinden büyük mutluluk duyuyor, kazanılan başarının Çolakoğlu Metalurji’nin sektördeki öncü ve yenilikçi kimliğinin yeni bir yansıması olduğuna inanıyoruz. Bu ödül, kullanıcı odaklı ve yenilikçi yaklaşımımızın sonucu olarak, Çolakoğlu Metalurji’nin dijital dönüşümdeki başarısını tescillemiş oldu" dedi.
Konya Meram Belediyesinden sahipsiz köpek sorununa insani ve vicdani çözüm Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi, sahipsiz sokak hayvanları sorununu kökten çözecek projesi ‘Sahipsiz Hayvan Doğal Yaşam Alanı’nı hayata geçirdi. Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, tesisin, şehir yaşamını tehdit eden sahipsiz sokak hayvanları sorununu büyük oranda çözeceğini belirterek, "Meram sokakları artık çok daha güvenli, sağlıklı ve huzur dolu olacak" dedi. Meram Belediyesi, zaman zaman hem şehir yaşamını tehdit eden sahipsiz sokak hayvanı sorununa çözüm üretmek hem de bu hayvanlara insani, doğal ve güvenli bir yaşam alanı sunmak adına örnek bir projeye imza attı. "Sahipsiz Hayvan Doğal Yaşam Alanı" adıyla hayata geçirilen bu özel tesis, modern altyapısı, doğaya uygun tasarımı ve şefkatli yaklaşımıyla Türkiye’ye örnek olacak. "Bu tesis insanımız için huzur, sağlık, güvenlik ve mutluluk demek" Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, ilçe genelinde toplanan köpeklerin, Sefaköy Mevkisinde hazırlanan 70 bin metrekarelik alanda en iyi şekilde hayatlarını sürdürmelerini sağlayacak projeyi basına ve kamuoyuna tanıttı. Projenin tanıtım programına yerel ve ulusal basının temsilcileri katıldı. Programda yaptığı açıklamada, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nunda yapılan değişiklik sonrasında hızlı bir şekilde harekete geçtiklerini kaydeden Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, "Bu projeyi, hem insanlarımızın güvenliği ve yaşam kalitesi hem de sahipsiz hayvanlarımızın daha sağlıklı şartlarda, doğal bir ortamda yaşayabilmeleri için hayata geçirdik. Meram sokakları artık eskisinden çok daha fazla güvenli olacak inşallah" dedi. "Sahipsiz sokak köpekleri burada rahat bir hayat sürecek" ‘Sahipsiz Hayvan Doğal Yaşam Alanı’nın 7 bin köpek kapasiteli bir yaşam alanı olduğunu belirten Başkan Mustafa Kavuş, tesisin detayları hakkında da şu bilgileri verdi: "Tesis, 6 bin 500 köpek için yaşam alanı, 250 köpek kapasiteli karantina ve tedavi bölümü, ayrıca anne ve yavrulara özel 250 köpek kapasiteli bir alandan oluşuyor. İdari bina, veteriner personeli bölümü, dinlenme alanları, yem ve su depoları ile donatılmış bu tesis, köpeklerin hem fizyolojik hem de psikolojik sağlığını koruyacak şekilde planlandı. Yemlik ve suluklar, uzun ömürlü krom malzemelerden, kulübeler mevsim şartlarına dayanıklı polietilen malzemeden üretildi. Ağaçlara yerleştirilen kuş yuvaları sayesinde hem ekosistem desteklendi hem de köpekler için sakinleştirici bir çevre oluşturuldu. Bu alan ve bu tesis, ilçenin sahipsiz sokak hayvanları sorununu büyük oranda insani, vicdani ve modern bir anlayışla çözecek. Biz bu proje ile sadece yasal sorumluluğumuzu yerine getirmekle kalmıyor; sosyal sorumluluk bilinciyle hayvanlara sağlıklı ve doğal bir yaşam alanı sağlıyoruz." "Bu alan bir barınak değil, yaşam alanı" Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, projeyle ilgili yaptığı açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verdi: "Bu alan bir barınak değil; sahipsiz hayvanların doğayla bütünleştiği, rehabilite edildiği ve yaşamlarını sağlıklı sürdürebileceği bir ortam. İnsanlarımızın güvenliğini sağlarken, hayvanların da yaşam hakkına saygı duyuyoruz. İnşallah bu yaklaşım, ülkemizdeki benzer sorunların çözümüne de örnek olacaktır. 3 Şubat 2025’te faaliyete geçen merkezde bugüne kadar üç binin üzerinde sahipsiz köpek sağlık kontrolünden geçirildi, kısırlaştırma durumları tespit edildi, cinsiyet ayrımları yapılarak uygun yaşam alanlarına yerleştirildi. Süreç, tamamen hayvan refahını temel alan bir yaklaşımla yürütüldü. Sokak hayvanları konusu doğru şekilde yönetilmesi gereken bir sorumluluktur. Bu projeyle hem hayvanların zarar görmesini engelliyoruz hem de insanlarımızın kaygılarını ortadan kaldırıyoruz." "Artık yakala, rehabilite et, yaşam alanında tut dönemi başladı" İlgili kanunda yapılan yeni düzenleme ile birlikte geçmişte uygulanan "yakala, kısırlaştır ve bırak" modeli yerine daha sürdürülebilir ve insani bir yaklaşımın benimsendiğine işaret eden Başkan Mustafa Kavuş, "Meram Belediyesi olarak kurduğumuz sistemle, sahipsiz hayvanların kontrollü bir şekilde rehabilite edilmesini ve sağlıklı bir ortamda barınmasını sağlıyoruz. Artık ‘yakala, rehabilite et, yaşam alanında tut’ dönemi başladı" şeklinde konuştu. Başkan Kavuş açıklamasında, Sahipsiz Hayvan Doğal Yaşam Alanı’nın hem insan hem de hayvan hakları açısından çok önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, "Vatandaşlarımızın sahipsiz sokak hayvanlarıyla ilgili endişeleri ve şikayetleri vardı. Bu tesisle inşallah bu şikayetlerin ortadan tamamen kalkma sürecini başlatmış olduk. Hemşehrilerimizin çocuklarını okula götürürken, sabah işe giderken ya da akşam yürüyüş yaparken huzurlu ve güvende olduklarını hissetmelerini istiyoruz. Bu güveni yakın zamanda tamamen hissedecekler" ifadelerini kullandı. "Bu yaşam alanı ile sokaklar güvenli, doğa dengeli, vicdanlar rahat olacak" Doğal yaşam alanı ile sokak hayvanlarının doğayla iç içe bir ortamda, stres altında kalmadan yaşamlarını sürdürebilmeleri için her detayı düşündüklerini belirten Başkan Kavuş, "Bu alanın bir diğer özelliği de anneler ve yavrular için özel bölümlerimizin olması. Onların güvenliğini ve gelişimini ön planda tutuyoruz. Ayrıca tedavi ve karantina bölümlerimizle, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını da önlemiş oluyoruz. Amacımız sadece hayvanları bir araya toplamak değil. Burada ilerleyen zamanda sahiplendirme süreçlerine de destek olacağız. Tesisi sadece bugünü değil, geleceği de düşünerek projelendirdik. Hayvanlarımızın yaşam hakkınının yanında, insanlarımızın huzurunu önemsiyoruz. Bu alan sayesinde sokaklar daha güvenli, doğa daha dengeli, vicdanlar daha rahat olacak. Şehrimize ve ilçemize hayırlı olsun" diye konuştu.
Kayseri Tramvayda unutulanlar ’yok artık’ dedirtti Kayseri’de tramvay ve istasyonlarda unutulan eşyalar sahiplerini beklerken, cüzdanlardaki 80 bin TL ise hayır kurumlarına bağışlanacak. Kayseri’de toplu ulaşıma aracı tramvaylarda vatandaşlarca unutulan eşyalar Ulaşım AŞ’nin kayıp eşya bürosunda toplanıyor. 3 ay muhafaza edilen eşyalar arasında cep telefonları, anahtarlar, araç anahtarları, tespihler, bastonlar, kredi kartları, kulaklıklar, şuruplar, saatler, gözlükler, çantalar, şemsiyeler ve bidon içerisindeki üzüm yaprağı sahiplerini bekliyor. Ayrıca, unutulan cüzdanlardaki 80 bin TL de, hayır kurumlarına bağışlanacak. Ulaşım AŞ Raylı Sistem İşletme Müdürü Ömer Demirdirek, "Raylı sistem istasyonlarında güvenlik personellerimiz istasyonları düzenli olarak kontrol ediyor ve buldukları eşyaları gün sonuna kadar istasyonlarda muhafaza ediyorlar. Bu arada vatandaşlar gelip ulaşırsa aynı istasyondan alma fırsatını elde edebiliyorlar. Gün sonuna kadar gelmedikleri durumlarda da kayıp eşya büromuzda biz eşyaları muhafaza ediyoruz. 3 ay süreyle eşyalar burada muhafaza ediliyor. Kayıp eşya büromuza başvuru yapan vatandaşlarımızın eşyalarını kendilerine ait olduğunu belirledikten sonra teslim ediyoruz. Unutulan eşyalar genellikle mevsimsel ve dönemsel olarak değişmektedir. Şemsiyeler, güneş gözlükleri, okul döneminde çantalar, kitaplar ve kalemlerini unutuyorlar. En sık görülenler bunlardır. Çok farklı ürünler var. Paralarını ve ziynet eşyalarını unutanlar da oluyor" dedi. Demirdirek, sözlerini şöyle tamamladı: "3 ayın sonunda ziynet eşyaları ve nakit olarak bulunan paralar hayır kurumlarına bağışlanıyor. Geçmişte de çeşitli hayır kurumlarına bu bağışlar yapıldı. Şu anda da 80 bin TL civarında nakdi birikmiş durumdadır. Yıl sonuna kadar biriken para yine hayır kurumlarına bağış yapılacak."
Denizli Eğitimlerini tamamlayan din görevleri icazetlerini aldı Denizli’de İl Müftülüğü tarafından düzenlenen Aşere Takrib Tayyibe eğitimini tamamlayan personeller, icazet merasimiyle belgelerini aldı. Denizli’de İl Müftülüğü tarafından Aşere Takrib Tayyibe eğitimini tamamlayan 6 personeli hafız için "İcazet Merasimi" düzenlendi. İl Müftülüğü ile Denizli Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nin birlikte organize ettiği İcazet Merasimi, Şükrü Fatma Zeybekçi Camii’nde, öğle namazının ardından gerçekleştirildi. Program, Denizli Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Ahmet Şamil Ok’un açılış konuşmasıyla başladı. Ardından İl Müftüsü Abdullah Pamuklu selamlama konuşmasını yaptı. Müftü Pamuklu, "Merasimimize teşrif eden, başta Reisül Kurra Hacı Hafız Mustafa Demirkan hocamız olmak üzere, tüm misafir kıraat hocalarımıza, icazet veren ve alan kıymetli hocalarımıza ve siz değerli cemaatimize şükranlarımı sunuyorum" dedi. Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Dr. Hafız Osman Şahin, "Öğrenmenin yaşı yoktur" diyerek Kur’an-ı Kerim eğitiminin her yaş grubunu kapsadığını vurguladı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yediden yetmişe herkese Kur’an öğretmeyi görev bildiğini ifade eden Dr. Şahin, özellikle 4-6 yaş grubu ve yaz Kur’an kurslarının taşıdığı önemi dile getirerek, "Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın Kur’an öğrenme nimetinden mahrum kalmaması gerektiğine inanıyoruz" dedi. Hafızlık müessesesinin kıymetine de değinen Dr. Şahin, Peygamber Efendimizin "Ümmetimin en şereflileri, Kur’an’ı hıfzedip onunla yaşayan hafızlardır" hadisini de hatırlattı. İcazet merasimi Kurra hafızlar Osman Şahin, Sedat Aydınlı, Ramazan Pakdil, Talip Akbal, Fatih Çatmakaş, Ayhan Mansız, Ekrem Öztürk ve İbrahim Ulutaş’ın Kur’an-ı Kerim tilavetleriyle devam etti. Ardından icazet almaya hak kazanan müftülük personeli, hafızlar Abdullah Huzeyfe Öziç, Engin Kaplan, Halil Murat Özer, Halit Menteşeli, Hasan Takbaş ve Sadettin Akyol kıraatlerini başarıyla tamamladı. Şeyhül Kurra Selman Uzunoğlu, Kurra Hafızlar Mustafa Memi, Ömer Erdem, Durmuş Ali Uçar ve Sadık Doğan hafızlara icazetlerini verdi. Şeyhül Kurra Selman Uzunoğlu’nun icazet metnini okumasının ardından, Reisül Kurra Hacı Hafız Mustafa Demirkan Hoca Efendi, icazet duasını gerçekleştirdi. Konuşmaların ardından hafızlara icazet belgeleri, Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, protokol üyeleri ve misafir hocalar tarafından verildi.
Ağrı Ağrı’da bağımsızlığın 107 yıllık gururu Ağrı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 107’nci yıl dönümü, kentte düzenlenen programla kutlandı. 15 Nisan Ağrı’nın Düşman İşgalinden Kurtuluşu’nun 107. yıl dönümü dolayısıyla Kültür ve Kongre Merkezi’nde tören düzenlendi. Program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından Ağrı’nın tarihini anlatan kısa bir video gösterimi yapıldı. Kutlamalar, öğrenciler tarafından okunan şiirler, koro ve tiyatro gösterileriyle devam etti. Programda konuşan Ağrı Valisi Mustafa Koç, 15 Nisan 1918’in sadece bir şehrin değil, tüm milletin bağımsızlık iradesinin simgesi olduğunu vurguladı. Vali Koç, "107 yıl önce bu topraklarda yazılan destan, sadece bir şehrin kurtuluşu değil, aynı zamanda bir milletin özgürlük ve bağımsızlık uğruna sergilediği kararlılığın, cesaretin ve azmin eşsiz bir örneğidir" dedi. Kazım Karabekir komutasındaki ordunun, 14 Nisan 1918’de Patnos’tan başlayarak Diyadin, Doğubayazıt, Hamur, Taşlıçay ve Tutak’ı düşman işgalinden kurtardığını hatırlatan Koç, Ağrı’nın 15 Nisan’da, Eleşkirt’in ise 16 Nisan’da işgalden arındırıldığını belirtti. Ağrı halkının bağımsızlık uğruna verdiği mücadeleyi hatırlatan Koç, "O zor yıllarda, Ağrı’nın bağrından çıkan kahramanlar, milletin bağımsızlığı uğruna canlarını feda etmekten asla çekinmemiştir. Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla topyekûn bir direnişin sergilendiği bu mücadelede, kadınlarımız da cephe gerisinde büyük fedakârlıklar göstermiştir" ifadelerini kullandı.