YEREL HABERLER - 18 Mart 2012 Pazar 18:18

ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİ, 3. LİGE YÜKSELDİ

A
A
A
ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİ, 3. LİGE YÜKSELDİ

Kastamonu’da 2011-2012 Sezonu Deplasmanlı Voleybol Bayanlar Bölgesel Ligi 3. Lige Terfi Müsabakaları 18 Mart Pazar günü oynanan final maçı ile son buldu.
Hüsnü Tandoğan Spor Salonunda 15 Mart Perşembe günü başlayan ve 8 ilin mücadele ettiği Deplasmanlı Voleybol Bayanlar Bölgesel Ligi 3. Lige Terfi Müsabakaları büyük heyecan ve çekişmeye sahne oldu. A ve B guruplarını lider tamamlayan Çorum Hitit Üniversitesi ile Ankara Eğitim Sanat final maçında karşı karşıya geldi. Çekişmeli geçen karşılaşmanın sonunda Çorum Hitit Üniversitesi rakibini 3-0 yenerek adını 3. lige yazdırdı. Çorum Hitit Üniversitesi, guruplarda dahil çıktığı 4 karşılaşmada sadece Sinop Boyabat Endüstri Meslek Lisesine bir set verirken bütün maçlarını kazanarak büyük bir başarıya imza attı. Çorum Hitit Üniversitesi’nin dışında aynı tarihlerde Aksaray, Yalova, Denizli, Erzincan ve Afyon’da da 3. lige terfi için müsabakalar yapılarak, gruplarını lider olarak tamamlayan 6 takım gelecek sezon 3.Lig’de mücadele etme hakkı kazandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Ordu’da esnafın davetsiz misafiri: Atmaca zannetti, ebabil kuşu çıktı Ordu’nun Ünye ilçesinde bir esnafın, iş yerinin önünde bulduğu ve ilk etapta atmaca zannettiği kuş ebabil çıktı. Kuşu yetkililere teslim etmek isteyen esnaf kuşun doğaya kaçtığını söyledi. Sanayi sitesinde egzoz ve araç yazılımları üzerine iş yeri dükkanı bulunan Onur Komitoğlu, 3 gün önce iş yerindeki çöpleri dışarı çıkardığı sırada yerde kuş buldu. Kuşu bulunduğu yerden alan esnaf, yarası olup olmadığını kontrol ettirmek için veteriner hekime götürdü. Veteriner hekim, kuşun ebabil olduğunu ve bu türün oldukça nadir görüldüğünü belirtti. Veterinerin yönlendirmesiyle doğa koruma yetkililerine ulaşmak isteyen Komitoğlu, haftasonu olması sebebiyle ilgilenecek kimse bulamayınca kuşu evine götürdü. Teslim edemeden kuş evinden uçtu Onur Komitoğlu, veteriner hekimin söylemesi üzerine kuşun cinsini öğrendiğini belirterek, "Ebabil kuşlarının çok ender görülen kuşlar olduklarını ve hava da uyuyup beslendiklerini yere indikleri zaman bir daha havalanamayıp öldüklerini, tekrar havalanabilmek için yüksek bir yere çıkmaları gerektiğini biliyordum. Aynı zamanda Kur’ân-ı Kerim’de de geçen hatta haklarında bir surenin de bulunduğu bir tür. Veteriner ender bulunan bir tür olduğu için yetkililere teslim etmem gerektiğini söyledi, hafta sonu olduğu için ilgilenecek kimseye ulaşamadım. Ben de eve getirdim çok halsiz ve hareketsizdi, neredeyse hiç hareket etmiyordu. Herhangi bir yarası ya da hastalığı yoktu. Su içirmeye çalıştım, içmedi bizde şırınga ile su, tavuk suyu, bebek maması verdik ama yeterli gelmedi. Etçil bir tür olduğu için sonrasında et vermeye başladık. Pazar günü sabaha karşı hareketlenmeye, ötmeye başladı uçmak için evdeki perdelere tırmanmaya başlamıştı. Pazartesi günü de doğa korumaya teslim edemeden evin içinden dışarı uçtu" dedi.
Kırşehir Şehit Aileleri Dernek Başkanı Kılıçaslan: "Yaşamı şehitlerimizin fedakarlığına borçluyuz" Şehitler Haftası nedeniyle açıklamada bulunan Şehit Aileleri Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mutlu Kılıçaslan, Anadolu topraklarının tarih boyunca nice destanlara sahne olduğunu belirterek; "Bugün hür bir şekilde nefes alabiliyorsak, bunu şehitlerimizin gösterdiği fedakârlığa borçluyuz" dedi. 14-20 Nisan Şehitler Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulunan Başkan Kılıçaslan; "Bu topraklar, tarih boyunca nice destanlara sahne olmuş; bağımsızlığı, bayrağı ve kutsal değerleri için gözünü kırpmadan can veren kahramanların yurdu olmuştur. Bugün hür bir şekilde nefes alabiliyorsak, bunu şehitlerimizin gösterdiği fedakârlığa borçluyuz" dedi. Şehitlik kavramının manasının büyüdüğünü ifade eden Kılıçaslan açıklamasını şöyle sürdürdü; "Şehitlik, milletimizin gözünde en yüce mertebe, en büyük onurdur. Her biri birer vatan evladı olan şehitlerimiz, geride bıraktıkları ailelerine, sevdiklerine ve milletimize kutsal bir miras bırakmıştır. Onların aziz hatıraları, sadece yıldönümlerinde değil, her an kalbimizdedir. Şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkmak, onların uğruna can verdiği değerlere sadık kalmak hepimizin sorumluluğudur. Bu sorumluluk, sadece bir anma ile sınırlı değil; birlik ve beraberliğimizi koruyarak, milletçe omuz omuza vererek yaşatılmalıdır. Unutulmamalıdır ki; ’Bu aziz vatan şehitlerimizin emanetidir’. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Çanakkale’den günümüze kadar vatan toprağını kanıyla sulayan tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve dualarla anıyoruz. Aynı uğurda mücadele eden kahraman gazilerimize de sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyoruz."
Zonguldak Zonguldaklı çift, 40. evlilik yıl dönümünü düğünle kutladı Zonguldak’ta yaşayan Demirezen çifti, ailenin önemine dikkat çekmek amacıyla 40. evlilik yıl dönümlerini düğün töreniyle kutladı. Alaplı ilçesinde Gülten (59) ve Muammer (59) Demirezen çifti, evliliklerinin 40. yıl dönümünde örnek olacak bir şekilde kutlama yapmaya karar verdi. Üç çocuk ve üç torun sahibi çift, 2025 yılının Aile Yılı kabul edilmesiyle birlikte ailenin önemine dikkat çekmek için evlilik yıl dönümlerini düğün yaparak kutladı. Çiftin düğününe sevenlerinin yanı sıra Alaplı Kaymakamı Selçuk Köksal ile protokol üyeleri de katıldı. Dans eden çift, düğünde pasta da kesti. Yapılan duaların ardından düğün merasimi devam etti. Gazetecilere açıklama yapan Muammer Demirezen, "Cumhurbaşkanımızın 2025’i Aile Yılı ilan etmesinin ardından 40. yıl dönümümüzü bu şekilde insanlara bir mesaj vermek için organizasyon düşündük. Gençlerimiz çabuk boşanıyor. Evlenip boşandıkları için bu da bize ters geliyor. Biz 40. yılımızı bitirdik. İnsanlar bunları görsün. Buna göre yuvalarına sahip çıksınlar" dedi. Gülten Demirezen ise, "40 yıldır acısıyla tatlısıyla birlikteyiz. İnsanlara örnek olmasını istedik" diye konuştu. 2025 yılının Aile Yılı olarak ilan edildiğine dikkat çeken İlçe Kaymakamı Köksal, "Güçlü milletler ancak güçlü aileler üzerine inşa edilebilir kültürüyle devletimiz böyle bir adım attı. Gerçekten de yarınlarda bizi kurtaracak olan gençler ancak sağlam ailelerde yetişir. Toplum ne kadar kusurluysa aileler kusurlu demektir. Aileler de huzur yoksa toplumda da huzur, kardeşlik ve barıştan bahsetmek o kadar zayıf olur. Aile toplumun sığınak merkezidir. Ne zaman başımız dara düşse kendimizi annelerimizin, babalarımızın, kardeşlerimizin, eşimizin sıcaklığında bulmak isteriz. Canlılar için de en huzurlu yer de aile ortamı" diye konuştu.