YEREL HABERLER - 16 Mart 2012 Cuma 14:08

SİGARAYA BAŞLAMA YAŞI 7`YE DÜŞTÜ

A
A
A
SİGARAYA BAŞLAMA YAŞI 7`YE DÜŞTÜ

Ordu İl Sağlık Müdürü Yılmaz Dündar, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan araştırmaya göre, sigaraya başlama yaşının 7’ye düştüğünü açıkladı.
Ordu İl Sağlık Müdürü Dr.Dündar Yılmaz, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan bir araştırmaya göre 14 yaş altındaki sigara içme oranının yüzde 28.4 olduğunu belirtti. Bu tablonun oldukça düşündürücü olduğunu vurgulayan Dündar, "Ülkemizde yaklaşık 21 milyon kişi sigara kullanmakta ve sebep olduğu hastalıklardan da yılda 165 bin kişi hayatını kaybetmektedir. İlk sigara içme yaşı 7’ye düşmüştür. Her gün sigara içmeye başlama yaşı ise 13 olarak tespit edilmiştir" dedi.
Dündar, Türkiye’nin alkol tüketiminde dünya üçüncüsü, tütün tüketiminde ise dünya dördüncüsü olduğunu dile getirirken, bağımlılık yapıcı madde kullanmaya başlamada ergenlik döneminin en riskli dönem olduğunun altını çizdi. Ergenlik döneminin getirdiği stresli ve fırtınalı kimlik kazanma sürecinin de gençleri birçok zararlı alışkanlığın kazanılmasına açık hale getirdiğini kaydeden Dündar, sorunun çözümünün koruyucu hizmetler ve tedbirler olabileceğini söyledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Vali Hüseyin Aksoy, aktif ve emekli öğretmenlerle bir araya geldi Eskişehir’de 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen programda aktif ve emekli öğretmenlerle bir araya gelen Vali Hüseyin Aksoy, "Öğretmenlerimizin Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişmesinde, kalkınmasında ve bu noktaya gelmesinde çok büyük emekleri var" dedi. Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy ve eşi Hülya Aksoy, 24 Kasım Öğretmenler Günü çerçevesinde öğretmenlerle bir araya geldi. Eskişehir Öğretmenevi’nde gerçekleştirilen program, saat 10.30’da kahvaltı ile başladı. Programda en yaşlı öğretmen olsn 98 yaşındaki Mehmet Uslu ile diğer aktif ve emekli öğretmenlerle sohbet eden Vali Aksoy, yapmış olduğu açıklamada öğretmenliğin çok kutsal bir meslek olduğunu vurguladı. Söz alan öğretmenler ise, düzenlenen program için Vali Aksoy’a teşekkürlerini ileterek kendilerinden genç olan öğretmenlere tavsiyelerde bulundu. Vali Aksoy’un öğretmen olan eşi Hülya Aksoy’un da öğretmenler gününü kutladığı program, günün anısına toplu hatıra fotoğraf çekilmesi ve hediyelerin takdim edilmesiyle sona erdi. "Öğretmenlik mesleği toplumu şekillendiren kutsal bir meslek" Vali Aksoy, programda yapmış olduğu açıklamada, "24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle ilimizde görev yapan aktif ve emekli öğretmenlerimizle bir araya geldik. Öncelikle, Baş Öğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün kabul buyurduğu günde öğretmenlerimizi en içten sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Geleceğimizi emanet edeceğimiz öğretmenlerimiz en iyi şekilde bu görevlerini yerine getireceğinden şüphemiz yok. Gençlerimizi en iyi şekilde yetiştireceklerini biliyoruz. Geçmişte olduğu gibi bugün de, yarın da aynı şekilde bu çalışmalarını sürdüreceklerdir. Öğretmenlik mesleği toplumu şekillendiren kutsal bir meslek. Öğretmenlerimizin Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişmesinde, kalkınmasında ve bu noktaya gelmesinde çok büyük emekleri var" şeklinde konuştu. "Böyle bir toplantıyı ilk kez sayın valim yapıyor" Düzenlenen program için Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy’a teşekkürlerini ileten emekli öğretmen Muharrem Kubat, "Böyle bir toplantıyı ilk kez sayın valim yapıyor. Kutluyorum ve saygılar duyuyorum. Arkadaşlar belirli makamlara gelirler, belirli sürelerde o makam gider ama gittikten sonra yaptıklarıyla halkla ilişkileri olanlar sürekli anılırlar. Bunu neden diyorum? Ben bir ulusal gazete, bir de mahalli gazete alıyorum. Oradan Eskişehir’de, Türkiye’de olanları takip ediyorum. Bizim yerli basın sayın valime şöyle bir unvan vermiş, ’Halkın Valisi’. Biliyorsunuz, sayın Kadir Çalışıcı da ’Vali Baba’ idi. Sayın Valime de basın ’Halkın Valisi’ diyor. Artık demek ki hizmet ve görev yerini buldu" ifadelerini kullandı. "Karşımıza gelen her öğrenci ayrı bir dünyadır" Emekli öğretmen İlyas Küçükcan ise, aktif görev yapan genç öğretmenlere seslenerek şunları söyledi: "Sayın valimizin buyurduğu gibi, öğretmenlik saygı değer bir meslek. Bu 40 yıl hizmetten sonra bana, ’Hangi mesleği seçersin?’ dense yine öğretmenliği seçerim. Karşımıza gelen her öğrenci ayrı bir dünyadır. Onların her birinin gün için sevinçleri, umutları, kaygıları, korkuları ve üzüntüleri vardır. Lütfen onlara çok iyi sahip çıkın. Onları lütfen çok iyi kucaklayın, onların dünyası aydınlık olsun. Eğer bir yerde öğrenciler okula sevinerek, koşarak geliyorlarsa ve oradan ayrılmak istemiyorlarsa orada eğitim çok sağlam demektir. Ancak kaygılarla, korkularla geliyorlar ve kaçıyorlarsa kendinizi bir sorgulayın lütfen. O bakımdan görevini yapan genç arkadaşlara söylüyorum, bu meslekten ayrılmayı başarmak büyük onurdur. Yüklendiğiniz görevin saygınlığı ve sorumluluğu çok yüksek."
Eskişehir Antibiyotiklerin gereğinden kısa ya da uzun kullanılması sıkça yapılan bir hata Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, antibiyotiklerin gereğinden kısa ya da uzun kullanılması da sıkça yapılan bir hata olduğunu belirtti. Kartal, “Yoğun ve uygunsuz antibiyotik kullanımı direncin en önemli tetikleyicisi olup, bağırsaklarımızdaki immun sistem düzenleyicisi yararlı bakteri dengesini de bozmaktadır. Konunun çözümü çok faktörlü olmakla birlikte, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de akılcı antibiyotik kullanımını sağlamak en önemli faktördür” diye anlattı. “Dünya Anti Mikrobiyal Direnç (AMD) Farkındalık Haftası” dolayısıyla bilgilendirici bir açıklama yapan Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, antimikrobik ilaçların bakteriler başta olmak üzere virüsler, mantarlar gibi her türlü mikroorganizma için tedavi amaçlı kullanıldığını, ancak zaman içinde duyarlılık durumunu etkileyen çeşitli nedenlerle antimikrobiyal direnç gelişebildiğini anlattı. Kartal, AMD’nin sadece insan sağlık sektörü ile ilgili bir konu olmadığını, hayvan sağlığı, gıda üretimi ve çevre üzerinde de önemli etkileri olduğunu ifade ederek, “İlaç dirençli patojenler her yerde herkes için tehdit oluşturabilmektedir. Antimikrobiyal dirençli etkenler insanlar, hayvanlar ve bitkiler ile birlikte tüm dünyada hareket halinde bulunmaktadır. Bakteriler sahip oldukları direnci birbirleri arasında aktararak doğada direnç genlerinin sürekli birikimine neden olmaktadır. Antimikrobiyal direnç açısından en önemli grup antibiyotikler olup bakteriyel etkenlerde gelişen ilaç direncinin bir sonucu olarak enfeksiyonların tedavisi giderek zorlaşmakta, hatta özellikle hastanede yatan hastalarda gözlenen mevcut antibiyotiklerin tamamına dirençli mikroorganizma enfeksiyonların tedavisi imkânsız hale gelebilmektedir. Bu durum bir yandan hastaların daha uzun süre hastanede kalmasına, ölümüne bir yandan da önemli bir işgücü kaybı ve maliyete yol açmaktadır. Yeni geliştirilen antibiyotiklerin sayısı tüm dünyada çok az olup, çok pahalı ve erişim de kolay değildir. Kaldı ki bunlara da hızla direnç gelişme riski bulunmakta olup, elimizdeki antibiyotikleri doğru kullanmazsak yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi de çözüm olamayacak gibi görünmektedir” diye belirtti. “Akılcı antibiyotik kullanımını sağlamak en önemli faktördür” Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hem poliklinik şartlarında hem de yatan hastalarda yoğun antibiyotik kullanımı söz konusu olduğunu belirten Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, şunları anlattı; “Antibiyotikler sadece bakteriyel etkenlere karşı tedavi edicidir. Virus ya da diğer etkenlerde işe yaramaz. Yüzde 80-90‘ı viral etkenlere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında sırf ateş olması ya da sonradan alt solunum yollarına ineceği kaygısı ile antibiyotik kullanımı en sık yapılan uygunsuz kullanımlardan biridir. Viral enfeksiyonlarda da sıklıkla ateş olmaktadır. Hastanede yatan hastalarda da çoğu zaman bakteriyel bir enfeksiyon tanımlaması olmadan genel durum bozukluğu, CRP gibi akut faz parametreleri yüksekliği gibi nedenlerle antibiyotik kullanımına eğilim fazla görülmektedir. Oysa enfeksiyon dışı enflamasyonla seyreden bir çok durum CRP değerinin yükselmesine neden olabilmektedir. Antibiyotiklerin gereğinden kısa ya da uzun kullanılması da sıkça yapılan bir hatadır. Yoğun ve uygunsuz antibiyotik kullanımı direncin en önemli tetikleyicisi olup, bağırsaklarımızdaki immun sistem düzenleyicisi yararlı bakteri dengesini de bozmaktadır. Konunun çözümü çok faktörlü olmakla birlikte, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de akılcı antibiyotik kullanımını sağlamak en önemli faktördür. Antibiyotiklerin uygun endikasyonlarda ve uygun sürelerde kullanılması, hastanelerde enfeksiyon kontrolünün en üst düzeyde sağlanması, el hijyeni konusunda farkındalığın artırılması, uygun aşılamalar ile enfeksiyon etkenlerinin yayılımının engellenmesi alınabilecek önlemlerin başlıcalarıdır.”
Kocaeli Şehir Tiyatroları, Üç Jokerli Konken’in prömiyerini yaptı Kocaeli Şehir Tiyatroları, sezonun yeni oyunu olan Üç Jokerli Konken ile ayakta alkışlandı. Yeni sezona 3 yeni oyunla "merhaba" diyen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Üç Jokerli Konken’in prömiyerini yaptı. İzleyicilerin beğenisini kazanan oyun dakikalarca alkışlandı. SDKM’de sahnelenen oyunu, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş’ın eşi Songül Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın eşi Figen Büyükakın, Başkan Vekili Berna Abiş, Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Aydın Sigalı ve çok sayıda davetli takip etti. Oyunun sonunda Figen Büyükakın, oyunculara ve Kocaeli Şehir Tiyatroları ekibine çiçek takdim ederek başarılar diledi. Petra Blume tarafından kaleme alınan ve Yücel Erten tarafından çevrilen oyun Erkan Taşdöğen tarafından yönetildi. Dekor tasarımda Eylül Gürcan, kostüm tasarımda Duygu Çakır Irmak, ışık tasarımda Ayşe Sedef Ayter ve müzikte Sertan İpek’in görev aldığı oyunda Seda Güven Şahin, Meltem Özsavaş, Seçil Mutlu Oğuz, Duygu Mine Özcan ve Tunç Efe başarılı bir performans sergiledi. Programına hızla devam eden Şehir Tiyatroları, sezon boyunca "Savaş ve Barış", "Radyo-u Hümayun", "Vişne Bahçesi", "Kılıçarslan", "Aradığın Seni Arayandır", "Çöp Atlas", "Evvel Zaman İçinde" gibi izlenme rekorları kıran oyunlarını sergilemeye devam edecek.
İstanbul Burkina Faso ve Türkiye arasındaki ticari işbirliği güçleniyor Türkiye ile Burkina Faso arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri güçlendirmek amacıyla SANKON Genel Merkezinde gerçekleştirilen toplantıda, iki ülke arasındaki işbirliği fırsatları masaya yatırıldı. Büyükelçi Vinta Some, Türk şirketlerini Burkina Faso’ya yatırım yapmaya davet ederken, SANKON Genel Başkanı Ferudun Cevahiroğlu, ilişkilerin derinleştirilmesi için iş forumları ve ziyaretler düzenleyeceklerini duyurdu. Türkiye ve Burkina Faso arasındaki ticaret ve ekonomik ilişkileri güçlendirmek amacıyla Sanayi ve Ticaret Konfederasyonu (SANKON) Genel Merkezinde önemli bir toplantı yapıldı. Burkina Faso Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi H.E. Vinta Some, SANKON Genel Merkezi’ni ziyaret ederek iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için yapılabilecek çalışmalar hakkında görüş alışverişinde bulundu. İki ülke arasındaki bağlar derinleşiyor Büyükelçi Vinta Some, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye ve Burkina Faso arasındaki tarihi siyasal ve kültürel bağlara dikkat çekti. İki ülkenin ilişkilerinin köklü bir geçmişe dayandığını belirten Some, “Türkiye Cumhuriyeti ile Burkina Faso Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler çok eski yıllara dayanmaktadır. Bu ilişkilerimizi daha da güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Some, Burkina Faso’nun Afrika kıtasındaki gelişen ekonomilerden biri olduğunu da belirterek Türk iş dünyası için önemli fırsatlar sunduğunu vurguladı. Büyükelçi Some, iki ülke arasındaki ticaretin arttırılması gerektiğini belirterek, Türkiye’nin Burkina Faso’ya yatırım yapacak şirketler için cazip bir pazar sunduğunu ifade etti. Some, “İki ülke arasında ticari verileri paylaşıyoruz ve SANKON ile olan işbirliğimiz bu ilişkileri daha ileriye taşıyacaktır” diye konuştu. SANKON Genel Başkanı Ferudun Cevahiroğlu’da Büyükelçi Some’yi SANKON Genel Merkezinde ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını belirterek, Türkiye’nin Burkina Faso ile olan ticari ilişkilerine verdikleri önemi vurguladı. Cevahiroğlu, “Türk şirketleri olarak, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerimize çok önem veriyoruz ve yıllardır Burkina Faso Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği ile işbirliği içindeyiz” dedi. Cevahiroğlu, ayrıca, Türkiye ile Burkina Faso arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesi amacıyla önümüzdeki dönemde bir iş forumu düzenleyeceklerini ifade ederek, “Burkina Faso ile ilişkilerimizi daha da derinleştirmek için Türkiye-Burkina Faso İş Forumu Konferansı yapmayı planlıyoruz. Ardından Türk şirketleriyle birlikte Burkina Faso’yu ziyaret etmeyi düşünüyoruz.” şeklinde konuştu. Burkina Faso’nun Afrika’daki stratejik rolü Ferudun Cevahiroğlu, Burkina Faso’nun Afrika kıtasında parlayan bir yıldız olduğunu belirterek, Türkiye’nin Afrika’daki en güçlü stratejik ortaklarından biri olduğunu ifade etti. CEvahiroğlu, “Burkina Faso, Afrika kıtasındaki gelişen ekonomilerden biri olarak dikkat çekiyor. Türkiye’nin Afrika’daki stratejik ortakları arasında önemli bir yer tutuyor” ifadelerine yer verdi. SANKON’a bağlı federasyonlar katıldı Toplantıya, SANKON’a bağlı federasyonlardan da temsilciler katıldı. Bunlar arasında Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu, Türkiye Tarım ve Kırsal Kalkınma Federasyonu, Ankara Finans ve Yatırım Projeleri Federasyonu, Ankara Savunma Sanayi Federasyonu, Ankara Emlak ve Gayrimenkul Federasyonu, Ankara Enerji ve Madencilik Federasyonu, Ankara Ekonomi ve Kalkınma Federasyonu, Ankara Dış Ticaret Federasyonu ve Ankara İthalat ve İhracat Federasyonu yer aldı. Bu federasyonlar, Türk şirketlerinin Burkina Faso ile işbirliği fırsatlarını değerlendirebilmesi adına çeşitli projeler geliştireceklerini belirttiler. Ziyarette Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay da iki ülke arasındaki sağlık turizminin geliştirilmesi adına yapacakları çalışmalar hakkında bir sunum gerçekleştirdi. İleriye dönük işbirliği ve yatırım fırsatları Toplantı sonunda, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin pekiştirilmesi için her iki taraf da işbirliğini güçlendirme kararlılığını yineledi. SANKON ve Burkina Faso Cumhuriyeti, iş dünyası için birçok fırsat sunan bu ilişkilerin daha da derinleşmesini sağlamak için ortak projelere odaklanacaklarını açıkladılar.
Kars Kars’a çocuk yoğun bakım ünitesi kuruluyor Harakani Devlet Hastanesi’ne Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi kuruluyor. AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın’ın Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, görüşmesiyle Kars Harakani Devlet Hastanesi’ne bir Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi kurulması kararlaştırıldı. Milletvekili Çalkın’ın girişimleriyle Sağlık Bakanlığı’nca 01.10.2024 tarihinde DMO üzerinden tıbbi cihaz ve ekipman alım işlemleri başlatıldı. 14.11.2024 tarihinde ise Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi plan ve projesi tamamlanmış olup, teknik ve inşaat işleri için onay alındı. İnşaat işlerinin yapılması amacıyla gereken ihale ise başlatıldı. AK Parti Milletvekili Adem Çalkın, Harakani Devlet Hastanesi’ndeki MR cihazı ile ilgili de açıklamada bulundu. Çalkın, “Kars Harakani Devlet Hastenizde, 1 adet MR cihazı, 2 adet tomografi cihazı, 3 adet USG ve 3 adet röntgen cihazı bulunmakta olup, 1 gün çalışıp 3 ay bozulduğu söylenen MR cihazı ile 10 aylık süreçte 2024 yılında 7/24 olmak üzere 29 bin 30 çekim ve raporlanma hizmeti, 2 BT cihazı ile yine aynı süreçte 39 bin 731 çekim, 3 USG cihazı ile 60 bin 716 çekim, 3 röntgen cihazı ile 118 bin 622 çekim yapılmıştır” diye konuştu. Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’nin Kars’a hayırlı olması dileklerinde bulunan Çalkın, “Biz gece gündüz şehrimizin sağlık altyapısını güçlendirmek için, belirli bir program ve plan dahilinde her türlü çalışma ve girişimi yaparken, Gazi Kars’ımızın dertleri ile birebir ilgilenirken, her seferinde eksik bilgilerle hareket etmek serhat şehrimize zarar vermekten, sağlık çalışanlarımızın motivasyonlarını kırmaktan, hemşehrilerimizi umutsuzluğa sürüklemekten başka bir işe yaramaz. Durmadan, duraksamadan Gazi Kars’ımız için üretmeye, çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.