YEREL HABERLER - 06 Mart 2012 Salı 11:15

MESO KABUK DEĞİŞTİRİYOR

A
A
A
MESO KABUK DEĞİŞTİRİYOR

Bursa Muhtelif Esnaf ve Sanatkarlar Odası (MESO) Başkanı Fehmi Duban, sadece aidat alan ve belge veren oda durumundan çıktıklarını belirterek, "Sosyal projelere ağırlık veriyoruz. Artık kapalı kutu olmayacağız" dedi.
Bursa MESO Başkanı Fehmi Duban ve yönetim kurulu üyeleri, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği (BTTDD) Şükrü Köse’yi makamında ziyaret etti. BTTDD üyelerinin de katıldığı ziyarette konuşan Köse, MESO’nun yeni yüzüyle önemli projelere imza attığını söyledi. Köse, "MESO bünyesinde 144 ayrı meslek grubu var. Bu meslek gruplarında ekmek kazanan binlerce esnaf var. MESO farklı projeler yaparak kendini gösteriyor" dedi.
Muhtelif Esnaf ve Sanatkarları Odası (MESO) Başkanı Fehmi Duban, MESO’nun eskiden aidat alan ve belge veren oda durumundan çıkıp üyeleri için çalışan dernek haline geldiğini söyledi. MESO’nun yeni yüzüyle esnafın derdine de sevincine de ortak olduğunu ifade eden duban, "Esnafımız için çalışacağız. Yeni çıkan yasaları üyelerimize bildiriyoruz. Onların ayağına kadar gidiyoruz. Artık Türkiye’de zihniyet değişikliği olması şart. Esnaf odaları sadece sabah 8 akşam 5 çalışarak evine gitmemeli. Esnaf arkadaşlarımın derdi ile birlikte olmalıyız. Neşeli günlerinde mutluluklarına ortak olmalıyız" diye konuştu.
Sosyal projelerin esnaf arasında birlik ve beraberliği artıracağına dikkat çeken Duban, "Sosyal projeler, insanların birbirini dinlemeyi öğretir. Bizim için önemli olan bu. Bununla alakalı sosyal faaliyetler yapıyoruz. Umre programımız var. Esnafı daha ekonomik şartlarda mukaddes topraklara götüreceğiz. Esnafımız başı sıkıştığında ’benim oda başkanım var’ derse çaresini buluruz. Biz Bursa’ya hizmet etmek için çalışacağız. Kapalı kutu değiliz" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir DİLKOM’da "Ses Bozukluklarında Planlama Nasıl Yapıyorum" semineri Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (DİLKOM) tarafından "Ses Bozukluklarında Planlama Nasıl Yapıyorum" başlıklı seminer düzenlendi. DİLKOM Prof. Dr. Seyhun Topbaş Seminer Salonunda gerçekleştirilen ve On Dokuz Mayıs Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (OMÜKOM) Müdürü Doç. Dr. Özlem Yaşar’ın konuşmacı olarak katıldığı seminere; DİLKOM Müdürü Prof. Dr. Özlem Diken, DİLKOM Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Eren Balo, farklı üniversite ve kurumlardan öğretim üyeleri ile öğrenciler katıldı. Doç. Dr. Yaşar: "Kişiye uygun terapi sistemini bulmamız gerekiyor" Başarılı bir ses terapisi için, konuşma sisteminin özellikle de respiratuvar sistemlerin anatomisi ve fizyolojisinin iyi bilinmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Özlem Yaşar, konuşmasında şunları söyledi: "Ses terapisinde sağlıklı bir program oluştururken ortaya koyduğumuz respirasyon (solunum), fonasyon (ses üretimi) ve rezonans başlıklarının herhangi birinde sapma ya da kayma olduğunda tüm dengenin bozulduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, bize başvuran vakaları ana tema olarak üç konu başlığına ayırmamız gerekiyor. Bu başlıklar altında sıralanan problemlere de tek tek bakmamız gerekiyor." Doç. Dr. Yaşar konuşmasının devamında ise; "Çıkarılan her sesin bir frekansı vardır. Dilin ağız içindeki konumuna göre bu frekanslar değişkenlik gösterir. Başarılı bir ses terapisi için, tüm konuşma sistemlerini, özellikle de solunum sistemlerinin anatomisi ve fizyolojisini çok iyi bilmek gerekir. Bu durum, her kişiye özel bir terapi programı oluşturmanın neden mantıklı olduğunu anlamamız açısından önemlidir. Bu kapsamda holistik yaklaşım, vakaya göre biçimlendirilen ve bireye özgü olarak oluşturulan ses terapileridir. Dolayısıyla sizlerin de kişiye uygun terapi sistemini bulmanız gerekiyor." dedi. Seminer, Doç. Dr. Özlem Yaşar’ın örnek vaka sunumunun ardından, DİLKOM Müdürü Prof. Dr. Özlem Diken’in, Doç. Dr. Özlem Yaşar’a hediye takdim etmesiyle sona erdi.
Amasya 65 dekarlık bahçesindeki ağaçları zarar gören Amasyalı çiftçi: "Ürünlerimiz dondu, hayallerimiz kayboldu" Amasya’da nisan ayındaki kar yağışı ve soğuk havanın etkisiyle yaşanan zirai don olayından 65 dekarlık meyve bahçesindeki bütün ağaçları zarar gören çiftçi Yusuf Yücel, "Evlatlarımıza düğün yapmak gibi, nişan yapmak gibi hayallerimiz bu yıl kayboldu" dedi. Kiraz, elma, armut, üzüm, erik, ceviz, badem, şeftali ve cennet hurması gibi ürünlerin etkilendiğini vurgulayan Taşova ilçesine bağlı Tekke köyünde yaşayan çiftçi Yusuf Yücel, "Zirai don afetiyle karşı karşıya kaldık. Üreticiler olarak bu yıl mağdur olduk. Bu faaliyetleri yapabilmemiz için gübre aldık. Borç karşılığı zirai ilaçlar aldık. Emeklerimiz yandı, kayboldu. Ne diyelim. Bu yıl hasatta hedeflerimiz vardı. Evlatlarımıza düğün yapmak gibi, nişan yapmak gibi hayallerimiz bu yıl kayboldu" diye konuştu. Nisan ayında beklenmedik şekilde yaşanan kar yağışı ve soğuk havanın etkisiyle Amasya’nın da aralarında bulunduğu 36 ilde zirai don sonrası zararlar oluştuğunu hatırlatıp aynı zamanda Taşova Yerel Kalkınma Derneği’nin de başkanı olan Yücel, "Beklentimiz ülke genelinde yaşanan bu zirai don olayının afet tedbirleri kapsamına alınması. Çiftçilerin banka borçlarını, kooperatif borçlarını öteleyecek tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz. Tekrar yeniden başlayabilmek için tohum ve fide desteği gibi çeşitli destekler devletimizden beklemekteyiz. Allah’tan geldi başımıza, yapılacak bir şey yok. Biz eksi 7, eksi 10 dereceleri tahmin etmiyorduk. Saman yaktık, çeşitli mücadele yöntemlerini yaptık. Ama yeterli gelmedi" şeklinde konuştu.