GENEL - 27 Şubat 2012 Pazartesi 11:03

İZMİR`E 7,2 MİLYAR TL`LİK YATIRIM MÜJDESİ

A
A
A
İZMİR`E 7,2 MİLYAR TL`LİK YATIRIM MÜJDESİ

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmir turizminin yanı sıra ticaret ve sanayisinin gelişmesi için karayolu altyapısının büyük öneme sahip olduğunu belirterek, "Bu kapsamda 9 yılda İzmir’in sadece şehir içi yollarına yaptığımız 2 milyar TL’lik yatırımın yanı sıra 7.2 milyar TL’lik karayolu yatırımını da planladık" dedi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmir’in verimli toprakları, zengin maden yataklarıyla her türlü bereketten nasibini almış bir coğrafyada bulunduğunu söyleyerek, şöyle konuştu: "Ayrıca, konumu açısından geniş ulaşım imkanlarına sahip olması, İzmir’i eski çağlardan beri her dönemde önemli bir ticaret merkezi yaptı. Biz de zamanla, sanayi ve turizmin de gelişmesiyle ülkenin en gelişmiş kentlerinden biri olan İzmir’i yüksek standartlı yollarla donatmak suretiyle, ulaşım
altyapısını daha da güçlendirerek rekabet gücünü artırmak istiyoruz"
İZMİR’E 214 BİN AĞAÇ DİKTİK
Bu kapsamda ulaştırma yatırımlarının yüzde 10’unun İzmir’de yapıldığını kaydeden Yıldırım, İzmir’de 20 milyar TL’nin üzerinde doğrudan altyapı yatırımı planladıklarını anlattı. Yıldırım, İzmir turizminin yanı sıra ticaret ve sanayisinin gelişmesi için karayolu altyapısının da öneme sahip olduğunu belirtti. Bu kapsamda 9 yılda İzmir’in sadece şehir içi yollarına yaptıkları 2 milyar TL’lik yatırımın yanı sıra 7.2 milyar TL’lik karayolu yatırımını da şimdiden planladıklarını anlatan Yıldırım, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Bu rakam daha da artacak. 9 yılda İzmir’deki trafik kördüğümünü kavşaklarla çözdük. 9 yıl içinde 13 adet farklı seviyeli kavşak, 5 adet viyadük, 21 köprü, 160 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Yol yaparken, İzmir’in yeşil yüzünü de unutmadık. Bakanlığımız, bu yatırımları yaparken İzmir’de 214.000 ağaç dikimini de gerçekleştirdi."
TÜM KABİNE İZMİR’İN YANINDA
Yıldırım, İzmir için belirledikleri 35 projenin de 9’unun şimdiden hayata geçtiğine ve bu yatırımların büyük kısmının karayolu yatırımları olduğuna değinerek şunları söyledi: "Bakın yaptığımız yatırımların meyvesini almaya başladık bile. Bugün İzmir, 200 metropol şehrin yer aldığı dünyanın en hızlı büyüyen metropol ekonomileri listesinde Şangay, Riyad ve Cidde’den sonra 4. sırada yer alıyor. Yani İzmir büyüyor ve dünya bunu görüyor. İzmir kendi gibi her şeyin en güzeline en iyisine layık ve artık İzmir
kendi kaderine terk edilmiş, ihmale uğramış bir şehir değil. İzmirli hemşehrilerim sadece ’İki Bakanımız var’ diye de düşünmesin. Bütün bakanlar, tüm kabine İzmir’in yanında ve İzmir artık bunu biliyor."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Hastanedeki yangın tatbikatında rolüne kendini kaptırdı, kriz yönetimini sınadı Serik Devlet Hastanesi’nde, 2024 yılı Hastane Afet Planı (HAP) çerçevesinde düzenlenen yangın tatbikatı gerçeğini aratmadı. Senaryo gereği ikinci kattaki cerrahi serviste çıkan yangında, hastalar acil koduyla güvenli şekilde tahliye edildi. Senaryo gereği hasta ablasını gözyaşları içinde arayan hasta yakını kadını, ekipler güçlükle sakinleştirdi. Tatbikata UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi) ve itfaiye ekipleri de katıldı. Senaryo gereği ikinci kattaki cerrahi serviste çıkan ve gerçeğini aratmayan yangın tatbikatında bazı odaları duman kapladı, etkilenen hastalar acil koduyla tahliyesi sağlandı. Rolüne kendini kaptırdı, gözyaşı döküp kriz yönetimini sınadı Bu sırada hasta yakını rolündeki bir kişi, rolüne kendini iyice kaptırıp ağlamaya başladı. Yine senaryo gereği ekiplerin kriz yönetimini güçleştirmek için sürekli bilgi almaya çalışan kadın, "Ablam. Ablam nerede. Ne olur bilgi verin" diyerek gözyaşı döktü, ekipler tarafından bir süre sonra sakinleştirilerek hastaneden çıkartıldı. Tahliye edilen hastalar, olay yerinde bekleyen 112 sağlık ekiplerine teslim edilirken, dumandan etkilenenlere UMKE ekipleri tarafından ilk müdahaleler yapıldı. Tatbikatla ilgili açıklama yapan Serik Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Serkan Kurt, “İkinci cerrahi serviste gerçekleştirdiğimiz bu tatbikat, hastanemizin acil durumlarda hızlı ve etkili bir şekilde harekete geçebilmesi için önemli bir adımdı. UMKE ve itfaiye ekipleriyle iş birliği içinde çalışarak, oluşabilecek afet durumlarına karşı hazırlık seviyemizi artırdık. Tatbikatlarımız sayesinde tüm ekibimizin afetlere karşı koordinasyon ve müdahale yetkinliğini güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Malatya Ölmeztoprak TBMM Genel Kurulunda konuştu TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti Grubu adına söz alan AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, 6 Şubat depremlerinin ardından deprem bölgesi Malatya’da yürütülen imar ve ihya sürecinde yaraların sarılması ve yürütülen çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. Milletvekili Ölmeztoprak Malatya’da devam eden çalışmaların en kısa sürede tamamlanması noktasında yoğun bir gayret ve çaba içerisinde olduklarını söyledi. “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde güvenli konut ve ticari alanlarımızı tamamlama hedefine hızla ilerliyoruz” diyen Ölmeztoprak, Malatya’da devam eden kalıcı konut ve kalıcı işyerleri hakkında detaylı bilgiler paylaştı. Ölmeztoprak; “Malatya’mızda yeniden imar, ihya ve inşa sürecindeyiz. Asrın Afeti sonrası toparlanmak ve Malatya’mızın her köşesine güvenli, sürdürülebilir bir alt yapı ve üst yapı sunmak amacı ile kapsamlı projeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda depremden etkilenen hemşehrilerimizin hanelerine geçiş sürecini hızlandırmak, kalıcı konut ve kalıcı işyerlerini bir an önce tamamlamak en temel hedeflerimizdendir. Bu çerçevede Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), Emlak Konut ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız eliyle başlatılan konut projelerimizde Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ve destekleri ile güvenli konut ve ticari alanları tamamlama hedefine doğru hızla ilerlemeye devam ediyoruz. Malatya’mızda deprem sonrası imar ve ihya çalışmaları kapsamında Akçadağ’ımızda ve Doğanşehir’imizde dahil olmak üzere toplamda 54 rezerv alanda projeler yürütülüyor. Şehir merkezimizde 43 rezerv alanda başlatılan projeler, 68 etap dahil olmak üzere 71 etap halinde, toplamda sadece rezerv alanlarda 40 bin 785 bağımsız bölüm oluşturulması hedeflendi. Bu hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalar devam ediyor. Şu ana kadar 39 etap ihale edildi, 10 etabın da ihale süreci devam ediyor. 15 alanda ayrıca 19 etap üzerinde çalışmalarımız da yoğun bir şekilde sürüyor. Malatya’mızın şehir merkezi ve kırsalında toplamda 80 bin 665 hak sahiplerimize yönelik projelerimizi belirledik. Hemşehrilerimizin kalıcı konut ve işyerlerine kavuşması adına çok yoğun bir çaba içerisindeyiz. Bu süreç içerisinde 79 bin 702 konut ve işyerinin inşası planlanmış durumda. Şu ana kadar kuraları çekilen 17 bin 438 kalıcı konutumuzun hak sahiplerine teslimatları gerçekleştirildi. 79 bin 702 bağımsız bölümden 25 bin 701’inde gerek altyapısı gerek üst yapısı ile yeni yerleşim alanları oluşturduk. 40 bin 785’i şehir merkezinde, 13 bin 216’sı kırsal alanlarda yer alıyor. Şu anda 56 bin 779 konutun hem ihalesi tamamlanmış hem de şantiye çalışmaları devam etmektedir” ifadelerine yer verdi. Milletvekili Ölmeztoprak Malatya’nın ulaşım ağı ve alt yapısının güçlendirilmesi ile hızlı tren projesine dair de şu ifadeleri kullandı: “Malatya’mızın modern ulaşım ağı ve alt yapısını güçlendirmek için çalışmalarımız devam etmektedir. Malatya Çevre Yolu Projemiz ile ticari faaliyetleri canlandıracak, şehir içi ve şehirlerarası ulaşımı rahatlatacak geniş bir ağ kurma çalışmalarımız devam ediyor. 53,5 kilometrelik bu yolun 38,2 kilometresi yıl sonuna kadar tamamlanmasını hedefliyoruz. Beylerderesi Viyadüğü’ne de alternatif bir viyadük ve yeni bir güzergah ile oradaki yeni yerleşim yerinde herhangi bir trafik sorunu yaşanmaması için şehrimizin trafik yükünü hafifletecek bir çalışma içerisindeyiz. Hızlı Tren Projesi ile ilgili bağlantıları da güçlendirmeye çalışıyoruz. Narlı-Malatya Hızlı Tren Projesi ile Malatya’mızı ülkemizin dört bir yanına daha yakın hale getireceğiz. Bu projeyle yılda yaklaşık 8,5 milyon ton yük taşıma kapasitesine ulaşarak ticaretimizi daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.”
Adana Adana’da "Baygara" organize suç örgütü üyesi 207 kişi tutuklandı Adana merkezli 16 ilde gerçekleştirilen “Kuyu-37” operasyonunda gözaltına alınan "Baygara" organize suç örgütü üyesi 9’u kadın 286 şüpheli adliyeye sevk edilirken, 207’si çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yurt dışında tutuklu bulunan Ramazan Baygara’nın elebaşılığını yaptığı organize suç örgütüne yönelik operasyon düzenlendi. Adana merkezli 16 ilde eş zamanlı yapılan baskınlarla 9’u kadın 282 kişi yakalandı. Söz konusu şüphelilerin evlerinde ve işyerlerinde yapılan arama çalışmalarında 43 ruhsatsız tabanca, 11 ruhsatsız tüfek, 5 uzun namlulu otomatik silah, 2 otomatik silah, 4 el bombası, muhtelif miktarda uyuşturucu madde, çok miktarda döviz ve Türk Lirası ile çok sayıda dijital materyal ve telsiz ele geçirildi. Ayrıca 8 konut, 2 arsa, 1 otomobil, 4 motosiklet ve 19 banka hesabına geçici olarak el konuldu. Organize suç örgütü 83 farklı suça karışırken, yakalanan şüphelilerin ’suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, nitelikli yağma, uyuşturucu madde imal ve ticareti, silah ticareti, 6136 sayılı kanuna muhalefet, nitelikli dolandırıcılık, hırsızlık, suç üstlenme, özel hayatın gizliliğini ihlal, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etme ve kasıtlı olarak kamu malına zarar verme’ suçlarına karıştığı tespit edildi. 207 örgüt üyesi tutuklandı Emniyetteki işlemleri tamamlanan 286 kişi adliyeye sevk edildi. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 207’si tutuklanırken 69’u adli kontrol şartıyla 10 kişi de savcılıktan serbest kaldı.
Bolu Şeker hastalarına kritik uyarı: “Ayak tabanı muayenesi yapmalarını öneriyoruz” İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi Dahiliye Uzmanı Doktor Banu Başer, diyabet hastalarına önerilerde bulundu. Yapılan tedavilerdeki amaçlarının organ hasarını engellemek olduğunu belirten Uzm. Dr. Banu Başer, “Diyabet hastaları düzenli kontrolleriyle beraber işte kan kontrolleri, göz kontrolleriyle beraber kendileri açısından özellikle düzenli ayak tabanı muayenesi yapmalarını öneriyoruz” dedi. İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi Dahiliye Uzmanı Doktor Banu Başer, şeker hastalığına (diyabet) karşı açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Banu Başer, diyabetin ilerlememesi yönünde vatandaşlara tavsiyede bulundu. Tamamen iyileştirilebilen bir hastalık olmadığını belirten Banu Başer, diyabet tanısı koyulan bir hastanın ömür boyu yaşamına dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. “Diyabet, kısaca vücudun kan şekerini kullanamaması durumudur” Diyabetin tanımını yapan Uzm. Dr. Banu Başer, “Diyabet, kısaca vücudun kan şekerini kullanamaması durumudur. Bu durum, vücuttaki insülin hormonunun eksikliği veya yetersiz olması durumunda ortaya çıkar. Kan şekeri yükselir ve bu, böbreklerden idrar yoluyla atılmalıdır. Diyabetin iki ana tipi vardır. Tip 1 diyabette vücut insülin üretemez ve bu nedenle dışarıdan insülin alınması gerekir. Tip 2 diyabet ise genellikle vücudun insülin üretiminde yetersiz kaldığı veya insülini yeterli miktarda kullanamadığı durumdur. Hastalardan sıkça gelen bir soru ise ‘gizli şeker’ konusudur. Gizli şeker, kan şekerinin normalden yüksek olduğu ancak tam diyabet tanısı koymak için yeterli seviyede olmadığı ara bir durumdur. Bu durumdaki hastaların yüzde 10’unda ilerleyen dönemlerde diyabet geliştiğini görebiliyoruz” ifadelerine yer verdi. “Sadece kan şekerini düşürmek değil, aynı zamanda organ hasarını engellemektir” Stresin diyabet üzerinde etkisi olduğunu dile getiren Dr. Başer, “Stresin diyabet üzerindeki etkisine değinecek olursak, diyabetli bireyler diyetlerine, egzersizlerine, düzenli kan şekeri ölçümlerine ve doktor kontrollerine dikkat etmek zorundadır. Bu disiplin uzun vadede stres oluşturabilir, ancak hastalığın seyrini kontrol etmek için bu disiplin gereklidir. Diyabet multidisipliner bir yaklaşımla yönetilmelidir, dahiliye uzmanı, diyetisyen ve gerektiğinde diğer sağlık profesyonelleriyle işbirliği önemlidir. Amaç sadece kan şekerini düşürmek değil, aynı zamanda organ hasarını engellemektir” dedi. “Yaşam boyu dikkatli olması gerekir” Diyabet tanısı koyulan hastaların yaşam boyu dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Başer, “Birçok hasta, ailesinde diyabet hastası varsa kendisinin de risk altında olup olmadığını ve diyabetin ortaya çıkmasını önleyip önleyemeyeceğini merak ediyor. Diyabet, tamamen iyileştirilebilen bir hastalık değildir. Çünkü temel sorun insülin eksikliği veya yetersizliğidir. Bu durumda hastalığın geri dönüşü mümkün değildir, ancak düzenli kilo takibi, egzersiz ve bilinçli beslenme ile diyabet kontrol altına alınabilir. Diyabet tanısı konulan bir hastanın yaşam boyu dikkatli olması gerekir. Uygun ilaç kullanımı, doğru beslenme ve düzenli egzersiz ile yaşam kalitesi korunabilir” diye konuştu. “Ayak tabanı muayenesi yapmalarını öneriyoruz” Ayak tabanı muayenesi yapılması önerisinde bulunan Dr. Başer, “Uzun dönemde vücut sinir fonksiyonlarını kaybedebileceği için vücudun sıcak-soğuk özellikle ağrıyı hissetmesi engellenebiliyor. Mesela hasta hiç fark etmiyor, ayak tabanında başlayan yara enfeksiyonu, o ayağını kaybına kadar neden olabiliyor. Çünkü ciddi enfeksiyonlar oluşabiliyor. Tedaviye direnç oluşabiliyor. Bu nedenle diyabet hastaları düzenli kontrolleriyle beraber işte kan kontrolleri, göz kontrolleriyle beraber kendileri açısından özellikle düzenli ayak tabanı muayenesi yapmalarını öneriyoruz. Çünkü gelişen bir enfeksiyon fark etmemiş olabiliyorlar. Ayak tabanı normalde görme alanında olmadığı için” dedi.