YEREL HABERLER - 27 Nisan 2012 Cuma 11:45

İLETİŞİM SEMPOZYUMUNDA `MİZAH` KONUŞULDU

A
A
A
İLETİŞİM SEMPOZYUMUNDA `MİZAH` KONUŞULDU

Ege Üniversitesi (EÜ) İletişim Fakültesi`nin düzenlediği 1. Uluslararası İletişim Öğrencileri Sempozyumu kapsamında ``Görsel İletişim-Görsel Kültür 1`` adlı oturum Fen Fakültesi Konferans Salonu`nda yapıldı.
Oturum başkanlığını Doç. Dr. Osman Ürper`in yaptığı sempozyuma İstanbul Üniversitesi ve EÜ`den öğrenciler katılırken, ``Çizgi Filmlerin Büyülü Dünyası``, ``Gündelik Hayatın Mizah ile Entegrasyonu``, ``Kirpi TV: Çocuklar İçin İdeal Örnekler`` bildirileri anlatıldı. EÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Akif Ulutaş ``Gündelik hayatın içerisinde zaman zaman ciddiye alınmadan gülünüp geçilen, bazı zamanlarda ise memleket meselesi haline getirilip hakkında davalar açılabilen mizah unsurlarının yaşamımıza entegrasyonunun önemli bir sorunsal olarak göze çarpmasına değinerek ``Doktorlar tarafından faydaları gözler önüne serilen gülmecenin hayatımıza kattıkları, nerelerde kullanılabileceği, nasıl kullanılabileceği ve dezavantajları göz önünde tutularak incelenmelidir. Mizahi unsurları kullanarak önemli işlere imza atmış isimleri sıralayabiliriz. Başarıya ulaşmak için suni bir ciddilik şart değil`` dedi.
Sempozyumda, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencileri Cansu Aydemir ve Elçin Arısan, ``Çizgi Filmlerin Büyülü Dünyası`` konulu bildirisinde, çocukların dünyasında önemli bir yer tutan animasyon ve çizgi film kavramına odaklandı. Öğrenciler bildirilerinde televizyon dünyasını, çizgi filmlerle çocukların kavramlarını, değerlerini nasıl değerlendirdiklerini ele aldı. Eski çizgi filmler ile yeni çizgi filmler arasındaki farkları çocukların nasıl algıladığı konusunda bir çalışma ortaya koymakta olan çalışma, anaokullarında 4-6 yaş arası çocukların algılarını ele aldı.
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi`nden katılan Esma Ayşe Karagay ve Yusuf Anar ise, ``˜Kirpi TV: Çocuklar İçin İdeal Örnekler` isimli bildirilerini açıklarken, televizyon ile çocukların ne kadar yakın bir ilişki içerisinde olduklarına değinerek, ``Televizyon izleniminden dolayı çocukların hem zihinsel hem de fiziksel değişim ve gelişimlerinde olumsuzluklar oluşmaktadır. Çocukların aileleriyle birlikte yetişkin programları izlediği ve bu tür programlardan haberdar olduğu görülmektedir. Özellikle filmlerde, programlarda yetişkinler için de zararlı sayılabilecek cinsellik ve şiddet gibi bazı konulara çocuklar da maruz kalmak zorunda olabiliyorlar. Türkiye`de 15`e yakın tematik çocuk kanalı var. Bu duruma bağlı olarak kreşlerde veya evlerde izletilen televizyon programlar belirli bir denetimden geçmeli`` şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İyi huylu prostat büyümesi tedavisinde son teknolojik yöntem: HoLEP ameliyatı İyi huylu prostat büyümesinde uygulanan HoLEP ameliyatına dair bilgiler veren Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Yasin Yitgin, bu yöntem sayesinde, prostat tıkanıklığının tekrarlamadığını belirtti. Yitgin, ameliyat sonrası cinsel fonksiyonların etkilenme ihtimalinin de daha düşük olduğunu söyledi. HoLEP ameliyatı, iyi huylu prostat büyümesi tedavisinde son yıllarda artan sıklıkla tercih edilmektedir. Başarılı sonuçlar veren HoLEP ameliyatını ve operasyon sonrası hasta üzerindeki etkilerini anlatan BHT Clinic İstanbul Tema Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Yasin Yitgin, HoLEP ameliyatının genel veya rejyonel anestezi altında, kapalı yöntemle ve lazer enerjisi kullanılarak yapılan bir operasyon olduğunu belirtti. Özellikle 80 gram ve daha üstü prostatlarda, medikal tedaviye dirençli hasta gruplarında HoLEP ameliyatının tercih edildiğini söyleyen Yitgin, “Ameliyat sonrasında 3 ila 5 gün hastamıza sonda tutuyoruz. Sondayı aldıktan sonra, hızlıca günlük yaşantılarına ve iş hayatlarına başlayabiliyorlar” dedi. “Cinsel hayatı, diğer operasyonlara göre daha az etkiliyor” HoLEP ameliyatının diğer prostat ameliyatlarına göre cinsel fonksiyonları daha az etkileme ihtimali olduğunu belirten Doç. Dr. Yasin Yitgin, şu ifadeleri kullandı: “Diğer kapalı yöntem prostat ameliyatlarına üstünlüğü, lazer enerjisinin daha derin dokulara etki etmemesi neticesinde doku hasarının daha az olması sayesinde, özellikle ereksiyon fonksiyon bozukluğunu çok görmüyoruz. Ejakülasyon (boşalma) fonksiyon bozukluğu diğer prostat ameliyatlarına göre daha az karşımıza çıkıyor.” “Prostat tıkanıklığının tekrar etmesi ihtimali çok düşük” Yitgin, “Geniş taramalara bakarsak 50 yaş ve üzeri her iki erkekten birinde semptomatik iyi huylu prostat büyümelerini görmekteyiz. Bu ameliyatın özelliği, diğer kapalı yöntem prostat cerrahilerine göre tıkayıcı olan adenom kısmını tamamen çıkardığımız için, teorik olarak tekrar prostat tıkanıklığı yaşanmasını beklemiyoruz. Ameliyat sonrası hastalarda prostat kanseri riskini ortadan kaldırmıyoruz. Çünkü prostat kanserinin yüzde 85-90 olasılıkla gelişmekte olduğu periferik zon yani prostatın kapsül kısmındaki hücreler hastada hala duruyor” dedi. “Semptom olmasa bile her yıl kontrole gidilmeli” “40-45 yaş üzeri, aile öyküsü olan veya aile öyküsü olmayıp 50 yaş ve üzerinde olan tüm erkeklerin, işeme şikayeti olmaksızın üroloji doktoruna muayene ve tetkik yaptırmasını öneriyorum” diyen Yitgin, “Hiçbir belirtisi olmayabilir, işeme şikayeti olmayabilir. Yine de yılda bir kez prostat muayenelerinin yapılması gerekmektedir. Semptomatik hale gelen hastalarda mesane disfonksiyonu oturduktan sonra yapılacak cerrahi veya medikal tedaviden yeterli yanıt alınamayabilir. Prostat büyümesinde idrarı başlatırken zorlanma, ıkınma, kesilme, çatallanma, tam boşaltamama gibi şikayetlerle beraber sık sık tuvalete gitme, gece 1’den fazla idrar için uyanma, acil işeme hissiyatı, tuvalete yetişmeme ve idrar kaçırma şikayetleri karşımıza çıkabilir” diyerek sözlerini noktaladı.
Amasya Akciğer kanserine yılda 40 binden fazla kişi yakalanıyor Türkiye’de ölüme en sık yol açan kanser türü olan akciğer kanserine yılda 40 binden fazla kişi yakalanıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Servet Kayhan, “Akciğer kanseri, en sık ölüme yol açan kanser türüdür. Ülkemizde her yıl 40 binin üstünde, dünyada ise yaklaşık 2 milyon kişiye akciğer kanseri tanısı konuluyor” dedi. "Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı" dolayısıyla açıklamalarda bulunan Özel Amasya Kolmed Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Servet Kayhan, “Kış aylarında soğuk algınlığı ve grip gibi solunum yolu şikayetler artıyor. Farkında olunmamış bir kanserin tanısı çekilen röntgen filmlerinde ve tomografide tesadüfen karşımıza çıkabilmektedir” diye konuştu. Ailesinde kanser öyküsü olanlar ve sigara içenler dikkat Ailesinde kanser öyküsü olanlar, 50 yaş üstü kişiler ve 20 yıldan fazla zamandır sigara içenlerde akciğer kanseri riskinin arttığını vurgulayan Prof. Dr. Kayhan, “Göğüs ağrısı, nefes darlığı, öksürük, ses kısıklığı veya balgam ile kan gelmesi gibi belirtileri bulunan hastalarımız genellikle ileri evre akciğer kanseri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun için risk grubunda olan kişilere özellikle akciğer görüntüleme, tarama testlerini önermekteyiz. Çünkü erken evrede kanserin tanısının konulması hayat kurtarıcı tedavi için çok önemli” şeklinde konuştu.