GÜNDEM - 09 Ekim 2024 Çarşamba 14:35

Elazığ’da 4’üncü Tarım Fuarı açıldı

A
A
A
Elazığ’da 4’üncü Tarım Fuarı açıldı

Elazığ’da 4’üncü Gıda, Tarım, Hayvancılık, Teknoloji ve Yöresel Ürünler Fuarının açılışı yapıldı.


Elazığ’da 4’üncü Gıda, Tarım, Hayvancılık, Teknoloji ve Yöresel Ürünler Fuarı’nın açılışı düzenlenen törenle gerçekleştirildi. Açılış törenine, Vali Numan Hatipoğlu, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, kurum müdürleri, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen, birçok firmanın ve teknolojik ürünlerin yer aldığı fuar ayın 13’üne kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.


Göreve geldiği ilk günden itibaren şehrin gelişimi için mesai mefhumu gözetmeden çalışmalara devam ettiklerini dile getiren Belediye Başkanı Şerifoğulları, “Sürdürmeye de devam ediyoruz. Şehrimize kazandırdığımız Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezi bugüne kadar birçok organizasyona ev sahipliği yaptı. Bugünde çok kıymetli bir fuara ev sahipliği yapacak. Fuarın ilimize ve üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum. İnsanlık tarihine yön veren birinci etmen tarım ve onun tamamlayıcısı da hayvancılıktır. İnsan neslinin devamı için gıda olmazsa olmazdır. Son yıllarda artan iklim değişikleri sonucu azalan üretim miktarı gıda talebinin karşılanmasında güçlükler nedeniyle tarım sektörü dünyada stratejik bir önem kazanmıştır. Bu nedenle ekolojiyi tarıma uyarlayarak verimi en üst düzeye taşımamız elzem bir noktadadır. Elazığ’ımız bereketli toprakları, zengin su kaynakları ve tarım kültürüyle önemli bir potansiyele sahiptir. Sahip olduğumuz bu potansiyel yerel kalkınmanın da en önemli unsurlarından bir tanesidir. Bugün açılışını yaptığımız bu fuar bu potansiyeli daha ileriye taşımak, çiftçilerimizi, üreticilerimizi ve girişimcilerimizi bir araya getirmek noktasında önemli kazanımlar sağlayacaktır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Başkan Çerçioğlu’nun hizmetleri tüm Türkiye’de vatandaşların yanında Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından hizmete açılan, güvenilir ve ekonomik ürünleri halka sunmayı amaçlayan Halk Ege Et’in ürünleri farklı şehirlerde de vatandaşlar ile buluşuyor. Aydın ve İzmir’de mağazaları bulunan, kaliteli hizmeti uygun fiyatlar ile vatandaşlara sunan Halk Ege Et ürünlerinin satışı Selçuk ilçesinde de başladı. Hizmet ve projeleri, sosyal belediyecilik anlayışıyla tüm Türkiye’de örnek gösterilen Başkan Çerçioğlu’nun bir projesi daha farklı bir şehirde vatandaşlar ile buluşuyor. Halk Ege Et’in Çine ilçesinde bulunan mezbahasında işlenen etler, Selçuk Belediyesi tarafından hizmete açılan Halk Mark-Et’te Selçuklulara sunuluyor. Başkan Çerçioğlu: “Belediyelerimizin güç birliği ile kazanan halkımız olacak” Belediyelerin güç birliği ve ortak projeleri ile vatandaşlara uygun, kaliteli ve güvenilir hizmeti ulaştırmak için çalışmalarının süreceğini belirten Başkan Çerçioğlu, “Aydın’ımıza, hemşehrilerimize kazandırdığımız projelerimizi, hizmetlerimizi farklı il ve ilçelerde yaşayan vatandaşlarımız ile de buluşturuyoruz. Farklı belediyelerimizle kurduğumuz iş ve güç birliği ile kazanan vatandaşlarımız oluyor. Sosyal belediyeciliği tüm Türkiye’ye yaymak için çalışmaya, vatandaşlarımıza güvenilir, kaliteli ve ekonomik hizmeti ulaştırmak için birlik olmaya devam edeceğiz. El ele, omuz omuza vererek Cumhuriyetimizi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere koyduğu hedef doğrultusunda daha da ileriye taşıyacağız” ifadelerini kullandı.
Çanakkale AFAD Başkanı Memiş: "Dünyanın en büyük afet sonrası iyileştirme operasyonunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz Türk milleti başarmıştır" Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin ’2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde ’Türkiye’de Afet Yönetimi ve 6 Şubat Depremleri’ konusunda ilk dersi veren AFAD Başkanı Okay Memiş, "Anlattığım operasyon dünyanın en büyük afet sonrası iyileştirme operasyonudur. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz Türk milleti başarmıştır. Eksiklerimiz vardır ama bu operasyon bu kadar kısa sürede yapılan en büyük operasyonudur. Bunu dünyadaki diğer afetleri inceleyerek söyledik" dedi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin ’2024-2025 Akademik Yılı Açılışı Töreni İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, AFAD Başkanı Okay Memiş, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve akademisyenlerin katıldığı program; saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Program, ÇOMÜ Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Senfoni Orkestrası konseriyle devam etti. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı açılışında ’Türkiye’de Afet Yönetimi ve 6 Şubat Depremleri’ konusunda ilk dersini veren AFAD Başkanı Okay Memiş, "Sizlere şu ana kadar anlattığım operasyon dünyanın en büyük afet sonrası iyileştirme operasyonudur. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz Türk milleti başarmıştır. Eksiklerimiz vardır ama bu operasyon bu kadar kısa sürede yapılan en büyük operasyonudur. Bunu dünyadaki diğer afetleri inceleyerek söyledik. Amerika’daki FEMA bizim muadil kurumumuz. Japonya’da depremler ve diğer afetler, Çin’de ve diğer dünyanın diğer memleketlerinde meydana gelen afetlerde devletin gösterdiği risk, milletin gösterdiği tavır, devletin, milletimizin gösterdiği refleks gerçekten takdire şayandır. Afet yönetiminin üç ayağı vardır. Bir, afet öncesi. İki, afetlere müdahale. Üç, afet sonrası iyileştirme. Az önce de söyledim. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz Türk milleti olarak afetlere müdahalede ve afet sonrası iyileştirmede dünyanın en iyi memleketlerinden birisiyiz. Hele bunu anlattığım örnek hamaset olsun diye söylemiyorum. Hepsini araştırarak akademisyenlerimiz de burada araştırmaya da istediği gibi bakabilirler. En büyük operasyonudur. Ancak risk azaltmada daha epeyce mesafe almamız gerektiğinin de bilincinde ve farkındayız" dedi. "Müdahale kapasitenizi geliştiriyoruz ve artırıyoruz" Deprem afeti açısından riski azaltmanın kentsel dönüşüm demek olduğunu ifade eden Memiş, "Çanakkale’de risk varsa Çanakkale’deki binaların riski tespit edilip yerel yönetimlerimiz, vatandaşlarımızın marifetiyle mutlaka dönüşümünü gerçekleştirmemiz lazım. Bunu yapamazsak şayet yıkımlarla karşı karşıya kalacağız. Bu bizim için çok önemli. İkinci deprem afeti açısından. Çünkü her afetin risk azaltması farklıdır. Bina deprem yönetmeliğinden birazdan bahsedeceğim. Güncelliyoruz, güncelledik. Akademik çalışmayı mühendislerimizle, hocalarımızla bitirdik. Kamuoyuyla bakanlar kuruluna sunduktan sonra paylaşacağız. Binaların daha sağlam şekilde yapılması ile ilgili çalışma. ’Ya arkadaş aklın neredeydi, eskiden niye yapmadın’ diyecek olursanız, her depremin öğrettiği hususlar var mühendislik açısından. Yaşanan depremin büyüklüğünden sonra sistemi yeniden kurgulamak bir zorunlu hale geldi. Dolayısıyla gerçekten risk azaltmaya yönelik de çalışma yapmamız gerekiyor. Müdahale kapasitenizi geliştiriyoruz ve artırıyoruz. Az önce bir rakamdan bahsettim size. Dünyada o kadar rakama ulaşmak mümkün değil. Bizim yapmamız gereken, yıkılmayacak sağlam zemine sağlam bina yapmak. Ama biz şuna başladık. Kahraman ordumuzu, Türk Silahlı Kuvvetlerimizi, jandarmamızı, polisimizi eğitmeye başladık. Önce kamudan başladık. Onlara verdiğimiz eğitimlerle enkazlarda ve afetlerde müdahale kapasitemiz artırmaya başladı. Cumhuriyet’in 100’üncü yılında arama kurtarmada 100 bin bir projesi koyduk adını. Çalışmalarımız devam ediyor. Şimdiden 106 bin rakamı ulaştık. Ve çalışmalarımız da devam ediyor. Bu artarak devam edecek bu. Eğitim alanı ve eğitmen kapasitemizi artırdık. Araba kurtarma eğitmenini de çok önemli. Biz sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde özellikle hem gönül coğrafyamızda hem Türk Cumhuriyetlerinde mentörlük yapıyoruz. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği Sivil Koruma mekanizmasının da üyesiyiz. Ve uluslararası akreditasyona sahip olan bir kurumuz. AFAD olarak hatta dünyada da bu işi en iyi bilen ekiplerden birisiyiz. Keşke dramatik tecrübelerimiz olmasa da bunu söylemesek ama bizim yaşadığımız trajik ve dramatik tecrübeleri başka memleketler çok yaşamadığı için bizim ekiplerimiz hakikaten bu anlamda çok deneyime sahipler. Arama-kurtarma malzemeleri yerine birleştiriyoruz. Ama yüksek moralle 7/24 dört hiçbir ayrım yapmaksızın Anadolu’nun 85 milyonunda 81 vilayetteki bütün kardeşlerimizin hem emrindeyiz hem de onların yanındayız. Bütün imkanlarımızı onlar için seferber etmeye gayret ediyoruz" şeklinde konuştu. "En fazla insani yardım yapan ülke pozisyonundayız" Sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda da 5 kıta 70 ülkede insani yardım faaliyetlerini yürüttüklerinin altını çizen Memiş, "5 kıta 70 ülkede insani yardım faaliyetlerini yürütüyoruz. Onu da özellikle ifade etmek isterim. 2018-2022 yıllı Küresel İnsan Yardım Raporu incelendiğinde her yıl neredeyse Türkiye Cumhuriyeti Devleti gayri safi milli hasılası orantılandığında en fazla insani yardım yapan ülke pozisyonundayız. Bunları anlatırken yer yer eleştiriler ve sosyal medyada haksız linçlere de maruz kalıyoruz. Biz kendi ülkemizin vatandaşlarını asla ihmal etmeden bu yardımları yapıyoruz. Biz Maraş’ta, Hatay’da, Adıyaman’da, Malatya’daki vatandaşlarımızı asla ihmal etmeden bu işleri yapıyoruz. Gazze’ye toplamda 80 bin ton insanı yardım yapıyoruz. Biz AFAD olarak insanın yardım boyutundayız. Her ay neredeyse Mısır’a, Kahire’ye kendim bizzat gidiyorum. Refah sınırın kapısından insanın yardım malzemelerini ulaştırmaya gayret ediyoruz ama çok büyük güçlüklerle karşı karşıya kalıyoruz. Biz AFAD olarak Mısır’la Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden iyi şekilde başlamasına vesile olduğumuzu söyleyebiliriz. Orada afet diplomasisiyle, oradaki hükümetlerle güven telkin ederek bizim iyi niyetimizi anladılar. Biz de onlara birçok konuda yardımcı oluyoruz ve yeniden bu şeylere başlattık diyebilirim. Sadece Gazze’ye değil, şu anda Başkan Yardımcı Bosna Hersek’te, orada en son bir sel meydana geldi. 18 kişi hayatını kaybetti. 40 kişi kayıptı, oradayız. Bangladeş’te sel oldu, oradaydık. Afganistan’da, Pakistan’da, Sudan’da, Somali’de, şimdi Lübnan’da bir şey var. Güneyimizde 2 saat mesafede bir savaş ortamı var adeta. Dolayısıyla biz duyarlı bir şekilde bekliyoruz" diye konuştu.
Ankara AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı: “Yeni anayasanın kodları yüksek standartlı demokrasi, güvenceli özgürlükler ve hukukun üstünlüğüdür” Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı ve Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı Hayati Yazıcı, “Yeni anayasanın kodları yüksek standartlı demokrasi, güvenceli özgürlükler ve hukukun üstünlüğüdür” dedi. AK Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı tarafından ‘Yeni Anayasa Çalıştayı’ düzenleniyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı Hayati Yazıcı, çalıştaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Yazıcı, yeni anayasa sürecinin demokratik, sivil ve özgürlükçü bir anlayışla toplumun geniş bir kesimiyle uzlaşarak gerçekleştirileceğini vurguladı. Yazıcı, AK Parti’nin demokratik bir anayasa yapma kararlılığını yineleyerek, yeni anayasanın Türkiye’nin 21. yüzyıldaki hedeflerine ulaşması için kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Yazıcı, "Milletimizi kuşatıcı bir anayasa ile buluşturmak hedefimiz. Türkiye’nin ekonomide, demokraside, haklar ve özgürlükler alanında hedeflerine ulaşabilmesi için sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa yapma irademiz net ve açıktır" dedi. Yazıcı, AK Parti’nin geçmişte anayasa değişikliklerine yönelik çeşitli adımlar attığını hatırlatarak, 2007 yılında başlatılan anayasa çalışması ve 2011 seçimlerinden sonra kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na da değindi. AK Parti’nin hedeflediği yeni anayasanın 12 Eylül darbesinin izlerini tamamen silmeyi amaçladığını belirten Yazıcı, mevcut 1982 Anayasası’nın darbe mahsulü olduğunu ve halkın özgürlüklerini kısıtlayan bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Yazıcı, "Bu izleri silmeye yönelik çok sayıda değişiklik yapılmış olsa da özgürlükler konusunda anayasanın geneline hakim sınırlandırıcı yaklaşım halen devam etmektedir" ifadelerini kullandı. "Yeni anayasanın kodları yüksek standartlı demokrasi, güvenceli özgürlükler ve hukukun üstünlüğüdür" En geniş katılımla uzlaşması yapılan bir anayasa istediklerini ifade eden Yazıcı, “Temel felsefesi özgürlüğün korunması olan, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını güçlendirmeye yönelik kurumsal güvenceleri içeren yeni bir anayasa yapılması, Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün kökleşmesi bakımından vazgeçilmez önemdedir ve bizim de vazgeçilmez hedefimizdir. Bir anayasanın sivil, demokratik ve özgürlükçü olarak nitelendirilebilmesi için sadece içeriğinin değil, hazırlanma yönteminin de demokratik ve sivil olması mutlaka gereklidir. Darbeciler tarafından hazırlanan ve millete dayatılan 1961 ve 1982 anayasalarına karşılık vatandaşların katılımının en üst düzeyde olduğu, halkın temsilcileri tarafından ve en geniş katılım ile müzakere ve uzlaşmaya dayalı yeni bir anayasanın hazırlanması gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Yeni anayasanın kodları yüksek standartlı demokrasi, güvenceli özgürlükler ve hukukun üstünlüğüdür. AK Parti olarak milletin kendi iradesi ve kendi eliyle yaptığı her bir vatandaşımızın içinde ben varım, benim iradem var dediği ırk din, mezhep, dil, renk ve kültür farkı gözetmeden herkesi kuşatan, kucaklayıcı, bütünleştirici, çeşitlikte birliği ve bütünlüğü savunan, insan onurunu temel alan, özgürlükleri düzenleyen ve koruyan, bütün kurum ve kurallarıyla insanı haklarıyla yaşatmayı ilke edinen, insanın maddi ve manevi varlığını bütün tecritleri ve inançlarıyla özgür biçimde gerçekleştireceği demokratik toplumu inşa eden, devleti ve bütün kurumlarını insanımıza, milletimize hizmet aracı olarak gören, egemenliğin sahibi milletin demokratik meşhur temsilcilerinin önünde her türlü vesayeti ortadan kaldıran, güçler ayrılığını pekiştiren, millete hizmeti birinci öncelik sayan, demokratik katılımı geliştiren, siyasal katılımın önündeki vesayetlere izin vermeyen ve bilgi teknolojileriyle kamusal katılımı artıran, çoğulcu ve toplumsal siyasal yapı kuran, istikrarlı ve etkili hükümet modelini daha da geliştiren, güçlendiren, hukukun üstünlüğünü ıssız alan, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı temelinde kurumsal yapılanmayı ve işleyişi temin eden, milletimizin değerlerini temel alan ve evrensel değer ve normları gözeten Türkiye’yi yeni yüzyıl hedeflerine ulaştıracak etkin ve sağlıklı bir kurumsal yapılanmayı teşhis eden yeni bir anayasa yapmayı hedeflemiş bulunmaktayız” diye konuştu. Çalıştaylar dizisi başlatılacak Yeni anayasa sürecine katkı sağlamak amacıyla AK Parti’nin çeşitli alanlarda uzman akademisyenlerle, sivil toplum kuruluşları ve toplumun farklı kesimlerinin temsilcileriyle bir dizi çalıştay gerçekleştireceğini açıklayan Yazıcı, bugün gerçekleştirilen ilk çalıştayda anayasa hukuku, siyaset bilimi, sosyoloji ve kamu yönetimi gibi alanlarda uzmanların görüş ve kanaatlerinin değerlendirileceğini belirtti. Ayrıca ilerleyen dönemde de anayasa sürecinin farklı yönlerini ele alan çalışmaların devam edeceği ifade edildi. “Yeni anayasa, insan onurunu temel alacak, her bireyi özgür kılacak ve milletin demokratik iradesini en üst seviyede temsil edecektir" Yazıcı, yeni anayasanın milletin değerleriyle uyumlu olacağını, aynı zamanda evrensel değer ve normları da gözeterek Türkiye’nin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasını sağlayacak bir yapının oluşturulacağını söyledi. Yazıcı, "Yeni anayasa, insan onurunu temel alacak, her bireyi özgür kılacak ve milletin demokratik iradesini en üst seviyede temsil edecektir" dedi. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili açıklama Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili açıklama yapan Yazıcı, “Bunun bizimle kesinlikle alakası olamaz. Biz sadece bugün değil, biz dünden bu yana anayasanın 1,2, 3 ve bu üç maddeyi koruyan dördüncü maddesinin ne kadar önemli olduğunu idrak-i içindeyiz. Ve elbette bunların korumasından yanayız. Bunlarla hiçbir problemimiz yoktur. Bu konuyla alakalı geçenlerde Genel Başkanımız, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da çok açık bir biçimde ‘Bizim herhangi bir sorunumuz yok’ söylemiyle ifade etmiş, altını çizmiştir. Bu konuya bir cümle daha ilave edeyim. Dün de öyleydi, bugün de öyle diyorum, bizim tüzüğümüzü açın bakın. Tüzüğün dördüncü maddesinin birinci fıkrasında en büyük kazanımın Cumhuriyet yönetimi olduğuna vurgu var. Başka hiçbir partide bunu göremezsiniz. Biz çünkü milletin neyi istediğini, neden memnun olduğunu, neyin millete yaradığını, talihimizin, birikimlerimizin bize neleri öğrettiğini, neleri kazandığını iddia ki içindeyiz” ifadelerini kullandı.