EKONOMİ
THY "BIST Katılım Endeksi" çalışmalarını açıkladı 28 Kasım 2024 Perşembe - 19:56:51 Türk Hava Yolları (THY), Borsa İstanbul’un (BIST) 2024 yılının 6 aylık dönemi itibariyle hesaplanan Katılım Endeksi çalışmalarını açıkladı. THY Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamada, BIST Katılım Endeksi çalışmalarına dair bilgilere yer verildi. Açıklamada, "Katılım finansı ilkelerine göre yatırım kararı veren bireysel ve kurumsal yatırımcıların, söz konusu ilkelere uygun faaliyet gösteren şirketler arasından seçim yapabilmesi ve katılım finansı sektöründeki fonlama imkanlarının artırılması amacıyla BIST tarafından katılım endeksleri oluşturulmuştur. BIST Katılım Endeksleri, 6 aylık ve yıllık bilanço döneminde olmak üzere yılda iki defa güncellenmektedir. Katılım Endeksi’nde yer alan şirketler, Türkiye Katılım Bankaları Birliği Danışma Kurulu tarafından yayımlanan Pay Senedi İhracı ve Alım-Satım Standardına ve Rehber’e göre belirlenmektedir. Danışma Kurulu, Standart ve Rehber’de belirtilen kriterlerde değişiklik yapabilmektedir. Bu değişikliklere istinaden şirketlerin Katılım Endeksi raporlaması da farklılık göstermektedir" denildi. BIST tarafından Ağustos 2024’te yayımlanan duyuruyla Danışma Kurulunun Standart ve Rehber’de yer alan kriterlerde önemli değişiklikler yapıldığı ifade edilen açıklamada, bu değişikliklerin, BIST Katılım Endeksi’nde yer alan şirketlerin endekste kalma durumunu etkileyecek güncellemeler içerdiği vurgulandı. Açıklamada, "Yürütülen müzakereler neticesinde, kuruluşundan bugüne kadar Katılım Endeksi’nde yer alan THY, uygulamaya alınan yeni kriterler çerçevesinde sadece bazı iştirak şirketlerinin kapsam dışında kalması nedeniyle 2024 yılının 6 aylık dönemi itibariyle hesaplanan BIST Katılım Endeksi’nde yer almayacaktır. Başta hazine işlemleri olmak üzere katılım finans sektörünün gelişmesi için faaliyetlerinde azami özeni gösteren THY, iştiraklerinin belirlenen yeni kriterlere uyumu için çalışmalarına başlamıştır. Konuyla ilgili gelişmeler, ilerleyen endeks dönemlerinde yatırımcılarla paylaşılacaktır" ifadesi kullanıldı.
28 Kasım 2024 Perşembe - 19:30 Çankırı’da Ekim ayında ihracat 37 milyon 55 bin dolar oldu Türkiye İstatistik Kurumu tarafından verilen bilgiye göre, Çankırı’da Ekim ayında ihracat 37 milyon 55 bin dolar oldu. Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı (TÜİK) ‘Dış Ticaret İstatistikleri’ni açıkladı. paylaşılan verilere göre, Ekim ayında Çankırı’da yapılan ihracat 37 milyon 55 bin dolar oldu. Ekim ayında Çankırı’dan gerçekleşen ihracatın ISIC Rev4 ürün sınıflamasına göre dağılımı incelendiğinde ilk sırada 27 milyon 944 bin dolar ile“iç ve dış lastik imalatı” ürün grubu bulundu. Bu ürün grubunu 5 milyon 452 bin dolar ile “makarna, şehriye, kuskus ve benzeri unlu mamullerin imalatı” ve 945 bin dolar ile “öğütülmüş hububat ve sebze ürünleri imalatı" ürün grubu takip etti. Ekim ayında Çankırı’dan ISIC Rev4 sınıflamasına göre 53 farklı ürün grubundan ihracat gerçekleşti. Ekim ayında Çankırı’dan 80 farklı ülkeye ihracat yapılmış olup ilk sırada 12 milyon 263 bin dolar ile Almanya yer aldı. En fazla ihracatın gerçekleştiği ikinci ülke 5 milyon 499 dolar ile Birleşik Krallık olurken üçüncü sırada 3 milyon 196 bin dolar ile Fransa bulundu. Çankırı’nın 2024 yılı Ekim ayındaki ithalatı ise 16 milyon 648 bin dolar oldu. Ekim ayında İhracatın ithalatı karşılama oranı Çankırı’da yüzde 222,6 oldu. İthalat, 53 farklı ürün grubunda gerçekleşti. İthalatta ilk üç sırada 4 milyon 279 bin dolar ile “diğer çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerin yetiştirilmesi” ürün grubu, 3 milyon 618 bin dolar “birincil formda plastik ve sentetik kauçuk imalatı” ve 3 milyon 405 bin dolar ile “temel kimyasal maddelerin imalatı” ürün grubu yer aldı. Ekim ayında 30 farklı ülkeden Çankırı’ya yapılan ithalatta ise ilk sırada 1 milyon 866 bin dolar ile İtalya yer aldı. İkinci sırada 1 milyon 728 bin dolar ile Japonya, üçüncü sırada 1 milyon 705 bin dolar ile Tayland takip etti.
28 Kasım 2024 Perşembe - 19:30 Kastamonu’da Ekim ayında ihracat 26 milyon 934 bin dolar oldu Türkiye İstatistik Kurumu tarafından verilen bilgiye göre, Kastamonu’da Ekim ayında ihracat 26 milyon 934 bin dolar oldu. Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı (TÜİK) ‘Dış Ticaret İstatistikleri’ni açıkladı. paylaşılan verilere göre, Ekim ayında Kastamonu’da ’yapılan ihracat 26 milyon 934 bin dolar oldu. Ekim ayında Kastamonu’dan gerçekleşen ihracatın ISIC Rev4 ürün sınıflamasına göre dağılımı incelendiğinde ilk sırada 17 milyon 36 bin dolar ile “diğer demir dışı metal cevherlerin madenciliği” ürün grubu bulundu. Bu ürün grubunu 2 milyon 786 bin dolar ile “temel kimyasal maddelerin imalatı” ürün grubu ve 2 milyon 415 bin dolar ile “demir cevheri madenciliği” ürün grubu takip etti. Ekim ayında Kastamonu’dan ISIC Rev4 sınıflamasına göre 57 farklı ürün grubundan ihracat gerçekleşti. Ekim ayında Kastamonu’dan 52 farklı ülkeye ihracat yapılmış olup ilk sırada 16 milyon 48 bin dolar ile Çin yer aldı. En fazla ihracatın gerçekleştiği ikinci ülke 2 milyon 415 dolar ile Vietnam olurken üçüncü sırada 2 milyon 166 bin dolar ile Fas bulundu. Kastamonu’nun 2024 yılı Ekim ayındaki ithalatı ise 8 milyon 2 bin dolar oldu. Ekim ayında İhracatın ithalatı karşılama oranı Kastamonu’da yüzde 336,6 oldu. İthalat, 64 farklı ürün grubunda gerçekleşti. İthalatta ilk üç sırada 4 milyon 592 bin dolar ile “Maden,taş ocağı ve inşaat makineleri imalatı” ürün grubu, 950 bin dolar “dokuma” ürün grubu ve 446 bin dolar ile “kürk hariç,giyim eşyası imalatı” ürün grubu yer aldı. Ekim ayında 32 farklı ülkeden Kastamonu’ya yapılan ithalatta ise ilk sırada 3 milyon 832 bin dolar ile İsveç yer aldı. İkinci sırada 844 bin dolar ile İtalya, üçüncü sırada 713 bin dolar ile Hindiatan takip etti.
28 Kasım 2024 Perşembe - 17:36 Yapay zekanın iş dünyası ile entegrasyonu masaya yatırılacak İSTANBUL (İHA) – ‘Yapay Zeka ve Ekonomi’ 8’inci İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin ana teması oldu. Zirvede yapay zeka teknolojilerinin istihdama etkisi, yeni meslek alanlarının doğuşu, ekonomideki dönüşüme etkileri gibi konular ele alınacak. 8. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin bu yılki ana teması ‘Yapay Zeka ve Ekonomi’ oldu. Zirvede, yapay zeka teknolojilerinin iş dünyasına entegrasyonu, ekonomideki dönüşüme etkileri ve gelecekte istihdamın nasıl şekilleneceği gibi kritik konular masaya yatırılacak. 5-6 Aralık’ta düzenlenecek etkinlikte gündem maddelerinden biri de yapay zeka teknolojilerinin istihdama olası etkileri ve yeni meslek alanlarının doğuşu olacak. Zirveye katılacak alanında uzman isimler yapay zeka uygulamalarının iş süreçlerine, üretime, verimliliğe ve rekabet avantajlarına ilişkin konuları değerlendirecek. "Türkiye’de 2000 yılında 5 olan yapay zeka firma sayısı, bin 195’e ulaştı" Zirvenin tanıtım toplantısı Çırağan Sarayı’nda düzenlenen etkinlikte yapıldı. Toplantının açılış konuşmasında söz alan İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kaan Saltık, İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin katılımcı profilinin iş dünyasından akademiye, bürokrasiden politikaya kadar geniş bir yelpazeye yayıldığını; zirve süresince 10 panel ve kilit konuşmacılarla hemen her alanda yapay zekanın ekonomiye etkilerinin konuşulacağını anlattı. Saltık, "Küresel boyutta iş dünyasının yüzde 38’i yapay zeka teknolojilerini kullanıyor ve bu oran gün geçtikçe artıyor. Türkiye’de 2000 yılında 5 olan yapay zeka firmalarının sayısı günümüzde bin 195’e çıktı, bu sayede Türkiye dünyada 18’inci sıraya geldi" diye konuştu. "Yapay zeka teknolojilerinin doğru ellerde olması gerek" İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer ise "Yapay zeka teknolojilerini doğru kullanmak gerekiyor. Teknolojinin doğru ellerde kullanılıyor olması lazım. İş alanlarında yapay zeka teknolojileri zaman tasarrufu sağlayacak, verimliliği artıracak. Zaman en önemli şey. Bu teknolojiler birçok sektörde fayda sağlayacak. Bu teknolojiler kullanılmaya başlandığında ilk dönemlerde bazı alanlarda çalışanların işini elinden alabilir ama uzun vadede birçok iş alanı açacaktır. Yeni sektörler oluşacak, yan sektörler oluşacak, gelecekte farkı iş alanları oluşacak. Savunma sanayimizde yapay zeka teknolojilerinin yansımalarını gördük. Gelecekte tüm sektörlerde teknolojinin yansımalarını göreceğiz" diye konuştu. Zirve; yapay zeka ve ekonomi temalı oturumlar, sektörlerin geleceğiyle ilgili öngörüler ve başarılı girişim hikayeleriyle katılımcılara ilham vermeyi hedefliyor. Zirve, aynı zamanda ekonomik kalkınmayı desteklemek, yeni iş birliği fırsatları oluşturmak ve küresel iş dünyasına değer katmak için bir platform sunmayı amaçlıyor. Programda; İstanbul Altın Değerler Ödül Töreni de gerçekleşecek. Başarılı projelere ve sektör liderlerine ödüller verilecek. Gala gecesinde, ünlü sanatçı Jehan Barbur canlı performans sergileyecek.
Trendyol, kahve kategorisindeki ürünlerini kullanıcılara sundu
16 Kasım 2024 Cumartesi - 11:49 Trendyol, kahve kategorisindeki ürünlerini kullanıcılara sundu Kahve makineleri, çekirdek kahveler ve demleme ekipmanları ile evde barista deneyimini sağlayan Trendyol, geniş ürün yelpazesi kullanıcılara sundu. Kış aylarının gelmesiyle birlikte, soğuk havalarda sıcak içeceklere olan ilgi artıyor. Özellikle evde geçirilen zamanların keyfini artırmak isteyenler, kaliteli kahve deneyimi için kahve makinelerine, çekirdek kahvelere ve kahve demleme ekipmanlarına yöneliyor. E-ticaret platformu Trendyol, kış aylarına özel olarak hazırladığı kahve kategorisi ile kahve tutkunlarına geniş seçenekler sunduğunu duyurdu. Yapılan açıklamaya göre, kendi kahvesini demlemekten keyif alanlar için Trendyol, en çok tercih edilen kahve makineleri ve demleme ekipmanlarını öne çıkarıyor. Filtre kahve makinelerinden espresso makinelerine, French press’lerden moka potlara kadar geniş ürün yelpazesi sunuluyor. Platform kullanıcıları, ünlü markaların Türk kahvesi, filtre kahve, espresso ve kapsül kahve makineleri arasından seçim yapabiliyor. Kahve çekirdeklerini taze olarak öğütmek isteyenler için kahve değirmenleri ve otomatik kahve makineleri de platformda yer alıyor. Kahve kategorisinde, dünya çapında popüler kahve markalarının yanı sıra yerel üreticilerin çekirdek ve filtre kahve çeşitleri de bulunuyor. Kolombiya, Etiyopya ve Brezilya gibi kahve bölgelerinden gelen farklı aroma profillerine sahip kahveler kullanıcılara sunuluyor. Espresso, filtre kahve, Türk kahvesi ve soğuk demleme (coldbrew) gibi farklı demleme yöntemlerine uygun çekirdek ve filtre kahve seçeneklerine ulaşabiliyorlar. Ekipmanlar ve aksesuarlar E-ticaret platformunda, French press, moka pot, Chemex gibi farklı demleme ekipmanları ve aksesuarlar da öne çıkıyor. Ayrıca, özel tasarım kupa setleri, kahve saklama kutuları ve termos seçenekleri de platformda kahveseverlerle buluşuyor.
Palandöken: “Efsane kasım değil efsane pazarlama taktiği”
16 Kasım 2024 Cumartesi - 09:38 Palandöken: “Efsane kasım değil efsane pazarlama taktiği” Kasım ayının başlamasıyla birlikte yanıltıcı indirim kampanyalarının hızla çoğaldığına dikkati çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bu durum aslında ‘Efsane Kasım’ değil, efsane bir pazarlama taktiği oldu. İlgili meslek odalarının izni olmadan yapılan indirimlere itibar edilmemeli” dedi. Firmaların yüzde 80’e varan oranlarda indirim yapmasının gerçeği yansıtmadığını dile getiren Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Böylesine yüksek kar marjları gerçekçi değil. Yüzde 80-100 gibi indirim oranları sürdürülebilir bir kazanç modeli olamaz. Bu nedenle, bu kampanyaların Bakanlık tarafından denetlenmesi gerekiyor. Aynı şekilde, güvenilir olmayan sitelerden alışveriş yapılmasının sakıncalarına da dikkat edilmeli. 3D güvenlik doğrulaması olmayan yerlerden alışveriş yapan vatandaşlar, mağduriyetlerini sıkça dile getiriyor. İnsanlar, dokunup görmedikleri ürünleri cazip fiyatlarla sipariş ederken, sonunda hayal kırıklığı yaşayabiliyorlar. Tabii ki çağdaşlıktan geri kalmamamız gerekiyor. Ancak bu durumda yapılacak şey, güvenli sitelerden alışveriş yapmak. Ayrıca, fiyatlardaki anormalliklerin oturması, istikrar sağlanması ve vatandaşların bütçelerine uygun alışveriş yapmaları için bu tür aldatıcı kampanyaların önüne geçilmesi şart. İnsan sağlığına zarar veren veya kalitesiz ürünlerin satışını engellemek, tüketicinin korunması adına önemli bir adım olacaktır” şeklinde konuştu. “Bu dönemde fırsatçılara da gün doğuyor” Öte yandan, indirim dönemlerinde fırsatçıların da iş başında olduğunu hatırlatan Palandöken, “Vatandaşlar, görmeden aldıkları birçok ürünle ilgili hataların arttığını fark ediyor. Bu nedenle, meslek odalarının ve esnaf birliklerinin izinleriyle gerçek indirimlerin yapılması, bu kampanyaların görünür bir yerde ilan edilmesi ve ürünlerin kalitesinin değerlendirilmesi gerekiyor. Ürünlerin gerçek değerinin anlaşılması için, fiyatların önceden şişirilip şişirilmediğinin iyi analiz edilmesi şart. Aksi takdirde, paranız boşa giderken sizi mutlu etmesi gereken alışverişler mutsuzluk oluşturabilir. Bu durumun bütün sektörlere yayıldığını görmek mümkün. İnsanlar geçim derdinde ve bütçeleri sınırlı olsa da, temel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. Ancak, bu tür "efsane günler" adı altında yapılan kampanyaların denetlenmesi ve doğru yönlendirilmesi gerekiyor. Bakanlıklar, yerel yönetimler ve bu konuda tecrübeli, güvenilir kişilerin analizleri ile fiyatların ve ürünlerin kalitesinin kontrol edilmesi şart. Aksi takdirde, sonuç genellikle hüsran oluyor” diye konuştu.
Enerji fiyatlarında sübvansiyon değişikliği kararı Resmi Gazete’de
16 Kasım 2024 Cumartesi - 03:10 Enerji fiyatlarında sübvansiyon değişikliği kararı Resmi Gazete’de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun tüketim gruplarına göre enerji tedarik tarifelerinde sübvansiyon değişikliği kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre Son Kaynak Tedarik Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ’de yer alan tüketim miktarı, 2025 yılı için mesken tüketici grubu kapsamında yer alan kamu kurum ve kuruluşları, mahalli idareler ile birlikte mesken olarak kullanılan müstakil binalar, apartmanlar ve apartmanlar içindeki bağımsız bölümler, konut kooperatifleri ve konut siteleri ile bu yerlerin ayrı sayaç ile ölçümleri yapılan kalorifer, asansör, hidrofor, merdiven otomatiği, kapıcı dairesi ve benzeri ortak kullanım yerlerine yönelik sübvansiyon sınırı yıllık 5 bin kilovatsaat olacak. Mesken tüketici grubu kapsamında yer alan ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından kurulan geçici barınma merkezleri, köy tüzel kişiliğine ait içme suyu temini ve dağıtımı amaçlı kullanılan tesisler ile diğer tüketicilere ve tarımsal faaliyetler tüketici grubuna yönelik 100 milyon kilovatsaat olan sübvansiyon sınırı kalan tüketici gruplarına yönelik 15 bin kilovatsaat olarak uygulanacak Ayrıca aynı tebliğde yer alan Kurulca Belirlenen Katsayı’nın (KBK) 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren 1,0938 olarak uygulanmasına devam edilecek.
Bakan Şimşek: “Gönül ister ki asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun”
16 Kasım 2024 Cumartesi - 00:28 Bakan Şimşek: “Gönül ister ki asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Asgari ücreti bir komisyon erbabıyla belirliyoruz. Benim bu aşamada bir değerlendirmede bulunmam doğru olmaz. Ben bunu daha önce de söyledim. Gönül ister ki katma değeri yüksek ürünler üretelim, verimliliğimiz çok yüksek olsun, teknolojik boyutu çok yüksek olsun, asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Kamu İhale Kurumu’nun Sayıştay raporları ve bütçeleri görüşüldü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe görüşülmeleri çerçevesinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Şimşek, en çok tartışılan konulardan bir tanesinin gelir dağılımı ve enflasyon tahminleri olduğunu belirtti. Son 22 yılda yoksulluğun azaltılması ve gelir dağılımının iyileşmesi için önemli adımlar atıldığını kaydeden Şimşek, uygulanan politikalar sayesinde gelir dağılımı göstergelerinde yakın döneme kadar önemli iyileşmeler olduğunu ifade etti. Şimşek, “Mesela en yüksek gelire sahip yüzde 10’luk grubun harcanabilir gelirden aldığı payın en düşük gelire sahip yüzde 10’luk grubun payına oranı yüzde 17,7 iken 2023’de 13,8’e kadar düştü. Son dönemde enflasyon kaynaklı bir miktar bozulma var. Rakamlara önümüzdeki dönemde yansımaya devam edecek” açıklamasında bulundu. Yüksek enflasyonun gelir dağılımını bozduğunu, alım gücünü düşürdüğünü ve büyümenin kapsayıcılığını azalttığını söyleyen Şimşek, programı tasarlarken en önemli hedeflerinin fiyat istikrarı olduğunu kaydetti. “Amacımız enflasyonu tek haneye düşürmek” Enflasyonun düşmesi için gerekli politika çerçevesinin şekillenmesinin ve para politikasının yeniden inşası zaman aldığını aktaran Şimşek, “Bugün geldiğimiz noktada koşullar artık kalıcı bir şekilde dezenflasyona elverişli. Biz bu süreci üç aşamalı olarak planladık. İlk yıl dezenflasyona geçiş dönemiydi yani işte politika inşa süreci. Şu anda biz bir dezenflasyon dönemindeyiz. Son dönem özellikle 2026 ve sonrası istikrar dönemi olacak. Yani artık tek haneye doğru evrildiği ve kalıcı bir şekilde enflasyonun kontrol altına aldığı dönemi olacak. Amacımız enflasyonu tek haneye düşürmek. Kalıcı olarak düşük tek haneye düşürmek. Çünkü fiyat istikrarın tanımı da budur” ifadelerine yer verdi. “Enflasyon tahmininde yetkin kurumlarımıza güveniyoruz ve inanıyoruz” Şimşek, uluslararası kuruluşlarda olduğu gibi kendi tahminlerinde de değişiklikler olduğunu belirterek, Merkez Bankamız yüzde 70 olasılıkla enflasyon şu olacak diyor. Orada bir olasılık durumu söz konusu. Çünkü küresel ve yurt içi konjonktüre ilişkin bir takım varsayımlar yapmak zorundasınız ve bu varsayımlar zamanla da değişebiliyor. Şartlar değişebiliyor. Uluslararası kuruluşlarda tahminlerini örneğin IMF’e yılda en az iki kez ana değişikliğe gidiyor, ara dönemde de değişikliğe gidiyor yani yılda dört kez tahmin değişikliğine gidiyor. Bizde de ilgili kurumlarımız iç ve dış konjonktüre yönelik tüm gelişmeleri titizlikle takip ediyor ve düzenli olarak toplanarak değerlendiriyor. Bakan olarak benim tahmin yapma imkanım yok. Son OVP’de Merkez Bankamız yıl sonu enflasyon tahminini söyledi. Strateji Bütçe Başkanlığı ise başka bir tahmin söyledi. Biz de kurumlarımızın tahminlerimizin ortalamasını aldık. Dolayısıyla biz bu konuda yetkin kurumlarımıza güveniyoruz ve inanıyoruz” şeklinde konuştu. Kur Korumalı Mevduatın (KKM) TCMB’ye devredilmesine ilişkin konuşan Şimşek, KKM’nin Merkez Bankası’nın para politikası, döviz politikası ve rezerv yönetimiyle ilişkili bir konu olduğunu belirterek, uygulamaya ilişkin usul ve esasların TCMB tarafından belirlenmesi ve yönetilmesinin daha uygun olacağını dile getirdi. “Milli gelirin yüzde 6’sı kadar bir kaynağı bir felakete harcarsanız orada alan sınırlıdır” Kamu harcamalarına ilişkin kendisine yöneltilen sorulara da yanıt veren Şimşek, “Doğrusu deprem harcamalarına ilişkin zaten bizim bir tasarrufta bulunmamız söz konusu değil. Tamamen ne kadar harcanabiliyorsa harcanıyor. Ortalama dolar kuru üzerinden muhtemelen son iki yılda yaklaşık neredeyse 70 milyar dolar civarında bir kaynak depreme harcanmış olacak. Hiçbir sorunu olmayan bir ülkede dahi siz eğer yani milli gelirin yüzde 6’sı kadar bir kaynağı bir felakete harcarsanız orada alan sınırlıdır. Dolayısıyla bizim bütçe esnekliğimiz çok yüksek değil. Bunları bilmenizde fayda var. Bütçe harcamalarımızın yüzde 41.6’sı personel ve bu personelin sosyal güvenlikle ilgili prim transferlerine gidiyor. 2025 yılında bütçe açığını azaltacağız ve bunun sayesinde de biz mutlaka Merkez Bankası’nın dezenflasyon sürecini çok daha güçlü bir şekilde destekleyeceğiz” diye konuştu. “Kamuda muazzam bir harcama disiplini ve tasarruf var” Kamuda tasarruf tedbirleri konusunda önemli boyutta harcama disiplini sağladıklarını açıklayan Şimşek, “makro açıdan ne kadar ne kadar tasarruf yaptığımıza bakarsak, 10 yıllık bir dönemi alalım. Faiz dışı harcamalar, deprem de hariç, çünkü depremi de öngöremezsiniz. Faiz de piyasa koşullarında bilinir. Faiz dışı harcamalarda 10 yıllık meclisimizin onayladığı bütçeyle gerçekleşen bütçe arasındaki faiz dışı harcamalardaki yukarı yönü sapma yıllık ortalama yüzde 9,1’di. Biz 2024 yılında bu sapmanın yüzde 0,8’ düşeceğini düşürdük. Bir tasarruf felsefesi olmasaydı sapma yüzde 9,1’den yüzde 0,8’e düşürülebilir miydi? Sapma son 10 yılın ortalaması bağlamında gitseydi, 814 milyar liraya denk gelecekti. Dolayısıyla muazzam bir harcama disiplini ve tasarruf var” değerlendirmesinde bulundu. “Kamuda makam aracı olarak TOGG’u veriyoruz” Kamudaki taşıt sayısına ilişkin de konuşan Şimşek, 2023 yılına göre kamuda taşıt sayısı bu sene net olarak 3 bin 848 adet arttığını söyledi. Şimşek, “Artan taşıtların bunun yüzde 90’ı güvenlik, sağlık ve afet yönetimi için edilen taşıtlardır. 2 bin 910 adet yani yüzde 76’sı Emniyet Genel Müdürlüğü Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakıfı’nca hibe edilen taşıtlardır. Yani biz bütçeden bir para ödemedik. Şimdi İçişleri Bakanlığımız, Emniyet Genel Müdürlüğümüz taşıtlarını yenilemesin, taşıtı almasın diyorsanız takdir sizin. 252 tanesi Sağlık Bakanlığı’nın ambulansıdır. Acil müdahale hizmetleri için siz bunu istemiyor musunuz? 151 adeti yine Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’na yine asayiş için alınan taşıtlardır. 168 adeti Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na aittir. Makam aracı anlamında yenilenme taleplerinin tamamını mevcudun tasfiyesi kararıyla onay veriyoruz. Makam anlamında Biz TOG’u veriyoruz” şeklinde konuştu. “OECD’de gelişmekte olan ülkelerde 40’lı 50’li yaşlarda emeklilik yok” EYT’nin maliyetini Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) sorduklarını ve rakamların SGK’nın hesapladığını belirten Şimşek, “Bu tutarı Hazine Maliye Bakanlığı teknik ekipleri alıyorlar bu tutarı finansman maliyetini ekliyorlar. Çünkü bu öngörülmüş bir şey değil. Dolayısıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız diyor ki ‘2024 yılı için 592,6 milyar lira’. Ama bu finansman maliyetini içermiyor. Biz buna finansman maliyetini hazine olarak hesaplayıp ekliyoruz ve 752 milyar liraya oradan ulaşıyoruz. Burada önemli olan şey şu arkadaşlar. Aktöriyel dengeyi bozan bir uygulama mı? Evet. Şu anda OECD’de 38 tane ülke var. Aralarında az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler var. Aralarında gelişmekte olan ülkeler var. Ve bu ülkelerin bana bir tanesini gösterin ki 30’lu, 40’lı hatta 50’li yaşlarda emekli olan ülke neredeyse kalmadı. Birçok ülke 65’in üzerine çıktı” dedi. “Gönül ister ki asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun” Asgari ücrete ilişkin birçok değerlendirmelerin yapıldığını ifade eden Şimşek, “Asgari ücreti bir komisyon erbabıyla belirliyoruz. Benim bu aşamada bir değerlendirmede bulunmam doğru olmaz. Ben bunu daha önce de söyledim. Gönül ister ki katma değeri yüksek ürünler üretelim, verimliliğimiz çok yüksek olsun, teknolojik boyutu çok yüksek olsun, asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun. Biz oraya ulaşmak için zaten yapısal reform gündeminde en büyük başlığı ARGE’ye, teknolojik dönüşme, yeşil dönüşme, dijital dönüşme ayırdık” dedi. “Çalışanlarımızı hiçbir şekilde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz” En düşük memur maaşında reel artışın son 22 yılda dolar bazında yüzde 238’ten yüzde bin 139 dolara çıktığını söyleyen Şimşek, "En düşük emekli maaşındaki reel artış yüzde 543 ve dolar bazlı artış yüzde 812, yani 40 dolardan 363 dolara. Asgari ücrette reel artış yüzde 212. Dolar bazlı artış yüzde 343. 112 dolardan 494 dolara çıkmış bugün itibariyle. Özetle, çalışanlarımızı hiçbir şekilde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz” diye kaydetti. Vergi harcamalarının 853 milyar lirasının asgari ücretin vergi dışı bırakılmasından kaynaklandığının altını çizen Şimşek, yatırım teşviklerinin 536 milyar lira olduğunu söyledi. Son 22 yılda gelir belgesi tarifesinin en alt dilimini biz yüzde 22’den yüzde 15’e düşürdüklerini dile getiren Şimşek, En üst dilimini yüzde 35’den yüzde 40’a çıkarttıklarını hatırlattı. 2002 yılında dolaysız vergilerin toplam vergiler içerisindeki payı yüzde 53,1 olduğunu aktaran Şimşek, bugün ise oranın yüzde 56,1’e çıktığını söyledi. Türk vergi hukukunda hiçbir bakanın veya idarenin vergi borcunu silme yetkisinin olmadığının altını çizen Şimşek, vergi silme yetkisinin sadece Meclis’e ait olduğunu söyledi. “Hiçbir şekilde ne bireylerin ne de şirketlerin vergilerini silme yetkim yok” Vergi borçlarının silindiği yönünde yapılan eleştirilere de yanıt veren Şimşek, “Türk vergi hukukunda hiçbir bakanın veya idarenin vergi borcunu silme yetkisi yok. Bakanın vergi silme yetkisi yok. Vergileri silme yetkisi sadece ve sadece Yüce Meclisi’ndir. Hiçbir şekilde ne bireylerin ne de şirketlerin vergilerini silme yetkim yok benim. İyi ki yok. Eğer söylediğiniz husus uzlaşma müessesesi kapsamında yanlış olduğu değerlendirilen raporlar kapsamında bir takım düzeltmeler ise o 1963’de getirilmiş. Ben bakan olduktan sonra, 1963’den beri yürürlükte olan bu kanunun aksine, ‘bundan sonra uzlaşmalarda ana parada hiçbir şekilde indirim yapılamaz’ diye kanunu getirdik. Dolayısıyla ben nasıl vergi borcunu asla silmedim. Çünkü ben hiçbir şekilde böyle bir sorumluluk üstlenmem” diye konuştu. Ziraat Bankası eleştirileri yapıldığını da söyleyen Şimşek, “Ben hemen arkadaşlara söyledim, ‘Genel müdürü arayın, söyleyeceği bir şey varsa iletin hızlı bir şekilde.’ Şimdi bankanın tüm şubelerinin tabelaları asla değişmiyor diyor. Sadece deprem bölgesindeki tadilat ihtiyacı olan tadilatları sırasında tabelalar değişiyor. Tadilat ihtiyacı olan ve deprem bölgesinde. ‘Demirören grubu taksitlerini ödüyor ve vadesi geçen borcu yok diyor’. Ben size genel müdürüm bana söylediklerini söylüyorum. Tüm bankaların yaptığı gibi Ziraat Bankası da son 13 yıldır düzenli olarak yılın sonunda bir sonraki yılın hedeflerini tartışmak üzere istişarede bulmak üzere toplanıyor yapılan toplantıda bu bağlamda” ifadelerine yer verdi. Tip-1 diyabet hastaları için ilgili bakanların konuyu ele alacaklarını ifade eden Şimşek, en kısa süre içerisinde imkanlar çerçevesinde bu sorunu çözmeye çalışacaklarını söyledi. Vergi borcunu ödeyenlere ödemeyenlere doğrudan elektronik haciz uygulanıyor şeklindeki değerlendirmelerin söz konusu olmadığını aktaran Şimşek ilgili kişiye haber verilmeden asla doğrudan doğruya e-haciz uygulanmadığını belirtti.
Bakan Yardımcısı Ünüvar: "Aliağa, denizcilikte büyük potansiyele sahip"
15 Kasım 2024 Cuma - 22:11 Bakan Yardımcısı Ünüvar: "Aliağa, denizcilikte büyük potansiyele sahip" Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şubesini ziyaret etti. Ünüvar, Aliağa’nın denizcilik açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, sektöre verilen desteklerin süreceğini belirtti Bakan Yardımcısı Ünüvar ve beraberindeki heyet, İMEAK DTO Aliağa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, Başkan Yardımcısı Ufuk Yıldırım, yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri ve oda üyeleri tarafından karşılandı. Yoğun katılımın olduğu ziyarette, sektör temsilcileri ile bir araya gelen Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, Türkiye’nin denizcilik sektöründe giderek güçlenen konumuna vurgu yaptı. Ünüvar, sektörde yapılacak her türlü yeni yatırımın bakanlık tarafından destekleneceğini ifade etti. Aliağa’nın yalnızca Ege Bölgesi’nin değil, Türkiye’nin denizcilik alanındaki lokomotiflerinden biri olma yolunda ilerlediğini belirten Ünüvar, Aliağa’nın denizcilik potansiyeliyle dünya sahnesinde önemli bir yeri olduğunu dile getirdi. Bakan Yardımcısı Ünüvar, Aliağa’nın denizcilik sektörünün bir adım daha ileriye taşınması için tüm paydaşların iş birliği içerisinde çalışması gerektiğini vurguladı. Ziyarete katılım sağlayan meclis üyeleri, liman müdürleri ve sektör temsilcileri, Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar’a sektörde yaşadıkları sorunları ve taleplerini iletti. Görüşmelerde sektörel sorunların çözümü ve iş süreçlerinin iyileştirilmesi konusunda karşılıklı fikir alışverişi yapıldı. “Yeni Yatırımların Öncüsü Olacağız” İMEAK DTO Aliağa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, Bakan Yardımcısı Ünüvar’a teşekkür ederek, “Sayın Bakan Yardımcımızın desteği, bölgemiz için büyük bir güç kaynağı. Aliağa’da denizcilik sektörünü daha ileri taşımak adına çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yeni yatırımların öncüsü olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Ziyaretin sonunda İMEAK DTO Aliağa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar’a günün anısına bir hediye takdim etti. Ziyarete, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Personel Genel Müdürü Leyla Akıncı, Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Mustafa Bankaoğlu ve Kıyı Emniyeti İzmir Bölge Müdürü Pelin Devrim de eşlik etti.
Sinop’ta Temel Sektörlerin Rekabetçiliğinin Artırılması Projesi
15 Kasım 2024 Cuma - 18:03 Sinop’ta Temel Sektörlerin Rekabetçiliğinin Artırılması Projesi Sinop’ta, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında desteklenen ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) tarafından uygulanan "Sinop’ta Temel Sektörlerin Rekabetçiliğinin Artırılması Projesi" ile hayata geçirilen su ürünleri işleme, şoklama ve depolama tesisinin tanıtımı ve iş birliği geliştirme etkinliği yapıldı. SEANOP Su Ürünleri İşleme, Şoklama ve Depolama Tesisinin Tanıtımı ve İşbirliği Geliştirme Etkinliği’ne Sinop Valisi Mustafa Özarslan, CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, KUZKA Genel Sekreteri Serkan Genç, kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı. Etkinlikte konuşan Sinop Valisi Mustafa Özarslan, “Bugün burada Sinop için stratejik öneme sahip bir projeyi tanıtmak ve tanıtmanın ötesinde de birlikte ve beraberlik içinde yol kat etmek iş birliği yapmak üzere bulunuyoruz. Su ürünleri işleme şoklama ve depolama tesisi, ‘Sinop’ta Temel Sektörlerin Rekabetçiliğinin Artırılması Projesi’ kapsamında Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti iş birliğiyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın liderliğinde ve kalkınma ajansımızın koordinasyonunda hayata geçirilmiştir. Sinop’umuzun ve bölgemizin ekonomisine güç katacak, sektörümüze rekabetçi bir değer katacak bu önemli projeyi sizlere tanıştırmaktan büyük bir memnuniyet duymaktayız. Sinop, Karadeniz’in verimli sularında pek çok değerli balık türlerini barındıran zengin bir ekosisteme sahip vilayetimizdir. Özellikle hamsi ve palamut gibi türlerin büyük bir çoğunluğu bu sularda bulunmakta. Son yıllarda da artan bir kafes balıkçılığı ve Türk somonu üretimi hızla gelişmektedir. Bu kapsamda gerek avcılık gerekse yetiştiricilik alanında önemli bir merkez haline dönüşmüştür” dedi. "Karadeniz’deki tüm sektöre hizmet edecek" Daha sonra konuşan KUZKA Genel Sekreteri Serkan Genç ise, “Kalkınma ajansları, yerel kalkınma hamlesini gerçekleştirmek bölgelerinde/illerinde öne çıkan sektörlere yönelik çeşitli analiz, planlama, kapasite geliştirme ve iş birliği ve koordinasyon faaliyetleri yürütmektedir. Kimi zaman öne çıkan sektörlerde paydaşlarımızla ortak geliştirdiğimiz projelere destek sağlamakta kimi zamanda uluslararası kaynakları kullanarak sektöre yönelik kapsamlı projeleri kendi hayata geçirmektedir. AB ve Türkiye Cumhuriyeti desteği ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı’nda Sinop’ta temel sektörlerin rekabetçiliğinin artırılması isimli projeyi kurum ve kuruluşlarımızın iş birliği ile yürütüyoruz. Proje kapsamında içinde bulunduğumuz tesis inşa edildi. Geçtiğimiz birkaç ay içerinde kesin kabul süreçleri tamamlandı ve artık işletme dönemine geçildi. Sinop Valiliği, Sinop Belediyesi, Sinop TSO, Sinop üniversitesi, SÜRKOOP Bölge Birliği ve Abalı Su Ürünleri Kooperatifi projeye başından beri katkı vermektedir. Aynı zamanda da bu tesisin işletici şirketinin de ortaklarıdır. Burası avcı balıkçıların ve yetiştiricilerin kullanabileceği ortak kullanım tesisi özelliği taşımaktadır. Başta Sinop olmak üzere Karadeniz’deki tüm sektöre hizmet edebilmektedir. Bu anlamda sadece Sinop’a ait değil, hizmet alan/faydalanan herkesin sahiplenebileceği bir tesis olarak değerlendirilmesi gerekir” diye konuştu. Konuşmaların ardından firmanın Genel Müdürü Mutlu Bilen tarafından, katılımcılara tesis gezdirildi ve bilgiler verildi. Sinop’ta Temel Sektörlerin Rekabetçiliğinin Artırılması Projesi Sinop’ta Temel Sektörlerin Rekabetçiliğinin Artırılması Projesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti ortak finansmanıyla Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) tarafından yürütülüyor. Kastamonu, Çankırı ve Sinop illerini kapsayan TR82 Bölgesi’nin ekonomik itici gücü olan su ürünleri ve turizm sektörlerine odaklanan ve 31 Ağustos 2022 tarihinde başlayan proje teknik destek bileşeni, 32 ay devam ederek Nisan 2025’te sona erecek. Sinop’ta öne çıkan turizm ve su ürünleri sektörlerinde ekonomik potansiyelini harekete geçirmeye odaklanılan proje ile işletmelerin rekabet gücünün, verimliliğinin ve pazarlama etkinliklerinin artırılması, AR-GE ve teknoloji altyapısının oluşturulması, istihdam imkânlarının geliştirilmesi ve işletmeler arası iş birliği düzeyinin artırılmasına katkı sağlanması hedefleniyor. Projenin ile Sinop, Kastamonu ve Çankırı illerinde; su ürünleri üreticilerinin ve turizm KOBİ’lerinin üretim ve pazar şartlarının ve yeni pazarlarla bağlantılarının iyileştirilerek ekonomik katma değer ve rekabet güçlerinin artırılması amaçlanıyor.