EKONOMİ
Yalçın: “Kayseri’nin ihracatı ekimde arttı” 28 Kasım 2024 Perşembe - 11:24:40 Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan, Ekim ayı dış ticaret rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başkan Yalçın, “Kayseri’nin ihracatı Ekim ayında 324 milyon dolar olmuştur. Şehrimiz, 2024 yılı ilk 10 ayında ise 3 Milyar 103 Milyon dolarlık ihracat yapmıştır. İthalat rakamımız ise ilk 10 ayda 1 milyar 281 milyon dolar seviyesinde kalmıştır. Kayseri cari fazla veren iller arasındaki yerini korumaya devam etmektedir. Ortaya çıkan rakamlar 2024 yılı ihracatımızın 2023 yılını geride bırakacağı yönünde güçlü sinyaller vermektedir.” dedi. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan genel verileri yorumlayan Başkan Yalçın, “Türkiye’nin ihracatı, Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,1 artarak 23 milyar 500 milyon dolar, ithalatı ise aynı kalarak 29 milyar 409 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracat 2024 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,1 artarak 216 milyar 195 milyon dolar, ithalat yüzde 7,2 azalarak 282 milyar 49 milyon dolar olmuştur.” şeklinde konuştu. Kayseri’nin Ekim ayı ihracat rakamlarına değinen Başkan Yalçın, “Kayseri’nin Ekim ayı ihracatı 324 milyon 444 bin dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracatımızda bir önceki aya göre yaklaşık yüzde 3,43’lük bir artış yaşanmıştır. Kayseri’nin Ekim ayı ihracatı bir önceki yılın aynı ayına oranla ise yaklaşık yüzde 5,07’lik artış sağlamıştır.” diye konuştu. Kayseri’nin Ocak-Ekim 2024 dönemindeki ihracatının 3 milyar doları aştığını belirten Başkan Mehmet Yalçın, “Kayseri’nin ilk 10 aylık ihracatı 3 milyar 103 milyon 855 bin dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam, 2023 yılı ilk 10 aylık ihracat rakamı olan 2 milyar 983 milyon 861 bin dolar seviyesini geride bırakmıştır.” dedi. Kayseri’nin Ekim ayında gerçekleştirdiği ithalata da değinen Yalçın, “İthalat rakamımız Ekim 2024’te 132 milyon 63 bin dolar olmuştur. Ekim ayı ithalatımız bir önceki aya oranla yaklaşık yüzde 17 artış göstermiştir. Ekim ayı ithalat rakamımız bir önceki yılın aynı ayına oranla ise yaklaşık yüzde 16,43’lük artış göstermiştir.” ifadelerini kullandı. Kayseri’nin 2024 yılı ilk 10 aylık ithalat rakamının 1 milyar 281 milyon 869 bin dolar olarak gerçekleştiğini belirten Başkan Yalçın, 2023 yılı ilk 10 ayı ithalat rakamının ise 1 milyar 364 milyon 965 bin dolar olduğu kaydetti. Başkan Mehmet Yalçın değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Ekonomik göstergeler, ihracata dayalı üretimin artığını ortaya koymaktadır. Hükümetimizce açıklanan Orta Vadeli Program çerçevesinde dış ticaret açığının 2024 yılında tahminlerin ötesinde azalma göstermesi beklenmektedir. Sanayiciler olarak ortaya çıkan tablo bizleri sevindirmektedir. Ancak enflasyonla mücadele kapsamında yaşanan mali sıkılaşmanın getirdiği iç piyasada yaşanan daralmanın etkisi hissedilmektedir. Beklentimiz, enflasyonla mücadeleyle beraber, sanayicilerin taleplerinin de gözetilmesidir. Yeni yatırımlar ve üretimin devamlılığı açısından mali kaynak bulmakta zorlanan sanayicilerimiz, düşük maliyetli ve uzun vadeli kredi imkânlarının sağlanmasını beklemektedir.” Başkan Yalçın, değerlendirmesinin sonunda büyük gayretle çalışan tüm sanayicileri ve ihracatçıları kutlayarak, başarılarının devamını diledi.
28 Kasım 2024 Perşembe - 11:20 Tekirdağ’da en ucuz hamsi 100 liradan satılıyor Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde seyyar balık satışı yapılan tezgahlarda hamsi 100 liradan satılıyor. Tekirdağ’da sokak aralarında balık satan seyyar balıkçı Engin Şinik, hamsinin kilogram fiyatının 100 liraya olduğunu ve bu fiyatın ideal bir seviyede olduğunu belirtti. Hamsinin her zaman kolay bulunmadığını söyleyen Şinik, özellikle bu dönemde balık çeşitliliğinin mevsimsel faktörlerden etkilendiğini dile getirdi. Engin Şinik, balık tüketiminin özellikle kış aylarında arttığını, ancak hava şartları ve denizlerdeki türlerin bolluğunun fiyatlar üzerinde doğrudan etkili olduğunu vurguladı. Kulağına kar suyu kaçarak lezzetlenen hamsinin kilosu Tekirdağ’da seyyar balık satışı yapan tezgahlarda 100 liraya satılıyor. Şinik, “Şu an hamsinin kilosu 100 lira ve bu ideal bir fiyat. Hamsi her zaman bulunmuyor, birkaç gün oluyorsa bir hafta kadar bulunmayabiliyor. Çinekop, istavrit ve hamsiyle beslendiği için hamsi ve istavritte bolluk yaşanmıyor. Ancak çinekopun bollaşma ihtimali yüksek” dedi. Vatandaşlar ise balık tüketiminde bütçelerine uygun alternatif türlere yönelmeye çalışıyor. Hamsinin yanı sıra istavrit ve çinekop gibi türlerin tezgahlarda yer aldığını ifade eden Şinik, taze balık tüketmenin sağlık açısından önemine dikkat çekerek, “Biz her zaman günlük ve taze balık satmaya özen gösteriyoruz. Vatandaşlar, hem lezzet hem de sağlık için balık tüketimine yönelmeli” şeklinde konuştu. Seyyar balıkçılar, özellikle kış aylarında vatandaşların ilgisini çekerken, bu tür satışların hem balığa ulaşımı kolaylaştırdığı hem de taze ürünlere erişim sağladığı belirtiliyor. Tekirdağ sokaklarında kurulan seyyar tezgahlar, balık tüketimini teşvik ederek, yerel ekonomiye de katkı sunuyor.
Sarız’da doğal gaz ateşi yandı
18 Kasım 2024 Pazartesi - 17:10 Sarız’da doğal gaz ateşi yandı Kayseri’de Sarız İlçesi Doğal Gaz Verme Töreni’nde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, “Vatandaşlarımızı ödüllendirmemiz lazım. Ödüllendirmek nasıl olur, onlara hizmet etmekle olur” dedi. Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen Sarız İlçesi Doğal Gaz Verme Töreni, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın katılımıyla gerçekleştirildi. İlçe meydanındaki törende konuşan Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç, prensiplerinin yapamayacaklarını vadetmemek, vadettiklerini de yapmak olduğunu vurgulayarak, “Cumhurbaşkanımız talimatları ile halkımızın insanı yaşat ki devlet yaşasın felsefesi ile hizmetlerimizle buluşmalarını istiyor. Ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, kimseyi rengine, ırkına, inancına, felsefesine, siyasi kanaatine bakmadan, önce insan” dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak üzerine ne düşüyorsa yapma gayretinde olduğunu kaydeden Başkan Büyükkılıç, ilçe belediyeleri ile dayanışma içerisinde hizmetler gerçekleştirdiklerini anlatarak, “Başkanımızla el ele verelim. Ne gerekiyorsa yapalım, vatandaşımızı mağdur etmeyelim. Vatandaşlarımızı ödüllendirmemiz lazım. Ödüllendirmek nasıl olur, onlara hizmet etmekle olur” ifadelerini kullandı. Büyükkılıç, doğal gazın gelmesi ile kombi hediye ettiklerini belirterek, vatandaşları doğdukları yerde doyurmanın önemine işaret etti. Büyükkılıç, sözlerinin sonunda, “Altyapısı ile inşallah el ele vererek, dayanışma içerisinde ilçemizi daha yaşanılabilir, daha konforlu hale getirmek hepimizin asli görevi olacak diyoruz” şeklinde konuşarak hayırlı olsun temennisinde bulundu. Sarız ve Pınarbaşı ilçelerine doğal gaz ulaşması noktasında Başkan Büyükkılıç’ın gayretine yakinen şahit olduğunu belirten AK Parti Kayseri Milletvekili S. Bayar Özsoy ise, “Elhamdülillah açılışta hep beraberiz. İnşallah doğal gaz Sarız’ımızın gelişmesine, insanların doğdukları yerde doymalarına çok büyük etki edecek diye düşünüyorum. Sarız’a hizmet etmeye hep beraber devam edeceğiz” ifadelerinde bulundu. Sarız İlçe Kaymakamı Şafak Karaca da Sarız için çok önemli olan, Sarız’ı çok ileriye taşıyacak söz konusu doğal gaz yatırımının, diğer yatırımları da olumlu etkileyecek bir proje olduğunu kaydetti. Kaymakam Karaca, proje nedeniyle emeği geçenlere teşekkür ederek, doğal gazın hayırlı olması temennisinde bulundu. Sarız Belediye Başkanı Ömer Faruk Eroğlu ise Sarız’ın göçünü önleyecek olan doğal gaz çalışmaları ile yaşam kalitesinin ve konforunun artacağını, çevre kirliliğinin azalacağını dile getirdi. Başkan Eroğlu, doğal gazın Sarız’a gelmesi dolayısıyla emeği geçen başta Başkan Büyükkılıç olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlara teşekkürlerini ifade etti. SOCAR Türkiye Doğal Gaz İş Birimi Başkanı Fuad İbrahimov da Sarız’a gaz getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek, “Yaklaşık 500 kilometreye yakın bir hat yaptık Kayseri’de. Bunun 120 kilometresi sadece Pınarbaşı ve Sarız ilçeleri. Biz işlerimize Azerbaycan Türkiye kardeşliği açısından bakıyoruz. Tek millet, iki devlet anlayışıyla ekonomik katma değer gütmeden yatırımlarımızı yapmaya devam ediyor” diye konuştu. Sarız ilçesini de doğal gaz ile ısıtmaya başlayacaklarını kaydeden İbrahimov, ilçeye doğal gazın hayırlı, uğurlu olması temennisinde bulunarak, “Memduh Başkanımızın kuvvetli ısrarlarıyla da biz taşıma yoluyla da olsa Sarız ilçemizi gazlandıracağız dedik. Taşıma yoluyla Sarız’ı da gazlamış bulunuyoruz” dedi. Törene, Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra Sarız Kaymakamı Şafak Karaca, AK Parti milletvekilleri S. Bayar Özsoy, Dursun Ataş, AK Parti İl Başkanı Fatih Üzüm, AK Parti Kayseri İl Kadın Kolları Başkanı Meral Koşar, Sarız Belediye Başkanı Ömer Faruk Eroğlu, Pınarbaşı Belediye Başkanı Deniz Yağan, Akkışla Belediye Başkanı Mustafa Dursun, SOCAR Türkiye Doğal Gaz İş Birimi Başkanı Fuad İbrahimov, Kayserigaz ve SOCAR yetkilileri, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Ali Hasdal, Mustafa Türkmen, daire başkanları, genel müdürler, muhtarlar ve ilçe sakinleri katıldı. Konuşmaların sonunda Başkan Büyükkılıç, tören protokolü ile birlikte ilçeye ulaşan gazın ilk ateşini meşalede yaktı.
Pancar üretiminde randevu tepkisi
18 Kasım 2024 Pazartesi - 17:07 Pancar üretiminde randevu tepkisi Yozgat’ta Şeker Fabrikaları alımlarını randevu sistemine göre yapmaya başlaması pancar üreticilerini zor durumda bıraktı. Yozgat’ta bu yıl etkili olan kuraklık ve dolu gibi afetlerin yanı sıra düşük pancar fiyatı ile sarsılan Yozgatlı pancar üreticileri bu seferde randevu sistemi ile bir darbe daha aldı. Pancarını söken üretici şeker fabrikalarının randevu sistemine geçmesi ile birlikte ürünlerini tarla kenarına yığarken, bekleyen pancar kilo kaybına uğramaya başladı. Pancar üreticileri randevu sisteminin kendilerini zor durumda bıraktığını ifade ederek tarlada bekleyen pancarlarının en fazla 15 gün daha bekleyebileceğini söylediler. “Her tarlanın başında 50-100 ton pancar var” Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, "Arazide her tarlanın başında 50-100 ton pancar var. Bu kayıp çiftçinin kaybı. Şu an çiftçi mağdur tarlada. Çiftçi pancarı tarlasında söktüğü anda 30 ton gelen pancar 23 tona kadar düşüyor. Yani kauçuğa dönmüş pancarlar. Bu içler acısı. Çiftçinin cebinden çıkan bir şey. Yetkililere özellikle bu Çorum bölgesi, Yerköy’den bizim pancarımız gidiyor. Yozgat’ın merkezi dahi oralarda büyük sıkıntı var. Bir an önce çiftçilerden pancar alınmalı. Çiftçi 11’inci ayın artık 17’si olmuş. Şu saatten sonra tarlada pancar bekletme şansı yok. Onun için bir an önce götürmeleri lazım" şeklinde konuştu.
İzQ Dijital Deneyim Merkezi kapılarını açtı
18 Kasım 2024 Pazartesi - 16:17 İzQ Dijital Deneyim Merkezi kapılarını açtı İzmir’in ilk Dijital Deneyim Merkezi, İzQ çatısı altında açılarak sanal ve artırılmış gerçeklik deneyimleriyle çocukları bilim ve inovasyon dünyasıyla buluşturuyor. İzQ Dijital Deneyim Merkezi açılışında, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu da katılımcılar arasında yer aldı. İzmir’in uluslararası girişimcilik ve inovasyon ekosisteminde lider olma hedefi doğrultusunda hayata geçirilen İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi, yeni bir projeye daha imza attı. İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası, Ege İhracatçılar Birliği, Ege Genç İş İnsanları Derneği ve Ege Genç Sanayici İş İnsanları Derneği iş birliğiyle kurulan merkez, İzmir’in ilk ‘Dijital Deneyim Merkezi’ni hizmete açıldı. Merkezde, sanal artırılmış gerçeklik uygulamaları ile ilk ve ortaokul seviyesindeki öğrenciler başta olmak üzere, tüm ziyaretçilerine dijital deneyimler sunulacak. İzmir’in teknoloji ve inovasyon alanında öncü şehirlerin başında geldiğini söyleyen Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu, “İzmir iş dünyasıyla, sivil toplumuyla, insan kaynağıyla gerçekten bu alanda büyük bir potansiyel vadeden şehirlerimizin başında geliyor. Biz de bunun daha da yoğunlaşmasına gelişmesi için bakanlık olarak her türlü katkıyı sağlamaya hazırız” dedi. Teknolojide İzmir öncü şehirlerden İzmir’in teknoloji ve inovasyon alanında öncü şehirlerin başında geldiğini söyleyen Çoştu, “İzmir’in de girişimcilik ekosisteminde gerçekten son dönemde elde etmiş olduğu başarılar bir çekim merkezi olması noktasında çok kıymetli. Bu başarıların İzmir’in geleceğine büyük katkıları olacağı inancındayız. İzmir’in bu anlamda çok büyük bir potansiyeli var. Bunu girişimcilik ekosisteminde görebiliyoruz. İzmir Türkiye’nin üçüncü en büyük ekosistemine sahip. Sadece yatırımlar boyutunda veya girişimcilik faaliyetleri boyutunda değil iş dünyası ekosisteminin de bu alandaki farkındalığı bakımından gerçekten öncü şehirlerimizden bir tanesi. Bir örnek vermek gerekirse İzmir’de ‘Melek Yatırımcılık Ağı’ var. Bu ağımıza Türkiye’nin en aktif ağlarının başında geliyor. Dolayısıyla İzmir iş dünyasıyla, sivil toplumuyla, insan kaynağıyla gerçekten bu alanda büyük bir potansiyel vadeden şehirlerimizin başında geliyor. Biz de bunun daha da yoğunlaşmasına gelişmesi için bakanlık olarak her türlü katkıyı sağlamaya hazırız” açıklamalarında bulundu. Bütüncül adımlar atmalıyız Türkiye’nin hem inşa ettiği kapasiteyle hem de dünyanın teknolojinin gelişiminin sunduğu fırsatlarla geleceğin teknoloji merkezlerinden biri olmak için en güçlü adaylardan biri olduğunu ifade eden Çoştu, “Türkiye gerçekten teknoloji alanında son dönemde çok önemli atılımlar kaydediyor. Türkiye geleneksel olarak bir sanayi ülkesiydi. Bölgesinde önemli bir sanayi altyapısına sahip nadir ülkelerden bir tanesi. Türkiye böyle bir sanayi ülkesi iken şimdi artık aynı zamanda bir teknoloji ülkesi konumuna da erişti. Halihazırda 104 teknoparkta 10 binden fazla teknoloji firması, yenilik üretiyor. 1600’den fazla Ar- Ge merkezi ve tasarım merkezi ile 100 bine yakın Ar -Ge insan kaynağı gerçekten sanayiye ve doğrudan katma değere yönelik Ar-Ge faaliyetlerine imza atıyorlar. Bundan 20 yıl kadar önce 30 binin altında seyreden Ar- Ge insan kaynağımız bugün 300 binlere ulaşmış durumda. Milli gelirimiz içerisinde Ar -Ge’ye ayırdığımız kaynağı bir buçuk milyar dolar seviyesinden 16 milyar doların üzerine çıkmış durumda. Bu rakamlarla İspanya İtalya gibi gelişmiş ülkelerin önüne geçmeyi başarmış durumdayız. Teknoloji yarışında çok bütüncül bir yaklaşım ortaya koymamız gerekiyor. Adımlarımızı tek boyutlu değil çok boyutlu atmamız gerek” diye konuştu. Tüm gelir çocuklara harcanacak Girişimcilik ve inovasyon faaliyetlerinin, genellikle üniversiteler bünyesinde teknoparklar ve teknoloji transfer merkezleri yapısı içinde kapalı bir sistemde yürütüldüğünü dikkat çeken İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Biz bu klasik yapının dışına çıkarak girişimcilik ve inovasyon kavramını toplumun bütün kesimlerinde görünür kılmak ve kente maletmek için İzQ’yu İzmir’in en merkezi yerindeki iki modern binada konumlandırdık. Kar amacı gütmeyen bu sosyal sorumluluk hareketi ile sağlanan tüm gelir yine binlerce çocuğumuzun eğitimine harcanacaktır. İzQ bugün sadece bir inovasyon merkezi değil, şehrin girişimcilik ekosisteminin de vitrinidir. Bugün bu projeyi çocuklarımızın hizmetine sunmaktan ve İzQ Dijital Deneyim Merkezi’nin açılışını sizlerle birlikte yapmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. İzQ genç girişimcilerden sonra şimdi de geleceğin girişimcileri olacak çocuklarımızı bilim ve inovasyon dünyasıyla buluşturuyor. Bugün İzmir’de bilim ve teknolojide bir bayrak yarışını hep birlikte başlatıyoruz. Bu merkezde İzmir ve çevre iller başta olmak üzere Türkiye’nin her yerinden geleceğin girişimcileri ve bilim insanları olacak çocuklarımızın doğrudan yaşayacakları ilham verici deneyimlerle ilgi alanlarında bir bilim yolculuğuna çıkmalarını istedik. Dileğimiz bu projenin örnek olması ve benzerlerinin tüm yurda yayılmasıdır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Şenel: "Küresel ticaret savaşlarının yeniden gündeme gelmesi muhtemel görülmekte"
18 Kasım 2024 Pazartesi - 15:53 Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Şenel: "Küresel ticaret savaşlarının yeniden gündeme gelmesi muhtemel görülmekte" Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, ABD Başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump’ı işaret ederek, "Küresel ticaret savaşlarının yeniden gündeme gelmesi muhtemel görülmekte" dedi. TOBB Strateji Geliştirme Yüksek Kurulu Koordinasyon Toplantısı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel’in katılımıyla TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, yaptığı açıklamada, tüm dünyanın ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan bir dönüşüm sürecinde olduğunu belirterek, "Mevcut küresel düzenin ve küreselleşmenin yeniden sorgulandığı bu dönemde yaşanan gelişmeler dünyanın sürekli bir değişim içerisinde olduğunu işaret etmektedir. Küreselleşme, korumacılık, göç gibi bugünün pek çok kavramı, kapsamı ve boyutları farklılık arz etse de değişik dönemlerde de gündeme gelmiştir. Bugünün dünyasını doğru okuyabilmemiz bu okuma ışığında en doğru stratejiyi geliştirebilmemiz, geçmiş dönemleriyle kırılımları iyi analiz etmemize bağlı" ifadelerine yer verdi. "Çin ve Hindistan dünya pazarındaki etkisini arttırmış" Strateji dahilinde hareket etmeyen toplulukların ya da grupların tarih sahnesinden silindiğini vurgulayan Şenel, "Yakın dönemde Asya’daki hızla büyüyen ekonomiler özellikle Çin ve Hindistan dünya pazarındaki etkisini arttırmış. Bu da küresel ticaretin merkezinde Asya’yı önemli bir oyuncu haline getirmiş. 2016 yılında Brexit referandumu ve Amerika’yı yeniden büyük güç yapma söylemleri gibi gelişmeler, küreselleşmeye karşı yükselen tepkilerin birer örneği olmuştur. Bu durum ticaret savaşları, gümrük tarifeleri ve uluslararası iş birliği anlaşmalarındaki gerilimleri gündeme getirmiştir" şeklinde konuştu. "Dünya ekonomisi 3 temel krizle karşı karşıya" Kovid-19 salgınının küresel tedarik aksamaları ve uluslararası hareketliliği sınırlandırdığını hatırlatan Şenel, bazı ülkelerin daha korumacı politikalara yaşanan süreçten sonra adım attığına dikkati çekerek, "Sonuç olarak bugün geldiğimiz noktada dünya ekonomisinin üç temel krizle karşı karşıya olduğunu söylemek mümkün. Çoklu krizler olarak da nitelendireceğimiz bu krizlerin ilki yönetim krizi. İkincisi finansal krizler ve son olarak üçüncüsü iklim krizi olarak ortaya çıkmakta" ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Küresel güç dengelerinde giderek belirginleşen çok kutuplu yapı ABD, Avrupa Birliği ve Çin arasındaki yoğun rekabete kendini göstermekte. Uluslararası alanda iş birliğini teşvik etmek üzere oluşturulan Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlar da bu yoğun rekabet gündeminde geri planda kalarak işlevlerini yitirme riskiyle karşı karşıyadır. ABD ve Çin gibi büyük güçlerin rekabeti, arkadan gelen Hindistan gibi ülkelerin yüksek büyüme hızları, genç ve kalabalık nüfusları, Avrupa’nın yeniden güç kazanması, Rusya’nın batı blokuna karşı denge oluşturma çabalarıyla çok kutupluluk ve jeopolitik gerginlikler giderek artmakta. ABD askeri üstünlüğü ve teknolojik liderliği sayesinde küresel nüfuzunu korumaya çalışırken Avrupa Birliği ekonomik gücünü yeniden kazanmanın yanı sıra iklim politikaları, insan hakları ve sürdürülebilir kalkınma gibi konularda küresel liderlik iddiasını devam ettirmekte. Avrupa Birliği’nin yakın zamanda kamuoyuyla paylaştığı geniş bir sektörel yelpazede hazırlanan AB rekabetçiliğin geleceği raporu değişen dünyada AB’yi konumlandırarak ileriye dönük üyelerce atılması gereken ortak adımları ortaya koymakta. Kimisi hızlı ekonomik büyümesi, teknolojik gelişimi ve kuşak yol projesi gibi girişimlerle dünya çapında ABD ile birlikte rekabet eder şekilde nüfus alanlarının genişletmeye odaklanmış durumda." Hindistan’ın ise Çin’e kıyasla yüksek büyüme seyrettiğini belirten Şenel, "BRICS ülkelerinden bir diğeri olan Rusya, sınırlı ekonomi kaynaklarına rağmen siyasi ve askeri gücünü koruyarak küresel arenada stratejik bir yol aramaya, oynamaya devam etmekte. Çok kutuplu bu yapı hem bölgesel hem de küresel ilişkilerde yeni dinamikler oluştururken güç mücadelesinin kapsamını genişletmektedir" şeklinde konuştu. Dünyada yaşanan krizlerden bir tanesinin de demografik sorun olduğunu dile getiren Şenel, şöyle konuştu: "Nüfus hızla yaşlanıp genç nüfus oranı azalırken, bu dönüşüm ülkelerin ekonomik ve sosyal yükünü arttırmakta geleceğe yönelik nitelikli, insan gücü kaynağının sınırlanmasıdır. 38 zengin ülke arasında en hızlı yaşlanan ülke konumundaki Güney Kore doğum oranı son yıllarda giderek hızla düşmekte. Resmi rakamlara göre doğurganlık hızı 1970’lerde 4,5 seviyelerinden geçtiğimiz yıl itibariyle 0,72’ye kadar gerilemiştir. Son açıklanan nüfus projeksiyonları doğurganlık hızı yüzde 1.50’ye gerileyen ülkemiz için de 2030’un ilk yarısında yaşlı nüfus oranının yüzde 15’i aşacağına demografik fırsat penceresinin kapanacağına işaret etmektedir." Şenel, "2024 yılında yüksek enflasyon, sıkı para politikaları ve süregelen jeopolitik gerilimler özellikle de Rusya-Ukrayna savaşı ve Ortadoğu’da İsrail’in Gazze’ye yönelik ve giderek bölgeye saldırıları var olan küresel belirsizlikleri derinleştirmekte. Söz konusu gelişmelerle küresel ekonomiyi salgın öncesi ortamların altında bir büyümeye itmekte. küresel resesyona girilmemiş olması ve dünya ekonomisinin belli bir istikrarla seyrini sürdürmesi yaşanan çoklu şoklara karşı kazandığına dair bir görünüm arz etmekte" diye konuştu. Şenel, "Uluslararası para fonu 2024 ekim ayında yayınladığı dünya ekonomik görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2023 yılında yüzde 3.3 oranında büyüdü. 2024 ve yirmi beş yıllarında da benzer bir büyümeyi sürdüreceğini göstermekte. Küresel ticaret tarafında ise finansal şartların sıkılaşması ve jeopolitik gelirlerin etkisiyle dünya, mal ve hizmet ticareti hacmi 2023 yılında yüzde 0,8 oranında oldukça düşük bir büyüme gösterdi. Birçok ülkede izlenen korumacı ticaret politikaları küresel ticareti olumsuz yönde etkilemekte" ifadelerine yer verdi. ABD Başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump sonrası küresel ticarette neler yaşanabileceğine dair araştırmalar ve analizler yapıldığını dile getiren Şenel, şunları kaydetti: "Yeni dönemde küresel ticaret savaşlarının yeniden gündeme gelmesi de muhtemel görülmekte. ABD’nin önümüzdeki dönemde başta Çin olmak üzere Avrupa Birliği ve diğer ülkelere karşı iç pazarının koruyucu ve yeterli üretimi destekleyici tedbir almasına yönelik değerlendirmeler ağırlık kazanmakta. Bu durumun küresel ticaret hacmini daraltarak özellikle ithal tüketim mallarının fiyatlarının artabileceği değerlendirilmekte. Muhtemel ek tarifelerin fiyat artışlarını tetikleyeceği ve FED’in bir süredir yürüttüğü dezenflasyon politikaları için de bir risk oluşturacağı da muhtemel sonuçlar arasında görülmekte. Öte yandan ABD’nin Çin’e karşı alması muhtemel tedbirler, Çin’in ülkemizin en büyük pazarı olan AB’ye ve diğer pazarlara daha fazla yönelmesine sebep olacağız olacaktır." Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Buna karşın küreselleşmenin yerine bölgesel ortaklıkların veya adalaşma olarak tanımlanabilecek ülkeler arası iş birliklerinin ön plana çıktığı günümüzde Türkiye için tehditler kadar fırsatlar da bulunmakta. Avrupa ve ABD’nin bazı ülkeler için uyguladığı ticari engeller sonucu üretimin başka ülkelere kaydırılması da gündeme gelebilecek. Türkiye bu noktada Kovid-19 döneminde gündeme geldiği gibi bölgesinde yeni bir üretim ve tedarik üssü olma potansiyeline sahiptir. AB tarafına baktığımızda konuşmamın başında belirttiğim gibi dünyadaki dönüşümleri yönetmek için Avrupa Komisyonu’nda hazırlatılan Avrupa rekabetçiliğin geleceği başlıklı rapor ile Avrupa’nın üretkenlik açığını inavasyon artışıyla kapatarak düzeltmesi enerji maliyetleri düşmesi ve düşük karbonlu ekonominin sunduğu yeni fırsatlar rekabet gücü için ortak bir plan. Avrupa’nın güvenliği arttırması ve bağımlılıkları azaltması şeklinde Avrupa için yeni bir endüstriyel strateji önermekte." TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ise şöyle konuştu: "Kamu ile reel sektör arasındaki iletişimi güçlü tutmalıyız. Özel sektör olarak, yüksek ve istikrarlı bir büyüme sürecinin, cazip bir yatırım ortamının ön şartı olarak, öncelikle makro ekonomide istikrar olması ve belirsizliklerin giderilmesinin gerektiğinin farkındayız. Kamu idaremizin bu yönde attığı adımlar ve uygulanan rasyonel politikalarla, ekonomide biriken risklerin ve kırılganlık unsurlarının büyük ölçüde azaldığını memnuniyetle takip ediyoruz. Son dönemde para piyasalarında ve TL’de sağlanan istikrarı, döviz dengesindeki iyileşmeyi, kredi risk primindeki gerilemeyi ve ülke kredi notundaki artışları bunun sonucu olarak görüyoruz. Elbette bundan sonraki aşamada, hem ekonomi programına toplumsal desteğin artması, hem de tempolu bir büyüme süreci için, atmamız gereken ilave adımlar da var. İşte bu çerçevede sizin hitabınız sonrasında, Kurul üyelerimiz sahadaki durumu ve tabanımızda en çok talep edilen konuları dile getirecekler. Reel Sektör olarak sıkıntılarımızı ve taleplerimizi anlatacaklar. Tüm bunları sizinle paylaşmaktan ve istişare etmekten büyük memnuniyet duyuyoruz."
Alaşehir’in içme suyu altyapısına 200 milyon TL’lik yatırım
18 Kasım 2024 Pazartesi - 15:44 Alaşehir’in içme suyu altyapısına 200 milyon TL’lik yatırım MASKİ Genel Müdürlüğü, 200 milyon TL yatırımla Alaşehir ilçe merkezinde yaşanan su kesintilerine son vermek için 17 kilometre çelik içme suyu isale hattında çalışmalara başladı. Dev yatırım ile hem su kesintileri son bulacak hem de eski asbestli borular tarihe karışacak. Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü, altyapı seferberliği kapsamında 17 ilçedeki yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. 200 milyon TL yatırımla Alaşehir ilçe merkezinde su kesintilerine son verecek altyapı yatırımına başlandı. Yatırım ve İnşaat Dairesi Başkanlığı bünyesinde yürütülen proje kapsamında eski asbestli isale hattı 17 kilometrelik çelik hat ile yenilenecek. Proje kapsamında, 7 bin 500 tonluk içme suyu deposu da inşa edilecek. Ayrıca, hat SCADA sistemine bağlanarak, uzaktan da takip edilebilecek. “Bu işi hızlandıran Ferdi Başkanımı bir kere daha yürekten tebrik ediyorum” Alaşehirli vatandaşlardan Yıldırım Esentürk, “Yıllardır Alaşehir’de yaşıyorum. Alaşehir’in temel sorunu su sorunudur. Biz yıllardır asbestli borulardan su içiyoruz. Ferdi Başkanın bu çalışmaları hızlandırdığını da biliyorum. Hattın döşenmeye başlandığını biliyorum. Ferdi Başkan başta olmak üzere emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Bu işi hızlandıran Ferdi Başkanımı bir kere daha yürekten tebrik ediyorum. Altyapı yatırımları belediyeleri her zaman için sıkıntıya sokar. Birçok belediye buna bulaşmak istemez. Ama Ferdi Başkanın bunu hızlandırması, bizim için, Alaşehir için, Alaşehirliler için büyük bir kazanımdır.” derken, Mustafa Duymaz ise, “Sık sık sular kesiliyordu. Bu konulardan çok rahatsızdık. İnşallah artık halkımız su sıkıntısı çekmeyecek. Eski borular sağlıklı değildi. Çelik boru hattında suları daha sağlıklı, daha temiz bir şekilde kullanacağız. Alaşehir halkına hayırlısı olsun diyorum.” dedi. “Vatandaşlarımız, halkımız için çok önemli bir şey” Sürekli su kesintisinin yaşandığını dile getiren Sadık Gürcan isimli vatandaş, “Sularımız zamanlı, zamansız kesiliyordu. Bu da bizi sıkıntılara sokuyordu. Sadece biz değil, bütün vatandaşlarımız bunu çekiyordu. Bu işin olması bizi çok sevindirdi. Vatandaşlarımız, halkımız için çok önemli bir şey.” şeklinde konuşurken, Mustafa Çetil de şunları söyledi: “Alaşehir çok su sıkıntısı çekti. 3 gün geldi, 2 gün gelmedi. Yollarda bir sürü patlaklar oldu. Hiç kimse ilgilenmedi. Ama şimdi yeni bir proje varmış, duyduk. Ferdi Bey’i tebrik ediyorum. Allah ona uzun uzun ömür versin. Büyük dua alacak. Yeni getireceği suyu Alaşehir’e kazandırmakla çok büyük dua alacak.” “Bu hatlar, asbest hatlar olduğu için artık ekonomik ömrünü tamamladı” Yapılan çalışma hakkında bilgi veren MASKİ İnşaat Mühendisi Hakan Yaşar, “Avşar’da bulunan mevcut sondajlarımız vardı. Asbest borularla Alaşehir ilçe merkezine iletiliyordu. Bu hatlar, asbest hatlar olduğu için artık ekonomik ömrünü tamamladı. Yenilenme gereği duyuldu. Genel Müdürlüğümüz de bu işi ihale ederek, 17 kilometre 450’lik çelik içme suyu isale hattı ve 7 bin 500 tonluk içme suyu deposu imalatımıza başladık. Alaşehir’deki su kesintilerinin önüne geçmek için bu proje önemli bir projeydi. Hayata geçirebildiğimiz için mutluyuz.” şeklinde konuştu.
Hem öğreniyor hem de üretiyorlar
18 Kasım 2024 Pazartesi - 15:06 Hem öğreniyor hem de üretiyorlar Sosyal belediyecilik çalışmalarına öncelik veren Yunusemre Belediyesi, faaliyete geçirdiği kadın dayanışma ve eğitim merkezlerinde ilçede yaşayan kadınların kendilerini geliştirebilmelerine imkan sağlıyor. Merkezlerde eğitim alan kursiyerler eğlenerek öğrenmenin mutluluğunu yaşıyor. Yunusemre Belediyesi’ne bağlı kadın dayanışma ve eğitim merkezlerinde çeşitli kurslar alan ev hanımları bir taraftan el becerilerini geliştirirken, bir taraftan da stresten uzaklaşıyor. Yenimahalle Kadın Dayanışma ve Eğitim Merkezi’nde dikiş kursu gören kursiyerler, haftanın 5 günü düzenlenen kursta el emeği göz nuru eserler üretiyor. Yunusemre Belediyesi ve Halk Eğitim Merkezi iş birliği ile gerçekleştirilen dikiş kursunda hanımlar mesleğin inceliklerini öğreniyor. Yenimahalle Kadın Dayanışma ve Eğitim Merkezi Dikiş Öğretmeni Şule Saltık, kursların düzenlenmesindeki katkılarından dolayı Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban’a teşekkür etti. Saltık, “25 kursiyerimiz ile eğitimlerimize başladık. Haftanın 5 günü düzenlenen dikiş kursumuzda kursiyerlerimiz kalıp çıkarmayı, kıyafet kesmeyi, ölçü almayı, kıyafet dikmeyi öğreniyor. Kursumuzda öğrencilerimiz hem sosyalleşiyor hem de üretip dikiş yaptıkları için çok mutlu oluyor. Kursumuzun düzenlenmesinde katkı sunan Yunusemre Halk Eğitim Merkezimiz ve Yunusemre Belediye Başkanımız Semih Balaban’a teşekkür ederim” dedi. “Kadınlarımız en büyük gücümüz” Toplumun temel taşı olan kadının mutluluğuna büyük önem verdiklerini belirten Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, kadın dayanışma ve eğitim merkezleri ile mutlu bir Yunusemre için önemli bir adım attıklarını söyledi. Başkan Balaban, konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Yunusemre’de yaşayan her bir birey için var gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kadın Dayanışma ve Eğitim Merkezlerimiz ile mutlu bir kent için çalışıyoruz. Merkezlerimizde eğitim gören kadınlarımız sosyalleşerek öğreniyor. Hem mesleklerinin inceliklerini öğreniyorlar hem de üretmenin mutluluğunu yaşıyorlar.”
Osmangazi Belediyesi’nden vergi ödeme kolaylığı
18 Kasım 2024 Pazartesi - 14:15 Osmangazi Belediyesi’nden vergi ödeme kolaylığı Osmangazi Belediyesi, 2 Aralık tarihinde sona erecek olan Emlak Vergisi’nin 2. taksitini ödemek isteyen vatandaşlara, Osmangazi Belediyesi Ana Binası ile Emek, Nilüfer Köylü Pazarı ve Demirtaş’ta yer alan ödeme noktalarının yanı sıra mobil uygulama ve internet bankacılığı gibi yollarla da vergilerini ödeyebilme imkanı sundu. Emlak Vergisi’nin 2. taksiti için ödeme süresi 2 Aralık’ta sona eriyor. Vergi ödemelerini gerçekleştirmek isteyen Osmangazililer, hafta içi 08.00-17.00 saatleri arasında TC kimlik numarası veya üye sicil numarası ile Osmangazi Belediyesi Ana Binası ile Emek, Nilüfer Köylü Pazarı ve Demirtaş’ta yer alan ödeme noktalarındaki veznelerde ödemelerini nakit veya kredi kartı ile gerçekleştirebilecek. Osmangazi Belediyesi, internet üzerinden ödeme yapmak isteyen vatandaşlar için ise Bursa’nın Kalbi Mobil Uygulama ve ebelediye.osmangazi.bel.tr adresi üzerinden kredi kartıyla vergilerini ödeyebilme imkanı sunuyor. Osmangazililer ayrıca, bütün PTT şubelerinden Osmangazi Belediyesi’nin 484040 numaralı posta çeki hesabına ve Vakıfbank (Cumhuriyet Şubesindeki) IBAN TR060001500158007281692543 ve TR650001500158007260519970 hesaplarına ödemelerini yapabilecek. Gönderilerin açıklama kısmına üye sicil numarası veya TC kimlik numarası, alıcı adı olarak da Osmangazi Belediyesi Vergi Gelirleri Hesabı girilmesinin önemli olduğu aktarıldı.
Bakan Bayraktar: “Gabar’da günlük petrol üretimini 57 bin varilin üzerine yükselttik”
18 Kasım 2024 Pazartesi - 13:06 Bakan Bayraktar: “Gabar’da günlük petrol üretimini 57 bin varilin üzerine yükselttik” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Geçen Gabar’da bilgisini verdiğim günlük 23 bin varil üretimi, bugün itibarıyla iki buçuk katına çıkartarak günlük 57 bin varilin üzerine yükselttik” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş Başkanlığı’nda toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2025 bütçesinin yanı sıra Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, ve Nükleer Düzenleme Kurumu Sayıştay raporları ve bütçeleri görüşüldü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bakanlığının bütçe görüşmeleri çerçevesinde komisyonda bir sunum gerçekleştirdi. “Madencilik sektörü Gayrisafi Yurtiçi Hasıla olan hacmini 2023 yılında 270 milyar liraya ulaştırdık” Burada konuşan Bakan Bayraktar, Türkiye’nin yeraltı kaynakları açısından oldukça zengin bir ülke olduğunu belirterek, üretilen maden çeşitliliği açısından dünyada yedinci sırada yer aldığını ifade etti. Bayraktar, Türkiye’nin yeraltı kaynaklarını ortaya çıkarmak amacıyla kurulan MTA’nın 2002’ye kadar yılda ortalama 55 bin metre sondaj yaptığını ve son 10 yılda ortalama 670 bin metre sondaj gerçekleştirerek yeni rezervlerin tespitini sağladığını kaydederek, “Madencilik sektörünün bugünkü fiyatlarla, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içinde 65 milyar lira olan hacmini 20 yıl gibi bir sürede 4 katına çıkararak 2023 yılında 270 milyar liraya ulaştırdık. Aynı süre zarfında maden ihracatımızı da 7 kat artırarak 2023 yılında 5,7 milyar dolara çıkardık. Dünyadaki rezervin yüzde 73’üne sahip olduğumuz bor madeninde yüzde 60’ın üzerinde küresel pazar payıyla bu alanda liderliğimizi sürdürüyoruz. Bu çerçevede, 2024 yılında 2,5 milyon ton bor ürünleri satışı karşılığında, yüzde 97’si ihracat olmak üzere, 1,3 milyar dolar satış gerçekleştirerek bir rekor kıracağız” açıklamasında bulundu. “2023 yılında toplam madencilik ithalatımız yaklaşık 40 milyar dolardır” Bakan Bayraktar, hammadde tedariğinde pandeminin ardından sorunlar yaşandığını açıklayarak, “Artan emtia fiyatları, madenlerin mümkün olduğunca yerli kaynaklardan temin edilmesi mecburiyetini bir kez daha ortaya koymuştur. 2023 yılında kömür ve altın dahil, ara ve uç ürünler hariç olmak üzere, toplam madencilik ithalatımız yaklaşık 40 milyar dolardır. Bu gerçeği göz önünde bulundurarak, maden üretimimizi güvenli ve sürdürülebilir şekilde artırmak için çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi. Madencilik sektöründe şu anda 155 bin kişiye istihdam sağlandığını aktaran Bayraktar, üretimin ve verimliliğin artırılması ile yerel ekonominin desteklenmesi amacıyla, sadece Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda bu yıl toplam bin 867 kişinin iş başı yaptığını sözlerine ekledi. Petrol ve doğal gaz sektörlerimizdeki ithalata ilişkin konuşan Bayraktar, 2023 yılında ham petrol ve petrol ürünlerinde 49 milyon ton, LPG’de 4 milyon ton ve doğal gazda 50 milyar metreküp ithalat gerçekleştiğini ve 2023 yılındaki toplam enerji ithalatının yaklaşık 70 milyar dolar olduğunu dile getirdi. Bayraktar, 2020 yılında Karadeniz’de Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz keşfini gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekleyerek, deniz yüzeyinin 4 bin metre altından çıkardıkları doğal gazı 170 kilometre mesafeden Filyos’a ulaştırdıklarını ifade etti. “Günlük doğal gaz üretimimizi 20 milyon metreküpe çıkaracağız” Sakarya Gaz Sahası’nda 2023’te günlük 3,8 milyon metreküp olan üretimin bugün itibarıyla 7 milyon metreküpe çıktığı bilgisini veren Bayraktar, “Diğer sahalarımızla birlikte toplam yurt içi üretimimizi günlük 8 milyon metreküpe yükselterek 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğal gaz üretimimizle karşılar hale geldik. Sakarya Gaz Sahası’ndaki üretimin artırılması için yaptığımız planlama kapsamında bir adet yüzer üretim platformunu envanterimize kattık. Adeta deniz üstünde bir sanayi tesisi olan ve 2026 yılında üretime alacağımız bu Platform ile birlikte günlük üretimimizi 20 milyon metreküpe çıkaracağız. Yani hanelerimizin yarısının gaz ihtiyacını kendi gazımızla sağlamış olacağız” şeklinde konuştu. “Gabar’da günlük petrol üretimini 57 bin varilin üzerine yükselttik” Şırnak, Gabar’da çalışmalarını yoğunlaştırdıklarını söyleyen Bayraktar, Türkiye tarihinin kara alanlarındaki en büyük petrol keşfine imza attıklarını dile getirdi. Bakan Bayraktar, “Bir zamanlar adı terörle anılan Gabar’da keşfini yaptığımız petrol, sadece rezerv miktarıyla değil, aynı zamanda kalite açısından ülkemiz ekonomisi için fevkalade büyük öneme sahiptir. Geçen yıl burada bilgisini verdiğim günlük 23 bin varil üretimi, bugün itibarıyla iki buçuk katına çıkartarak günlük 57 bin varilin üzerine yükselttik. Bölge, ulaşımın ve iş sürekliliğinin çok zorlu olduğu bir coğrafya içerisinde yer alıyor. Keşfini yaptığımız petrol rezervimizi milletimizin istifadesine sunmak için dağlarda toplam 540 km yol yaparak bu üretimi gerçekleştirdik. Gabar ve civarında farklı sahalarda yeni keşif kuyularını da açmaya devam ediyoruz” diye konuştu. “2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz” Bayraktar, 2024 yılında Şırnak, Hakkâri, Van başta olmak üzere toplam 84 sondaj tamamlandığını da belirterek, “Bu sayede 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. 2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz. Sakarya Gaz Sahası ve Gabar Bölgesi başta olmak üzere üretim alanlarımızı genişletmek ve üretimimizi artırmak için TPAO önümüzdeki yıl 143 milyar liranın üzerinde yatırım yapacak. Yurt dışındaki sahalarımızda gerçekleştirdiğimiz 40 bin varillik üretimimizle birlikte günlük toplam 155 bin varilin üzerinde petrol üretiyoruz. 6,3 milyon otomobilin yakıt ihtiyacını kendi ürettiğimiz petrolle karşılıyoruz. Ortaya koyduğumuz hedefler doğrultusunda Türkiye’yi enerjide tam bağımsız kılarak, kendi kendine yeten bir ülke haline getirmeye kararlıyız” değerlendirmesinde bulundu. Enerji arz güvenliğini sağlamak için güçlü bir enerji altyapısına sahip olmaları gerektiğini dile getiren Bayraktar, ulusal doğal gaz şebekemize giriş noktasını 14’e, günlük giriş kapasitesini ise 455 milyon metreküpe çıkardıklarını söyledi. "Kullandığımız doğal gazın yüzde 20’den fazlasını depolayabileceğiz” Enerji altyapılarında gerçekleştirilen yatırımlar sayesinde farklı tedarik kaynaklarından istenilen miktarda doğal gaz temin etme esnekliğine kavuştuklarını kaydeden Bayraktar, “Mevcut durumda 5,8 milyar metreküp olan yer altı doğal gaz depolama kapasitemizi, 2028’de 12 milyar metreküpe yükselterek kullandığımız doğal gazın yüzde 20’den fazlasını depolayabileceğiz” dedi. “81 ilimizde 885 yerleşim yeri ve 222 Organize Sanayi Bölgesine doğal gazı ulaştırdık” Doğal gazın, hava kalitesini artırmanın yanında yaşam konforunu da yükselttiğini ifade eden Bayraktar, “Ülkemizin her bir köşesinde bu yakıtın kullanılabilmesini ve bütün vatandaşlarımızın bu imkana erişmesini istiyoruz. Bu kapsamda yaptığımız çalışmalarla 81 ilimizde 885 yerleşim yeri ve 222 Organize Sanayi Bölgesine doğal gazı ulaştırdık. Sadece son bir yılda 92 yerleşim yerine doğal gaz arzı sağladık. Altını çizerek belirtmek isterim ki; Türkiye artık kendi gazını üreten, kaynak ve güzergâh çeşitlendirmesini sağlamış, güçlü altyapısı ve tedarik portföyü sayesinde ihracat kabiliyeti kazanmış, Avrupa’nın da arz güvenliğine katkı sağlayan enerjide merkez ülke konumuna gelmiştir” diye kaydetti. Kara ve denizlerdeki keşifleri hızla ekonomiye kazandırmak adına çalışmalara devam ettiklerini dile getiren Bayraktar, Somali deniz alanlarında 3 blokta petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerine başladıklarını ve Mogadişu’ya ulaşan Oruç Reis gemisinin üç ruhsat sahasında 7 ay sürecek üç boyutlu sismik arama faaliyetlerine başladığını sözlerine ekledi. “Önümüzdeki 11 yılda rüzgâr ve güneş kurulu gücümüzü dört katına çıkararak 120 bin MW’a yükseltmeyi hedefliyoruz” Bakan Bayraktar, artan elektrik talebini karşılarken elektrik üretim portföyünü 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda şekillendirilmesinin önem arz ettiğini söyleyerek, “2035 yılında 510 milyar kWh’i bulacak elektrik talebinin yeşil enerji ağırlıklı karşılanması için ‘Yenilenebilir Enerji 2035’ yol haritamızı 21 Ekim’de kamuoyuyla paylaştık. Bu yol haritasıyla birlikte önümüzdeki 11 yılda mevcut rüzgâr ve güneş kurulu gücümüzü dört katına çıkararak 120 bin MW’a yükseltmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. “48 ayı bulan uzun izin süreçlerini 24 ayın altına düşürecek bir model üzerinde çalışıyoruz” Yenilenebilir enerjide 2035 hedefine ulaşmak için, reform niteliğinde düzenlemelere ihtiyaç duyduklarını söyleyen Bayraktar, yenilenebilir enerji yatırımları izin süreçlerini kısaltmaları gerektiğini dile getirdi. Bayraktar, “İlgili Bakanlıklarımızla birlikte 48 ayı bulan uzun izin süreçlerini 24 ayın altına düşürecek bir model üzerinde çalışıyoruz. İnşallah en kısa zamanda meclisimizin gündemine gelecek ve sizlerin de desteğiyle bu süper izin dönemi yatırım hızımızı ciddi şekilde arttıracaktır” ifadelerini kullandı. “70 yıllık nükleer enerji hayalini Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemizle gerçeğe dönüştürüyoruz” Dünyanın 2050’de net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi ve küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılması için nükleer enerji kilit bir rol oynadığını bildiren Bayraktar, “Sıfır karbon salımıyla enerji üreten nükleer güç santralleri, elektrik üretiminde sürekli ve güvenilir bir baz yük kapasite sağlayarak, enerji arzının istikrarını ve kesintisiz elektrik teminini desteklerler. Bu nedenle, ülkemizin 70 yıllık nükleer enerji hayalini Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemizle gerçeğe dönüştürüyoruz” şeklinde konuştu. Net sıfır emisyon hedefin ulaşabilmesi için 2035 yılına kadar 7 bin 200 megavat ve 2050 yılına kadar 20 bin megavatlık bir nükleer kapasiteye sahip olmaları gerektiğini belirten Bayraktar, Sinop ve Trakya nükleer güç santrali projelerine ilişkin çalışmalara devam ettiklerini ve küçük modüler reaktörlere (SMR) yönelik de çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Kamu ve özel sektörle birlikte 2030 yılına kadar 20 milyar doların üzerinde enerji verimliliği yatırımı gerçekleştireceklerini de ifade eden Bayraktar, bu yatırımlar sayesinde gelecek 15 yılda 46 milyar dolar değerinde enerji tasarrufu sağlayacağını da sözlerine ekledi.