Son Dakika
|
Bakan Fidan, Bangladeş Dışişleri Bakanı Hossain ile görüştü
Nasuh Mahruki’nin tutukluluğuna itiraz
Rusya, Ukrayna'ya rekor sayıda İHA fırlattı
Endonezya'da sel ve toprak kayması: 20 ölü
İstanbul’da eylem arayışındaki 2 DEAŞ üyesi yakalandı
Bakan Güler: “Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır”
Samatya’da hastanede yangın paniği
Kaza yapan minibüs sürücüsüne Alman yolcudan KDV’li ’kova’ cezası
Eski manken Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Yenidoğan çetesi davasının görülmesine 7’nci gününde devam ediliyor
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Sudan’s Artists Struggle Amid War and Displacement
Cumhurbaşkanı Erdoğan, EBRD Başkanı Basso’yu kabul etti
Lübnan Başbakanı Mikati’den, "ateşkesin derhal uygulanması" çağrısı
Serdar Ortaç’ın ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbiri kaldırıldı
Netanyahu, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını kabinenin onayına sunacak
Süper Lig’de 13. haftanın VAR kaydı açıklandı
Bakan Fidan: “İnsanlığa karşı işlenen suçlar, cezasızlıkla ödüllendirilemez”
Rusya'dan İngiliz diplomatı sınır dışı etme kararı
Haber alınamayan yaşlı kadın çayda ölü bulundu
Bakan Fidan, Bangladeş Dışişleri Bakanı Hossain ile görüştü
EKONOMİ
ATSO Başkanı Hacısüleyman: "Gelir vergisi kanununda düzenleme şart"
26 Kasım 2024 Salı - 22:36:45
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Toplantısı’nda açıklamalarda bulunan ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, gelir vergisi kanununda düzenleme beklediklerini kaydetti. ATSO Kasım ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATSO Meclis Salonu’nda yapıldı. ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, ABD seçimi, kültürel gelişmeler, asgari ücret ve ekonomiye yönelik açıklamalarda bulundu. Tüm dünyanın; 20 Ocak’ta göreve başlaması beklenen, ABD seçimlerini kazanan Donald Trump’ın piyasalara ve dış politikaya etkisi üzerine odaklanmış durumda olduğunu kaydeden Hacısüleyman, yeni dönemde ABD’nin dış ticaret politikasındaki değişikliklerin yakından takip edilmesi gerektiğini ifade etti. Hacısüleyman, “Trump 2017’de ilk dönemine başladığında başta Çin ve Almanya olmak üzere, aralarında bizim de olduğumuz pek çok ülkeye uyguladıkları gümrük vergisi oranlarını artırmıştı. Bu defaki seçim çalışmasında da aynı şeyleri yapacağını sık sık tekrarladı. Bunun Türkiye’ye hem doğrudan hem dolaylı etkileri olacağını beklemekteyiz. ABD, Avrupa’nın en büyük ihracat pazarı. 2023’te Avrupa’nın ABD’ye ihracatı 600 milyar dolara yakın. ABD’ye en çok ihracat yapan ülkeler Almanya, İtalya, İrlanda, Fransa. Avrupa’dan gelen mallara vergi konulması, Avrupa’nın ihracatını ve dolayısıyla büyümesini olumsuz etkileyecek. Bu, Avrupa’nın Türkiye’den yaptığı ithalatı da aşağı çekecek bir faktör olacaktır. Yaklaşık 60-70 yıldır küresel ticarette eğilim, engellerin ortadan kaldırılması, vergilerin azaltılması yönünde idi. Ama artık bu eğilimin sonlarına gelinmiş gibi bir durumla karşı karşıyayız. Vergilerde ve ticaret engellerinde artış, sadece sanayi sektörlerini değil, dolaylı olarak tüm sektörleri etkileme potansiyeline sahip. Bu nedenle yeni dönemde ABD’nin dış ticaret politikasındaki değişiklikleri yakından takip etmemiz gerekiyor” diye konuştu. “Gündem kirliliğinden kurtulmamız gerekiyor” ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, küresel dünyada ve ülkede yaşanan gelişmelerin, ekonomiye etkisini değerlendirerek, "Gündemin bu kadar sık değiştiği ve ekonomik verilerin pek de iç açıcı olmadığı bu ortamda Türk iş dünyası nasıl yatırım yapacak, nasıl katma değerli üretime geçecek, dijitalleşme ve yapay zeka konularına nasıl uyum sağlayacak?” Bu soruların kısa bir cevabı yok. Birincisi bu gündem kirliliğinden kurtulmamız gerekiyor. Konsantre olabilmemiz için, zihnimizi meşgul eden bizi rahatsız eden odaklanmamızı engelleyen faktörleri azaltmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. “Gelecek yıl sonuna kadar politika faizinde 20 puana yakın bir indirim ön görebiliriz” Yıllık enflasyon oranının 2023 yılı Temmuz ayından bu yana en düşük seviyeye indiğine de dikkat çeken Hacısüleyman, "Ciddi bir düşüş yakalanmış olsa da, henüz beklediğimiz umduğunuz yavaşlamanın gerisindeyiz. Nitekim Ekim’de TÜFE aylık bazda yüzde 2,88 ile piyasa beklentilerinin üzerinde arttı. Enflasyondaki bu inatçılık şu ana dek, faizin yüksek seyretmesine, faiz indirimlerinin ertelenmesine, büyüme üzerindeki baskının devam etmesine neden oldu. Bununla birlikte geçen haftaki son Para Politikası Kararında Merkez Bankası, enflasyonun ana eğiliminde Ekim ayında iyileşmenin başladığını açıkladı. Bu artık faiz indirimlerinin kapıda olduğuna işaret ediyor. Mevcut para ve maliye politikası ile uluslararası konjonktürde ciddi bir bozulma olmaz ise, gelecek yıl sonuna kadar politika faizinde 20 puana yakın bir indirim ön görebiliriz.” “Çalışanın eline geçen net para aylar ilerledikçe azalıyor” ATSO olarak; gelir vergisi kanununda da düzenleme yapılmasını beklediklerini sözlerine ekleyen Hacısüleyman, konuşmasını şöyle tamamladı: “Asgari ücretli çalışanların alım gücünün korunmasını, eğitim, sağlık ve barınma maliyetlerinin aşağı çekilmesini, işverenin rekabet gücünün zayıflamaması için gelir vergisi kanununda düzenlemeler yapılmasını bekliyoruz. Mevzuatta gelir vergisi dilimleri birbirine çok yakın, ücretler yılın başında henüz nisan mayıs gibi ikinci vergi dilimine yaz aylarında ise üçüncü vergi dilimine giriyor. Yani vergi kesintileri artıyor. İşveren için maliyeti yüksek ama çalışan için de eline geçen net para aylar ilerledikçe azalıyor. O yüzden iş dünyasında vergi dilimlerini yeniden düzenlenmesine ihtiyaç var.”
26 Kasım 2024 Salı - 20:24
Manisa’nın 2025 yılı bütçesi 11 milyar 871 milyon 725 bin TL
Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin 2025 yılı tahmini bütçesi 11 milyar 871 milyon 725 bin lira olarak belirlendi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, ‘Kendine yeten Manisa, kendine yeten belediye’ vizyonuyla hareket ettiklerini belirtti. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin Kasım ayı Olağan Meclis Toplantısı 2. oturumu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek başkanlığında gerçekleştirildi. Meclis toplantısında Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin 2025 yılı performans programı tasarısı ile 2025 mali yılı bütçe tasarısı görüşüldü. Bütçe ile ilgili değerlendirmede bulunan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, 31 Mart Mahalli İdare seçimlerinin ardından yeni bir dönemin inşası için çalışmalara başladıklarını ifade etti. Başkan Ferdi Zeyrek, “Kendine yeten Manisa, Kendine yeten Belediye’ olma vizyonuyla hazırladığımız planımızı bir önceki ay meclisimizin de onayını alarak icraata koyduk. Yeni plan döneminin ilk bütçesini de bugün oylayacağız. Manisa’ma ve Manisalılara ait kaynakların etkin, ekonomik ve verimli kullanılması tek derdim. İhtiyacı olanlara ihtiyaç duydukları anda en kaliteli hizmeti sunmak, kentsel sorunlara sürdürülebilir çözümler üretmek için çaba sarf ediyoruz” dedi. Geride kalan yıllarda eğrisi ile doğrusu ile yapılan işler ve kullanılan bütçelerin olduğunu söyleyen Başkan Zeyrek, “Biz göreve geldiğimizde 6 milyar 849 bin 880 lira gelir, 7 milyar 900 milyon lira gider tahmini yapılan bütçeyi devraldık. Bütçe demişken; gelirlerimizin yaklaşık yüzde 85’i merkezi idarenin topladığı vergi gelirlerinden Manisa Büyükşehir Belediyesine aktardığı paylardan oluşuyor. Bu gelir de Türkiye’nin genel ekonomik seyrinden doğrudan etkilenen bir gelir ve artış oranı çok yüksek değil. Gelir tarafında hal böyle iken harcamalar ise maalesef çok yüksek oranlarda artıyor. Bu da belediyemizi çok büyük bir finansal baskı altında çalışmak zorunda bırakıyor. Biz bu şartlarda hizmetin kalitesini artırmaya, ihmal edilmiş altyapımızı yenilemeye, bütçemizi yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Yapılan çalışmaları anlattı Bugüne kadar yapılanları anlatan Başkan Zeyrek, “İhale süreçleri tamamlanmış ve devam eden işlerin en sağlıklı şekilde yürütülmesi için önlemlerimizi aldık. Özellikle dezavantajlı, sosyal dışlanma, yoksulluk içinde olan hemşerilerim için sosyal destek programlarına ağırlık verdik. Su teknik altyapısından sonra, en önemli kentsel teknik altyapı yatırımı olarak gördüğüm ulaşım için planlama çalışmalarını başlattık. Toplu taşımada mevcut darboğazların önüne geçmek için hem kooperatiflere hem vatandaşlarıma destek olacak mali destekleri başlattık. Kırsal kalkınmada çiftçimize üretim destekleri verdik. Vermeye devam ediyoruz” diye konuştu. “2 milyar 500 milyon lirayı ilçelerimize hakkaniyetli bir şekilde bölüştürdük” 2025 yılının program ve bütçesini oluştururken katılımcı ve ortak akıl anlayışıyla hareket edildiğini kaydeden Başkan Zeyrek, “17 belediye başkanımla birebir görüştük. Manisa’mızın sorunlarını ve ihtiyaçlarını birlikte masaya yatırdık. Öngördüğümüz yatırım bütçemizin çevre, katı atık ve kırsal kalkınma destekleri haricinde yaklaşık 2 milyar 500 milyon lirasını ilçe belediye başkanlarımızla birlikte ilçelerimize hakkaniyetli şekilde bölüştürdük” dedi. “Kılı kırk yaracağız, ince eleyip sık dokuyacağız” Manisa’ya ait her bir kuruşun kıymetli olduğunu vurgulayan Başkan Zeyrek, “Bu nedenle kılı kırk yaracağız, ince eleyip sık dokuyacağız. Dirençli, sağlıklı, sürdürülebilir bir Manisa ve Manisa’da yaşamaktan mutlu olan hemşerilerim için yeni finansman yöntemleri geliştireceğiz. Önümüzdeki dönem bütçemizde de altyapı yatırımları, sosyal hizmetler ile destek programları ve özellikle çiftçi destekleri artarak devam edecek. Yatırım önceliklerimiz tamamıyla insan odaklı olacak. Çocuk, kadın, yaşlı, engelli ve gençlerimizi merkeze aldığımız projeleri hayata geçireceğiz. İsraftan, çatışmadan uzak Manisa’m için daha iyisi için çalışacağız, üreteceğiz. Bu noktada; 2025 yılı gelirimizi 11 milyar 871 milyon 725 bin lira olacaktır. 2025 yılı giderimiz ise 14 milyar 524 milyon 898 bin lira olacaktır. 2025 yılı finansmanını ise 2 milyar 653 milyon 173 bin lira olarak takdirlerinize sunduk. Manisa’ma hayırlı uğurlu olsun” ifadelerini kullandı. Başkan Ferdi Zeyrek’in konuşmasının ardından gündem maddelerinin oylanmasına geçildi. 2025 yılı performans programı tasarısı oy birliği ile kabul edilirken, 2025 mali yılı bütçe tasarısı oy çokluğu ile kabul edildi.
26 Kasım 2024 Salı - 20:09
Osmancık’ın ’yırtmaç yemeği’ne coğrafi işaret tescili
Osmancık Kaymakamlığı tarafından yapılan başvuru neticesinde, ilçenin yöresel yemeği ‘Osmancık yırtmaç yemeği’ coğrafi işaret belgesi ile tescillendi. Osmancık Kaymakamlığı, ilçenin tanınırlığını arttırmak, tarihini ve kültürünü tanıtmak amacıyla yürüttüğü çalışmalar çerçevesinde ‘Osmancık yırtmaç yemeği’ için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuruda bulunmuştu. Yapılan başvuru neticesinde, ‘Osmancık yırtmaç yemeği’ coğrafi işaret tescil belgesi ile tescillendi. Asma yaprakları kullanılarak yapılan Osmancık yırtmaç yemeği, lezzeti ile ilçeyi ziyaret eden vatandaşlardan büyük ilgi görüyor.
26 Kasım 2024 Salı - 19:33
Bakan Işıkhan, KPDK Toplantısı’na başkanlık etti
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan Başkanlığı’nda Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Toplantısı düzenlendi. Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın başkanlığında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde Reşat Moralı Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Toplantıda konuşma yapan Bakan Işıkhan, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu görevlileri sendikaları arasındaki sosyal diyaloğun geliştirilmesi amacıyla KPDK’nın toplandığını hatırlatarak, “Bu toplantıda sizlerin de görüşleri çerçevesinde önemli adımlar atacağımıza, önemli istişarelerde bulunacağımıza inancım tamdır. Tüm sendikalarımız gibi memur sendikalarımız da çalışma hayatımızın en önemli mekanizmalarından birisidir. Bu nedenle, sosyal paydaşlarımızla bir araya geliyor, istişare ve diyalog mekanizmalarımıza ayrı bir önem veriyoruz” ifadesini kullandı. Geçmiş dönemde Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Üçlü Danışma Kurulu’nu topladıklarını anımsatan Işıkhan, "Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle Çalışma Meclisi’ni gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında ise 2024 ve 2025 yıllarını kapsayan kamu görevlilerimizin mali ve sosyal haklarını içeren Toplu Sözleşme müzakerelerini gerçekleştirdik. 7. Dönem Toplu Sözleşme müzakerelerinde hizmet kollarına ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarıyla kamu görevlilerinin geneline yönelik çok sayıda kazanım elde edildi” diye konuştu. “Sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlilerinin yaklaşık yüzde 75’i sendikalıdır” Bakan Işıkhan, 12. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program çerçevesinde, Türkiye Yüzyılında çalışanların refahının artmasının ana amaçları olduğuna vurgulayarak, “Çalışma hayatındaki değişliklere uyum sağlanabilmesi bakımından sendikal örgütlenmenin önemini de bir kez daha hatırlatmak isterim. Kamu görevlileri sendikalarımız bugün milyonlarca kamu çalışanı üyeye sahipler. Son yayımlanan Tebliğ incelendiğinde, toplam kamu görevlisi sayısı 2 milyon 994 bin 550, toplam sendikalı memur sayısı 2 milyon 251 bin 330 olmakla birlikte, oransal olarak sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlilerinin yaklaşık yüzde 75’i sendikalı olarak görünmektedir. Kamu görevlileri sendikalarımız çalışanlarının yaşam koşullarını en iyi seviyeye getirme gayretini, toplu sözleşmeler ve istişare mekanizması olan Kamu Personeli Danışma Kurulu aracılığıyla dile getirmektedirler” ifadelerine yer verdi. “Çeşitli yasal düzenlemelerle sendikal mevzuatlarda iyileştirmeler yaptık” Bu anlayışın, devletin ve sosyal tarafların karşılıklı etkileşimiyle mümkün olduğunu kaydeden Işıkhan, “Anayasamızda ve diğer alt düzenlemelerde, sendika kurma, bunlara üye olma, toplu sözleşme yapma ve çeşitli sosyal diyalog mekanizmalarıyla görüşmeler yapılması gibi haklar oldukça önemli kazanımlara vesile olmaktadır. Kamu çalışanlarımıza sendika kurma hakkı 1995 yılında Anayasa değişikliği ile tanındı. Kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlarının kuruluşundan tutun da bu sendikalara üye olabilecek kamu görevlilerinin hak ve sorumluluklarına kadar çok sayıda düzenlemeye yer veren 4688 sayılı Kanun ise 2001’de yürürlüğe girdi. İlk kez hükümetlerimiz döneminde 2010 Anayasa değişikliği ile de kamu görevlilerimize toplu sözleşme yapma hakkı tanındı. Öte yandan, çeşitli yasal düzenlemelerle sendikal mevzuatlarda iyileştirmeler Hükümetlerimiz döneminde yapılmış ve yenilikçi politikalarımızın göstergesi olan bu değişiklikler her zaman yapılmaya da devam edecektir” açıklamasında bulundu. “Kamu personel yönetiminde çözülemeyeceği düşünülen çok sayıda konu çözüme kavuşturulmuştur” Bakan Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2002 yılından bu yana özellikle kamu görevlileri sendikacılığında son derece önemli değişikliklerin hayata geçirildiğine dikkati çekerek, şunları aktardı: “Bakanlığımızın sosyal devlet anlayışını temsil eden bir kurum olması ve çalışma hayatının en önemli paydaşları olarak gördüğümüz sendikalarımıza verdiğimiz önem doğrultusunda laf değil icraat üretme anlayışımızla her zaman olduğu gibi çalışmalarımıza kaldığı yerden devam edeceğiz. Hükümetlerimizce, kamu personel mevzuatında başta 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu olmak üzere, diğer alt mevzuatlarda ve ilgili diğer mevzuatlarda kamu personelimizin lehine çok sayıda değişikliklere imza atıldı. Geçmiş dönemlerde, kamu personel yönetiminde çözülemeyeceği düşünülen çok sayıda konu çözüme kavuşturulmuştur.” Memurların hafta sonu şehir dışına çıkış yasağı, toplu sözleşme yapamaması, kamuda başörtüsü yasağı gibi demokrasiyle bağdaşmayan çok sayıda uygulamanın ortadan kaldırıldığına vurgu yapan Işıkhan, “Cumhuriyetimizin 101. Yılını kutladığımız bu zamanlarda yukarıda saydığım reformları yerine getirmenin gururunu yaşadığımızı belirtmek isterim. Elbette, 22 yılı geride bırakan hükümetimizin kamu görevlilerimize ve kamu görevlileri içerisinde özellikle değinilmesi gereken dezavantajlı gruplara yönelik sağladığı ‘Engelli personel çalıştırma yükümlülüğü’ gibi kolaylıklara, imkanlara sizler her zaman şahit oldunuz” dedi. Bakan Işıkhan, çok sayıda hizmet ve sosyal diyalog mekanizmasının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yerinde ve zamanında uygulandığını belirterek, “Söz üreten değil, icraat üreten, vatandaş odaklı, demokratik ve sosyal devleti esas alan yönetim anlayışının temsilcisi olarak kamu çalışanlarımız için gelecekte yapacağımız hizmetlerin en sağlam teminatı başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükümetlerimizin geçmişte yapmış olduğu dönüşümlerdir” şeklinde konuştu. Toplantının ana çerçevesini oluşturan sosyal diyaloğun geliştirilmesi konusu, kamu görevlilerinin karşılaştığı genel nitelikli sorunlar bağlamında ele alındı. Işıkhan, ‘Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği’ temasıyla gerçekleştirilen KPDK Kasım ayı toplantısının hayırlı olmasını dileyerek, konuşmasının sonunda her zaman emeğin ve emekçinin sesi olmaya devam edeceklerini söyledi. Bakan Işıkhan’ın konuşmasının ardından, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen) Genel Başkanı Önder Kahveci ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Sekreteri Özgür Aras da söz alarak birer konuşma yaptı.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
26 Kasım 2024 Salı- 12:17
Bakan Işıkhan'dan asgari ücret açıklaması
2
25 Kasım 2024 Pazartesi- 15:13
Sanayide kış lastiği yoğunluğu: Fiyatlar 11 bin TL’den başlıyor
3
25 Kasım 2024 Pazartesi- 13:25
Dövizcilerden sahte dolar uyarısı
4
26 Kasım 2024 Salı- 09:18
Manisalı mahallenin Çinli komşu heyecanı
5
25 Kasım 2024 Pazartesi- 19:51
KARDEMİR’in büyük hissedarı Özbey oldu
21 Kasım 2024 Perşembe - 07:49
Çilek yetiştiriciliği projesiyle 20 dönüm alana 100 bin fide dikildi
Erzincan’ın Merkez ilçesine bağlı Tatlısu köyünde başlatılan çilek yetiştiriciliği projesiyle 20 dönüm alana 100 bin fide dikildi. Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’nun talimatlarıyla harekete geçen Erzincan İl Özel İdaresi ve Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü hazırlanan projeyi Erzincan İl Genel Meclisi’ne sundular. Erzincan İl Genel Meclisi’nin yüzde 75 destekle projeyi onaylamasının ardından Erzincan İl Özel İdaresi ve Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Tatlısu köyünde Çilek Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi Projesi’ni hayata geçirdiler. Hazırlanan projeye Tatlısu Köyü Muhtarı Mustafa Köse, çilek üreticileri Fikret Ateş ve Cevdet Kurt destek sağladılar. Erzincan Valiliği’nin himayesinde başlatılan proje kapsamında 20 dekarlık alana 100 bin adet çilek fidesi dikildi. Toprak hazırlığının yapılmasının ardından malçlama sistemi kullanılarak toprakla buluşan 100 bin çilek fidesi önümüzdeki yıldan itibaren meyve vermeye başlayacak.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 20:20
Gedik Piliç, Gastromasa Fuarı’nda
İSTANBUL (İHA) – Kanatlı sektörünün lider markalarından Gedik Piliç, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen 9. Gastromasa İstanbul Uluslararası Gastronomi Konferansında tavuk severlerle buluştu. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında köprü görevini sürdüren ve dünya gastronomi etkinlikleri içerisinde ilk iki sırada yer alan, bu yıl 9. kez düzenlenen Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı ve Fuarı, “Legacy & Menu / Miras & Menü” teması çerçevesinde İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Kanatlı sektörünün sevilen markası Gedik Piliç, Şef Rafet İnce tarafından hazırlanan özel menüsü ile fuarı ziyarete gelen iş ortakları, sektör profesyonelleri, gastronomi uzmanları ve öğrencilerini ağırladı. Gedik Piliç, satış, pazarlama ve üretim yöneticileri ile hazır bulunduğu fuarda, taze piliç ürünlerinin yanı sıra hazır yemek kategorisindeki yenilikçi ürünlerini de tanıttı. Mevcut ve potansiyel iş ortakları ile buluştuğu, katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği standda Şef Rafet İnce’nin Gedik Piliç ile hazırladığı menüden tatmak için uzun kuyruklar oluştu. Dünyaca ünlü şefler ile birlikte sektörünün en önemli yatırımcılarını, profesyonellerini, fikir önderlerini ve markalarını bir araya getiren etkinlikte, Gedik Piliç Gastromasa Hospitality konsepti kapsamındaki “Yiyecek ve İçecek Hizmetlerinde Gıda Güvenliği Standartlarının Önemi ve Müşteri Memnuniyeti” oturumuna da sponsor oldu. 2009 yılından bu yana her yıl İSO 500 listesine girmeyi başaran Gedik Piliç’in Gastromasa Gastronomi Konferansı ve Fuarı katılımıyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Yönetim Kurulu Üyesi Yağız Gedik, “Türkiye’nin ilk 500 listesinde olan yüzde 100 yerli sermayeli bir firma olarak, markamızı, ürünlerimizi, firmamızı dünyaya tanıtıp, potansiyel pazarlarla iş birliktelikleri oluşturmak, mevcut çalıştığımız pazarlarla ilişkilerimizi geliştirmek, yeni iş ortaklıkları ile kendimizi geliştirmek adına ulusal ve uluslararası sektörel etkinlikleri çok önemli buluyoruz. Bu nedenle Gastromasa gibi etkinliklerde hem sektör profesyonelleri hem de geleceğin gastronomi uzmanları olacak gençlerle bir araya gelmeyi çok önemsiyoruz. Bu etkinliklere, sadece firmamızı tanıtmak amacıyla değil, kendimizi geliştirmek adına sektördeki gelişmelerden haberdar olmak, inovatif çalışmaları ve ürünleri yakından izlemek, trendleri takip etmek amacıyla da çok önem veriyoruz” diye konuştu.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 19:04
İşçi konfederasyonlarından TBMM’de ortak açıklama
TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ genel başkanları ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyon Başkanı Vedat Bilgin ile TBMM’de görüştükten sonra ortak basın açıklaması yaptı. TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ genel başkanları TBMM’de, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyon Başkanı Vedat Bilgin ile görüştü. Görüşmenin ardından ortak basın açıklaması düzenlendi. Sağlık ve Çalışma Komisyonu olarak toplumun her kesiminden sorunlarla ilgili gelen talepleri değerlendirip bunların yasalaşması, sorunların çözülmesi konusunda çeşitli girişimlerde bulunduklarını ve adımlar attıklarını ifade eden Bilgin, “Bugün Türkiye içinde bulunduğu zor bir dönemden geçiyor. Ekonomide istikrarı sağlamak, enflasyonla mücadeleyi gerçekleştirmek için uygulanan bir program var. Ülkemizin uluslararası sistemle karşı karşıya bulunduğu sorunlar var. Fakat bütün bunları çözerken, bunlarla ilgili çözümler ortaya koyarken emeği çalışanları asla ihmal etmememiz gerektiğinin bilincindeyiz. Demokrasi, emeğin örgütlendiği, emeğin çalışma hukuklu çerçevesi içerisinde haklarının alındığı bir rejimdir. Ekonomik politikalar da sosyal politikalarla birlikte yürütüldüğü zaman başarılı olur. Toplumsal bakımdan kabul görür. Bu bakımdan ben ekonomik politikalarla sosyal politikaların paralel gitmesi gerektiğini savunan birisiyim” şeklinde konuştu. Son çeyrek asırdır görünmeyen bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya olduklarını belirten Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, “Biz taleplerimizi 130 gündür ülkenin değişik illerinde grevlerle, mitinglerle, iç durdurmalarla bunları sürdürdük. Hatırlarsınız bundan tam bir ay evvel Ankara’da Tandoğan Meydanı’nda 150 bin kişinin katıldığı bir miting yaptık. DİSK ülkenin değişik bölgelerine yaptı, Hak-İş ülkenin değişik bölgelerinde miting yaptı. Sorun şuydu, şimdi bizim vergiyle ilgili ana sıkıntılarımızdan bir tanesi; biz Ocak ayında aldığımız ücreti Aralık ayında almıyoruz. Maalesef biz 12 ay çalışıyoruz. İşçiler 2 ayını vergiye veriyor. Yani bunun kabul edilir bir tarafı yok. Geçmişte asgari ücretin 17 katıydı vergi dilimi. Şimdi maalesef baktığınız zaman 5 katı oluyor. Yani bu eski düzenlemeye gelse bile problemin en azından bir bölümünü halletmiş olacağız” diye konuştu. Taşeronların, staj mağdurlarının ve emeklilerin aldığı ücretlerden dolayı kendilerinden beklentilerinin olduğunu ifade eden Atalay, “Şu anda biz bugün burada bu basın toplantısını yaparken sabahleyin Çayıran’da 500 tane maden işçisi kendini madene kapattı. Sebep şu: Çayıran, Nallıhan, Beypazarı’nda öyle bir özelleştirme yapılıyor ki sanki o bölgenin bir tarafında dörtte ikisi, bir tarafında dörtte üçü şartnamenin ne olduğunu bilmiyor. Satılıyor. Burada işçi yok. Burada ailesi yok. Spor testleri satılıyor. Lojmanlar satılıyor. Bununla ilgili bugüne kadar yetkililerin tamamlanan bende ve yetkili sendikalarda görüştü. Şu ana kadar müspet bir cevap alamadık. Dört Aralık’ta ihale var. Arkadaşlarımız Sabahleyin kendilerini oraya kapattılar. Arkadaşlarımız müspet bir netice alana kadar oradan çıkmayacaklar” dedi. Kamu işçilerinin geçmişte ücretlerde öncü olduğunu vurgulayan Atalay, şu an ise bu enflasyondan dolayı kamu işçilerinin maaşlarının asgari ücret düzeyine düştüğünü dile getirdi. Konuşmasının devamında asgari ücret komisyonunun yapısı hakkında konuşan Atalay, “Şu anda gündemde şu asgari ücret var. Asgari ücretle ilgili kırk senedir görüşmeler devam ediyor. Kanunun gereğinde Türk-İş asgari ücretliyi temsil ediyor. 15 kişi var. Bugüne kadar dört kere imzalanmış. Otuz altı kere imzalanmamış. İşçiyle işveren beraber olduğu zaman istediği rakamı çıkarma imkanı var. İki dönemdir de asgari ücret tesis komisyonunun tamamı işçi oluyor. Bu dönemde ilk toplantılarını bugün Türk-İş’te yaptılar. Beş tane asgari üyemiz var. Bir tanesi sembolik olarak Türkçe Genel Başkan Yardımcısı ama dört tane arkadaşımız işçi. Onlar geçen dönem bize geldiler. Dediler ki yıl on sekiz bin lira olsun. Yılda iki kere olsun. Getirdiler önümüze koydular .Biz ülkeyi yöneltenin önüne koyduk. Dedik ki 18 bin lira olsun. Yılda iki kere olsun. Bunla ilgili bugüne kadar müspet hiç çalışma yapılmadı. Mitingde biz asgari ücretli, emekli ve taşeron arkadaşımıza söz verdik. Asgari ücret öyle bir noktaya geldi ki başta İMF olmak üzere uluslararası örgütler, sermaye kuruluşları bugüne kadar birçok kişi kurum tutar ve artış oranı açıklamadı. Burada bir algı operasyonu yürütülmekte. Enflasyonla mücadele için düşük asgari ücret gerektiği savunulmakta” diye konuştu. “Türkiye’deki temel mesele bir bölüşüm meselesi” Atalay’ın ardından açıklamasını gerçekleştiren DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Türkiye’de işçiler, emekçiler, ücretiyle geçinenler, emekliler, kadınlar, gençler çok ciddi bir geçim sıkıntısıyla karşı karşıya. Yüksek enflasyon, işsizlik, enflasyon karşısında alım gücümüzün her gün daha da fazla azaldığı bir süreci yaşıyoruz. Şunu öncelikle ifade etmek istiyorum ki hepimizin yaşadığı bu yoksullaşma Türkiye yoksullaştığı için gerçekleşmiyor. Türkiye’deki temel mesele bir bölüşüm meselesi. Hepimiz çalışıyoruz, üretiyoruz ancak ürettiğimiz değerin paylaşımında, bölüşümünde büyük bir adaletsizlik var. O nedenle DİSK olarak iki yılı aşkın bir süredir gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet mücadelesi veriyoruz” ifadelerini kullandı. “Türkiye’de vergilerin yüzde 66’sını dolaylı vergiler, yüzde 34’ünü doğrudan vergiler oluşturuyor” Sosyal devlette çalışanlar, güçsüzler, zayıflar, emeklilerin korunmak zorunda olduğunu belirten Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Türkiye’de gerçekten adaletsiz bir vergi sistemiyle karşı karşıyayız. Nereden bakarsanız bakan geçmişle kıyaslanmayacak kadar bir geriye gidiş söz konusu. Türkiye gelişiyor, Türkiye büyüyor, Türkiye her alanda önemli adımlar atıyor ama vergi konusunda geriye gittiğimiz ortada. Hem vergi dilimleri hem vergi konusundaki bugüne kadar karşılaştığımız zorlukları daha da genişleten bir aşamadayız. Türkiye’de bir orandan bahsetmek istersek Türkiye’de vergilerin yüzde 66’sını dolaylı vergiler oluşturuyor. Yüzde 34’ünü doğrudan vergiler oluşturuyor. Yüzde ikisini ise servetten vergiler. Ne yazık ki hala finanstan vergi alınamıyor. Hala mevduattan vergi çok düşük. Kamu özel ortaklığı konusunda ilk defa bazı vergiler alınmaya başlandı ama bunların hiçbirisi yeterli değil. Devlet yakaladığından vergi alıyor. En çok da çalışanlarımız, ücretlilerimiz bu konuda ciddi şekilde vergi veriyoruz” ifadelerini kullandı.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 18:01
MalatyaPark AVM 15. yılını coşkulu bir etkinlikle kutladı
Malatya’nın en önemli alışveriş merkezlerinden biri olan MalatyaPark AVM, 15. yıl dönümünü görkemli bir etkinlikle kutladı. Şehirdeki pek çok iş insanı, yatırımcı ve vatandaşların katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, hem geçmişe dair başarılar konuşuldu hem de geleceğe yönelik umut dolu mesajlar verildi. MalatyaPark AVM Genel Müdürü Coşkun Güvenç, etkinlikte yaptığı konuşmada, MalatyaPark’ın 15 yıl boyunca sürekli yenilikçi bir yaklaşım sergileyerek, şehre büyük bir değer kattığını vurguladı. Güvenç, “MalatyaPark AVM’yi, şehrimizin ihtiyaçları doğrultusunda sürekli yenileyerek, perakende sektöründeki dinamik gelişmeleri takip ediyor ve uyguluyoruz. Bugün burada hep birlikte 15. yılımızı kutlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Hepimizin katkılarıyla, Malatya’ya hizmet vermeye devam ediyoruz” dedi. Güvenç, AVM’de gerçekleştirilen çocuk, aile ve gençlere yönelik etkinlikler, fuarlar ve indirimli satış alanlarına da değindi. Bu tür etkinliklerle, ziyaretçilerin alışveriş deneyimlerini zenginleştirmeye çalıştıklarını söyleyen Güvenç, MalatyaPark’ın aynı zamanda şehrin sosyal hayatına katkı sağladığını belirtti. Güvenç, MalatyaPark Meydan projesinin de tamamlanmasıyla birlikte, AVM’nin sadece bir alışveriş merkezi değil, aynı zamanda şehre değer katan bir yaşam alanı haline geldiğini dile getirdi. Güvenç, son olarak MalatyaPark’ın başarılı yönetiminin, ekibin ortak çabaları ve Malatyalıların desteğiyle mümkün olduğunu belirterek, “Bu başarıda katkısı olan tüm arkadaşlarımıza ve özellikle Malatya Girişim Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Başdemir ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ediyorum.” dedi. “MalatyaPark, Malatyalıların evinin bir parçası oldu” Malatya Girişim Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Başdemir de etkinlikte yaptığı konuşmasında, MalatyaPark’ın önemine ve 15 yıllık sürecin ne kadar hızlı geçtiğine değindi. Başdemir, “MalatyaPark, sadece bir alışveriş merkezi değil, Malatya’nın sosyal ihtiyaçlarını karşılayan, 7’den 70’e herkesin keyifle alışveriş yaptığı, zaman geçirdiği önemli bir merkezdir. 15 yıl nasıl geçti hiç anlamadık, sanki dün gibi. Ama bu 15 yıl gerçekten uzun bir dönem, pek çok zorlukla karşılaştık ve hep birlikte bunları aştık” ifadelerine yer verdi. Başdemir, MalatyaPark’ın elde ettiği başarıları da gururla paylaşarak Avrupa’da “Yılın Alışveriş Merkezi” ödülünü kazandıklarını söyledi. Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen ziyaretçilerin Malatya’da böyle bir alışveriş merkezi olduğunu gördüklerinde şaşkınlıklarını ifade ettiklerini söyleyen Başdemir, “Bu ödüller ve övgüler, MalatyaPark’ın sadece şehirdeki değil, bölgedeki önemli bir marka haline geldiğinin de kanıtı” diye konuştu. 75 milyon liralık yeni yatırım Başdemir, MalatyaPark’ın geleceğine yönelik önemli bir müjde de verdi. 2025 yılında 75 milyon liralık bir yatırım ile alışveriş merkezinin daha da geliştirilmesinin planlandığını belirten Başdemir, “Önümüzdeki yıllarda, MalatyaPark’ı dünya trendlerine uygun şekilde dizayn edeceğiz. Amacımız, hem güvenlik hem de hijyen şartlarını en üst düzeye çıkarmak. Bu yatırımlar sayesinde, MalatyaPark daha da güçlenecek ve ziyaretçilere dünya standartlarında bir alışveriş deneyimi sunacak” şeklinde konuştu. MalatyaPark’ın deprem sürecindeki önemli rolü Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Başdemir, MalatyaPark’ın, 2023 yılında yaşanan büyük depremin ardından Malatya halkı için bir nefes alma noktası olduğunu da vurgulayarak, “MalatyaPark, deprem sırasında Malatyalıların güvenle sığındığı bir alan oldu. Zor zamanlarda halkımıza hizmet etmekten gurur duyduk. Hızla toparlanarak, Malatya’nın yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olduk” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından, MalatyaPark’ta faaliyet gösteren iş ortaklarına başarıları için plaketler takdim edildi. Törende, iş ortaklarının katkıları, uzun yıllar süren iş birliği ve başarıları takdirle karşılandı. Etkinlik, 15. yıl pastasının kesilmesiyle son buldu. Katılımcılar, pasta kesiminin ardından birlikte fotoğraflar çektirerek bu özel günü kutladı.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 17:34
Alanya İskele Çay Bahçesi hizmete açıldı
Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik’in göreve gelir gelmez vatandaşların ucuz fiyatlarla vakit geçirebileceği bir alan tasarlamak için hayata geçirdiği projesi İskele Çay Bahçesi hizmete açıldı. Açılışta konuşan Başkan Özçelik, “Göreve başladığımız günden bu yana halkımıza verdiğimiz sözleri bir bir tutuyoruz” dedi. Başkan Özçelik bir de müjde vererek iskelenin önümüzdeki günlerde halka açılacağını söyledi. Alanya Belediyesi’nin tamamen yenilediği ve vatandaşların kullanımına kazandırdığı Alanya Belediyesi Sosyal Tesisleri İskele Çay Bahçesi’nin açılışı gerçekleştirildi. Program, Alanya Müftüsü İhsan İlhan’ın açılış duasıyla başladı. Kurdele kesimi, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Başkan Özçelik, alanı dolduran vatandaşlara seslenerek yeni tesisin Alanya’ya hayırlı uğurlu olmasını diledi. Başkan Özçelik, “Seçim sürecinde verdiğimiz sözlerden bir tanesini yerine getirmenin gururunu ve keyfini yaşıyoruz. Göreve başladığımız günden bu yana, siz değerli halkımıza verdiğimiz sözleri bir bir tutuyoruz. Alanya’mızı daha yaşanılabilir, daha modern ve daha temiz bir şehir haline getirmek için hep beraber, tüm gücümüzle çalışıyoruz. Bu projemiz, yalnızca bir halk kafe açma projesinden ibaret değil. Kentimize ve sosyal hayata bir değer katmak istedik. Söz verdiğimiz gibi bunu yaparak bugün hizmete alıyoruz. Halkımızın bir araya geleceği, sohbet edeceği huzurlu bir ortam sağlamayı hedefledik. Çay bahçemizi, çocuklarımızın neşeyle oynayacağı, gençlerimizin sosyalleşeceği, büyüklerimizin keyifle sohbet edeceği bir ortam haline getirdik. Ekonomik, hijyenik ve kaliteli hizmet anlayışıyla, Alanya’mıza yakışır bir alan olarak tasarladık. Biliyoruz ki şehirleri güçlü kılan yalnızca binaları değil, o şehri birlikte inşa eden insanların mutluluğu, refahı ve keyifli zaman geçirmesidir” dedi. "Halk kart uygulaması 1 Ocak’ta başlıyor" İskele Çay Bahçesi’nin yeni kurulan İşletme ve İştirakler Müdürlüğü bünyesinde hizmet vereceğini belirten Başkan Özçelik, “Bu mekan 300 metrekaresi kapalı, bin metrekaresi açık alan olarak tasarlanmıştır. Aynı anda 500 vatandaşımıza hizmet verebilecek kapasitededir. Henüz işlemi bitmemiş olan, daha önce hepimizin bildiği çarpışan arabaların bulunduğu bölüme de imalatımız yakın zamanda başlayacaktır. Burayı da çocuk parkı ve oturma alanı haline getireceğiz. Burayı da tesisimize ilave ettiğimizde, hizmet edeceğimiz kişi sayısı yaklaşık 750’ye ulaşacaktır. Seçim döneminde bir söz vermiştik: Halk kart uygulamasını başlatarak, ikametgahı Alanya’da olan vatandaşlarımıza, Alanya’da yaşamanın keyfinin yanında bunun avantajını da sunacağız demiştik. Bu halk kafede halk kart uygulamamızı, 1 Ocak itibarıyla devreye alacağız. 1 Ocak’a kadar fiyatlarımız halk kart fiyatları olup, 1 Ocak’tan itibaren kartıyla gelen vatandaşlarımız bu fiyatlarla hizmet almaya, ürün almaya ve bu mekanın keyfini çıkarmaya devam edecek. Belediyemizin mobil uygulaması üzerinden kayıt yapılacak ve tesislerimizden halkımız yararlanabilecek” diye konuştu. "Bu projelerimizle hepimiz gülmeye başladık" Başkan Özçelik sözlerine şöyle devam etti: “Alanya’mız hepimizin bildiği üzere üniversite şehri haline geldi ve biz üniversite öğrencilerimizi de unutmadık. Onlara başka şehirlerde ikametgah şartı getiriliyor ancak biz, üniversite öğrencilerimizin de Alanya’ya olan katkısını bildiğimiz için ikametgahları Alanya’daymış gibi muamele yaparak, onların da bu tesislerden uygun fiyatlarla yararlanmasını sağlıyoruz. Bu indirimlerden yararlanacaklar. Belediye olarak, kent kimliğimizi yansıtan bu özel mekanı, modern bir yaklaşımla sizlere sunarken, Alanya’mıza yakışır bir sosyal alan oluşturmanın gururunu yaşıyoruz. Bu projede emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma ve bizi her zaman motive eden sevgili hemşehrilerimize teşekkür ediyorum. Buranın keyfini hep birlikte çıkarmayı diliyorum. Belediye Başkan adayı olurken, seçim çalışmaları sırasında hedeflerimden birisini şöyle ifade etmiştim: ‘Biz, zaman içinde Alanya’daki asık suratların tamamını gidereceğiz’ Bu projemizle birlikte gülmeye başladık.” İskele halka açılıyor Konuşmasının sonunda bir de müjde veren Başkan Özçelik, “Geçmişte Alanya’nın bildiği, geçmişte Alanyalıların keyifle dolaştığı mekanları tekrar halkımıza kazandırmak üzere çalışıyoruz. Bunlardan bir tanesi de belirli günlerde belirli şartları sağlamak kaydıyla, önümüzdeki günlerde Alanya İskelesi’ni sizlere açacağız. Resmî kurumlarla görüşmelerimiz tamamlandı ve gerekli izinleri aldık. Bu izinlerde bize katkısı ve faydası olan kurumların hepsine teşekkür ediyorum. Sayın Kaymakam Bey’e de buradan ayrıca teşekkür ediyorum. Önümüzdeki günlerde, uygun olduğu ve prosedürlerin tamamlandığı bir gün, iskelenin keyfini çıkarmanız için sizi davet edeceğiz. Bununla birlikte artık iskelemiz Alanya halkına açık olacaktır. Alanya’nın eski çay bahçesi mekanının keyfini hep birlikte çıkaralım. Hepinize teşekkür ederim” dedi. Açılışa, Kaymakam Fatih Ürkmezer, Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, CHP Parti Meclisi Üyesi Şengül Yeşildal, Belediye Başkan Yardımcıları, Belediye Meclis Üyeleri, oda, dernek ve STK Başkanları, siyasi partilerin temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Açılışa özel vatandaşlara çay ve limonata ikram edildi.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:47
Halk Ekmek Şehzadeler’de de hizmete başladı
Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal belediyecilik hizmetleri arasında yer alan Halk Ekmek uygulaması, Şehzadeler ilçesinde de vatandaşlara hizmete başladı. Bugüne kadar yaklaşık 500 bin ekmeği vatandaşlarla buluşturduklarını söyleyen Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, “Halk ekmek büfelerini en kısa sürede Manisa’nın 17 ilçesine taşıyacağız” dedi. Manisa Büyükşehir Belediyesi sosyal belediyecilik hizmetleri kapsamındaki halk ekmek büfesi sayısını arttırdı. Pilot bölge olarak Yunusemre ilçesinde başlayan uygulama Şehzadeler ilçesinde de vatandaşlara hizmete başladı. Şehzadeler ilçesi Kazım Karabekir Mahallesi’ndeki Halk ekmek büfesinde ilk satışları Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek gerçekleştirdi. Başkan Zeyrek: “28 Noktada Uygun Fiyatlı Ekmek Sunuyoruz” Yunusemre ve Şehzadeler ilçesinde 28 noktada vatandaşlara sağlıklı ve uygun fiyatlı ekmeği sunmanın mutluluğunu yaşadığını söyleyen Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, “En kısa sürede 17 ilçemizde hayata geçecek olan halk ekmek büfeleri, Yunusemre ve Şehzadeler ilçelerimizde bugün itibariyle tamamlanmış oldu. 13 farklı fırından temin ettiğimiz sıcak ve lezzetti ekmeği halkımıza sunuyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 500 bin ekmeği halkımızla buluşturduk. Halk büfelerinde kadın girişimcilerin önünü açmak, ekonomik hayatlarına katkı sağlayabilmek için kadınlarımızla birlikte çalışıyoruz. Ülkenin her yerinde yıllardır olan bu hizmetten Manisa geri kalmıştı. Halk ekmek büfelerini en kısa sürede Manisa’nın 17 ilçesine taşıyacağız” dedi. “Projelerimizi arttıracağız” Başkan Zeyrek Ekonomik krizin ağırlaştığı bugünlerde vatandaşların sesini duymak, dertlerini dinlemek gerektiğini söyledi. Başkan Zeyrek, “Halk ekmek, halk mandıra, kent lokantası gibi sosyal belediyecilik hizmetleri ekonomik anlamda bir nebze olsun hayatlara dokunan projelerdir. Bu tür projelerin sayısını arttıracağız. Halkımızın parasını halkımıza harcayacağız. Her yerde söylüyorum, tekrar söylüyorum, açtığımız halk ekmek büfelerinin parası benim cebimden çıkmıyor. Hepimizin vergileri ile devletimizin bize emanet ettiği paralardır. Biz bu emaneti halkımızın isteği doğrultusunda harcayacağız. Kendilerine soruyoruz, danışıyoruz, ihtiyaçlarını kendileriyle belirliyoruz. Belirlenen noktalarda da halk ekmek büfelerini mahallemizle buluşturmuş olduk” diye konuştu. Muhtar Aydın: “Bu hizmetlere susamıştık” Halk ekmek uygulamasının güzel bir hizmet olduğunu söyleyen Kazım Karabekir Mahalle Muhtarı Tekin Aydın, “Mahalle nüfusunun çoğu açlık sınırı altında olan insanlar. Böyle bir hizmetin bizlere daha önce yapılması gerekiyordu. Şu anda bu hizmetlerin yapılması çok güzel. Vatandalar artık 3 ekmek alacağına 4 ekmek alıyor. Aileler kalabalık. Başkanımıza teşekkür ediyoruz, bu tür hizmetlerin devamını dileriz. Bu hizmetlere susamıştık. Hem fırınlar kazanıyor hem de halk kazanıyor. Yakın zamanda seçimler oldu, başkanımızla 5-6 kez görüştük. Randevu sistemi yok, görüşme sıkıntımız yok. Böyle bir başkan velinimettir. Hasret kaldık bunlara. 10 sene muhtarlık yaptım, doğru düzgün başkanla görüşemedim. Sağ olsun Ferdi Zeyrek başkanımız mahallemize geliyor” dedi. Ahmet Bedevi Mahallesi Muhtarı Turan Şahin ise, “Ben 3 dönemdir muhtarım. Seçim olalı yaklaşık 8 ay oldu. Bugün 8’inci kez başkanımızla görüşüyorum. Benim mahallemde şu an alt yapı çalışmaları var. Halk ekmek büfesinin açıldı. Biz taleplerimizi başkan beye iletiyoruz. Başkanımız bu talepleri yerine getirecektir. Bu yapılan hizmetler vatandaşlar için birer nimettir” diye konuştu. Halk ekmek büfesinde ekmek satışını gerçekleştiren Melisa Vural, Şehzadeler ilçesinde açılan halk ekmek büfesinden vatandaşların memnun olduğunu söyledi. Vural, “Fırınlarda satılan ekmek fiyatlarına göre burası daha uygun olduğu için herkes memnun. Başkanımıza teşekkür ediyoruz” dedi. Mahalle sakinlerinden Garibe Vural ise yapılan hizmetten dolayı Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e teşekkürlerini iletti. Vural, “Bu fiyat ekonomimiz için iyi oldu. Halkımız için güzel bir destek oldu” dedi.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:41
Fındık fiyatı serbest piyasada 125, Tarım Kredi’de 140, raflarda ise 500 lira
Giresun’da serbest piyasada 125 lira olan 50 randıman fındık alım fiyatı, Tarım Kredi Kooperatifi’nde ise 140 lira olarak belirlendi. Giresun’da serbest piyasada fındık uzun zamandır fiyat istikrarını korurken, Tarım Kredi Kooperatifi ise 50 randıman Giresun kalite fındık alım fiyatını 140 TL olarak belirledi. Tarım Kredi Kooperatifi’nin fiyat politikasının serbest piyasayı etkilemeyeceğini ileri süren fındık tüccarı İsmail Kankaya, “Şu anda 50 randıman 122 liradan işlem görürken, her randıman üzerine fiyat konuluyor. Giresun’da ortalama 52 randıman fındık fiyatı 125 liradan alınırken, 53 randıman ise 130 liraya kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla randımanına göre fiyat verilmektedir. Uzun zamandır fiyat istikrarını koruyan fındıkta bu aralar düşüş yaşandığını söyleyebiliriz" dedi. "Yılbaşından sonra fiyatlar yükselebilir" Yılbaşından sonra fındık fiyatlarında yukarı yönle hareketlenme olabileceğini ifade eden Kankaya, “Üretici biraz sabırlı olursa yılbaşından sonrasını beklemesini önerebiliriz. Çünkü fındık fiyatlarının yılbaşından sonra yükselebileceğini söyleyebiliriz. O da neden; iklimine göre hava şartları etkili olacaktır. Malum kış mevsiminde havaların sıcak gitmesi ve fındıkların erken açması rekolteyi olumsuz etkileyecektir. Diğer bir etken ise Karadeniz Bölgesi’ni etkisi altına alan kahverengi kokarca tehlikesidir. Bu yıl Giresun’da da yoğun olarak görülmeye başlandı. Bütün bunların yeni sezon rekoltesine etkisi olacaktır. Yeni sezona göre de yılbaşından sonra fındık fiyatına yansıyacaktır” diye konuştu. "Tarım Kredi fiyatı serbest piyasayı etkilemez" Tarım Kredi Kooperatifi fiyatının serbest piyasayı etkilemeyeceğini söyleyen Kankaya, “Tarım Kredi’nin yeni fındık alım fiyatı politikası serbest piyasada çok bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Tarım Kredi kendine üye olan üreticilerin, alışveriş yapanların ürününü alıyor. Diğerlerinin ürününü almıyor. Ayrıca parasını peşin vermiyor ve açıkladığı fiyattan vergi de düşüyor. Serbest piyasada ise net fiyatlardır. Dolayısıyla hesaplandığında serbest piyasa ile aynı seviyelere gelmektedir” şeklinde konuştu. Öte yandan serbest piyasada kabuklu olarak 125 liradan işlem gören fındık, raflarda ise kavrulmuş ve paketlenmiş olarak 500 liradan satılıyor.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:15
Uluslararası logitrans Transport Lojistik Fuarı İstanbul’da kapılarını açtı
Lojistik sektörünün geleceğini şekillendirecek yenilikçi teknolojiler ve endüstriyel çözümleri bir araya getiren Uluslararası logitrans Transport Lojistik Fuar, İstanbul’da kapılarını açtı. Lojistik sektörü, transit taşımacılığın gelişimiyle Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak en önemli sektörlerin başında geliyor. Avrasya’nın en büyük lojistik fuarlarından olan Uluslararası logitrans Transport Lojistik Fuarı, İstanbul Dr. Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde 17’nci kez kapılarını açtı. 20- 22 Kasım tarihleri arasında kadar açık olacak fuarın ülkede tanıtımı yapıldı. 50’den fazla ülkeden katılımın gerçekleştiği fuarı birinci gün yoğunluğu dikkat çekti. Fuar, Transport Lojistik Münih, Transport Lojistik Çin, Transport Lojistik Amerika, Transport Lojistik Hindistan ve diğer uluslararası fuarlarla aynı kümede yer alıyor. Fuarın odak noktalarının lojistiğin geleceğini şekillendirecek yeni teknolojiler ve endüstriyel çözümler. Lojistik sektörünün 2025 ve 2026 yılında jeopolitik gelişmelerden etkileneceği çok net olduğunu belirten Arkas Holding Lojistik Grubu Başkanı Onur Göçmez, sektörün farklı pazarlara açılmasının önemli olduğun belirtti. Göçmez, “Bizim 5 yıldır, belirlediğimiz noktalarımız vardı bu noktalara ofislerimizi açtık. Hindistan, Mısır, Polonya ve Amerika’da şirketlerimiz var. Lojistik sektörünün her zaman problemi brüt kar problemi olmuştur. Lojistik olmazsa pandemiden çıkamazdık. Ama her zaman yaşanan sorun brüt kar problemidir. Brüt kar problemi olduğu zamanda yatırımlarınızı yapamazsınız. Şu anda bu problemi çok ciddi yaşıyoruz. Biz bu sorunu farklı farklı sektörlerle, hizmet şekilleriyle bunu ortadan kaldırmak için mücadele veriyoruz. Lojistik sektörünün 2025 ve 2026 yılında jeopolitik gelişmelerden etkileneceği çok net. O yüzden lojistik sektörü olarak farklı pazarlar arayışına itiyor. O yüzden lojistik sektörü dar pazarlardan çıkarak müşterileri büyütüp, farklı pazarlara itiyor. Dar pazarda kalmakta bir tercih. Fakat dar alandan çıkıp farklı pazarlara yatırım yapmakta başka bir tercih. Evet, pandemi lojistik sektörünü iyi bir yere getirdi. Şu an ise normalleşme aşamasında. Normalleşme aşamasında ise dış etkenler çok fazla zarar verdi. Örneğin Süveyş Kanalı, limanlardaki beklemeler, Ortadoğu’da oluşan karmaşıklık ve Ukrayna-Rusya savaşı. Bu sorunlar trafiklerin kesintiye uğramasına neden oldu. Çin’den Rusya üzerinden giden Sibirya hattı vardı ciddi bir problem yaşadı. Bunun yansıması navlunlara ve sınır kapılarındaki yoğunluğa sebep verdi. 2024 bu şekilde zor bir dönemde geçti. Türkiye’de faizlerin düşme umudu insanları yatırıma yöneltiyor. O yüzden 2025’in ikinci yarısında normalleşmeye geçebileceğimizi öngörüyorum” dedi. “Rüzgar gülü ve lokomotiflere 100 milyon dolara yakın ekipman yatırımı yaptık” Yenilenebilir enerji yatırımlarından bahseden Göçmez, Türkiye’nin alternatif enerji boyutunda en büyük 5 üretici konumunda olduğunu belirtti. Göçmez, ’’Şirketimiz global lojistik hizmet sunan bir organizasyona doğru ilerliyor. Bu sebeple 2023 yılında planladığımız stratejilerimizin çıktılarını almaya başladık. 2025 yılını bir yatırım yılı ve büyüme yılı olarak görüyoruz. Yatırımlarımızı lokomotif yatırım olarak görüyoruz. Yeni 5 tane lokomotifimiz geliyor. Türkiye içerisinde müşterilerimize direkt demiryolu hizmeti sunacağız. Bununla alakalı kontratlar yapmaya başladık. Karada ve denizde ciddi bir potansiyeli var. Rüzgar gülü taşıma lojistiği alanında yatırımlar yaptık. Toplamda hem rüzgar gülü hemde lokomotifler olarak 100 milyon dolara yakın ekipman yatırım yaptık. İki tane yeni şirketimiz var; Arkas Rail ve Arkas Heavy. Arkas Rail demiryolu hizmeti verecek. Arkas Heavy ise rüzgar gülü ve lojistik hizmeti verecek. Ayrıca kurulum, taşıma ve vinç hizmeti verecek. Diğer şirketlerimizde büyümeye devam edecek. 2025 ve 2026’yı iki yıllık bir planlama olarak düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 15:53
BUYSAD’dan asgari ücrette sürdürülebilirlik vurgusu
Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yılmaz, 2025 yılı asgari ücret görüşmelerinin devam ederken, yeni ücretin tüm tarafları memnun edecek ve sürdürülebilir düzeyde belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Endüstriyel yemek sektöründe işçilik giderlerinin toplam maliyetin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturduğunu ifade eden Hakkı Yılmaz, asgari ücretin yıllık enflasyon oranının çok üzerinde belirlenmesi durumunda sektör maliyetlerinin hızla artacağını belirtti. Yılmaz, “Personel giderlerimizin toplam maliyetimizin yüzde 30’unu aşması, zaten zor şartlarda ayakta duran sektörümüz için zarar anlamına gelir. Bu zarar ise kaçınılmaz olarak yemek fiyatlarına yansır ve enflasyon üzerinde olumsuz bir etki oluşturur. Dolayısıyla asgari ücret belirlenirken enflasyonu tetiklemesinin önüne geçmek kritik bir önem taşıyor” dedi. "Asgari ücretin üzerinde ücretlendirme sağlıyoruz" Sektörde yeni işe başlayan kalifiye olmayan personelin dahi asgari ücretin en az yüzde 10 üzerinde ücretlendirildiğini ifade eden Yılmaz, kalifiye elemanlara ise asgari ücretin 2-3 katı maaş ödendiğini belirtti. Yeni yılda personel zamlarının, asgari ücret artış oranı baz alınarak yapıldığını hatırlatan Yılmaz, “Emek yoğun sektörlerde bu durum geneldir. Asgari ücretle çalışanların mağdur olmasını istemiyoruz. Ancak piyasa gerçeklerinin üzerinde bir artış yapılması halinde, bir süredir dengelenmeye başlayan piyasada enflasyon yeniden tetiklenebilir ve bu kimseye fayda sağlamaz. Makul bir oranda anlaşma sağlanmasını umut ediyoruz” şeklinde konuştu. "İşveren maliyetleri azaltılmalı" Türkiye’de işverenlerin istihdam ettiği çalışanlar için gelir vergisi, SGK primi ve stopaj gibi ilave maliyetler üstlendiğine dikkat çeken Yılmaz, bugün asgari ücretle çalışan bir kişinin eline 17 bin lira geçtiğini, ancak işverenin cebinden toplam 23 bin 500 lira çıktığını söyledi. Yılmaz, “Emek yoğun sektörler için işveren maliyetlerinin azaltılması veya sübvanse edilmesi gerektiği yönündeki beklentimizi dile getiriyoruz” dedi.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 15:51
Sinop’ta balık boyu denetimleri: 5 ton balığa el konuldu
Sinop İl Tarım ve Orman Müdürlüğü görevlilerince bu yıl yapılan balık boyu denetimlerinde yaklaşık 5 ton istavrit balığına el konuldu, 5 idari para cezası uygulandı. Sinop İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Görevlilerimizce su ürünleri kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir balıkçılık faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla denetimlerimiz aralıksız sürdürülüyor. İlimizde küçük boy balık avcılığının önlenmesi için sahil şeridinde ve balıkçı barınaklarında kapsamlı kontroller gerçekleştiriliyor. Su Ürünleri Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde yasal boy sınırının altında avlanan balıklar titizlikle inceleniyor. Bu kapsamda 2023 yılında yapılan denetimlerde 3 adet idari para cezası uygulanmış, mevzuata aykırı boy sınırının altına bulunan 20 bin kg hamsi ve 7 kg istavrit balığına el konulmuştur. 2024 yılında yapılan denetimlerde ise 5 adet idari para cezası uygulanmış, mevzuata aykırı boy sınırının altına bulunan 4 bin 950 kg istavrit ve 10 kg kalkan balığına el konulmuştur. Su ürünleri kaynaklarının korunması için tüm balıkçı emekçilerimizin ve vatandaşlarımızın desteği büyük önem taşımaktadır” denildi.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 15:29
GTB fotoğraf yarışmalarında final için geri sayım başladı
Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) tarafından düzenlenen ve şehri farklı açılardan keşfetmeye davet eden "Gaziantep’te Hasat Mevsimi" ile "Kadim Şehir Gaziantep" fotoğraf yarışmalarında final için geri sayım başladı. 25 Kasım 2024 tarihine kadar başvuruların kabul edildiği yarışmalar, amatör ve profesyonel fotoğraf tutkunlarına Gaziantep’in tarımsal zenginliğini ve eşsiz kültürünü kadrajlarında ölümsüzleştirme fırsatı sunuyor. GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, fotoğraf yarışmalarıyla ilgili yaptığı açıklamada, başvurular için artık son aşamaya gelindiğini ifade ederek, fotoğraf severlerin yarışmalara GTB’nin resmi web sitesi üzerinden katılım sağlayabileceklerini söyledi. Amaçlarının Gaziantep’in derin tarihini, tarımsal zenginliklerini ve kültürel mirasını tanıtmak olduğunu aktaran Akıncı, her iki yarışmada da aranan en önemli şartın eserlerin Gaziantep il sınırları içerisinde çekilmiş olması olduğunu dile getirdi. “Gaziantep’te hasat mevsimi” Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen “Gaziantep’te Hasat Mevsimi” temalı fotoğraf yarışması ile ilgili bilgiler veren Akıncı, “Büyük ilgi gören yarışmamızdaki en temel hedefimiz, Gaziantep’in tarımsal zenginliklerini ve geleneksel üretim metotlarını fotoğraflarla geleceğe taşımak” dedi. Hasat mevsimi temasında yer alan her bir fotoğraf karesinin, toprağın diliyle konuşan, tüm hasatların arkasındaki emek ve doğanın sunduğu gözler önüne seren birer sanat eseri olduğunu aktaran Akıncı, yarışmacılardan Gaziantep’in kırsal yaşamının samimi ve doğal yönlerini yakalayarak, şehre özgü tarımsal mirası gözler önüne sermelerini istedi. “Kadim şehir Gaziantep: Zamanın ötesine yolculuk” Bu yıl ilkini düzenledikleri “Kadim Şehir Gaziantep” fotoğraf yarışmasının ise, fotoğraf severleri şehri zamansız bir bakış açısıyla keşfetmeye davet ettiğini vurgulayan Akıncı, “Gazi şehrimizin tarihi sokaklarından, zarif mimarisine, kadim kültüründen, el sanatlarına ve günlük yaşamına kadar her detayı, yarışmacılarımıza birer sanatsal yolculuk vaat etmekte. Bu yarışmayı, şehrin görsel hafızasını yakalamak ve tarihi dokusunu geleceğe taşımak adına bir fırsat olarak görüyoruz” diye konuştu. “Başvuru süreci ve ödüller” Eser kabullerine 24 Haziran 2024 tarihinden itibaren başlanılan her iki fotoğraf yarışmasına, son başvurular 25 Kasım 2024 tarihine kadar GTB’nin resmi web sitesi üzerinden yapılabilecek. Posta yoluyla başvurular kabul edilmeyecek. Seçici kurulun belirleyeceği dereceye giren eserler, iki farklı kategoride tam, yarım ve çeyrek altınla ödüllendirilerek, sergilemeye hak kazanan eser sahiplerine ise plaket verilecek.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 15:23
Özçelik- İş Sendikası Genel Başkanı Değirmenci: “KARDEMİR’de ne hak ediyorsak onu almak istiyoruz"
Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, örgütlü oldukları KARDEMİR’de toplu sözleşme görüşmelerin yakında başlayacağını ifade ederek, "Biz ne hak ediyorsak onu almak istiyoruz" dedi. İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan Özçelik - İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, bakanlığa yetki süreci başvurusunu tamamladıklarını ve Karabük’teki işçilerin kendilerinden neler beklediklerinin de farkında olduğunu kaydetti. Genel Başkan Değirmenci, “Toplu sözleşme bir bütün. İnşallah yetki sürecine girdik. Karabük Şube Başkanımız Kenan Yılmaz başkanlığında üyelerimizin taleplerini arkadaşlar toparlıyorlar. Genel merkezimize gelecek ve genel merkezimizle beraber toplu sözleşme taslağımızı hazırlayıp işverene sunacağız. Süreci başlatmış bulunuyoruz. Çünkü bakanlığa yetki süreci müracaatını tamamlamış olduk. Tabii Kardemir işçisinin bu hayat pahalılığında sendikasından neler beklediğinin farkındayız. Özellikle demir çelik sektörü dediğimiz de, ülkenin en ağır iş kolunda çalışan üyelerimizin hayat pahalılığına karşı korunması yönünde sendikasından bu toplu sözleşmeden beklentilerin de farkındayız. Dolayısıyla işverenle günün koşullarını, Kardemir’in durumunu, üyelerimizin beklentilerini dikkate alarak temsilcilerimizle, şubemizle, genel merkezimizle ortaklaşa yapacağımız çalışma sonucunda fevkalade mutlu edecek bir toplu sözleşmeyi üyelerimize hediye etmek istiyorum. Bununla ilgili bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda arkadaşlarımızı hiç mahcup etmedik. Bu toplu iş sözleşmede de mahcup etmeyeceğiz inşallah" dedi. Ücret konusunda Kardemir işçilerinin diğer kurumlardaki işçilerin gerisinde kaldığını belirten Değirmenci, "Kardemir kar ettiğinde de biz çalışanlarıyla kar etti, zarar ettiği ortada, bizimle beraber zarar etti. O zaman bizim suçumuz yok. Çalışanlar olarak biz yedi buçuk saatlik emeğimizi, verimli bir şekilde harcıyoruz. Yönetim şeklimi, üretim şekli mi? Talepler mi? Ben bunları bilemem. Kimsenin işine karıştığım da yok. Ama orada emeğini satan, pazarlayan işçinin zararda hayatta katkısı olmaz. Dolayısıyla biz Kardemir’in tabii ki ekonomik durumunu ciddiye alırız, dikkate alırız. Ama bu bizim emeğimizin karşılığını ucuzlatacak anlamına gelmesin. Biz ne hak ediyorsak onu almak istiyoruz. Zararla ilgili çözümü arayanlar biz değiliz. Biz olmamamız lazım. Yönetim tarafı olması lazım. Yönetim daha bu zararın nedenlerini niçinlerini araştırıyordu. Önümüzdeki 2025 yılında demir çelik sektöründe bir rahatlama ve pazarın genişleyeceğini düşünüyoruz hep beraber. O zaman bu zararlar telafi edilir. Kaldı ki işletmelerin iş yerlerinde yılın sonuna bakılır. Altını çizdiğinizde kar mı ediyorsunuz, zarar mı ediyorsunuz? O zaman belli olur. Üç çeyrekte zarar eden Kardemir’in dördüncü çeyrekte toparlanmayacağını düşünmek mümkün değil. Belki de toparlayacak. 2025 yılında daha ümitli gireceğiz belki. Zaten bu toplu sözleşmemiz de 2025-2026 dönemini kapsayacak. Dolayısıyla biz önümüzdeki sürece göre çalışanların beklentilerini, geçim şartlarını, huzuru, sağlığı, refahı, çalışma esnasındaki huzurlu çalışmaları dikkate alarak toplu sözleşme görüşmelerine başlar ve sonuçlandırırız. Dolayısıyla bu zarar noktasında bizim gerçekten yapacağımız bir şey yok” dedi. “Babadan oğul konusu da masada olacak” Değirmenci, babadan oğula konusundaki alımlarla ilgili de açıklama yaparak, “ Fabrika yönetimiyle yaptıkları geçmişteki görüşmelerde babadan oğula sistemini hayata geçirelim ve ayniyat duygusu oluşmuş, evinde çalışanının yanında büyümüş evlatlarımız oraya alalım diye bir mutabakatımız var idi. Bu bir dönem uygulandı. Şimdi sayıları bildiğim kadarıyla 70-80 civarında olan bir grup var. Ben yönetime de söyledim. Bundan sonraki görüşmemizi de söyleyeceğim. Bir sefere daha mahsus bu arkadaşlarımızın çocuklarının Kardemir’e alalım, sonrasında bu meseleyi kapatarak hakkaniyetli bir işçi alım süreci devam etsin. Zaten öyle devam ediyor. Üyelerimizin bizden beklentileri var. Ben yönetimden aldığım olumlu havayı üyelerimize ilettim. Merak etmeyin, sizin sorunlarınız yıl başından önce çözülecek diye. Bu toplu sözleşme görüşmelerinde bir sefere mahsus bu bekleyen arkadaşlarımızın çocuklarını Kardemir’e işe başlatmamız lazım. Bununla ilgili de görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah bir sorun olacağız düşünüyorum. Şimdi Kardemir’de bana göre bir problem var. Yönetim Kurulu Başkanımıza da ilettim bunu. Bir tarafta fazla mesaili çalışma var. Bir taraf fazla işçi var. Bu işletmelerin yapacağı iş organizasyonunda, planlamasında eksik yere fazla yerden kaydırarak bir denge sağlanması lazım. O zaman eksik ortaya çıkıp ona göre personel alınması lazım. Tabii ki eksik var. Ama bir tarafta fazlalık var. İşte bu dengesizliği önce içimizde çözmemiz lazım. Ben yönetim kurulu başkanımıza yetmiştim. Çok tecrübeli alanında yeterli bir genel müdürümüz iş başına geldi. Demir çelik sektöründe yıllarını eksiltmiş bir arkadaşımız orada genel müdür. Ona da söyledim. Siz planlamanızı bir yapın eksik yerlere fazla yerlerden aktarım yapın. Bir denge sağlansın. Ondan sonra eksik eleman ortaya çıkacak. Ve ondan sonra işçi alınması lazım. Eksik eleman buna rağmen çıkacak, ben inanıyorum" "Hem çalışanların çocuklarını hem de orada vagon boşaltma dahil 70 -80 tane yıllardır ağır işlerde çalışan taşeron işçi arkadaşlarımız var. Bunların da bizden ve yönetimden beklentisi var" diye devam eden Genel Başkan Değirmenci, "Bunların da kadroya alınmasıyla birlikte nereden baksan yüz elli civarında elemanı aldık. Bir 150 daha alsanız altı yüzü tamamlarsınız. Ve devletimizin büyüğüne karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz. Kardemir’in de işi eksikliğini gidermiş oluruz. Aksi halde yaş ortalaması ilerledikçe o fazla çalışan arkadaşlarımızda iş kazası bitti artar, hastalık artar. Yorgunluk başka felaketleri getirir. Yoksa işçi fazla mesai yapmakla çok fazla ücret alacağını ben biliyorum. Herkes biliyor. Ama ücret çözüm değil ki. Sağlık ve verimlilik önemlidir. Dolayısıyla bu konuda da görüşümüzü belirttik. Önümüzdeki süreçte bunu da tekrar değerlendireceğiz inşallah” diye konuştu. “Karabük’e yakışır bir şube binası inaa edeceğiz” ‘Karabük benim göz bebeğim, ciğerim, canım’ diyen Genel Başkan Değirmenci, “Kendi öz malımızla sendikacılık yapar hale geldik. Genel Merkez binası, İskenderun şube binası, konuk evini yaptık, şubelerin bütün dairelerini aldık, elhamdülillah. Bu işler zor ve riskli işler. Herkesin hakikaten bize destek olunup, sahip çıkılması gereken bir iş bu iş. Karabük bizim gözbebeğimiz. Sendikamızın kurulduğu yer. Her ne kadar orada ileri geri konuşanlar olsa da biz onlara kulağımızı tıkadık, işimize bakıyoruz. Karabük’e kurulmuş bir sendikaya yakışır bir şube binasını Karabük’e ve Karabük emekçilerine hediye etmek benim boynumun borcu. Biz düğmeye basıp binamızı yıktık. Belediye ile ilgili işlemlerimizi tamamladık. Zemin etüt çalışmasını yerine getirdik. Şimdi proje aşamasındayız. İnşallah 8 katlı koskoca devasa bir eseri yapmak için yola çıktık. Ankara Üniversitesi’nden bu konuda Türkiye’de uzman birkaç arkadaş üzerinden projemizi çizdirmeyi hedefliyoruz. Projeyi çizdikten sonra o bizim proje namusumuz. O projeyi biz kısa zamanda tamamladıktan sonra teklifler toplayacağız. Başta Karabük’te kendine güvenen öz sermayesi olan burayı yapabileceğine kendinde emin bir vasıf gören bütün müteahhit arkadaşlarımızdan teklif toplayacağız. Belki başka şehirlerden de çıkacak. Ama buradaki ölçümüz iki tane. Bir kaliteli bir binayı güvenli bir müteahhitte yaptık. İki, tabii ki ucuza yaptırmak. Kaliteli bir binayı daha uygun ekonomik bir fiyata kim teklif ederse ona yaptırmak. Burada sendikamız çok açık ve şeffaf aleni herkesin huzurunda herkesin bildiği şekilde belki gelen teklifleri de son kez değerlendirdikten sonra kamuoyuna yapacağımız açıklamayla da herkese bilgilendirebiliriz. Ama gönlüm Karabük’ten bir babayiğidin çıkıp bu binayı yapmasından yana. Olmuyorsa alan müteahhit kim nereden olursa olsun inşaatta kullanılacak bütün malzemeleri Karabük esnafından alacak, onu şart koşacağız. İster Karabüklü bir müteahhit alsın, ister başka yerden bir müteahhit alsın ama inşaatta kullanılacak bütün malzemenin Karabük esnafından temin edilmesi yönünde de bir yaptırım olacak. Bu büyük eser, büyük bir eser. Bir genel merkezi yaptırdığımızda çok pahalı gelmişti ama şimdi ucuz olduğu gözüküyor. Enflasyonla para eridi ve binanın değeri arttı ama belki de genel merkezimizden iki üç katı fazla bir maliyetle bir bina yapacağız oraya. O bina belki de Karabük’te ilk göze çarpan mükemmel bir bina olacak. Dolayısıyla binamızı yapmaya talip olan herkesin kendine güveni olması lazım ve sermayesi olması lazım. Proje çıktıktan sonra o hedefi açıklamak lazım. Çünkü projenin nasıl çıkacağını bilmiyorum. Aşağıya bir kat mı israf mı inecek? Onu bilmiyoruz. Otoparkı falan çözelim diyoruz. Ama şu anda proje çıkmadığı için bir hedef belirleyemiyoruz ama bizim paramız var. Biz kredi falan kullanmayız. Müteahhit de kendine güveniyorsa bir yıl içerisinde o bina biter, bir buçuk yıl içerisinde de taşınırız inşallah. Ama güzel ofisler çıkacak” diye konuştu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder