EĞİTİM
Muradiye’de eğitim çıtası yükseliyor 19 Kasım 2024 Salı - 23:55:17 Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Muradiye Öğrenim Birimi çalışmalarıyla ilçenin eğitim çıtası yükselmeye devam ediyor. Van Muradiye Kaymakamı Melih Aydoğan, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Muradiye Öğrenim Birimi’ni ziyaret etti. Kaymakam Aydoğan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Aydoğan, “Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı, yıllardır Muradiye’de eğitim hizmeti vermeye devam ediyor. 2024-2025 eğitim-öğretim dönemine de güçlü bir başlangıç yapan vakıf, açılış etkinliği ve çocuklarımızın atölyelerini ziyaret etmek amacıyla özel bir program düzenledi. TEGV, bu eğitim döneminde 500 öğrencimize, 50 gönüllümüzle birlikte farklı atölyelerde eğitim imkânı sunuyor. Bu kapsamda gerçekleştirilen ziyaretle gönüllülerimize katkılarından dolayı teşekkür ettik. Ayrıca, bu tür faaliyetlerin çocuklarımızın gelişimine ve eğitim imkanlarının artmasına önemli katkı sağladığı bilgisini aldık. İlçemizde bu fırsatları sunan Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na desteklerinden dolayı bir kez daha teşekkür ediyoruz” dedi. “500’ün üzerinde gönüllümüze ulaştık” TEGV Muradiye Öğrenim Birimi Yöneticisi Buket Müjde ise, “Muradiye Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı, 23 yıla yakın bir süredir yoğun bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. Amacımız, çocuklarımızın okul eğitimine destek sağlarken onları bir birey olarak hayata hazırlamak. Bu süreçte 30 binden fazla çocuğumuza ve 500’ün üzerinde gönüllümüze ulaştık. Bu yıl da 500’ün üzerinde çocuk ve 50’nin üzerinde gönüllümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Öğretmen, memur, üniversite öğrencisi gibi farklı kesimlerden gönüllülerimiz, çocuklarımızın gelişimine destek olmak için bizimle birlikte çalışıyor. Çocuklarımız ise bireysel olarak veya okul gruplarıyla TEGV etkinliklerine katılıyor. Bugün de ilçe kaymakamımız, ilçe jandarma komutanımız, ilçe emniyet müdürümüz ve ilçe milli eğitim şube müdürümüz etkinlik alanlarımızı ziyaret etti. Etkinlik odalarına girerek çocuklarımızla sohbet ettiler ve etkinlikler hakkında bilgi aldılar. İngilizce etkinlikler, Algo Dijital çalışmaları, Düşler Atölyesi ve okuma etkinlikleriyle dolu bir gün geçirdiler. Programın sonunda, çocuklarımız misafirlerimize kendi çalışmalarından hediyeler sunarak teşekkür etti. Gün, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Katılımlarından dolayı tüm misafirlerimize şükranlarımızı sunuyoruz” diye konuştu. Ziyarette Kaymakam Melih Aydoğan’a İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Nurullah Çatal, İlçe Emniyet Müdür Vekili Başkomiser Ömer Üresin, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Muhsin Demir katıldı.
19 Kasım 2024 Salı - 18:23 Kastamonu Üniversitesi’nde Nail Tan’nın hayatı konuşuldu Kastamonu Valiliği ile Kastamonu Üniversitesi tarafından “Bilim ve Sanat Yolunda 63 Yıllık Bir Seyahat: Nail Tan Sempozyumu” düzenlendi. Kastamonu Valiliği ve Kastamonu Üniversitesi Rektörlüğü işbirliğinde Hoca Ahmet Yesevi Kültür Merkezi’nde “Bilim ve Sanat Yolunda 63 Yıllık Bir Seyahat: Nail Tan Sempozyumu” gerçekleştirildi. Sempozyum, Türk kültürüne, diline ve halk bilimine önemli katkılarda bulunan Nail Tan’ın hayatının anlatılmasıyla başladı. Sempozyumda, Türk kültürüne ve diline katkılarıyla tanınan, yazarlığa şiirle başlayan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan Nail Tan’ın hizmetleri ve projeleri geniş bir şekilde ele alındı. 1998 yılında emekli olan Tan, Türk diline katkılarından dolayı 2023 yılında Türk Dil Kurumu tarafından Türkiye Diline Hizmet Ödülü ile onurlandırılmıştı. Vali Yardımcısı Aydın Ergün, Nail Tan Sempozyumu’nun Kastamonu’ya yakışan bir etkinlik olduğunu belirterek, hem kültürel mirasa sahip çıkmanın hem de Türk kültürü, dili ve halk bilimine önemli katkılarda bulunan Nail Tan ile ilgili böyle bir etkinliğin düzenlenmesinin büyük bir anlam taşıdığını ifade etti. Sempozyumun açılışında konuşan Düzenleme Kurulu Başkanı olan Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Eyüp Akman yaptı. Prof. Dr. Akman, Nail Tan ile ilgili hazırlanan belgeselin 18 Aralık 2023’te ilk defa üniversitelerinde yayınlandığını belirterek, bu sempozyumun önemine dikkat çekti. Akman, “Bu konuda bahtiyarız. Bir ilki gerçekleştiriyoruz. Nail Tan’ın hayattayken bu etkinliği düzenlemek, onun değerli mirasına sahip çıkmak adına büyük bir adım” şeklinde konuştu. Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kaçar da, Nail Tan’ın hayatına dair kapsamlı bilgiler verdi. Kaçar, özellikle Kastamonu’nun Türk dünyasındaki önemine ve Tan’ın bu alandaki katkılarına vurgu yaptı.Kaçar, sempozyumun, Türk dünyasının kültürel ve dilsel zenginliğine yaptığı katkılarla dikkat çeken Tan’ı onurlandırmak için çok anlamlı bir fırsat olduğunu belirtti. Sempozyumun ilerleyen bölümlerinde, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen akademisyenler, Nail Tan’ın akademik ve kültürel mirasına dair bildirilerini sundular.
19 Kasım 2024 Salı - 18:19 Avrasya Üniversitesi, İran heyetini ağırladı İran İslam Cumhuriyeti Trabzon Başkonsolosu Naser Mohebati, Maku Serbest Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Garossi ve beraberindeki heyet, Avrasya Üniversitesi’ni ziyaret ederek Mütevelli Heyet Başkan Ömer Yıldız, Rektör Vekili Prof. Dr. Yavuz Özoran ve Genel Sekreter Gülay Yeniçeri ile görüştü. Başkonsolos Naser Mohebati, ziyarette yaptığı konuşmada, “Bölgenin en önemli eğitim kurumlarından biri olan Avrasya Üniversitesi’ni de ziyaret ediyoruz. Sizlerle tanışmaları çok önemli, gelecekte yapılabilecek işbirliğinin ilk adımını atmış oluyoruz. Önümüzdeki ay Tahran’da yapılacak önemli bir ticaret zirvemiz var, bu vesile ile sizleri de o zirveye davet ediyoruz" dedi. Maku Serbest Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Garossi ise ziyarette Maku’nun İran’ın en büyük endüstriyel ve ticari serbest bölgesi olduğunu vurgu yaptı. Garossi, "Ülkemizde çeşitli serbest bölgeler var. Maku İran ile Türkiye’nin sınırında çok önemli bir merkez. Maku’nun en önemli özelliği ise ticaretle bilimsel çalışmaların aynı anda yürütüldüğü bir yer olmasıdır. Çalışmalarımız arasında üniversitelerarası araştırmalar konulu bir başlığımızda bulunuyor. Türkiye’deki TÜBİTAK gibi değerlendirebilirsiniz. Bizde de bilimsel çalışmaları destekleyen bir kurumuz. Bu anlamda Avrasya Üniversitesi ile yapacağımız işbirliği çok önemli" şeklinde konuştu. Yıldız: “İşbirliğine hazırız” Avrasya Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ömer Yıldız da, Başkonsolos Naser Mohebati ve İran’dan gelen Maku Serbest Bölgesi heyetini ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, iki dost komşu ülkenin kurumları olarak işbirliğine hazır olduklarını ifade etti. Yıldız, ”Avrasya Üniversitesi 2010 yılında kurulan şimdiye kadar 13 binden fazla mezun veren bölgenin tek vakıf üniversitesidir. Üniversitemizde İranlı akademisyenlerimiz ve öğrencilerimiz bulunmaktadır. Hedeflerimiz arasında uluslararasılaşma ilk sırayı almaktadır. Uluslararası öğrenciler gerek küresel eğitim diplomasisinin bir parçası olarak gerekse üniversitedeki çok kültürlü akademik, sosyal hayatın parçası olarak yükseköğretim sisteminin uluslararasılaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu anlamda dost ülkemiz İran’dan üniversitemize öğrencilerin gelmesi içinde çalışmalarımıza hız vermek istiyoruz. Gerçekleşen ziyaretin önemi çok büyüktür. Misafirlerimize tekrar şehrimize, üniversitemize hoş geldiniz diyor, ziyaretleri için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Merak edilen yönleri ile lisansüstü eğitim anlatıldı
16 Ekim 2024 Çarşamba - 08:38 Merak edilen yönleri ile lisansüstü eğitim anlatıldı Düzce Üniversitesi Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi tarafından lisansüstü öğrencilere yönelik düzenlenen, “Merak Edilen Yönleri ile Lisansüstü Eğitim” başlıklı etkinlik çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Düzce Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Pınar Gültekin’in katılımıyla düzenlenen programda; Düzce Üniversitesi öğrencileri, lisans eğitimleri sonrasında akademik kariyerlerini nasıl şekillendirebilecekleriyle birçok konu hakkında önemli bilgiler edindi. Düzce Üniversitesi’nin sosyal medya hesabından canlı yayın olarak gerçekleştirilen program, Düzce Üniversitesi Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Senem Çolak Yazıcı’nın Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi hakkında yaptığı bilgilendirme ile başladı. Lisansüstü Eğitim Enstitüsü hakkında genel bilgiler sunarak konuşmasına başlayan Doç. Dr. Pınar Gültekin, öğrencilerin lisans eğitimlerinden sonra yapacakları lisansüstü eğitim kapsamında hangi adımlarla ilerleyecekleri, bu aşamada hangi yollardan geçecekleri, programlara alım kriterleri, programlara kabul süreçleri ve derslerin işleyişi gibi konulardan bahsetti. Düzce Üniversitesi lisansüstü programları ile ilgili konuşan Doç. Dr. Pınar Gültekin, “Enstitümüzde yılda iki defa Güz ve Bahar Dönemleri’nde öğrenci alımı yapılıyor. Başvurmak isteyen öğrenciler, her dönem öncesinde Üniversitemizin ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü internet sayfalarından yapılan duyuruları takip edebilirler. Lisans programından mezun olan öğrenci, kendi mezun olduğu program dışında bir programa başvuruyorsa bu programla ilgili eksiklerini tamamlamak amacıyla Anabilim Dalı’nın uygun gördüğü dersleri alarak bilimsel hazırlık aşamasını tamamlamalıdır. Yüksek lisans eğitiminde başka bir programdan ders almak istediğinde ders dönemi içerisinde toplam kredisi %30’u kadar başka bir anabilim dalından veya başka bir enstitüden ders alabilir. Bunun bizdeki ders sayısı karşılığı ortalama 2 derse denk geliyor” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Pınar Gültekin; yeterlilik sınavını başarıyla veren öğrencilerin bu sınavdan sonra en geç bir ay içerisinde tez izleme komitesi belirlemesi gerektiğini, her 6 aylık periyotta da Tez İzleme Komitesi’nin toplanarak öğrencinin tez çalışması ile ilgili bir değerlendirme yapması, raporlarını Enstitü’ye iletmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Lisansüstü Eğitim Enstitüsü internet sayfasını ve sosyal medya hesaplarını çok aktif bir şekilde kullandıklarını belirten Doç. Dr. Pınar Gültekin, öğrencilerin sormak istedikleri tüm soruların cevaplarını ilgili internet sitelerinden kolaylıkla ulaşabileceklerini dile getirerek sözlerini tamamladı.
Gençlik ve Spor Bakanı Bak: "Öğrenci topluluklarının daha büyük hedeflere ulaşabilmesi için projelere 120 milyon liralık bir bütçe ayırdık"
15 Ekim 2024 Salı - 17:21 Gençlik ve Spor Bakanı Bak: "Öğrenci topluluklarının daha büyük hedeflere ulaşabilmesi için projelere 120 milyon liralık bir bütçe ayırdık" Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) Projesi kapsamında, üniversitelerdeki öğrenci topluluklarının daha büyük hedeflere ulaşabilmesi için projelere toplamda 120 milyon liralık bütçe ayrıldığını bildirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde düzenlenen Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) Projesi Lansmanı’na ve Genç Ofis açılış törenine katıldı. Açılış töreni ve Türk müziği dinletisi ile başlayan program Bakan Bak’ın ve konuşması ile devam etti. Buradaki konuşmasında Bakan Bak, Genç Ofislerde ve Gençlik Merkezlerinde gençlerle bir araya gelmeye devam ettiklerini belirterek 134’üncü ofisin Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde içerisinde açıldığını bildirdi. Bak, ofislerin gençlere rehberlik eden, vizyon katan ve toplum içinde konum edinmelerinde destek olan merkezler olarak görev yaptığını kaydetti. “120 milyon liralık bir bütçe ayırdık” Üniversitedeki öğrenci topluluklarının daha büyük hedeflere ulaşabilmesi için bakanlığın kampüslerde ve Türkiye’de projelerin hayata geçmesi için çalışacağını aktaran Bakan Bak, “Bunun için bu projeler için toplamda eğitim yılı içerisinde yaklaşık 120 milyon liralık bir bütçe ayırdık. Sizin projeleriniz gelecek. Dönemsel olarak baktığınız zaman 4 dönem için 30’ar milyon lira bütçe verilecek. Yerel projelerde 20 bin lirayla 50 bin lira arasında, ulusal projelerde ise 50 bin lirayla 100 bin lira arasında. Bunları uygulamak istiyoruz. Sizlerin mekanı, siz talep edeceksiniz bu güzel projeleri hep birlikte toplumun yüreğini ısıtan, toplumun katmanlarına dokunan, engelli çocuklara dokunan, gönüllülük projelerine, ortak projelere destek vereceğiz ve bu da çok kıymetli. ÜNİDES olarak bu sağladığımız maddi imkan artarak devam edecek” diye konuştu. “Sanatta da bir dip dalganın olmasını istiyoruz” Bakanlık olarak ‘seyahatsever’ projesi ile gençlerin Türkiye’yi tanımasını istediğini dile getiren Bak, “Gidiyorlar bizim yurdumuzda 5 gün boyunca kalıyorlar ve burada hiçbir ücret ödemeden o şehri kültürü tanıyarak dönüyorlar. Bunların başvurularını ilan ediyoruz. Yine Genç Ofisler üzerinden yaptığımız bu projeleri de arkadaşlarımızla paylaşıyoruz. Üniversitelerimizin, özellikle bu tematik üniversitelerinin güçlü olacağını inanıyoruz. Buradan pek çok ressam, müzisyen ve çok değerli sanatçılar çıkacak. Sanatta da bir dip dalganın olmasını istiyoruz. Türk sanatçılarının dünyada, Türk müzisyenlerin dünyada önemli noktalara gelmesini arzu ediyoruz. Burası gerçekten çok kıymetli bir üniversite. Bu buranın öğrenciler olarak sizlerin başarılı olacağını inanıyoruz. Biz Türkiye Yüzyılı’nın gençlerin yüzyılı olduğunu düşünüyoruz. Gençlerin yüzyılında müziğin, sanatın güçlü olmasını istiyoruz” dedi. Açılış konuşmalarının ardından öğrencilerle hatıra fotoğraf çektiren Bak, Genç Ofis’in açılışını gerçekleştirdi.
60+ Tazelenme Üniversitesinin ihtiyar delikanlıları dersbaşı yaptı
15 Ekim 2024 Salı - 16:40 60+ Tazelenme Üniversitesinin ihtiyar delikanlıları dersbaşı yaptı Akdeniz Üniversitesi 60+ Tazelenme Üniversitesinin 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni gerçekleştirildi. İlk ders heyecanını yaşamak isteyen tazelenme öğrencileri törene yoğun katılım gösterdi. Akdeniz Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAÇUMER) sosyal sorumluluk projesi olan 60+ Tazelenme Üniversitesinin 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni gerçekleştirildi. Tören başlangıcında müzik dinletisi gerçekleştirildi, flüt ve piyano çalınan dinletiye 60 yaş üstü öğrenciler eşlik etti. “2080 yılına gelindiğinde ise her 4 kişiden biri yaşlı olacak” Açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Özlenen Özkan, Tazelenme Üniversitesinin Muğla’dan Muş’a, Kıbrıs’tan Yozgat’a kadar geniş bir coğrafyada 10 farklı şehirde faaliyet gösterdiğini dile getirdi. 10 üniversitede de Tazelenme Üniversitesinin açılması için çalışmaların sürdüğünü belirten Özkan, “Akdeniz Üniversitesi olarak bizler, böylesine önemli bir projeye öncülük etmekten ve ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Yaşlılık, üzerine düşünülmesi ve projeler hazırlanması gereken bir süreç. Sağlık alanındaki gelişmeler, yaşam standartlarının yükselmesi ve yaşam süresinin uzamasıyla yaşlı nüfus hızla artıyor. TÜİK verilerine göre, yaşlı nüfus 2018 yılında 7 milyon iken, 2023 yılında yüzde 21 oranında artarak 8 milyona ulaştı. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2023 yılında yüzde 10,2’ye çıktı. Nüfus projeksiyonlarına göre, bu oran 2030’da yüzde 12,9, 2040’da yüzde 16,3, 2060’da yüzde 22,6 olacak, 2080 yılına gelindiğinde ise her 4 kişiden biri yaşlı olacak” dedi. Özkan’dan Atatürk örneği: “Bence peşinden koşulması gereken sonsuzluk budur” Akdeniz Üniversitesinin Tazelenme Üniversitesi ve Gerontoloji Bölümünün, yaşlı nüfusun sosyal hayattan izole ve başkalarına bağımlı olmadan yaşamını sürdürülebilmesi için sosyal yönden desteklemek amacıyla geniş kapsamlı çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Prof. Dr. Özlenen Özkan, şu ifadelere yer verdi: “Bir hekim olarak, yaşlanma sürecinin biyolojik yönlerini ele almak gerekirse, insan bedeni zamanla yaşlanmaya başlar. Hücrelerimiz yıpranır ve DNA onarım kapasitemiz azalır. Bilim dünyası, bu süreci yavaşlatmanın ya da durdurmanın yollarını uzun süredir arıyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, hücresel yaşlanma süreçlerinin nasıl yönetilebileceği konusunda umut verici bulgular ortaya koymaktadır. Ancak bir hekim olarak söyleyebilirim ki yaşlanma, biyolojik olarak kaçınılmaz bir süreçtir. Sonsuz yaşam ise ancak ardımızda bıraktığımız eserlerle mümkün olabilir. Henüz 57 yaşındayken yaşamını yitiren Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, bıraktığı Cumhuriyet mirası ve fikirleriyle hala kalbimizde yaşamıyor mu? Bence peşinden koşulması gereken sonsuzluk budur. Yaşlılık kaçınılmaz ama bu sürecin nasıl geçtiği ise büyük ölçüde bizim elimizdedir. Yani sonsuz yaşamın değil, sağlıklı, başarılı ve uzun bir yaşamın peşinden koşmalıyız.” Batman’a Tazelenme Üniversitesi açılacak Tazelenme Üniversitesi projesini hayata geçiren Prof. Dr. İsmail Tufan, 4 Kasım 2024 tarihinde, Batman Üniversitesinde yeni bir Tazelenme Üniversitesi kampüsü açacaklarının bilgisini verdi. Tufan, “Ailemiz, Akdeniz Üniversitesinde burada kuruldu. Ailemiz hızla büyüyor ve ülke çapında yayılıyor. Bu daha geniş kitlelere ulaşmak için, daha fazla bireyin hayatına dokunmak için, hepimiz için harika bir fırsat. Bu genişleme aynı zamanda kuşaklar arası diyaloğu güçlendirirken, pek çok yeni dostluğun da hiç şüphesiz ki kapısını aralayacak. Fikirleri ve öğretileriyle birçok Doğu Asya ülkesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olan Çinli filozof ve öğretmen Konfüçyüs, iki beş yüz yıl önce kendi yaşlanmasını şöyle tarif eder; ’On beş yaşındayken öğrenmek istiyordum, otuz yaşında adam oldum. 40 yaşında kaygılarımı yendim, 50 yaşında Artık cennetin kanunlarını biliyordum. Altmış yaşında kendimi başkalarına açtım. Yetmişinde aşırıya kaçmadan isteklerimin peşinden gidiyorum.’ Biz de onun gibi yapabilir, bireysel yaşlanmamızı kendi çabalarımızla şekillendirebiliriz” dedi. “Herkese tavsiye ediyorum” Tazelenme Üniversitesi 3. sınıf öğrencisi emekli öğretmen Müzeyyen Can, üniversitenin kendisine hem eğitim hem de sosyallik sağlama konusunda faydalı olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Eğitimim çok iyi geçiyor. Antalya’da yaşıyorum, Atatürk Parkı evime çok yakın. Bir gün yürürken Aktif Yaşlı Merkezinin amblemini gördüm, merkezi ziyaret ettim, o sırada Prof. Dr. İsmail Tufan ile tanıştım. Hemen ’Tazelenme Üniversitesi’ne kayıt olun’ dedi. Bu şekilde okula başladım. Sağlık Meslek Lisesi öğretmeniyim, 25 yıl öğretmenlik yaptım, hemşireler yetiştirdim. Sağlıkçıyım ama unuttuklarım varsa tekrarlayayım istedim. Yaşlılık diye bir şey yok, yaşlanmamak için canlı kalmak, bağışıklığımı elde tutmak için gelmeye karar verdim. Çok arkadaş edindim, günlerim daha güzel geçti, kendimi seviyorum, insanları seviyorum. Böyle oldukça üniversite olarak iyi bir topluluk olduk. Herkese tavsiye ediyorum.” “Üniversite sayesinde yeniden ayağa kalktım” Akdeniz Üniversitesi’ni kazanan kızı sayesinde Tazelenme Üniversitesine kayıt olduğunu söyleyen Abdurrahman Kozankurt ise yüksek lisans yapmayı beklediğini ifade etti. Kozankurt, “Tazelenme Üniversitesi’nden mezun oldum, 4 yıl bitti, şimdi yüksek lisans için müracaat ettim. Yer olmadığı için şimdi etkinliklere katılıyoruz, gelecek sene yüksek lisansa başlayacağım. Amfimiz açılacak, yer yapacaklar. Benim kullanma tarihim, kullanma sürem geçti ama bu üniversite sayesinde yeniden ayağa kalktım. 76 yaşındayım. 6 sene önce kızım Akdeniz Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümünü kazandı, okula gidip gelirken duyup beni yönlendirdi” diye konuştu. Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen törene Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, YAÇUMER Müdürü ve Tazelenme Üniversitesi Koordinatörü Gülüşan Özgün Başıbüyük, Tazelenme Üniversitesi’ni hayata geçiren Prof. Dr. İsmail Tufan ve tazelenme öğrencileri katıldı. Tazelenme Üniversitesinin kampüslerinde bir yandan teorik derslerle yaşam boyu öğrenmenin gerçekleşmesi sağlanırken öte yandan uygulamalı derslerle öğrencilerin yeteneklerini keşfetmelerine imkan tanıyor. Kampüslerde öğrenim gören genç kuşakların Tazelenme Üniversitesi öğrencileriyle aynı ortamda buluşması, onların bilgi ve tecrübelerinden yararlanması, eğitimin hedefleri arasında yer alıyor.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Zulümlerin son bulması ancak alimlerimizin mücadelesiyle mümkün olacaktır”
15 Ekim 2024 Salı - 16:27 Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Zulümlerin son bulması ancak alimlerimizin mücadelesiyle mümkün olacaktır” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “İslam coğrafyasında ve dünyanın her köşesinde dökülen kanların, yitirilen canların, uygulanan zulümlerin son bulması ancak alimlerimizin mücadelesiyle mümkün olacaktır” dedi. Prof. Dr. Ali Erbaş, Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Müsteşarlığı’nca düzenlenen “İslam Barış ve İyilik Dinidir” başlıklı konferansın açılışına video mesaj ile katıldı. Aynı inancın, tarihin ve kültürel mirasın müşterek varisleri olduklarını belirten Erbaş, “Asr-ı Saadet’ten itibaren Müslümanlar, İslam’ın rahmet mesajını Maveraünnehir’den Endülüs’e kadar ulaştırmış; bu devasa coğrafyayı huzur ve esenlik yurdu yapmışlardır. Adalet, merhamet, barış ve güzel ahlaka dayalı devletler kurmuş, medeniyetler inşa etmişlerdir. Ulaştıkları her yeri İslam’ın esenlik veren ilke ve değerleriyle mamur etmişlerdir” ifadelerini kullandı. “İslam karşıtlığı bugün tam anlamıyla bir İslam düşmanlığına dönüşmüş durumda” Erbaş, Müslümanların büyük mirasın tecrübesiyle, yeniden barış ve huzuru temin edecek bir medeniyeti inşa etmek zorunda olduklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu: “İnancımızın ve medeniyetimizin gerektirdiği birliği, beraberliği ve kardeşliği tüm boyutlarıyla tesis etmek zorundayız. Bunu yapamadığımızda küresel ölçekte maruz kaldığımız siyasi, iktisadi, hukuki ve ahlaki meydan okumalara gerektiği gibi karşı koyamıyoruz. Diğer taraftan, dezenformasyon ve algı operasyonlarıyla bütün dünyada alabildiğine körüklenen ve her geçen gün tırmandırılan İslam karşıtlığı, bugün tam anlamıyla bir kültürel ırkçılığa ve İslam düşmanlığına dönüşmüş durumdadır.” İslam’ı hedef alan bütün bu menfur teşebbüslerin sadece Müslümanları ilgilendiren bir sorun olmadığını, bütün insanlığın ortak sorunu olduğuna işaret eden Erbaş, “Zira bu nefret dilinden dolayı İslam ile arasına mesafe koyanlar, aslında insanlığın yegane umudu olan bir inancın hayat veren ilkelerinden ve rahmet mesajından mahrum kalmaktadırlar. Nitekim bugün İslam’ın rahmet ikliminden mahrum kalan, adalet ve merhamete dayalı bir dünya kurma mefkuresinden yoksun kalan insanlık, savaşlar, terör olayları, yoksulluk, açlık gibi sorunların girdabında tarihin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Bu sebeple bizim en temel görevimiz, öncelikle İslam coğrafyasını cenderesine alan tefrika, şiddet ve terör sorununu çözecek müşterek bir irade geliştirmektir. İslam dünyası olarak yarınlara umutla bakabilmemizin yolu, her alanda birlik, beraberliğimizi güçlendirmekten geçmektedir” dedi. “Zulümlerin son bulması, ancak alimlerimizin mücadelesiyle mümkün olacaktır” Erbaş, İslam’ın çağlar üstü barış ve birlikte yaşama tecrübesinin öncelikle Müslümanların nezdinde yeniden tesis edilmesi hususunda alimlere büyük görevler düştüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Müslümanların enerjisini sömüren ırkçılık, kavmiyetçilik, mezhepçilik gibi fitne ve tefrika ateşlerini söndürmek, ancak alimlerimizin gayretleriyle mümkün olacaktır. İslam coğrafyasında ve dünyanın her köşesinde dökülen kanların, yitirilen canların, uygulanan zulümlerin son bulması, ancak alimlerimizin mücadelesiyle mümkün olacaktır. İslam’ın hayat veren ilke ve değerleri, alimlerimizin çabasıyla yeryüzüne egemen olacaktır. Bunun için kardeşlik bilincimizi diri tutmalı; yüreklerimizi birbirimize açmalıyız. Hep birlikte özümüze dönerek aramızdaki ortak zemini güçlendirecek çalışmaları çoğaltmalıyız. Çağın sorunlarına İslam düşüncesinden çözümler üreterek inanca, bilgiye, bilince ve güzel ahlaka dayalı bir hayat tasavvuru geliştirmeli ve onu bütün insanlığa teklif etmeliyiz.”
60+ Tazelenme üniversitesinin ihtiyar delikanlıları ders başı yaptı
15 Ekim 2024 Salı - 16:25 60+ Tazelenme üniversitesinin ihtiyar delikanlıları ders başı yaptı Akdeniz Üniversitesi 60+ Tazelenme Üniversitesi’nin 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni gerçekleştirildi. İlk ders heyecanını yaşamak isteyen tazelenme öğrencileri törene yoğun bir katılım gösterdi. Akdeniz Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAÇUMER) sosyal sorumluluk projesi olan 60+ Tazelenme Üniversitesi’nin 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni gerçekleştirildi. Tören başlangıcında müzik dinletisi gerçekleştirildi, flüt ve piyano çalınan dinletiye 60 yaş üstü öğrenciler eşlik etti. “2080 yılına gelindiğinde ise her 4 kişiden biri yaşlı olacak” Açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Özlenen Özkan, Tazelenme Üniversitesi’nin Muğla’dan Muş’a, Kıbrıs’tan Yozgat’a kadar geniş bir coğrafyada 10 farklı şehirde faaliyet gösterdiğini dile getirdi. 10 üniversitede de Tazelenme Üniversitesi’nin açılması için çalışmaların sürdüğünü belirten Özkan, “Akdeniz Üniversitesi olarak bizler, böylesine önemli bir projeye öncülük etmekten ve ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Yaşlılık, üzerine düşünülmesi ve projeler hazırlanması gereken bir süreç. Sağlık alanındaki gelişmeler, yaşam standartlarının yükselmesi ve yaşam süresinin uzamasıyla yaşlı nüfus hızla artıyor. TÜİK verilerine göre, yaşlı nüfus 2018 yılında 7 milyon iken, 2023 yılında yüzde 21 oranında artarak 8 milyona ulaştı. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2023 yılında yüzde 10,2’ye çıktı. Nüfus projeksiyonlarına göre, bu oran 2030’da yüzde 12,9, 2040’da yüzde 16,3, 2060’da yüzde 22,6 olacak, 2080 yılına gelindiğinde ise her 4 kişiden biri yaşlı olacak” dedi. Özkan’dan Atatürk örneği: “Bence peşinden koşulması gereken sonsuzluk budur” Akdeniz Üniversitesi’nin Tazelenme Üniversitesi ve Gerontoloji Bölümü’nün, yaşlı nüfusun sosyal hayattan izole ve başkalarına bağımlı olmadan yaşamını sürdürülebilmesi için sosyal yönden desteklemek amacıyla geniş kapsamlı çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Prof. Dr. Özlenen Özkan, şu ifadelere yer verdi: “Bir hekim olarak, yaşlanma sürecinin biyolojik yönlerini ele almak gerekirse, insan bedeni zamanla yaşlanmaya başlar. Hücrelerimiz yıpranır ve DNA onarım kapasitemiz azalır. Bilim dünyası, bu süreci yavaşlatmanın ya da durdurmanın yollarını uzun süredir arıyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, hücresel yaşlanma süreçlerinin nasıl yönetilebileceği konusunda umut verici bulgular ortaya koymaktadır. Ancak bir hekim olarak söyleyebilirim ki yaşlanma, biyolojik olarak kaçınılmaz bir süreçtir. Sonsuz yaşam ise ancak ardımızda bıraktığımız eserlerle mümkün olabilir. Henüz 57 yaşındayken yaşamını yitiren Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, bıraktığı Cumhuriyet mirası ve fikirleriyle hala kalbimizde yaşamıyor mu? Bence peşinden koşulması gereken sonsuzluk budur. Yaşlılık kaçınılmaz ama bu sürecin nasıl geçtiği ise büyük ölçüde bizim elimizdedir. Yani sonsuz yaşamın değil, sağlıklı, başarılı ve uzun bir yaşamın peşinden koşmalıyız.” Batman’a Tazelenme Üniversitesi açılacak Tazelenme Üniversitesi projesini hayata geçiren Prof. Dr. İsmail Tufan, 4 Kasım 2024 tarihinde, Batman Üniversitesi’nde yeni bir Tazelenme Üniversitesi kampüsü açacaklarının bilgisini verdi. Tufan, “Ailemiz Akdeniz Üniversitesi’nde burada kuruldu. Ailemiz hızla büyüyor ve ülke çapında yayılıyor. Bu daha geniş kitlelere ulaşmak için, daha fazla bireyin hayatına dokunmak için, hepimiz için harika bir fırsat. Bu genişleme aynı zamanda kuşaklar arası diyaloğu güçlendirirken, pek çok yeni dostluğun da hiç şüphesiz ki kapısını aralayacak. Fikirleri ve öğretileriyle birçok Doğu Asya ülkesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olan Çinli filozof ve öğretmen Konfüçyüs, iki beş yüz yıl önce kendi yaşlanmasını şöyle tarif eder; “On beş yaşındayken öğrenmek istiyordum, otuz yaşında adam oldum. 40 yaşında kaygılarımı yendim, 50 yaşında Artık cennetin kanunlarını biliyordum. Altmış yaşında kendimi başkalarına açtım. Yetmişinde aşırıya kaçmadan isteklerimin peşinden gidiyorum.” Biz de onun gibi yapabilir, bireysel yaşlanmamızı kendi çabalarımızla şekillendirebiliriz” dedi. “Herkese tavsiye ediyorum” Tazelenme Üniversitesi 3. Sınıf öğrencisi emekli öğretmen Müzeyyen Can, üniversitenin kendisine hem eğitim hem de sosyallik sağlama konusunda faydalı olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Eğitimim çok iyi geçiyor. Antalya’da yaşıyorum, Atatürk Parkı evime çok yakın. Bir gün yürürken Aktif Yaşlı Merkezi’nin amblemini gördüm, merkezi ziyaret ettim, o sırada Prof. Dr. İsmail Tufan ile tanıştım. Hemen “Tazelenme Üniversitesi’ne kayıt olun” dedi. Bu şekilde okula başladım. Sağlık Meslek Lisesi öğretmeniyim, 25 yıl öğretmenlik yaptım, hemşireler yetiştirdim. Sağlıkçıyım ama unuttuklarım varsa tekrarlayayım istedim. Yaşlılık diye bir şey yok, yaşlanmamak için canlı kalmak, bağışıklığımı elde tutmak için gelmeye karar verdim. Çok arkadaş edindim, günlerim daha güzel geçti, kendimi seviyorum, insanları seviyorum. Böyle oldukça üniversite olarak iyi bir topluluk olduk. Herkese tavsiye ediyorum.” “Üniversite sayesinde yeniden ayağa kalktım” Akdeniz Üniversitesi’ni kazanan kızı sayesinde Tazelenme Üniversitesi’ne kayıt olduğunu söyleyen Abdurrahman Kozankurt ise yüksek lisans yapmayı beklediğini ifade etti. Kozankurt, “Tazelenme Üniversitesi’nden mezun oldum, 4 yıl bitti, şimdi yüksek lisans için müracaat ettim. Yer olmadığı için şimdi etkinliklere katılıyoruz, gelecek sene yüksek lisansa başlayacağım. Amfimiz açılacak, yer yapacaklar. Benim kullanma tarihim, kullanma sürem geçti ama bu üniversite sayesinde yeniden ayağa kalktım. 76 yaşındayım. 6 senen önce kızım Akdeniz Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü kazandı, okula gidip gelirken duyup beni yönlendirdi” diye konuştu. Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen törene Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, YAÇUMER Müdürü ve Tazelenme Üniversitesi Koordinatörü Gülüşan Özgün Başıbüyük, Tazelenme Üniversitesi’ni hayata geçiren Prof. Dr. İsmail Tufan ve tazelenme öğrencileri katıldı.Tazelenme Üniversitesi’nin kampüslerinde bir yandan teorik derslerle yaşam boyu öğrenmenin gerçekleşmesi sağlanırken öte yandan uygulamalı derslerle öğrencilerin yeteneklerini keşfetmelerine imkan tanıyor. Kampüslerde öğrenim gören genç kuşakların Tazelenme Üniversitesi öğrencileriyle aynı ortamda buluşması, onların bilgi ve tecrübelerinden yararlanması, eğitimin hedefleri arasında yer alıyor.
Cahit Çelik: "Bağımlılıkla mücadelede en önemli adım, farkındalık oluşturmak"
15 Ekim 2024 Salı - 16:25 Cahit Çelik: "Bağımlılıkla mücadelede en önemli adım, farkındalık oluşturmak" Yeşilay Niğde Şubesi’nce Bor ilçesinde uyuşturucu ile mücadele toplantısı yapıldı. Bor ilçe merkez ile belde belediye başkanları ve köy muhtarlarının katıldığı toplantıda konuşan Niğde Valisi Cahit Çelik, bağımlılığın bireysel değil toplumsal bir sorun olduğunu söyledi. Son yıllarda sentetik uyuşturucu kullanımının arttığına değinen Vali Çelik, 2023 yılında sentetik uyuşturucu nedeniyle dünyada ölen kişi sayısının 207 bin olduğunu söyledi. “Bağımlılıkla mücadelede en önemli adım, farkındalık oluşturmak” Vali Çelik, “Toplumumuzun geleceğini tehdit eden bağımlılıkla mücadelede, koordinasyonumuzu güçlendirmek ve ortak bir bilinç oluşturmak amacıyla bir araya geldik. Bu eğitim programı, ilçemiz genelinde yürütülen çalışmaların önemli bir parçasını oluşturuyor. Bağımlılık, sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir yaradır. Özellikle gençlerimizi hedef alan bağımlılık türleri, geleceğimizi tehdit etmektedir. Ancak bu mücadelede yalnız değiliz. Bugün burada bulunan siz değerli katılımcılar, köy ve kasaba muhtarlarımız, kurum ve kuruluş temsilcilerimizle birlikte, güçlü bir iş birliği ile bu sorunu aşabileceğimize inanıyoruz. Bu süreçte Yeşilay’ın yapmış olduğu çalışmaların da ne denli önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. Bağımlılıkla mücadelede, Yeşilay’ın yürüttüğü farkındalık faaliyetleri ve topluma sağladığı destekler, bu sorunun çözümüne büyük katkılar sağlamaktadır. Yeşilay’ın bu konudaki emeklerini yürekten destekliyor ve hepimizin aynı amaç doğrultusunda birlikte çalışmaya devam edeceğine inanıyorum. Bağımlılıkla mücadelede en önemli adım, farkındalık oluşturmak ve bu soruna karşı toplumsal duyarlılığı artırmaktır. Bu kapsamda, bugün burada gerçekleştireceğimiz eğitim, bizlere bu konuda yeni bakış açıları kazandıracak ve birlikte hareket etmemiz gereken yolları daha net bir şekilde ortaya koyacaktır.” dedi. “Bağımlılığa karşı mücadelede herkes elini taşın altına koymalı” Uyuşturucu bağımlılığının sadece kullananı değil, ailesini ve çevresini de son derece olumsuz etkileyen bir hastalık olduğunu ifade eden Yeşilay Niğde Şube Başkanı Hayri Yıldız ise şunları söyledi: “Günümüzde ülkemizde ve tüm dünyada önemi her geçen gün artan bu karmaşık, çok boyutlu ve giderek yaygınlaşan soruna karşı, toplumun tüm kesimlerini içine alan bir mücadele gerekmektedir. İşte bu mücadelede ilçemizde yerel yönetimlere, kurumlara, sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevler düşmektedir. Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Eylem Planı ve Strateji Belgesinde ise ’Toplumu her türlü uyarıcı ve uyuşturucu madde kullanımından uzak tutmak’ nihai amaç ve bu nihai amaca yönelik gösterge ve hedefler belirlenmiştir. Bu hedefler doğrultusunda yapacağımız eylem planında hepimize büyük bir sorumluluk düşmektedir” diye konuştu. Konuşmaların ardından katılımcılara ‘Bağımlılıkla Mücadele’ eğitimi verildi.
Muş’ta "El Ele Güvenli Geleceğe" projesi kapsamında bilgilendirme standı kuruldu
15 Ekim 2024 Salı - 16:11 Muş’ta "El Ele Güvenli Geleceğe" projesi kapsamında bilgilendirme standı kuruldu Muş Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından "El Ele Güvenli Geleceğe" projesi kapsamında açılan stantta bin 343 öğrenci bilgilendirildi. Emniyet Müdürlüğünün birçok biriminde görevli ekipleri, MAUN’da stant açtı. Düzenlenen etkinlikte, Terör, Güvenlik, Asayiş, Toplum Destekli ve Narkotik Şube Müdürlüğü personelleri öğrencilere, dolandırıcılık, terör, siber suçlar, sosyal medya kullanımı, bağımlılık ve KADES hakkında çeşitli bilgiler verdi. Öğrencilere defter, tükenmez kalem, broşür, bez çanta, uçlu kalem, silgi seti ve grafik resim tekniği ile hazırlanan kişiye özel isim yazılı kaligrafi kâğıtları hediye edildi. Etkinlikte toplamda bin 343 öğrenciye ulaşıldı. İl Emniyet Müdürlüğü tarafından okullarında bilgilendirme standı kurulduğunu söyleyen Tarih bölümü öğrencisi Haris İğneci, “Biz de bu standı ziyaret ettik. Güvenliğimizle ilgili biz de bilgilendirmeler yapıldı. Yaşayacağımız herhangi bir olayda polis ekiplerine nasıl ulaşacağız? Onlarla nasıl iletişim kuracağız? Nasıl görüşeceğiz gibi çeşitli bilgilendirme yapıldı. Bu da bizim için oldukça faydalı oldu. Özellikle zararlı, içerik üreticileri gibi bunlara daha dikkatli olacağız. Sosyal medya dolandırıcılarına karşı daha dikkatli olacağız. Aynı zamanda burada bir abilerimiz bize yardımcı oldular gerçekten. Bizi bilgilendirdiler. Gerçekten hani güzel şeyler yaptılar. Sanatı farklı gençleri standa çekmek için güzel şeyler yaptılar. Çok memnun kaldık. Daha önce başımıza gelen kötü olaylar oldu. Bir daha başımıza gelen bir daha yaşamaması için güzel adımlar atılıyor. Yani gerçekten memnun kaldık. Herhangi bir olay esnasında nasıl davranacağınız konusunda nasıl bilgiler verdiler” şeklinde konuştu. Bilgilendirme ve önleme faaliyetleri kapsamında kurulan stantların gereken bir şey olduğunu söyleyen MAUN Fen-Edebiyat Fakültesi 3. Sınıf Öğrencisi Hanım Okta, “Zaten üniversiteye katıldığımızda gerek yeni katıldığımızda gerek bu süreçte arkadaş ortamları, faaliyetler adı altında çok farklı yerlere çekilebiliyor. Özellikle terörle mücadele kapsamında bu bilgilendirilmenin yapılması çok iyi bir şey. Çok teşekkür ediyorum. Dolandırıcılar karşılığı ilgilendirdiler. Hiç bilgilendirirken siber suçlar hakkında, dolandırıcılık ve bir de toplumsal olarak örgüt planlı bilgilendirmeler yapıldı. Bilgilendirme ve önleme faaliyetleri kapsamında bilgilendirdiler. Kafamızda soru işareti olan ya da bilmediğimiz tam oturmayan yerleri çok detaylı bir şekilde bize anlattılar. Yani kafamızdaki bütün soru işaretlerini giderdiler. Kadına şiddete yönelik KADES uygulaması hakkında da bilgilendirme yapıldı. Ne kadar hızlı bir şekilde bize ulaşabileceklerini anlatarak bizi güvende hissettirdiler” dedi.
Eğitim Bir Sen Manisa 1 Nolu Şubesi’nde Ahmet Yasav dönemi
15 Ekim 2024 Salı - 15:56 Eğitim Bir Sen Manisa 1 Nolu Şubesi’nde Ahmet Yasav dönemi Eğitim Bir Sen Manisa 1 Nolu Şube Başkanı Halil Kallat’ın görevinden ayrılmasının ardından, şube başkanlığına oy birliği ile Ahmet Yasav seçildi. Şube binasında devir teslim töreni düzenlendi. Törende konuşan Manisa 1 Nolu Şube Başkanı Halil Kallat, "2002 yılında üye olduğum, üyesi olmaktan her zaman şeref duyduğum, birçok kademesinde ve 2010 yılından beri şube yönetiminde bulunduğum bu kutlu davanın aktif yöneticilik kısmını bugün üzülerek tamamlamış bulunmaktayım. Bu zor görevi devralan uzun zamandır yönetim kurulu üyesi olarak hizmet ettiğimiz, kendileri ile çalışmak onur duyduğum Ahmet Yasav kardeşime ve yönetim kurulumuzun değerli üyeleri Mustafa Köseler, Özgür Emeksiz, Mehmet Taşçı, Adem Dönmez, Mehmet Göksu ve Vahdet Vural kardeşlerime bundan sonraki görevlerinde başarılar dilerim. Rabbim yar ve yardımcıları olsun. Şube yönetim kurulu ve şube başkanlığı görevlerinde bulunduğum bu 14 yıllık süreç içinde beraber çalışmak şerefine nail olduğum çok kıymetli Genel Başkanım Ali Yalçın Bey ile gerek şu dönem gerekse önceki dönemlerde görev alan genel başkan yardımcılarıma, şube yönetimine geldiğimizde genel başkanımız olan Ahmet Gündoğdu başkanıma ve değerli yönetimlerine, kendileri ile tanışmaktan ve çalışmaktan büyük onur duyduğum diğer illerimizin çok değerli şube başkanı arkadaşlarıma şükranlarımı sunarım. 2010 yılında beraber yol yürümeye başladığım ve kendisinden sendikacılık anlamında çok şey öğrendiğim, Manisa’daki bir çok sivil toplum kuruluşunun önderliğini ve öncülüğünü yapan Mehmet Emin Sofuoğlu başkanıma ve o dönem beraber çalıştığım yönetim kurulu arkadaşlarıma, kendisini Genç Memur-Sen de tanıdığım, uzun süre beraber dava arkadaşlığı yaptığım, sendikacılık anlamında Manisa’ya ve sendikamıza çok değerler katan, kendisi ile yol yürümekten büyük onur duyduğum Genel Başkan Yardımcımız Mesut Öner kardeşime, tecrübelerinden her zaman yararlandığım naif kişiliği ile gönüllerde yer edinen Mehmet Akış ağabeyime şükranlarımı bir borç bilirim. Yine bu uzun süreçte kendileri ile görev yapmaktan her zaman onur duyduğum, adlarını tek tek buradan sayamayacağım, şu andaki ve önceki dönemlerdeki tüm ilçe temsilcisi ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma, yine kadınlar komisyonumuzun değerli başkanları ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma, sendikacılık okulunun en değerli üyeleri Genç Memur-Sen’imizin değerli başkanları ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma, sendikanın emeklisi olmaz dediğimiz emektar ağabeylerime, hocalarıma, Emekli Memur-Sen’in değerli başkanları ve yönetim kurulu ağabeylerime, teşkilatımızın gören gözü, işiten kulağı sendikal anlamda varlık sebebimiz ve en büyük destekçilerimiz değerli üye arkadaşlarıma şükranlarımı sunarım. Yine bu uzun süreçte bir çok eyleme ve çalışmaya beraber destek olduğumuz Konfederasyonumuza bağlı diğer sendikalarımızın değerli başkanları ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma, Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin değerli yönetici, memur ve çalışan arkadaşlarım ile diğer il müdürlüklerinde görev yapan bürokrasimizin değerli amirlerine ve memur arkadaşlarıma, siyaset ve sivil toplum kuruluşlarında çok kıymetli görevler ifa ettiğimiz değerli sivil toplum kuruluşu üyesi arkadaşlarıma, sesimizin ve sözümüzün alanlara duyulmasını sağlayan değerli basın mensubu arkadaşlarıma da şükranlarımı sunarım. Bu uzun ve meşakkatli görev süremde kendilerine yeterince zaman ayıramadığım değerli eşime, çocuklarıma, anne-babama ve yakınlarıma da şükranlarımı borç bilirim. Bu kadar büyük bir ailenin bütün yükünü çeken, arka planda bizi tamam eden, her zaman desteklerini hissettiğimiz gerek Genel Merkezimiz gerekse şube çalışanı olan değerli arkadaşlarıma da şükranlarımı sunarım. Ama şükranlarımın en büyüğünü bu kutlu davanın kuruculuğunu yapan, tanıdıkça ve okudukça kendisine hayran olduğum, çağın soylusu, Kudüs Şairi, yedi güzel adamın en değerlisi, Kurucu Genel Başkanım merhum Mehmet Akif İnan başkanıma bir borç bilirim. Bu kutlu davanın Manisa’daki kuruculuğunu yapan, ömrünü dava uğruna harcayan Kurucu il başkanımız merhum Resul Ersöz başkanıma, ondan sonra bayrağı devralıp sendikamızın bu günlere gelmesinde büyük emekleri olan Mehmet Alp hocama, Abdülnasır Şimşek başkanıma ve yönetim kurulu üyesi değerli ağabeylerime de şükranlarımı sunarım. Bu 14 yıllık süreçte unutamayacağım olaylar ne derseniz şu üçünü söylemeden geçemeyeceğim. Başörtüsü eylemi ve kılık kıyafet serbestliği kararı, 15 temmuz darbe girişimi ve Ayasofya’nın açılışı idi. Son olarak da bu uzun süreçte bir çok kişi ile tanıştım. Bir çok dost ve arkadaş edindim. Teşkilatın ne kadar değerli olduğunu anladım. Mümkün olduğunca kimseyi kırmamaya çalıştım. Ama bilmeyerek kırdım ve üzdüm ise hakkınızı helal ediniz. Umarım bu kutlu davaya bir nebze de bizim katkımız olmuştur. Bu gök kubbede bir hoş seda bırakabildik ise ne mutlu bize. Bundan sonraki süreçte her zaman sendikamın hizmetinde olacağım. İyi ki Eğitim-Bir-Sen var, iyi ki Memur-Sen var, iyi ki siz değerli dostlarımız var. Kalın sağlıcakla. Allah’a emanet olunuz” dedi. Halil Kallat’tan devraldığı bayrağı daha da ileriye taşımaya çalışacaklarını ifade eden Yasav, "Halil başkanımıza şimdiye kadarki emekleri için teşekkür ederim. Hoşgörüsü, feraseti, dava adamlığı ve engin tecrübesiyle bizlere örnek oldu. Üzüldüğümüzde umut cümleleri kurdu, kızdığımızda sabır telakki etti. Sevincimizi hayra yordu. Hasılı kelam deniz feneri misali gideceğimiz yönü tayin etti. Halil başkanımızın sağlık, mutluluk ve huzur içinde bir hayat sürmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Gölgesini üzerimizden çekmemesini rica ediyorum. Yaptığı çalışmalara, harcadığı emeklerle ve döktüğü terlere biz şahidiz. Rabbim ondan razı olsun“ dedi. Eğitim Bir Sen Şube Yönetim Kurulu’na yedek listeden Vahdet Vural dahil oldu. Yeni şekillenen yönetim kurulu ise şöyle oluştu: Ahmet Yasav, Mustafa Köseler, Mehmet Taşçı, Adem Dönmez, Vahdet Vural, Mehmet Göksu, Özgür Emeksiz.