ASAYİŞ - 15 Aralık 2024 Pazar 21:30

Yan yatan otomobil için tüm birimler seferber oldu

A
A
A
Yan yatan otomobil için tüm birimler seferber oldu

Edirne’de bir aracın çarptığı otomobil yan yattı. Devrilen araçtaki şahıslar vatandaşların yardımı ile araçtan çıkartılırken, itfaiye ekipleri patlama ihtimaline karşı araçlardaki akülerin kutup başlarını söktü.


Kaza, Fatih Mahallesi İbrahim Zagra Caddesi’nde kavşakta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Cihan A. idaresindeki 22 AAV 510 plakalı otomobil, Emre Yıldız’ın kullandığı 22 ADC 064 plakalı otomobile çarptı. Çarpmanın şiddetiyle 22 ADC 064 plakalı otomobil yan yattı. Kazada ölen ya da yaralanan olmazken, yan yatan araçtakiler çevredeki vatandaşların yardımı ile çıkartıldı. Olay yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi.



İtfaiye ekipleri aküleri söktü


İki gün önce yaşanan patlama nedeniyle 4 kişinin hayatını kaybettiği kazanın etkileri sürerken, olay yerine gelen itfaiye ekipleri ilk olarak araçlarda bulunan akülerin kutup başlarını söktü. Sağlık ekipleri ise araçta bulunanların sağlık durumlarını kontrol etti. Yan yatan otomobil, çekici ile olay yerinden kaldırıldı. Yaklaşık 1 saat trafiğe kapanan yol, kaza yapan aracın kaldırılmasıyla yeniden açıldı.


Polis ekipleri kazayla ilgili inceleme başlattı.



Yan yatan otomobil için tüm birimler seferber oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Göktaş: "16 yaşından küçük çocuklarımız için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de göz önünde bulundurarak, 16 yaşından küçük çocuklarımız için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz” dedi. TBMM Genel Kurulu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler ve Milli Eğitim Bakanlıklarının 2025 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor. Bütçe görüşmelerinde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, evlenecek gençlerin desteklenmesine ilişkin, “Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve sizlerin destekleriyle kurulan Aile ve Gençlik Fonu kapsamında Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projemizi Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 5 ilimizde pilot olarak başlatmıştık. Doğurganlık oranları en düşük olan Zonguldak, Karabük ve Bartın ile Osmaniye’yi de dahil ederek proje alanını genişlettik. Proje kapsamında bugüne kadar 5 bin 350 çiftimize 802 milyon lira kredi ödemesi gerçekleştirerek, kurdukları yeni yuvalarına katkıda bulunduk. 12 bin 326 gencimize evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlığı hizmeti sunduk. Bu projemizi ülke geneline yaygınlaştırarak, daha fazla gencimizin faydalanmasını hedefliyoruz. Bakanlık olarak aileleri tüm bireyleriyle güçlendiren bir perspektifle düzenlediğimiz evlilik öncesi eğitim ve aile eğitim programlarımızla 6,7 milyon kişiye destek olduk” ifadelerini kullandı. Bakan Göktaş, ’çocuğun üstün yararı’ ilkesini esas aldıklarını belirterek, “Çocuklarımızı donanımlı, özgüveni yüksek, ahlaklı, erdemli ve topluma katkı sağlayan bireyler olarak yetiştirmek için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Onların her türlü riskten korunmasını, sağlıklı, güvenli ve sevgi dolu bir ortamda büyümelerini sağlamak en büyük önceliğimizdir. Bu kapsamda çocuklara yönelik koruyucu ve önleyici hizmetlerimizi daha da geliştiriyoruz. Kurum bakımında köklü bir dönüşüme imza attık. Koğuş tipi bakım modelinden ev tipi bakım modeline geçerek, çocuklarımıza aile şefkati hissettirecek bir yaşam alanı sunuyoruz. Bu yıl Ordu, Hatay ve Mersin’de üç yeni çocuk evleri sitesi ile Kayseri’de bir ihtisaslaşmış çocuk evleri sitesini açtık. Ülkemizin dört bir yanında bulunan bin 366 çocuk evi ve çocuk evleri sitelerinde 14 bin 561 çocuğumuza hizmet veriyoruz. Çocuklarımızın fiziksel ve zihinsel gelişimlerini desteklemek için sporu ve sanatı bir yaşam biçimi haline getirmeye önem veriyoruz. Bu kapsamda yaklaşık 2 bin 229 çocuğumuzu farklı sanat dallarıyla, 6 bin çocuğumuzu sporla tanıştırdık. Şu an 2 bin 134 çocuğumuz spor hayatını lisanslı olarak sürdürürken, 46 çocuğumuz milli sporcudur. Bu yıl 421 çocuğumuz üniversiteye yerleşti” şeklinde konuştu. "16 yaşından küçük çocuklarımız için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz” Bugün birçok ülkenin çocukların sosyal medya kullanımına yönelik yasal düzenlemeleri gündeme aldığını ve hayata geçirdiğini gördüklerini kaydeden Göktaş, “Avustralya, İspanya, Norveç, Fransa, ABD, Güney Kore bu ülkelerden sadece birkaçı. Biz de göreve geldiğimiz günden beri ülkemize özgü bir model geliştirmek için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Aileleri, çocuklarımızı ve uzmanları dinlediğimiz çalıştaylar düzenledik. Eğitimciler, psikologlar, çocuk gelişimciler, dijital platform temsilcileri ile görüşmeler gerçekleştirdik. Fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de göz önünde bulundurarak, 16 yaşından küçük çocuklarımız için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz” dedi. "Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesi ile bin 200’ün üzerinde kız öğrenciye kendilerini geliştirmeleri için önemli fırsatlar sunuyoruz” Kadınlarla ilgili çalışmalara değinen Göktaş, “Yürüttüğümüz çalışmalarla bugün kadınların iş gücüne katılım oranını yüzde 37,8’e, kadın istihdam oranını yüzde 33,2’ye yükselttik. 12. Kalkınma Planımızla 2028 yılı sonuna kadar kadının iş gücüne katılma oranını yüzde 40,1’e, istihdam oranını ise yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda temiz teknoloji alanında çalışan girişimci kadınların projelerini TÜBİTAK iş birliğiyle ödüllendiriyor ve bu alanda büyümelerine katkı sunuyoruz. Kadın kooperatiflerini güçlendirmek için yürüttüğümüz eğitim programlarımızla 45 binin üzerinde kadına ulaştık. Bugüne kadar bin 207 kadın kooperatifinin kurulmasına destek olduk. Özel sektörle iş birlikleri geliştirerek, ürünlerinin daha nitelikli bir stratejiyle pazarlanmasına katkıda bulunuyoruz. Kadın girişimcilere yönelik sunduğumuz eğitim, danışmanlık, araştırma ve finansman desteklerini tek bir portalda bir araya getirdik. 81 ilimizde 760 bin kişiye ulaştığımız finansal okuryazarlık eğitimlerini yaygınlaştırmak için bu yıl SPK ile iş birliği başlattık. Teknoloji alanında kadınlara yönelik fırsatların artırılmasını toplumsal ilerlemenin de kapılarını araladığına inanıyoruz. Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesi ile bin 200’ün üzerinde kız öğrenciye kendilerini geliştirmeleri için önemli fırsatlar sunuyoruz” ifadelerini kullandı. "ALO 183 hattını 112 Acil Çağrı Merkezine entegre ediyoruz" Bakan Göktaş, kadına yönelik şiddete dair şunları kaydetti: “Vakalara müdahale gücümüzü artırmak adına İçişleri Bakanlığımızla iş birliğinde ALO 183 hattını 112 Acil Çağrı Merkezine entegre ediyoruz. Böylece kolluk kuvvetlerimiz ve sağlık kuruluşlarımız ile eşgüdümümüzü güçlendirerek, vakalara daha etkin ve hızlı müdahale edeceğiz. Bu yıl İstanbul ve İzmir’de açtığımız ŞÖNİM’lerimizle merkez sayımız 84’e ulaştı. Şu an 6 ilimizde daha yeni ŞÖNİM açmak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Diğer yandan, 418 Sosyal Hizmet Merkezimizdeki ve 309 SHM irtibat birimimizdeki Şiddetle Mücadele İrtibat Noktalarımızda aynı kararlılıkla hizmet vermeye devam ediyoruz. Ülke genelinde 149 kadın konukevinde kadınlara korunaklı bir yaşam alanı sunuyor, psikososyal desteklerle sorunlarına çözüm üretiyoruz. Kadınların ve çocukların özel ihtiyaçlarına ve risk durumlarına uygun çözümler sunmak için 15 ilimizde 17 kadın konukevini ihtisaslaştırdık. Yıl sonuna kadar Kayseri ve İstanbul’da iki kadın konukevini daha ihtisaslaştırılmış kuruluşlarımız arasına dâhil edeceğiz.” "Sözleşmeden çıkmanın şiddeti arttırdığını iddia etmek art niyetli bir yorumdur" İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasıyla ilgili olarak Göktaş, “Ülke olarak kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadığı gibi, ona bağlı olarak da kesintiye uğraması asla söz konusu değildir. Sözleşmeden çıkmanın şiddeti arttırdığını iddia etmek art niyetli bir yorumdur. Bu iddia herhangi bir bilimsel veriye de dayanmamaktadır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahip olduğumuzu vurgulamak isterim. Bu güçlü Kanunumuzun etkin bir şekilde uygulanmasının en yakın takipçisi yine biziz. Bunun yanı sıra 2020’den sonra kadına şiddet uygulayanlara yönelik cezaları ağırlaştıran, kapsamını genişleten düzenlemeleri biz yaptık. Ve hâlihazırda tüm kurumlarımızla işbirliği ve eşgüdüm içinde proaktif bir yaklaşım ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Gelin kadına yönelik şiddetle mücadeleyi, bizleri kısır döngüye hapseden bu tartışmalardan çıkaralım. Bu mücadelemizde yanımızda olun. Bu çocuklar hepimizin evladı, bu kadınlar hepimizin kardeşi. İnanıyoruz ki, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkili yöntem, güçlü bir toplumsal farkındalık oluşturmaktır. Bu bağlamda kültür, sanat ve medyanın dönüştürücü gücünden yararlanmayı önemsiyoruz. Kadınların değersizleştirildiği, metalaştırıldığı ya da şiddetin sıradanlaştırıldığı içeriklerin toplum üzerinde derin ve olumsuz etkiler bıraktığını biliyoruz. Bakanlık olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede medya içeriklerinin hassasiyetle ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Bu sebeple yapımcılar ve medya temsilcileriyle bir araya geldik, hassasiyetlerimizi dile getirdik. RTÜK iş birliğiyle ’Medyada Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye İlişkin Etik İlkeler Rehberi’ni hazırladık” ifadelerini kullandı.
Düzce Öztürk “Son 22 yılda sosyal yardım ve dayanışma alanında büyük ilerleme kaydedildi” AK Parti Düzce Milletvekili Ercan Öztürk TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada sosyal yardımların 22 yılda 1,3 milyar TL’den 500 milyar TL’ye ulaştığını söyledi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2025 bütçesi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti Grubu adına söz alan Düzce Milletvekili Ercan Öztürk, AK Parti iktidarları döneminde sosyal yardımlardan aile politikalarına, engelli bireylerin desteklenmesinden yaşlılara ve çocuklara yönelik çalışmalara kadar birçok konuya dikkat çekti. Ercan Öztürk, hükümetin sosyal devlet anlayışıyla hayata geçirdiği projeleri ve reformları detaylı bir şekilde anlattı. Konuşmasında, insanı yaşat ki devlet yaşasın şiarını benimsediklerini ifade eden Öztürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin son 22 yılda sosyal yardım ve dayanışma alanında büyük ilerleme kaydettiğini belirtti. 2002 yılında sosyal yardımlara ayrılan bütçenin sadece 1,3 milyar TL olduğunu hatırlatan Öztürk, bugün bu rakamın 500 milyar TL’yi aştığını ifade etti. Sosyal yardım programlarının sayısının ise 2002’de 4’ten 50’nin üzerine çıktığını belirterek, "Bu artış, vatandaşlarımızın refahını artırmayı ne kadar önemsediğimizin en somut göstergesidir" dedi. Engelli bireylerin ve yaşlıların toplumsal hayata katılımını artırmak için yapılan çalışmalara değinen Ercan Öztürk, evde bakım hizmetlerinin yaygınlaştırıldığını ve erişilebilirlik standartlarının geliştirildiğini belirtti. Ayrıca, engelli maaşı alan kişi sayısının 2002 yılında 7 bin civarındayken bugün 900 bine ulaştığını, 2002 - 2024 yılları arasında tüm kamu kaynakları ile yaklaşık 1 trilyon 190 milyar TL sosyal yardım yapıldığını vurguladı. Çocuklara yönelik koruma ve destek projelerine de dikkat çeken Milletvekili Öztürk, koruyucu aile sisteminin yaygınlaştırıldığını ve eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için adımlar atıldığını ifade etti. Aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilen çalışmaları aktararak, "Aile danışmanlık hizmetleri ve sosyal destek programlarıyla geleceğin sağlam temeller üzerinde yükselmesini hedefliyoruz" dedi. 2022 sayılı kanun dahilinde 1,5 milyon engelli ve yaşlıya aylık verildiğini söyleyen Öztürk, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken, aile ve sosyal hizmetler alanında insanımızın hayat şartlarını daha iyi hale getirmek için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi. Ercan Öztürk, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesinin ülke ve millet için hayırlı olmasını temenni ederek sözlerini tamamladı.
İstanbul Göksel Gümüşdağ: “Bu gerginliğin futbolun marka değerine hiçbir katkısı yok” Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ, Fenerbahçe maçının ardından yaptığı açıklamada, ülke geleninde futbolu 3 kulüp üzerine değil, genele yaymak gerektiğini söyleyerek, “Bu gerginliğin futbolun marka değerine hiçbir katkısı yok” dedi. Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında Başakşehir, deplasmanda Fenerbahçe’ye 3-1 mağlup oldu. Mücadelenin ardından Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Yüksek bir tempolu bir maç olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Gümüşdağ, “Başakşehir adına bakıldığında müsabakayı 60 dakika 10 kişi tamamlamak zorunda kaldı. Ba’nın yaptığı hareketi hiçbir şekilde tasvip etmiyorum. Dzeko’ya yaptığı hareket direkt kırmızı kart. Başakşehirli bir oyuncunun böyle bir tavır içerisinde olmasını doğru bulmuyorum. Gereken cezayı da vereceğim. Bakıldığında tempolu bir maç, Fenerbahçe’nin de bizim de puan almamız gereken bir maçtı. Bakıldığı zaman 3 gün arayla oynadığımız 3. maçımız. Gene Beşiktaş maçı öncesi 3 gün, bu maç öncesi 3 gün. 3 gün arayla 3. maçımızı oynuyoruz. Heidenheim ile geçtiğimiz gün yüksek tempolu bir maç oynadık. 3. gün yine bu maça çıktık. Baktığınızda 5 sakatımız var. Ömer Ali Şahiner, Serdar, Keny, kalecimiz Muhammed var. Bugün 3. kalecimizle oynadık. Oyuncular 5 sakatın olmasına rağmen burada güzel bir mücadele sergilediler. Şimdi hedefimiz Belçika ekibiyle oynayacağımız maçla birlikte devam mı tamam mı maçı olacak. Brugge’da bir galibiyet alıp, UEFA Konferans Ligi’nde play-off’a kalmak istiyoruz. Avrupa maçlarına Futbol Federasyonu daha hassasiyet göstermelidir. Bu maç özelinde söylemiyorum. Zaten bu maçın pazartesi gününe alınma ihtimali yoktu. Perşembe maç vardı. Diğer maçlar 3 gün arayla oynandı. 1 gün sonrada oynanabilirdi. Çünkü Avrupa maçlarındaki puanlar, ülke puanı için milli maçlar kadar önemlidir. Dolasıyla buna dikkat etmek lazım. Ben oyuncularımı, Fenerbahçe’yi tebrik ediyorum. İki taraf da güzel bir mücadelede sergiledi” ifadelerini kullandı. “Bu tip maçlarda oyuncular kendilerini göstermek ister” Oyun içinde gerginliğin sürekli yükseldiğinin hatırlatılması üzerine Gümüşdağ, “Bu tip maçlarda oyuncular kendilerini göstermek ister. Şu an olan bir şey değil, bu her zaman olan bir şeydir. 10 kişi kalmak oyunu biraz gerdi. Ba’nın yaptığı arkadaşlarının 60 dakika 10 kişi mücadelede etmesini gerektirdi. Belki biraz gerginlik ondadır. Onun dışında bence çocuklar elinde gelen mücadeleyi gösterdiler. 5 sakat, 3 gün arayla maç oynadık. Bu hiç kolay değil” değerlendirmesinde bulundu. “Bu gerginliğin futbolun marka değerine hiçbir katkısı yok” Son dönemde futbolda gerginliğin yüksek olmasının nedeninin sorulmasını üzerine Gümüşdağ, “Ben sezon başladığından beri açıklama yapmadım. Sezonu bitirdiğimiz de gereken görüşlerimizi beyan ederiz. Bu gerginlik ne Fenerbahçe’ye, ne Galatasaray’a bir fayda sağlamıyor ve değer katmıyor. Bu gerginlikler bugün değil, bu gerginlikler her var. Bu gerginliğin futbolun marka değerine hiçbir katkısı yok. Sadece Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş Türk futbolunda top oynamıyor. Diğer takımların durumunu da değerlendirmek lazım. Türk futbolunda gece gündüz sadece Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş üzerinde tartışırsak diğer kulüplerin de alın teri var. Dolasıyla hakemler sadece bu maçlarda hata yapmıyor. Bu konulara girmek istemiyorum. Milli takıma hazırladığımız genç bir kaleci 60. dakikada sarı kart görüyor. Bizim statta 90+3. dakikada verirler. Oyuncuları kazanmak gerekiyor. Özellikle bu gençlere daha tahammül etmemiz gerekiyor. Bu oyuncular milli takıma hazırlanan çocuklar. Genel olarak performansların sezon başından beri iyi olduğunu söyleyemem” şeklinde konuştu. “Biraz daha futbolu 3 kulüp üzerinde değil, genele yaymak lazım” Hakem hatalarının sadece 3 kulüp nezdinde konuşulmaması gerektiğini dile getiren Başkan Gümüşdağ, “Hakem hataları her maçta oluyor. Aynı şekilde Avrupa’da bu haftanın tek galibi Başakşehir oldu. Dolasıyla bunlar önemli şeyler. Biraz daha futbolu 3 kulüp üzerinde değil, genele yaymak lazım. Bütün kulüplerimiz kıymetlidir. Herkes büyük emek veriyor” diye sözlerini tamamladı.