GENEL - 15 Mart 2012 Perşembe 12:45

İPEK YOLUNU MERAK EDEREK 14 YIL ÖNCE GELDİĞİ TÜRKİYE`DEN ÜLKESİNE DÖNEMİYOR

A
A
A
İPEK YOLUNU MERAK EDEREK 14 YIL ÖNCE GELDİĞİ TÜRKİYE`DEN ÜLKESİNE DÖNEMİYOR

Yörük hayatını ve İpekyolunu merak edip 14 yıl önce deve, at arabası, eşek, keçi ve tavuklarıyla birlikte Kapıkule sınır kapısından Türkiye’ye giriş yapan İsviçreli Rolan Verdon (51), evrakları eksik oludğu için ülkesine geri dönemiyor.
Keçi, kedi, köpek, tavuk, eşek ve devesinin sağlık belgeleri olmadığı için 3 aydır Kapıkule yakınlarındaki boş bir arazide kalan Rolan Verdon Bulgaristan’a çıkış yapamıyor. Kapıkule’ye yakın bir alanda bekleyen Verdon, "Türk vatandaşı olmak istiyorum ama adres istiyorlar ve yörük yaşam tarzını benimsediğim için adresim yok, vatandaş olamadım. Sınırdan da çıkış yapıp ülkeme gidemiyorum" dedi.
Beraber gezdiği hayvanların bakımlarını sınıra yakın bir alanda yapan deveci Goran lakaplı Rolan Verdon, "Ben Türkiye’ye yaklaşık 14 yıl önce geldim. Son 30 yıldır dünya ülkelerini geziyorum. Amacım Yörük hayatını ve İpekyolu’nu incelemek ayrıca hayvanlara ve onların haklarına dikkat çekmek. Türkiye’de Hatay dışında tüm kentleri gezdim. Yanımda da hayvanlarım vardı. Bir süre Kırklareli’nde konakladım. Ondan sonra Türk vatandaşı olabilmek için başvuru da bulundum. Benden sabit adres istediler ama ben
Yörüklerin yaşam tarzını benimsediğim için belirli bir adresim yok. Bu nedenle de başvurumu kabul etmediler. Ben de Kapıkule’den Bulgaristan’a çıkış yapmak istedim. Bu kez de Avrupa Birliği üyesi olan Bulgaristan hayvanlarımın sağlık belgesi olmadığını ve giriş yapamayacağımı söyledi. Ben de bu alanda hayvanlarımla birlikte 3 aydır çıkış yapabilmek için bekliyorum. Sağlık belgelerini tamamlamak içinde param yok. Maalesef her şey ters oluyor" dedi.
Birlikte gezdiği hayvanlar için sağlık belgelerinin hazırlanmasını isteyen Roland Verdon, Türk vatandaşlığına kabul edilmediği için artık ülkeden ayrılmak istediğini söyledi. Keçi, kedi, köpek, tavuk, eşek ve devesinin ihtiyaçlarını çöplerden toplayarak karşılayan Verdon, geceleri de onların yanında kalıyor.
İpekyolu güzergahını kullanarak Moğolistan’a kadar giden Verdon, Fransa, İtalya, Avusturya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Türkiye, İran, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Ukrayna, Hırvatistan, Slovenya, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Ukrayna, Rusya, Fas gibi ülkeleri dolaştığını belirtti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Prof. Dr. Yücel Namal, "Macaristan’da Osmanlı Döneminde dini hoşgörü hüküm sürmüştür" Türk-Macar ilişkileri üzerine çalışmalar yapan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Namal, Macaristan’da İslam’ın resmi din olarak kabul edilmesinin 109. yılı dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Osmanlı Devleti’nin 150 yıl süren Macaristan hakimiyeti döneminde dini hoşgörünün hâkim olduğunu belirten Prof. Dr. Yücel Namal, Macaristan’daki en önemli İslam eserlerinden birinin Gül Baba Türbesi olduğunu ifade etti. Namal, "Gül Baba, Osmanlı ordusuyla birlikte Macaristan’a gelmiş ve Budin’in fethi sırasında hayatını kaybetmiştir. Bu süreçten sonra türbesi, Macaristan’daki ve çevre bölgelerdeki Müslümanlar için önemli bir merkez haline gelmiştir" ifadelerine yer verdi. Berlin Antlaşması ile Müslüman nüfusun Bosna-Hersek, Avusturya-Macaristan tarafından işgal edildiğini ifade eden Namal, "93 Harbi dediğimiz 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında imzalanan Berlin Antlaşmasıyla (13 Temmuz 1878) Müslüman nüfusun yoğun olduğu Bosna-Hersek’in, Avusturya-Macaristan tarafından işgal edilmiştir. Böylece birçok Müslüman geçici ya da sürekli olarak Macaristan’a yerleşmiştir. Macaristan’daki ve Bosna-Hersek’teki Müslümanlar dini bayramlar vesilesiyle Budapeşte’de bulunan Müslümanların tek kutsal yeri olan Gül Baba türbesinde buluşuyorlardı" dedi. 1909 yılında Osmanlı Hükümeti tarafından Macaristan’a gönderilen imam Abdüllatif Tanrısever’in Türk öğrenciler için öğretmen olarak görevlendirildiğini belirten Prof. Dr. Yücel Namal, Abdüllatif Efendi’nin Gül Baba Türbesi’nde cuma ve bayram namazları kıldırarak hutbeler verdiğini söyledi. Namal, "Birinci Dünya Savaşında yapılan müttefiklik ve bunun sonucunda doğan dostluğun neticesi olarak 5 maddelik İslamiyetin Macaristan da resmi din olarak kabulünü içeren yasa 30 Mart 1916 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yasa Avrupa kıtasında müstesna bir örnek olarak tarihteki yerini almıştır. Bu yasanın çıkmasında başta Macaristan’daki Başşehbender Ahmet Hikmet Müftüoğlu ve Bosna-Hersekli Müslümanların önemli katkısı olmuştur. Bu yasa Avrupa kıtasında çoğunluğu Müslüman olmayan bir ülkede kabul edilmesi açısından da önemlidir" diye konuştu.