SAĞLIK - 13 Kasım 2024 Çarşamba 15:09

Ergenlerde diyabet alarmı: "Giderek artıyor"

A
A
A
Ergenlerde diyabet alarmı: "Giderek artıyor"

DÜZCE (İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, çocuklukta en sık görülen diyabet türünün ömür boyu insülin kullanımı gerektiren Tip 1 diyabet olduğunu belirterek, Tip 2 diyabetin çocuklarda daha az görülmekle birlikte, ergenlerde giderek arttığını söyledi.


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, "14 Kasım Dünya Diyabet Günü" dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Çocuklukta en sık görülen diyabet türünün ömür boyu insülin kullanımı gerektiren tip 1 diyabet olduğunu bildiren Prof. Dr. Arslanoğlu, bunun en önemli sebepleri arasında doğuştan genetik yönden yatkınlık olduğunu ifade ederek, çevresel ve yaşam tarzına ilişkin zararlı etkenlerin de süreci kolaylaştırdığını vurguladı.


Çocuklarda diyabet gelişiminde genetik yatkınlığın önlenemez olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arslanoğlu, "Ancak D vitamini, omega 3 ve antioksidanların eksikliği, beslenme, uyku ve hareket düzeninin olmaması, dış stres etkenleri veya bireyin bunlarla başa çıkma yetersizliği, kirli hava ve doğal olmayan çevre, aşırı ve bilinçsiz hijyen azaltılabilir riskler arasında sayılabilir" dedi.



"Tip 2 diyabet özellikle ergenlerde giderek artıyor"


Tip 2 diyabetin çocuklarda daha az görülmekle birlikte, ergenlerde giderek arttığına işaret eden Prof. Dr. Arslanoğlu, "Bu diyabet tipi obezite ile çok yakın ilişkili ama obezite bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek Tip 1 diyabet riskini de artırabilir. Tip 2 diyabet daha sinsi ilerler, belirtileri ortaya çıkmadan çok ileri aşamalara gelebilir ama geç kalınmazsa insüline bağımlı olmadan yaşam tarzı düzenlemesi ve ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edilebilir. Tip 1 diyabet ise daha hızlı ilerler ve yaşam tarzına dikkat edilse bile insülin gerektirir. Henüz ilerlememiş olgularda şeker yükleme testi ve hemoglobin A1c adı verilen üç aylık şeker ortalamasını gösteren tahlil ile karar vermek gerekebilir. Ayrıca klasik idrar tahlilinde idrarda şeker görülmesi, durum ilerlediyse keton adı verilen maddelerin de görülmesi kan şekeri ile birlikte tanı koydurucudur. Ancak insülinin çeşitleri var, bireye uygun seçimler yapmak gerekir. Bir de insülinin hem verilişini, hem de vücudun ihtiyacına göre ayarlanmasını kolaylaştıran insülin pompaları da tedavide yardımcı olan önemli teknolojik ürünlerdir" şeklinde konuştu.



"Çocuklarda diyabet yönetiminde genel çevrenin desteği önemlidir"


Çocuklarda diyabet yönetiminin ailenin ve diyabet ekibinin yakın iş birliğini içerisinde olması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Arslanoğlu, "Ayrıca başta okul personeli olmak üzere genel çevrenin de desteği önemlidir. Bu işbirliği ile diyabet yönetiminin üç ayağı, yani insülin, beslenme ve egzersizin birbiriyle uyum içinde sürdürülmesi, bu uyumun da sürekli şeker ölçümüyle denetlenmesi gerekir. Bütün bunlar çocuğun yaşam kalitesini ve yaşama sevincini azaltmayacak yoğun bir deneyim ve destek eşliğinde gerçekleşmelidir. Yalnızca bunu yaparken akranlarını yakalayabilmek için herkesten daha hızlı, daha becerikli ve daha bilinçli olmaları gerekir. Buna en iyi örnekler çocukluktan beri diyabetli tıp profesörleri, profesyonel sporcular, birden fazla çocuk sahibi olmuş başarılı diyabetli ebeveynlerdir" diye konuştu.



"Ülkenin her Köşesinden başvuru alıyoruz"


Arslanoğlu, Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Diyabet Merkezi’nin imkanları ve çalışmaları hakkında da bilgilendirmelerde bulundu. Çocuk Diyabet Merkezi’nin dünyada 130 merkezin sertifiye olduğu SWEET adlı birliğin Türkiye’deki iki üyesinden biri olduğuna dikkat çeken Arslanoğlu, "Merkezimizin vizyonu, en gelişmiş çocuk diyabet bakımını bizden hizmet isteyen istisnasız her çocuğa ulaştırmak, bunu yaparken de en hassas yaklaşımlarla onların hayatını kolaylaştıracak her yöntemi geliştirmeye çalışmaktır. Ülkenin her köşesinden başvuru aldığımız için rutin hizmet yöntemleriyle yeterli olmamız mümkün olmamakta ve sürekli yoğun ekip iletişimi ile yeni yöntemler geliştirmekteyiz. Bunların arasında 24 saat Whatsapp danışma gruplarımız, ev, okul ve bölge ziyareti yaptığımız gezici etkinliklerimiz, kamplarımız, zoom toplantılarımız, okul, kreş, aile ve sosyal hizmetler, aile hekimlikleri ile kurduğumuz bağlar ve yaptığımız eğitimler sayılabilir" şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Yenilikçi ürünlerle gıda sektöründe fark yaşatıyorlar Ar-Ge çalışmaları ve yeni çıkacak ürünleriyle dikkat çeken Doybox Bidaa, "Geleneğin Pratik Tadı" sloganıyla hızlı tüketim pazarında devrim oluşturuyor. Geleneksel lezzetleri modern çözümlerle sunan firma, yeni ürünleri ve "bidaa dükkân" konseptiyle hem Bursa hem de Türkiye genelinde büyümeye devam ediyor. Ar-Ge ile yepyeni tatlar yolda Doybox Bidaa, sektördeki güçlü konumunu yenilikçi ürünleriyle pekiştiriyor. Firmanın Satış ve Pazarlama Yöneticisi Müge Gölcü, mevcut ürün yelpazesini ve Ar-Ge çalışmalarını şu sözlerle özetledi: “Şu anda 37 çeşit ürünümüz var; bunlardan 32’si donuk, 5’i ise buzdolabında saklanabiliyor. Donuk ürünlerimiz arasında pilav, tatlı çeşitleri, dolma, kavurma ve kuzu kol yer alıyor. Buzdolabında saklanabilen ürünlerimiz arasında ise kavanoz çorbalarımız, menemen harcı ve soğan turşusu var. Bununla birlikte, lazanya, imambayıldı ve mücver gibi 20’ye yakın yeni ürün üzerinde çalışıyoruz ve bunların bazılarını önümüzdeki ay piyasaya sunacağız.” Bidaa dükkânlarla geleneksel lezzetler her Yerde Bursa Zafer Plaza AVM’de açılan ilk tanıtım standı ve Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’ndeki ilk konsept mağaza, Bidaa markasının hızlı tüketim ürünlerindeki başarısını ortaya koyuyor. Müge Gölcü, “Ev yemeği lezzetinde, tamamen doğal ve ekonomik ürünler sunarak hem Bursa’da hem de tüm Türkiye’de yayılmayı hedefliyoruz. Bu vizyon, ‘Geleneğin Pratik Tadı’ sloganımızda hayat buluyor,” dedi. Doymatikler ile daha fazla ulaşılabilirlik Doybox Bidaa, yalnızca dükkânlarıyla değil, tam otomatik çorba makineleri olan "Doymatik"lerle de tüketicilere ulaşmayı planlıyor. Gölcü, “Bidaa dükkânlarımızın yanı sıra Doymatik’lerimizi kolay erişilebilir noktalarda halkımızla buluşturarak, sağlıklı, hızlı ve pratik yemek seçeneklerini yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz,” ifadelerini kullandı. Hızla değişen yemek eğilimlerine yanıt Yoğun iş temposu ve hızlı yaşam tarzı nedeniyle sağlıklı ve pratik yemek seçeneklerine olan talebin arttığını vurgulayan Müge Gölcü, “Özellikle genç nesiller, koruyucusuz, güvenli ve hızlı tüketim ürünlerine yöneliyor. Biz de bu talebe yenilikçi çözümlerle yanıt veriyoruz. Doybox Bidaa, gelenekten geleceğe uzanan bir köprü olma misyonunu sürdürüyor,” dedi. Doybox Bidaa, Bursa’dan başlayarak tüm Türkiye’de sağlıklı, pratik ve ekonomik yemek çözümleri sunmayı hedefliyor. Yenilikçi Ar-Ge çalışmaları ve Bidaa dükkânlarıyla büyümeye devam eden firma, geleneksel lezzetleri modern bir şekilde tüketicilerle buluşturmaya kararlı.
Diyarbakır Minik yüreklerden Alpaslan’a anlamlı destek Diyarbakır’da ilkokul 2’inci sınıf öğrencileri SMA hastası olan ve valilik onayıyla kampanya başlatılan Alpaslan Arslan bebeğe anlamlı destek verdi. Minik öğrenciler, ’Alpaslan’a hayat ol, bağış yap’ sloganı ile yaptığı etkinlik ile harçlıklarını Alpaslan bebeğe bağışladı. Öğretmenim Okulları öğretmenlerinin desteği ile ilkokul 2’inci sınıf öğrencileri SMA hastası Alpaslan Arslan için bir etkinlik düzenledi. Etkinliğe katılan minik yürekler yaptıkları anlamlı destek ile büyüklerine örnek oldu. Etkinlikte öğrencilere içi boş harfler dağıtılarak boyandı. Keyifli dakikalar yaşayan öğrenciler etkinlik sonrasında hep bir ağızdan bağırarak ’Alpaslan’a hayat ol, bağış yap’ diyerek herkesi duyarlılığa davet etti. Etkinlik sonunda öğrenciler harçlıklarından biriktirdikleri paralarla Alpaslan’a bağışta bulundu. Kampanyanın yürütücüsü ve Alpaslan Arslan’ın avukatı Zeynep Kahraman, miniklerin duyarlılığı karşısında çok mutlu olduklarını söyledi. Kahraman, "Okullara kutu bırakma mantığı ile gittim. Özellikle devam eden kampanyada vatandaşların duyarsız olduğunu görünce küçük yaştaki çocukların daha duyarlı hale gelmesi için ön ayak olmak istedik. Okul öğretmenleri ile yaptığımız istişareler sonucunda öğrencilerin duyarlılık kazanması için harçlıklarını Alpaslan ile paylaşma kararı aldılar. Bunun neticesinde okulda bir etkinlik düzenledik. ’Alpaslan’a hayat ol, bağış yap’ adı altında bir etkinlik düzenledik. Her bir çocuğa içi boş harfler dağıtıldı ve boyandı. Böylelikle kampanyada ilkokul öğrencileri keyifli bir zaman geçirme imkanı da doğdu. Minik çocuklar sınıfça topladıkları paraları Alpaslan’a destek olmak üzere bağışladı" dedi. Minik çocuklar büyüklere örnek oldu İlkokul 2. sınıf öğrencilerinin yaptığı bu anlamlı hareketin kendilerini çok mutlu ettiğini belirten Avukat Zeynep Kahraman, "Çünkü bu yaşta paylaşıma yönelik hissedilen duyguların, ileride tekrarlanacağı kanaatindeyiz. Çocuklar büyüklere hep bir ağızdan ’Alpaslan’a destek ol, bağış yap’ şeklinde seslenerek ağabeylerine ve ablalarına örnek oldu. Minik çocuklarımızın duyarlılığını büyüklerimizden de bekliyoruz. Alpaslan’a destek için tüm duyarlı vatandaşların kampanyaya müdahil olmalarını istiyoruz. Bu duyarlılık konusunda herkesten maddi ve manevi destek bekliyoruz. Kampanyanın yayılması için Alpaslan adına açılan hesapların takip edilerek bağış yapılmasını temenni ediyoruz" diye konuştu. Valilik onayı ile kampanya başlatılan 7 aylık SMA hastası Alpaslan Arslan’ın tedavisinin tamamlanması için 82 milyon liraya ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
İstanbul Jose Mourinho’dan, Kayserispor maçında hücumda rotasyon Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, Kayserispor karşısında hücum hattında rotasyona giderken, son oynadıkları Sivasspor maçının 11’ine göre 3 değişiklik yaptı. Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Fenerbahçe, deplasmanda Kayserispor ile karşılaşıyor. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, milli maç arası öncesi oynanan Sivasspor karşılaşmasının 11’ine göre 5 değişikliğe yaptı. Sakatlığı bulunan Çağlar Söyüncü’nün yerine Alexander Djiku, Sebastian Szymanski’nin yerine Fred görev aldı. Hafif sakatlığı bulunan ve Kayseri’ye getirilmeyen Allan Saint-Maximin’in yerine de Oğuz Aydın’a şans verdi. Oğuz Aydın ilk kez 11’de Sezon öncesi takıma dahil olan Oğuz Aydın, sarı-lacivertli formayla ilk kez Süper Lig’de 11 başladı. Milli maç arasında Rus takımı Zenit ile oynanan hazırlık maçında sahaya 11’de çıkan Oğuz, bu sezon ligde 2, UEFA Şampiyonlar Ligi elemelerinde de 2 mücadelede süre aldı. Mert Hakan Yandaş ve Samet Akaydin, 2. kez 11’de Sarı-lacivertlilerin Sivasspor ile oynadığı maçta 11’de sahaya çıkan Mert Hakan Yandaş, üst üste 2. kez 11’de forma şansı buldu. UEFA Şampiyonlar Ligi elemeleri ve Avrupa Ligi’nde toplam 7 müsabakada forma giyen Mert Hakan, bu sezon Süper Lig’de 7. kez sarı-lacivertli formayı terletti. Savunma oyuncusu Samet Akaydin de Sivasspor mücadelesinin ardından yine 11’de başladı. 30 yaşındaki futbolcu, bu sezon ligde 3. maçında görev aldı. Fenerbahçe mücadeleye; Dominik Livakovic, Bright Osayi-Samuel, Samet Akaydin, Alexander Djiku, Filip Kostic, Sofyan Amrabat, Fred, Dusan Tadic, Mert Hakan Yandaş, Oğuz Aydın ve Youssef En Nesyri 11’i ile başladı. Yedeklerde ise, İrfan Can Eğribayat, Mert Müldür, Rodrigo Becao, İsmail Yüksek, İrfan Can Kahveci, Levent Mercan, Bartuğ Elmaz, Sebastian Szymanski, Edin Dzeko ve Cenk Tosun bekledi.