GÜNDEM - 20 Mart 2025 Perşembe 19:57

Down sendromlu çocuklar şenliğinde buluştu

A
A
A
Down sendromlu çocuklar şenliğinde buluştu

Düzce Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi tarafından 21 Mart Dünya Down Sendromu Günü dolayısıyla down sendromlu çocuklar için düzenlenen, "Renkli Dünyalar: Geleneksel Oyunlar" başlıklı şenlik büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi.


Spor Salonu’nda etkinliğe; Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir, Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Akpınar, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü akademisyenleri ve öğrenciler katıldı.


Down sendromlu çocukların sosyal etkileşimlerini artırmak, geleneksel oyunlarla keyifli vakit geçirmelerini sağlamak ve farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen etkinlikte, çeşitli geleneksel oyunlar oynanarak çocukların hem eğlenmeleri hem de fiziksel ve sosyal becerilerini geliştirmeleri hedeflendi.


Rektör Sözbir, etkinliğe aktif olarak katılım sağlayarak, çocuklarla birlikte geleneksel oyunlar oynadı ve eğlenceli aktivitelerde yer alarak onların mutluluklarına ortak oldu. Çocuklarla birebir ilgilenerek onlarla vakit geçiren Nedim Sözbir, bu tür etkinliklerin toplumda farkındalık oluşturmak adına çok değerli olduğunu belirtti.


Öğrencilerin ve akademisyenlerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, çocuklar için yüz boyama, ip atlama, sandalye kapmaca gibi çeşitli oyunlar yer alırken, geleneksel oyunlarla bütünleşmiş bu özel gün, down sendromlu çocuklar için unutulmaz bir deneyim oldu.


Çocukların keyifli vakit geçirmesini sağlayan ve renkli anlara sahne olan etkinlik, çocukların yüzlerindeki tebessüm ve öğretmenlerinin memnuniyetiyle sona erdi.



Down sendromlu çocuklar şenliğinde buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ekrem İmamoğlu’nun terör soruşturması kapsamında savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında İmamoğlu’nun terör suçlamasına karşı savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. Savcılık tarafından Ekrem İmamoğlu’na terör kaydı olan 18 kişinin meclis üyeliği soruldu. İmamoğlu ifadesinde "39 ilçede yaklaşık bin 500’e yakın meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilmem mümkün değildir" ifadelerini kullandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında İmamoğlu’nun terör suçlamasına karşı verdiği ifade ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nda ifade veren Ekrem İmamoğlu kendisine sorulan "Terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı?" sorusuna "Benim ailemin ve şahsımın etrafında terör ile ilgili kimse barınamaz, bir parçası olamaz. Bunun bana sorulmasını bile zul kabul ederim" şeklinde yanıt verdi. Savcılık İmamoğlu’na ‘kent uzlaşısını’ soruldu İfade sırasında 06 Kasım 2024 günü terör örgütü güdümünde yayın yapan "ANF NEWS" isimli haber portalında PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden olan Bese Hozat isimli örgüt mensubu şahsın "Bu iktidar inkar imha politikalarından vazgeçmedikçe, bu soykırım politikalarından vazgeçmedikçe bu kayyum politikası son bulmaz, devam eder. Geçen gün Esenyurt’a atadı kayyum. Biz dedik arkası gelecek. Bu Kürdistan’a da yayılacak ve aynısı oldu yine. Şimdi bu sabah Mardin’e, Batman’a, Halfeti’ye kayyum atadılar. Giderek diğer belediyelere kayyum atayacaklar. Türkiye’de giderek işte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atayacak. Giderek işte kent uzlaşmasının geliştiği her yere dönüp bu politikayı geliştirecek" şeklinde açıklamalarda bulunduğu Ekrem İmamoğlu’na anlatıldı. Ekrem İmamoğlu’na 11 Şubat 2025 tarihinde ise PKK/KCK terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren ve internet üzerinden yayın yapan medya haber isimli ajansta açıklamalarda bulunan Yıldırım Kaya isimli şahsın "Şimdi kendisi Milliyetçi Hareket Partisi ile HÜDA PAR ile ittifak yaparak seçimlere girdi kaybetti, şimdi Cumhuriyet Halk Partisi ile DEM, HDK ittifak yaparak İstanbul’da çok açık bir şekilde açık ara seçimleri kazandı şimdi İstanbul’u kaybetmek Türkiye’yi kaybetmek anlamına geldiği için kent uzlaşısı olmasaydı biz İstanbul’u kazanabilirdik varsayımı üzerinden hareket ediyor" şeklindeki açıklamaları da aktarıldı. İmamoğlu’na tüm bu açıklamalar ve beyanlar kapsamında kent uzlaşısının ne anlama geldiği, ne zaman ne amaçla kurulduğu soruldu. İmamoğlu cevabında "Kent uzlaşısı ifadesinin DEM Parti söylemi olduğunu biliyorum. Yukarıda ismi geçen terör örgütleri ve bağlantılı bir kısım terör örgütü üyelerinin ne isimlerini, ne söylemlerini biliyorum, ne de takip ettim, öyle bir merakım da yoktur. Kent uzlaşısı bana değil şu anda Türkiye’nin mevcut siyasi gündeminde hükümetle yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır" dedi. Terör kaydı olan 18 kişinin meclis üyeliği İmamoğlu’na soruldu Savcılık tarafından İmamoğlu’na İstanbul ilçe belediye ve büyükşehir belediye meclis üyelikleri ile belediye başkan yardımcılarından 18 şahsın UYAP verilerine göre terör kayıtlarının olduğu ve 18 şahsın 2024 yerel seçimlerinden yaklaşık bir ay öncesinden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olarak geçtiklerinin anlaşıldığı anlatıldı. Ekrem İmamoğlu’na "Bu şahısların meclis üyesi olarak gösterilmesi kim veya kimler tarafından sağlandı? Siz bu şahısların terör örgütü ile iltisaklı olduğu yönünde herhangi bir bilgiye sahip miydiniz?" sorusu yönetildi. "Bin 500’e yakın meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilmem mümkün değildir" İmamoğlu cevabında "İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu’na bildirilen listelerde bu isimler bulunmasına rağmen İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu bu tespiti yapmayıp daha sonra bu soruşturma süreçlerinin başlatılmasını, kasıtlı bir yargı üzerinden siyasi müdahale olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Beni ilgilendiren kısmı ise Cumhuriyet Halk Partisi’nin, İstanbul ve Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde Türkiye’nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş birçok ismi Türkiye ittifakı kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede yaklaşık bin 500’e yakın meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilmem mümkün değildir" ifadelerini kullandı. "Gizli tanık uygulamasını da beyanlarını da kabul etmiyorum" Gizli tanık İlke’nin "2024 Yerel Seçimlerinde DEM Parti’nin seçimlerde CHP’yi desteklemesi için sağlanan para trafiği Murat Ongun tarafından gerçekleştirildi. DEM ile CHP arasındaki bağlantıyı ise Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ile Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Ekrem İmamoğlu’nun kurduğu Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan sağladı. DİAYDER isimli dernek üzerinden alımları da Mahir Polat aracı olduğunu konu ile ilgili kamuoyunda haberler yansıdı. Dernek kapsamında terör örgütü ile bağlantılı kişiler bulunuyordu. Bu kişiler işe alındı" şeklindeki beyanları İmamoğlu’na okundu. Ekrem İmamoğlu’na "Gizli tanık ifadesinde geçen beyanlarda belirtilen para trafiği hakkında bilginiz var mıdır? Beyanlarda geçen paranın kaynağı nedir? Bu şekilde bir maddi kaynak aktarımı oldu mu? Bahse konu para aktarımı ne şekilde kimler vasıtası ile nereye yapılmıştır? Reform Enstitüsü isimli vakıf ne amaçla kurulmuştur? Faaliyetleri nelerdir?" şeklinde sorular yöneltildi. İmamoğlu cevabında "Mehmet Ali Çalışkan ile 2018 yılında İBB başkanı adayı olduğum tarihte tanıştım. Daha önce herhangi bir tanışıklığım bulunmamaktadır. Kendisi o dönemde Cumhuriyet Halk Partisi ile çalışan bir araştırma ve siyasi analiz şirketi sahibi olduğunu bildiğim bir kişidir. Daha sonraları kendisi ile siyasi analiz konusunda çok kereler birlikte olduğumuz, bir kısım araştırmalar yaptırdığımız ancak daha yoğun bir şekilde Cumhuriyet Halk Partisi ile birlikte çalıştığını bildiğim, fikir ve yetenekleri kamuoyunca da bilinen değerli bir araştırmacıdır. Reform Enstitüsü ismi ile bir vakıf kurarak düşünce kuruluşu olarak geliştirmek arzusunda olduğumuz bir kurumdur. Ancak zaman içerisinde henüz çok etkin bir şekilde faaliyetlerde bulunmaya dönük planlama oluşturulamamıştır. Bahse konu vakfın kurucuları arasında ben de varım. DEM Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi arasındaki bağlantı ve finansman ilişkisini kurmakla ilgili ne Murat Ongun’un, ne İBB Genel Sekreter Yardımcısı Olan Mahir Polat’ın ne de Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan’ın ilişkisi yoktur, herhangi bir tespitim ve şahitliğim olmamıştır. Gizli tanık uygulamasını da beyanlarını da kabul etmiyorum. Çoğunlukla uydurma, kumpas içerikli ve yalan ifadelerdir" dedi.
İstanbul Ekrem İmamoğlu’nun ‘terör’ soruşturmasında Savcılığa verdiği ifade ortaya çıktı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun terör soruşturması kapsamında Savcılığa verdiği ifade ortaya çıktı. İmamoğlu ifadesinde, ‘’Bu yargı tacizi sürecini önüme koyan herkesi en üst seviyede kınıyor, hakkımı ömrüm boyunca hukuki yollardan arayacağımı beyan ediyorum’’ dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik terör ve yolsuzluk iddiasına ilişkin 2 ayrı yürütülen soruşturma sürüyor. Terör soruşturması kapsamında yaklaşık 1 saat Savcılık işlemleri süren İmamoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı. "Bahsi geçen bir kısım yakından tanıdığım insanların namusuna, şerefine ve haysiyetine hakaret içeren seviyesi çok düşük cümlelerle doludur" Cumhuriyet Savcısı tarafından gizli tanık ‘Meşe’nin beyanları İmamoğlu’na soruldu. Meşe ifadelerinde, Resul Emrah Şahan’ın Beylikdüzü Belediyesi oluşumunun bir parçası olduğunu, BİMTAŞ’ın başında olduğunu, PKK sempatizanı olduğunu, İPA’yı yeni bir rüşvet çarkı oluşturmak için kurduklarını ve Şahan’ın ağırlıklı olarak PKK sempatizanı kişileri işe aldıklarını söyledi. Savcılık, İmamoğlu’na terör örgütleriyle iltisaklı şahısların işe alımlarının doğru olup olmadığını ve bildiklerini sordu. İmamoğlu cevabında, gizli tanık ifadelerini şiddetle reddettiklerini söyleyerek, "Tümü ile yalan, iftira ve uydurmadır. Bahsi geçen bir kısım yakından tanıdığım insanların namusuna, şerefine ve haysiyetine hakaret içeren seviyesi çok düşük cümlelerle doludur" dedi. "Kent uzlaşısı kavramını hiç kullanmadım" İmamoğlu’na ‘kent uzlaşısı’ tanımına ve bu fikrin gerçekleştirilmesine ilişkin bilgisi ve katkılarının olup olmadığı soruldu. İmamoğlu, bu kavramı hiç kullanmadığını belirterek, ‘’Bu konuda herhangi bir katkım da bulunmamaktadır. Ayrıca başka bir siyasi partiye benim fikri ve söylemsel bir katkım olması düşünülemez. Dem Parti haricinde başkaca siyasi partilerden de seçime kısa bir zaman kala istifa edip CHP listelerinden belediye meclis üyeliklerine giren bir kısım meclis üyesi adayı da olmuştur.’’ şeklinde yanıt verdi. Ahmet Özer’in adaylık süreci soruldu: ‘’CHP Genel Merkezi tarafından aday gösterilmiştir’’ Ahmet Özer’in adaylık sürecine de ifadesinde değinen İmamoğlu, ‘’Esenyurt’ta aday olarak belirlenen arkadaşımızın çekilmesine müteakip Esenyurt’un demografik yapısına uygun olduğu düşünülen ve geçmişte benim de danışmanlığımı yapmış Özer, CHP Genel Merkezi tarafından aday gösterilmiştir. Bu süreçlerin tamamı, Büyükşehir Belediye Başkan adayının tavsiyesi, il başkanlığının çalışma ekibine sunulması akabinde il başkalığı bu öneriyi olumlu bulması halinde genel merkeze taşır. Bu karar merkez yürütme kurulu önerisi ile parti meclisinde oylanarak karar verilir.’’ diye yanıtladı. "Bu yargı tacizi sürecini önüme koyan herkesi en üst seviyede kınıyor, hakkımı ömrüm boyunca hukuki yollardan arayacağımı beyan ediyorum" İmamoğlu ifadesinin devamında, 19 Mart günü İBB Başkanlık konutu kapısından gözaltına alınma metodunu kınadığını söyleyerek, "İfade etmeliyim ki işlemi yürüten polislerin nezaket dışında hiçbir kötü davranışı olmamıştır. 4 gündür nezarette bulunan bir kişi olarak yürütülen soruşturmaların içinin boş, ahlak sınırlarını aşan uydurma sorularla dolu en güçlü dayanağını gizli tanık ifadelerine bağlamış olması ve gözaltına 3-5 gün kala hatalı tespitler içeren MASAK raporlarıyla doldurulmuş, tarihe karar bir leke olarak geçecek süreç yaşatılmıştır. Milletimizin vicdanı ve adaleti bu haksızlığa karşı gereken cevabı mutlaka sandıkta verecektir. Emniyette ve Savcılıkta vermiş olduğum ifadelerde de görüyorum ki bana ve arkadaşlarıma akla hayale gelmeyecek suçlama ve iftiralarla bir yol tercihi yapılmaktadır. Bu yargı tacizi sürecini önüme koyan herkesi en üst seviyede kınıyor, hakkımı ömrüm boyunca hukuki yollardan arayacağımı beyan ediyorum. Milletimiz büyüktür, bu iftiralar milletimizin bağrındaki duvarlara çarpıp geri dönecektir" ifadelerini kullandı.