SAĞLIK - 08 Ocak 2025 Çarşamba 09:22

Doç. Dr. Yıldız “Verem tedavi edilebilir ancak erken tanı hayat kurtarır”

A
A
A
Doç. Dr. Yıldız “Verem tedavi edilebilir ancak erken tanı hayat kurtarır”

DÜZCE(İHA) – Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Pınar Yıldız, “Tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen verem hastalığı, dünyada her yıl milyonlarca insanın sağlığını tehdit etmektedir. Sağlıklı bir gelecek için el ele vererek veremi yenebiliriz” dedi.


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Pınar Yıldız, 5-12 Ocak ‘Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası’ dolayısıyla verem (tüberküloz) hastalığın belirtileri, bulaşma yolları ve tedavi süreçleri hakkında bilgilendirmede bulundu. Verem hastalığının küresel ölçekte hala ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ettiğini belirten Doç. Dr. Yıldız, “Ancak, erken tanı, etkili tedavi ve koruyucu önlemlerle veremin yayılması önlenebilir ve hastalık tamamen tedavi edilebilir” dedi.



“Dünyada her yıl milyonlarca insanın sağlığını tehdit ediyor”


Hastalığa ‘mycobacterium tuberculosis’ adlı bakterinin neden olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yıldız, “Başta akciğerleri etkileyen, ancak diğer organlara da yayılabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen verem, dünyada her yıl milyonlarca insanın sağlığını tehdit etmektedir. Hastalık genellikle hava yoluyla bulaşır. Tedavi edilmemiş aktif tüberküloz hastalarının öksürmesi, hapşırması ya da konuşması sırasında havaya yayılan mikroskobik damlacıkların solunması, bakterinin başka kişilere bulaşmasına neden olur” şeklinde konuştu. Her temasın hastalığa yol açmayacağına dikkat çeken Yıldız, “Kişinin bağışıklık sistemi güçlü olduğu sürece bakteri vücutta uyku halinde kalabilir. Bu durum latent tüberküloz enfeksiyonu olarak adlandırılır ve hastalık bulaşıcı değildir. Ancak, bağışıklık sistemi zayıfladığında verem aktif hale gelebilir” ifadelerine yer verdi. Hastalığın uzun süreli ve kapalı ortamda hasta bir bireyle temas eden kişiler arasında yayıldığını bildiren Yıldız, “Özellikle kalabalık yaşam alanlarında bulunan kişiler risk altındadır. Ailesinde veya çevresinde verem hastası olanlar, bağışıklık sistemi zayıflamış bireyler (HIV/AIDS hastaları, kanser tedavisi görenler, diyabet hastaları), beslenme yetersizliği yaşayanlar, sigara ve alkol kullananlar, yaşlılar ve çocukları risk faktörleri arasında sıralayabiliriz” dedi.



“Sinsi ilerleyen bir hastalıktır”


Veremin sinsi ilerleyen bir hastalık olduğunu ve belirtilerinin zaman içinde şiddetlenebildiğine işaret eden Doç. Dr. Yıldız, “3 hafta veya daha uzun süren öksürük, veremin en temel belirtisidir. Bu öksürük balgamlı olabilir ve ilerleyen dönemlerde kanlı balgam görülmesi mümkündür. Diğer belirtiler de gece terlemeleri, iştahsızlık ve kilo kaybı, halsizlik ve yorgunluk, göğüs ağrısı ve nefes darlığı, ateş ve titremedir. Bu belirtileri gösteren kişilerin gecikmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları, hastalığın erken teşhisinde büyük rol oynar” şeklinde konuştu.



“Tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır”


Veremin tamamen tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Yıldız, “Genellikle en az 6 ay süren ve birden fazla ilacın düzenli olarak kullanıldığı bir süreçtir. Tedaviye erken başlamak ve ilaçları düzenli kullanmak, hastalığın iyileşmesini sağlar ve hastalığın başkalarına bulaşmasını engeller. Ancak, tedavi süreci disiplin gerektirir. İlaçların düzensiz kullanımı veya tedavinin yarım bırakılması, verem bakterisinin ilaçlara karşı direnç geliştirmesine neden olabilir. Bu durumda hastalık daha zor tedavi edilir ve toplum için daha büyük bir tehdit haline gelir” dedi. Yıldız, hastalıktan korunmak için alınması gereken önlemlerle ilgili, “BCG (verem) aşısı, çocukları veremden koruyan en etkili yöntemlerden biridir. Hastalarla yakın temastan kaçınmak, bulaşma riskini azaltır. Yaşam alanlarının düzenli havalandırılması, verem mikrobunun yayılmasını engeller. Beslenmeye dikkat etmek ve bağışıklık sistemini güçlendirmek, hastalığa yakalanma riskini azaltır. Hasta kişilerin tedavi süreçlerine eksiksiz uyum göstermesi, toplum sağlığını korumak açısından kritik önemdedir” dedi.



Ülkemizde veremle mücadele


Ülkemizde, veremle mücadelede önemli adımlar atıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Yıldız, “Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Verem Savaşı Dairesi Başkanlığı ve verem savaş dispanserleri, veremin erken tanısı, tedavisi ve hastaların takibi konusunda hizmet vermektedir. Türkiye’de verem tedavisi ve ilaçlar devlet tarafından ücretsiz olarak sunulmaktadır. Ayrıca, risk gruplarına yönelik tarama programları ve eğitim çalışmaları düzenlenmektedir” ifadelerine yer verdi.



Toplum olarak üstümüze düşen görevler


“Veremle mücadelede toplumun her bireyine görev düşmektedir” diyen Doç. Dr. Pınar Yıldız sözlerini şöyle tamamladı:


“Bu mücadelede bilinçli olmak, hastalığın belirtilerini tanımak ve sağlık kontrollerini aksatmamak büyük önem taşır. Özellikle yakın çevremizde verem hastası varsa, onların tedavi süreçlerine destek olmak, toplum sağlığının korunmasına katkı sağlar. Bu hafta vesilesiyle, tüm vatandaşlarımızı verem konusunda daha bilinçli olmaya, belirtileri dikkate almaya ve sağlık kontrollerini ihmal etmemeye davet ediyorum. Verem tedavi edilebilir ancak erken tanı hayat kurtarır. Sağlıklı bir gelecek için el ele vererek veremi yenebiliriz.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Küçükçekmece’de motosikletli gence silahlı saldırı: 1 ağır yaralı İstanbul Küçükçekmece’de, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce motosikletle giden gence silahlı saldırı düzenlendi. Genç ağır yaralanırken, seken kurşunlar 3 araca ve 1 eve isabet etti. Polis olayla ilgili çalışma başlattı. Olay, 9 Ocak Perşembe günü gece saat 00.00 sıralarında Küçükçekmece Cumhuriyet Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, motosikleti ile eve giden Ozan G.’ye kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce uzun namlulu silahla saldırı düzenlendi. Kurşun yağmuruna tutulan genç, motosikletle eve kadar gitti. Saldırgan veya saldırganlar ise olay yerinden kaçarak uzaklaştı. 8 el ateş edilen saldırıda kurşunlar park halindeki 3 araca ve bir eve isabet etti. Kurşunların sırtına isabet ettiği Ozan G., ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Hastanede ameliyata alınan gencin hayati tehlikesi olduğu öğrenildi. Olay yerine gelen polis ekipleri araçlarda ve kurşunların isabet ettiği evde inceleme yaptı. Yapılan incelemenin ardından Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, saldırgan veya saldırganların yakalanması için geniş çaplı çalışma başlattı. Aracına kurşun isabet eden Adem Tarım olayla ilgili olarak, "Bizler sesleri duyduk, uyandık, baktık. Araçlar kurşunlanmış. Tahmini birkaç tane var, bir de yaralanma var. Duyduğuma göre motorla gelmişler. Mahalledeki araçlara isabet var. Açık hedef olarak henüz bilmiyorum" diye belirtti. Olayla ilgili yapılan inceleme sürüyor.
Ankara Sosyal Sigortalar Kanunu değişikliği kabul edildi ve yasalaştı TBMM Genel Kurulu’nda Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri düzenlendi. Teklif kabul edilerek yasalaştı. Düzenlemeye göre sağlık hizmeti almak üzere müracaat edenlerin, sağlık hizmetlerinin gereği olarak verileri işlenebilecek. Acil haller haricinde haftada 40 saatten az olmamak üzere Bakanlıkça belirlenen kıstaslar çerçevesinde ilgili aile hekiminin talebi ve o yerin sağlık idaresince onaylanan çalışma saatleri içinde yerine getirilecek. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı veya Uluslararası Öğrenciler Değerlendirme Kurulu kararı ile burs verilen uluslararası öğrenciler bursluluk statülerinin devam ettiği sürelerde genel sağlık sigortalısı sayılacak. Genel sağlık sigortası primleri, belirlenen prime esas kazanç alt sınırının yüzde 4’ü olacak. Genel Sağlık Sigortası’na (GSS) ilişkin düzenlemeleri de içeren kanun teklifine göre, 1 Ocak 2015 öncesine ait ödenmemiş GSS primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tahsilinden vazgeçilecek. Sigortalılığı 31 Aralık 2008 (dahil) tarihinden önce başlayan, hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan sigortalılardan çalışma gücü kayıp oranı yüzde 40 ila yüzde 49 olanlar 18 yıl sigortalılık süresi ve 4 bin 100 gün prim ödemeleri, yüzde 50 ila yüzde 59 olanlar ise 16 yıl sigortalılık süresi ve 3 bin 700 gün prim ödemeleri şartıyla yaşlılık aylığından yararlanacak.