MAGAZİN - 24 Şubat 2025 Pazartesi 12:47

Diyarbakır’ın kadim tarihi Londra’da podyuma çıktı

A
A
A
Diyarbakır’ın kadim tarihi Londra’da podyuma çıktı

Diyarbakır’da bulunan Zerzevan Kalesi, Dört Ayaklı Minare ve On Gözlü Köprü, uluslararası modacı Recep Demiray, tarafından tasarımlara işlenerek "Ahde Vefa" adıyla Londra Moda Haftası’nda sergilendi.


Türk modacı Recep Demiray, Diyarbakır’da bulunan Zerzevan Kalesi, Dört Ayaklı Minare ve On Gözlü Köprü’yü tasarladığı kıyafetlere işledi. Demiray, özgün tasarımlarını moda dünyasının en önemli buluşmalarından biri olan Londra Moda Haftası’nda sergiledi. 20-24 Şubat düzenlenen defileye katılan Demiray, tasarımlarıyla göz kamaştırdı.


20 özel parçadan oluşan bir koleksiyon hazırlayan Recep Demiray, Diyarbakır’ın tarihi yapıları Zerzevan Kalesi, Dört Ayaklı Minare ve On Gözlü Köprü’yü el işçiliği ile giysilerine nakşetti. Diyarbakır kültüründe önemli bir yeri olan bakır ve altın işlemlerle bezeli kıyafetleri ve başa takılan puşiden yaptığı abiye kıyafetler ise izleyenlerden büyük alkış aldı.


Defile sırasında mankenler Zerzevan Kalesi’nin görüntüsü eşliğinde podyumda yürüdü. Londra’da bir otelde moda sektörünün seçkin davetlilerinin izlediği defilenin finalinde ise ünlü şarkıcı Ece Mumay podyuma çıktı. Mumay, kıyafeti sunumu ve podyumdaki rahatlığıyla profesyonel mankenleri aratmadı. Defilenin final yürüyüşünü Mumay ile yapan Demiray, konuklarını selamladı.


Yaklaşık altı aylık bir çalışma sürecinin ardından tamamlanan koleksiyonu, 10 kişilik deneyimli bir ekip ile hazırladıklarını belirten Recep Demiray, "Doğduğum topraklar olan Diyarbakır’ı çok seviyorum. Diyarbakır’ın eşsiz tarihi dokusundan ilham aldığım koleksiyonuma ’Ahde Vefa’ adını verdim. Bu koleksiyon, yalnızca bir moda çalışması değil, kültürel mirasımıza bir saygı duruşu ve doğduğum topraklara duyduğum minnetin bir ifadesidir. İkinci kez katıldığım Londra Moda Haftasında kültürümüz ve tarihimizle ülkemi temsil etmekten dolayı çok mutluyum" dedi.



Diyarbakır’ın kadim tarihi Londra’da podyuma çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sinem Çeşim’i öldüren katil zanlısının kaçış anı kameralara yansıdı İstanbul Çatalca’da genç kadını öldüren erkek arkadaşının kaçış anı kameralara yansıdı. Acılı anne Sultan Çeşim ise, "Burada acılı bir anne olarak konuşuyorum, katil benim kızımı öldürdüğü halde hala bulunamadı. Bugün 6 gün oldu. En kısa zamanda bulunmasını istiyorum" dedi. Olay, 9 Nisan Çarşamba günü Çatalca Binkılıç’ta bulunan bir villada meydana geldi. İddialara göre, Sinem Çeşim (27) erkek arkadaşı M.T. ile buluştu. Aralarında çıkan tartışma sonucu M.T., Çeşim’i bıçakla ağır yaralayarak kaçtı. Yapılan ihbar üzerine olay yerine ambulans ve jandarma ekipleri sevk edildi. Çeşim, ilk müdahale yapıldıktan sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Sinem Çeşim’in cenazesi, Yakacık Pir Sultan Cemevi’nde kılınan cenaze namazının ardından Pendik Yeni Şeyhli Mezarlığı’nda toprağa verildi. Öte yandan katil M.T.’nin olay yerinden kaçtığı anlar güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Ekiplerin katil zanlısını yakalamak için çalışmaları devam ederken, genç kızın acılı annesi Sultan Çeşim zanlının biran önce yakalanmasını istedi. "Burada bir acılı anne olarak konuşuyorum" Anne Sultan Çeşim, "Burada bir acılı anne olarak konuşuyorum, öncelikle bütün annelere sesleniyorum. Olay şöyle gerçekleşti: Benim kızım sabah kalktı ve işe gitti. Yani en son kızımı akşam saat 01.00 civarında gördüm. ’Yarın işe gideceğim’ diyerek yatağına geçti. Ben kalktığımda kızım çoktan çıkmıştı. Normalde saat 08.00’de çıkardı ama o gün daha erken çıkmış. Saat 15.30 gibi kızımı aradım, ulaşamadım. Sonra saat 16.00 oldu, yine ulaşamadım. Normalde sabah 08.00’de işe girip 15.30’da çıkıyordu. İki defa aradım, yine ulaşamadım. Sonrasında saat 17.00 civarı oldu, yemek falan yaptım, çocuklarım işten geldi. Tam sofraya oturmuştuk ki, bilinmeyen bir numaradan telefon geldi. Telefonu açtık, ’Biz Çatalca Jandarma Karakolu’ndan arıyoruz, bir kaza geçirmiş’ dediler. ’Gelebilir misiniz?’ diye sordular. Ben de ’Nasıl bir kaza, bana bir açıklama yapabilir misiniz?’ dedim. Ama ’Yok, buraya gelirseniz’ dediler. Sonrasında kalktık gittik. Yani olay saat 12.00’de olmuş ama akşam saat 18.00’de bize haber verildi" dedi. Katil zanlısının bi an evvel yakalanmasını isteyen anne Çeşim, "Bu adam 9 aydır aranıyor ve elini kolunu sallayarak ortalıkta geziyor. Şu anda aynı durum geçerli; benim kızıma bunu yaptığı hâlde hâlâ bulunamadı. Bugün olayın üzerinden altı gün geçti. En kısa zamanda yakalanmasını istiyorum. Bugün bana, yarın başkasına. Bu kişinin birçok suç dosyası var. Zaten savcılık da, avukatımız da bize bunları gösterdi. Ben bu adamın yakalanmasını ve cezaevine girmesini istiyorum. Bu adamın hakkında yakalama kararı var ama hâlâ dışarıda dolaşıyor. Bu nasıl olabiliyor, gerçekten anlayamıyorum. Aranıyor ama hâlâ ortalıkta elini kolunu sallayarak geziyor, yakalanmasını istiyorum" diye konuştu. "Kızım benden hiçbir şey saklamazdı, sosyal medya hesapları bile bende ekliydi" Katil zanlısını tanımadığını belirten Sultan Çeşim, "Katili daha önce hiç tanımadım, bir erkek arkadaşı olarak filan hiç tanıtmadı bana. Bir dost, arkadaş olarak biri olduğunu biliyordum. Bir defa görüntülü konuşurken duydum sadece. Buluşmadan da kesinlikle haberim yok. Çünkü bana işe gidiyorum diyerek evden çıktı, hiç oraya gideceğini söylemedi. Zaten oraya gideceğini bilsem engel olur göndermezdim. Kızım benden hiçbir şey saklamazdı, sosyal medya hesapları bile bende ekliydi. Çok açık sözlü, erkek gibi bir kızdı. Güvendiği için oraya gitmiştir ve buluşmuştur" şeklinde konuştu. Adaletin yerini bulmasını isteyen acılı baba Hasan Çeşim ise, "Jandarma bizi aradı, gittik maalesef ölü olarak bulundu. Ama katil hala dışarıda, elini kolunu sallayarak geziyor. Lütfen, bu şahsı bir an önce yakalayın. En azından içimize biraz su serpin. Baba olarak bu haberi aldığımda yıkıldım. Kim olursa olsun bugün benim kızımsa yarın başkasının kızı olabilir. Bu kişi dışarıda gezdiği sürece kim bilir daha kaç cana zarar verecek. Bu adamı tanımıyorum, daha önce hiç görmedim, adını bile duymadım. Ne kızım ne bir başkası bana ondan bahsetti. Hiçbir şey duymadım, hiçbir şey bilmedim" diye konuştu
Muğla Eski eşini öldüren sanık: "Kendimi kaybettim" Muğla’nın Bodrum ilçesinde geçen yıl eski eşini sokak ortasında kurşunlayarak öldüren, yardım etmeye çalışan bir kişiyi de yaralayan şahıs ile suç delillerini gizlediği öne sürülen oğlunun yargılanmasına başlandı. Sanık ifadesinde, "Kapıda Hüsne ile karşılaştım, ardından Sedat gelip bana küfretti. Kendimi kaybettim. Sedat’a ateş ettim. Hüsne’yi hedef almadım" dedi. Olay, 24 Temmuz 2024 günü akşam saatlerinde Geriş Mahallesi’nde yaşandı. 2021 yılında boşandığı 3 çocuk annesi Hüsne Topal’ın bulunduğu eve giden Hacı Ömer Alçı, kadını dışarı çağırarak konuşmak istedi. Kısa sürede tartışmaya dönüşen olayda iddiaya göre Alçı eski eşini darp etti. Çığlık seslerini duyan Hüsne Topal’ın arkadaşı Sedat T., kadının yardımına koştu. O sırada belinden tabancasını çıkaran Hacı Ömer Alçı, peş peşe tetiğe bastı. Kurşun yağmuruna tutulan Hüsne Topal ağır yaralanırken, Sedat T. ise vücuduna isabet eden mermilerle yere yığıldı. Olay yerinden kaçan Alçı, kısa sürede Bodrum polisi tarafından Emin Anter Bulvarı’nda yakalandı. Cinayetin ardından kullanılan silahın ise zanlının oğlu B.A. ve arkadaşı E.D. tarafından saklandığı ortaya çıktı. Kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Hüsne Topal, memleketi Hatay’da toprağa verildi. Yaralı Sedat T.’nin ise tedavisi Bodrum Devlet Hastanesi’nde sürdürüldü. Gözaltına alınan baba ve oğlu, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Oğul B.A. daha sonra ara kararla serbest bırakılırken, E.D. hakkında ise adli kontrol kararı verildi. Olayla ilgili dava Bodrum 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. İlk duruşmaya tutuklu sanık Hacı Ömer Alçı ile tutuksuz yargılanan oğlu B.A., hayatını kaybeden Hüsne Topal’ın annesi Hatun Topal, aile yakınları, avukatlar ve tanıklar katıldı. Mahkeme heyeti ilk olarak sanık Hacı Ömer Alçı’yı dinledi. Sanık Alçı, "Çok üzgünüm. Boşanmıştık ama birlikte yaşıyorduk. Olay günü Hüsne’nin konumunun Sedat’ın evinde olduğunu görünce oraya gittim. Neden gittiğimi bilmiyorum. Kapıda Hüsne ile karşılaştım, ardından Sedat gelip bana küfretti. Kendimi kaybettim. Sedat’a ateş ettim. Hüsne’yi hedef almadım. Polisten saklanmadım, her şeyi anlattım. Silahı kendimi korumak için taşıyordum" dedi. Alçı, önceki ifadesinde olayın ‘alacak-verecek’ meselesi yüzünden yaşandığını söylemesinin nedeni olarak, "Avukatım beni o şekilde yönlendirdi" ifadelerini kullandı. Tutuksuz sanık B.A. ise olay günü babasının yanına geldiğini ve silahı kendisine verdiğini söyleyerek, "Annemle her gün konuşurdum. Aradığımda bir kadın telefonu açtı, ‘Annen öldü’ dedi. Olay yerine gittim, annemi kanlar içinde buldum. Silahın bende olduğunu hatırlayınca paniğe kapılıp 200 metre ilerideki ağacın altına attım" dedi. Hüsne Topal’ın annesi Hatun Topal ise duruşmada gözyaşları içinde konuştu. Hatun Topal, "Kızımın namusunu karalamasın. Yalan söylüyor. Çocukları ‘Annem yok’ diyor. Şikayetçiyim. Bizi mahvetti" dedi. Tanık olarak dinlenen site görevlisi, "Ömer’in bir elinde silah vardı, diğer eliyle Hüsne’ye vuruyordu. Sedat kapıya çıkınca aralarında tartışma yaşandı. Sonra silah sesleri duyuldu" ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti, sanık, tanık ve avukatların beyanlarının ardından duruşmaya ara verdi. Heyet, tutuklu sanık Hacı Ömer Alçı’nın tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanık B.A. hakkında ise yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartının sürdürülmesine karar vererek duruşmayı 16 Haziran’a erteledi. Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan aile avukatı ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Üyesi Perihan Ceviz, "Sanık indirim alabilmek için gerçeğe aykırı ifadeler veriyor. Bu eylemin tasarlanarak işlendiğini düşünüyoruz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alması için mücadelemiz sürecek" dedi.