MAGAZİN - 30 Ağustos 2023 Çarşamba 13:39

Lezzetiyle damak çatlatan Denizli kebabına uzak doğu ilgisi

A
A
A
Lezzetiyle damak çatlatan Denizli kebabına uzak doğu ilgisi

Geleneksel yöntemlerle servis edilen ve çatal ile bıçak kullanılmadan tüketilen coğrafi işaretli Denizli Kebabının ünü dünyaya yayıldı. Uzak doğu ülkelerinden gelen turistlerin yoğun ilgi gösterdiği tescilli lezzet, binlerce kilometre uzakta yaşayan gurbetçileri de kendisine çekiyor.



Türk mutfağının zengin lezzetlerinden biri olan Denizli Kebabı, etin özel bir şekilde pişirilmesi ve özellikleriyle tanınıyor. Son zamanlar damak tadı ile dikkat çeken ve 1920’li yıllardan bu yana geleneksel yöntemlerle hazırlanan Denizli kebabı, şehre gelen misafirlerin yemek tercihleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Kuzu etinden yapılan, tandır ateşinde pişirilen tescilli kebap, çatal ve bıçak kullanılmadan elle yenilmesiyle dikkat çekiyor. Sekiz parçaya ayrılan kuzu, sakız ağacının kütüklerinden tavlanan fırınlarda pişiriliyor. Pişerken etlerden süzülen yağ, ana yemek ile birlikte servis edilen pide ekmeğinin yağlanmasında kullanılıyor.



“Bu lezzet ile dünyaya açılabildiğimiz kadar açılacağız”


Dünyanın dört bir yanına coğrafi işaretli kebabı tanıtmak için hem kuruluşlarda sorumluluk üstlenen hem de Uzakdoğu ülkeleri başta olmak üzere birçok yemek fuarında ürünü temsil eden Dursun Göçenoğlu, 41 yıldır verdiği emeğin karşılığını aldıklarını söyledi. Kebabın farklı bir aromaya sahip olduğunu ve lezzetine bakmak için kilometrelerce uzak mesafelerden müşterilerinin geldiğini anlatan Göçenoğlu, “Denizli Kültürel Destekleme Ve Yaşatma Derneği Başkanı Yardımcılığı görevini de aynı zamanda yürütüyorum. Denizli Kebabımızı elimizden geldiğince tüm dünyaya tanıtıyoruz. Aynı zamanda kendim de uzak doğu ülkelerinde düzenlenen dünya mutfağı fuarlarına katılım sağlıyorum. Fuarlarda doğal lezzetimizi tanıtıyoruz. Yaptığımız çalışmalar ile fuarların meyvesini yiyoruz” dedi.



“Tüm dünyaya bu lezzetimizi tattırmak istiyoruz”


Etin içine herhangi bir katkı maddesi koymadıklarını ifade eden Dursun Göçenoğlu, “Uzak doğudan Brezilya, Tayvan, Hong Kong ve Avusturya ülkelerinden yoğun müşterimiz var. Bu yemeğimizin tadı tüm ülkelerin damak tadına uyuyor. Etimizde hiçbir terbiye olayı yok. Kuzuyu parçalayıp, şişlere yerleştiriyoruz. Ardından sakız odunu ile pişiriyoruz. Bunun aroması çok farklı oluyor. Bu lezzet ile dünyaya açılabildiğimiz kadar açılacağız. Tüm dünyaya bu lezzetimizi tattırmak istiyoruz” diye konuştu.



“58 yaşındayım ve 50 yıldır çatal bıçak olmadan elle yiyoruz”


50 yıldır asırlık lezzetten vazgeçmeyip ve damağını tatlandırmak için Avusturya’dan Denizli’nin Merkezefendi ilçesi Saraylar Mahallesi 357. Sokak’ta bulunan Kebapçı Dursun isimli işletmeye gelen Erdoğan, “Denizli’ye Avusturya’dan geliyorum. Kebapçı Dursun’un hemen yanına gelip, Kebabımızı yiyorum. 3 bin kilometreden buraya geldim. Kebap çok güzel ve elle yemek çok lezzetli oluyor. Yanında her şey yiyebiliriz ama soğan ve biber ile çok güzel tat veriyor. 58 yaşındayım ve 50 yıldır çatal bıçak olmadan elle yiyoruz. Kebapçı Dursun’a gelinmesi gerekiyor hem muhabbeti hem de lezzetini doyasıya alıyorsunuz” şeklinde konuştu.



Lezzetiyle damak çatlatan Denizli kebabına uzak doğu ilgisi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Vali Çelik ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Kışla Yüksekova’ya incelemelerde bulundu Hakkari Valisi Ali Çelik, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla ile birlikte Yüksekova ilçesinde incelemelerde bulundu. Vali Ali Çelik, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla ile birlikte Yüksekova’da yapım aşamasında olan ve yapılması planlanan Kur’an kursu ve cami inşaatlarını yerinde inceledi. Vali Çelik, yapım aşamasında olan Hacı Ahmet Albayrak Yatılı Kız Kur’an Kursu ile Hazreti Ömer Camii’nin inşaat alanlarında incelemelerde bulunarak yetkililerden yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Depreme dayanıksız olması sebebiyle yıkılarak yeniden yapılması planlanan Selahattin Eyyubi Camii’ni de ziyaret eden Vali Çelik; planlanan yeni caminin proje detayları hakkında yetkililerden bilgiler aldı. Vali Ali Çelik, beraberindeki Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla ve Yüksekova Kaymakamı Mustafa Akın ile Hakkari Müftülüğü tarafından Yüksekova Kaymakamlığında gerçekleştirilen değerlendirme toplantısına katıldı. Toplantıda Hakkari İl Müftüsü Hüseyin Okuş, Hakkari ve ilçelerinde diyanet hizmetlerinin genel durumu ve yürütülen çalışmalara ilişkin bir sunum yaptı. Müftü Okuş; Hakkari’deki camilerin genel durumları, personel sayıları, yatılı kız-erkek Kur’an kursları, 4-6 yaş arası Kur’an kursları, öğrenci sayıları, yapım aşamasında olan camii ve Kur’an kurslarının proje detayları hakkında bilgiler verildi. Vali Çelik, yapımı devam eden Hazreti Aişe Yatılı Kız Kur’an Kursunun yapım aşamasına verdiği destekler sebebiyle Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla’ya teşekkür plaketi takdim etti. Vali Ali Çelik, daha sonra beraberindekilerle inşa çalışmaları devam eden 75 yatak kapasiteli Yüksekova Devlet Hastanesi inşaatında incelemelerde bulundu. Vali Çelik; İl Sağlık Müdürü Dr. Hamdullah Kara ve Proje Müteahhidi Ayhan Tunç’tan çalışmalarda gelinen son aşama hakkında bilgiler aldı. Projede yaşanan eksiklikler hakkında da yetkililerden bilgiler alan Vali Çelik, ilgili birimler ile görüşerek sorunların bir an önce giderilmesi ve Yüksekova Devlet Hastanesinin hizmete sunulması talimatlarını iletti. Vali Ali Çelik, esnaf ve vatandaşlarla ile bir araya gelerek, Yüksekova’da ihtiyaç duyulan konular hakkında istişarelerde bulunarak vatandaşların görüşlerini aldı. Esnaf ve vatandaşların istek ve talepleri için imkânlar dâhilinde gereken çalışmaların yapılacağını belirten Vali Çelik, sorunların çözümü için ilgili birimlere talimatlarını iletti. Vali Çelik ve beraberindekiler, daha sonra Yüksekova’da İkiyaka Köy Muhtarı Alaaddin Kamalı ve vatandaşlarla bir araya geldi. İkiyaka Köy Muhtarı Alaaddin Kamalı’nın ikametinde sohbet eşliğinde köy sakinleri ile bir araya gelen Vali Çelik, Muhtar Alaaddin Kamalı ve vatandaşlara içten sohbetleri ve misafirperverlikleri için teşekkür etti.
Manisa Hobisi sayesinde hem sağlığına kavuştu hem meslek sahibi oldu Manisa’da su kabağı tasarımcılığı yapan Fevziye Katırcı, sağlık sorunlarını hobisi ile yendi. Kullandığı 36 ilacı bıraktığını belirten Katırcı, su kabağını süs eşyasına dönüştürerek hem sağlığına kavuştu hem de meslek sahibi oldu. Manisa’nın Şehzadeler ilçesindeki tarihi Kurşunluhan’da 12 yıldır su kabağı tasarımcısı olarak çalışan Fevziye Katırcı, hobisi sayesinde hastalıklarını yendiğini söyledi. Ham olarak elde ettiği su kabaklarını süs eşyasına çeviren 70 yaşındaki Fevziye Katırcı, el emeği ile geçimini de sağlıyor. Hobisi sayesinde sağlığına da kavuştuğunu dile getiren Fevziye Katırcı, “Ben bu işi 12 yıldır yapıyorum ama profesyonel olarak 7 yıldır yapıyorum. Bu iş bana sağlık yönünden çok şey kazandırdı. Nasıl anlatayım; önceden 36 tane hap içiyordum, bu haplar beni kötü hale getirmişti. Artık masalarda uyumaya başlamıştım. Evde başımı kaldıramıyordum. Bu iş beni çok rahatlattı. O haplardan kurtuldum. Bana manevi çok büyük faydaları oldu. Allah’ım herkese böyle güzel şeyler nasip etsin. Ben çok memnunum” şeklinde konuştu. "Telle çivinin aşkı filografi" Su kabağı tasarımcılığının büyük emek istediğini dile getiren Katırcı, "Bu kabaklar bana ham vaziyette geliyor. Bu kabaklar kuruduktan sonra biz bunları ıslatıyoruz. Önce kazıyarak dış zeminini temizliyoruz. Kuruduktan sonra da eğer lamba yapacaksak altını 3,5-7 cm ebadında açıyoruz. Değişik aparatlar var bu aparatlarla bunların içini temizliyoruz. Değişik işlemlerden geçirdikten sonra desenlerle süsleyerek makinemizle değişik şekiller vererek süslüyoruz. Büyük emek isteyen bir iş. Ben filografi de çalıştım. Çivi çakarak telle örüyoruz. Telle çivinin aşkı diyoruz bu çalışmaya" şeklinde konuştu.
İstanbul Strafor usta ellerde model uçağa dönüştü Çocukluk hayali ile başlayan model uçak sevdası 16 yıl boyunca Hakan Özbey’i geliştirerek strafordan kendi özel modellerini yapmasını sağladı. Bir straforu sıfırdan işleyerek uçar hale getiren 45 yaşındaki Özbey, üniversite öğrencilerine de işin inceliklerini öğreniyor. Türkiye’de her geçen gün havacılığa olan merak artıyor. Türkiye’nin ürettiği SİHA’lar dünyada gündeme otururken bu işin emekleme aşaması olan model uçaklara olan ilgi daha da artıyor. İlköğretim yıllarından heves ederek izlediği model uçak uçuşlarını 30’lu yaşlara geldiğinde ilerleten Hakan Özbey, hiç işlenmemiş straforu ince işçilikle model uçağa dönüştürüyor. Üniversite öğrencilerine üretim ve pilotaj öğreten Özbey (45), ürettiği uçakların elektronik aksamlarını satın alarak montajını yine kendisi yapıyor. 16 yıldır üretim ve pilotaj işi ile uğraşan Özbey kendisin ürettiği uçaklarla akrobasi gösterileri yapacak seviyede ilerleterek iyi bir pilot oldu. “Strafor parçasını uçak haline getirebiliyorum” 16 yıldır model uçakların ile ilgilenen Hakan Özbey, “Çocukluğumdan beridir model uçak benim için bir hevesti. Model uçak uçurmaya gelen arkadaşları izlemeye geliyordum. 30 yaşlarımdan sonra ben de bu uçağı üretebileceğimi düşündüm. İnternetten izlediğim videolar ile ve yaptığım araştırmalar ile model uçak yapımını öğrendim. Şuanda birçok farklı modelde üretim yapabiliyorum. Kendi özel tasarımlarım var. Bunları hem üretim hem de uçuşlarını yapıyorum. Sosyal medya aracılığı ile birçok üniversite hocaları ve öğrenciler bana ulaşıyor. Nasıl üretim ve uçuş yaptığım ile ilgili benden bilgi alıyorlar. Bir strafor parçasını uçak haline getirebiliyorum. Benim yaptığım uçak modelleri strafor ağırlıklı modeller oluyor. Şimdi köpük olmasının nedeni hafif olmasından dolayı. Model uçakta en önemli şey hafif olmasıdır” dedi. “Sıfırdan başlayıp uçar hale getiriyorum” Model uçakları ahşap, karbon gibi malzemelerden de üretilebildiğini ifade eden Özbey, “Günümüzde gelişen teknolojiler ile birlikte 3 boyutlu yazıcılar ile birlikte model uçaklar yapılabiliyor. Ben tamamen el işçiliğine dayandığı için strafor üzerinden çalışıyorum. Elektronik aksamlarını satın alıp montajını yapıyorum. Sıfırdan başlayıp uçar bir hale getirilecek şekilde üretim yapabiliyorum” dedi. (AFS-RU
Manisa Hobisi sayesinde hem sağlığına kavuştu hem meslek sahibi oldu Manisa’da su kabağı tasarımcılığı yapan 70 yaşındaki Fevziye Katırcı, sağlık sorunlarını hobisi ile yendi. Kullandığı 36 ilacı bıraktığını belirten Katırcı, su kabağını süs eşyasına dönüştürerek hem sağlığına kavuştu hem de meslek sahibi oldu. Manisa’nın Şehzadeler ilçesindeki tarihi Kurşunluhan’da 12 yıldır su kabağı tasarımcısı olarak çalışan Fevziye Katırcı, hobisi sayesinde hastalıklarını yendiğini söyledi. Ham olarak elde ettiği su kabaklarını süs eşyasına çeviren 70 yaşındaki Fevziye Katırcı, el emeği ile geçimini de sağlıyor. Hobisi sayesinde sağlığına da kavuştuğunu dile getiren Fevziye Katırcı, “Ben bu işi 12 yıldır yapıyorum ama profesyonel olarak 7 yıldır yapıyorum. Bu iş bana sağlık yönünden çok şey kazandırdı. Nasıl anlatayım. Önceden 36 tane hap içiyordum. Bu haplar beni kötü hale getirmişti. Artık masalarda uyumaya başlamıştım. Evde başımı kaldıramıyordum. Bu iş beni çok rahatlattı. O haplardan kurtuldum. Bana manevi çok büyük faydaları oldu. Allah’ım herkese böyle güzel şeyler nasip etsin. Ben çok memnunum” şeklinde konuştu. “Telle çivinin aşkı filografi” Su kabağı tasarımcılığının büyük emek istediğini dile getiren Katırcı, “Bu kabaklar bana ham vaziyette geliyor. Bu kabaklar kuruduktan sonra biz bunları ıslatıyoruz. Önce kazıyarak dış zeminini temizliyoruz. Kuruduktan sonra da eğer lamba yapacaksak altını 3,5-7 cm ebadında açıyoruz. Değişik aparatlar var bu aparatlarla bunların içini temizliyoruz. Değişik işlemlerden geçirdikten sonra desenlerle süsleyerek makinemizle değişik şekiller vererek süslüyoruz. Büyük emek isteyen bir iş. Ben filografi de çalıştım. Çivi çakarak telle örüyoruz. Telle çivinin aşkı diyoruz bu çalışmaya” şeklinde konuştu. (SC-